• Sonuç bulunamadı

2.4. Estetik Tercih

2.4.1. Estetik Tercihlerde Farklılaşmaya Neden Olan Etmenler

2.4.1.5. Eğitim

2.4.1.5.1. Estetik Eğitimi

Çevreye bakış açısında düzen, sorgulama becerisinde yalınlık, algı kapasitesinde seçicilik kazandıran estetik kazanım, sanat eğitiminin temeli olan estetik eğitimle mümkündür.

Crawford’un (1989) dediği gibi sanat eğitimi içerisinde yer alan estetik disiplinini tanımlayan ana kavramlar sanat objesi, takdir etme, yorumlama, eleştirel değerlendirme, sanatsal yaratıcılık ve kültürel içeriktir. Pek çok estetik konusu ve içeriği sanat eserini keşfeden öğrencilerin sanat tarihi, sanat eleştirisi ve uygulama gibi disiplinleri kullandığı çok alanlı sanat eğitimi yöntemi sınıflarında ortaya çıkmaktadır. Diğer üç disiplinin içeriği estetik sorular sorulmasını sağlar. Estetik, sanatsal yaratımı veya sanat objesini eleştirel, kültürel ve sosyal değerlendirmeye doğru dikkati yönlendirir (Aktaran: Dobbs, 1998: 49).

Erickson (1986:150), estetik öğretiminin anlamını estetik deneyimle temellendirmektedir. Estetik öğretimi, yöntem olarak estetik deneyime odaklanan bir örnektir. Donald Arnstine (1967, 1970, 1995; Aktaran: Smith, 2004:176), yeni durumların gelişmesinde önemli olduğunu düşündüğü öğrenme ve estetik deneyim arasında önemli bir benzerlik olduğu görüşündedir. Estetik deneyimle eşdeğer olan öğrenme, sıradan öğrenme ve eğitimsel açıdan öğrenmeden farklıdır çünkü bu öğrenme, öğrenen kişinin yaşam biçiminde engellerin ve uyuşmazlıkların arasında bir uzlaşma gerektirir. Arnstine, Dewey’in deneyimle öğrenme görüşünü desteklemektedir ancak, estetik deneyime sahip olmanın daha farklı bir şey olduğunu düşünmektedir. Ona göre estetik deneyim, algılama ve bu yolla mutlu olmadır. Çünkü deneyimin şekli sadece üst düzeyde mutluluk vermek demek değil aynı zamanda bu estetik deneyimle kişinin kendi sıradan deneyimi arasındaki çelişkinin de farkına varılmasında esastır. Stanley Madeja ve Sheila Onuska (1977:5), estetik eğitimin bir ders öğretimi değil Sokrates’tan bu yana felsefenin merkezindeki sorularla gelişen bir program olduğunu, estetik deneyimin içinde yer alan estetik eğitimin tarihsel, kültürel, geleneksel olay ya da objelerin üretildiği ürünlerle birlikte geliştiğini ifade etmektedir. Eldon Katter ve Erickson’un (1986) estetiğin öğretimi ile ilgili geliştirdikleri deneyimsel programda aşağıda belirtilen maddeler sanata

uygulanan felsefi yeterlilik yönüyle estetikte öğrenmenin amacını oluşturmaktadır. Bunlar;

1- Farklılıkları ayırt etmek, 2- Sonuçlara varmak,

3- İçeriği ve kavramları tanımlamak, 4- Geleneksel düşünme çalışması, 5- İddiaların türünü ayırt edebilme,

6- Tartışmalar oluşturma (Erickson, 1986:157).

Estetik eğitimi, öğrencileri sanat hakkında sistematik sorular sormaya yöneltme, sanatı değerlendirme ve sanata değer yargısı yönünden tepki vermeyi, takdir etmeyi sağlamadır. Öğrenciler sanat yapıtlarını incelerken sosyal ve fizyolojik belli birikimlerine göre tepkiler sunarlar. Sanat eserinin önemi ve anlamının çalışmanın içeriğinde mi yoksa dış görünüşünde mi olduğu, sanat eserinin algılanan değerinin nasıl belli edildiği, değerli olduğunun nasıl anlaşıldığı, bir kültür için kutsal, değerli ya da özel olan sanat eserinin diğerleri için de öyle olup olmadığı, sanat eserinin değerini görmek için sahip olunması gereken algı düzeyi, eğer halk, kendi kültürüne ait sanat eserini sıkıcı bulursa onu yok etmeye ne kadar hakkı olduğu gibi soruların içeriğini ve cevaplarını bulmak estetik eğitimi ve öğretiminin amaçlarıdır (Dobbs, 1998: 50). Estetik gelişimde etkili öğrenme deneyimle mümkün olmaktadır. Kişi ne kadar çok sanatsal etkinliğin içinde bulunursa günlük hayattaki deneyimleri ve sanatsal birikimi de buna göre yorumlanabilir. Resim sergilerine gitmek, galeri ortamında bulunmak, sinemaya gitmek, kitap okumak, fotoğraf çekmek ya da izlemek, enstrüman çalmak ya da konser ve dinletilere katılmak, farklı kültürleri yerinde görüp yaşamak gibi sanat dünyasının içinde olmak estetik birikim ve beğeniyi geliştirecek, eleştirel bir güç kazandıracaktır. Bu söylenilen, sanat çevresinde profesyonel anlamda işin içinde olma durumudur. Eğitim alanında değerlendirildiğinde ise öğrenciye mikro alanda da olsa sanatsal çevre ve algı sağlanabilir. Gökay (2005: 86), estetiği öğretirken sınıfta uygulanabilecek etkinlik örnekleri sunmaktadır. Gökay’a (2005: 86) göre sanat dünyasındaki sanatçı, izleyici, galeri müdürü, eleştirmen gibi rollerin sınıf içerisinde paylaşımı ile drama

yaptırılabilir. Sanat dünyası ile ilgili kavram haritası hazırlanıp bunun üzerinde roller hakkında konuşulabilir. Sanat nedir? Sanatçı kimdir? gibi soruları cevaplandırmaya yönelik örnek olaylar üzerinde durulabilir. Bunlarla ilgili olay ve yapıtın doğru olması koşuluyla öyküler yazılabilir. Estetik kuramların oluşturduğu panoların sınıfın görülebilen bölümlerinde bulundurulması ders sırasında yargıda bulunurken hem öğrencinin hem de öğretmenin işine yarayacaktır. Konuyla ilgili farklı kültürlerden örnekler incelemek aynı konunun farklı yönlerden ele alınabileceğini öğrenciye fark ettirilmesi açısından önemlidir. Ayrıca doğada bulunan bir objenin orijinali ve yapay görünümü arasındaki güzellik farkı ile aynı zamanda onun sanattaki yansımasını ve bunun röprodüksiyonu arasındaki güzelliği tartışmak öğrencilerin “doğada güzel” “sanatta güzel” kavramlarını anlamalarını sağlayacaktır.

Estetik disiplini sanat eğitimi içerisinde verilirken öğrenci seviyelerinin başlangıçta düşük olabileceği unutulmamalıdır. Öğrencilerin yaş gruplarına göre hazırlanan estetik oyunlarla bu ders daha kolay verilebilir. Bunlar sanatın doğası üzerinde tartışma, sanat dünyasıyla ilgili rol yapma, estetik olay bulmacasının hazırlanması, değer biçme oyunu şeklinde düzenlenebilir. Ayrıca estetik aktivitelerin yer aldığı derslerde estetik yargı kuramları da (biçimci, anlatımcı, yansıtmacı, işlevsel sanat kuramları) öğrenci seviyesine göre verilmelidir. Bu kuramlar üzerinde kısaca açıklamalar yapılarak örnekler gösterilmeli, öğrencilerin hem kendi çalışmaları hem de diğer sanatçıların eserleri üzerinde verdikleri estetik kararların hangi kuram içerisinde yer aldığı buldurulmalıdır (Gökay, 1998:40). Bu kuramlar eserin değerlendirilmesine ve eserin önem derecesinin bulunmasına yardımcıdır. Taklitçi yani yansıtmacı kuramda sanatçının olay ve olguları görülen haliyle özgün olarak betimlemesidir. Realist örnekler çevreyi, doğayı, kişileri birebir yansıtmaktadır. Çağdaş resimde foto gerçekçilik yapılan düzenlemelerle toplumun yargılarını açığa vurmaktadır. Biçimci kuramda sanatçı, sanatın ilke ve elemanlarını alışılmışın dışında ön plana çıkararak çevredeki objeleri zihindeki renk, uzam, ritim, armoni v.b. ile ifade eder. Böylelikle mesaj içeren bir resim renk ve biçimlerin kompoze edilmesiyle ifade bulmaktadır. Kübizmin felsefesini oluşturan bu kuram sanat eğitiminde öğrencilerin izlerken ve uygularken zevk aldıkları bir alandır. Dışavurumcu ya da anlatımcı kuram, sanatçı ya da toplumun duygularını, acılarını

varsa düzene karşı isyanını açığa vurduğu sembolik bir anlatımdır. Bu kuramda asıl tema duygudur. Resim ve müzik dışında film, afiş, edebiyat gibi sanat dallarında da propagandist ekspresyonist örnekler görmek mümkündür. İşlevsel kuram, dinsel, eğitsel ya da bir ideal için yapılan düzenlemedir. İşlevsel kurama dahil olan eser, bu konulardaki anlatımda ne kadar iyi olduğuna göre değerlendirilir. Yargı aşamasındaki bu kuramlar öğrencilerin algı kapasitelerine göre fark edilmekte ve buna göre değer kazanmaktadır (Alakuş, 2005:40-41).

2.4.1.5.2. İlköğretim İkinci Kademe 12–17 Yaş Dönemi Estetik Gelişim