• Sonuç bulunamadı

Empati ile İlgili Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

2.3. Konu ile İlgili Araştırmalar

2.3.1. Empati ile İlgili Yapılan Araştırmalar

2.3.1.2. Empati ile İlgili Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

Collingwood’un (1971) yaptığı bir araştırmaya, 40 üniversite öğrencisi 10 saat süreyle gönüllü olarak bir empati eğitimine katılmışlardır. Deneklerin yarısı küçük bir grupta, geri

kalan yarısı ise büyük bir grupta eğitim çalışmalarına katılmışlardır. Bütün denekler eğitim bitimini takip eden beş ay boyunca ayda bir aralıklı olarak izlenmişlerdir. Üçüncü ve dördüncü periyotlar arasında 18 denek gönüllü olarak iki buçuk saat yeniden eğitime alınmıştır. Böylece büyük ve küçük gruplarda yeniden eğitim alanlar ve almayanlar olmak üzere dört ayrı grup oluşturulmuştur. Araştırma sonucunda gruplar arasında farkın anlamlı olduğu görülmüştür. Küçük grupta ve yeniden eğitim alanların puanları büyük grupta ve yeniden eğitim almayanlara kıyasla yüksek olduğu ortaya çıkmıştır.

Pecukonis (1990), duygusal ve bilişsel empati eğitiminin, empati üzerindeki etkilerini ve eğitim programı süresince empati gelişimi ile benlik gelişimi arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Araştırmanın örneklemini yaşları 14–17 arasında değişen, orta-sosyoekonomik düzeyde 24 saldırgan kız ergenden oluşturmaktadır. Araştırmada empatinin ölçümünde Mehrabian ve Epstein (1972) tarafından geliştirilen, benlik gelişiminin ölçümünde Loevinger ve Wessler (1970) tarafından geliştirilen ölçekler kullanılmıştır. Araştırmada deney grubuna 10 ay süren bir eğitim programı uygulanmıştır. Programdan önce ve sonra ergenlere ölçekler tekrar uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, empati ve benlik gelişimi arasında önemli bir ilişki olduğu, uygulanan eğitim programının, duygusal empati düzeyinde anlamlı bir farklılığa yol açtığı bulunmuştur.

Trommsdorf (1991), çocuklarıyla empati kuran annelerin, empatik çocuk yetiştirme ihtimallerinin daha fazla olduğunu bulmuştur. Trommsdorf araştırmasını, küçük bir Alman kasabasında yaşayan anne ve çocuklarıyla yapmıştır. 15 erkek, 15 kız çocuk ve onların anneleri araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Çocukların empatisi okul öğretmenlerinin değerlendirmeleriyle ölçülmüştür. Öğretmenler en az bir yıldır çocukları tanımaktadır. Araştırma öncesi öğretmenlere 8 oturumluk empati eğitimi verilerek empati kavramı öğretilmiştir. Daha sonra öğretmenlerden anaokulunda çocukları çeşitli durumlarda gözleyerek, empatiyle ilgili davranışları belirtmeleri istenmiştir. En sonunda da çocukların empatisini 5’li likert ölçeğinde değerlendirmeleri istenmiştir. Çocukların annelerinin empatiki Mehrabian ve Epstein’ın Empati Ölçeğiyle belirlenmiştir. Daha sonra test kullanılarak annelerle mülakat yapılmıştır. Bu görüşmede, anne-çocuk arasındaki çatışmaların yer aldığı çeşitli durumlar verilerek her annenin bu durumda nasıl davranacağı sorulmuştur. Araştırmanın sonunda, annenin yüksek empatisiyle çocuğun empatisi arasında oldukça güçlü bir pozitif ilişki olduğu bulunmuştur. Bu araştırmanın sonucuna dayanarak, çocuğa bakan kişinin özelliklerinin, empati gelişimini etkilediği söylenebilir.

Eisenberg ve arkadaşlarının (1992) yaptığı çalışmada, annelerin başkalarına karşı duygusal tepki verme ve çocuk yetiştirme davranışları arasındaki ilişkinin yanı sıra ailelerin duygusal yapısı ile beş-altı ve sekiz-dokuz yaş arasındaki 117 çocuğun başkalarına karşı empatik duygusal cevapları arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır. Araştırmada çocuklarla ilgili veriler Çocukların Kabul Edilen Davranış Ölçeğinden (Crandall, Crandall ve Katkovsky, 1965), annelerle ilgili veriler ise, “Kişilerarası Tepki İndeksi (IRI)” (Davis, 1983) “Kabul Edilen Davranış Ölçeği” (Crowne ve Marlowe, 1964), “Aile İfadeleri Formu (EFQ)” (Halberstant, 1986) ve ''Çocuk İfadelerine Karşı Ebeveyn Tutumları Ölçeği (PACES)"nden (Saarni, 1985) elde edilmiştir. Çalışmada annelerin ve çocukların sempati oluşturan bir filme karşı yüz ifadeleri ve kendi rapor ettikleri tepkileri arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Araştırma sonunda; annenin perspektif alması ile çocuğunu prososyal davranışlara yönlendirmesi ve evdeki negatif baskın duygu ile kız çocuklarının sempatileri ilişkili bulunmuştur. Annenin kişisel sıkıntıları (özellikle küçük kızlar için) ve evdeki negatif duyguların da (her iki cinsiyet için de) çocukların kişisel sıkıntı işaretleri ile ilişkili olduğu görülmüştür. Annelerin kendi çocuklarının deneyimleri ile film karakterlerinin deneyimleri arasında bir bağ kurması, çocukların filme verdikleri tepkilerle ilişkili çıkmıştır. Sonuç olarak; annelerin empatik yapıları ile çocukların empatik duygusal cevapları arasında ilişki olduğu saptanmıştır. Lipsitt’in 1993 yılında gerçekleştirdiği bir araştırmada, annenin empati becerisi ve iletişim yöntemi ile çocuğun empati becerisi arasındaki ilişki incelenmiştir. 76 anne ve çocuklarının katıldığı çalışma sonucunda, annenin empatik becerisinin çocuğun becerisinin öngörüsünde etkin olmadığını, annenin iletişim şeklinin çocuğun empatik becerisinin tahmininde rol oynadığını saptamışlardır. Bunun yanı sıra araştırmada, annenin çocuğu destekleyici yöndeki iletişim biçimi, kızların empatik becerisini pozitif yönde arttırırken, emredici tarzdaki iletişim şeklinin erkek çocukların empatik becerisini negatif yönde etkilediği belirlenmiştir.

Krevans ve Gibbs (1996) çalışmalarında Martin Hoffman’ın çocuklardaki empati ve empatiye dayalı suçluluk, “çocukların olumlu sosyal davranışlarını yönlendirir” iddiasını araştırmışlardır. Çalışmaya 78 altıncı ve yedinci sınıf öğrencisi katılmıştır. Öğrencilerin anneleri ve öğretmenleri çeşitli ölçekleri doldurmuşlardır. Bulgular büyük oranda iddia ile tutarlılık sağlamıştır. Ebeveynlerin güce dayalı bir disiplin yerine tüme varımsal bir yöntem kullanmalarının çocukların olumlu sosyal davranışlarıyla ilişkili olduğu görülmüştür. Bu tip ebeveynlerin çocuklarının daha empatik oldukları ve empatik çocukların da daha olumlu sosyal davranışları olduğu görülmüştür.

Strayer ve Roberts (2004) çalışmalarında, çocuklardaki duygusal faktörlerin ebeveyn faktörleri (empati, duyguları ifade edebilme, çocukları duygularını ifade etme konusunda teşvik etme, sıcaklık ve yakınlık gösterme ve kontrol vb.) arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çalışmaya her iki ebeveyni de olan 50 aile katılmıştır. Ebeveynler anne babalıklarını ve duygusal özelliklerini ifade etmişlerdir. Bu çocuklardan anne babalarının davranışlarını anlatmaları istenmiştir. Çocukların duygusal faktörlerinde çocukların yaşlarının ve ebeveyn faktörlerinin toplam varyansın %32’sini açıkladığı ortaya konmuştur. Çocukların öfkeleri ve öfkelerini ifade ediş biçimleri ile ilişkili olarak ebeveynlerin ve çocukların empatileri arasında önemli bağlantılar saptanmıştır.

Cornell ve Frick (2007) çalışmalarında, çocukların mizaçları ve ebeveyn stilleri arasındaki ilişkiyi suç ve empati ölçütleri kapsamında incelemişlerdir. Çalışmaya 87 orta sınıf anne ve bu annelerin çocukları katılmıştır. Öğretmenleri tarafından, “davranışları engellenmiş” olarak tanımlanan çocukların, diğerlerine göre daha yaramaz oldukları ve daha çok empati gösterdikleri görülmüştür. Ancak, engellenmiş çocukların ise daha uslu olmalarına rağmen daha az empati kurdukları ve değişken bir disiplin sergiledikleri görülmüştür. Bu sonuçlar, çocukların mizaçlarında ebeveynlerinin davranışlarının önemli etkileri olduğunu göstermektedir.