• Sonuç bulunamadı

Bilişim teknolojisinin mal ve hizmet üretiminde yoğun olarak kullanılmaya başlanması ile zamandan tasarruf etme, işlem maliyetlerinde azalma, işlemlerin hızlanması, depolama masraflarının en aza indirilmesi ve tam zamanında üretim yapılması gibi pek çok fayda elde edilmeye başlanmıştır. Şirketlerin üretim kapasitesini ve rekabet gücünü olumlu yönde etkileyen tüm bu gelişmelerin gerçek anlamda kendisinden beklenen faydayı

göstermesi, hukuksal altyapının gelişmelere uygun hale getirilmesi ile sağlanabilecektir. Hukuksal altyapıda yeni gelişmelere uygun şekilde yapılacak yeniliklerin, ekonomiyle çok yakından ilgili olan vergi hukukunda da başlaması kaçınılmazdır. Bilişim teknolojisinin Türk vergi hukukundaki ilk yansımalarını 25.05.1995 tarihinde 4108 sayılı Kanun ve 22.07.1998 tarihinde 4369 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’nun 175, 256 ve mükerrer 257.maddelerinde görmek mümkündür.239

Vergi Usul Kanunu’nun 175.maddesine 4108 sayılı Kanun'un dördüncü maddesiyle eklenen fıkra hükmü ile Maliye Bakanlığı'na, muhasebe kayıtlarını bilgisayar programları aracılığıyla izleyen mükellefler ile bu bilgisayar programlarını üreten gerçek ve tüzel kişilerin uyması gereken kuralları ve bilgisayar programlarının içermesi gereken asgari hususlar ile standartları ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi verilmiştir.

Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Kanun'un 5.maddesi ile değişik mükerrer 257.maddesinin üçüncü bendi şu şekildedir: ”Tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro filmi, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulama usul ve esaslarını belirlemeye, Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.”

Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257.maddesinde bilişim teknolojisinin gelişmesine paralel olarak 30.07.2003 tarih ve 4962 sayılı Kanun, 16.07.2004 tarih ve 5228 sayılı Kanun ve 03.07.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanunla yeni düzenlemeler yapılmıştır.

Bu düzenlemelerden sonra Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257.maddesinin dördüncü bendi şu şekildedir: “Bu Kanunun 149. maddesine

239 Hasan Aykın, “Türk Vergi Hukukunda Elektronik Defter Belge ve Kayıt Kavramları”, Yaklaşım, S.110, Şubat 2002, s. 138.

göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye, Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır”.

Ayrıca 03.07.2005 tarih ve 5398 sayılı kanunla Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257.maddesine eklenen fıkra ile; “Kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi üzerine elektronik ortamda düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameler mükellef, vergi sorumlusu veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilir. Bu ileti tahakkuk fişi ve/veya ihbarnamenin muhatabına tebliği yerine geçer”, hükmüne yer verilmiştir.

Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257.maddesinde yapılan düzenlemeye paralel olarak Vergi Usul Kanunu’nun “Defter ve Belgelerle Diğer Kayıtlarda İbraz Mecburiyeti'' başlıklı 256.maddesinde 4369 sayılı Kanun'un 4.maddesiyle değişiklik yapılmıştır. Maddenin değişen hali şu şekildedir: "Geçen maddelerde yazılı gerçek ve tüzel kişiler ile mükerrer 257.madde ile getirilen zorunluluklara tabi olanlar, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve karneler ile vermek zorunda bulundukları bilgilere ilişkin mikro fiş, mikro film, manyetik teyp, disket ve benzeri

ortamlardaki kayıtlarını ve bu kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri muhafaza süresi içerisinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmek zorundadırlar”.

Vergi Usul Kanununda yapılan bu değişiklikle kağıda dayalı defter, belge ve kayıtlarla elektronik ortamda tutulan defter, kayıt ve belgelere eşit muamele yapılması hüküm altına alınmıştır. Bu suretle ispat ve delil hükümleri açısından vergi hukukumuzda büyük bir açılım getirilmektedir.240

Bilişim teknolojisindeki gelişmelerin vergi hukukuna yansımaları genel tebliğler ile olmuştur. Kanun ile Maliye Bakanlığı’na verilen yetkiler kapsamında yeni düzenlemeler yapılmış ve günün ekonomik koşulları doğrultusunda yeni uygulamalar öngörülmüştür.

Elektronik defter, belge ve kayıtlarla ilgili bir düzenleme de, 4731 sayılı Kanun'un 4/E fıkrası ile Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 242.maddesinin "Elektronik Cihazla veya Tayin Olunan Usulle Belge Düzenleme" şeklindeki başlığı "Elektronik Ortamlardaki Kayıtlar ve Elektronik Cihazla Belge Düzenleme" şeklinde değiştirilmiş, aynı zamanda maddeye aşağıdaki fıkra hükmü eklenmiştir: "Elektronik defter, şekil hükümlerinden bağımsız olarak bu kanuna göre tutulması zorunlu olan defterlerde yer alması gereken bilgileri kapsayan elektronik kayıtlar bütünüdür. Elektronik belge, şekil hükümlerinden bağımsız olarak bu kanuna göre düzenlenmesi zorunlu olan belgelerde yer alan bilgileri içeren elektronik kayıtlar bütünüdür. Elektronik kayıt, elektronik ortamda tutulan ve elektronik defter ve belgeleri oluşturan, elektronik yöntemlerle erişimi ve işlenmesi mümkün olan en küçük bilgi öğesini ifade eder. Bu Kanun'da ve diğer vergi kanunlarında defter, kayıt ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümler elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerlidir. Maliye Bakanlığı, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkilidir.”

240 Fehmi Başaran, “Elektronik Kayıt ve Belgelerin Türk Hukuk Sistemindeki İspat ve Delil Hükümleri Açısından Değerlendirilmesi”, Vergi Dünyası, S.251, Temmuz 2002, s. 13.

04.06.2008 tarih ve 5766 sayılı kanunla yapılan değişiklik ile Vergi Usul Kanunu mükerrer 242.maddesinin son fıkrası; “Maliye Bakanlığı;

elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafaza ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye, elektronik ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine izin verilen defter ve belgelerde yer alması gereken bilgileri internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında Maliye Bakanlığına veya Maliye Bakanlığının gözetim ve denetimine tabi olup, kuruluşu, faaliyetleri, çalışma ve denetim esasları Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenecek olan özel hukuk tüzel kişiliğini haiz bir şirkete aktarma zorunluluğu getirmeye, bilgi aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu Kanun kapsamına giren işlemlerde elektronik imza kullanım usul ve esaslarını düzenlemeye ve denetlemeye yetkilidir. Bu Kanunun vergi mahremiyetine ilişkin hükümleri, bu kapsamda kurulan şirketin ortak, yönetici ve çalışanları hakkında da uygulanır,” şeklinde değiştirilmiştir.

Bu düzenlemeler ile elektronik defter, elektronik belge ve elektronik kayıt kavramları Türk vergi hukukunda yer almış ve bunlara ilişkin uygulama için Maliye Bakanlığı'na geniş yetkiler verilmiştir.

05.03.2010 tarih ve 27512 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 397 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile faturanın elektronik ortamda düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.