• Sonuç bulunamadı

II. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 14 

2.4. Bilişsel Koçluk 72 

2.4.3. Bilişsel Koçluk Sürecindeki Toplantılar 85 

Bunlar planlama, gözlem yapma ve yansıtma toplantılarıdır. Bu toplantıları detaylıca incelemk yerinde olacaktır.

2.4.3.1. Planlama

Koçun eylem için hazır bulunduğu planlama toplantısı, koçun katılmadığı planlama görüşmesinden bu noktada ayrılmaktadır. Koç bu evrede veri toplayarak ve kendisini gözlemlemesi konusunda bilgilendirerek planlama yapan kişiye yardımcı olur. Planlama toplantısında amaç, kişiye neye odaklanması gerektiğini göstererek profesyonel gelişiminde destek olmak ve süreçte kendisini değerlendirmesini sağlamaktır (Costa ve Garmston, 2002, s.43-44).

Planlama toplantısı hem önemli hem etkilidir. Çünkü:  Güven inşa etmek için bir fırsattır.

 Koçun dikkatini kişinin hedeflerine odaklar.  Ders için detaylı bir zihinsel prova sağlar.  Yansıtma toplantısının parametrelerini oluşturur.  Kendi koçluğunu yapmayı destekler.

 Kişinin entelektüel öğretici düşünmesini hızlandırır (Costa ve Garmston, 2002, s.44-46)

Yukarıda listelenenlere ek olarak planlama toplantısının koçlar ya da destek alanlar için faydalı olan iki farklı alanı daha vardır. Bunlar dersin ve müfredatın genel resmi arasındaki ilişkiye dair bilgi ve kişinin kaygılarına dair bilgidir. Bu toplantı karşıdaki kişinin sıkılmaması, kişide zaman kaybı hissi uyandırmaması ve konuşurken düşüncelerin daha derinlere ulaşılabileceğinden yazılı değil sözlü yapılmalıdır (Costa ve Garmston, 2002, s.47- 48).

2.4.3.2. Gözlem Yapma

Döngüdeki amaca yönelik eylem gözlem yapmaktır. Çünkü gerekli bulgular bu aşamada toplanır (Bjerken, 2013, s.25). Koçlar gözlem yaparken veri toplama araçlarını belirlemezler. Onun yerine planlama toplantısında kişiye aracın dizayn edilmesinde yardımcı olup yansıtma toplantısında aracın yararlılığını değerlendirmelerini sağlarlar. Buradaki amaç kişiye deneyci ve araştırıcı rolünü verip koçu da verileri toplayan olarak göstermektir. Koç gözlem süresinde neyi kaydedeceğini bilmelidir. Çünkü gözlem sırasında olabilecek öznel yargılardan kaçınmak ve objektif davranmak gerekir (Costa ve Garmston, 2002, s.48).

Amaçlarını açık olarak belirlemiş ve verilerin nasıl toplanacağına ve nasıl kaydedileceğine karar vermiş olan koç gözlem için hazır demektir. Sınıf gözlemi esnasında koç sadece izler ve planlama toplantısında tartışılan öğrenim ve öğretim davranışlarına ilişkin verileri toplar. Koç veri toplarken bir çok strateji kullanabilir. Bunlar ses ya da video kayıtları olabildiği gibi koçun tutacağı kelimesi kelimesine dersin işleyiş kayıtları da olabilir. Toplanan veriler kişinin kişisel gelişim çabalarıyla ilintili ve anlamlı olmalıdır (Costa ve Garmston, 2002, s.49).

2.4.3.3. Yansıtma

Planlama toplantısının öğretimden hemen önce yapılması en uygunken, yansıtma toplantısı dersten bir süre geçtikten sonra yapılmalıdır. Bu geçen süre kişinin kendisini daha derin analiz etmesini koçun da verileri analiz etmesini sağlar. Koç bu sürede topladığı ve öğretmene sunacağı verileri daha sunulabilir hale getirir. Koç yine bu zaman zarfında öğretmenin mesleki gelişimi adına öğretmene yönelteceği soruların derinliğini ve seviyesini ayarlar (Costa ve Garmston, 2002, s.49).

Yansıtma toplantısı başladığında koç kişiyi ders esnasında yaşadıklarını ve izlenimlerini ifade etmesi noktasında cesaretlendirir. Kişinin izlenimlerini kendi sözcükleriyle özetlemesi kendisini değerlendirenin sadece kendisi olduğunu hissetmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. Koç yansıtıcı sorular sorarak derste yaşananlarla, planlama toplantısında amaçlananlar arasında fark olup olmadığını ortaya çıkarmaya çalışır (Costa ve Garmston, 2002, s.49-50).

Yansıtma toplantısı devam ederken koç kişiyi ileriki eylemler için projeler üretmesi noktasında teşvik eder. Aynı zamanda koç, kişiyi koçluk deneyiminden öğrendiklerini yansıtmaya da davet eder. Toplantının sonunda koç kişiden koçluk süreciyle ilgili dönüt ister,

kişiden süreçte değişim ve gelişim sağlanabilmesi ve ilişkileri daha verimli hale getirebilmek için öneriler alır (Costa ve Garmston, 2002, s.50). Slinger (2004) ve Moche (1999) de yaptıkları çalışmalarla bilişsel koçluk uygulamalarının yansıtıcılık becerilerini artırdığını kanıtlamıştır.

Bilişsel koçluğun bu üç adımı özerk öğrenmeye dayanak teşkil etmektedir (Reed, 2006, 42). Özerk insanlar; kendilerini yönetebilen, gözlemleyebilen ve değiştirebilen becerikli insanlardır (Costa ve Garmston, 2002, s.17-18). Bilişsel koçluğun temel amaçlarından biri olan özerk insanlar ortaya çıkarmak karşılıklı güven oluşturarak ve bu ortamı devam ettirerek olabilir.

Bilişsel koçluk güvene dayanır. Karşıdaki kişiye güven duymadan önce koçlar öncelikle kendilerine güvenmelidir. Çünkü ancak kendine güveni olan koçlar karşılarındaki kişilerle güven inşa edebilirler. Başarılı bir şekilde bilişsel koçluk yapmadan önce de karşıdaki kişinin güvenini kazanmak gerekir. Bu da ilk karşılaşmadan itibaren gelişebilecek bir yapıdır. Kişi koçun kendisiyle ilgilendiğini, kendisini empati kurarak dinlediğini ve aralarındaki ilişkinin değerlendirmeye yönelik olmadığını anlarsa güven gelişir ve devam edebilir (Costa ve Garmston, 2002, s.97-112). Lipton (1993, s.3)’e göre güven dört alanda tanımlanmaktadır. Bunlar, kişinin kendisine olan güveni, bilişsel koçluk ilişkisinde güven, bilişsel koçluk sürecinde güven ve örgütsel ortamda destek sağlamak için güvendir. Özellikle yanlış iletişi kurulan, gergin ya da zor durumlarda güven oluşturmak oldukça önem teşkil etmektedir (Akt. Uzat, 1998, s.19). Covey (1989, s.185) kişisel gelişim açısından da güvenin önemini vurgulamış ve gerçek özgürlüğün doğru yapılanmış güven ilişkileriyle sağlanabileceğini ileri sürmüştür (Akt. Uzat, 1998, s.19-20). Schlosser’e (1998, s.86) göre etkili öğretmek ve öğrenmek için eğitim ortamında güvene ihtiyaç vardır, kişi kendini tehdit altında hissederse karşısındaki kişiye güven duyamaz.

Bu konuda yapılan araştırmalarla bilişsel koçluğun genellikle öğretmen eğitimi alanında ve öğretmenler üzerindeki etkileri incelenmiştir. Ancak şimdiye kadar anlatılanlardan yola çıkılırsa bu uygulamaları öğrenciler üzerinde de denemek etkili olacaktır. Başka bir ifadeyle öğretmenliğin koçluk desteğine ihtiyacı olduğu kadar öğrencilerin de koçluk desteğine olan ihtiyaçları açıktır. Jenny Edwards da (2004, s.1) yaptığı sentez çalışmasında şimdiye kadar bu konuyla ilgili yapılmış çalışmaları incelemiş ve bu hususta bilişsel koçluktan beklenen dokuz sonucu şu şekilde sıralamıştır:

1. Öğrencilerin sınav skorlarında yükselme ve öğrencilerin yararlanabileceği diğer yönler,

2. Öğretmen etkililiğinde artış,

3. Öğretmenlerin yansıtıcı ve girişik düşüncelerinde artış,

4. Öğretmenlerde pozisyon ve kariyerleri noktasında memnuniyet, 5. Okulda profesyonel bir ortam sağlanması,

6. Öğretmenlerin birbirleriyle daha sık işbirliği içerisine girmeleri, 7. Öğretmenlere sağlanan profesyonel destekte artış,

8. Öğretmenlerin kişisel olarak bu süreçten olumlu olarak etkilenmeleri,

9. Öğretim alanının dışında da insanların da bu uygulamalardan faydalanmaları Bilişsel koçluğun öğrenciler üzerindeki etkileri kabaca ikiye ayrılmaktadır. Bunlar, öğretmen öğrenci etkileşimini irdeleyen çalışmalar ve de öğrenci başarısı üzerindeki etkilerini irdeleyen çalışmalardır (Cornett ve Knight, 2009, s.200) Diaz da yaptığı çalışmada çeşitli çalışmaları incelemiş ve koçluğun hem öğretmenleri hem de öğrencileri etkileyen bir süreç olduğunu ileri sürmüştür (2013, s.33). Powell ve Kusuma Powell (2007) ve Rinaldi (2013) de yaptıkları çalışmalarla bilişsel koçluğun öğrenci başarısında ve derse karşı tutumlarında olumu sonuçlar almışlardır. Eger (2006, s.92) de yapmış olduğu çalışmasında bilişsel koçluğun öğrenci başarısı üzerinde oldukça büyük etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Kaplan’ın 2000 yılında yürüttüğü çalışmada da bilişsel koçluğun öğrencilerin yaratıcı düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmede etkili olduğunu ileri sürmüştür. L.A. Costa ve B.Kallick (2000, s. 61), tarafından yapılan bir başka araştırmada ise, düşünme alışkanlığını bireylere kazandıran bilişsel koçluğun, düşünceyi geliştirici düşünmenin yani dış sesinin kazandırılmasında ve geliştirilmesinde de destek sağladığı ifade edilmektedir.

Cornett ve Knight (2009, s.203) bilişsel koçluk ile ilgili yapılan çalışmaları incelemiş ve özellikle öğrenci başarısı üzerine etkilerini inceleyen deneysel çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu belirtmişlerdir. Bu noktalardan yola çıkarak ve literatürdeki eksikliğini göz önünde bulundurarak bilişsel koçluğun öğrenci başarısı üzerine etkilerinin de araştırılmasının gerekli olduğu söylenebilir. Zira tüm eğitim projelerinin temel amacı öğrencilerin öğrenme yaşantılarını kolaylaştırıcı etkinliklere yer vermektir ve buna göre de göre bilişsel koçluk kavramı öğrenciler üzerinde de kullanılmalıdır.

Eğitim ortamında öğrenci ve öğretmenlerin kendi öğrenme süreçlerini kontrol edip düzeltebilmeleri adına yansıtıcı düşünme ve öğretim yöntemi ve bu yöntem ile birlikte kullanılabilecek ve öğrenen ve öğretmenlerin kendilerini daha iyi tanımaları noktasında onlara yardımcı olacak bilişsel koçluk yöntemi ayrıntılarıyla ele alınmıştır.

2.5.İlgili Araştırmalar  

Bu bölümde, konuyla ilgili yurt içinde ve yurt dışında yapılan çalışmalara yer verilmiştir. ‘Yansıtıcı öğretim, üstbiliş, yabancı dil öğretimi ve bilişsel koçluk’ konularında yapılan araştırmalar yurt içinde ve yurt dışında olmak üzere ayrı başlıklarla değerlendirilmiştir. Mevcut bilgi aktarıldıktan sonra, çalışmalara ilişkin genel durum değerlendirmesi yapılmıştır. Çalışmalar özetlenirken kronolojik sıraya dikkat edilmiştir.

2.5.1. Yansıtıcı Öğretimle İlgili Araştırmalar  

Bu kısımda yansıtıcı öğretim alanında yapılmış yurt içi araştırmalara daha sonra ise yurt dışında yapılan araştırmalara kendi içlerinde kronolojik bir sıra tekip edilerek, genel hatlarıyla yer verilmiştir.

2.5.1.1.Yurt İçinde Yapılan Çalışmalar  

Bu araştırma, yansıtıcı öğretimin ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin Türkçe dersine yönelik tutum, akademik başarı ve başarı motivasyonları üzerindeki etkililiğini belirlemek için yürütülmüştür. Araştırmanın sonucunda yansıtıcı öğretim etkinlikleriyle zenginleştirilen derslerin öğrenci başarısını istatistiki açıdan olumlu olarak etkilemediği ancak, Türkçe dersine karşı tutumlarını olumlu etkilediği, derse karşı ilgilerinin arttığı ancak başarı motivasyonlarında da anlamlı bir değişiklik olmadığı gözlemlenmiştir (Bölükbaş, 2004).

Nitel araştırma paradigması çerçevesinde gerçekleştirilen ve eylem araştırması desenini içeren bir durum çalışması olan bu araştırmanın amacı, hizmet öncesi öğretmen eğitiminde yansıtıcı düşünmenin geliştirilmesini araştırmaktır. Araştırma çerçevesinde öğretmen adaylarının yansıtıcı düşünmeyi nasıl algıladıkları ve bu süreç boyunca hangi konular üzerinde yansıtıcı düşündükleri çalışılmıştır. Tüm bunlarla bağlantılı olarak yansıtıcı düşünmeyi teşvik eden farklı yöntemlerin, öğretmen adaylarında bu düşünce modelinin geliştirilmesi üzerine olan etkileri incelenmiştir. Araştırmanın sonunda çalışmaya katılan öğretmen adayları yansıtıcı düşünmeyi içeren uygulama sürecinde işbirliğinin önemli bir rol oynadığını belirtmişlerdir Bu sürecin kendi öğretme biçimleri üzerinde farkındalık yarattığını, algılamışlardır. Öğretmen adayları genel olarak yansıtıcı düşünme sürecini olumlu olarak değerlendirmiş ve bu süreç boyunca kendilerine sağlanan yönlendirmeyi gerekli bulmuşlardır.