• Sonuç bulunamadı

OSMANLI DEVLETİ ADLİYE TEŞKİLATI

2.5. Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’nin Teşkilatı

2.5.2.3. Başmüddeiumuminin Görev ve Yetkileri

2.5.3.1.3. Evrak Odası

Evrak Odası, daha evvel de bahsettiğimiz üzere 13 Muharrem 1285 (6 Mayıs 1868) tarihli bir iradeyle teşkil edildi537. Odanın teşkilatı ve vazifeleri de Divan-ı Ahkâm-ı Adliye Nizamname-i Dahilisi’yle tafsilatlı bir şekilde düzenlendi. Evrak Odası’nda evrak müdürü, müdür muavini ve lüzumu miktarda katip bulunurdu. 13 Muharrem 1285 tarihli iradede Evrak Müdürü’nün 2500 kuruş maaşla tayin edileceği ifade ediliyordu. Fakat 9 Rebiülahir 1285 (30 Temmuz 1868) tarihli iradeyle divan mümeyyizlerinden Rüşdi Efendi 4000 kuruş maaşla evrak müdürü olarak tayin edilmişti538. Bir süre sonra vazifesindeki liyakati sebebiyle Rüşdi Efendi’nin rütbesi yükseltildi539.

Evrak Odası’nın başlıca vazifesi; divana gelen dilekçe, tezkire ve diğer evraklara tarih ve sıra numarası verilerek ve kimin tarafından verildiği ya da hangi mahalden geldiği belirtilerek odaya mahsus deftere kaydetmekti. Evrak Odası’na

536 COA, İ.DH., 598-41695.

537 COA, İ.DH., 575-40040.

538 “Atûfetlü efendim hazretleri

Divân-ı Ahkâm-ı Adliye’nin aklâmına tahsîs olunan ma‘âşlar dâhilinde tesvîye olunmak üzere dört bin kuruş ma‘âşla evrâk müdürlüğüne divân-ı mezkûr mümeyyizlerinden izzetlü Rüşdi Efendi’nin ve anın yerine sınıf-ı evvel zabıt kâtiblerinden Atıf Efendi’nin ve açıkda bulunan sınıf-ı sânî mümeyyizliğine dahi Haleb Vilâyeti meclis-i idare baş kâtibi olup ashâb-ı ma‘lûmât ve dirâyetden bulunan Şefik Efendi’nin icrâ-yı me’mûriyetleri husûsuna dair divân-ı mezkûr reisi devletlü paşahazretlerinin takrîri arz ve takdîm kılınmış olmağla ol bâbda her ne veçhile emr ü ferman-ı cenâb-ı padişâhî şeref-sünûh ve sudûr buyrulur ise mantûk-ı münîfi infâz olunacağı beyânıyla tezkire-i senâvertezkire-i terkîm kılındı efendtezkire-im fî 8 Rebtezkire-iülahtezkire-ir sene 85.”

“Ma‘rûz-ı çâker-i kemineleridir ki

Resîde-i dest-i ta‘zîm olan işbu tezkire-i sâmiye-i asafâneleriyle mezkûr takrir meşmûl-ı nigâh-ı mekârim-iktinâh-ı hazret-i padişâhî buyrulmuş ve mûmâ-ileyhamın ber-mûceb-i istizân icrâ-yı me’mûriyetleri müte‘allik ve şeref-sünûh buyrulan emr ü ferman-ı lütuf-beyân-ı cenâb-ı tâcidâri mantûk-ı münîfinden olarak zikr olunan takrir yine savb-ı sâmi-yi sedâret-penâhîlerine i‘âde kılınmış olmağla ol bâbda emr ü ferman hazret-i veliyyü’l-emrindir fî 9 Rebiülahir sene 85.” (COA, İ.DH., 578-40300)

539 COA, İ.DH., 624-43365.

139 kaydı yapılan evrakın hangi mahal veya daireye ait olduğunu Tefrik Cemiyeti belirlerdi540. Tefrik Cemiyeti’nden odaya gelen evraklar ikinci bir defa mahsus bir deftere kaydedilirdi. Bu defterlere; yapılacak olan işler, meselenin hülasası ile evrakın tarih ve numarası yazılırdı. Yine mahkemeye davet edilmesi gerekenler için Evrak Odası tarafından ihzar pusulası (çağrı kağıdı) hazırlanırdı. Bu pusulada çağrılan şahsın ismi, şöhreti, sanatı, sıfatı, ikametgahı, çağrılma sebebi ile mahkeme veya daireye gelmesi için tayin olunan gün bilgileri bulunurdu. Bunların yanında, kararların tebliği işlemi de Evrak Odası tarafından çavuş marifetiyle yerine getirilirdi.

Dahili Nizamname ile Evrak Odası’na yüklenen başka vazifeler de vardı.

Mesela nizamnamenin 23. maddesine göre eğer temyiz edilen ilam bir borcun ifası veya bir malın verilmesine ilişkin ise ve istinaf nezdinde bunların tediyesine dair kefalet veya başkaca bir teminat söz konusu olmamışsa, mahkum olan şahıs söz konusu parayı veya eşyayı Evrak Odası’na ya da kendisine gösterilecek başka bir resmi mahalle teslim etmeli yahut muteber bir kefil göstermeliydi. Yine temyiz veya istinaf talebinde bulunan kişi, temyiz veya istinaf ettiği ilamın aslını veya tasdikli suretini ve itiraz ettiği hususların şerh ve izahını muhtevi bir layihayı tanzim ederek dilekçesine eklemeli veya dilekçesine eklenmek üzere en geç sekiz gün içerisinde Evrak Odası’na vermeliydi. Ayrıca kanuni temyiz süresinin bitmesinden itibaren en geç altmış gün içinde dilekçe sahibi veya vekili İstanbul’a gelerek, geliş tarihlerini bir müzekkere ile Evrak Odası’na bildirmeliydi541.

1292 (1875) tarihinden sonraki Salnamelerde evrak müdürü unvanına rastlanmamaktadır. Adliye Nezareti’nin 1879 tarihli teşkilat nizamnamesiyle nezarete gelen dilekçeleri ilgili mahallere iletmek için bir Havale Müdürlüğü tesis edilmişti. Fakat aynı yıl dava dilekçelerinin doğrudan mahkemelere verilmesi usulünün kabulüyle bu Havale Müdürlüğü’nün vazife alanı gittikçe daralmış ve niyahet Adliye Nezareti’nin 1911 tarihli ikinci teşkilat nizamnamesinde bu teşkilata yer verilmemiştir542.

540 Tefrik Cemiyeti’nin Havale Cemiyeti’ne dönüşmesinden sonra bu vazifeyi Havale Cemiyeti sürdürmüştür.

541 Bu hükümde zamanla değişiklikler olmuştur. Bu mezvulara temyiz usulünün ele alınacağı kısımlarda değinilecektir.

542 Demirel, a.g.e., s. 52-54.

140 2.5.3.1.4. Vezne, Muhasebe ve Mahkeme Harçları

Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’nin tesisiyle beraber buraya bir vaznedar ile vezne katibi tayin edilmişti543. Yine Dahili Nizamname’nin 34. maddesiyle, dava taraflarının Evrak Odası’na vereceği paraların alınması işi, Evrak Müdürü maiyetinde bulunan vezneye tevdi edilmiştir. Bu vezne, bir veznedar ile lüzumu miktarda memurlardan oluşuyordu. Veznenin başlıca vazifesi; mahkemece alınacak her türlü harç, resim ve sair bedelleri tahsil etmekti. Bu şekilde veznece alınan bedeller için her ay tutulan cetveller ve muamelat defterleri karşılaştırılıp Havale Cemiyeti’nce tasdik olunduktan sonra hazineye gönderilirdi544.

25 Safer 1289 (4 Mayıs 1872) tarihli bir iradeyle, Divan-ı Ahkâm-ı Adliye dairelerinde alınan harç türlerinin ve hasılatının artması ve veznede mevcut memurların bu işler için kifayetsiz bulunması sebebiyle, dairelerin hasılat ve masrafları için muntazam defterler tutmak ve bu hususta devlet hazinesinin sorumlu memuru olmak üzere 1500 kuruş maaşla bir muhasebe katibinin tayinine karar verildi545. Muhasabe katibi, bu işe muktedir ve hesap bilir bir kişi olması kaydıyla Divan-ı Muhasebat tarafından seçilecekti. 1290 (1873) Salnamesiyle birlikte Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’de muhasebe memuru olarak Nazif Efendi’nin tayin edildiği görülmektedir.

543 COA, İ.DH., 649-45147’nin leffi.

544 COA, İ.DH., 649-45147’nin leffi.; Havale Cemiyetinin Vezaif ve Muamelatına Dair Nizamname, md. 36.

545 “Atûfetlü efendim hazretleri

Divân-ı Ahkâm-ı Adliye dairelerinde harç ve hasılâtın tenvî‘ ve tezâyüdine ve memurin-i mevcûdenin cereyân-ı mesâlihi adem-i kifayetine mebnî devâir-i mezkûrede vuku‘bulacak hasılât ve mesârifâtın hesâb-ı umûmiyesi için muntazam defterler tutmak ve bu babda hazine-i celilenin me’mûr-ı mesûlı olmak üzere muhâsebe kâtibi sıfatı ve bin beş yüz kuruş maaş tahsisiyle muktedir ve hesâb-aşinâ bir efendinin Divân-ı Muhâsebât’ca bi’l-intihâb ta‘yîni ve işbu maaşdan yedi yüz elli kuruşunun müteveffa vezne kâtibinden münhal aylıkdan tesviyesiyle evâsıt tarafının dahi divânın umumi hasılâtı fazlasından olarak vezneden itâsı hakkında ubuhetlü devletlü nazır paşa hazretlerinin takriri leffen arz ve takdîm kılıınmış olmağla mucebince ifâ-yı iktizasının Maliye Nezâret-i Celilesine havalesi hususunda her ne suretle irâde-i seniyye-i cenâb-ı padişâhî müte‘allik ve şeref-sünûh buyrulur ise hükm-i alisine göre hareket olunacağı beyanıyla tezkire-i senâveri terkîm kılındı efendim fî 24 Safer sene 289.

“Ma‘rûz-ı çâker-i kemineleridir ki

Hâme pirâ-yı ta‘zîm olan işbu tezkire-i sâmiye-i asafâneleriyle mezkûr takrir manzûr-ı mekârim-neşver-i hazret-i padişâhî buyrulmuş ve husûsât-ı ma‘rûzanın ber-muceb-i istizân ifâ-yı muktezasının nezâret-i müşarü’n-ileyhimâya havalesi müte‘allik ve şeref-sünûh buyrulan emr-i irâde-i mehâsin-âde-i cenâb-ı mülükâne mantûk-ı münîfinden olarak zikr olunan takrir yine savb-ı sâmi-i hıdîvîlerine iade kılınmış olmağla ol babda emr ü ferman hazret-i veliyyü’l-emrindir fî 25 Safer sene 289.” (COA, İ.DH., 649-45147)

141 Harçlar, mahkemelerin en mühim meselelerinden birini teşkil etmekteydi.

Çünkü mahkemede çalışan görevlilerin maaşları ile divanın kırtasiye, tamirat vb.

giderleri taraflardan alınan harçlarla karşılanmaktaydı546. Bu nedenle 8 Muharrem 1286 (20 Nisan 1869) tarihli iradeyle “Divân-ı Ahkâm-ı Adliye’den Alınacak Harçlara Dair Tarife” kabul edildi547. Tarifname ve iradesinin yer aldığı evrakın arkasına “fî 15 Muharrem sene 286 ve fî 15 Nisan sene 85 tarihinden itibaren işbu irade-i seniyyenin ahkâm-ı celîlesi mevki‘-i icrâya konulmuştur.” notu düşülmüştür.

Bu tarifeyi aynen nakletmekte fayda görüyoruz:

“Divân-ı Ahkâm-ı Adliye’den Alınacak Harçlara Dair Ta‘rifedir Arzuhalin kaydiye harcı 1 beyaz yirmilik mecidiye,

Her def‘a gönderilecek imza pusulasının harc-ı tahrîriyesi 1 beyaz mecidiye çaryeki,

546 “Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’ce seksen beş senesi martı ibtidâsından nihâyetine kadar i‘lâmât harcından ve saireden zuhûr eden hasılât ve mesarif-i kırtasiye olarak Maliye Nezaret-i Celîlesi’nden vukû‘bulan makbûzâtın mikdarı doksan yedi bin beş yüz altmış iki guruş otuz altı pareyi resîde ve kuyûdun idaresi için tanzim ettirilen defterler ve yazuhaneler ve ta‘mîrât ve mühimmât-ı kırtasiye mesarifine ve sairesi i‘tâ kılınan akçanın kimini dahi bir büyük elli bin beş yüz on yedi guruş otuz dört pareye peyveste olarak yekdiğeriyle lede’l-muvâzene kusûr ile iki bin dokuz yüz elli dört guruş otuz sekiz parenin itası lazım gelmiş olmasıyla bu akçanın hazine-i merkûmeden tesviyesi husûsuna dair…” (COA, İ.DH., 614-42795.); “İşbu rüsumattan Divan-ı Ahkâm-ı Adliye mesarif-i kırtasiyesi vesairesi ba‘de’t-tesviye fazlası ba-defter-i mahsûs Maliye Hazine-i Celîlesi’ne gönderilir.” (Divan-ı Ahkâm-ı Adliye Nizamname-i Dahilisi, 73. md.)

547 “Atûfetlü efendim hazretleri

Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’de ashab-ı deaviden alınacak harçlara dair tanzim olunan tarife Şûrâ-yı Devlet’e lede’l-havale ol babda Adliye Dairesi’nden kaleme alınmış olan mazbata arz ve takdim kılındı mütalaasından müstebân olduğu veçhile Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’nin Nizamname-i Dahilisi hükmünce gerek Mahkeme-i Temyiz ve gerek Mahkeme-i Nizamiye deaviinden harç alınması mukarrer olup tarife-i mezkure bu esasa göre tertîb olunarak bununla beraber umum mehâhime aid rüsum ve hıdmet-i mübaşiriye hakkında bir kaide-i muttaride tesis mutasavver olunduğundan Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’nin alacağı resimlerin kıymet-i esasiyesi ve mikdar derecesi dahi o sırada tertîb ve tayin olunacak ise de salifü’z-zikr Nizamname-i Dahili’nin icrâ-yı ahkâmına ibtidâr olunmuş idüğinden kaide-i umuminin ittihazına kadar divanın temyiz ve istinaf edeceği deavinin ilamat ve teferru‘âtından mezkur tarife veçhile harç alınması hususunun Divan-ı Ahkâm-ı Adliye Nezaret-i Celilesi’ne havalesi tezekkür kılınmış ise de ol babda her ne veçhile emr û ferman hazret-i mülükane müteallik ve şeref-sudûr buyrulur ise ana göre hareket olunacağı beyanıyla tezkire-i senâveri terkim kılındı efendim fî 7 Muharrem sene 86.

“Maruz-ı çaker-i kemineleridir ki

Hâme-pirâ-yı ta‘zîm olan işbu tezkire-i sâmîye-i asafaneleriyle zikr olunan tarife ve mazbata manzûr-ı âlî-yi hazret-i şehinşâhî buyrulmuş ve husus-ı ma‘rûzanın tezekkür ve istizân olunduğu cihetiyle icra-yı iktizasının nezaret-i müşarün ileyhâya havalesi müteallik ve şeref-sudûr buyrulan emr û irade-i seniyye-i hazret-i mülükane mantûk-i münîfinden olarak zikr olunan tarife ve mazbata yine savb-ı sâmî-yi hıdîvîlerine iade kılınmış olmağla ol babda emr û ferman hazret-i veliyü’l-emrindir fî 8 Muharrem sene 86.” (COA, İ.ŞD., 14-621); Bu tarife Düstur’da “Divân-ı Ahkâm-ı Adliye’ye Mahsûs Rüsûm Ta‘rîfesi” ismiyle neşredilmiş ve 12 Muharrem 1286 tarihi verilmiştir.

142 Mahkeme-i nizâmiyede bidâyeten görülen da‘vâ için verilen ilam harcı yüzde

%2 kuruş548,

Kezalik mahkeme-i nizamiyede istinafen görülen da‘vâ için verilen i‘lâm harcı %1,5 kuruş,

Mahkeme-i Temyiz’de görülen da‘vâ için verilen i‘lâm harcı %1 kuruş, Karar-ı karine ve mikdarı gayr-i mu‘ayyen da‘vâ için verilen i‘lâm harcı 5 aded yirmilik beyaz mecidiye,

Divân-ı Ahkâm-ı Adliye’den verilecek i‘lâm ve mazbataların ashâb-ı de‘avi tarafından istenilecek sûretlerin beherinden alınacak harç 2 aded beyaz yirmilik mecidiye,

De‘avinin merci‘-i rüyetini ta‘yîn için verilen i‘lâm harcı 2 aded beyaz yirmilik mecidiye,

Bir i‘lâmın beher sûretinin teblîği için alınacak harc-ı teblîğ 1 aded beyaz yirmilik mecidiye,

Divân-ı Ahkâm-ı Adliye veznesine veyahut ta‘yîn edeceği mevki‘-i resmiyede bırağılmış olan nukûdden ve emvâlin kıymet-i mukadderesinden alınacak harç yüzde 20 para,

Divân-ı Ahkâm-ı Adliye hademesinin vezaif-i mahsûsalarını mübeyyin olan ta‘lîmatta muharrer mesarif-i vakı‘a başkaca istifâ olunur549.”

548 “Fî 29 Haziran sene 87 tarihli müzekkere hükmünce işbu harc yüzde yüzde iki buçuğa iblâğ kılınmıştır.” (Düstûr, I Tertip, C. 1, s. 364.)

549 Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’de çalışan hademelerin masrafı için alınacak olan bedeller, İcra Cemiyeti’nin Vezaif ve Muamelatına Dair Nizamname’nin 14. maddesinde şu şekilde belirlenmişti:

“Hademe mesarifi için Kapan-ı Dakik ve At Pazarı ve Fatih ve Saraçhane Başı ve Sofular ile bu semtler dahilinde bulunan mahaller için bir beyaz beşlik ve Davutpaşa İskelesi ve Cerrahpaşa ve Çarşanba ve Küçük Mustafa Paşa ile bu semtler dahilinde bulunan mahaller için iki beyaz beşlik ve şehir haricinde berü taraftan Bahariye’ye kadar ve karşu taraftan Sütlüce’den Kasımpaşa’ya ve Azab Kapusı’ndan Salıpazarı’na ve Beyoğlu’na kadar olan mahaller için bir beyaz beşlik ve Silivri Kapusı ve Topkapı ve Mevlevihane Kapusı ve Tatavla ve Pankaltı ve Feriköyüne kadar olan mahaller için üç beyaz beşlik ahz kılınır ve Rumeli ve Anadolu Kavağı’na ve Ayastefanoz ve Pendik ve Adalar’a kadar sahil ve civar bulunan mahallere gidecek hademenin gidip gelme vapur ücretiyle köprü parası bi’l-hesab her ne eder ise bir misli zamm olunarak istifa olunur ve sahilden baid olan mahallere gidip gelmek için bargir ücreti dahi ilave edilir ve bir günde avdet kabil olamayıp gece yatılmaya ihtiyaç olduğı takdirde mesarif-i vakıaya mukabil başkaca iki beyaz beşlik daha alınır.”

143 Nizamiye mahkemelerinde ilam harcı davayı kazanan taraftan alınmakta ve tahsilat da davanın sonunda gerçekleşmekteydi. Bu sebeple davayı kaybeden taraf, kazanan tarafın hakkını geciktirmek ve onu zor durumda bırakmak maksadıyla temyiz yoluna müracaat etmekteydi. Söz konusu suiistimaller üzerine nizamiye mahkemelerinde ilam harcının haksız çıkan taraftan alınması hususunda 22 Rebiülevvel 1285 (13 Temmuz 1868) tarihli irade kabul edildi550. Tahsilat işleminin davanın sonunda olması, tarafların bir şekilde derdest olan davayı sürüncemede bırakmasıyla veya davadan vazgeçmesiyle neticelenmekteydi. Bu ise mahkemenin bir yandan iş yükünü arttırırken diğer yandan gelirlerinin düşmesine sebebiyet veriyordu. Bu sakıncaları bertaraf etmek amacıyla “Mehâkim-i Nizâmiyeye Muhavvel De‘âvîden Bervech-i Peşin Rub‘-ı Harc Alınmasına Dair Emirnâme-i Sâmî” yayınlandı551. Buna göre temyiz veya istinaf dilekçeleri vezneye verilecek ve hesaplanan ilam harcının 1/4’ü peşin alınıp dilekçe sahibine makbuz verilecekti.

Davanın sonunda, peşin alınan bu miktar alınması gerekenden fazla çıkarsa fazlası iade edilecek ve eğer eksik çıkarsa eksik kalan kısım tamamlanacaktı.

3 Cemaziyelahir 1296 (25 Mayıs 1879) tarihinde “Adliye Nezâreti’ne merbût Mehâkim-i Nizâmiyede Alınması Lazım Gelen Harcları Mübeyyin Ta‘rife” kabul edildi552. Bu tarife alınması lazım gelen harçları tafsilatlı bir şekilde düzenlemişti553. Tarifenin on beşinci faslı temyiz mahkemelerinde alınacak harçlara dairdi.

Tarifnamenin 40. maddesine göre; “Mahkeme-i Temyiz’in hukuk ve ceza dairelerinde veya hey’et-i umûmîyesinde bir i‘lâmın tasdikinde temyiz olunan i‘lâmın verildiği mahkemeden her kaç kuruş harc-ı i‘lâm alınmış ise anın iki misli ve noksân alınır ise maktû‘an iki yüz kuruş alınacaktır ve i‘lâmın nakzından sonra bunun mutazammın olduğu da‘vâyı rü’yet eden mahkemeden ikinci def‘a olarak verilecek i‘lâmın tâbi‘ olduğu harc bi’t-tekrâr ahz olunacaktır.” Bu tarife, yine 12 Muharrem 1304 (11 Ekim 1886) tarihinde “Mehâkim-i Nizâmiye ve Devairde Alınması Lazım Gelen Harclara Dair Ta‘rife-i Cedîde” ile tadil edilmişti554. Ayrıca 10 Zilkade 1304 (31 Temmuz 1887) tarihli iradeyle; vazife ve salahiyet, tayin-i merci, nakl-i dava

550 COA, İ.ŞD., 9-472.; Bingöl, Tanzimat Devrinde Osmanlı’da Yargı Reformu (Nizâmiyye Mahkemeleri’nin Kuruluşu ve İşleyişi 1840-1876), s. 279-280.

551 Düstur, I. Tertip, C. 3, s. 148-149.; Emirname için herhangi bir tarih verilmemiştir. Fakat Düstur’da birlikte yer aldığı diğer metinlere bakıldığında 1291 (1874) senesine ait olması kuvvetle muhtemeldir.

552 COA, İ.MMS., 62-2918.; Düstur, I. Tertip, C. 4, s. 319-335.

553 Bu tarifeye göre hazırlanan tafsilatlı harç cetveli için bkz.: Abdurrahman Vefik, a.g.e., s. 381-384.;

Mahkeme harçlarının ne şekilde toplandığına dair bkz.: Demirel, a.g.e., s. 214-220.

554 Düstur, I. Tertip, C. 5, s. 582-596.; Ceride-i Mehâkim, No:367, 22 Safer 1304.

144 konuları ile hayet-i ithamiye kararlarına itiraz neticesinde Mahkeme-i Temyiz’den çıkacak hükümler için maktu 200 kuruş harç alınması için mevcut harç tarifesine bir fıkra eklenmesine karar verilmişti555.

2.5.3.2. Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’de Bulunan Cemiyetler 2.5.3.2.1. Tefrik Cemiyeti

Tefrik Cemiyeti ilk defa Divan-ı Ahkâm-ı Adliye Nizamname-i Dahilisi ile teşkil edilmişti. Bu nizamnamenin 37. maddesine göre Tefrik Cemiyeti 2 aza ve Divan-ı Ahkâm-ı Adliye başkâtibi ile iki mümeyyizden oluşuyordu. Bunlardan bir tanesi Divan-ı Ahkâm-ı Adliye Nezareti’nin tensibiyle cemiyete riyaset ederdi.

Tefrik Cemiyeti’nin başlıca vazifesi, divana gelen ve evrak odasına kaydedilen evrakın hangi mahal ve daireye ait olduğunu tefrik ve tayin etmekti.

Gelen evrak tetkik ve mütalaa edilir ve gerekirse davacı veya davanın tarafları çağrılarak sorgulamaları yapılırdı. Bu evraklardan Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’ye ait olmayanlar, tetkik neticesinde ait oldukları mercileri izah eden müfredat pusulası ile Divan-ı Ahkâm-ı Adliye’ye takdim edilirdi. Tefrik Cemiyeti; mahalli anlaşılmaz bir şekilde tanzim edilmiş, davacının şifahi ifadesine aykırı bulunmuş ve hususi şartlarına uygun hazırlanmamış dilekçeleri, sebeplerini de açıklayarak reddederdi.

Divana ait olanlar ise ait oldukları mahkeme ve dairelere verilmek üzere evrak odasına iade ediliyordu.

Tefrik Cemiyeti, kendisine gelen evrakların akıbetini hülasa defterlerine kaydediyordu. Bu hülasa defterlerinde mevcut sayfalarda sırasıyla “Rakâm-ı Umûmî”, “Rakâm-ı Husûsî”, “Târîh”, “Hülâsa-yı Evrâk-ı Vâride” ve “Melhûzât”

haneleri bulunmaktaydı. Melhuzat kısmında dilekçelerin ait bulunduğu daire, dilekçenin verilmesi gereken makamın gösterilmesi suretiyle dilekçenin reddi, tarafların celp tarihleri gibi kısa bilgiler yazılmaktaydı556.

Tefrik Cemiyeti, daha sonra tesis edilecek olan İstida Dairesi’nin vazifelerini ifa ediyordu. Böylelikle ilk dilekçe dairesinin Tefrik Cemiyeti namıyla kurulmuş

555 COA, ŞD., 2520-33.

556 1285 senesi Tefrik Cemiyeti Hülasa Defteri, COA, DA.d, 1.

145 olduğu söylenebilir557. Bu cemiyet, kısa bir zaman sonra Havale Cemiyeti’ne tahvil edildi.