Elbette Hobbes’un gerçekçi, sistematik ve bilimsel bakış açısı daha detaylı bir incelemeyi hak etmektedir. Onun hukuk görüşü doğal hukuk ve pozitif hukuk yaklaşımları açısından da önemli bir kırılmaya işaret etmektedir. Egemenin teşekkülü, egemenin o döneme kadar gelen doğal hukuk anlayışı karşısında nasıl konumlandırılacağı ayrı bir öneme sahiptir. Gerçekten de o hem hukuku hem devleti hem de tümden yasaları detaylı bir şekilde Yurttaşlığın Felsefi Temelleri (De Cive),
Leviathan, Hukukun Doğal ve Politik Unsurları (The Elements of Law Natural and Politic)341 adlı eserlerinde incelemiştir. Düşünürün özgün sistematiğini, insan psikolojisine dair tespitleri bir kenarda bırakılmak kaydıyla, takip etmek gerekirse ilk ele alınması gereken husus doğa durumudur.
1. Durum ve Hak Olarak Doğa
Doğa durumu özünde tarih dışı bir birey kavrayışına işaret eder. Bir kurgu olarak “saf doğa durumu” herkesin doğuştan eşit olduğu, tekinsiz bir arenadır. Bu eşitlik, şaşırtıcı biçimde, kişilerin kuvveti bakımından da bütün araçlara, şeylere
338 MACHIAVELLI, Söylevler, s. 36. Machiavelli ve Hobbes’un benzer özelliklerini ileri süren
yazarların görüşleri için bknz. SABINE, Cilt II, s. 142; SKIRBEKK & GILJE, s. 238, Mehmet Ali AĞAOĞULLARI, Cemal Bali AKAL, Levent KÖKER, Kral Devlet ya da Ölümlü Tanrı, İmge Kitabevi, Ankara, 1994, s. 194.
339 SABINE, Cilt II, s. 13.
340 STRAUSS, Doğal Hak ve Tarih, s. 208.
341 Kitap henüz Türkçeye çevrilmemiştir. Bu sebeple kitabın isminin çevirisi tarafımızca yapılmıştır.
112
ulaşmaları bakımından da mutlaktır. Biyolojik olarak daha iyi yaradılışlı olanların bile kendine ya da kudretlerine güvenmeleri söz konusu değildir. Çünkü öldürmek gücü kuvvetli bir zehirde de kurnazlıkta da aynı şekilde içerilebilir.342 Yine Hobbes’a göre bu halde herkesin eylemlerinde her şeyi yapmaya ve sahipliklerinde her şey üzerinde tasarrufta bulunmaya eşit biçimde hakkı vardır.343 İnsanların hiçbir kaide ile bağlı
olmadıkları tabiat halinde, insanlara âzâde demek yerine âvâre demek daha doğrudur. Eşitlik dolayısıyla otoritenin kurulamadığı saf doğada insanlar toplum oluşturamazlar ancak kalabalıktırlar.
Bahsi geçen mutlak eşitlik ve güvensizlik durumu herkesin herkesle savaşına yol açacaktır. Bu savaşta kişiler bütün araçlarını hayatta kalmak için kullanacaktır. İşte bu kullanımın adı Hobbes’un görüşlerinin temelini oluşturan doğal haktır. Doğal hak kişilerin kendi doğalarını bir diğer deyişle yaşamlarını sürdürebilmek için yürüttükleri muhakeme sonucu dilediklerini yapmak özgürlüğüdür.344
Kişinin kendisinin yargıcı olduğu bu akıl yürütme faaliyeti daha derine yerleşmiş bir unsuru da içerisinde barındırmaktadır. Doğal akıl iki temel prensibin etkisiyle işlerlik kazanır. Doğal insan kendisine ve uzuvlarına zarar verecek olan bütün sonuçlardan, kısaca ölümden kaçarken; zevk, haz ve lezzet veren her şeye, kısaca yaşama yaklaşır. Doğa durumunda ne yaşama mesafesiz oluşumuz ne ölüme karşı mesafemiz sadece basit bir itkidir. Bizim nihai arzumuzun nesnesi olan mutluluk anlık hazların değil gelecekteki haz demetlerinin de güvence altına alınmasını gerektirir.345
İlginç olan Hobbes’un Epikür ile yine başka bir İngiliz düşünür olan J. Bentham arasında durak işlevi görmesidir.346 Çünkü Hobbes’ta doğal akılla ulaşılan, kişinin
kendi korunması için yararlı olup olmadığına hükmettiği bütün doğal hakların yegane
342 HOBBES, De Cive, s. 26.
343 HOBBES, Leviathan, Bölüm 28, s. 232.
344 HOBBES, De Cive, s. 28; HOBBES, Leviathan, Bölüm 14, s. 103. 345 HOBBES, Leviathan, Bölüm 11, s. 81.
346 Epikür’le ya da faydacılıkla ilişki kuran yazarlar için bknz. STRAUSS, Doğal Hak ve Tarih, s. 199-
200; IŞIKTAÇ, s. 143; ÖKTEM & TÜRKBAĞ, s. 349; Ernest HİRŞ, Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi Dersleri, (Uyarlayan Selçuk Baran Veziroğlu), 3. Baskı, Türkiye İş Bankası Vakfı, Ankara, 2001, s. 184.
113
ölçütü çıkardır (utilitastır).347 İşte doğa durumunun yegane ahlakı ve kaidesi, arzunun
doğru şekilde kullanıldığı bu akıldır.348
2. Yasa ve Hukuk Olarak Doğa
Yapmak ve yapmamak özgürlüğünü ifade eden doğal hak herkeste bulunduğundan anlamını yitirir. Doğal hak, hukuki değil fiili bir anlam dünyasına sahiptir. Doğa durumunda hukukun değil, fiillerin hüküm sürdüğünü Hobbes’a yöneltilen bir soruya verdiği cevapta da görmek mümkündür. Bir çocuğun babasını öldürmesi bile doğa durumunda haksızlık (injura) sayılamaz. Hatta kendini korumak içinse aksine haklıdır.349 Oysa, haklardan farklı olarak doğa yasaları saf doğa
durumunun en yararlı şekilde aşılmasının, en akılcı çözümleri olarak hukukun temelidir.
Hobbes’a göre insan aklının varacağı temel doğa yasası bu tekinsiz ortamdan kurtulmamızın en makul yolu olan barışı aramak, kovalamaktır. Eğer barış üzere bir mutabakat sağlanamadıysa ve savaş hali sürüyorsa doğa yasası kişiye silahlarını ve gücünü kuvvetlendirmesini, yardım araması gerektiğini buyurur.350 O halde, barışı
tesis edebilmek ancak herkesin elindeki silahı bırakmasıyla gerçekleşecektir. Doğa durumunda herkesin silahı, fiili durumları olan doğal haklarıdır. Buradan hareketle ikinci doğa yasası doğal hakların, yapıp etme özgürlüğünün terk edilmesidir. Artık bu kalabalıktaki herkes özgürlüklerini başkasına devretmiş ve devredeceğine söz vermiştir. Yine de kimsenin tekrar silahına başvurmayacağından emin olmak için ahde vefa prensibinin mutlak surette tatbik edilmesi gerekir. Hobbes için adalet basit gözüken ama tatbiki güç olan bu prensip ile ifade edilebilir.351 İnsanları başı boş
347 HOBBES, De Cive, s. 28-29
348 Maksudi ARSAL, s. 175.; GÜRİZ, s. 179. İlginç bir şekilde hazların ve acıların, insanın bu iki
efendisinin bir ahlak inşa edebileceği öğretisi Bentham eliyle kavramlaştırılacaktı. Benzerlik için bakınız. “Doğa, insanı haz ve ıstırabın etkisi altına yerleştirmiştir. Bütün düşüncelerimizi onlara
borçluyuz; hayatımızın bütün belirleyenlerini ve bütün yargılarımızı onlara mal etmekteyiz. Kim bu bağımlılıktan kendini azat ettiğini iddia ederse, o ne dediğini bilmiyordur: en büyük hazları reddettiğinde ve en yakıcı ıstırabı kucakladığında dahi, ıstıraptan kaçınma ve hazzı arama onun biricik nesneleridir. Bu karşı konulamaz ve ebedi duygular, ahlakçının ve yasa koyucunun en büyük çalışma alanıdır. Fayda prensibi her şeyi bu iki devingene bağımlı kılar.” Jeremy BENTHAM, Yasamanın
İlkeleri, (Çev. Barkın Asal), On İki Levha, İstanbul, 2017, s. 2.
349 HOBBES, De Cive, s. 30.
350 HOBBES, De Cive, s. 32; HOBBES, Leviathan, Bölüm 14, s. 104.
114
kalabalıklar olmaktan, medeni bir topluma ulaştıran; karşılıklı yardıma dayanan, hayvanlar arasında bile görülen ortaklıklardan (societas’tan), devlete (civitas’a) götüren verdikleri sözlere bağlı kalmaları ve adalettir. Bu sebeple medeni durum sonradan sözleşme aracılığıyla inşa edilmiştir. Devlet Aristoteles’te olduğunun aksine doğal bir yapı değildir, sözleşmeyle kurulur.352
Hobbes temel doğa yasası da dahil olmak üzere on dokuz tane doğa yasası353
zikretmiştir ve hepsinin temeli insanların bir daha güvensiz ve tekinsiz olan doğa durumuna geri dönmemeleri, düzenin ve güvenliğin sağlanmasına dayanır. Doğal hukuk, bu sınırlı sayıda olmayan doğal yasaların bütünüdür ve akıl sahibi herkes barışı korumak için gerekli ilkeleri türetebilir. Yine de Hobbes, nezaketen en kıt anlayışlı insanlara dahi doğal hukuku kavratabilmek adına şu formülü verir; “kendine
yapılmasını kabul etmeyeceğin bir şeyi başkasına yapma.”354 Bu empati sayesinde
barışın korunması ve sürdürülmesi hedeflenmektedir.
Hobbes doğal yasaların ve doğal hukukun temel özelliklerini de ortaya koymaktadır. Ona göre tabii yasalar her zaman aynı kalan ve sürekli ilkelerdir. Örneğin hiç kimse savaşın yaşamı koruduğunu, barışın ölüme neden olduğunu iddia edemez.355
352 HOBBES, De Cive, s. 82; HOBBES, Leviathan, Bölüm 17, s. 135. Ayrıca bknz. AĞAOĞULLARI,
Kral Devlet, s. 183.
353 De Cive adlı eserde de aynı yasalar sayılmakla birlikte birinci yasa temel yasa olarak anıldığı için
sayı bir eksiktir. On sekiz yasaya temel yasanın eklenmesi ile on dokuz yasaya ulaşılır. Doğal yasaların tam bir listesi için bknz.
Temel ve birinci yasa: Barışı aramak ve izlemek. 2) Kendi haklarından vazgeçmek
3) Adalet 4) Minnettarlık
5) Karşılıklı uyum ve nezaket 6) Affetmek
7) Öç alırken insanlar sadece gelecekteki faydayı düşünmesi 8) Aşağılamaya karşı olmak
9) Kibre karşı olmak 10) Küstahlığa karşı olmak 11) Hakkaniyet
12) Ortak şeylerin eşit olarak kullanılması 13) Kura yöntemi
14) Ekberiyet ve ilk zilyetlik hakkı 15) Barış elçilerine zarar verilmemesi 16) Hakem kararlarına rıza göstermek 17) Hiç kimse kendinin yargıcı olamaz
18) Doğal bir taraflılık sebebi bulunan kişi yargıç olamaz 19) Tanıklara ilişkindir.
HOBBES, De Cive, s. 35, 47 ve 52-58; HOBBES, Leviathan, Bölüm 14 ve 15, s. 104, 113 ve 119-123.
354 HOBBES, Leviathan, Bölüm 15, s. 123.
115
Burada Hobbes en temel yasayı, barışı korumak gerektiğini düşünerek hareket etmiş olsa da zikrettiği ekberiyet, kura yöntemi gibi yasaların değişmez olmadığını söylemek tarihi gerçeklerle bağdaşmayacaktır. Bu doğa yasalarının değiştiğini ve sadece barışa hizmet ettikleri sürece makul oldukları söylenebilir.
İngiliz düşünür için doğal hukuk, değişmez ve ebedi olmasının yanında insanlar arasında karşılıklı kurulacak bir empatiye indirgenebilen bir hukuktur. Onu idrak edebilmek ve uygulayabilmek zor da değildir. İçtenlikli ve devamlı bir çaba ile insanlar buna kolaylıkla uyabilirler. İşte bu yasalar iyiyi kötüden ayırmaya yarayan bilimin, ahlak felsefesinin ta kendisidir.356
Her ne kadar Hobbes, doğal hukuktan bir bilim olarak değişmez, her yerde aynı geçerliliğe sahip ilkeler demeti biçiminde bahsetmişse de doğa durumuna son veren sözleşme ve egemen ile doğal ve pozitif (medeni) yasaların ilişkisi incelenmeden ne toplum sözleşmesi aracılığı ile yaratılan ölümlü Tanrının ne de yasaların karakterini anlamak mümkündür.