• Sonuç bulunamadı

Denetçilerin Sır Saklama Yükümlülüğü

9. DENETÇİLERİN HUKUKİ SORUMLULUĞU

9.2. Denetçilerin Sır Saklama Yükümlülüğü

Denetçiler, Tasarı’daki düzenlemeye göre denetledikleri AŞ.’nin çok önemli bilgi ve belgelerine ulaşabilecek konumda olup, bir kısım bilgi ve belgeleri de YK.’dan talep edebileceklerdir. Zira YK. da bunları derhal hazır etmekle yükümlüdür. Denetçilerin söz konusu bilgi ve belgeleri denetim faaliyeti dışında kullanmaları, hem şirkete hem de şirketle ilgili diğer kişilere zarar verebilir. Bu nedenleTasarı’da denetçilerin sır saklama yükümlülüğü düzenlenmiştir.

Denetim sırasında toplanan bilgiler, esasen gizli nitelikte kabul edilir ve denetçi tarafından açıklanamaz. Ancak finansal tablolara verilmesi gereken açıklayıcı bir notun verilmemiş olduğu durumlarda denetçinin bu notu açıklaması sır saklama kapsamında sayılmamalıdır. Zira denetim kurallarına bağlı olarak yapılması gereken zorunlu açıklamalar ile kamuyu aydınlatma amacı ile mevzuat gereği yapılan ilan ve duyurular sır sayılmaz615.

Tasarı m. 404, f. 1’e göre: “Denetçi, işlem denetçisi ve özel denetçi616, bunların yardımcıları ve bağımsız denetleme kuruluşunun denetleme yapmasına yardımcı olan temsilcileri, denetimi dürüst617 ve tarafsız bir şekilde yapmak ve sır saklamakla yükümlüdürler. Faaliyetleri sırasında öğrendikleri, denetleme ile ilgili olan iş ve işletme sırlarını izinsiz olarak kullanamazlar. Kasten veya ihmal ile yükümlerini ihlâl edenler şirkete ve zarar verdikleri takdirde bağlı şirketlere karşı sorumludurlar. Zarar veren kişi birden fazla ise sorumluluk müteselsildir.”

Denetçinin bir bağımsız denetleme kuruluşu olması hâlinde, sır saklama yükümü, bu kurumun YK.’nu, üyelerini ve çalışanlarını da kapsar (Tasarı m. 404, f. 3)618.

Denetçiler, yukarıdaki hükümlere göre; hem denetleme sırasında öğrendikleri şirketin sırlarını saklamak hem de bu sırları kullanmamak619 yükümü altındadır620. Zira

615 Ersin GÜREDİN; Denetçinin Meslek Ahlakı Standartlar ve Uygulamadan Örnekler, Türkiye’de Muhasebe Denetimi Alanında Yayınlanan Araştırmalar (1995-2005) ve Seçme Yazılar İstanbul SMMM. Odası, Yayın No: 82, s. 220.

616 “Özel denetçi sır saklamakla yükümlüdür.”: Tasarı m. 441, f. 5.

617“Dürüstçe, ahlâk kurallarına, meslekî etiğe göre ve tarafsız bir şekilde yapılması gereken

"denetim"dir; sır saklama da denetim ile bağlantılıdır.” : Tasarı m. 404 gerekçesi.

618 “Hükümdeki denetleme kuruluşunun "denetime yardımcı temsilcisi" terimi ile denetlemeyi bizzat yapan denetçi/denetçilerin eşgüdümünü sağlayan, gözetim işlevini yerine getiren kişileri de kapsar. Bu hükümle, davranış yükümlerini sadece "arazide çalışanlar"a özgüleyebilecek yorumlara engel olunmak istenmiştir.”: Tasarı m. 404 gerekçesi.

sorumluluğun şartı, “sırrın kullanılmasıdır”621. Ancak sorumluluk için kullanma sonucunda bir yarar/menfaat elde edilmiş olması şart değildir622. Sırrın izinle kullanılması sorumluluğu ortadan kaldırır. Ancak iznin, denetlenen AŞ.’nin kanuni temsilcisi olan YK. tarafından verilmesi gerekir (Tasarı m. 404 gerekçesi). Herkes tarafından bilinen hususların açıklanması ise denetçilerin sorumluluğunu doğurmaz623. Eski kanun sisteminde doktrin tarafından kabul edildiği gibi Tasarı m. 404, f. 6’ya göre de adli ve idari soruşturma hallerinde, suça ilişkin durumlar söz konusu olduğunda, sır sayılan bilgi ve belgelerin denetçilerce yetkililere verilmesi, sır saklama yükümlülüğünün ihlali anlamına gelmez624.

Tasarı’da denetçilerin sır saklama yükümüyle sorumlu oldukları kimseler sınırlı olarak;

şirket ve bağlı şirket olarak belirtilmiştir625. Ancak denetçiler, sır saklama ve kullanmama sorumluluğunu yerine getirmedikleri takdirde, sadece onlara karşı değil;

özellikle pay sahiplerine ve alacaklılara karşı da onların menfaatlerini zedeleyici bir konuma gelmektedir626. Madde gerekçesine göre hüküm; hem şirketin hem de üçüncü kişinin zararının tazminini öngörmüştür ve zararın bu muhatapları, aynı zamanda aktif dava ehliyetini de haizdirler. Fakat şirketin/bağlı şirketlerin pay sahipleri denetçilerin sır saklama yükümüne aykırı davranışları sonucu zarar görmelerine rağmen, onlara karşı tazminat davası açamayacaklardır (Tasarı m. 404 gerekçesi.).

Tasarı’daki söz konusu sorumluluk da tıpkı TTK.’daki gibi bir kusur sorumluluğudur627. Ancak Tasarı’daki sorumluluk, hem TTK.’dakinin hem de Tasarı m. 554’teki genel hükümün aksine, miktar itibariyle sınırlandırılmıştır628. Tasarı m. 404, f. 2’ye göre:

“..öngörülen yükümün yerine getirilmesinde ihmâli bulunan kişiler hakkında, verdikleri

619 “Kullanmanın anlamını öğreti ve mahkeme kararları belirleyecektir.”, “..İş ve işletme sırlarının, denetim faaliyeti sırasında öğrenilmiş ve kullanılmış olması gerekir. Kullanılma ile, inter alia, üçüncü kişiye aktarma anlaşılır.”: Tasarı m. 404 gerekçesi.

620 ÇELİK; Anonim Şirketlerin Denetimi, s. 587.

621 “TTK. m. 358’e göre sırların açıklanması ile sır saklama yükümlülüğü ihlal edilmiş sayılır. Yani bu sırların kullanılmış olması aranmaz.”: ÇELİK; Anonim Şirketlerin Denetimi, s. 589 ve dipn. 118.

622 Tasarı m. 404 gerekçesi.

623 AYTAÇ; Sır Saklama Yükümlülüğü,s. 183, 184.

624 ÇELİK; Anonim Şirketlerin Denetimi, s. 589.

625 “Kasten veya ihmal ile yükümlerini ihlâl edenler, şirkete ve zarar verdikleri takdirde bağlı şirketlere karşı sorumludurlar.” hükmünün lafzından, sanki sadece bağlı şirketlere karşı sorumlulukta zarar verme şartı aranmakta gibi bir anlam çıkmaktadır. Böyle bir sonuca gidilemeyeceğinden, hükmün yazımı değiştirilmelidir.

626 ÇELİK; Anonim Şirketlerin Denetimi, s. 588.

627 (Bkz. s. 32).

628 ÇELİK; Anonim Şirketlerin Denetimi, s. 588.

zarar sebebiyle, her bir denetim629 için yüzbin Türk Lirası’na, pay senetleri borsada işlem gören anonim şirketlerde ise üçyüzbin Türk Lirası’na kadar tazminata hükmedilebilir..” Bu sınırlandırma ancak ihmalleri ile bir zarara sebebiyet vermiş olan denetçi vd. lerine uygulanabildiği gibi ayrıca denetime katılanlardan bazılarının kasıtlı hareket etmeleri hâlinde de uygulanır. Yani birden fazla kişi denetimde birlikte görev aldığı zaman, bu kimselerden bir çoğunun ihmali bulunması ve bazılarının da kastının olması hâlinde sorumluluk sınırlıdır. Ancak genel duruma göre, kasıtlı olarak yükümlülüğünü ihlal eden denetçiler açısından bu sınırlandırma yapılmaz630. Doktrindeki bir görüşe göre, burada ceza açısından maddi bir tavan belirlenmesi yerine Uluslararası uygulamalarda da öngörülen, denetim ücretinin belirli bir katına göre (2 ila 4 katı arasında gibi) sınırlama yönteminin uygulanması daha doğru olacaktır631.

Denetçilerin sır saklamadan doğan sorumluluklarına aykırı davranmaları sonucu oluşan zararı, tazmin etmeleri gerekir; ki bu tazmin yükümü, kanun dışında, sözleşme ile daraltılamaz ve kaldırılamaz (Tasarı m. 404, f. 4). Denetçinin sorumluluğuna ilişkin tazminat istemleri, denetim raporu tarihinden başlayarak beş yılda zamanaşımına uğrar.

Ancak fiil suç oluşturup da Türk Ceza Kanunu’na göre süresi daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da o zamanaşımı uygulanır (Tasarı m. 404, f. 5). Buradaki zamanaşımı süresinin başlangıcından kastın, raporun hazırlanıp imzalandığı tarih mi. Yoksa YK.’ya sunma tarihi mi olduğu belirli değildir. Bize göre bu tarih raporun denetçilerce hazırlanmış ve bitirilmiş olduğunu gösteren imzalanma tarihidir. Ancak doktrinde denetim raporunun aleniyet kazandığı “yayımlanma tarihinde” zamanaşımının başladığı savunulmaktadır632. Aslında denetçilerin öğrendikleri şirket sırlarını ilk kullandıkları tarihten itibaren zamanaşımı işlemesi gerekir. Zira denetçiler, denetim faaliyeti sırasında şirketin sırlarına vakıf olabilmekte ve bu sırları uygulamada denetim raporunu hazırlamadan önce de kullanıp, menfaat elde edebileceklerdir. Ancak Tasarı düzenlemesinde, sorumlu denetçilerin bu yükümlerine aykırı hareket ettiklerinin şirket ve bağlı şirket tarafından en geç denetim raporu tarihinde öğrenileceği varsayılmıştır.

629 “her bir denetim için..” ifadesi, yanlış tercümedir; doğrusu “her bir denetçi için” olmalıdır.:

MOROĞLU; TBB., s. 202.

630 ÇELİK; Anonim Şirketlerin Denetimi, s. 589.

631 DURAL; s. 35.

632 ÇELİK; Anonim Şirketlerin Denetimi, s. 590 ve dipn. 121.