• Sonuç bulunamadı

MEHMET FEYZİ EFENDİ'NİN HAYATI, İLMÎ VE MANEVÎ KİŞİLİĞİ

2.2. İlmî ve Manevî Kişiliği 1.İlmî Yönü 1.İlmî Yönü

2.2.1.4. Öğretim Hayatı

2.2.1.4.2. Feyzi Efendi’nin Okuduğu ve Okuttuğu Kitaplar 1.Sarf-Nahiv

2.Fıkh-ı Semerkandî

3.İhyâu Ulûmi’d-Dîn (akaid ve hac bahsi)230

225 Günay Tümer o dönemde Kastamonu Lisesi’nde öğrencidir. Yanında ise arkadaşı Veli Özkalyoncu vardır. Bkz. Atasoy, Sır Kâtibi, s. 287. Veli Bey’in soyadı bu kaynakta Kalyoncu olarak verilmiştir.

226 Kalaycı, Şaban, Karanlıktan Aydınlığa, s. 19-20.

227 Kalaycı, Şaban, Karanlıktan Aydınlığa, s. 19-20.

228 Kalaycı, Şaban, Karanlıktan Aydınlığa, s. 62.

229 Kalaycı, Şaban, Karanlıktan Aydınlığa, s. 102-103.

230 Hüccetü’l-İslâm Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Ahmed el-Gazzâlî'nin (v.

505/1111) Bağdat'ı terk ederek kendini tefekküre ve derûnî bilgiye verdiği dönemin en önemli ürünü ve dini, ahlaki, felsefi, tasavvufi muhtevasıyla İslam düşüncesinin en dikkat çekici eserlerinden biridir. H.

Bekir Karlığa, “Gazzâlî”, DİA, 1996, XIII, 523.

4.Şemâil-i Şerîf Şerhi (Aliyyü’l Kârî)231

5.Hadis-i Erbaîn Şerhi (Birgivî ve Akkirmanî,232 İsmail Hakkı Bursevî233) 6.Hülâsatü’l-Buhârî / Tecrîd-i Sarîh Şerhi (Şerkâvî)234

231 Aliyyü’l-Kârî, Minehu'r-Ravdi'l-Ezher fî Şerhi'l-Fıkhi'l-Ekber (İstanbul 1303; Delhi 1890; Kahire 1323, 1327) el-Fıkhu'l-Ekber'in çok tanınan şerhlerinden biri olup Yunus Vehbi Yavuz tarafından Türkçeye çevrilmiştir. (Fıkh-ı Ekber Aliyyü'I-Karî Şerhi, İstanbul 1979). el-Fıkhu’l-Ekber ve Şerhleri hakkında bkz. Şerafettin Gölcük, Adil Bebek, “el-Fıkhü’l-Ekber”, DİA, XII, 544-547, (yukarıdaki bilgi için bkz. s. 546).

232 Eser, Birgivî’ye ait el-Erbaûn’dur. Birgivî (981/1573) ve Akkirmânî’ye (1174/1760) ait olarak Şerhu’l-Ehâdîsi’l-Erbaîn olarak neşredilmiştir. İlk sekiz hadisi Birgivî, diğerlerini ise Mehmed Akkirmânî (1174 / 1760) şerh etmiştir. Emrullah Yüksel, “Birgivî”, DİA, 1992, VI, 191-194.

233 Bursevî’nin Şerhu'l-Hadisi'l-Erbaîn (Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp. Genel, nr. 38. vr. 1-14 müellif hattı) ve Şerhu'l-Erbaine Hadisen (İmam Nevevi'nin kırk hadisinin Türkçe tercüme ve şerhi, İstanbul 1253, 1313, 1317) gibi eserleri yanında bazı hadis şerhlerini ihtiva eden risaleleri de vardır (Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp. Genel. nu. 41-42). Namlı, “İsmail Hakkı Bursevî”, XXIII, 106.

Kaynakların verdiği bilgiden bu eserlerin hangisinin Feyzi Efendi tarafından okutulduğu anlaşılmamakla beraber bunlardan birisini veya birkaçını okutmuş olduğu da düşünülebilir.

234 Abdullah b. Hicâzî el-Ezherî Şerkavî’nin (1227/1812) Fethu’l-Mübdi bi-Şerhi Muhtasari’z-Zebîdî adlı eseridir. Bu eser, et-Tecrîdü’Sarîh li-Ehâdîsi’l-Câmi‘is-Sahîh’e yazılan bir şerhtir. Hilal Görgün,

“Şerkâvî”, DİA, 2010, XXXIX, 11-13.

235 Sa‘düddîn Mes‘ûd b. Fahriddîn et-Teftâzânî eş-Şâfiî’nin (792/1390) Şerhu’l-Akâid adlı eseridir.

Necmeddin en-Nesefî’nin Akâidü’n-Nesefî diye bilinen muhtasar akaid kitabına Şâ’ban 768’de (Nisan 1367) Hârizm’de iken yazdığı şerhtir. Teftâzânî’nin en meşhur eseri olup asırlar boyu okunduğundan kütüphanelerde çok sayıda yazma nüshası bulunmaktadır. Şükrü Özen, “Teftâzânî”, DİA, 2011, XL, 304.

236 Müttakî el-Hindî’nin (975/1567) Suyûtî’ye ait üç eserdeki (Cem‘u’l-Cevâmi‘,el-Câmi‘u’s-Sağîr, Ziyâdetü’l-Câmi‘) rivayetleri fıkıh konularına göre alfabetik olarak düzenlediği hadis kitabı. İbrahim Canan, “Kenzü’l-Ummâl”, DİA, 2002, XXV, 262-263.

237 İbrâhim Hakkı Erzurûmî’nin (1194/1780) başta ahlâk ve tasavvuf konularına yer veren çok yönlü eseri. Bekir Topaloğlu, “Mârifetnâme”, DİA, 2003, XXVIII, 57-59.

238 İsmail Hakkı Bursevî’nin Şerhu'1-Muhammediyye (Ferahu'r-Rûh) adlı eseri Yazıcıoğlu Mehmed Efendi'nin Muhammediyye'sinin şerhi olup çeşitli baskıları yapılmıştır (Bulak 1252, 1255, 1256, 1258;

İstanbul 1274, 1294). Ali Namlı, “İsmail Hakkı Bursevî”, DİA, 2001, XXIII, 104.

239 Bursevî’ye ait Divan ve pek çok şiir bulunmaktadır. Kaynaklardaki bilgilerden hareketle bunun hangi eser olduğunu tespit mümkün görünmemektedir. Bursevî’ye ait edebi eserler için bkz. M. Murat Yurtsever, “İsmail Hakkı Bursevî”, DİA, 2001, XXIII, 107-108.

240 Pendnâme, Ferîdüddîn Attâr’a (618/1221) nispet edilen bir nasihat kitabıdır. Feyzi Efendi’nin Bursevî’ye olan alakasını ve diğer okuttuğu kitapları göz önünde bulunduracak olursak Pendnâme Şerhi’nin Bursevîye ait olan bir şerh olma ihtimali yüksek bir ihtimal olarak karşımıza çıkmaktadır.

“Şerh-i Pend-i Attar, Ferîdüddîn Attar'a isnat edilen Pendname'ye Bursevî’nin yaptığı geniş hacimli bir şerhtir. Müellif hattı nüshası Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Kütüphanesi'nde bulunan şerh (Genel nu. 68-69) çok rağbet görmüş olduğundan çeşitli yazma nüshaları bulunduğu gibi iki de baskısı vardır (İstanbul 1250, 1287). Eser üzerinde bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. (Rafiye Duru, Bursalı İsmail Hakkı'nın Şerh-i Pend-i Attar'ı, İnceleme-Metin (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ege Üniversitesi SOBE, İzmir 1998). M. Murat Yurtsever, “İsmail Hakkı Bursevî”, DİA, 2001, XXIII, 107-108.

14.Menakıbu’l-Ârifîn241 Efendi ile birlikte okumuş oldukları eserlerden aşağıdaki kitapların ismini de bize söylemiştir.247 bilgileri ihtiva eden Farsça eseri. Tahsin Yazıcı, “Menâkıbü’l-Ârifîn”, DİA, 2004, XXIX, 114-115.

242 Abdülazîz ed-Debbâğ’ın (1132/1720) görüşlerinin Ahmed b. Mübârek tarafından kaleme alındığı bir eser. Örnek bir baskı için bkz. Ahmed b. Mübârek, el-İbrîz min Kelâmi Seyyidî Abdilazîz ed-Debbâğ, Dâru Sâdır, Beyrut 2004.

243 Eser Farsça ise Azizüddin en-Nesefî’nin; Arapça ise Abdülkerim el-Cîlî’nin (v. 832/1428) eseri olmalıdır. Biz yukarıda kastedilenin, İslam dünyasında yaygın olan Abdülkerim el-Cîlî’nin el-İnsânü’l-Kâmil adlı eseri olduğunu düşünüyoruz.

244 Muhammed Pârsâ’nın Risale-i Kudsiyye adlı eseri. Bahaeddin Nakşibend'in sohbetlerinde tuttuğu notları ve bunların şerhini ihtiva eden eser on bölümden meydana gelmektedir. Zikir, telvin, temkin, cem', fark, velayet, fena ve beka gibi terimlerin ele alındığı kitap Ahmed Tahir Irakî (Tahran 1975) ve Melik Muhammed İkbal (Ravalpindi 1975) tarafından tahkik edilerek yayımlanmıştır. XVIII. yüzyılda Uşşaki şeyhlerinden Salahi Efendi'nin Türkçe'ye çevirdiği eseri (İstanbul 1323) Necdet Tosun da Iraki neşrini esas alarak Muhammed Bahaeddin Hazretlerinin Sohbetleri adıyla tercüme etmiştir (İstanbul 1988).

Hamid Algar, “Muhammed Pârsâ”, DİA, 2005, XXX, 564.

245 Ebu’l-Hasen Nûruddîn Alî b. Sultân Muhammed el-Kârî el-Herevî’nin (1014/1605) Dav’ü’1-Me‘â1i Şerhu Bedi’l-Emâ1î isimli eseri. Ahmet Özel, “Ali el-Kârî”, DİA, 1989, II, 404.

246 Hanefî Fakihi Ebu’l-İhlâs Hasen b. ‘Ammâr b. ‘Alî eş-Şürünbülâlî el-Vefâî el-Mısrî (1069/1659) tarafından yazılan Nûrü’l-Îzâh ve Necâtü’l-Ervâh isimli, fıkha yeni başlayanların kolayca anlayabilecekleri bir üslûpla kaleme alınan, taharet, namaz ve oruca dair eser. Şevket Topal,

“Şürünbülâlî”, DİA, 2010, XXXIX, 275.

247 Özdağ, 19.06.2015 tarihli görüşme.

248 Medineli Hacı Osman Efendi’ye (Akfırat) (1882-1967) ait olan bu eser Erenlerin Kalp Gözü-Basiretü’s-Sâlikîn ismiyle neşredilmiştir (çev. Ali Arslan, Pamuk Yay., İstanbul 2001).

249 Kişinin doğrudan şahsıyla ilgili hukukî haller anlamında bir terim. Bu konudaki eserler hakkında bkz.

Mehmet Âkif Aydın, “Ahvâl-i Şahsiyye”, DİA, 1989, II, 192.

el-‘Uhûdu’l-Kübrâ’nın bir bölümü (İmam-ı Şa‘rânî) Kitâbü’l-Hitâb (İsmail Hakkı Bursevî)251

Emsile,252 Binâ,253 Avâmil254

Tenkîhu'l-Kelâm fi 'Akâ'id-i Ehli'l-İslâm255

Feyzi Efendi’nin bizzat kaleme aldığı ve bize yazılı olarak intikal eden dokümanlar şunlardır:

1. Risâle-i Nur serisinden Asây-ı Mûsâ’da geçen bazı kelimelerin manalarını açıklamak için bizzat Said Nursî’nin isteği üzerine yazdığı ve onun büyük takdirini kazanan bir Lügatçe mevcuttur. Feyzi Efendi’nin Arapça alfabeyi esas alarak tertip ettiği bu lügatçe sadece Osmanlıca Asây-ı Mûsâ’nın İnebolu teksir baskılı nüshasında vardır. Latin harfleriyle olan sonraki baskılarda yer almamıştır. Müellifin isteği üzerine hazırlanan ama sonraki baskılardan çıkarılan bu “Lügatçe”yi İhsan Atasoy, Sır Kâtibi adlı eserinin sonunda yayınlamış, Osmanlı Türkçesi ile yazılmış orijinal nüshanın ilk sayfa fotokopisini de eklemiştir.256 Lügatçenin başında Feyzi Efendi’nin yazdığı bir takdim yazısı da bulunmaktadır.257

2. Tarihçe-i Hayat’ta yer alan Bediüzzaman’ın Kastamonu yılları hakkındaki bilgiler,

3. Hocası Said Nursî’ye ve diğer bazı talebe ve dostlarına yazdığı mektuplar, 4. Risâle-i Nûr konusunda yazdığı bir şiir yine kaynaklarda yer almaktadır.

5. Kim Dergisi’nin kendisine yaptığı iftiralara karşılık yazdığı uzunca bir tekzip mektubu Feyzi Efendi’nin yazı üslûbu hakkında bize malumat vermektedir.258

250 Akşemseddîn’e (863/1459) ait Makamât-ı Evliyâ isimli eserdir. "Mürşid kimdir, makam-ı velayet nedir ve dereceleri nelerdir" gibi tasavvufî konuları işleyen Türkçe bir eserdir. A. İhsan Yurd tarafından beş nüshası karşılaştırılarak neşredilmiştir (İstanbul 1972). Orhan F. Köprülü, Mustafa Uzun,

“Akşemseddin”, DİA, 1989, II, 301.

251 Kitabü'l-Hitâb, İsmail Hakkı Bursevî’nin itikad ve ibadet konularının yanı sıra çeşitli tasavvufi meseleleri ve kavramları ihtiva eden eseridir. İstanbul'da basılmıştır. (1256, 1292). İ. Turgut Ulusoy (İstanbul 1975) ve Bedia Dikel (İstanbul 1976) tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır. Namlı, “İsmail Hakkı Bursevî”, s. 104.

252 Arapça kelimelerin çekim kılavuzu olarak hazırlanan anonim sarf kitabı.

253 Binâü’l-Ef’âl, Arapça’daki fiil kalıplarına dair müellifi meçhul bir eser.

254 el-Avâmil, Birgivî’ye ait Nahiv ilmine dair Arapça küçük bir risâle olup el-Avâmilü’l-Cedîde diye de bilinmektedir. Yüksel, “Birgivî”, s. 191-194.

255 Harputî'nin, Darülfünun ve Medresetü'l-vaizin'deki kelam hocalığı sırasında kaleme aldığı en önemli çalışmasıdır. Metin Yurdagür, “Harpûtî, Abdüllatîf”, DİA, 1997, XVI, 236.

256 Atasoy, Sır Kâtibi, s. 143-147, 360-369.

257 Atasoy, Sır Kâtibi, s. 144-146.

258 Sözü edilen mektup örnekleri, şiirler ve Kim Dergisi’ne yazılan tekzip için bkz. Kalaycı, Karanlıktan Aydınlığa, s. 133-136, 368; Küllüoğlu, Feyizli Sözler, s. 212-217,222-231; Atasoy, Sır Katibi, s. 122-130, 131-133 (şiir), 141-143, 161-166; Şahiner, Üç Feyizli Nur, s. 77-78 (şiir),79-81; Özer, Kastamonu Fedakârları, s. 91-97 vd., 115-116 (şiir), 122-125. Feyzi Efendi’nin Mehmet Melekoğlu’na ve Musa

6. Ayrıca görenlerin beyanına göre odasında başucundaki rafta devamlı bulundurduğu ve notlarını yazdığı bir defterden söz edilmektedir. Bu defterde ayetlerin birbiriyle bağlantılarına dair notlar aldığı görülmüştür.259 Feyzi Efendi’nin bu not defterine yazdığı ve karşılaştırdığı ayetlerden ikisi Maide Suresi 53. ayet ile Fetih Suresi son (29.) ayettir. Bu ayetlerde sahabe ve müminlerin sayılan özelliklerinin birinden diğerine çizgiler çizerek aralarındaki bağlantıyı göstermiştir. Defterdeki bir diğer örnek de Araf suresi 31. ayettir. İsraf etmemeyi emreden bu ayeti sayfanın ortasına yazan Feyzi Efendi, Kur’an’daki “israf” kökü ve türevlerinin geçtiği birçok ayeti etrafına yazarak Kur’an bütünlüğü içerisinde ayeti ele almış ve çok yönlü olarak ayetin değerlendirmesini yapmıştır. Örnek olarak zikrettiğimiz Feyzi Efendi’nin not defterinden alınan bu iki sayfa, birer makale konusu olacak şekilde ufuk vericidir.260

2.2.1.4.3.Talebeleri

Feyzi Efendi’den Kur’an talimi, Arapça ve diğer ilimlerde ders alan talebeleri gruplar halinde ve yıllarına göre kaynaklardan tespit etmeye çalıştık. Tabii ki bunların dışında isimleri kaydedilmemiş ve tespit edemediğimiz başka isimler vardır. Feyzi Efendi’nin talebeleri hakkında fikir vermesi bakımından tespit edebildiğimiz bazı isimleri yazıyoruz.

Hakkı İnce (emekli imam): 1946-1947 senelerinde Feyzi Efendi’den Kur’an talimi almış, Amme cüzünü bitirdikten sonra onun sohbetlerine devam etmiştir.261

Feyzi Efendi’nin 1950 yılında okuttuğu ders grubunda olanlar, İbrahim Küçük (Hz. Pir Camii imam-hatibi), Hafız Faik Küçük (Hz. Pir Camii imam-hatibi) 262, Günay Tümer (Öğretim Üyesi), Veli Kalyoncu (emekli İHL öğretmeni),263 Burhan Değer (emekli imam)264 ve İbrahim Kaymakçı.

Özdağ’a yazdığı bazı mektuplar için bkz. Kalaycı, Karanlıktan Aydınlığa, s. 298, 309, 311-312; Özdağ, Feyizler, II, 11-15; Baltacı, B.(Ed.), Kastamonu’nun Manevî Mimarları-I Mehmet Feyzi Efendi, s. 63-65.

259 Musa Özdağ, 19.06.2015 tarihli görüşme. Ayrıca bkz. Kalaycı, Karanlıktan Aydınlığa, s. 238.

260 Feyzi Efendi’nin not defterindeki bu iki sayfanın fotoğrafı, evindeki kütüphanenin fotoğrafları ve sağlığında yazdırıp astırdığı levhaların içeriği, oğlu Münip Şallıoğlu tarafından internet yoluyla şahsımıza ulaştırılmıştır. Münip Şallıoğlu, 08.09.2015 tarihli e-posta yoluyla gönderilen cevap.

261 Kalaycı, Karanlıktan Aydınlığa, s. 109.

262 Baba-oğul 1950-1960 yılları arasında on yıl boyunca mektebe gider gibi Feyzi Efendi’nin evine giderek ders görmüşlerdir. Okudukları derslere “Hayatı ile ilgili bölümde” yer verdik. Kalaycı, Karanlıktan Aydınlığa, s.19.

263 1951 yılında Kastamonu Lisesinde okurken tanışmış olan bu iki arkadaş (Günay Tümer ve Veli Kalyoncu) 1955 yılına kadar her gün giderek ders görmüşlerdir. Atasoy, Sır Kâtibi, s. 289.

264 Burhan Değer 1950 yılında ortaokul talebesi iken tanışmış 1956 yılına kadar zaman zaman da evinde kalarak Feyzi Efendi’den ders görmüştür. Burhan Değer, 26.06.2015 tarihli görüşme.

Abdullah Maden (Doktorun Hafız),265 Hafız Mehmet Yanıkoğlu (öğretmen),266 Selahattin Polat (Prof. Dr., Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dalı)267 Mustafa Tuğrul (İmam). Daha sonra kendilerine katılan Musa Özdağ (emekli İHL meslek dersleri öğretmeni, yazar), Rafet Küllüoğlu (emekli İHL meslek dersleri öğretmeni, yazar), Kemal Topçu (emekli müftü, yazar), Kaymakçı Hafız, Sıtkı Tabakoğlu (emekli İHL meslek dersleri öğretmeni), Mustafa Koçkan, Dursun Aktaş (imam-hatip), Ziya Yılmazbilen (işadamı, siyasetçi) gibi birçok talebe Feyzi Efendi’den Kur’an talimi görmüştür. Bu grupların ders gördüğü yıllar 1969-70 yılları ve sonrasıdır.

Başka hafızlar da hafızlık sonrası okuyuşlarını düzeltmek maksadıyla Feyzi Efendi’den talim okumaya gelmişlerdir. Feyzi Efendi’nin bu dersleri 1980 yılına kadar sürdürdüğü bilinmektedir.