• Sonuç bulunamadı

Empati giderek aratan bir oranda kişilerarası etkileşim ve iletişimin birincil süreci olarak kabul edilmektedir. Zeka, bilişsel gelişim için ne kadar gerekliyse empati de kişilerarası iletişim için o derece önemlidir Çünkü empatide bireyin başkalarının duygularına karşı duyarlı davranarak bu duyguları tanıması, anlaması ve yorumlaması beklenmektedir. İnsanlar söylemeden, onların duygularını anlayabilmek empatinin özünü oluşturur (Yüksel, 2009, s.154). Moller (2000)’e göre empatik olmak, diğer insanları duygusal anlamda okumak anlamına gelmektedir (Moller’dan aktaran Yüksel, 2009, s.154). Yurt dışında yapılan bazı çalışmalar empatinin gelişiminde çocuğun sağlıklı aile içinde yetişmesinin önemli olduğunu göstermektedir. Empatinin erken temellerinden biri bebek ve ona bakan kişi arasındaki yoğun duygusal ilişkiyle ilgilidir. Sullivan, çocuğun başkalarının duygularına empatik yaklaşımının, annenin duygu ve ruh hali ile erken bir birliktelikten doğduğunu iddia etmiştir (Sullivan’dan aktaran Yüksel, 2009, s.154).

Ana babalık ile çocuklarda empatinin gelişmesi arasındaki ilişkiye ayrılan pek çok araştırma mevcuttur (Chase-Lansdale, Wakschlag ve Brooks-Gunn, 1995). Normal duygusal gelişimin

gerçekleşmesi için ana babanın yeterli gözetiminin şart olduğu önerilmiştir (Bowlby, 1982). Buna bağlı olarak, düşük düzeyde ana baba denetiminin düşük empatiyle bağlantılı olması beklenebilir.

Kağıtçıbaşı (1990) aile-ergen ilişkisi kuramlarından yola çıkarak gerek anne-baba gerek ergen için dönemin yaşamsal önemine işaret etmiştir. Ayrıca ergen-aile ilişkisinde yaşanan iletişim çatışmaları, empati yoksunluğu ve beraberinde gelen çıkmazların hemen hemen her aile yapısında dönemsel olarak kendini göstermekte olduğunu belirtmiştir.

Anne ve babalar hiç kuşkusuz çocukların ve ergenlerin olumlu sosyal davranışlarını pek çok yönden etkilerler. Örneğin yaşadıkları toplum içindeki istendik olumlu sosyal davranışlarla ilgili kültürel normlar ve değerler hakkında onları bilgilendirirler. Aynı zamanda onların olumlu sosyal davranışlarını artırma işlevi gören empatik eğilimlerinin gelişimini etkileyecek duygusal bir atmosfer yaratırlar. Yapılan çalışmalar anne ve babalarıyla sıcak, yakın ve destekçi bir ilişki içerisinde olan ergenlerin daha fazla olumlu sosyal davranış gösterme eğiliminde olduklarını ortaya koymuştur (Dekovic ve Janssens, 1992; Lamborn, Mounts, Steinberg ve Dornbusch, 1991; Maccoby ve Martin, 1983).

Literatürdeki bulgular da buna paraleldir. Rice, Cunningham ve Young, (1997) ile Shulman, Elicker ve Sroufe (1994) yaptıkları çalışmalarda gençlerin anne ve baba bağlılığı ile olumlu sosyal davranışları arasında pozitif bir ilişki olduğunu bulmuştur. Kuşkusuz ergenlik döneminin normal gelişimsel özellikleriyle değişen ihtiyaçlarını bilmek, anne ve babaların çocuklarının davranışlarını daha iyi anlamalarını ve daha uygun tepkiler vermelerini sağlayacaktır. Çünkü bu dönemde ergen yetişkin olmak için çaba harcarken, bağımlılık ve bağımsızlık arasında ikili duygular yaşar, ana-babasına karşı sevgi ve öfke duygularını bir arada hisseder. Benzer ikili duygular anne ve babalar tarafından da yaşanabilir (Montemayor, 1986, s.15). Ergenin büyümeye başlaması, ana-babada kendi ergenlik dönemlerinin anılarını hatırlamaları, yaşlanmakta oldukları duygusu ve çocuklarının kendilerine olan bağlılığını kaybetmek gibi ikili duygular uyandırabilir. Karşılıklı yaşanan bu ikili duygular ilişkide anlaşmazlık ve çatışmalara neden olmaktadır (Feldman ve Elliot, 1990, s.158). Aile-ergen ilişkisine psikanalitik bakış açısına göre ise, ergenin anne ve babadan kendini ayırma ihtiyacı vardır. Aile üyeleri arasındaki yakınlık ve güven ortamı, empatik yaklaşım ana-baba ve ergen arasındaki anlaşmazlıkların ve çatışmaların başarılı bir şekilde çözümlenmesinde önemli bir etkendir. Aile üyeleri arasındaki uzaklık, düşmanlık, zorlayıcılık ana-baba ve ergen ilişkisindeki güçlükleri artırabilir ve çatışmaları işlevsel olmayan bir düzeye getirebilir. Ana-babaları yaşanan tüm çatışmalar ve gerilim karşısında

sağlam ve güçlü kalabilenler, aşırı otoriter ya da kopuk ailelerden gelmeyen ergenler, bu dönemi daha uyumlu ve rahat geçirebilmektedir (Kyle, 2002, s.214).

Bowlby (1982) aile-ergen ilişkilerini anlamada bağlanma kuramının önemine işaret etmiştir. Bu kurama göre, çocuklar ve ergenler için bağlanma figürleri psikolojik ve duygusal uyum açısından önemlidir. Çocuk büyüdükçe, ona güvenlik ve bakım sağlayan kişilerle bağlanma düzeyi değişmeye başlar. Bağlanma devam eder ancak doğası ve ifade ediliş şekli değişir. Küçük çocuklar ana-babalarının her dediğini yapar, onlarla gezerken, ergenler ana-babaları ile bir yere gitmekten hoşlanmazlar. Ancak ana-babalarının desteğine ve yönlendirmesine her zaman gereksinim duyarlar. Ergenlik döneminde, hem ergenin hem de ana-babanın temel görevlerinden bir tanesi, bağımsızlık ve bağlılık arasındaki dengenin sağlanmasıdır. Ana- baba ve ergen arasındaki bağ korunurken aynı zamanda ergenin bağımsız davranışlarının desteklenmesi gerekmektedir. Ergenlik dönemi, ana-baba ve ergen arasındaki bağların ve ilişkilerin koptuğu bir dönem değil, yeniden gözden geçirildiği ve düzenlendiği bir dönemdir. (Bowlby 1982, s.664). Bu nedenle ergenin bağımsızlık isteğini uygun destek ve bağlarla teşvik eden ana-babalar ergenin psikolojik sağlığı ve sosyal uyumu için iyi bir ortam hazırlamış olurlar. Bunun sağlanabilmesi için de, ergen bağımsızlığını kazanmaya başladıkça, ana-babaların kontrolcü ve baskıcı tutumlarını azaltmaları ve ergenin başarılı bir kimlik oluşumu için denemeler yapmasına olanak tanıyacak empatik tutum ve davranışların sergilenmesi gerekmektedir (Crain, 1987, s.81). Çünkü etkin ana-baba olmak ergen çocukların değişen ihtiyaçlarına duyarlı olmanın yanında, onların karakterlerine kolay uyum sağlayabilmelerine yardımcı olacak bir bakış açısıyla yaklaşarak ergen çocuklarıyla olan ilişkilerini düzenleyebilme becerisini kazanmaktır. Bu sürecin empati, hoşgörü ve bağışlama gibi olumlu duygularla geçirilmesi çocukların bu dönemde yaşadıkları negatif duyguların azalmasına ve ergenlik dönemini oldukça uyumlu geçirmelerine olanak sağlayacaktır.