• Sonuç bulunamadı

Bildirim ve İlânın İçeriğ

Belgede İşletmenin devri (sayfa 66-69)

§ 2 İŞLETMENİN DEVRİ KAVRAMI, BENZER KAVRAMLARLA KARŞILAŞTIRILMASI VE İŞLETMENİN DEVRİNİN ŞARTLAR

B) DEVRİN ALACAKLILARA BİLDİRİLMİŞ VEYA İLÂN EDİLMİŞ OLMAS

4- Bildirim ve İlânın İçeriğ

Bildirim ve ilânda, işletmenin devralındığının açıklanması yeterlidir163. Ayrıca, bildirim ve ilânın içeriği, açık ve belirli olmalıdır. Yani, bildirim ve ilânın içeriği devir işlemi hakkında herhangi bir şüphe oluşturmamalıdır. Bu sebeple, bildirim ve ilânda, devir işlemi, bunun tarafları ve devre konu işletme anlaşılır bir şekilde yer almalıdır164.

Bildirim ve ilânda, devralanın pasifleri de üstlendiğine ilişkin bir açıklamanın ise yer alması gerekmez165. Buna göre, bildirim ve ilânda, sadece devir iradesi açıklanır ve pasiflerden hiç bahsedilmezse, devralanın işletmeye ait tüm borçları üstlendiği kabul edilir166. Bununla birlikte, önceden ifade edildiği üzere167, devir sözleşmesiyle, devralanın bazı borçlardan sorumlu olmayacağının veya belli bir miktara kadar sorumlu olacağının kararlaştırılması mümkündür. Bu takdirde, sorumluluk sınırlandırmalarının bildirim veya ilânda gösterilmiş olması hâlinde bunların alacaklılara karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği ise tartışmalıdır:

162

818 sayılı eski Borçlar Kanununda “gazetelerde” şeklinde çoğul bir ifade yer almaktaydı (EBK. m. 179/I). Bu sebeple, ilânın en az iki gazetede yapılması gerektiği belirtilmekteydi. Bkz.,

Feyzioğlu, Genel, 694. Benzer yönde görüşü için bkz., Tunçomağ, 1141.

163

Keller, Max / Schöbi, Christian, Das Schweizerische Schuldrecht, Gemeinsame Rechtsinstitute für Schuldverhältnisse aus Vertrag, unerlaubter Handlung und ungerechtfertigter Bereicherung, Band 4, 2. Auflage, Basel / Frankfurt 1985, s. 90; Ülgen / Teoman / Helvacı / Kendigelen /

Kaya / Nomer Ertan, 174; Tunçomağ, 1140.

164

Acemoğlu, 115; Arıcı, 184.

165

Keller / Schöbi, 90; Ülkü / Karaaslan, 54; Tunçomağ, 1140. Acemoğlu’na göre de, devrin bildirimi veya ilânı yeterli sayılmalıdır. Yazara göre, devralanın pasifi devraldığını bildirmesi veya ilân etmesi gerekmez. Çünkü devralan, iç ilişkideki iradesi ile pasifin kendisine geçmesini engelleyemez. Ayrıca bir bilgi açıklaması olan bildirim ve ilânda, devre kanun tarafından bağlanan sonucun da açıklanması gerekli değildir (bkz., age., 116). Aynı yönde görüş için bkz.,

Arıcı, 184.

166

Acemoğlu, 116; Keller / Schöbi, 90; Tekinay / Akman / Burcuoğlu / Altop, 282; Ülkü /

Karaaslan, 54; Arıcı, 184.

167

52

- Bir görüşe göre168, devir sözleşmesindeki borçlara ilişkin sınırlandırmalar, ancak devralan tarafından bildirim veya ilânda belirtildiği takdirde, alacaklılara karşı ileri sürülebilir. Sözleşmede yer verilen söz konusu sınırlandırmalar, bildirim veya ilânda belirtilmezse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez169. Ancak, devir sözleşmesinde yer alan bu sınırlandırmalar devreden ve devralan arasında geçerli olmaya devam eder170.

- Diğer bir görüşe göre171 ise, devralanın borçlardan sorumluluğuna ilişkin sınırlandırmaları, bildirim veya ilânda gösterilmiş olsa bile, alacaklılara karşı geçerli olmamalıdır. İkinci görüşün kabulü, hem daha isabetli hem de önceden ifade edilen hususlarla tutarlı olur. Zira, devirle birlikte işletmenin aktifleri de devralana intikal eder. Bu sebeple, devralanın sorumlu tutulmayacağı borçların alacaklılarının devredene karşı herhangi bir güvenceleri bulunmamaktadır. Bu durum ise, alacaklıların durumunun eskisine göre kötüleşmesine yol açabilir. Bunun önüne geçebilmek içinse, sorumluluk sınırlandırmalarının alacaklılara karşı geçerli olmayacağı kabul edilmelidir.

168

Arıcı, 186; Aydın / Kaplan / Şen Kalyon, 244; Uygur, I, 1174.

169

Arslanlı, Ticaret, 116; Tunçomağ, 1141; Acemoğlu, 118. Arıcı’ya göre, devralan, üstlenilen borçlar bakımından bildirim veya ilânın kapsamını, devir sözleşmesinden daha geniş tutabilir. Buna göre, devir sözleşmesinde devralanın bazı borçlardan sorumlu olmayacağı kararlaştırılmış ve devralan bunu bildirim veya ilânda belirtmemiş olabilir. Böyle bir durumda devralan, bildirim veya ilân kapsamında üstlendiği borçları ifa etmelidir. Zira, alacaklıların devreden ve devralan arasındaki ilişkiyi bilme veya araştırma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bununla birlikte, sözleşme gereğince devralanın da, devredene rücu hakkı söz konusu olmalıdır. Aksi durum, yani üstlenilen borçlar bakımından bildirim veya ilânın kapsamının, devir sözleşmesinden daha dar olması da mümkündür. Yani devir sözleşmesinde üstlenilmiş olan bazı borçların, bildirim veya ilânda üstlenilmedikleri de açıklanabilir. Böyle bir bildirim veya ilândaki sınırlandırmalar, üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir. Ancak devralan, devredene karşı devir sözleşmesi gereğince sorumlu olmaya devam eder (bkz., age., 185). Öte yandan, Acemoğlu’na göre, devir sözleşmesinde devralanın bazı borçlardan sorumlu olmayacağı kararlaştırılmış ve bu bildirim veya ilânda belirtilmemişse, devralan, bütün borçlardan sorumlu olur. Yine, yazara göre, devir sözleşmesi gereğince sorumlu bulunduğu bazı borçları bildirimde veya ilânda sınırlanmış gibi gösteren devralanın bildirim veya ilânı gerçeğe aykırıdır. Hâlbuki bildirim ve ilân, birer bilgi açıklamasıdır. Ayrıca bildirim veya ilân, gerçeğe aykırı olduğu takdirde hüküm doğurmaz. Dolayısıyla Borçlar Kanununun 27 nci maddesinin 2 nci fıkrası (EBK. m. 20/II) gereğince, devralan, bütün borçlardan sorumludur (bkz., age., 130).

170

Keller / Schöbi, 91; Arıcı, 185; Acemoğlu, 117.

171

Arkan, 45-46. Aynı yönde bkz., Çeker, Mustafa, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa Göre Ticaret Hukuku, 4. Baskı, Adana 2012, s. 48; Selçuk, 36-37.

53

Borçlardan sorumluluğun sınırlandırılmasına ilişkin taraflar arasında geçerli olmak üzere bir anlaşma yapıldığı takdirde, sorumluluk sınırlandırmasına ilişkin belirsizliklerin, güven ilkesi gereğince devralan aleyhine yorumlanması gerekir. Dolayısıyla, devralan, borçlara ilişkin sınırlandırmaların iç ilişkide geçerli olabilmesi için, bunları açıkça ifade etmelidir. Bu kapsamda, devralanın sorumlu olmayacağı borçlar anlaşmada tek tek sayılabilir. Bunun haricinde, borçlardan sorumluluk, bir tarih belirtilmek suretiyle de sınırlandırılabilir172. Ayrıca, özel olarak hangi borca ilişkin olduğu açıkça öngörüldüğü takdirde miktar sınırlandırması da mümkündür. Ancak, borçlardan sorumluluğun genel olarak toplam bir üst miktar ile sınırlandırılması kabul edilmemektedir. Çünkü, bu durumda hangi borcun devrin kapsamının dışına çıkarıldığı belirsizdir173.

Bildirim veya ilânda sorumluluk sınırlandırmasının bilançoya yapılacak bir atıfla gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği tartışmalıdır174. Ancak, önceden ifade edildiği üzere, bildirim veya ilânda yapılan sorumluluk sınırlandırması alacaklılara karşı geçersizdir. Dolayısıyla, işletmenin devralındığının belirli bir bilançoya atıf yapılmak suretiyle bildirimde belirtilmesi, borçların sınırlandırıldığı anlamına gelmemelidir. Öte yandan, bildirimde kendisine atıf yapılan bilançodaki hangi borçların sınırlandırıldığının açıkça ifade edilmesi, sadece iç ilişkide geçerli olmak üzere mümkündür. 172 Acemoğlu, 118. 173 Arıcı, 186. 174

Aynı yönde bkz., Arıcı, 186-187. Ülkü / Karaaslan’a göre, bildirimde bilançoya yapılan atıfla borçlar sınırlandırılabilir. Bunun için öncelikle devir sözleşmesinde, düzenlenen bilançoya göre devralanın sorumlu olacağı kararlaştırılmalıdır. Bunun ardından devralan, gerçekleştirdiği bildirimde veya ilânda bu bilançoya atıfta bulunmalıdır (bkz., age., 53). Acemoğlu’na göre, bildirim veya ilânda, bilançoya yapılan basit bir atıf borçların sınırlandırılması için yeterli değildir. Dolayısıyla bildirim veya ilândan, devralanın sınırlama iradesi açıkça anlaşılmalıdır (bkz., age., 119).

54

C) DEVRİN REKABET KURULUNA BİLDİRİLEREK İZİN

Belgede İşletmenin devri (sayfa 66-69)