• Sonuç bulunamadı

Azerbaycan’ın Zayıf Yönler-Tehditler Kombinasyonu

BÖLÜM 3 : AZERBAYCAN’IN ULUSAL REKABET GÜCÜNÜN

3.1. Azerbaycan Đçin TOWS Matrisi ve Rekabet Gücünün Değerlendirilmesi

3.1.6. Azerbaycan’ın Zayıf Yönler-Tehditler Kombinasyonu

Azerbaycan eğitim kanununa göre, ırkı, milli ve dini mensubiyeti, dili, cinsi, yaşı, sağlığı, maddi durumu, siyasi görüşü gözetilmeksizin vatandaşların eğitim hakkı tahsil kanunu ile güvence altına alınmıştır. Vatandaşların eğitim türünü, okulunu ve eğitim dilini seçme serbestliği vardır. Azerbaycan eğitimi, demokratik bir karakter taşımakta olup genel dünyevi değerler, milli zemin üzerinde öğretilmektedir. Toplanan verilerin analizinde görülmüştür k,, uygulamada uygulamada bazı sorunlar vardır. Üniversiteden katılan kişilerinde söyledikleri gibi, Azerbaycan’ın eğitim düzeni arzu edilen seviyenin gerisindedir. Eğitimden yararlananların genel oranının düşüklüğünden tutun, eğitim ve öğretimin düzeyi, eğitim kurumlarının işleyişine varıncaya sorunlar yaşanmaktadır. Eğitim ve öğretim alanında görülen bu durum tam bir keşmekeştir. Özellikle yükseköğretim kurumları için bahsedersek bu keşmekeş daha bir büyür, aşılamaz çizgilere varır. Üniversite eğitimine yoğunlaşacak olursak; eğitim her sene kalitesizleşen süreç içinde. Azerbaycan’da üniversitelerdeki imkânların yetersizliği, eğitime ayrılan ödeneklerin gelmeyişi, hocaların yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeni ile bilimden çok parayı düşünür. Sovyetler Birliğinden kalan eğitim öğretim elemanlarının modern bilimlere entegrasyonu birçok sorunun kaynağını teşkil ediyor. Ülkede üniversiteler demokratik ortamlarda eğitim vermiyor. Ülkedeki eğitimin her alanında yolsuzluk var ki bu ülkenin geleceği için acı bir tehdittir. Günümüzde üniversite hocalarının ücretleri çok düşük düzeydedir ve bazı üniversite hocaları mecburen etik olmayan bir davranış sergileyerek rüşvet almaktadırlar.

Fokus grup analizlerinden elde ettiğimiz sonuçlara göre ülkede, eğitim alanında yaşanan problemlerden biri de öğrencilerin liseleri terk etme oranının yükselmesidir. Ülkedeki

ekonomik kriz nedeniyle birçok genç okulu terk ederek sokaklara düşmüşlerdir. Bunlar çeşitli işlerde çalışarak hayatlarını kazanmaktadırlar. Bir diğer sorun ise ülkenin Đran’la sınırı olan güney bölgesindeki Lenkeran, Astara ve Masallı kentlerinde velilerin kız çocuklarını 9. sınıftan sonra okula göndermek istememeleridir. Bu kentlerdeki veliler, 15 yaşındaki bir kızın artık evlenme zamanının geldiğini ve kızlarının okula devam etmelerine gerek olmadığını düşünmektedirler. Velilerin bilinçlendirilmesi konusunda çalışmalar yapılsa da istenilen düzeyde sonuca ulaşılamamaktadır

Ülkede eğitim sisteminde yaşanan başlıca problemlerden biri de çok ağır bir dille yazılmış ders kitaplarıdır. Bu kitapların çoğu uygulamalarla ilişkisi olmayan kişiler tarafından yazılmıştır. Ülkede öğretmenlerin ve öğrencilerin büyük bir bölümü bu durumdan şikâyet etmektedirler. Reform kapsamında, ders kitaplarının sadeleştirilerek içeriğin daha anlaşılır hale getirilmesi çalışmaları devam etmektedir.

Ülkenin diğer bir zayıf yönü ve gelecek için potansiyel tehdit oluşturan konu ileri teknolojilere yapılan yatırımların kısıtlı olmasıdır. Azerbaycan’ın önündeki en büyük engellerden bir tanesi teknoloji üretememe, yenileyememe ve yeni teknoloji gerektiren sektörlerde zayıf olma sorunudur. Katılımcıların belirdiği ve istatistikler incelendiği zaman ülkede teknolojilere yapılan yatırımlar dünya düzeyinin aşağısındadır. Bu ülkenin geleceği için bir tehdit oluşturmaktadır. Çünkü bağımsızlığı kazandıktan sonra ülke ekonomisinde imalat sanayinin ve ihracatın teknolojik yapısı köklü bir değişime uğramamıştır. Đhracatta doğal kaynak yoğun ve düşük teknoloji yoğun malların ağırlığı devam etmekte, ileri teknoloji ihracatının payı ise oldukça düşük seviyede seyretmektedir. Bunun yanı sıra beşeri kaynaklar dışında bilim ve teknoloji göstergeleri açısından da pek iç açıcı durumda olmayan Azerbaycan’ın, gerek bilimsel teknolojik faaliyetleri geliştirmek gerek endüstriyel rekabet gücü kazanmak amacında birleştikleri görülmektedir. Genel olarak ülkenin önemli alanlarında teknoloji eski olduğundan dolayı üretim kaybı giderek yükselmektedir. Bu sorunlar ülke için bir tehdittir ve bunların aradan kaldırılması için geleceğin teknolojilerine yatırım yapılmalıdır.

Katılımcılar, ülkenin ulusal rekabet gücü için diğer bir tehditn oluşan ülkede hızla büyüyen tekelleşme ve oligopolistik yapıyı görmektedirler. Đş adamları, üniversite üyeleri ve STK başkanları Azerbaycan’ı, yolsuzluğa dayalı servet birikimini hedefleyen ve tekelleşmenin egemen olduğu ekonomik yapı olarak tanımlıyorlar. Çünkü henüz

piyasa ekonomisinin oluşmadığı bir dönemde fırsatlar, kısa sürede ekonominin bütün kollarını kişiselleştirmiştir. Ekonominin her bir kolu belli akörlerin denetimi altına geçmiş ve ekonomide tekelleşme baş göstermeye başlamıştır. Bakü’de yayınlanan Hesabat dergisi, Azerbaycan’da en zengin 30 kişinin listesini yayınlamıştır. Listede sadece 5 iş adamı yer almaktadır ki, bunun da ikisi yabancı yatırımcıdır. Geri kalan zenginler ise bakan ve üst düzey devlet görevlilerinden oluşmaktadır. Bu da servet birikiminin rüşvet ve yağmaya dayandığını ülke ekonomisinin tekelleşmesi açıkça göstermektedir. Son dönemlerde Đktisadi Kalkınma Bakanlığı’nın ithalat tekelleşmesi ile ilgili açıkladığı raporlar, ülkede geniş tartışmalara yol açmıştır. Yapılan tartışmalarda her bir kalem ürünün ülkeye girişinin iktidardaki birinin tekelinde olduğu, bu kişilerin bilgisi, izni veya ortaklığı olmadan bu sektörlere girilmesinin mümkün olmadığı iddia edilmiştir. Bu durum, toplumda kutuplaşmaya yol açmıştır. Bir tarafta yaklaşık yüzde 10’luk zengin bir kesim, diğer tarafta ise “fakirleşmiş” bulunmaktadır. Bugün Azerbaycan nüfusunun yüzde 40’ı açlık sınırının altında yaşamaktadır. Birleşmiş Milletler Đnsani Kalkınma endeksinde, Azerbaycan Güney Kafkasya’daki diğer iki cumhuriyetin gerisinde, 101. sırada yer almaktadır. Bunun sebeplerinden biri ise ülkede ki tekelleşmedir ki buda ülke önemli stratejik tehdittir.

Ülke için diğer bir tehdit ise ekonominin oligopolistik yapısıdır. Çünkü ülkede az sayıda büyük firma vardır ve bunların her biri piyasa fiyatını etkileyecek kadar güçlüdürler. Az sayıdaki büyük firmaların farklı urun yelpazesinde üretim yapmaları oligopol yapıyı oluşturur. Fiyat değişmelerini bu firmalar etkileyebilir ve sektöre diğer firmaların girişini önlerler. Ülkede piyasa girişine engellerden dolayı bir tehdit oluşur.

Azerbaycan’ın diğer bir zayıf ve gelecek içi tehdit yönlerinden biri ülkede çevresel sorunlardır. Katılımcılarında belirdiği gibi mevcut doğal kaynaklarından yararlanmaksızın Azerbaycan’ın kalkınması mümkün değildir. Bunun yansıra, kalkınma da, çevre sorunları göz ardı edilerek sürdürülemez. Sovyetler Birliği döneminde uygulanan çevreyle ilgili kaygıları hiç hesaba katmayan sanayileşme politikalarının olumsuz ekolojik mirası, serbest pazar ekonomisine geçişin getirdiği sıkıntılar ve kuralsızlıklar Azerbaycan’da çevre sorunlarının önemli problemler haline gelmesine yol açmıştır. Çevre sorunlarının başında, yanlış tarım tekniği yüzünden ortaya çıkan hızlandırılmış erozyon gelmektedir. Azerbaycan’da erozyon yaygın olarak

görülmektedir. Son yıllara ait rakamlara göre ülkede % 42,5 oranında toprak aşınmaya uğramıştır. Küçük Kafkasya’da Murov dağlarının kuzeyleri ve Büyük Kafkasya’nın güney eteklerinde güçlü erozyon meydana gelmiştir. Ayrıca ormanlar son on senede %11’ den % 8’e düşürülmüştür ki bu standartlardan çok aşağıdır.

Katılımcılar son on yıllar içinde Azerbaycan’da çevre duyarlılığı artığını ifade etmektedirler. Ancak, gerekli çevre koruma uygulamaları ekonomik, yasal denetim ve teknoloji eksikliği nedenleriyle tam olarak yerine getirilememektedir. Bu problemler birçok yönden hayati önem taşımakta ve acil eylem planları ile çözüme kavuşturulmaları gerekmektedir. Ayrıça çevre sorunlarını ulusal bir politikaya dönüştürmek lazımdır. Azerbaycan’da enerjiden kaynakların çevresel sorunları azaltmak için, alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelik devlet programı kabul edilmiş ve bu alanda çalışmalar yürütülmektedir.