• Sonuç bulunamadı

Empati ve Bağışlama İlişkisine Yönelik Yapılan Araştırmalar

2.3. Konu ile İlgili Araştırmalar

2.3.3. Empati ve Bağışlama İlişkisine Yönelik Yapılan Araştırmalar

McCullough, Worthington ve Rachal (1997) kesitsel bir anket ve bir kontrollü alan deneyi yürüterek, empatinin bağışlamayı teşvik etmede oynadığı nedensel rolü araştırmışlardır. Araştırmacılar bağışlamanın insanların yıkıcı ilişkilerini önleyen ve birine karşı yıkıcı olmaktan ziyade yapıcı olmasını sağlayan motivasyonal bir davranış olduğunu yapısal eşitleme modeli kullanarak, empatinin özür dileme ve bağışlama davranışlarını pozitif yönde aracılık ettiğini görmüşlerdir. Aynı araştırmada başkalarını ancak empati kurduklarında bağışlanacağı tezine dayalı olarak bir bağışlama modeli tanımlanmıştır. Bağışlama için bir empati modeli incelenmiştir. Yazarlar şu hipotezlere tutarlı sonuç bulmuştur (a) birinin suçunu bağışlama ve özür dileme arasında ilişki suç işleyene artan empati fonksiyonudur ve (b) bağışlama yatıştırıcı davranışa benzersiz olarak ilgilidir. Sonuçlar genel olarak davranış ve empati – bağışlama bağlantısını desteklemektedir ve empatinin bağışlama sürecinde önemli bir rol oynadığını ortaya koymuştur.

Worthington (1998b) ailede çiftlere uygulanan bir bağışlayıcılık empati-tevazu-bağlılık modelini araştırmıştır. Yapılan araştırma, bağışlayıcının kabahatli taraf ile yüzleşmesinin gerekmediği bireysel terapi ve psikoeğitsel gruplarda bu modeli destekler. Araştırmacı sonuçlarda; eşlerin, ebeveyn-çocuk çiftlerinin veya kardeşlerin yüz yüze bağışlayıcılık ve bağışlama ihtiyaçlarını itiraf etmelerinin gerektiği aile terapisinin empatiyi de içeren özel bir süreç gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca bu araştırmada bağışlayıcılık süreçlerinin empati, tevazu ve bağlılık ile ilişkisi üzerinde durulmuştur.

Konstam, Chernoff ve Deveney, (2001) bağışlamada utanç, suçluluk, öfke ve empati rolü; danışmanlık ve değerler isimli çalışmalarında bağışlamayı ve beklenilen ahlaki duygusal süreçleri (utanç, suçluluk, öfke, ve empatik tepkiye eğilim) ile ilişkisini araştırmıştır. Bağışlama ile ilişkili cinsiyet farklılıkları analiz edilmiştir. Katılımcılar büyük bir kuzeydoğu kentsel üniversitesinde 138 yüksek lisans öğrencisinden oluşmuştur. Sonuçlar bağışlamanın alt boyutları olarak düşünülen kaçınma ve intikam, ilişki doyumu, bağlanım (commitment), yakınlık, özür, empati ve zarar veren olayı çok sık düşünme (rumination) ile yüksek ilişki göstermiştir. Araştırma bağışlama terapilerinde, incinen bireylerin yaşadığı olumsuz etkilerin giderilebilmesi için, danışanın empati kurabilmesini sağlamak amacıyla çalışmalar

yapılması önerilmiştir. Araştırma sonuçlarında bağışlama yeteneğinin genel anlamda bir diğeri ile empati kurabilme yeteneği ile yakından ilişkili olduğu belirlenmiştir.

Macaskill, Maltby ve Day (2002) kendini ve başkalarını bağışlama ve duygusal empati konulu bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmanın amacı bağışlamanın iki boyutu ile empati ve bağışlama arasındaki karşılıklı ilişkiyi incelemektir. Bu araştırmada, 18 ve 51 yaşları arasında olan ve kendini bağışlama, başkalarını bağışlama (Mauger, Perry, Freeman ve Grove, 1992) ve duygusal empati (Mehrabian ve Epstein, 1972) ölçeklerini uygulamış olan) İngiliz üniversite öğrencilerinden oluşan 324 kişilik (100 erkek, 224 kadın) bir örneklemden yararlanılmıştır. Çalışmada Mauger ve iş arkadaşlarının bağışlama ölçeği kullanılmıştır, çünkü bu ölçek bağışlamaya yönelik tutum ve davranışları iki farklı yönden ele almaktadır; kendini ve başkalarını bağışlama. Ayrıca duygusal empati ölçeği kullanılmıştır; bunun sebebi ise bu ölçeğin empatiye, (a- diğerlerinin duygularını fark edebilme eğilimi, b- kişinin duygularını paylaşma girişimi) iki farklı teorik yaklaşım getirmesidir. Tüm ölçekler için tatmin edici düzeyde Cronbach alfa değerleri bulunmuştur: kendini bağışlama, başkalarını bağışlama ve duygusal empati, yaş ve kendini bağışlama, yaş ve başkalarını bağışlama ve yaş ve duygusal empati değişkenleri arasında anlamlı bir Pearson korelasyonu bulunamamıştır.

Her iki bağışlama ölçekleri açısında da kendini bağışlama ve başkalarını bağışlama konusunda erkeklerin ve kadınların puanları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür. Ancak, kadınlar ve erkekler arasındaki farkın duygusal empati açısından anlamlı olduğu görülmüş, kadınlar bu değişkenin ölçeğinden daha yüksek puan almışlardır. Elde edilen bulgulara göre, kadınlar empati ölçeğinde genel olarak erkeklerden daha yüksek puan almıştır; ancak genel bağışlama puanları konsunda böyle bir cinsiyet farklılığı söz konusu değildir. Empati puanlarındaki farklılığa rağmen, bulgular hem erkekler hem kadınlar arasında, yüksek empati düzeylerine sahip bireylerin başkalarını bağışlamaya yönelik adım atmayı daha kolay bulurken, kendini bağışlama konusunda bu durum söz konusu olmadığını göstermektedir. Bu farklılık belki de empatinin diğerlerini düşünmekle ilgili olmasından dolayı, belirgindir; fakat yine de bu ayrım önemlidir, çünkü araştırmacılara bağışlamanın bu iki boyutu arasında teorik ayrımlar yapabilme imkânı verir. Elde edilen bulgular bireylerin kendiler hakkında başkalarına yaptıklarından daha sert yargılarda bulunduklarını öne sürmekte ve tanımlanan bulgular duygusal empatinin başkalarını

bağışlama ile pozitif yönde bir ilişki olduğunu, fakat empati ile kendini bağışlama arasında böyle bir ilişkinin yüksek olmadığını işaret etmektedir.

Fincham, Paleria ve Regalia (2002), yaptıkları araştırmada, evli çiftlerde ilişki uyumunun, yüklemelerin, empatinin ve duyuşsal tepkilerin bağışlamayı yordadığını bulmuşlardır. İlişki uyumunun, olumlu yüklemeleri daha fazla yordayarak, olumsuz duyuşsal tepkileri azalttığını ve duygusal empatiyi arttırarak bağışlamayı dolaylı ya da dolaysız olarak kolaylaştırdığını ifade etmişlerdir.

Toussaint ve Webb (2005) Empati ve bağışlama arasındaki ilişkide cinsiyet farklılıklarını araştırmıştır. Bu çalışmanın amacı empati ve bağışlama seviyelerinde cinsiyet farklılıklarını incelemek ve empati ve affedicilik ilişkisinin cinsiyet farklılıkları ile nasıl etkileşimde olduğunu saptamaktır. 127 katılımcı çeşitli farklıklılarda toplum üyesidir ve empati ile bağışlama hakkında kişisel raporlar doldurmuşlardır. Söz konusu araştırmanın mevcut sonuçları kadınların erkeklere oranla empati duygularının daha fazla olduğunu göstermektedir. Ancak kadınlar ve erkeklerin aynı derecede bağışlamacı olduğu belirlenmiştir. Fakat empati ile bağışlama arasındaki ilişki cinsiyet farklılıkları ile değişim göstermektedir. Erkeklerde empati, bağışlama ile ilişkilendirilirken kadınlarda bu durum söz konusu değildir. Diğer araştırmalardan farklı olarak kadınlar açısından bağışlamada empatinin önemli olup olmadığı bu araştırmada kesinlik kazanmamıştır.

Blanchette (2011), koruyucu ailelerde merhamet yorgunluğu, (compassion fatigue) bağışlama ve empati konularını araştırmıştır. Araştırmacı bu çalışmada, bir terapötik koruyucu ebeveyn muamelesinde bağışlama, empati, şefkat memnuniyeti, tükenmişlik ve merhamet yorgunluğu arasındaki ilişkileri incelemeyi amaçlamıştır. Bu çalışma 70 koruyucu bakım ebeveyni ile Virginia özel tedavi koruyucu bakım merkezi tarafından yürütülmüştür. Merhamet yorgunluğunun olumlu değişkenlerinin empati ile ilgili ve olumsuz değişkenlerinin bağışlama ile ilgili olacağını varsayılmıştır. Şefkat memnuniyeti hem bağışlama ve empatinin değişkenleri olumlu ilişkili olacağı tahmin edilmiştir. Ayrıca, empatinin ve bağışlamanın olumlu ilişkili olacağı beklenmiştir. Sonuçlar çoğu hipotezi desteklemiştir. Merhamet memnuniyeti önemli ölçüde bağışlama ve empatinin değişkenleriyle ve olumsuz tükenmişlikle ilgilidir. Empatinin acıma ve merhamet yorgunluğu için koruyucu bir faktör olduğu gözlemlenmiştir. Araştırma sonuçları bağışlamanın da önemli ölçüde merhamet yorgunluğu ve empati ile korelasyon içinde olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca, empati, merhamet memnuniyeti ile bağışlama da tükenmişlik ile ilişkili bulunmuştur.

Skoda, (2011) tarafından yapılan çalışma öz farkındalığın rolü ve depresyon ve bağışlama ilişkisini incelemek üzere yürütülmüştür. Katılımcılar Midwestern Katolik Üniversitesi Psikoloji bölümü öğrencileridir. Katılımcıların öz duyarlık, bağışlama, depresyon ve ruminasyon eğilimlerini değerlendirilmiştir. Araştırmalar sonucunda öz duyarlık “soyutlama” ve ruminasyonun birbirlerinden bağımsız olarak ve anlamlı bir şekilde depresyona dair anlamlı bağlantılar içermektedir. Ayrıca bu çalışma sonucunda öz duyarlığın bağışlama ile ilişkili olduğu görüşmüştür. Öz farkındalığın olumlu boyutları (düşüncelilik, öz nezaket) başkalarını bağışlama davranışı ile yakından ilişkilidir. Bu bulgular yalnızca iyi olma ölçeklerinin birbirleriyle ilişkili olduklarını değil, düşüncelilik ve öz nezaketin de bağışlama sürecinin iki bütünleşik parçası olduğunu da ileri sürmektedir. Çalışma sonucunda öz duyarlılığa benzer olan kendini bağışlama değişkeninin, empati ile veya diğerlerini bağışlama ile ilişkili olmadığı görülmüştür. Ayrıca araştırmacılar kendini affetmenin başkalarını bağışlama olgusu üzerinde belirleyici bir faktör olup olmadığını değerlendirmek istemişlerdir. Katılımcılara (n = 104) bağışlama ve empati ölçekleri uygulamışlardır. Önceki çalışmalardan elde edilen bulguların da ifade ettiği gibi, empatik kaygının başkalarını bağışlama ile ilişkili olduğu, fakat kendini bağışlama ile ilişkili olmadığı görülmüştür.

Mapp (2013), birbirlerine uzak mesafelerde yaşayan çiftlere göre bağışlama, hayali etkileşimler, empati ve ilişkisel tatmin arasındaki ilişkileri incelemiştir. Bu çalışmanın hedefi, bağışlama teorisi, empati, hayali katılım, ilişkideki tatmin ve ilişkiyi sürdürme stratejileri (Diyalektik Teori) arasındaki teorik ve kavramsal boşluklar üzerine birer köprü oluşturmaktır. Bu çalışma uzun ve yakın mesafelerde yaşayan çiftlerden oluşan bir örneklem oluşturmuştur (n=181). Bu araştırma sonuçlarına göre bağışlama, romantik ilişkilerin sağlıklı sürdürülebilmesi için önemli bir faktör olarak görülmektedir. Uzak mesafelerde yaşayan birçok çift, gerginliği azaltmak, karşılıklı konuşmak ve problemleri gözden geçirip irdelemek konusunda karşısındakinin empati ve kişilerarası iletişim yeteneğine (hayali etkileşimler şeklinde) dayanmaktadır. Empati ve bağışlama arasında uzun zamandan beri süre gelen bir ilişki olduğu görüşü desteklenmiştir.

Chung (2014) bağ ve evlilik doyumu arasındaki ilişki; ruminasyon (zarar veren olayı çok sık düşünme), empati ve bağışlama aracılık rolleri üzerine bir araştırma yapmıştır. Bu çalışma, bağlanma kuramına dayalı evlilik doyumunu araştırmıştır. Bu amaçla, 208 Koreli evli öğretmene örnek yetişkin bağı, empati, bağışlama, ve evlilik memnuniyeti anketi yapılmıştır. Yapısal eşitlik modelleme (SEM) ile ruhsal bağışlanma aracılığının yetişkin bağlanma

evlilik doyumuna yol açan bir sebep olduğu bulunmuştur. Endişeli ve çekingen bağlanma, ruminasyon, empati eksikliği ve bağışlanmamanın evlilik memnuniyetini etkilediği tespit edilmiştir. Empati ve bağışlamanın birbiri ile ilişkisine dikkat çekilen bu araştırma sonuçları bağlanma, ruminasyon, empati ve bağışlama ile evlilik doyumu arasındaki ilişkiyi de doğrulamaktadır.

BÖLÜM III

YÖNTEM

Bu bölümde araştırma deseni, araştırmaya katılan denekler, araştırmada kullanılan veri toplama araçları, işlem yolu ve verilerin analizi ile ilgili bilgilere yer verilmiştir.