• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3 : AZERBAYCAN’IN ULUSAL REKABET GÜCÜNÜN

3.1. Azerbaycan Đçin TOWS Matrisi ve Rekabet Gücünün Değerlendirilmesi

3.1.8. Azerbaycan’ın Dış Faktör Tehditleri

Azerbaycan’a yönelik tehditler bazında ülkede sermaye piyasasının yeterince gelişmiş olmaması gerçeği gelmektedir. Bu durum sermaye arz ve talebinin piyasa koşullarında gerçekleşmesine imakn vermemektedir. Đlaveten Azerbaycan’ın dış faktör tehditlerinden biri sermaye piyasasının gelişmesidir. Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında bu sektör hala yeterince gelişmemiş olsada, geliştirilmesi çalışmaları yürütülmektedir. Her ihtimalde bu konuda çalışan araştırmacılar mülakatlar zamanı bu sektörü Azerbaycan için bir tehdit gibi görmektedirler ve bunu aşağıdaki gibi açıklamaktadırlar.

Azerbaycan’da sermaye piyasasının gelişmiş ülkelerde olduğu gibi fon açığı olan işletmelere aracılık yapılması arzu edilmektedir. Anacak, yerli sermayenin bu piyasada sahip olduğu oran düşük olduğundan yabancı fonlar daha ağırlık kazanmış bulunmaktadır. Ülkede faaliyet gösteren işletmeler yabancı yatırımcıların gelirlerini arttırmaya yardımcı olmaktadır. Bunun yanında sermaye piyasalarının dışa açılımı da sermaye sahiplerinin yabancı ülkelerden sermaye piyasası araçlarını satın alması sonucunda dış ülkelerin işletmelerinin gelişmesine destek olmaktadır. Yerel fonun dışa çıkması, yerel işletmelerin ihtiyacı olan fonların zamanında ve yeterli miktarda elde edememesi, işletmenin gelişmesini ve uluslararası piyasalarda rekabetçi güce sahip olmalarını engellemektedir. Sermaye piyasalarının Azerbaycan’a olan en büyük tehdidi de spekülasyona açık olmasıdır. Bazı işletmelerin menkul kıymetleri yabancı yatırımcılar tarafından satın alınarak işletmenin gerçek değerinden bağımsız bir şekilde fiyatları yükseltilmektedir. Bu yükselen fiyatlardan yerli yatırımcı satın alarak zarar etmektedir. Yerli yatırımcının karşılaştığı olumsuz durum sonucunda bu piyasadan uzak durma yani finansal kurumlara karşı güvensizliği artmaktadır.

Azerbaycan’da sermaye piyasasının gelişimi sonucunda oluşan tehditleri aşağıdaki

şekilde sıralamak mümkündür:

• Đşletmelerin gerçek değerinin belirsiz hale gelmesi;

• Yerel fonların ülkenin ihtiyacı olduğu halde dış ülkelere aktarılması;

• Yabancı fonların ağırlık kazanması;

• Yatırımcıların işletme karından değil kısa süreli spekülasyonlardan para kazanmayı amaçlamaları.

Katılımcılar, ülkenin maruz kaldığı diğer bir tehdit olarak Rusya ve Đran’la olan coğrafi yakınlığını görmektedirler ve Azerbaycan’ın üzerindeki Rusya ve Đran tehdidinin son bulmuş değildir fikrini ileri sürmektedirler. Azerbaycan’la sınır bölgelerinde yaşayan yaklaşık 35 milyon Azerbaycan Türkü nedeniyle Đran, Azerbaycan’la ilişkilerine diğer ülkelere nazaran daha çok önem veriyor. Ancak, Karabağ savaşı sırasında Türkiye’nin Ermenistan’a ambargo uygulamasına karşın savaşta Đran’ın Ermenilere destek sağlaması, Asrın Anlaşmalarında Đran’ın dışlanması, Hazar denizinin statüsü konusunda Azerbaycan ve Đran’ın anlaşmazlığı gibi nedenler yüzünden Azerbaycan-Đran ilişkileri olumsuz yönde gelişmektedir. Diğer taraftan, ABD’nin baskısıyla petrol anlaşmalarından Đran’ın dışlanması ve Azerbaycan’ın ABD ile Türkiye’nin desteğini alması nedeniyle, Azerbaycan’ı tehdit unsuru olarak gören Đran, Ermenistan’la ilişkilerini geliştirmeye çaba göstermektedir.

Bağımsızlığın ilk yıllarında Azerbaycan’ın Rusya ve Đran’la ilişkileri daha kötü idi. Aliyev’in iktidara gelmesiyle birlikte önceleri Batı’ya dönük politikalar yerine Rusya ve

Đran yanlısı politikalara ağırlık verilmeye başlandı. Ancak, Rus ordusunun Azerbaycan’da sürekli bulunması talebinin Aliyev tarafından kabul edilmemesi; Asrın Anlaşması’nda Rus Lukoil’a sadece % 10 hisse verilmesi; Rusya’nın Rus-Çeçen savaşında Azerbaycan’ı teröristlere destek vermekle suçlaması nedeniyle Yeltsin döneminde iki ülke ilişkileri olumsuzluğa sürüklendi. Her şeye rağmen bu gün Rusya Azerbaycan için bir tehdittir. Rusya’nın Ermenistan’ı desteklemesinden dolayı Azerbaycan topraklarını geri alamamaktadır. Ayrıca ülke nüfusunun bir milyondan fazlası Rusya’da çalışmaktadır. Eğer Rusya’yla ilişkilerde her hangi bir bozukluk olarsa oradaki vatandaşlara vize uygularsa, o kadar nüfusun Azerbaycan’a dönüşü ülkede sosyal bir patlama yaratır.

Hem bölgecilik, hem de yolsuzluk Azerbaycan’ın geleceği açısından onarılması zor yaralar açmakta, devletle toplum arasındaki bağları kopararak önemli bir güvenlik sorunu hâline gelmektedir. Devlet toplum ilişkisinde oluşan kırılgan yapı, Rusya ve Đran gibi ülkelerin Azerbaycan’ı daha fazla etkilemesine fırsat tanımaktadır. Dolayısıyla

Rusya hala Azerbaycan’ı egemenliği altında görme eğilimini devam ettirmektedir. Bundan dolayı, diğer ülkelerle ilişki kurmasına pek sıcak bakmamaktadırlar.

Katılımcılardan toplanan verilerin yorumlanmasında, küreselleşmenin aynı zamanda bir tehdit olduğunu görmekteyiz. Çünkü, küreselleşme terimiyle ifade edilen bu süreç bir yanda insanlığa yeni umutlar ve fırsatlar sunarken diğer yanda yeni ve farklı birtakım sıkıntılara neden olmaktadır. Bu anlamda Azerbaycan’da küreselleşme emek piyasalarında bir rahatsızlık yaratmaktadır. Bununla birlikte, emek piyasası henüz mal ve sermaye piyasaları gibi küreselleşmese de ticaretin artması ve çok uluslu işletmelerin talepleri doğrultusunda nitelikli işgücü ya da beyin göçü giderek hızlanıyor ki, buda Azerbaycan’a en çok etki eden faktörlerdendir. Aynı şekilde yeni teknoloji ile ortay çıkan teknolojik küreselleşme yeterince esenek olmayan ve çalışanları her türlü sosyal güvenlik ve sosyal haklardan yoksun bulunan Azerbaycan’da emek üzerinde ağır bir baskı oluşturmaktadır. Küresel bir dünyada istikrarlı büyüme ancak sağlam bir demokratik ortamda gelişebilir. Bu nedenle demokrasinin koşullarının da bütün yönleriyle yaşama geçirilmesi gerekir. Bu gün Azerbaycan’da demokrasinin aşağı olması, küreselleşmeni bir tehdit olmasına sebep olmaktadır.

Azerbaycan için önemli tehditlerden biri de Karabağ sorunudur. Bölgeye önceden yerleştirilmiş olan Ermeniler bu bölgeyi Azerbaycan’dan ayırarak Ermenistan’a bağlamak istemektedirler. Dolayısıyla, Azerbaycan’ın topraklarının Ermenistan tarafından işgalinin, makro ekonomik göstergelere yansıyacak şekilde, ülke ekonomisine önemli düzeyde olumsuz etkileri olmuştur. Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal etmesi, bölgeden bir milyondan çok insanı göçe mecbur etmiştir. Ermenistan’ın tecavüzü neticesinde zarara uğrayan 27 il ve ilçe toplam 22,7 bin km²’dır. Dağlık Karabağ’la birlikte Nahçıvan’ın da sınır bölgeleri tesir altında kalmıştır. 17.1 bin km²’lik alan ise halen Ermenistan’ın işgali altındadır. Đşgal edilen arazide 800’den çok yerleşim alanı, 1,3 milyon hektar tarım arazisi, 600 bin büyük ve küçükbaş hayvan, 7000 tarım işletmesi, 850 eğitim kurumu, 650 sağlık merkezi, 120 bin ikamet yeri terk edilmek zorunda kalınmıştır. Azerbaycan aynı zamanda zengin doğal kaynaklardan, özellikle 39,6 bin ton rezerve sahip olan 3 altın madeni yatağından, 4 civa ve antimon yatağından mahrum kalmıştır. Ermenistan ile savaş sonucunda ise,

Azerbaycan’ın 25 ile 50 milyar $ arasında kayba uğradığı şeklinde hesaplamalar yapılmaktadır.

3.2. Azerbaycan’ın Ulusal Rekabet Gücünü Elmas Modeliyle Değerlendirilmesi