• Sonuç bulunamadı

DAVADAN FERAGAT KAVRAMI, ÖZELLİKLERİ VE HUKUKÎ NİTELİĞİ

MEIER I.: Iura novit curia, Die Verwirklichung des Grundsätzes im schweizerischen Zivilprozessrecht, Zürich 1975

DAVADAN FERAGAT KAVRAMI, ÖZELLİKLERİ VE HUKUKÎ NİTELİĞİ

§ 1. DAVADAN FERAGAT KAVRAMI VE AMACI A. DAVADAN FERAGAT KAVRAMI

Sözlük anlamıyla feragat, “hakkından kendi isteğiyle vazgeçme”, “hakkından vazgeçmek”, “el çekmek” anlamına gelmektedir1. Günlük dilde feragat yerine, genellikle vazgeçme kelimesinin kullanıldığı görülmektedir. Öte yandan, feragat kavramı sadece medenî usul hukukunda kullanılan bir kavram da değildir. Maddî hukukta da feragat ve kimi zaman da vazgeçme kavramlarının kullanıldığı yerler bulunmaktadır. Örneğin, esas haktan feragat, mirastan feragat (TMK m.573), yasal önalım hakkından feragat (TMK m.733), kişiliğin korunmasından vazgeçme (TMK m.23), mirastan feragat sözleşmesi (TMK m.528) ve takastan feragat de (BK m. 124) olduğu gibi. Maddî hukuk anlamında feragat, bir hakkın hukukî işlem ile tamamen veya kısmen nihaî olarak sona erdirilmesi olarak tanımlanmaktadır2. Maddî hukuk anlamında feragat ile davadan feragat isim benzerliğine rağmen aynı anlama gelmemektedir. Bunlar arasındaki fark aşağıda ayrıca incelenecektir3. Ayrıca örneğin İcra ve İflâs Kanunu m.165,II hükmünde “iflâs davasından feragat” ifadesine yer verilmiştir.

Hukukumuzda medenî usul hukukuna ilişkin eserlerde genellikle “davadan feragat” kavramının kullanıldığı, ancak bazı eserlerde ise sadece “feragat”

kavramının tercih edildiği görülmektedir. Yargıtay kararlarında ise, “davadan feragat”, “feragat”, “davadan vazgeçme” ve “vazgeçme” kavramlarının kullanıldığı görülmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki, uygulamada, davadan feragat yerine

“davadan vazgeçme” teriminin kullanılması kimi zaman karışıklığa sebep

1 Bkz. Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, 10. Baskı, Ankara 2005 s. 689; DEVELİOĞLU F:

Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, 24. B, Ankara 2007 s. 257.

2Bkz. BUZ V: Yenilik Doğuran Haklar, Ankara 2005 s. 413.

3Bkz. aşa. s. 48 vd.

15

olmaktadır. Şöyle ki, “davadan vazgeçme” terimi, m.185,II hükmündeki davayı geri alma4 anlamında da kullanıldığından ve bu nedenle karışıklığa sebep olduğundan, kanunî terim olan “davadan feragat” terimini kullanmak, açık ve anlaşılır olması nedeniyle daha isabetlidir5. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzda ise “feragat”

kavramı kullanılmıştır (m.91 vd.). Tasarı’nın 311 inci maddesinin kenar başlığında

“davadan feragat” kavramı kullanılmış, konuya ilişkin madde metinlerinde ise, sadece “feragat” kavramının kullanılması tercih edilmiştir.

Alman ve İsviçre hukukunda da davadan feragatin farklı kavramlarla ifade edildiği görülmektedir. Bu anlamda, davadan feragat kavramının karşılığı olarak,

“Klageverzicht”6 (ya da Klagverzicht)7, “Verzicht”8 ve “Abstand”9 kavramları kullanılmaktadır.

Gerek yabancı hukuklardaki düzenlemeler ve doktrin gerekse hukukumuzdaki düzenleme ve doktrin dikkate alındığında, “vazgeçme” kavramı ya da diğer kavramlar yerine, “davadan feragat” kavramının kullanılması daha isabetli ve yerinde olacaktır. Zira söz konusu kavram, hem konuyu daha iyi açıklamaktadır hem de kanunî bir kavram durumundadır. Bu nedenle çalışmamızda da “davadan feragat”

kavramının kullanılması tercih edilmiştir. Ancak çalışmamızda “davadan feragat”

yerine bazen sadece “feragat” sözcüğü de kullanılmıştır. Sadece feragat sözcüğünün kullanıldığı hallerde, bununla kastedilen de davadan feragattir. Bu durum, gereksiz tekrarlardan kaçınıp metnin ahengini bozmamak için tercih edilmiştir. Feragatin başka hukuk alanlarına özgü kullanımında, bu husus mutlaka ayrıca belirtilecektir.

Feragat kavramının ne anlama geldiğini kısaca belirttikten sonra, bu kavramın tanımlanması da gerekir. Doktrinde, davadan feragatin değişik tanımlarına rastlamak mümkündür. Bu tanımlardan bazıları şöyledir:

4Davadan feragat ile davanın geri alınması aşağıda ayrıca karşılaştırılacaktır. Bkz. aşa. s. 19 vd.

5KURU B: Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, Cilt IV, Ankara 2001 s. 3545; TANRIVER S:

İlâmlı İcra Takibinin Dayanakları ve İcranın İadesi, Ankara 1996 s. 115 dn.102.

6CRAUSHAAR G: Zivilprozess und Zwangsvollstreckung, Stuttgart-Berlin-Köln-Mainz 1979 s. 263.

7Örneğin bkz. KISCH W: Klagverzicht und Erledigung der Hauptsache, Das Recht, Rundschau für den deutschen Juristenstand 1924 s. 1-13.

8Örneğin bkz. WALSMANN H: Der Verzicht, Leipzig 1912.

9Örneğin bkz. HABSCHEID s. 236; ADDOR s. 18 vd.

“Davadan feragat, davacının, mahkemeye yönelik tek taraflı irade beyanıyla, dava konusu yapılan talebin kısmen veya tamamen mevcut olmadığını bildirmesidir”10.

“Davadan feragat ile davacı, davalıya karşı ileri sürdüğü talebin mevcut olmadığını, buna göre dava dilekçesinin dayanaksız ve hak iddiasının haksız olduğunu (doğru olmadığını) açıklamasıdır11”.

“Davadan feragat, iki taraftan birinin (davacının) talep sonucundan vazgeçmesidir”12.

“Davadan feragat, hukuk yargılamasında davacı tarafın istem sonucundan vazgeçmesidir”13.

“Davadan feragat, davacının neticei talebinden kısmen veya tamamen mevcut olmadığı hususunda mahkemeye sözlü veya dilekçe ile yaptığı tek taraflı bir beyandır”14.

“Mahkeme huzurunda yapılan feragat, görülmekte olan bir davanın davacısının, mahkemeye yönelik tek taraflı bir irade açıklaması ile talep sonucundan kısmen ya da tamamen vazgeçtiğini bildirmesidir”15.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ise davadan feragat16, “iki taraftan birinin talep sonucundan (neticei talebinden) vazgeçmesidir” şeklinde tanımlanmıştır.

Tasarı’nın 311 inci maddesinde ise “Feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir” şeklinde bir tanıma yer verilmiştir.

10 ROSENBERG/SCHWAB/GOTTWALD s. 927; ZÖLLER s. 901; FASCHING-Kommentar s.

1067.

11MUSIELAK-Grundkurs s. 156; JAUERNIG s. 152; ARENS/LÜKE s. 242.

12 KURU B/ARSLAN R/YILMAZ E: Medenî Usul Hukuku Ders Kitabı, Değiştirilmiş 19. Baskı, Ankara 2008 s. 543.

13YILMAZ E: Hukuk Sözlüğü, Genişletilmiş 9. Baskı, Ankara 2005 s. 250.

14ALANGOYA/YILDIRIM/DEREN-YILDIRIM s.456; SCHÖNKE A/SCHRÖDER H/ NIESE W: Zivilprozessrecht, Karlsruhe 1956 s. 240.

15TANRIVER-İlâmlı İcra s. 115.

16Burada inceleme konumuz mahkeme huzurunda yapılan (mahkeme içi) feragattir. Görülmekte olan bir davadan mahkeme dışında feragat ileride incelenecektir. Bkz. aşa s. 177 vd.

17

Doktrindeki bu tanımlar feragatin temel özellikleri esas alınarak yapılmıştır.

Ancak, bu tanımlar feragatin bütün unsurlarını içermediği için tam anlamıyla yeterli değildir. Bu nedenle, feragatin temel unsurlarının ve sonuçlarının da dikkate alınması suretiyle şu şekilde tanımlanması mümkündür:

“Davadan feragat, davalının ve mahkemenin kabulüne ve herhangi bir şarta bağlı olmaksızın, davacının, dava konusundan (talep sonucundan) kısmen veya tamamen vazgeçtiğini, yazılı veya sözlü olarak mahkemeye yönelik tek taraflı, kesin, açık ve rücu edilemez bir irade beyanıyla açıklaması suretiyle davaya son veren, böylece esas haktan da vazgeçilmesine neden olan ve kesin hüküm gibi hukukî sonuç doğuran karma karakterli bir işlemdir”.

B. DAVADAN FERAGATİN AMACI

Giriş bölümünde medenî usul hukukuna hâkim olan ilkelerden tasarruf ilkesi incelenmiş ve davadan feragatin bu ilkenin yansımalarından birisini teşkil ettiği belirtilmişti. Orada da belirtildiği üzere, bir uyuşmazlığın yargı organı önüne getirilmiş olması, tarafların dava ve dava konusu üzerinde tasarruf yetkisini, kural olarak ortadan kaldırmaz. Bu ilke gereğince hiç kimse lehine de olsa bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye de zorlanamaz (m.79). Taraflar tek ya da iki yanlı irade beyanlarıyla yargılamayı sona erdirebilirler. Davadan feragat, mahkeme hükmüne gerek kalmaksızın davayı ve böylece yargılamayı sona erdirmektedir17.

Bu açıklamalardan davadan feragatin temel amacının, davacının başlatmış olduğu bir yargılamayı, sonuna kadar takip etmek zorunda kalmaksızın, ona son verme yetkisi olduğu kolayca söylenebilecektir. Nasıl ki, kişiler uyuşmazlığı mahkeme önüne getirmeye zorlanamaz ise, uyuşmazlık mahkeme önüne geldikten sonra onu sonuna kadar takip etmeye de zorlanamaz. Anayasamızın 36 ncı maddesinde ifadesini bulan hak arama özgürlüğünü kullanıp kullanmamak, kişilerin kendi iradelerine bağlı bir husustur. Hiç kimse bu özgürlüğünü kullanmaya zorlanamaz; aksi halde bunun bir özgürlük olduğundan söz edilemez. Hak arama

17Bu konu aşağıda dördüncü bölümde incelenecektir. Bkz. aşa. dördüncü bölüm, s. 323 vd.

özgürlüğü sadece yargı organlarına başvurmakla sınırlı tutulamaz, aynı zamanda yargı organına başvurulduktan sonra da devam eder. Modern bir usul kanunu, tarafı, başlatmış olduğu bir yargılamayı sonuna kadar takip etmek zorunda bırakamaz; aksi halde tarafa hak tanımış olmaz, aksine bir yükümlülük getirmiş olur. Bu durum ise, davayı hak arama aracı olmaktan çıkarıp taraf için adeta bir eziyete dahi dönüştürebilir. Bir başka deyişle, hak arama aracı olan bir yol (dava), bu amacından uzaklaşarak bir zorlama vasıtasına dönüşemez. Bir şeyi (yargılamayı) başlatma yetkisi kendisine ait olan taraf, onu sona erdirme yetkisine de sahip olmalıdır18. Dolayısıyla feragat, davacının, açmış olduğu bir davaya tamamen veya kısmen son verme hak ve yetkisini gerçekleştirme araçlarından birisidir19.

Öte yandan, davacının açmış olduğu davayı sonuna kadar takip etmeyip ondan feragat etmesi, usul ekonomisi ilkesinin gerçekleşmesine yönelik bir işleve dahi sahiptir20. Zira, bu durumda artık mahkeme davaya devam edemeyeceği için, hem emekten ve yapılması muhtemel giderlerden hem de zamandan tasarruf edilmiş olunacaktır21. Kaldı ki davalı dahi feragat halinde aleyhine açılmış bir davadan, bu davayı takip zorunda olmaksızın kurtulmuş olacaktır. Dolayısıyla feragat, tasarruf ilkesi çerçevesinde tarafların, davanın daha kısa sürede ve daha az emek ve giderle sona ermesi açısından ise, kamunun (toplumun) menfaatine hizmet eden bir kurumdur.

18Kuşkusuz, davacının açmış olduğu davadan feragat yetkisini kullanabilmesi, ona davada yer alarak bu hakkını kullanma olanağının tanınması ile mümkün olabilecektir. Bu durum ise yargılamaya hâkim olan ilkelerden “hukukî dinlenilme hakkı”’na riayet ilkesiyle sağlanabilecektir. Gerçekten tarafların feragat, kabul ya da davanın geri alınması için dava üzerinde tasarruf edebilmeleri, onlara davada yer alarak görüşlerini açıklama şansı tanınırsa mümkün olabilecektir. Bkz. ÖZEKES-Hukukî Dinlenilme Hakkı s. 69-70.

19Davacıya tanınan bu tasarruf yetkisinin ve dolayısıyla açmış olduğu davadan feragatin ödünü ise, feragatle aynı zamanda esas haktan da vazgeçmesi, onu bir daha dava konusu yapamamasıdır.

20 CAHN s. 41.

21 Davayı kabul konusunda aynı yaklaşım için bkz. TANRIVER S: Mahkeme Huzurunda Yapılan Kabuller (Makalelerim-I, 1985-2005, Ankara 2005 s. 59-60) s. 60 ve TANRIVER-İlâmlı İcra s. 105.

19

§ 2. DAVADAN FERAGATİN BENZER KAVRAMLARLA