• Sonuç bulunamadı

Arama; ihbar ya da yapılan incelemeler dolayısıyla bir mükellefin vergi kaçırmış olduğunu gösteren belirtiler bulunması halinde, bu mükellef ya da

294 Kırbaş, a.g.e., s. 171.

295 Danıştay 3. D., 21.01.1987 tarih, E:1986/1056, K:1987/207 (Candan, “Vergi Yargısında İspat IV”, Maliye Postası, S.234, 1 Haziran 1990, s.60).

296 Arslan, a.g.e., s. 194.

kaçakçılıkla ilgisi görülen diğer kişiler nezdinde ya da üzerlerinde araştırma yapılmasıdır (VUK m.142).

Vergi hukukunda yükümlülerin vergiyi doğuran işlemleri gizleyeceği varsayımından hareketle bu tür hallerde yükümlüler ve yükümlülerle ilişkide bulunanlar nezdinde ve üzerlerinde arama yapılabileceği kabul edilmiştir.297

Arama, idarenin bilgi edinme yollarından biridir. Ancak bu yetkinin çok dikkatli kullanılması gerekir. Çünkü arama ile mükellef ya da onunla ilişkide bulunan diğer kişilerin özel yaşamları etkilenmektedir.298 Arama, kişisel özgürlük ve konut dokunulmazlığı ile ticari faaliyeti, doğrudan olumsuz etkileyeceğinden çok iyi planlanması gerekir. Buna göre, aramaya katılacak elemanların yer ve zaman bakımından doğru bir konumda bulunmaları, bunların ihtiyaç duyacakları araç ve gereçlerin önceden eksiksiz hazırlanmış olması, aramanın sağlıklı ve başarılı bir şekilde sonuçlandırılması için gereklidir.299

Ceza yargılaması hukukunun delil toplama araçlarından biri olan arama, vergi yargılaması hukukuna da girmiştir. Arama, Vergi Usul Kanunu’nun 142-147.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Öncelikle uygulanması gereken hükümler bunlardır. Bu maddelerde açıkça yazılı olmayan hallerde Ceza Muhakemesi Kanunu’nun arama ile ilgili hükümleri olaya uygulanır (VUK m.147). Özellikle aramanın hangi zamanda yapılacağı, arama sırasında kimlerin hazır bulunacağı gibi hallerde Ceza Muhakemesi Kanunu’na başvurmak gerekmektedir.300

Arama, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar tarafından yapılır.

Vergi incelemesi yapmaya yetkili olan kişiler, aramayı düzenleyen ve idare

297 Seviğ, “Gelişen Vergi Hukukunda Delil ve İspat”, s. 11.

298 Kırbaş, a.g.e., s. 169.

299 Hakkı Koçak, “Aramalı Vergi İncelemesi ve Karşılaşılan Bir Sorun”,Vergi Dünyası, S.213, Mayıs 1999, s. 62.

300 Kırbaş, a.g.e., s. 169.

eden kişilerdir. Arama, kişinin hürriyet ve mesken masuniyetini zedeleyen bir işlem olduğu için aramada emniyet elemanlarının da bulunması gerekir.301

Aramanın yapılabilmesi için ihbarda bulunulması yeterli olmadığı gibi zorunlu da değildir. İhbarın vergi incelemesine yetkili olanlarca ciddiye alınması da gerekir. Çünkü, ihbar sabit görülmediğinde, nezdinde arama yapılan kimse muhbirin adının bildirilmesini isteyebilir. Bu takdirde vergi dairesi muhbirin adını bildirmek zorundadırır (VUK m.142/son).

Vergi Usul Kanunu’nun 142.maddesi ikinci fıkrasına göre; aramanın yapılabilmesi için iki koşulun gerçeklemiş olması şarttır. Birinci koşul, gerek ihbar gerekse yapılan incelemeler dolayısıyla vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların buna gerek duyması ve gerekçeli bir yazı ile arama kararı vermeye yetkili sulh hakiminden bunun istenmesidir, İkinci koşul ise, sulh yargıcının istenilen yerlerde arama yapılmasına izin vermesidir.

Aramada bulunan ve incelenmesine lüzum görülen defter ve belgeler ayrıntılı olarak bir tutanakla tespit edilir. Ayrıntılı tespit, belgelerin dosya ve dosya içinde sayı itibariyle tespit edilmesidir. Arama yapıldığı sırada, zaman yetersizliğinden ve diğer sebeplerden arama tutanağı düzenlenmezse, arama sırasında bulunan ve incelenmesine lüzum görülen defter ve belgeler, mükellef nezdinde emin bir yere konulur veya vergi dairesine götürülür. Bu defter ve belgelerin konulduğu yerlerin veya ambalajların aramayı yapan tarafından mühürlenmesi ve yapılabildiği hallerde mükellefin mührünün de konulması gerekir. Daha sonra mükellef de hazır bulununca bu ambalajlar ve yerler açılır ve tutanak düzenlenir. Mühürleme ve mührün kaldırılması halleri de birer tutanakla tespit edilir ve ayrıntılı olarak tutulan tutanağın bir nüshası da defter ve belgelerin sahibine veya yetkili adamına verilir. Bu işler yapılırken mükellefin aramada hazır bulunması gerekir.

Ancak, mükellef hazır bulunmaktan kaçınırsa bu takdirde işlemler hazır bulunanlarca tamamlanır. Mükellef, mührün kaldırılması veya tutanağın düzenlenmesi sırasında hazır bulunmaktan kaçınırsa işlem aramayı yapan

301 Nurettin Eroğlu, Açıklamalı ve İçtihatlı Vergi Usul Kanunu, 2.Baskı, Ankara, Adalet Matbaacılık, 1995, s. 214.

tarafından iki memurla tamamlanır. Arama kararında açıkça yazılı olmasa bile, aramada bulunan ve incelenmesinde fayda görülen defter ve belgeler, arama yapılanın rızasına bakılmaksızın alınıp daireye götürülebilir ve orada incelenebilir. Arama sonunda alınan defter ve belgelerin idarece iyi saklanması gerekir. Bunların iyi saklanmamasından herhangi bir zarar doğarsa, idare bu zararı tazmin etmekle yükümlüdür (VUK m.143).

Arama yapılan hallerde, inceleme çabucak ve öncelikle bitirilir. Arama sırasında elde edilen defter ve belgeler üzerindeki incelemeler en geç üç ay içerisinde bitirilerek bunlar sahibine iade edilir. Ancak bu üç aylık süre, sulh hakimi tarafından uzatılabilir. Defter ve belgelerin incelenmesi sırasında kanuna aykırı görülen olaylar ve hesap durumları bir tutanakla tespit edilir ve tutanak mükellef tarafından imzalanır. Mükellef tutanağı imzalamaktan kaçınırsa, söz konusu olay ve hesap durumlarını içeren defter ve belgeler, aramanın konusu ile ilgili vergi ve cezalar kesinleşinceye kadar kendisine geri verilmez. Ancak, ilgililer istedikleri itirazları ve düşüncelerini yazabilecekleri bu tutanakları her zaman imzalayarak defter ve belgelerini geri alabilirler. Bunun için, söz konusu defter ve belgelerin suç delili olmamaları gerekir (VUK m.145).

Mükellef nezdinde yapılan arama, vergi beyannamesi verme süresinin bitimine bir aydan daha az bir süre varken yapılmışsa, beyanname verme süresi, kendiliğinden bir ay uzar ve ek süre de bu sürenin sonundan başlar (VUK m.144/son).

Arama tutanakları, tutanaklarda yer alan hususlar hakkında delil teşkil ederler. Ancak, vergi yargılaması hukukunda delil olarak kabul edilenler arama tutanaklarından çok, arama sırasında ele geçen özel notlar, mektuplar ve yazışmalardır. Vergi Usul Kanunu’nun 8.maddesine göre; mükellefin yaptığı sözleşmelerin kendi lehlerine delil değeri yoktur. Arama sırasında ele geçen böyle bir metin, mükelleflerin karşılıklı denetimleri bakımından yararlı olabileceği gibi, mükellef aleyhine delil de teşkil edebilir.302 Arama tutanakları,

302 Öncel, Kumrulu, Çağan, a.g.e., s. 205.

delil olabilecek şeylerin tespitini içermeleri bakımından, delil olma konusunda dolaylı bir etkiye sahiptirler. Bu nedenle, arama tutanaklarını dolaylı delil olarak nitelendirmek mümkündür.303