• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ LİTERATÜR

1.10. Bilişötesinin Önemi

Eğitim sistemi genellikle geçerli, sağlam bilgi tabanı geliştirmede, bilgiyi düşünme ve uygulamada, performansını ve öğrenme sürecini değerlendirmede başarısız olan öğrenciler üretmektedir. Bu sistemde yetişen bir öğrencinin neyi bilmediğinin farkında olabilmesi veya yetersiz bilgiye sahip olduğunu anladığında bunu telafi etmek için ne

yapacağını bilebilmesi muhtemel değildir. Bireyin neyi bilip neyi bilmediğine yönelik bu bilgi ve bireyin kendi düşünmesi üzerine düşünmesi, bilişötesi bilgi ve bilişötesi beceri olarak tanımlanır.

Bilişötesinin öğrenme için önemli olduğu görüşü geniş bir şekilde kabul görmüştür (Anderson & Walker, 1991; Pintrich & DeGroot, 1990). Çoğu öğretmen ve araştırmacı; öğrencilerin kendi düşünmeleri ve öğrenmeleri hakkında düşünmelerinin eğitim çıktılarını artıracağına inanmaktadır (Anderson & Walker, 1991). Bilişötesi bireylerin kendi bilişleri ve öğrenme deneyimlerine yönelik sahip oldukları bilgi ve kontroldür (Corno, 1986; Flavell, 1979; 1981; Jacobs & Paris, 1987). Bilişötesi beceriye sahip öğrenci bilgi ve beceri kazanmanın çeşitli aşamalarında kendi bilişlerini planlar, izler ve düzenler (Baker & Brown, 1984).

Araştırmacılar bilişötesinin, bilginin sözel yolla iletimi, sözel ikna, sözel kavrama, okumayı kavrama, yazma, dil kazanma, dikkat, hafıza, problem çözme, sosyal biliş ve öz-kontrol gibi alanlarda önemli rol oynadığı sonucuna varmıştır. Aynı zamanda bilişötesinin; sosyal öğrenme teorisi, bilişsel-davranışçı modifikasyon, kişilik gelişimi ve eğitim alanlarıyla bağlantılı olduğu konusunda net belirtiler vardır. Bu nedenle bilişötesi ilgi çekici ve ümit verici yeni bir araştırma alanı olarak ortaya çıkmıştır. Bilişötesi bireyin nasıl öğreneceğini öğrenmesine ilişkin öz-bilgisi ve yeteneğiyle ilişkili olarak geliştiği için, yüksek düzeyde bir öğrenme becerisi olarak düşünülmektedir. Son derece zengin olan ve hızlı gelişen teknoloji dünyasındaki sürekli değişim, bireylerin bütün bilgileri elde etmelerini imkânsızlaştırmakla beraber gelecekte hangi bilginin daha gerekli olduğunu kavramalarını da zorlaştırmaktadır. Bundan dolayı bilişötesinin okul programlarının içeriğinde yer alması tamamen mantıklı gibi görünmektedir. Flavell (1987) öz-bilinçli öğrenme için sunduğu imkânlardan dolayı iyi okulun “bilişötesi gelişimin yuvası” olduğunu savunmuştur. Benzer şekilde Paris ve Winograd (1990) öğrencilerin öğrenme düzeylerinin, okulda okuma, yazma ve problem çözme süreçlerinde, kendi düşünmelerine yönelik farkındalıkları geliştirilerek artırılabileceğini ve öğretmenlerin etkili problem çözme stratejileri hakkında öğrencilere direkt bilgilendirmeler yaparak veya düşünmenin bilişsel ve motivasyonel yönlerini tartışarak bu farkındalığı ilerletebileceklerini öne

sürmüştür. Gunstone ve Northfield (1994) bir adım daha ileri gitmiş ve bilişötesi öğretimin, öğretmen eğitiminin merkezine konulmasının gerekli olduğunu iddia etmiştir. Aynı zamanda Borkowski ve Muthukrishna (1992) bilişötesinin, esnek ve yaratıcı öğrenmeye odaklanan bir sınıf ortamı oluşturmak için öğretmenlere hatırı sayılır düzeyde yardımcı olduğunu ifade etmiştir.

Son yıllarda bilişötesi alanı artan bir ilgiye ve yoğun araştırmalara tanık olmuştur. Bu araştırmalar Flavell (1976, 1979) ve Brown (1978)’in makalelerinden itibaren giderek artmış ve literatürde oldukça geniş bir yer tutmuştur. Bilişötesine yönelik artan bu ilginin nedeni; bilişsel öğrenme teorilerine ilginin artması (Brown, 1994) ve öğrencilerin bilişötelerini artırmaya yardımcı olacak müdahalelerin öğrenme çıktılarında önemli gelişmelere yol açacağı görüşünün giderek yaygınlaşmasıdır (White, 1988). Paris ve Jacobs (1984) tarafından yapılan araştırma bilişötesini geliştirmenin, öğrenmede ilerleme ile sonuçlandığını göstermiştir. Bu bulgular şaşırtıcı değildir, çünkü eğer öğreniciler öğrenme repertuarlarına erişebilir ve kapasitelerine ilişkin iç-görü kazanırlarsa başarılarını maksimum düzeye çıkarabilirler (Brown, 1994). Kendi alanlarındaki kavramlara ilişkin sağlam ve zengin bilgiye sahip olan öğrencilerin, problem çözmeye ve kendi bilgileri hakkında düşünmeye yönelik yüksek düzeyde gelişmiş bilişötesi stratejilere sahip oldukları bulunmuştur (Glaser & Chi, 1988, aktaran; Thomas & McRobbie, 2001).

Bilişötesi önemlidir, çünkü eğer öğrenci kavramadaki aksaklıkların farkına varamazsa ve bu konuda ne yapacağını bilemezse öğretmenlerin sunduğu stratejiler başarısız olacaktır. Hartman (1998) bilişötesinin önemini vurgularken şunları söylemiştir:

“Bilişötesi özellikle önemlidir, çünkü o öğrenilmiş materyali kazanmayı, kavramayı, saklamayı ve geri çağırmayı etkiler. Ayrıca öğrenme verimliliğini, eleştirel düşünmeyi ve problem çözmeyi de etkiler. Bilişötesi farkındalık düşünme ve öğrenme süreçleri ve ürünleri üzerinde kontrol veya öz-düzenlemeye imkan sağlar” (s. 1).

O’Malley ve diğerleri (1985) ise şu iddiayı ileri sürmüşlerdir: “Bilişötesi yaklaşıma sahip olmayan öğrenciler aslında, gelişimlerini ve başarılarını inceleme fırsatından veya geleceğe ilişkin yönlendirmelerden yoksundur” (s. 561, aktaran; Carrell ve diğerleri, 1998).

Üniversitede akademik başarı bilişsel ve bilişötesi yeteneklere bağlıdır. Bireyin zihinsel süreçleri hakkında düşünmesi yeteneği genellikle geç gelişen bir özelliktir. Ancak eğer bir üniversite öğrencisi, bilişötesi becerilerinde sınırlı bir düzeyde ise, okuması gereken oldukça fazla miktardaki materyalden bilgi elde etmede zorlanacaktır. Sınırlı bilişötesi yetenekle üniversite öğrencisi görevin gereklerini anlamada, ilgili ve önemli bilgiye seçici biçimde odaklanmada, bilgi depolama teknikleri kullanmada ve sağlıklı işlemediği zaman bu teknikleri değiştirmede sıkıntı yaşayacaktır. Tüm bu süreçler bireyin belli bir noktayı kavrama düzeyi ve bireyin öğrenme sürecini yönlendirmesi yeteneğiyle yakından ilişkilidir (Baker & Brown, 1984).

Deneyimli öğretmenler, daha etkili ve verimli bir şekilde öğrenme aktivitelerini organize etme, planlama, karar verme ve değerlendirme amacıyla içsel bilişsel stratejiler geliştirirler. Öğretmenler ders programlarını dizayn etme ve sunma esnasında öğrenmenin öğrencilerinde nasıl meydana geldiğini göz önünde bulundurmak zorundadır. Bundan dolayı öğretmenlerin günlük aktiviteleri onların bilişötesi beceri ve farkındalıklarının artmasına yol açar. Öğretmenler öğrencilerinin bazı bilgiler kazanmalarını ve öğrencilerinin verimli ve etkili birer öğrenici olmalarını ister. Bilişötesi yetenekler öğrencilerin bilgiyi kavramalarına ve gerçek anlamda amaçlarına ulaşıp ulaşamadıklarının farkında olmalarına yardımcı olur. Bilişötesi yetenekler aynı zamanda öğrenme görevine hâkim olup olamadıkları hakkında öğrencileri bilgilendirir (Vadhan & Stander, 1994).

Güncel araştırmalar daha fazla bilişötesi farkındalığa sahip bireylerin, bilişsel girişimlerde daha stratejik ve başarılı olduğunu göstermektedir (Garner & Alexander, 1989). Schraw ve Dennison (1994)’e göre bunun nedeni, bilişötesi farkındalığın bireylere performanslarını direkt artıracak biçimde öğrenmelerini planlama, ardışıklama ve izlemelerinde yardımcı olmasıdır. Bir çalışmada Swanson (1990) strateji ve performanstaki farklılıkların zihinsel yetenekteki değil bilişötesi farkındalıktaki farklılıklardan kaynaklandığını bulmuştur. Bu bulgular, bilişötesinin strateji kullanımını geliştirerek bilişsel performansta telafi edici bir rol oynadığını ileri sürmektedir.

Performans açısından düşünüldüğünde yüksek bilişötesi beceriler başarıyla düşük bilişötesi beceriler ise başarısızlıkla ilişkilidir. Etkili bilişötesi becerilerle donatılmış öğrenciler çeşitli alanlardaki bilgilerini doğru biçimde değerlendirir, devam eden öğrenmelerini izler, bilgilerini güncelleştirir ve yeni öğrenmeler için etkili planlar yapar (Everson & Tobias, 1998). Eğer bir öğrenci verimli bir performans sergileyebilmek için neye ihtiyacı olduğunun farkındaysa öğrenme pozisyonunun gereksinimlerini verimli biçimde karşılayabilmek için adım atar. Bununla birlikte eğer birey bir öğrenici olarak sınırlılıklarının veya karşılaştığı öğrenme görevinin karmaşıklığının farkında değilse bu bireyin problemleri tahmin etmesi veya onlardan kaynaklanan aksaklıkları gidermesi çok zor olur (Carrell ve diğerleri, 1998). Bundan dolayı öğrencilerin bilişötesini artırmak için çeşitli yöntemler geliştirmek önemlidir. Böylece öğrenci verimli öğrenme stratejileri kullanarak öğrenme süreçlerini daha iyi izleme yeteneği kazanır.