• Sonuç bulunamadı

Avukatlık Sözleşmesinin Hukuki Niteliği

Belgede Avukatın ücret hakkı (sayfa 33-35)

1.2. Avukatlık Sözleşmesi

1.2.4. Avukatlık Sözleşmesinin Hukuki Niteliği

Sözleşmenin hukuki niteliğine ilişkin doktrinde yer alan bir görüşe göre, Avukatlık sözleşmesi, vekâlet sözleşmesinin kalıpları içinde değerlendirilmesi mümkün olmayan unsurlar barındırmaktadır. Nitekim meslek hukukundan kaynaklanan kurallar, avukat ile iş sahibi arasındaki ilişkiyi kendine özgü hale getirmektedir58. Kendine özgü olan bu sözleşme bakımından, niteliğine uygun düştüğü ölçüde vekâlet sözleşmesi hükümleri de uygulanacaktır. Buna göre, tarafların hak ve yükümlülükleri belirlenirken Avukatlık Kanunu hükümleri yanında, mesleki faaliyetlerden kaynaklanan özellikleri nedeniyle, Borçlar Kanunu’nun ivazlı vekâlet sözleşmesine dair hükümlerinden yaralanmak mümkündür59.

Başka bir görüş ise, Avukatlık Kanunda yer alan ve özellik arz eden düzenlemeler nedeniyle sözleşmenin suigeneris niteliğe sahip olduğunu, ancak bilinen vekâlet sözleşmesinin unsurları ile de çoğunlukla örtüştüğünü bu nedenle, öncelikle Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanacağını, bu hükümlerle çatışmadığı sürece, Borçlar Kanunu’nun başta vekâlet olmak üzere, eser ve hizmet sözleşmesi hükümlerinin de uygulanabileceğini de kabul etmektedir60.

Bir başka görüş, avukatlık sözleşmesinin vekâlet sözleşmesinin özel bir türü olduğunu ileri sürmekte, bu nedenle, öncelikle Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanacağını, burada hüküm bulunmayan hallerde, Borçlar Kanunu’nun adi vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlerinin niteliği uygun düştüğü ölçüde uygulanacağını, genel hükümlerin ve Avukatlık Meslek Kurallarının da boşluk doldurma konusunda dikkate alınacağını savunmaktadır.61

Avukatlık sözleşmesini, vekâlet sözleşmesinin çeşitleri arasında değerlendiren, bir başka görüşe göre ise, avukat ile iş sahibi arasındaki ilişkiye çoğunlukla vekâlet sözleşmesi hükümlerinin uygulanacaktır62. Aynı yönde bir diğer görüşe göre de, mesleğe ilişkin düzenlemelerin ve Avukatlık Kanunu’nda, yer alan hükümlerin, sözleşmenin vekâlet sözleşmesi olarak nitelendirilmesini engellemeyecektir63.

58 Güner, 2011: 244.

59 Güner, 2011: 244; Sungurtekin Özkan, 1999: 151. 60 Burcuoğlu, 2003: 479 vd.

61 Günergök, 2003: 31. 62 Yavuz, 2002: 579. 63 Gümüş, 2014: 135.

Hukuk sistemimiz, yalnızca Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş bulunan sözleşmelerden ibaret olmayıp, sözleşmeler hukuku sayı ve tip sınırlaması barındırmamakta, anayasal sözleşme serbestîsinin sonucu olarak, Borçlar Kanunu’nda yer alan genel sınırlar çerçevesinde, taraflar diledikleri tip ve içerikte sözleşme yapabilme olanağına sahip bulunmaktadır. Bir sözleşmenin kendine özgü (suigeneris) nitelikte olması, kanunda düzenlenmiş sözleşmelerin hiçbirine ait olmayan unsurlardan meydana gelen yani tamamen kendisine özgü öğelerden oluşan bir sözleşme tipini ifade eder64. Avukatlık Kanunu’nda yer alan ve avukat ile iş sahibi arasındaki ilişkinin, üzerine kurulduğu avukatlık sözleşmesine etki eden pek çok hükmün varlığı nedeniyle, vekâlet sözleşmesine dair hükümlerle sınırlandırılamayacak bu sözleşmenin, doktrindeki hâkim görüş doğrultusunda65 kendine özgü (suigeneris) bir sözleşme olarak nitelendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Diğer yandan, Avukatlık Hukuku, birden fazla hukuk alanın konusuna dâhil olduğu gibi, avukatla iş sahibi arasındaki ilişki de çok yönlü değerlendirilecektir. Meselenin, yalnızca sözleşmenin tarafları ile sınırlı olmadığı, kamusal yönünün de bulunduğu ortada olduğuna göre, elbette öncelikle sözleşme hükümleri dikkate alınarak tarafların iradeleri korunacak ancak, Avukatlık Kanunu hükümleri ve Avukatlık Meslek Kuralları da uygulanacaktır. Bunların yetersiz kaldığı konularda ise, Borçlar Kanunu’nun vekâlet sözleşmesi ve başta temsile ilişkin olmak üzere genel hükümleri de uygulama alanı bulacaktır. Aynı şekilde, yargılama hukukuna dair kanunlarımızın da avukat ile iş sahibi arasındaki ilişkiye etki eder nitelikte düzenlemeler barındırdığı dikkate alındığında bunların dahi yeri geldiğinde uygulama alanı bulacağı şüphesizdir. Son olarak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1. maddesinde tüketici işlemi olarak sayılan sözleşmeler arasına vekâlet sözleşmesi de dâhil edildiğinden, anılan Kanun’un avukat ile tüketici olan iş sahibi arasındaki uyuşmazlıkları da kapsadığı kabul edilmiştir66.

Avukatlık sözleşmesinin bir diğer özelliği tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olmasıdır. Zira avukat, iş sahibine belli bir hukuki yardım sunacak, iş sahibi de aksi

64 Oğuzman ve Öz, 1995: 46; Tekinay, vd. 1993: 56; Eren, 2001: 199; Yavuz, 2002: 23 vd.

65 Başpınar, 2004: 468; Güner, 2011: 244; Güner, 1999: 316; İyimaya, 2000: 382; Burcuoğlu, 2003: 479;

Sungurtekin Özkan, 1999: 151; Aydın, 2010: 28.

66 Yarg. 17. HD 25.12.2014 t. 2014/24250 E. 2014/19620 K. sayılı kararı “taraflar arasında düzenlenen

vekâlet sözleşmesi uyarınca ödenmeyen avukatlık ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali talep edilmektedir. Davanın yukarıda belirtilen niteliği ve tarafların yargılama sırasındaki iddia ve savunmaları değerlendirildiğinde, Davacının 6502 sayılı Kanunda belirtilen "Tüketici" tanımına girdiği anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.” (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası )

karalaştırılmadıkça ücret ödeyecektir. Belirtmek gerekir ki, tarafların hak ve yükümlülükleri bunlarla sınırlı değildir. İş sahibinin, iş ile ilgili olarak, doğru bilgi verme ve yardım etme, avans ve masraf ödeme, avukatın zararını karşılama borcu da bulunmakta olup, buna karşılık avukat da özen yükümlülüğü, bilgi ve hesap verme, sadakat, sır saklama, edimi şahsen yerine getirme ve işi sonuna kadar takip etme, dosya tutma ve evrak iade etme gibi borçları yükümlenmektedir.

Belli bir hukuki yardım talebinde bulunan iş sahibinin bu talebinin avukat tarafından kabul edilmesi ile kurulan ve bu andan itibaren hüküm ve sonuç doğuran avukatlık sözleşmesi, rızai bir sözleşmedir yani sözleşmenin kurulması, hüküm ve sonuçlarını meydana getirmesi bakımından sadece tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları yeterlidir67.

İncelediğimiz unsurlar ve sözleşmenin hukuki niteliği çevresinde avukatlık sözleşmesinin, mesleki faaliyetini kendi adına yürüten bir Avukat (ya da avukat ortaklığı) ile iş sahibi arasında düzenlenen, avukatın, iş sahibinin menfaatleri doğrultusunda ve Avukatlık Kanunu’nun belirlediği sınırlar çerçevesinde, belli bir hukuki yardım sunmayı, buna karşılık iş sahibinin de ücret ödemeyi yükümlendiği, tam iki tarafa borç yükleyen, rızai, kamusal yönü olan, kendine özgü (suigeneris) bir sözleşme olduğunu söyleyebiliriz.

Belgede Avukatın ücret hakkı (sayfa 33-35)