• Sonuç bulunamadı

1.3. Rüşvet Suçunun Unsurları

1.3.4. Maddi unsurlar

1.3.4.3. Fail

Yukarıda “Genel Olarak” başlığı altında da ifade edildiği üzere, rüşvet alma ve verme zorunlu olarak birbirini gerektirdiği için faillerden biri rüşvet veren, diğeri ise rüşvet alan kamu görevlisidir. Rüşvet veren ve alan aynı amacın gerçekleşmesini hedeflemektedirler. Dolayısıyla rüşvet çok failli bir tek suçtur.147 Öğretide görevli veya temsilci tarafından işlenen rüşvet alma ve özel

şahıs tarafından rüşvet verme şeklinde iki ayrı suç bulunduğu konusunda fikir birliği sağlanmıştır.148

5237 sayılı TCK madde 252’nin son hali birbirlerine benzeseler de rüşvet alan bakımından tamamen aynı olmayan üç tip fail barındırmaktadır. Bunlar birinci, ikinci, sekizinci ve dokuzuncu fıkralarda yer almaktadırlar.149 İlk tip fail,

kamu görevlileridir. İkinci tip, özel kanunlarda yer alan düzenlemeler nedeniyle görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılan kişiler ile 5237 sayılı TCK uygulaması bakımından kamu görevlisi sayılan kişilerdir. Üçüncü tip ise TCK’nın 252. maddesindeki 8. ve 9. fıkralarındaki düzenlemeler sebebiyle rüşvet suçunun faili olabilen diğer kişilerdir.150

Rüşvet suçunun maddi unsurlarından olan fiil unsurunu irdelerken suçun çok failli bir suç olmasından dolayı rüşvet veren ile rüşvet alanın eylemleri birlikte değerlendirilmektedir. Faillerden birisinin cezai sorumluluğunun olmaması diğerini etkilemez.151

147 Özbek, Kanbur ve Doğan s.978; M. Çakır s.31; Soyaslan s.692. 148 Soyaslan s.680.

149 Akyürek s.25. 150 Eren s.179-180.

30

1.3.4.3.1. Rüşvet Alan

a.a. Rüşvet Alan Fail Olarak Kamu Görevlisi

TCK’nın düzenlemesine göre rüşvet alan fail, yalnızca TCK madde 6/1-c kapsamına giren bir kamu görevlisi olabilmektedir.152 Madde 6/1-c uyarınca

“kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” kamu görevlisidir. İfade edilmelidir ki, rüşvet alan fail bakımından fiil, özgü suç niteliğindedir. eTCK’daki kamu görevlisi kavramının kimlerin memur sayılabileceği konusunda kesin bir teori getirmemiş olması nedeni ile ortaya çıkan belirsizlik153, 5237 sayılı TCK’nın Tanımlar başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde, kamu görevlisi kavramını “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” olarak tanımlamak sureti ile aşılmaya çalışılmıştır.

5237 TCK ile birlikte, eTCK’da yer alan ve suçun failinin memur ve kamu hizmeti ile görevli kişiler olacağına işaret eden ayrım ortadan kaldırılmıştır.154 Kanaatimce, hem maddenin gerekçesi dikkate alındığında hem

de eTCK yeniden düzenlenirken kavram farklılığına gidilmiş olması gözetildiğinde, 5237 sayılı TCK’nın kamu görevlisi kavramı eTCK’nın memur kavramından daha kapsamlıdır.155 İdare hukuku anlamında memurluk bir

kadroya bağlılığı ifade etmekte iken, 5237 sayılı TCK açısından memurun

152 Artuk, Gökcen ve Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler s.961.

153 Küçükince, Rüşvet Suçu s.22; İlgili Maddenin gerekçesinde “765 sayılı Türk Ceza kanunundaki ‘memur’ tanımının doğurduğu sakıncaları aynen devam ettirecek nitelikte olan tanım, Tasarı metninden çıkarılarak; memur kavramını da kapsayan “kamu görevlisi” tanımına yer verilmiştir. Yapılan yeni tanıma göre kişinin kamu görevlisi sayılması için aranacak yegâne ölçüt gördüğü işin kamusal faaliyet olmasıdır. Bilindiği üzere kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir. Bu faaliyetin yürütülmesine katılan kişilerin maaş, ücret veya sair bir maddi karşılık alıp almamalarının, bu işi sürekli, süreli veya geçici olarak yapmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan örneğin mesleklerinin icrası bağlamında avukat veya noterin kamu görevlisi olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Keza kişi, bilirkişilik, tercümanlık ve tanıklık faaliyetinin icrası kapsamında bir kamu görevlisidir. Askerlik görevi yapan kişiler de kamu görevlisidirler. Bu bakımdan örneğin bir suç vakıasına müdahil olan bir tutuklu veya hükümlünün naklini gerçekleştiren jandarma subay veya erleri de kamu görevlisidirler. Buna karşılık, kamusal bir faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda bu kişilerin kamu görevlisi sayılmayacağı açıktır.” denilerek

kamu görevlisi sıfatının tespiti açısından aranan ölçütün, kişinin gördüğü faaliyetin kamusal faaliyet olması olduğu belirtilmiştir.

154 P. M. Kartal s.1375.

155 Aynı doğrultuda; Tezcan, Erdem ve Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku s.979; Baytemir, Kamu

İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ve Banka Zimmeti s.6; Malkoç, Yeni Türk Ceza Kanunu Uygulamasında Zimmet-İrtikap- Rüşvet Suçları s.4 Karşıt görüş için bkz. Toroslu s.249 vd. Okuyucu s.40.

31

göreviyle devlet arasında bir istihdam ilişkisinin bulunmasına gerek yoktur.156

Dolayısıyla kamu görevlisi kavramı memur ve kamu hizmetlisi kavramlarını da kapsayan daha üst ve geniş bir kavramdır.157

Diğer taraftan, 5237 sayılı TCK ile tanım ve kavramlar netleştirilmeye çalışılmış olmakla birlikte, kamu görevlisi tanımının kendisi de muğlak olan “kamusal faaliyet” kavramı kullanılarak yapılmış olması dolayısıyla, değişikliğin netlik getiremediği belirtilmiştir.158 Kamu görevlisi tanımının

kapsamına tam olarak kimlerin girdiğinin tespisi için tanımın temelindeki “kamusal faaliyetin yürütülmesi” ve “katılım” unsurlarının kapsamı ayrı ayrı incelenerek bir sonuca varılmaya çalışılmıştır.159

Kamusal faaliyet pozitif hukukta tanımı yapılmamış olan çok geniş bir kavramdır. Bu kavram yerine İdare Hukuku’nda “kamu hizmeti”160, “kamu

fonksiyonu”, “kamu görevi” gibi kavramlar kullanılmaktadır. Dolayısıyla Türk Hukuku açısından bu kavramın yorumlanmasının güç olabileceği söylenmelidir.161

Kamusal faaliyetin madde gerekçesindeki tanımı ise şöyledir: “Kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir. Bu faaliyetin yürütülmesine katılan kişilerin maaş, ücret veya sair bir maddî karşılık alıp almamalarının, bu işi sürekli, süreli veya geçici olarak yapmalarının bir önemi

156 H. Aydın s.116; Dönmez, Ceza Muhakemesi Uygulamasında Görev Suçu s.2734 “Örneğin vakıf üniversitesinde görev yapan akademik personel de özel soruşturma ve kovuşturma kurallarına tabidir, ancak burada çalışan kamu görevlilerinin Devlet ile arasında istihdam ilişkisi bulunmamaktadır…”.

157 Tuğrul, İhaleye Fesat Karıştırma ve Rüşvet Suçları s.346. 158 Dönmez, Ceza Muhakemesi Uygulamasında Görev Suçu s.2730.

159 Kamu görevlisi tanımı ile ilgili olarak kapsamlı değerlendirme için bkz. Eren s.180-228.

160 Günday s. 295, “Bu kavramın anayasal ve yasal bir tanımı olmadığı gibi yargı içtihatlarında da bir tanımı yapılmamıştır. Ancak kamu hizmeti öğretide çeşitli açılardan tanımlanmıştır. Organik açıdan kamu hizmeti; belli bir görevi yürütmek için bir kamu tüzel kişisi tarafından tahsis edilmiş olan ajan ve vasıtaların bütünü olarak tanımlanmıştır. Maddi açıdan kamu hizmeti: bu faaliyeti yürüten örgütün niteliklerinden tamamen bağımsız olarak, yalnızca faaliyetin niteliğine bakılarak tanımlanmaktadır. Buna göre kamu hizmeti, tatmininde kamu yararı olan toplumsal bir gereksinimi karşılayan faaliyettir. Nihayet şekli açıdan kamu hizmeti, belli bir usulü, belli bir hukuki rejimi ifade etmektedir. Buna göre bir faaliyetin kamu hizmeti sayılabilmesi için kamu hizmetleri hukuki rejimine, yani kamusal yönetim usullerine tabi tutulmuş olması gerekir.”; A. Ş. Gözübüyük s.

259, “Kamu hizmeti kimi kez faaliyet, iş, uğraş anlamında, kimi kez de kamu kuruluşları anlamında kullanılır.

Burada kamu hizmetinin faaliyet, iş, uğraş anlamı üzerinde durulacaktır. Bu anlamda kamu hizmeti, bir kamu kurumunun ya kendisi tarafından ya da yakın gözetimi altında özel girişim eliyle kamuya sağlanan hizmet olarak tanımlanabilir.”

32

bulunmamaktadır”. Buna göre bir faaliyette kamu adına yürütülen bir hizmet bulunuyorsa ve hizmetin kuruluşu siyasi iradeye dayanıyorsa, bu faaliyet kamu faaliyeti sayılır.162 Kamusal faaliyetin gerekçede üstünkörü ele alınmış olması,

öğretinin bu kavramı tanımlama konusunda görüş birliğine varmasına yardımcı olmamıştır. Öğretide, kamusal faaliyet, kamu hizmeti kavramının idare hukukundaki karşılığı ele alınarak açıklanmaya çalışılmıştır.163 Bu noktada bir

hizmetin kamuya yönelik sunulmasının kamu hizmeti sayılması için yeterli olmadığı ve önemli olan noktanın siyasi iradenin söz konusu faaliyeti kamu hizmeti kapsamında değerlendirip değerlendirmediği olduğu belirtilmiştir.164

Maddenin tanımındaki kamusal faaliyete katılım kavramı da net değildir. Maddenin gerekçesinde sayılmış olan örnekler de kamu faaliyetlerinin çeşitliliği ve gelişen devlet fonksiyonları karşısında öğreti nezdinde ortak bir yaklaşımın gelişmesini zorlaştırmaktadır.165 Kanunda tanımlanmamış olan bu kavrama

ilişkin öğretide bir kısım yazarlar kamusal faaliyet kavramının 765 sayılı eTCK döneminde geliştirilen kamu görevi ile aynı anlama geldiğini savunsa da166

çoğunluk kamusal faaliyet kavramının kamu görevi ve kamu hizmeti kavramını bünyesinde barındırdığını kabul etmektedir.167 Bir başka ifade ile kamusal

faaliyet kavramının kapsam ve içeriği değerlendirilirken kanun koyucunun amacının da göz önünde bulundurulması ve böylece taksici, belediye şoförü gibi kamuya yönelik hizmet veren kişilerin bu kavram kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği, ancak devletin temel faaliyetleri kapsamında ve

162 H. Aydın s.120; Tan s.236; Derbil s.34.

163 Eren s.190; görüşler için bkz. Tezcan, Erdem ve Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku s.980; H. Aydın

s.120; Dönmez, Türk Ceza Kanununda Kamu Görevlisi Kavramı s.118-119; Baytemir, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ve Banka Zimmeti s.5; Yargıtay 5. Ceza Dairesi, E. 2013/16791, K. 2014/516, T. 17.1.2014 kararında: “5237 sayılı TCK'nın 6/1-c maddesine göre, kamu görevlisi deyiminden;

kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişinin anlaşılması ve buna göre, toplum adına kanuna veya siyasi iradeye dayalı ve kamu gücü kullanılarak yürütülen bir hizmetin bulunması gerektiği, bu hizmetin yürütümüne genel idare esaslarına uygun yöntemle katılan kişinin de kamu görevlisi kabul edileceği, hizmetin yürütümüne katılımda önemli olan hususun kanunun verdiği yetkiye uygun olarak bir kamusal faaliyetin yürütülmesine iştirak edilerek bir kamu hukuku ilişkisinin kurulması olduğu, bu şekildeki katılımın iş akdi ile de olsa kamusal faaliyeti yürüten birim ile çalışan arasında emir talimat, denetim-gözetim ilişkisi kurularak bu şekilde çalışan kişinin katıldığı kamusal faaliyet dolayısıyla az da olsa kamu gücünü temsil edip kullanmasının söz konusu olduğu..” şeklinde

kamusal faaliyet tanımı yapmıştır. www.lexpera.com.tr (Erişim: 16 Nisan 2019)

164 Tezcan, Erdem ve Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku s.980. 165 Eren s.195.

166 Okuyucu s.30 vd.

167 Dönmez, Türk Ceza Kanununda Kamu Görevlisi Kavramı s.122; Özen ve Tozman, Türk Ceza Hukukunda

33

devletin yakın gözetimi altında gerçekleştirilen faaliyetlerin kamusal faaliyet olarak değerlendirilebileceği ifade edilmiştir.168

Konuya ilişkin kaynaklar incelendiğinde, 5237 sayılı TCK’nın kamu görevlisi tanımının muğlaklığı nedeniyle rüşvet alanın fail sıfatı taşıyıp taşımadığının tespitinin birçok olayda zor olabileceği ortaya çıkmaktadır.169 Bu

zorluğun aşılmasının ilk adımı, somut olayın unsurları dikkate alınarak, şüphelilerin bağlı olduğu özel ya da kamu tüzel kişisinin kamu faaliyetlerine katılımının şekli, aldığı rol, hak ve yükümlülükleri idare hukuku prensipleri çerçevesinde belirlenmesi olmalıdır.170 Bu belirlemenin ardından da şüphelilerin bu faaliyetin içinde aldıkları görevin ne olduğunun kapsamlı şekilde incelenmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir. Bu analiz yapılırken, her aşamada, rüşvet suçunun düzenlenmesi ile korunmak istenen hukuki değerin ne olduğunun gözetilmesi, verilen rüşvetin kamusal faaliyetlere duyulan güveni zedeleyip zedelemediği, adil rekabet ortamını ortadan kaldırıp kaldırmadığının araştırılması gerekecektir.

Kamu görevlisi sıfatı sadece maddi ceza hukuku açısından değil aynı zamanda ceza muhakemesi açısından da önem arzetmektedir.171 Çünkü bu tip

suçlarda failin kamu görevlisi olması halinde soruşturma ve kovuşturma usulü farklı olabilecek ve bu süreçler 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu

168 Özen ve Tozman, Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi s.44-45.

169 Türk Ceza Kanunu kapsamındaki Kamu Görevlisi ve Kamu Görevi kavramlarına ilişkin farklı görüşler için

bkz. Özen ve Tozman, Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi s.44-45.

170 Yargıtay 5. Ceza Dairesi, E. 2014/572 K. 2016/2733 T. 15.3.2016 kararında; “Kamu görevlisinin tanımının yapıldığı 5237 sayılı TCK'nın 6/1-c maddesinin gerekçesinde kamusal faaliyetin Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesi olarak tanımlandığı, kamusal faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda ise bu kişilerin kamu görevlisi sayılamayacağı, açıklanan hukuksal durum karşısında Antalya ...'nın yazısına göre belediye personeli olmayan, yüklenici firma elemanı olarak istihdam edilen sanığın, kamu görevlisi tarafından işlenebilen özgü suç niteliğindeki zimmet suçunun faili olamayacağı…” şeklinde hüküm

kurmuştur. www.lexpera.com.tr (Erişim: 12 Ocak 2019); Benzer yönde Yargıtay 5. Ceza Dairesi, E.

2013/14868 K. 2015/17178 T. 9.12.2015 “Ayrıca; kamu görevlisinin tanımının yapıldığı 5237 sayılı TCK'nın 6/1-c maddesinin gerekçesinde kamusal faaliyetin Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesi olduğu, kamusal faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda ise bu kişilerin kamu görevlisi sayılamayacağı anlaşılmakla…” hükmetmiştir. www.lexpera.com.tr (Erişim:12 Ocak 2019).

34

Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun ve diğer bağlantılı Kanunlar çerçevesinde gerçekleşebilecektir.

Rüşvet suçu kapsamında, suçun işlenmesinden sonra kamu görevlisi sıfatının kaybedilmesi, mesai saati dışında olunması gibi unsurlar suçun oluşumu açısından önem taşımaz.172 Diğer taraftan, rüşvet anlaşması kamu görevlisi

sıfatının kazanılmasından önce yapılmış, ancak işin yapılması ve menfaat temini kamu görevlisi sıfatının kazanılmasından sonra gerçekleştiyse, suç oluşur.173

Burada önemli olan menfaatin temin edildiği anda, yani suç tamamlandığında, rüşvet alanın kamu görevlisi sıfatını taşımasıdır.174

Rüşvet alma fiilinin nitelikli unsuru 252. maddenin 7. fıkrasında “Rüşvet alan veya talebinde bulunan ya da bu konuda anlaşmaya varan kişinin; yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır” denilmek suretiyle düzenlenmiştir. Bu nitelikli unsurun uygulanabilmesi için fıkrada sayınlanların görevlerinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için rüşvet alması gerekir.175 Bu hüküm kapsamında, hem rüşvet alan hem de veren açısından ceza arttırılmalıdır.176 Tahdidi olarak sayılan failler yönünden getirilen ceza artırımı

maddesi faillerin kişisel özelliklerini dikkate almakta olduğu için bu kişilerin herhangi birinin suçuna iştirak edenlere bu madde hükmü uygulanmaz ve bu rüşvet veren sanıklar yönünden TCK madde 252/7 uyarınca ceza artırımı yapılmaz.177

a.b. Özel Kanunlarda Yer Alan Düzenlemeler Nedeniyle Görevleriyle Bağlantılı Olarak İşledikleri Suçlardan Dolayı Kamu Görevlisi Gibi Cezalandırılan Kişiler

172 Artuk, Rüşvet Suçu s.92. 173 G. Ergün s.40.

174 Kılıç, Uluslararası Boyutuyla Rüşvet Suçu s.74. 175 Artuk, Rüşvet Suçu s.94.

176 Tezcan, Erdem ve Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku s.1069. 177 M. R. Koca s.358.

35

Bazı kuruluşların özel kanunlarında yer alan çalışanlarının memur sayılacağı ve memur gibi cezalandırılacağı şeklinde hükümlere dair farklı görüşler mevcut olsa da, TCK’nın 5.maddesinde yer alan ve özel kanunlarda yer alan suç tipleri için de TCK’nın genel hükümlerinin uygulanacağını belirten hüküm doğrultusunda bu kişiler bakımından TCK kapsamında kamu görevlisi sayılıp sayılmadıkları yönünde bir tespit yapılması gerektiği öğretide belirtilmiştir.178

Özel yasalardaki hükümler, ilgili kurumlarda çalışan kamu personellerinin “ceza hukuku uygulamasında memur sayılması” ve “memur gibi cezalandırılması” anlamındaki hükümlerdir.179 Burada vurgulanması gereken husus, memur/kamu

görevlisi sayılma ve memur gibi cezalandırılma ayrımının getirdiği hukuki sonuçların net olarak belirlenmesidir.

Bir özel kanunda bir kamu personelinin memur sayıldığından söz edilmişse, bu durumda TCK uyarınca hem ilgili personelin kendisine karşı işlenen suçlarda hem de kendisinin işlediği suçlarda kamu görevlisi sıfatına bağlanan hükümler uygulama alanı bulacaktır.180 Ancak failin sadece cezalandırma bakımından memur gibi cezalandırılacağı düzenlenmiş ise bu durumda ilgili personel memur sıfatını haiz olmayacak, ancak işlediği görev suçları bakımından memurların cezalandırılmasına ilişkin hükümler uyarınca (rüşvet, irtikâp, zimmet vb.) cezalandırılacaktır. 181

178 Tütüncü s.684. 179 Gökcan ve Artuç s.33.

180 ; Nitekim Yargıtay 11. Ceza Dairesi, E. 2017/13299 K. 2018/1454 T. 20.2.2018 kararında; " 5580 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu'nun 9. maddesinin son fıkrasında; "Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin, görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı 5237 sayılı TCK'nın uygulanması ve ceza kovuşturması bakımından kamu görevlisi sayılır." hükmü yer almaktadır. ‘Kamu görevlisi sayılır’ hükmü gereğince, özel eğitim kurumunun görevlileri ‘görevi kötüye kullanma’ suçunun faili olabilirler ya da herhangi bir suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde cezanın artırılacağı öngörüldüğünde cezaları artırılır. Ancak düzenledikleri belgeler resmi belge sayılamaz.” hükmetmiştir.

https://www.lexpera.com.tr (Erişim: 15 Şubat 2019) ; Yine Yargıtay KİT personelinin TCK anlamında kamu görevlisi sayılacağını kabul etmiştir: Tütüncü, Rüşvet Suçunda Fail Kavramının Kazandığı Yeni Boyut’tan aynen aktarımla; “Posta dağıtıcısı olan sanığın posta gönderileri ile ilgili olarak …’memur gibi’ cezalandırılması

gerektiği gibi,5237 sayılı TCK m.5, m.6/c maddeleri gereği kamusal faaliyete katılması dolayısıyla kamu görevlisi olarak kabul edilmesi … gerekmektedir.” hükmetmiştir.

36

a.c. TCK Madde 252/8’de Sayılan Tüzel Kişiler ve 252/9’da Sayılan Yabancı Personel

TCK madde 252/8182 hükmü ile rüşvet suçu sadece kamu görevlisine rüşvet verilmesiyle sınırlı tutulmayıp, suçun faili olabilecek kişilerin kapsamı da oldukça genişletilmiştir. Şöyle ki, madde 252/8 ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler, kooperatifler, halka açık anonim şirketler adına hareket eden kişiler de rüşvet hükümlerine tabi olmuştur. Böylece TCK madde 6/1-c anlamında kamu görevlisi olmasa bile, kamu yararını ilgilendiren işlemler yapmaya yetkili birçok kurumun görevlilerinin de suçun faili olabilmesine olanak sağlanmıştır.183 Bu suretle esasen kamu görevi ifa etmeyen kimseler, temsil ettikleri kurumların toplumsal önemi açısından yapmaları gereken bir işi yapmamaları veya yapmamaları gereken bir işi yapmaları için menfaat temin edilmesi kapsamında, rüşvet suçunda fail tanımına geleneksel yaklaşımdan farklı olarak, rüşvet suçu kapsamına alınmıştır.184 Ancak her ne kadar değişikliğin şeffaflık ilkesinin

tesisini ve haksız rekabetin önlenmesini amaçladığı anlaşılıyor olsa da, yalnızca fıkrada adı geçen tüzel kişiler bakımından rüşvet suçunun uygulama alanı bulması eleştirilmiştir.185

TCK madde 252/9 hükmü kapsamında ise madde gerekçesinde de açıkça belirtildiği üzere, OECD Konvansiyonu, BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi ve AK Ceza Hukuku Sözleşmesi kapsamında getirilen uluslararası sorumlulukların bir yansıması olarak yabancı kamu görevlileri, uluslararası veya

182 TCK md. 252/8 madde metni şu şekildedir: Bu madde hükümleri; a) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, b) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, c) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, d) Kamu yararına çalışan dernekler, e) Kooperatifler, f) Halka açık anonim şirketler, adına hareket eden kişilere, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın, görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması amacıyla doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi; bu kişiler tarafından talep veya kabul edilmesi; bunlara