• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ve ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

4.1. Okul Yöneticilerinin Duygusal Zekâ Boyutlarına ĠliĢkin Bulgular ve Yorum

4.1.1. Cinsiyet Faktörü

AraĢtırmanın birinci alt problemi ile bağlantılı birinci alt problemi de okul yöneticilerinin duygusal yeterliklerinin cinsiyet gruplarına göre farklılaĢıp farklılaĢmadığını incelemektir. Bu alt probleme iliĢkin bulgular Tablo 18‟de verilmiĢtir.

89

Tablo 18. Okul Yöneticilerinin Duygusal Zekâ Yeterliklerinin Cinsiyete Göre KarĢılaĢtırılması

Duygusal Yeterlikler Boyutlar Cinsiyet n X SS t p

Özbilinç

Duygusal Özbilinç Kadın 82 3.47 .37

4.00** .00 Erkek 221 3.09 .60

Ġsabetli Özdeğerlendirme Kadın 82 2.84 .47

.59 .56 Erkek 221 2.78 .61 Özgüven Kadın 82 3.40 .35 2.77* .01 Erkek 221 3.10 .70 Genel Kadın 82 3.24 .31 2.90** .00 Erkek 221 2.99 .54 Öz yönetim

Duygusal özdenetim Kadın 82 2.65 .71

1.67 .10 Erkek 221 2.45 .74 Saydamlık Kadın 82 3.09 .50 1.43 .15 Erkek 221 2.94 .62 Uyumluluk Kadın 82 2.90 .46 -.61 .54 Erkek 221 2.97 .63 BaĢarma dürtüsü Kadın 82 3.04 .37 1.01 .31 Erkek 221 2.94 .64 Ġyimserlik Kadın 82 3.28 .54 .93 .35 Erkek 221 3.17 .70 Ġnisiyatif Kadın 82 1.97 .34 -1.40 .16 Erkek 221 2.09 .55 Genel Kadın 82 2.82 .35 .86 .39 Erkek 221 2.76 .45 Sosyal Bilinç Empati Kadın 82 3.31 .49 1.85 .06 Erkek 221 3.12 .65

Örgütsel bilinç Kadın 82 2.63 .48

1.27 .21 Erkek 221 2.50 .64 Hizmet Kadın 82 3.55 .30 2.01** .04 Erkek 221 3.36 .61 Genel Kadın 82 3.16 .30 2.03** .04 Erkek 221 2.99 .54 ĠliĢki Yönetimi

Ekip ÇalıĢması ve Ġmece Kadın 82 3.08 .61

.99 .32 Erkek 221 2.97 .69

Etkileme Kadın 82 2.91 .60

1.13 .26 Erkek 221 2.77 .75

BaĢkalarını GeliĢtirmek Kadın 82 3.20 .42

.94 .35 Erkek 221 3.10 .64

DeğiĢim Katalizörlüğü Kadın 82 3.19 .58

2.10** .04 Erkek 221 2.95 .70

ÇatıĢma Yönetimi Kadın 82 2.63 .46

-1.02 .31 Erkek 221 2.72 .52

Esinleyici Liderlik Kadın 82 2.85 .69

-.13 .89 Erkek 221 2.87 .88 Genel Kadın 82 2.98 .40 .90 .37 Erkek 221 2.90 .55 Genel Kadın 82 3.00 .33 2.52 .11 Erkek 221 2.89 .47 * p<0.05, ** p<0.01

90

Tablo 19 incelendiğinde, öz bilinç yeterliliğinin cinsiyete göre anlamlı derecede farklılık gösterdiği söylenebilir [t(303)=2.90; p<0.01]. Ortalama değerler incelendiğinde, kadın yönetcilerin özbilinç yeterliklerinin erkek yöneticilere göre daha yüksek olduğu söylenebilir. Özbilinç yeterliklerinin alt boyutları incelendiğinde, duygusal özbilinç boyutunun cinsiyete göre anlamlı farklılık gösterdiği görülmektedir [t(301)=4.00; p<0.01]. Ortalama değerler incelendiğinde, kadın yöneticilerin duygusal özbilinçlerinin erkek yöneticilere göre daha yüksek olduğu söylenebilir. Ġsabetli özdeğerlendirme boyutu ise cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir [t(301)=0.59; p>0.05]. Özbilinç yeterliklerinin özgüven boyutu incelendiğinde ise cinsiyete göre anlamlı bir farklılık olduğu söylenebilir [t(301)=2.77; p<0.05]. Ortalama değerlere göre kadın yöneticilerin özgüven düzeylerinin erkek yöneticilere göre daha yüksek olduğu ifade edilebilir. Bu bulgulardan hareketle; toplumun ata erkil yapısının kız çocuklarını tavır ve davranıĢlarından dolayı erkek çocuklarına nazaran daha sık geri bildirime maruz bıraktığı; bundan dolayı kız çocuklarının, yetenekleri, sınırları ve hataları konularındaki farkındalık düzeylerinin yüksek olduğu sonucuna ulaĢılabilir. Ġlaveten kız çocuklarının yetiĢkinlik dönemine kadar anneleri ile yakın iliĢkiler içinde bulunarak güçlü duygusal bağ oluĢturmaları sezgilerinin güçlü olmasına ve duygusal melekelerinin geliĢmesine önemli katkılar sağladığı söylenebilir.

Öz yönetim yeterliliğinin cinsiyete göre anlamlı derecede farklılık göstermediği söylenebilir [t(301)=0.86; p>0.05]. Ortalama değerler incelendiğinde de değerlerin birbirine oldukça yakın olduğu görülmektedir. Benzer durum öz yönetimin alt boyutları için de geçerlidir. Yani duygusal öz yönetimin duygusal öz denetim, saydamlık, uyumluluk, baĢarma dürtüsü, iyimserlik ve inisiyatif boyutları cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Alt boyutların ortalama değerleri incelendiğinde en düĢük puanlar insiyatif alt boyutuna aittir. Bu bulgulardan hareketle inisiyatif boyutuna ait ortalama değerlerin en düĢük olması okul yöneticilerinin inisiyatif kullanmakta çekingen davrandıkları söylenebilir. Bu konuya iliĢkin olası bir açıklama okulların merkezden yönetilmesi okul yöneticilerinin inisiyatif alanlarını daraltması olabilir.

Tablo 18 incelendiğinde, sosyal bilinç yeterliğinin cinsiyete göre anlamlı derecede farklılık gösterdiği görülmektedir [t(301)=2.03; p<0.05]. Ortalama değerler incelendiğinde, kadın yöneticilerin sosyal bilinç yeterliklerinin erkek yöneticilere göre daha yüksek olduğu söylenebilir. Sosyal bilinç yeterliklerinin alt boyutları incelendiğinde empati boyutunun

91

cinsiyete göre anlamlı farklılık göstermediği görülmektedir [t(301)=1.27; p>0.05]. Benzer durum örgütsel bilinç alt boyutu için de geçerlidir. Diğer yandan, sosyal bilincin hizmet alt boyutunun cinsiyete göre anlamlı derecede farklılık gösterdiği görülmektedir [t(301)=2.03; p<0.05]. Hizmet alt boyutun ortalama değerleri incelendiğinde kadın yöneticilerin ortalama değerleri erkek yöneticilere göre daha yüksektir. Verilere göre kadın yöneticilerin baĢkalarıyla kendiliğinden oluĢan bir his uyumunu yaĢamaya ve baĢka bir kiĢinin geçici hislerini saptamakta erkek yöneticilere göre daha yatkın oldukları düĢünülebilir.

Harward profesörlerinden Robert Rosenthal ve Judith Hall birlikte geliĢtirdiği PONS (Profile of nonverbal sensitivity/Sözel olmayan duyarlılık profili) testi de bunu tasdik etmektedir. Bu test duygusal tepkiyi konu alan sözcüklerin açıkça iĢitilmesini engelleyecek biçimde filitrelenmiĢ yüzlerce kısa video klipten oluĢmaktadır. Ġnceleme sonucunda kiĢinin gerçekte hangi duyuyu hissettiğini tahmin etmede kadınların ortalama olarak erkeklerden % 80 oranında daha iyi performans gösterdikleri bulgulanmıĢtır (Goleman, 2007). Kabacoff da bayanların daha yüksek düzeyde empati ve iletiĢim yeteneği sergilediklerine iĢaret etmektedir. Bayanlar daha yüksek düzeyde diğerlerine karĢı hassasiyet, sempatik olma, dinleme ve astları, çalıĢma arkadaĢları ve üstleriyle etkili iliĢkiler geliĢtirebilme yeteneği sergilemektedirler (akt. Edizler, 2010). Cinsiyete bağlı farklılıklara iliĢkin veriler üzerinde yapılmıĢ değerlendirmelerden bir diğerine göre de erkeklerin gizil bir empati yeteneğine kadınlar kadar sahip oldukları halde empatili olmaya kadınlara göre daha az heveslidirler. Erkeklerin sosyal açıdan duyarsız görünmelerinin nedeni, sahip oldukları empati yeteneğinden çok, istedikleri imaj ile ilgili olduğu ifade edilmektedir (Goleman vd., 2002).

ĠliĢki yönetimi yeterliliğininde cinsiyete göre anlamlı derecede farklılık göstermediği görülmektedir [t(301)=0.90; p>0.05]. Genel ortalama değerleri incelendiğinde puanların birbirine oldukça yakın olduğu görülmektedir. Benzer durum değiĢim katalizörlüğü alt boyutu hariç diğer alt boyutlar içinde geçerlidir. Yani ekip çalıĢması ve imece, etkileme, baĢkalarını geliĢtirmek, çatıĢma yönetimi ve esinleyici liderlik boyutları cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. DeğiĢim katalizörlüğü alt boyutu ise cinsiyete göre anlamlı derecede farklılık göstermektedir [t(301)=2.10; p<0.05]. Ortalama değerler dikkate alındığında kadın yöneticilerin ortalama puanları erkek yöneticilere göre daha yüksektir. Kadın yöneticiler ile erkek yöneticiler arasında değiĢim katalizörlüğünde anlamlı bir faklılık bulunmasının sebebi kadın yöneticilerin örgüt içi iliĢkilerini iç güdülerine

92

dayanarak yürütmeye çalıĢmalarından ve iliĢkilerinde etkileme gücü, bağlılık, motivasyon ve iyimserlik gibi özellikleri daha çok kullanmalarından kaynaklandığı düĢünülebilir. Toplam duygusal zekâ puanı incelendiğinde ise kadın ve erkek bireyler arasında cinsiyete göre anlamlı derecede farklılık olmadığı görülmektedir. [t(301)=2.52; p>0.05]. Fakat ortalama değerler incelendiğinde kadın bireylerin duygusal zekâlarının erkeklere göre yüksek olduğu görülmektedir. Yöneticilerin cinsiyete göre duygusal zekaları üzerine daha önce yapılmıĢ olan araĢtırmalarda elde edilen bulgularla mevcut araĢtırma karĢılaĢtırıldığında, mevcut araĢtırmanın sonuçları( Mayer, Caruso ve Salovey 1999; Mayer ve Geher, 1996; Schutte vd., 1998; Ciarrochi, Chan ve Caputi 2000; Acar,2001; Reiff vd., 2001; Charbonneau ve Nicol 2002; Purkable, 2003; Harrod ve Sheer, 2005; Göçet, 2006; Hall, 2007; Turanlı, 2007; Ergin, 2008) tarafından gerçekleĢtirilen araĢtırmaların sonuçları ile uyumlu olduğu görülmektedir. Bu araĢtırmalarda anlamlı bir farklılık olmamakla birlikte kadınların erkeklere oranla daha yüksek duygusal zekâya sahip oldukları ortaya konulmuĢtur.

Mandell and Pherwani (2003) ise kadın ve erkek yöneticilerin duygusal zekâ skorlarında kadınlar lehine olmak üzere anlamlı bir farklılıklar tespit etmiĢtir. Kelsay (2010), kar gütmeyen bir hizmet örgütünün üyeleri üzerine yaptığı araĢtırmada da kadınların duygusal zekâ seviyelerinin anlamlı bir farklılık yaratacak Ģekilde erkeklerden yüksek olduğunu ifade etmektedir. Yapılan baĢka bir çalıĢmada özellikle sosyal iliĢki ve özyönetim boyutlarında olmak üzere duygusal zekânın bütün boyutlarında kadınlar lehine anlamlı farklılıklar bulunmuĢtur (Haygroup, 2005, 40). Yukarıdaki bulgulardan farklı olarak sayıları az da olsa duyguları yönetmede anlamlı bir farklılık olmamakla birlikte erkeklerin kadınlardan daha baĢarılı olduklarını tespit eden araĢtırmalarda mevcuttur. Örnek olarak Ergin (2000) ve Titrek ve diğerleri (2009) verilebilir.