• Sonuç bulunamadı

OSMANLI DEVLETİ ADLİYE TEŞKİLATI

1.1.2. Şer‘iye Mahkemeleri

1.2.3.2. Nizamiye Mahkemeleri

1.2.3.4.4. Askeri Mahkemeler

Osmanlı Devleti’nin klasik döneminde toplumun, reaya ve askeri olmak üzere iki sınıftan mürekkep olduğu görülmektedir. Reaya sınıfı halktan, yani yönetilenlerden oluşurken; askeri sınıf ise bugünkü manadan daha geniş bir şekilde bütün kamu görevlilerini ifade eder344. Bu dönemde Osmanlı Devleti’nin adli teşkilatının başında bulunan kazaskerler, ayrıca askeri sınıfa dair hukuk ve ceza davalarına bakmaktaydı345. Yine askeri sınıfa mensup kimselerin terekelerinin tespit ve taksimi, kazaskerin gözetiminde, kazasker kassamları tarafından yerine getirilmekteydi346. Yeniçeri ağası ve kaptan-ı derya da teşkilatlarına mensup kimselerin davalarına bakabiliyorlardı347.

342 Sevr Anlaşması’nın tam metni için bkz.: Nihat Erim, Devletlerarası Hukuku ve Siyasi Tarih Metinleri, C. I, TTK Basımevi, Ankara, 1953, s. 525-691.; Sadeleştirilmiş hali için bkz.: İbrahim Sadi Öztürk, Sevr Antlaşması Tam Metin – 433 Madde (Günümüz Türkçesi) Mondros ve Lozan Ekleriyle, Fark Yayınları, Ankara, 2007, s. 23-264.; http://sam.baskent.edu.tr/belge/Sevr_TR.pdf, (Çevrimiçi: 15.02.2019)

343 Lozan Barış Anlaşması’nın kabulüne dair kanunlar ve anlaşmaya dair metinler için bkz.: Düstur, III. Tertip, C. 5, s. 13-357.

344 Üçok, Mumcu, Bozkurt, Türk Hukuk Tarihi, s. 172.; Cin, Akgündüz, a.g.e., s. 195.; Akdağ, a.g.e., s. 447,450.; Sina Akşin, “Osmanlı-Türk Toplumundaki Sınıf Yapısı Üzerine Bir Deneme”, Toplum ve Bilim, Sa. 2, 1977, s. 31-32.; Halil Sahillioğlu, “Askerî”, DİA, C. 3, 1991, s. 488.

345 Şentop, a.g.e., s. 142.; Mehmet İpşirli, “Osmanlı Devleti'nde Kazaskerlik (XVII. Yüzyıla Kadar)”, Belleten, C. LXI, Sa. 232, Aralık 1997, s. 695.

346 Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilatı, s. 124-125.; Şentop, a.g.e., s. 143-144.

347 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilâtından Kapıkulu Ocakları I Acemi Ocağı ve Yeniçeri Ocağı, 3. bs., TTK Yayınları, Ankara, 1988, s. 187.; Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, s. 415.; Cin, Akgündüz, a.g.e., s. 250, 278.; Yolyapan, Tanzimat dönemine kadar kapıkulu ocaklarının muhakemelerinin, yeniçerilerin teamül kaidelerine göre yapıldığını belirtmektedir. Buna göre yeniçeriler, kendi subayları dışında başkaları tarafından

76 III. Selim zamanında çıkarılan Nizâm-ı Cedit Askerî Kanunnâmesi, subay ve erlerin suç işlemesi halinde gereken cezanın binbaşı tarafından verileceğini düzenlemişti. Ehl-i örf taifesi de bunlara müdahale etmeyecekti. Şer‘i bir suç işlemeleri halinde subay gözetiminde mahkemelere gönderilecek ve bunun neticesinde ceza alırlarsa bu cezanın infazı kışlada binbaşı tarafından icra edilecekti348. Yeniçeri Ocağı’nın lağvından sonra yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusu kuruldu. Bu ordunun teşkilinin akabinde 1829 tarihinde Kanunnâme-i Asâkir-i Mansure-i Muhammediye349 çıkarıldı. Bu nizamnamede tedibat başlığı altında zabitlere, küçük zabitlere, onbaşı ve neferlere dair bazı disiplin suçları ve cezaları sayılmıştı350.

Tanzimat döneminin başlarında Fransız askeri emirnamesinden yapılan iktibas neticesinde 1837 tarihinde Kanunnâme-i Ceza-yı Askeriye (Cezaname) çıkarıldı351. Buna göre askerlerin, askeri vazifelerine dair işleyecekleri suçları yargılamak üzere Divân-ı Harbi Daimi, Divân-ı Harbi Mahsus ve Divân-ı Harbi Tecessüs teşkil edildi. Divan-ı Harbi Daimi, belirli yerlerde kurulan ve sürekli bir şekilde askeri davalara bakan bir mercidir. Divan-ı Harbi Mahsus ise kuşatma altında olan ve yolları kapatılan kalelerde oluşturulacaktı. Divan-ı Harbî Tecessüs ise diğer iki mahkemeden sadır olan kararların temyiz mercii niteliğindeydi352. Ayrıca bu kanunnameye göre şer‘i mahkemelerin ve nizamiye mahkemelerinin görev alanına giren davalar bahsi geçen askeri mahkemelerde görülmeyecekti353.

1870 tarihinde 1857 tarihli Fransız askeri ceza kanunundan iktibas edilen Askeri Ceza Kanunnâme-i Hümâyunu kabul edildi. Ancak bu kanunun muhakeme

yargılanamaz ve cezalandırılamazlardı. (Aydoğan Yolyapan, “Osmanlı Devletinde Askeri Yargının Gelişimi”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, C. 3, Sa. 10, 2000, s. 157.)

348 Musa Çadırcı, “Ankara Sancağının Nizâm-ı Cedîd Ortasının Teşkili ve 'Nizâm-ı Cedîd Askeri Kanûnnamesi’”, Belleten, C. XXXVI, Sa. 141, Ocak 1972, s. 6.

349 Ahir-i Zilkade 1244 tarihinde İbrahim Saib marifetiyle neşredilen bu kanunname metni için bkz.

İBB Atatürk Kitaplığı, Demirbaş: MC_Osm_K.00415, Yer No: 343.01 KAN.; İÜ Nadir Eserler Kütüphanesi, No:83154.

350 Örneğin Kanunnamenin 345. maddesine göre “Nizâmât-ı askeriyeye muhâlif olan kusur ve cünhalar içün zâbıtlar haklarında lazım gelen te’dibât iki ay bayağı göz hapsinden ve bir ay şedîd göz habsinden ve on beş gün mahbesden ibaretdir.”

351 Ekinci, Osmanlı Mahkemeleri (Tanzimat ve Sonrası), s. 339-340.

352 Bu mercilere dair bkz.: Ekinci, Osmanlı Mahkemeleri (Tanzimat ve Sonrası), s. 340-341.; Osman Köksal, “Tarihsel Süreci İçinde Bir Özel Yargı Organı Olarak Divan-ı Harb-i Örfiler (1877-1922)”, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), AÜSBE, 1996, s. 5-7.; Yolyapan, “Osmanlı Devletinde Askeri Yargının Gelişimi”, s. 160.

353 Ekinci, Osmanlı Mahkemeleri (Tanzimat ve Sonrası), s. 341.; Orhan Köprü, “Türkiye’de Askeri Yargının Doğuşu ve Gelişimi”, Askeri Adalet Dergisi, Sa. 89, Ocak 1994, s. 3.

77 usullerine dair kısmı alınmamıştı354. Bu dönemde Divan-ı harpler; hazeri, seferi ve mevâki‘-i mahsure ve idare-i örfiye tahtında bulunan mahallerdeki olmak üzere üç kısımdı355. Hazeri divan-ı harpler, fırka ve kolordu mıntıkalarında tesis edilir. Seferi divan-ı harpler, seferberlik veya savaş zamanlarında fırka, kolordu ve büyük müfrezelerde teşkil edilecekti. Mevâki‘-i mahsure ve idare-i örfiye tahtında bulunan mahallerde oluşturulan askeri mahkemeler ise bir nevi sıkıyönetim mahkemesiydi356. Bu sıralarda askeri mahkemelere dair bir usul kanunu olmamakla birlikte, teamülen oluşan muhakeme usulleri icra edilmekteydi357. Bu mahkemelerde verilen hükümler Dâr-ı Şûrâ-yı Askeri’de incelenirdi. 1296’da (1878/1879) tarihinde fırka ve kolordu meclisleri lağvedilerek bunların muhakemeye dair vazifeleri Erkan-ı Harbiye’nin Mehâkim Şubesi’ne devredildi. Bunun akabinde Dâr-ı Şûrâ-yı Askeri de lağvedilerek vazifesi Muhakemat Dairesi’ne bırakıldı358.

Divan-ı harpler, askeri şahısların görevlerine ilişkin veya askeri kişiler arasında meydana gelen adi ve askeri davalara bakıyordu. Bunun dışında kalan davalara bakma görevi, diğer mahkemelere (şer‘iye veya nizâmiye mahkemelerine) aitti359.

Zaman zaman askeri mahkemeler ile diğer mahkemeler arasında görev uyuşmazlıkları çıkabiliyordu360. Bu uyuşmazlıkları çözmek üzere 27 Zilkade 1334 (25 Eylül 1916) tarihinde “Mehakim-i Adliye ile Divan-ı Harpler arasında Merci‘-i Dava Hakkında Zuhûr Edecek İhtilafatın Suret-i Halline Dair Kanun-i Muvakkat”361

354 Rifat (Taşkın), Askeri Muhakeme Usulü Kanunu Şerh ve Sak, Cihan Matbaası, Ankara, 1930, s.

5.; Rifat (Taşkın), Şerh Askerî Ceza Kanunu, Cihan Matbaası, İstanbul, 1930, s. 4.; Niyazi İpeksümeroğlu, “Askeri Kaza Sistemine Bir Bakış”, AÜHFD, C. 8, Sa. 1, 1951, s. 469.

355 Bu mercilere dair malumat için bkz.: Hüseyin Avni, Askeri Ceza Kanunu Şerhi, Mihran, İstanbul, t.y., s. 88-92.

356 Bu tür mahkemelere dair tafsilatlı malumat için bkz.: Köksal, “Tarihsel Süreci İçinde Bir Özel Yargı Organı Olarak Divan-ı Harb-i Örfiler (1877-1922)”.

357 Avni, a.g.e., s. 129.; Rifat ve İpeksümeroğlu’na göre bu divan-ı harplerde takibat, tahkikat ve yargılamanın ne şekilde yapılacağına dair bir sistem ve kanun mevcut değildir. (Rifat Askeri Muhakeme Usulü Kanunu Şerh ve Sak, s. 5.; İpeksümeroğlu, “Askeri Kaza Sistemine Bir Bakış”, s.

469.)

358 Avni, a.g.e., s. 111-113.

359 Halil Rıfat, Şerh-i Kanun-ı Cezâ-yı Askerî, Mihran Matbaası, İstanbul, 1303, s. 21-23.; Ekinci, Osmanlı Mahkemeleri (Tanzimat ve Sonrası), s. 344.

360 “İki askeri beyninde vukû‘bulan ceraimin Divân-ı Harb’ce muhakemesine bakılarak inde’l-hâce mücrimin askeri habishânesinde habs ve tevkif olunması lâzım gelir iken bazı taraflarca ceraim-i mezkûrenin muhâmemesi mehâkim-i nizâmiye-i adliyece icrâ olunmakda ve maznûn ve mahkûmların mülkiye habishânelerinde tevkif ve habs edilmekde bulunduğu ve bu ise Askeri Ceza Kanunname-i Hümayunu’na mugâyir idügi beyânıyla (…) ba‘dezîn bu gibi de‘âviye cihet-i adliyece müdahale olunmaması ihtarıyla (…)” (Ceride-i Mehakim, No:552, 11 Zilkade 1307, s. 7051-7052.)

361 Düstur, II. Tertip, C. 8, s. 1311.; Ceride-i Adliye, No:151, Teşrin-ievvel 1332, s. 133.

78 ile Şûrâ-yı Devlet reisinin riyasetinde olmak üzere, Mahkeme-i Temyiz ve Divân-ı Temyiz-i Askeri’den üçer azadan müteşekkil bir Encümen-i Mahsus teşkil edilmek istenmiş; ancak Meclis-i Mebusan bu düzenlemeyi reddetmişti362. Bunun üzerine askeri mahkemelerin görev alanını düzenlemek üzere çıkarılan 3 Zilhicce 1335 (20 Eylül 1917) tarihli “Asakir Tarafından İka Olunan Ceraim-i Adiyenin Merci‘-i Tahkik ve Muhakemesi Hakkında Kararname”363 de aynı şekilde Meclis-i Mebusan tarafından reddedilmişti364.

10 Cemaziyelevvel 1332 (6 Nisan 1914) tarihinde Divân-ı Temyiz-i Askeri’nin Teşkilât ve Vezâifi Hakkında Kanun-ı Muvakkat365 kabul edilerek divan-ı harplerin kararlarını tetkik vazifesi Divân-ı Temyiz-i Askeri’ye verildi. Bu düzenlemenin ömrü yaklaşık iki yıl olmuş ve 21 Zilhicce 1334 (19 Ekim 1916) tarihli Divân-ı Temyiz-i Askeri Teşkilât ve Vezâifi Hakkında Kanun-ı Muvakkat366 kabul edilerek 10 Cemaziyelevvel 1332 (6 Nisan 1914) tarihli kanun ilga edildi. Bu yeni Divan-ı Temyiz-i Askeri yine 12 Şevval 1338 (29 Haziran 1920) tarihli Divân-ı Temyiz-i Askeri’nin İlgasıyla Vezâifinin Adliye-i Askeriye Dairesi’ne Merbutan Teşkil Olunacak Heyet-i Temyiziye Tarafından İfası Hakkında Kararname”367 ile kaldırıldı. Kısa bir süre sonra ise bu sefer Heyet-i Temyiziye-i Askeriye, 28 Safer 1339 (11 Kasım 1920) tarihli Heyet-i Temyiziye-i Askeriye’nin Lağvı ile Divân-ı Temyiz-i Askeri’nin İadesi Hakkında Kararnâme368 ile kaldırılmış ve Divân-ı Temyiz-i Askeri yeniden tesis edilmişti. Bu düzenlemeden yaklaşık iki yıl sonra Divân-ı Temyiz-i Askeri’ye dair yeni bir kanun edildi369. Bu düzenlemeler yeni askeri ceza kanunu ve askeri muhakeme usulü kanununun kabulüne kadar tatbik edilecekti.

362 Bkz.: 20 Kanun-ıevvel 1333 (20 Aralık 1917) tarihli “Mehakim-i Adliye ile Divan-ı Harpler arasında Merci‘-i Dava Hakkında Zuhûr Edecek İhtilafatın Suret-i Halline Mütedair 27 Zilkade 1334 Tarihli Kanun-i Muvakkatın Reddine Dair Meclis-i Mebusân Kararnamesi”, Düstur, II. Tertip, C. 10, s. 45.

363 Düstur, II. Tertip, C. 9, s. 725-727.

364 Bkz.: 21 Teşrin-i sani 1334 (21 Kasım 1918) tarihli “Asakir Tarafından İka Olunan Ceraim-i Adiyenin Merci‘-i Tahkik ve Muhakemesi Hakkında 3 Zilhicce 1335 Tarihli Kararnamenin Reddine Dair Meclis-i Mebusân Kararnamesi”, Düstur, II. Tertip, C. 11, s. 59.

365 Düstur, II. Tertip, C. 6, s. 393-397.

366 Düstur, II. Tertip, C. 8, s. 1335-1351.

367 Düstur, II. Tertip, C. 12, s. 113.

368 Düstur, II. Tertip, C. 12, s. 339.

369 Bkz. 22 Ramazan 1340 (19 Mayıs 1922) tarihli “Divân-ı Temyiz-i Askerî Teşkilâtına Dair Kanun”, Düstur, III. Tertip, C. 3, s. 85-86.; Sicilli Kavanini, C. I, Haz.: Karakoç Sarkiz, Mihran, İstanbul, 1926, s. 133-134.

79 1930 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin askeri yargısı için mühim düzenlemeler gerçekleştirildi. 22 Mayıs 1930 tarihinde 1631 Sayılı Askeri Muhakeme Usulü Kanunu370 ve 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu371 kabul edildi.

Almanya372 mehaz alınarak hazırlanan bu kanunlarla birlikte askeri yargıda ilk modernleşme hareketi başlamış ve ilk defa bir askeri usul kanunu kabul edilmiştir.

370 Bu kanun ve hükümlerinin şerhleri için bkz.: Rifat (Taşkın), Askeri Muhakeme Usulü Kanunu Şerh ve Sak, Cihan Matbaası, Ankara, 1930

371 Bu kanun ve hükümlerinin şerhleri için bkz.: Rifat (Taşkın), Şerh Askerî Ceza Kanunu, Cihan Matbaası, İstanbul, 1930.

372 Rifat, Şerh Askerî Ceza Kanunu, s. 10.; Askeri Muhakeme Usulü Kanunu esas itibariyle 1898 tarihli Alman Askeri Muhakeme Usulleri Kanunu’nda alınmışsa da, 1928 tarihli Fransız kanunundan da istifade edilmiştir. (Rifat Askeri Muhakeme Usulü Kanunu Şerh ve Sak, s. 7-10.; Askeri Ceza Kanunu hazırlanırken Almanya, Fransa ve Belçika kanunlarından istifade edilmiştir. (İpeksümeroğlu,

“Askeri Kaza Sistemine Bir Bakış”, s. 470.

80 İKİNCİ BÖLÜM

DİVÂN-I AHKÂM-I ADLİYE’NİN KURULUŞU ve TEŞKİLATI

2.1.Divân-ı Ahkâm-ı Adliye’nin Doğduğu Siyasi, İktisadi ve Sosyal