• Sonuç bulunamadı

Dış Ticaret Politikaları ve Đhracatın Rekabet Gücü

BÖLÜM 2: REKABETÇĐ BĐR BAKIŞ ACISIYLA AZERBAYCAN

2.3. Ulusal Rekabet Gücüne Etki Eden Faktörler Boyutunda Uygulanan Ekonomik

2.3.2. Dış Ticaret Politikaları ve Đhracatın Rekabet Gücü

Bu gün küresel olarak baktığımız zaman küreselleşme koşullarında hızla gelişmekte olan bir uluslararası ticaret söz konusudur ki tüm gelişmekte olan ülkeler bu gelişmeden kendi ekonomilerinin kalkınması için yararlanmağa çalışmaktadır ve artan dış ticaretin ülke ekonomisinin rekabet gücüne olumlu katkılar sağlayacağı kesindir (Ribalkina,

yönetimi alanında; piyasanın ihtiyaçlarına göre sektörel örgütlenmeyi öngören bir süreç yaşanmaktadır. Bu süreçte, etkin bir dış ticaret yapılanması ve iyi isleyen bir piyasa mekanizması lüks değil, sürdürülebilir bir kalkınma için yaşamsal önemde bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır (Vohramayeva, 2001; Habermas, 2003). Bu gelişmeler doğrultusunda kamu kurumlarının kendi aralarında ve özel sektör kuruluşları ile etkin koordinasyon ihtiyacına giderek daha çok gereksinim duyulmaktadır. Bu sebepten ötürü dış ticaretle ilgili kurumları arasında var olan asimetrik enformasyon ve koordinasyon olgusunu gideren ülkelerin rekabetçilik yeteneklerinin arttığı gözlemlenmektedir (Hüseyinli, 2003; Selçuk, 2004).

100 sene sömürü Sovyet ekonomisine bağlı kalan Azerbaycan’ın dış ticareti, bağımsızlıktan sonra devletin önünde duran en önemli sorunlardan biri dış ticaretin liberalleşmesi olmuştur. Çünkü o dönemlerde ihraç olunan malların sadece % 8 Azerbaycan’a para olarak aktarılıyordu ki buda ülkede birçok sorunları beraberinde getiriyordu. Azerbaycan’da dış ticaret hacmini artması, ülke ekonomisinde sürdürülebilir büyümenin sağlanması ve onun dünya ekonomik ilişkiler sistemine dâhil edilmesi, büyük ölçüde, hedeflenen önlemlerin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesine bağlıdır ki, bu da sonuçta ülkenin ulusal rekabet gücü gelişmesini sağlayacaktır. Çünkü Azerbaycan geleneksel olarak dış ticarete bağımlı bir ekonomiye sahiptir. 1994 yılında ateşkesin ilan edilmesi ile birlikte, iş istikrarına yönelik çalışmaların hızlandırılması, petrol anlaşmaların imzalanması, pazar ekonomisine yönelik hukuki alt yapının oluşturulması ve dış ticaretin serbestleştirilmesi yönündeki uygulamalar, Azerbaycan dış ticaretin engellerin kalkacağı ve artış meydana geleceği anlamına gelmektedir (Eldaroğlu, 2001). Dolayısıyla, bağımsızlığın ilk yıllarında Azerbaycan’da gerekli düzenlemeler yapılmadan ülke ekonomisinin dünya ekonomisine entegresini sağlama amacıyla dış ticaretin tamamen liberalleştirilmesi, ağır durumda olan üretim alanlarının yıkılışını hızlandırmış, yerli üretimi azaltmış ve iç piyasayı tamamen ithalata bağımlı hale getirmiştir (Đbrahimova, 2002). Yerli üretimin korunması ve gelişimini sağlamak amacıyla alınmak istenen önlemler ise başta IMF ve Dünya Bankası olmakla, uluslararası kurumlar tarafından itirazla karşılanmıştır. Nisan 2001’den itibaren Azerbaycan’da yeni gümrük vergileri yürürlüğe konmuş, yerli üretimin arttırılması için ülkede üretimi mümkün olan birçok ürünün ithalinden alınan gümrük vergileri artırılmıştır (Benli, 2008). Fakat uluslararası kurumlarla anlaşma sağlanamadığından

vergiler istenen düzeye çıkartılamamıştır. Bazı ürünler için vergi oranının %15’e yükseltilmesine rağmen bu durum varılmak istenen hedeflere ulaşmada yeterli olmamıştır (Mehdiyev, 2001). Azerbaycan hükümeti, dış ticaretin liberazasyonu süreci çerçevesinde ise Azerbaycan devleti bir sıra gümrük ve ithal kotalarının iptal için kararlar almıştır (Eminov, 2006).

Bağımsızlık sonrası Azerbaycan dış ticarette yeni pazarlara yönelmekle beraber eskiden bağlı bulunduğu ekonomik bölgeye bu anlamdaki bağımlılığı bir süre daha devam etmiştir. 1991–1993 yıllarında dış ticaretin yaklaşık %80-85’i BDT (Bağısız Devletler Topluluğu) ülkeleri ile gerçekleşen Azerbaycan’ın dış ticaret ilişkileri değişim göstererek eski bölgeyle olan ticaret hacmi zamanla azalmaya başlamıştır. Bağımsızlığını elde ettiği yılların ardından 1994–1999 yılları arasında Azerbaycan’ın dış ticaret dengesi açık vermiştir. Ancak petrol ürünleri ihracının artması söz konusu açığı aşağılara çekmiştir (Memmedov, 2004).

Ancak genel olarak bakıldığında ekonomideki yapısal sorunlar mevcudiyetini korumaktadır. Bunlar, sanayi tesislerinin özelleştirilmesinde yaşanan tıkanıklığın aşılmaması gibi yapısal sorunlar nedeniyle üretim yapılmaması ve dolayısıyla ihracatın katma değeri düşük hammadde ve yarı mamul mallar üzerinde yoğunlaşması, ulusal para birimi Manat’ın ABD dolarlına karşı değer kazanması sonucu ithalatın cazip hale gelmesi (2004’de % 0,4 değer kazanmıştır).

Azerbaycan ihracatında petrol ve petrol üretimlerinin ağırlığı, petrol üretimi ve dolayısıyla ihracının artmasıyla daha da artacaktır. Bu ise, bir sektöre bağımlılık

şeklinde ülke için önemli bir sorun olabilir. Ülkenin henüz yapısal değişim ve sanayileşmesini tamamlayamamış olmasına ve petrol dışı sektörlerde ihracatın çok zayıf olmasına karşın, ödemeler bilançosu açıklarını petrol gelirleri ile kapatabilmektedir. Fakat bu durum ülke ekonomisi açısından sağlıklı bir durum değildir, hatta ekonomik bir hastalıktır. Hem hastalıktan kurtulmak için hem de petrol ihracının 15–20 yıl sonrasında azalacağı dikkate alınarak, dış dengeyi devam ettirebilmek için hızlı sanayileşmek, ithalatı ikame etmek ve ihracatı arttırmak şeklinde sıralanabilecek uzun vadeli yapısal değişikliklerin daha yoğun ve dikkatle devam etmesi gerekmektedir. Bunun için Azerbaycan’da üretilen ürünlerin uluslararası piyasalarda rekabet edebilmesi için ilk önce iç talebin karşılanmasını güçlendirmemdir. Bunun en önemli yolu ise

ülkede olan tekelleşmenin karşısını almakla işletmeler arasında sağlam rekabet ortamı yaratmaktır. Bundan sonra ulusal ekonominin gelişmesini modern dünya ekonomisi ile karşılıklı etkileşimini kendi milli çıkarları doğrultusunda dış ticaret politikaları uygulamağı stratejik bir hedef gibi görmelidir (Haciyev, 2007).

Tablo 2: Azerbaycan Dış Ticaret Performansı (Milyon $)

Yıllar 1992 2003 2004 2005 2006 2007 Đhracat (Milyon $) 1483,9 2.592,0 3.614,3 4.346,9 6.372,1 6058,3 Đthalat (Milyon $) 939,9 2.626,2 3.504,3 4.200,3 5.267,5 5708,6 Dış Ticaret Hacmi (Milyon $) 2423,8 5.218,2 7.118,6 8.547,2 11.639,6 11766,9

Kişi Başına Düşen Gelir 336 623 707,2 972 1379 1363,1

GSYĐH % 72 82 64 58,7 40,0

Kaynak: (2008), Azerbaycan Rakamlarla

Tablo 3: 2007 yılında Azerbaycan’ın Đhracat ve Đthalatındaki ilk 5 Ülke

Đhracat Đthalat

Türkiye Rusya Federasyonu

Đtalya Türkiye

Rusya Federasyonu Ukrayna

Đran Almanya

Gürcistan Đngiltere

Kaynak: (2008), Azerbaycan Rakamlarla

Ülkede 2007 senesinde dış ticaret performansında 4020 hukuki ve 10160 fiziki şahıslar ilgilenmiştir. Đhraç işlemlerinde devlet sektörünün payı 4698,7 milyon dolar (%77,6), özel sektörün payı ise 1231,4 milyon dolar (%20,3), fiziki şahısların payı ise 128,2

milyon dolar (%2,1) olmuştur. Đthal devlet sektörünün payı %25, özel sektörün payı %69,1, fiziki şahısların payı ise %5,9 olmuştur.

Uluslararası rekabet gücü bakımından en kritik olan ihracatın her sene daha artış gösterdiği görülmektedir. Azerbaycan dış dengede son yıllarda fazla veren bir ülke konumundadır. Đhracatın ise büyük bir bölümü devlet tarafından gerçekleştirilmektedir. Çünkü ülke ihracat yönlü bir politika izlemektedir. Gerçekleştirilen ihraç ürünlerinin büyük bir bölümü ise doğal kaynaklar özellikle petrol ve petrole dayalı sanayi ürünleridir. Sadece doğal kaynakların ihracatı ekonomi için kısa dönemde nakit para girdisi adına önemlidir. Dünya piyasalarında rekabet edebilecek standartlara cevap vere bilen ürün üretmek Azerbaycan’ın karşısında duran en önemli işlerden biridir. Azerbaycan’ın en önemli sorunlarında biride kendine özel dünyaca tanınan bir işletmesi olmamasıdır. Çünkü tüm ülkeler kendi rekabet güçlerini yerel şirketler hesabına kaza biliyorlar ki buna Finlandiya’nın Nokia şirketini örnek verebiliriz.

Tezin teorik kısmında ülke içinde üretilen ürünlerin rekabet gücünü ölçmek için Ballas tarafından geliştirilen mukayeseli üstünlükler teorisine değinmiştik. Azerbaycan devlet istatistik komitesinden verilen rakamlarla Azerbaycan’da ihraç ve ithali hayata geçiren tüm çeşit mallar gösteriyor ki, rekabet gücü olan malların genel ihraçta özel durumu %10,46’dır. Azerbaycan’da ihraç olunan rekabet gücü yüksek olan mallar ise en çok petrol ürünleridir. Hesaplamalarda diğer sektörlerin ürettiği ve ihraç ettiği malların rekabet gücünün Ballas teorisine göre sıfırın altıda olduğu görülmektedir. Buna sebep Azerbaycan’da ihraç olunan mahsullerin uluslararası rekabet gücüne etki eden olumsuz amiller üretim için gereken alt yapının olmaması, pazarlama ve diş ticarette nitelikli veya eğitimli iş gücünün düşük olması, Azerbaycan’a özel markanın olmaması ve sektörlerde bilgi teknolojilerinin gelişmemesidir. Ayrıca ülkede üretilen ürünlerin rekabet gücüne etki eden amillerden biride manatın diğer kurlara göre reel değerinin pahalılaşmasıdır. 2004 senesinden başlayarak, manatın hemen hemen tüm sektörlerinde manat diğer kura göre reel efektif durumu pahalaşmıştır. Ülkede petrol ihracatının artması ve fiyatın keskin artmasından dolayı reel kur mezenesinin pahalaşması ülkenin ürettiği ürünlerin diğer ülkelerde üretilen aynı ürünlerle kıyaslandığında rekabet gücü aşağı düşmüştür. Bu durum yani kurun reel değeri yükseldikçe ithal yönlü ekonomide nüfuzun ferdi tüketimi stimulaşır ve sektörler arası ilişkiler pozular. Bundan dolayıdır

ki, Azerbaycan ekonomi stratejisinde en ciddi sorunlardan biri reel kur değerinin artmasıdır ki, petrol gelirleri her yıl artıkça bu durum kendini göstermektedir.

Son olarak Azerbaycan dış ticaretten elde edilecek kazanımların maksimizasyonu ticaretin önündeki tüm engellerin minimizasyonundan geçmeksi lazım. Diğer ifadeyle, Azerbaycan ticaretin önündeki engelleri kaldırma yönünde serbest ticaret politikalarını azami ölçüde uygulamaya koymak zorundadırlar.