• Sonuç bulunamadı

2.7. Eleştirel Düşünme

2.7.1. Eleştirel Düşünmenin Tarihçesi

Eleştirel düşünmenin zihinsel kökleri, 2500 yıl önce sorgulama metodunu keşfeden Socrates’e kadar gitmektedir. Socrates, insanların belli bir konuda ne düşündüklerini ve neye inandıklarını belirlemek için derinlemesine sorgulama yapmaya yönelik bir yöntem keşfetmiştir. O, insanların güçlerinin, yüksek sosyal konumlarının olabileceğini, fakat düşüncelerinin karmaşık ve mantıksız olabileceğini göstermiştir. O, fikirleri değerli inançlar olarak kabul etmeden önce, araştırıp düşünmeyi sağlayan derin sorular sormanın önemini saptamıştır. O, kanıt araştırmanın, muhakeme ve varsayımları bütünlemesine gözden geçirmenin, temel kavramları analiz etmenin ve neyin söylendiğiyle neyin yapıldığının kapsamlarını takip etmenin önemini ortaya koymuştur. Onun sorgulama metodu, şimdi “Sokratik Sorgulama” ve “Eleştirel Düşünme Öğretim Stratejilerinin” en iyisi olarak bilinir.

Thayer-Bacon (1998)’ ın belirttiğine göre, eleştirel düşünme kavramı felsefe kadar eskidir. Eleştirel düşünmenin gerçek kökeni, ilk felsefecilerin seslendirdikleri argümanlarını kanıtlamak için kullandıkları mantıktır. Bu mantık, Plato tarafından Sokrates’ in modeli kullanılarak diyalojik düşünme adı altında 2400 yıl önce ilk olarak ortaya konulmuştur. Sokrates’in uygulamaları, onun öğrencisi olan Plato, Aristo ve Yunanlı Kuşkucular’ın eleştirel düşünme yaklaşımları tarafından izlenmiştir. Bu düşünürler, her şeyin göründüğünden farklı olduğu düşüncesini vurgulamışlardır (The Critical Thinking Community; Aktaran: İrfaner, 2002: 11).

Rönesans döneminde 15. ve 16. yüzyıllarda, bir grup skolastik düşünür dini, sanatı, toplumu, insan doğasını, yasaları ve özgürlüğü eleştirel bir gözle ele almaya başlamıştır. Colet, Erasmus ve More olmak üzere bazı skolastikler insan yaşamına ilişkin pek çok bilginin araştırılması ve eleştirilmesi gerektiği varsayımını devam ettirmiştir. Francis Bacon, bilgiyi araştırırken aklın nasıl yanlış kullanıldığını, kendi doğal sürecine bırakılmadığını tartışmış ve evrenin deneysel yolla incelenmesi gereğini “The Advancement of Learning” adlı kitabında ele almıştır. Düşünme sürecindeki kötü alışkanlıklardan bahsettiği ve bunların yanlış inanışlara neden olacağını iddia ettiği Bacon’ın bu eseri, eleştirel düşünme üzerine yazılmış en eski metinlerden biridir.

Bacon’dan sonra Descartes’in eseri “Rules for the Direction of the Mind”, eleştirel düşünme üzerine yazılan ikinci eser olarak anılmaktadır. Descartes eserinde yanlış düşünce ve varsayımları önlemek, açık ve sistematik düşünmeyi sağlamak için, aklın disiplinli bir eğitim sürecinden geçirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. 16. ve 17. yüzyılda Hobbes ve Locke baskın olan geleneksel düşünme biçimlerinin hiç birini kabul etmemiş ve öğrenmede yeni görüşler ortaya koymada eleştirel aklı temel almıştır. Hobbes natüralist bakış açısıyla kanıt ve akıl yürütmeyi açıklama çabasına girmiş, Locke ise günlük hayatın sağduyu ile analizini savunmuştur.

18. yüzyıl düşünürleri eleştirel düşünme kavramını, onun gücüne hissettiğimiz inancımızı ve onun araçlarını genişletmişlerdir. Eleştirel düşünmenin ekonomiye uygulanmasıyla Adam Smith’in “Wealth of Nations” isimli eseri ortaya

çıkmıştır. 19. yüzyılda, Comte ve Spencer tarafından eleştirel düşünme daha da genişletilerek, sosyal alanda da ele alınmaya başlanmıştır. Eleştirel düşünmenin kapitalizme uygulanmasıyla, Marx’ın sosyal ve ekonomik araştırmalar yapmasına neden olmuştur. İnsan kültürüne ve biyolojik hayatın köklerine uygulanması, Darwin’in insan nesliyle ilgili çalışmalarını başlatmıştır. Şuur altına uygulanması, Sigmund Freud’un çalışmalarına ışık tutmuştur.

20. yüzyılda, bizim eleştirel düşünmeden anladığımız güç ve özellikler gittikçe daha açık, anlaşılır formüller olarak karşımıza çıkmaktadır. 1906’da William Graham Sumner sosyoloji ve antropolojinin temellerini oluşturan “Folkways” adlı eserini yayımlamıştır. Bu eserinde, toplum merkezli düşünme ve buna paralel olarak okulların eleştirel düşünmeye yer vermeden nasıl hizmet verdiğini anlatmaktadır. Dewey’in çalışmalarıyla, insan düşüncesindeki pragmatist anlayış artmıştır. Wittgenstein çalışmalarıyla sadece insanın düşüncesinde yer alan kavramların önemi değil, aynı zamanda kavramların analiz edilmesinin, onların güçlerinin ve sınırlılıklarının değerlendirilmesinin önemine bakışımızda da artış olmuştur. Piaget ile benmerkezci ve sosyal merkezli insan düşüncesindeki eğilimlerimiz, eleştirel düşünme gelişimine duyduğumuz ihtiyaç artmıştır (The Critical Thinking Community).

Ayrıca eğitim tarihi incelendiğinde Dewey’in düşünme üzerine bazı tanımlamalar ve aşamalar getirdiği görülmektedir. Glaser (1941)’in düşünme becerilerinin öğretiminin başarılabildiğini gösteren ve eleştirel düşünme beceri testlerinin geliştirilmesine temel olan deneysel çalışması, literatürde kilometre taşı olarak ifade edilebilir. Buna ilaveten Henderson (1958)’ın, eleştirel düşünme öğretiminin eleştirel düşünme gücünü geliştirdiği sonucuna ulaştığı deneysel çalışma literatürde dikkat çekmektedir. Ennis (1962)’in “Eleştirel Düşünme Kavramı” adlı makalesi ise, eğitimde eleştirel düşünme kavramının miladı olarak kabul edilmektedir.

1970’lere gelindiğinde eğitimciler arasında eleştirel düşünme becerilerinin okul, kolej ve üniversitelerde öğretilmesi konusunda bir hareketlilik yaşanmaya

başlamıştır (The Critical Thinking Community). Eleştirel düşünme bir entelektüel gelişim aracı olarak ilk defa 1970’li yıllarda Perry tarafından ortaya konulmuş, daha sonra Paul ve arkadaşları tarafından 1980’li yıllarda modelleştirilmiştir (Özden, 2000:115).

Ülkemizde ise eleştirel düşünme, 1980’li yıllardan beri üzerinde bilimsel olarak çalışılan bir konudur. Literatür incelendiğinde, Kazancı (1979) tarafından yapılan “Lise Fen Programlarının Eleştirici Düşünme Gücünün Gelişmesindeki Rolü” isimli araştırma, ülkemizde eleştirel düşünme konusunda ilk yapılan çalışma olarak dikkat çekmektedir. Günümüzde ise 2004 yılı öğretim programı reformu çerçevesinde yenilenen ve 2005-2006 eğitim-öğretim yılında kademeli olarak uygulanmaya başlayan İlköğretim Programları’nda, bireylere kazandırılması hedeflenen ortak beceriler arasında eleştirel düşünmeye yer verilmiştir.