• Sonuç bulunamadı

8. DENETÇİLERİN SORUMLULUĞU,GÖREVLERİNİN SONA ERMESİ VE AZLİ51

8.1.1. Denetçilerin Sorumluluğu

Denetçilerin görevleriyle ilgili sorumluluğu TTK.’ya göre, kuruluştan doğan sorumluluk ve normal faaliyet dönemine ilişkin sorumluluk olmak üzere ikiye ayrılmaktadır223. Şirketin kurulmasından sonra denetçiler ve ilk YK. üyeleri, şirketin kuruluşunda yolsuzluk olup olmadığını araştırmakla yükümlüdürler; bu yükümlülüğü ihmal ederlerse ve bu nedenle oluşan zarar karşılığı tazminat, kuruculardan alınamamışsa, araştırma ve inceleme işini ihmal eden denetçiler ile YK. üyeleri, özellikle kuruluşa ait vesikaların doğru olup olmadığı ve değer biçilmesinde hile yapılıp yapılmadığı konularında sorumlu olurlar. Denetçiler ayrıca TTK. m. 392, f. 2’ye göre, normal faaliyet dönemine ilişkin olarak, sermaye artırımında kanuna riayet edilip edilmemesinden YK. üyeleri ile birlikte; şirkete, pay sahiplerine ve üçüncü şahıslara karşı sorumludurlar224. Denetçinin ayrıca, gerekli olmamasına rağmen, GK.’yı olağanüstü toplantıya çağırması halinde, gereksiz toplantı daveti yaparak masrafa yol açması nedeniyle, tazminat sorumluluğu gündeme gelebilir225. Denetçiler yine özel olarak sırların ifşa edilmesinden, GK. kararları aleyhine kötüniyetle iptal davası açmaktan da sorumludurlar226. Diğer yandan AŞ.’lerde yönetimin; yatırımcılara, kredi kurumlarına, diğer ilgililere ve topluma karşı sorumlu olması gibi iç denetimde de denetçiler, yönetime karşı sorumlu tutulmuştur227.

Denetçilerin bu özel sorumlulukları dışında genel sorumluluğu ise TTK. m. 359’da düzenlemiştir. Bu hükme göre denetçiler, kanun veya esas sözleşme ile kendilerine verilen görevlerini hiç veya gereği gibi yerine getirmemelerinden doğan zararlardan dolayı, kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsilen sorumludurlar. Doğanay’a göre; iflasın eşiğine gelmiş bir AŞ.’nin bu hale gelmesini zamanında fark etmeyen ve

223 KINAY; s. 31.

224 ÇEVİK; s. 574. Ayrıca Bkz. 3. Bölüm Kuruluş İşlemlerini Denetleme Görevi.

225 KINAY; s. 33.

226 ÇEVİK; s. 574.

227 ATASOY; s. 26.

durumu YK.’ya ve hatta toplantıya çağırarak GK.’ya iletmeyen denetçiler, bu durumdan TTK. m. 359’a göre sorumludurlar228.

Görüldüğü gibi denetçilerin sorumluluğu müteselsil olarak kusur sorumluluğuna dayanmaktadır. Ancak Tekil’e göre, müteselsil sorumluluk, İsviçre BK.’da kabul edildiği üzere, bazı görevler açısından, aynı zarardan sorumlu olan denetçiler arasında söz konusu olmalıdır, sorumlu olmayanları bu gruba katmak doğru değildir. Fakat yıllık denetim raporunun düzenlenmesinde bir sorumluluk sözkonusu olduğu zaman, bir denetçinin sorumlu olmadığını iddia etmesi, raporun altında imzası bulunması dolayısıyla mümkün değildir229. Hesapların incelenmesinde ise iş bölümünün kusurlu yapılması. Yani bilgisi yeterli olmayan denetçiye bu işin verilmesi ve o yetersiz denetçi tarafından yanlış işlemlerin yapılmasına rağmen diğer denetçilerce bunların onaylanması durumunda sorumluluk yine müteselsil olmalıdır. Ancak doğru yöntemle tecrübeli denetçiye verilen bir denetim işi, onun tarafından kusurlu olarak yanlış yapılmış ve bu yapılan hata, diğer denetçilere bildirilmemişse. Ayrıca söz konusu görevi kontrol edecek olan denetçilerce hata, objektif kriterlere göre anlaşılamayacak türden ise; o zaman diğer denetçiler için kusur söz konusu olmayacağından, sorumluluk müteselsil değildir230.

Denetçilere karşı açılacak davalarda, TTK. m. 309 ve TTK. m. 341 hükümleri uygun geldiği ölçüde kıyasen uygulanır ve bu yollama sonucu davalar sonucu denetçilerin ibrası da söz konusu olabilecektir231. “Eski denetçi aleyhine tazminat davası açılabilmesi için genel kurulun TTK.’nın 341. maddesi uyarınca izin vermesi gerekir.”232. Ancak denetçilerin, tabi oldukları bu sorumluluk, şirketin tescili tarihinden itibaren dört yıl geçmedikçe sulh ve ibra suretiyle ortadan kaldırılamaz. Bu müddetin geçmesinden sonra sulh ve ibra ancak GK.’nın tasdikiyle tamam olur; bununla beraber esas sermayenin onda birini temsil eden azınlık, sulh ve ibranın tasdikine karşı iseler sulh ve ibra GK. ca tasdik edilemez (TTK. m. 310). Bu hükmün amacı, kuruluş işlemlerinden dolayı sorumlu olan denetçilerin, kuruluşun tamamlanmasından sonra

228 DOĞANAY; s. 920.; “Denetçiler, düzenledikleri raporlarla çeşitli yolsuzlukları dile getirdikleri ve böylece yönetim kurulu ile genel kurulu uyarma görevlerini yerine getirdiklerine göre sorumlulukları söz konusu olamaz.”: Y. 11. HD., 10.05.1983, 1983/1903 E., 1983/2455 K.: ERİŞ; 2007, s. 1973, 1974.

229 TEKİL; s. 261. Ayrıca Bkz. 3.2. Yıllık Denetim Raporunun Verilmesi

230 KINAY; s. 32.

231 POROY; (TEKİNALP/ÇAMOĞLU); Ortaklıklar, s. 374.

232 Y. 11. HD., 28.03.1978, 1978/929 E., 1978/1573 K.: ERİŞ; 2007, s. 1973.

sulh ve ibra kararlarıyla sorumluluktan kolay bir şekilde kurtulmalarına engel olmaktır.

Ancak aradan dört yıl geçmiş olsa dahi GK. sulh ve ibra kararı vermeyebilir; ya da oylamada azınlığın tasdike karşı olduğu anlaşılırsa yine sulh ve ibra kararı söz konusu olmaz ve denetçilerin sorumlulukları gündeme gelir233. Denetçilere karşı sorumluluk davası, GK.’nın kararından itibaren bir ay içinde, YK. nca açılacaktır (TTK. m. 341)234. GK. kararıyla denetçiler aleyhine sorumluluk davası açılmasına karar verilirse, GK.’nın aynı zamanda şirket adına dava açacak ve davayı takip edecek vekili de tayin etmesi gerekecektir. GK., dava açılmamasına karar verse bile azınlık, dava açılması yönünde oy kullanmışsa, bu halde azınlığın denetçiler dışında bir vekili dava açması için tayin etmesi gerekir. Ancak bu halde azınlığın pay senetlerini, şirketin zarar ve ziyanına karşı teminat olarak dava sonuna kadar rehinli kalmak üzere bankaya yatırmaları zorunludur235.

Denetçilere karşı sorumlulukları nedeniyle tazminat davası açılabilecek süreler TTK. m.

309’daki zamanaşımı süreleridir236:

- İki yıllık süre; davacının, zararı ve sorumlu denetçileri birlikte öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar.

- Beş yıllık süre; sorumlu denetçiler ya da zarar öğrenilmese bile, sorumluluk davası, zarar veren fiilin meydana gelmesinden başlayarak 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.

- Ceza zamanaşımı olarak, eğer sorumluluğu gerektiren fiil aynı zamanda bir suç oluşturuyorsa ve bu suça ait zamanaşımı TTK. m. 309’daki sürelerden daha uzun ise bu uzun süre zamanaşımı olarak kabul edilir.

Denetçilere karşı açılacak davalar, şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir.

233 ARSLANLI; 1959, s. 229.

234 DOĞANAY; s. 926.

235 ÇEVİK; s. 575.

236 ÇAMOĞLU; (TEKİNALP/POROY); Ortaklıklar, s. 345, 346; Hakan PEKCANITEZ; Türk Ticaret Kanunu’na Göre Anonim Ortaklıklarda Denetçiler Tarafından Açılacak Davalar, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Kudret Ayiter Armağanı, Cilt III, sayı 1- 4, Ankara 1988; s. 458- 460.