• Sonuç bulunamadı

Seri Davalarda Ücret

Belgede Avukatın ücret hakkı (sayfa 140-143)

2.4. Hukuk Mahkemelerince Hükmedilecek Avukatlık Ücreti

2.4.2. Yargı Yerleri ve Dava Türlerine Göre Ücretin Belirlenmesi

2.4.2.3. Seri Davalarda Ücret

Gerek 6100 sayılı HMK’da gerekse 1086 sayılı mülga HMUK’da seri dava olarak tanımlanmış bir dava türü bulunmamaktadır. Ancak her iki kanunda da ihtiyari dava arkadaşlığına ilişkin düzenlemeler mevcuttur. 1086 sayılı mülga HMUK gibi kanun gibi 6100 sayılı HMK da, davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması; ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri; davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması hallerinde birden çok kişinin birlikte dava açabileceğini keza, birden çok kişiye karşı da dava açılabileceğini düzenleyerek ihtiyari dava arkadaşlığının esaslarını ortaya koymuştur. Kanun ayrıca, ihtiyari dava arkadaşlığında, davaların birbirinden bağımsız olduğunu da açıkça öngörmüştür.

Davada birden çok davalının ve birden çok davacının bulunduğu durumlarda avukatlık ücretine ne şekilde hükmedileceği yukarıdaki bölümde incelenmişti340 Avukatlık Kanunu ve tarife doğrultusunda yerleşen uygulamada, birden çok davacının bulunduğu davalarda, davası kabul edilen her davacı lehine ayrı avukatlık ücretine hükmedilmektedir. Ancak, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012 yılında bu görüşten dönerek seri (toplu) dava tanımı yapmış ve eleştiriye oldukça açık bir gerekçe ile bu tür davalarda, davacılar lehine avukatlık ücretine değil dilekçe yazım ücretine hükmedilmesine karar vermiştir341.

Uygulamanın bu şekilde değişmesinden sonra 28.2.2013 tarihli AAÜT’de ilk defa seri davalar başlığı ile 21. maddeye yer verilmiş ve tarifede açık şekilde ihtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan bu davaların ister ayrı dava konusu yapılsın ister bir davada birleştirilsin her biri için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine hükmedileceği düzenlenmiştir. Ne var ki, Danıştay 8. Dairesi 2014/898 Esas sayılı dosyasından 04.07.2014 tarihinde verdiği kararında “tarafların adalet ve hakkaniyet ilke ve ölçütleri içerisinde yer almayacak şekilde avukatlık ücreti ile sorumluluklarının benimsenmesi, seri davalarda harcanan emek ve çabanın oldukça üstünde avukatlık ücretine hükmedilerek taraflara ölçüsüz bir yükümlülük

340 Bkz. s.117-118.

341 Yarg. 10. HD 17.05.2012 t. 2012 / 9247 E. 2012 / 9006 K. sayılı kararı “Diğer taraftan; 1086 sayılı Hukuk

Usulü Muhakemeleri Kanununun 423'üncü maddesinde, davanın önemine göre yasal olarak belirlenecek avukatlık ücretine, yargılama giderleri arasında yer verildiği gibi, 01.10.2011 günü yürürlüğe girerek 1086 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğü başlığını taşıyan 29'uncu maddesinin birinci fıkrasında, tarafların, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorunda oldukları, Usul ekonomisi ilkesi başlıklı 30'uncu maddesinde, hakimin, yargılamanın kabul edilebilir süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu, 323'üncü maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu, 332'nci maddesinde, yargılama giderlerine, mahkemece kendiliğinden hükmedileceği yönünde düzenleme yapılmış, 29.05.1957 gün ve 4/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da avukatlık ücretinin, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden hükme bağlanacağı belirtilmiştir. Ayrıca; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2'nci maddesi Dürüst davranma başlığını taşımakta olup, dürüstlük (= objektif iyi niyet) kuralının yer aldığı maddede, herkesin, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağı açıklandıktan sonra İyi niyet başlıklı 3'üncü maddesinde ise, kanunun iyi niyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olanın iyi niyetin varlığı olduğu, ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyi niyet iddiasında bulunamayacağı bildirilmiştir. Anılan yasal düzenlemeler ışığı altında yapılan değerlendirmede; aynı işyerinde gerçekleşen çalışmalar için 38 adet sigortalı yönünden, aynı istemi içeren, aynı davalı işveren ve Kuruma karşı bir anlamda toplu (seri) dava açılmış olması, davacıların aynı avukat tarafından temsil edilmiş bulunmaları, davaların türü, taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği, yargılamaların süresi, davaların görülmesi sırasında avukatın harcadığı emek ve çaba göz önünde bulundurulduğunda, yargılamada vekil ile temsil olgusu gerekçesiyle her bir dava yönünden 1.200,00 TL. maktu avukatlık ücreti belirlenerek, davalıların adalet ve hakkaniyet ilke ve ölçüleri içerisinde yer almayacak suret ve şekilde avukatlık ücreti ile sorumluluklarının benimsenmesi, özellikle 4721 sayılı Kanunun 2 ve 3 ile 6100 sayılı Kanunun 29'uncu maddeleri olmak üzere yukarıda sıralanan düzenlemelere aykırılık oluşturduğu gibi, seri denebilecek bu tür davalarda harcanan emek ve çabanın oldukça üstünde avukatlık ücretine hükmedilerek davalılara ölçüsüz bir yükümlülük getirilmesinin hukuk düzenince korunmayacağı da belirgindir. Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, her bir dava yönünden dilekçe yazım ücreti yerine avukatlık ücretinin hüküm altına alınması isabetsiz …” Aynı yönde Yarg. 10. HD 07.06.2012 t. 2012 / 1795 E. 2012 / 10684 K. sayılı kararı (Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları)

getirilmesinin hukuka aykırı olduğu, bu nedenle seri davalarda adil ve kademeli bir düzenleme yapılması gerekirken her bir dava için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine hükmedilmesine ilişkin maddenin hukuka aykırı olduğu” gerekçesi ile söz konusu düzenlemenin yürürlüğünü durdurmuştur.

Söz konusu karar nedeniyle, 31 Aralık 2014 tarihinde yürürlüğe giren AAÜT’de bu defa 22. maddede “İhtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davalar ister ayrı dava konusu yapılsın ister bir davada birleştirilsin toplamda elli dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine, toplamda yüz dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %80’i oranında avukatlık ücretine, toplamda ikiyüzelli dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %60’ı oranında avukatlık ücretine, toplamda ikiyüzelliden fazla açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %40’ı oranında avukatlık ücretine hükmedilir. Duruşmalı işlerde bu şekilde avukatlık ücretine hükmedilmesi için dosyaya ilişkin tüm duruşmaların aynı gün aynı mahkemede yapılması gerekir” şeklinde düzenlenme getirilmiştir342.

Madde metninden ve HMK’nın açık düzenlemesinden anlaşılacağı üzere, çok sayıda davacının, aynı davalı ya da davalılara karşı, aynı hukuki işlem nedeniyle veya aynı ya da benzer vakalar ve hukuki sebeplere dayalı olarak açtığı seri davaların birlikte ya da ayrı olarak açılıp açılmadığının bir önemi bulunmamaktadır. Nitekim Kanun her birinin birbirinden bağımsız davalar olduğunu ifade etmektedir. Keza her bir davacı için aynı dilekçe ile dava açılmış olsa dahi her biri için ayrı harç ve yargılama gideri ödenecektir343. Bu bağlamda davaların birlikte ya da ayrı açılması, davaların özeliklerine göre avukat ve iş sahiplerinin tercihine kalmıştır.

Tarifeye göre, Bu şekilde açılan seri davalarda, bir avukat tarafından elliden fazla ve yüzden az dosyada temsil gerçekleştirilmesi halinde, her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin yüzde sekseni oranında avukatlık ücretine hükmedilecektir. Yüz ile ikiyüzelli dosya

342 Danıştay 8. Dairesi’nin 23.06.2015 t. 2015/787 E. Sayılı Y.D. kararı ile söz konusu hükmün yürürlüğünün

durdurulmasına karar verilmiştir.

343 Yarg. 11 HD 23.2.2010 t. 2008/5920 E. 2010/2032 K sayılı kararı “…Öte yandan, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, tek başvurma harcı ile açılan davanın bu şekilde sonuçlandırılması doğru olmayıp, ayrı ayrı başvurma harcı alınması davacıların her birinin istem miktarının açıklattırılması, hak edecekleri alacağın ayrı ayrı belirlenip hüküm altına alınması gerekirken, davacıların ayrı ayrı hak ettikleri alacak miktarlarının toplamının hüküm altına alınması suretiyle infazı mümkün olmayan ve infazda tereddüt doğuracağı muhakkak olan yazılı şekilde hüküm tesisi de bozmayı gerektirmiştir.”, Aynı yönde Yarg. 21 HD 08.03.2013 t.2012/17265 2013/4872 K.”İhtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu durumlarda, bu kişilerden her biri ayrı ayrı dava açabileceği gibi, dilerlerse birlikte dava açabilirler İhtiyari dava arkadaşı sayısı kadar dava vardır.” (İBD, 2013 87(5): 599)

söz konusu ise bu defa her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin yüzde altmışı oranında avukatlık ücretine hükmedilecektir. Toplamda ikiyüzelliden fazla dosyada tek avukat temsili gerçekleştiği durumlarda ise her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretinin yüzde kırkı oranında avukatlık ücretine hükmedilecektir. Tarife ayrıca söz konusu kademeli eksiltmenin duruşmalı dosyalarda yapılabilmesi için her dosyanın duruşmasının aynı gün ve aynı mahkemede yapılmasını şart olarak öngörülmüştür.

Belgede Avukatın ücret hakkı (sayfa 140-143)