• Sonuç bulunamadı

Bağışlama ile İlgili Yurt İçinde Yapılan Araştırmalar

2.3. Konu ile İlgili Araştırmalar

2.3.2. Bağışlama ile İlgili Yapılan Araştırmalar

2.3.2.1. Bağışlama ile İlgili Yurt İçinde Yapılan Araştırmalar

Bağışlama ile ilgili olarak ülkemizde bağışlama konulu kapsamlı bir araştırma ya da özellikli bir yaklaşım biçimi bulunmamaktadır. Ancak konu “bağışlama” başlığı altında birkaç çalışmada dinsel ve felsefi boyutlarıyla irdelenmiştir. Türkiye’de bağışlamaya ilişkin oldukça az sayıda çalışmaya rastlanmıştır.

Alpay, (2009) araştırmasında bağışlama ile bir takım psikolojik değişkenlerin ilişkisi incelenmiştir. Araştırmaya toplam 200 evli birey katılmıştır (104 erkek, 96 kadın katılımcı). Katılımcılar evli çiftler değildir. Bağışlama ile ilişkilendirilen değişkenler, bağlanma, benlik saygısı, empati, romantik kıskançlık ve empati ile evli çiftlerin eşlerine incinme dereceleridir. Çalışmada, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II, Romantik Kıskançlık Ölçeği, Benlik Saygısı Ölçeği, Empatik Eğilim Ölçeği ve Suca İlişkin Kişilerarası

Motivasyonlar Ölçeği ile Tek Maddeli Bağışlama Ölçeği kullanılmıştır. Bu ölçekler yoluyla evli bireylerde, evliliklerine ilişkin doyumları, benlik saygısı düzeyleri, bağlanma, romantik kıskançlık, empatik eğilimleri, incinme düzeyleri açısından cinsiyet temelli farklılıkların olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırmanın diğer amacı, evli bireylerde ele alınan araştırma değişkenlerinin bağışlamayı yordama gücünün incelenmesidir. Araştırmanın sonucunda, incinme derecesi, evlilik doyumları ve empati düzeyi açısından evli bireylerde cinsiyet temelli farklılık bulunmuştur. Çalışmada, evli kadınların incinme düzeylerinin, evli erkeklerden daha yüksek olduğu görülmüştür. İlişki doyumu açısından evli erkeklerin evli kadınlara göre ilişkilerinden daha çok doyum aldığını ifade ettikleri görülmüştür. Kadınlarla erkekler arasında sahip olunan empati açısından farklılık bulunmuştur. Evli kadınların empati düzeyinin evli erkeklerden daha yüksek olduğu bulgusu edinilmiştir. Diğer değişkenlerde cinsiyet temelli anlamlı farklılıklar bulunmamıştır. Araştırmanın sonucunda, bağışlamanın en iyi yordayıcılarının ikinci tür kıskançlık tetikleyicilerinin, empatinin, incinme derecesi ve benlik saygısının olduğu görülmüştür. Bu değişkenler arasında sadece incinme algısının bağışlamayı olumlu olarak yordamaktadır.

Yıldırım (2009) tarafından yapılan araştırmada yakın ilişkilerde bireylerin bağlanma stilleri, sorumluluk yüklemeleri ve güdüsel bir sistem olarak ele alınan bağışlama arasındaki ilişkileri incelemek ve bağlanma stilleri ile bağışlama arasındaki ilişkide sorumluluk yüklemelerinin aracı rolünü sınanmaktır. Araştırma hâlihazırda romantik bir ilişkisi olan toplam 212 katılımcı (119 kadın ve 93 erkek) ile yürütülmüştür. Veriler üzerinde hiyerarşik regresyon analizi yapılmış ve sorumluluk yüklemelerin aracı rolü Baron ve Kenny tarafından önerilen model takip edilerek her bir bağlanma stili ve bağışlamanın bileşenleri olan öç alma, kaçınma ve iyilikseverlik için ayrı ayrı test edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, hem bağlanma stilleri hem de sorumluluk yüklemeleri bağışlama ve alt boyutları olan öç alma, kaçınma ve iyilikseverliğin yordayıcısıdır. Aynı zamanda, bağlanma stilleri sorumluluk yüklemelerini de yordamaktadır. Dahası, bağlanma stilleri ile bağışlama arasındaki ilişkiye sorumluluk yüklemeleri kısmen aracılık etmektedir. Güvenli bağlanan bireyler, güvenli olmayan bağlanma grubundakilere göre, eşlerin olumsuz davranışına yönelik daha az sorumluluk yüklemesi yapmakta ve bunun aracılığıyla daha fazla bağışlama göstermektedir. Güvenli olmayan bağlanma gruplarından korkulu bağlanma stili, güvenli stil ile karşılaştırıldığında, sorumluluk yüklemelerini en iyi yordayan stildir. Korkulu bağlanma, bağışlamanın alt boyutlarını yordamakta ve yordayıcı gücü açısından değişkenler arasındaki sıra kaçınma, öç alma ve iyilikseverlik şeklindedir. Sorumluluk yüklemelerinin kısmi

aracılığıyla bağışlamayı yordayan diğer bağlanma stili kayıtsız bağlanmadır. Ancak bu stilin yordayıcılığı korkulu stilden daha düşüktür. Kayıtsız bağlanma, iyilikseverlik ve kaçınmayı yordamaktadır. Bu ilişkiye sorumluluk yüklemeleri kısmen aracılık etmektedir. Güvenli bağlanma stili ile karşılaştırıldığında, saplantılı bağlanma stilinin bağışlamayı yordamadığı görülmektedir. Diğer yandan, bağışlamanın alt boyutlarından sadece iyilikseverlik için yordayıcılığı anlamlı bulunmuştur.

Çivan (2013) tarafından yapılan araştırmada üniversite öğrencilerinin ilişkilerle ilgili bilişsel çarpıtmaları ile öğrencilerin başkalarını bağışlayabilmeleri arasında bir ilişki olup incelemeyi amaçlamıştır. Araştırma verileri, çeşitli bölümlerdeki üniversite öğrencilerinden erişilebilir örnekleme yöntemi ile gönüllülük esasına dayalı olarak toplanmıştır. Çalışma grubu, 194’ü kız ve 126’si erkek olmak üzere toplam 320 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma verileri, İlişkiler ile ilgili Bilişsel Çarpıtma Ölçeği “Heartland Bağışlama Ölçeği” uygulanarak elde edilmiştir. Araştırmada elde edilen sonucunda özetle; ilişkilerle ilgili bilişsel çarpıtmalar toplam puanlarında erkek öğrencilerin toplam puanları kız öğrencilere göre anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur. Kız öğrencilerin başkalarını bağışlama puanları erkek öğrencilere göre anlamlı düzeyde daha yüksektir. İlişkilerle ilgili bilişsel çarpıtmalar toplam puanları ile başkalarını bağışlama puanları arasında düşük düzeyde, negatif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Öğrencilerin zihin okuma bilişsel çarpıtmaları ile başkalarını bağışlama puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Öğrencilerin gerçekçi olmayan ilişki beklentisi bilişsel çarpıtmaları ile başkalarını bağışlama puanları arasında düşük düzeyde, pozitif ve anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Öğrencilerin yakınlıktan kaçınma bilişsel çarpıtmaları ile başkalarını bağışlama puanları arasında orta düzeyde, negatif ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Sonuç olarak ilişkilerle ilgili bilişsel çarpıtmalar ile başkalarını bağışlama davranışları arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Ermumcu (2014) evli çiftlerin bağışlama davranışının empati, stresle başa çıkma, bağlanma stilleri ve bazı demografik değişkenler (yaş, cinsiyet, evlilik süresi) açısından açıklanabilirliğini incelemek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Araştırma grubu farklı yaş, sosyo-ekonomik düzey, meslek ve eğitim durumuna sahip 256 evli çiftten oluşmaktadır. Katılımcılardan kadınların yaş aralığı 22-60 (X=37), erkeklerin yaş aralığı ise 24-61 (X=39) arasındadır. Ortalama evlilik süreleri ise X=12.86 (yıl)’dır. Araştırmada bireylerin bağışlama düzeylerini belirlemek amacıyla Thompson ve arkadaşları (2005) tarafından geliştirilen, Bugay ve Demir (2010) tarafından çeviri ve uyarlaması yapılan "Heartland Bağışlama Ölçeği" kullanılmıştır. Bireylerin başa çıkma stratejilerini belirlemek amacıyla Özbay

(1993) tarafından geliştirilen, Özbay ve Şahin (1997) tarafından uyarlaması yapılan "Stresle Başa Çıkma Tutumları Envanteri" kullanılmıştır. Empatik düzeylerini ölçmek amacıyla ise Davis (1983) tarafından geliştirilen, Özbay ve Yıldırım (2005) tarafından Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılan “Kişiler Arası Tepkisellik İndeksi”, bireylerin bağlanma stilini belirlemek amacıyla Griffin ve Bartholomew (1994) tarafından geliştirilen “İlişki Ölçekleri Anketi” kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre, bağlanma stilleri alt boyutlarından güvenli ve korkulu bağlanmanın bağışlama davranışı için anlamlı bir yordayıcı olduğu görülmüştür. Güvenli bağlanma gösteren bireylerde bağışlama davranışı artarken, korkulu bağlanma gösteren bireylerde bağışlama davranışı azalmaktadır. Stresle başa çıkma tutumlarından aktif başa çıkmayı benimseyen bireylerin daha çok bağışlama davranışı gösterdiği, kaçma duygusal eylemsel başa çıkmayı benimseyen bireylerin ise bağışlama davranışının azaldığı bulgular arasındadır. Diğer yandan araştırma sonuçları empati düzeyinin, bağışlama davranışı için anlamlı bir yordayıcı değişken olmadığını göstermektedir.