• Sonuç bulunamadı

Balıkçılık ve Avcılık

GİRİŞ Çalışmanın Konusu

SAAT SEFER MINTIKASI İZAHAT

2.2. Tarım ve Hayvancılık

2.2.2.6. Balıkçılık ve Avcılık

Sakarya’da nehir, ırmak, göl ve gölcüklerin sayıca çok olması ve kuzeyde Karadeniz ile sınır bulunması su ürünlerinin çeşitlerini artırmaktadır. İlde Karadeniz kıyılarında deniz balıkçılığı, göllerde ise tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır. Deniz balıkları arasında; Karadeniz’de mersin, kalkan, lüfer, palamut, sargan, çipra, torik, pisi, kefal, kırlangıç, kumru, hamsi, istavrit, sardalya gibi balık çeşitleri sayılabilir430. Nehir, göl, gölet ve tatlı sularda ise, istakoz (kerevides), karabalık, tatlı su yayını, kızılkanat, alabalık, acıbalık, Tatlısu levreği, kepenez, kayabalığı, Tatlısu turnası, silvana, oklama, kaptırga, gömme, sazan taşbalığı, aptalca, gümüş, yılan, inci, çapak, Tatlısu kefali, eğrez ve tirsi balığı gibi pek çok cins balık familyası yaşamaktadır. Ancak bu balıklar kalite bakımından belirli bir standarda sahip değildir. Sakarya su ürünleri avcılığı bu dönemde henüz basit geleneksel yöntemlerle yapılmaktadır. Deniz ve Tatlısu avcılığında yıllık av miktarları kesin olarak bilinmemekle birlikte, çeşitli ırklardan 300 ton balıkla 20 ton tatlı su ıstakozu, şıp ve mersin balıklarından 600 kg. siyah havyar üretildiği tahmin edilebilmektedir. Deniz avcılığında yakalanan balıklar ve siyah havyar İstanbul pazarına sevk edilmekte, tatlı su ıstakozu yine İstanbul pazarı üzerinden canlı olarak Avrupa ülkelerine ihraç edilmektedir. Maddi değeri de gıda değeri gibi yüksek olan siyah havyarın elde edildiği şıp ve mersin balıkları havyarları alındıktan sonra eti için yine İstanbul pazarına sevk edilmekte ve satılmaktadır431. Nehir, göl ve göletlerden avlanan balıklar ise daha çok il içerisinde tüketilecek miktarlardadır.

429 ATOM, Sinop, Sakarya, İzmit, Edirne, Tekirdağ 3. Bölge Nüshası, s.199. 430 Gökçen, Sakarya ve Marmara Bölgesi, s. 21.

Adapazarı kıyıları yaz ve kış aylarında avcılık için oldukça müsait bir yapıdadır. Sahip olduğu potansiyele rağmen, ele aldığımız dönemde bu kıyılar, deniz balıkçılığı bakımından çok fazla önem kazanmamıştır. Balıkçılar için barınacak yerler, buzhane, balıkhane ve çekek yerleri gibi temel altyapı ihtiyaçlarının karşılanmamış olmasının bunda etkisi büyüktür432. Bu sebeple balık ticareti Kocaeli kıyılarındaki kadar ön planda değildir ve geçimini yalnızca balıkçılık ile sağlayan kişi sayısı azdır. Balıkçıların çoğunluğu bu işi ikinci bir uğraş olarak tercih etmekte, diğer taraftan ticaret ve turizm ile ilgilenmektedirler. Sapanca’da balıkçılığın bu durumdan olumsuz etkilendiği söylenebilir.

Karasu’ya bağlı Yenimahalle köy, balıkçılık konusunda önemli bölgelerden bir diğeridir. Çoğunlukla, 1. Dünya Savaşından sonra dönemsel aralıklarla Karadeniz sahil boyundan göç eden ailelerden oluşmaktadır. Bu köyde geçim kaynaklarının en önemlisi Mersin balığı ve havyarı satışıdır. Yenimahalle köyünün karşı sahilinde bulunan İhsaniye köyü ise, denizin durgun ve havanın rüzgarsız olduğu dönemlerde Karasu’dan küçük yelkenliler ile balık nakliyatı yapılan bir bölgedir. Tatlı su balıkçılığının merkezi ise Sapanca Gölü’dür. Samanlı Dağ silsilesinin basık tepelerinin arasında oldukça geniş bir yer kaplayan, en fırtınalı dönemlerde bile suyu bulanmayan Sapanca gölü balık çeşitliliği ile Adapazarı için önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Bu dönemde gölde, başta alabalık ve yerel ismi karagöz olan balık çeşidi bol bulunmakla birlikte, yayın, sazan, turna gibi cinslerden oluşan ortalama 12 farklı balık çeşidi yetişmektedir. Göl balık avcılığına çok müsait bir yapıdadır433. Bu sahil şeridi köyleri balıkçılık ve kara avcılığı dolayısıyla değer kazanan birer yerleşim yeri olmuştur. Zaman içerisinde bu konudaki önemi artarak devam edecektir.

20. yüzyıl başlarında gölde bir inceleme yapan İstanbul Balıkhane müdürü Karakin Deveciyan, gölde yılda 50 ton balık üretildiği bilgisini kaydetmiştir. Cumhuriyet döneminde Sapanca gölünde balık üretimi çalışması yapılmamıştır. Göldeki balıkların üremesi de tamamen doğal yollarla gerçekleşmiştir. Sapanca gölü, kerevit yataklarının zenginliği ile de önem arz etmektedir. Kerevit, gölün kuzey kıyılarında özellikle Eşme bölgesinde avlanmaktadır. Kerevitler, Avrupa ülkelerine ihraç edilmekte, miktarı bazı

432 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6484.

yıllarda 100 tona yaklaşmaktadır434. İl dahilindeki göl ve nehirlerdeki tatlı su balıklarının daha verimli kılçıksız ve et kalitesi yüksek olan türlerle çeşitlendirilmesi hakkında daha sonraki yıllarda çeşitli çalışmalar yapılacaktır.

Adapazarı çevresinde, kara avcılığı potansiyeli yüksek olduğundan, bölgede çok sayıda profesyonel ve amatör avcı yetişmiştir. Kış aylarında Dağdibi, Karakamış, Ferizli, Erenler çayırları ile Aralık, Poyrazlar, Süleymanbey, Tespihli, Alancuma ve Turna dere gölleri ördek avı için en uygun yerler olup, yazın tavşan, çulluk ve çeşitli kuşların avcılığı yapılmaktadır. Sonbahar aylarında bu bölgeye Karadeniz’den bıldırcın sürüleri göç etmekte, şehir merkezine kadar inmektedirler. Samandağı, Karadağ, Keremali ve Çamlıdağı’nda ayı avı yapılmaktadır. Küçük Akgöl çevresinde sülün de bulunmakta ancak nesli tükenmekte olduğundan avlanmamaktadır. Yaban domuzu genel olarak pek çok bölgede mevcut olup, eti ilde tüketilmediği ve satılmadığından, daha çok sürek avları ile itlaf edilmektedir435.1950’li yıllarda sansar ve tavşan avlanmakta olup, derilerinin İstanbul pazarına nakledildiğini öğrenmekteyiz436. Sapanca gölü çevresinde, hemen her yerde avlanma mümkün olmakla birlikte asıl av alanı kıyı kesimleridir.

2.3. Sanayi

Ele aldığımız dönemde, Türkiye’nin sanayi yapısı temelleri 1930-1940’larda atılan ve ağırlıklı olarak temel tüketim mallarının ithal ikamesine odaklanmış bir görünüm arz etmektedir. Büyük ölçüde yerli tarımsal ve madensel hammaddeleri işlemeye yöneliktir. Sanayinin bu yapısı 1950’li yıllardan sonra bir değişim yaşamış, iç talepteki gelişmelere bağlı olarak ve Marshall Planı ile tarımda yaşanan hızlı makineleşme sonucu pazara açılma isteği sanayide canlılığı beraberinde getirmiştir437. Bununla birlikte özel yabancı sermaye de teşvik edilmeye başlanmıştır. Var olan kanunlar yeterli görülmediği için, ABD’den getirilen uzmanlar tarafından ayrıntılı kanunlar hazırlanmıştır. 1954 yılında imalat sanayi ve diğer ekonomik faaliyet kollarında özel yabancı sermayenin teşviki için 6224 Sayılı Özel Yabancı Sermaye’yi Teşvik Kanunu ile petrol alanında özel yabancı sermayenin teşviki ile ilgili 6236 Sayılı kanun yürürlüğe koyulmuştur. Dış kaynaklı 434 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c.IX., s. 6484.

435 Talat Tarkan, “Göl, Plaj ve Kaplıca Cenneti Adapazarı”, Ada Kariyesinden Sakarya Vilayetine Dergisi, I (1953), s.16.

436 Balcıoğlu, Adapazarı Tarihi ve Coğrafyası; s. 56; Gemici, Filiz, "Demokrat Parti Döneminde Adapazarı / Sakarya’da Hayvancılık (1950-1960)”, s. 127-129.

kredilerin bu kesimlere aktarılması amacıyla Türkiye Sınai Kalkınma Bankası kurulmuştur. Demokrat Parti iktidarında, uygulanan kalkınma stratejisinin önemli ilkelerinden birini de sanayileşme ile birlikte tarımın geliştirilmesine ağırlık verilmesi oluşturmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra en kapsamlı sanayi politikası uygulamaya koyulmuş, genel olarak başarılı sonuçlar alınmıştır. Bununla birlikte sanayi alanında Türkiye genelinde yapılan yatırımların büyük çoğunluğu hazır tüketim mallarına yönelmiş, ara malların üretimi nispeten daha geri planda kalmışsa da 1960’lara doğru bu oran yükselmiştir. Bu dönemde, dokuma, tütün, gıda, dericilik, cam, toprak gibi mamullerin imalatı gibi basit teknoloji ile çalışan kolların yanında, genellikle özel yabancı sermayenin sağladığı teknoloji ile kimya, ilaç sanayi, otomotiv, tarım makine aletleri, elektronik aletler gibi daha ileri teknolojiye dayanan ithal-ikame imalat sanayi kolları da gelişme göstermiştir438.

Yurt genelinde olduğu gibi Sakarya’da da, sanayideki büyüme tarımdaki büyümeyle doğru orantılı olmuş ve birbirine katkı sağlamıştır. Sakarya İlinde tarım dışı kesimlerde çalışan nüfusun da belirli bir önemi olmasına rağmen, ekonomik yapıda tarımın ağırlığı sanayiye göreceli daha üstün olmuştur. Parlak bir geleceğe ve potansiyele sahip olan ilin sanayi yapısı bu dönemde henüz gelişme safhasının başında sayılmalıdır.

Osmanlı döneminden itibaren İzmit-Adapazarı tren hattının işlemeye başlaması, Adapazarı’nın sosyo-ekonomik yapısını olumlu yönde etkilemiş, İstanbul’un ihtiyacı olan orman ürünleri başta olmak üzere çeşitli alanlarda ticaret ve imalatla uğraşan kesimin hızla artmasını sağlamıştır. 1. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele yıllarında ordunun ihtiyacı olan makine ve araçların çoğu, Adapazarı’ndaki imalathanelerden özellikle de Adapazarı Demir ve Ahşap Malzeme İmalathanesi Osmanlı Anonim Şirketi’nden karşılanmıştır439.

Cumhuriyet döneminde, Adapazarı Türk Ticaret Bankası tarafından satın alınan imalathane daha sonra 1940’larda Türkiye Zirai Donatım Kurumu’nun temelini teşkil etmiştir. Yine 1950’lı yıllarda, Adapazarı’nda İpek fabrikaları, un fabrikası, yağ ve sabun fabrikaları işlemektedir. Sanayi Sayımı verilerine göre; Adapazarı’nda 1950’li yıllardan

438 Memduh Yaşa ve İlim Heyeti, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ekonomisi (1923-1978), Akbank Kültür Yayını, İstanbul: Apa Ofset Basımevi, 1980, s. 188-190.

önce işletmeye açılmış 10’dan çok işçi çalıştıran işyeri sayısı 10’dur. Bu işyerlerinin 3 tanesi 1940 yılından önce, 2 si 1940-1944 yılları arasında, 5 tanesi ise 1945-1949 arasında işlemeye başlamıştır. Sakarya Sosyal Araştırmalar merkezince yayınlanan bir araştırmada, 46 işletme incelenmiş, bunlardan 12 tanesinin 1950’den önceye ait olduğu belirtilmiştir.

Sakarya’da küçük ve nispeten büyük ölçekli sanayinin gelişebilmesi için uygun şartlar mevcut olup, bazı konularda avantajlı konumdadır. Adapazarı merkezinin İstanbul Ankara ve Eskişehir yönündeki iki ana yolun birleşiminde ve Haydarpaşa-Ankara demiryolu güzergâhı üstünde yer alması, İkliminin ılıman oluşu, temiz ve vasıflı sularının bulunması, elektrik enerjisinin yeterli ve fabrika kurmaya uygun düz arazisinin bulunması, nüfusunun hızla artması dolayısıyla işçi bulma konusunda kolaylık gibi unsurlar sebebiyle bölgede sanayileşmenin ilerlemesi sağlanacaktır440. Diğer taraftan ilde büyük çaplı gıda sanayii kuruluşlarına henüz rastlanmamaktadır.

Bunun temel sebepleri arasında ise, İstanbul, Bursa ve Ankara gibi büyük şehirlere yakın olması ve ulaşım imkânlarına rağmen, zirai sanayinin gelişmesi konusunda bölgedeki illere nispeten ve şahıslar arasındaki şirketleşme olgusunun henüz gelişmemiş olması sebebiyle işletme kurmak için gereken büyük sermaye ihtiyacı ve arsa yokluğu sayılabilir. İldeki sanayi siteleri ise, daha çok ilin batı ve güneyinde kurulmuş olan Ankara Caddesi garajlar sitesi, Sakallıoğlu sanayi sitesi, İzmit Caddesi Muammer Güner sanayi sitesi, Serdivan bölgesi Oto Sanko sanayi siteleridir441. 1950’li yıllarda kazalarda sanayi siteleri mevcut olmayıp sınırlı sayıdaki dükkanlardan oluşan çarşılar yer almaktadır. Sakarya’da imalat sanayi 1950’lerden itibaren gelişmeye başlamıştır.

1950’li yıllar Adapazarı’nda sadece büyük sanayinin değil tarım, ticaret ve küçük sanayi dallarının da geliştiği bir dönem olarak görülmektedir. 1949 yılında Porsuk Barajı’nın ve 1956 yılında Sarıyer Barajı’nın kurulması sonucunda ilde daha düzenli tarım yapma imkanları çoğalmış ve şeker fabrikasının da kurulması ile ilde pancar edimi kotası kaldırılmıştır. Bu dönemde kamu yatırımları ve özel kesimin girişimleri ile bölgenin gelişen tarım yapısına paralel olarak tarıma dayalı sanayi kolları da artış göstermiştir. Tarımda ve sanayideki bu gelişmenin sonucu olarak ticaret de canlanmıştır. 1960’larda

440 Eröz-Alpan, Adapazarı Tarihçesi ve Sakarya Coğrafyası, s. 35-36. 441 1967 Sakarya İl Yıllığı, s. 234, 238.

yerel sermaye tarafından çok sayıda küçük ve büyük ölçekli imalat sanayi işyerlerinin açıldığı görülmektedir. Yerli ailelerden ticaret ve tarımla uğraşan kesim, bu yıllarda tarıma dayalı, özellikle orman ürünlerini baz alan yatırımlar yapmaya başlamıştır442. 1960’larda ilde ilk defa yabancı sermaye ile büyük yatırımlar yapıldığı döneme girilmiştir443.

Adapazarı’ndaki sanayi işletmelerinden sadece U.S. Royal Lastikleri, Zirai Donatım, Vagon Fabrikası ve Şeker Fabrikaları büyük çaplı fabrikalardan olup, burada çalışan işçi grubu ildeki işçi sayısının %77’ lik yoğun bir kısmını oluşturmaktadır. İldeki küçük işletmeler ise, genellikle zirai ham madde ve doğal kaynakları işleyen çoğunluğu özel sermayeler ile işleyen işletmelerdir. 1950’den sonra sanayileşme hızı artmaya başlamışsa da bu dönemde Adapazarı genel olarak küçük bir sanayi şehri olarak düşünülmelidir. Kamu yatırımları sanayileşmede bir hareketlilik yaratmış, ticaretten gelen birikimlerle de özel kesimin yatırımları artmıştır. Bu yatırımlar özellikle tarıma dayalı sanayi alanında yapılmış, hemen hemen her imalat sanayi dalında işletmeler açılmıştır. Sakarya bu dönemde komşu illeri olan Bursa ve Kocaeli’nin altında, Bolu ve Bilecik’in üstünde yer almaktadır. İşletmeler genellikle, enerji ve ulaşım, işçi nakliyesi gibi ihtiyaçlar dolayısıyla Adapazarı’nın içinde yer almaktadır. Bu işletmelerden sermaye bakımından en büyük grup olan 100 bin ila 500 bin lira aralığında yer alanlar; tuğla, kiremit, kimya, sabun, akü, kauçuk, sandalye, kontrplak, nişasta, kereste ve bitkisel yağ imal edilen işletmelerdir. 1960’larda, imalat sanayinin bileşiminde kamu kesiminin ağırlığı devam etmiş, 1963 Sanayi Sayımlarına göre, bölgede 10’dan çok işçi çalıştıran toplam 31 işyerinin yalnız 5 tanesi kamu kuruluşu iken, 31 işyerinde çalışanların sayısı %81,5 bu 5 kuruluşta bulunmaktadır444.

442 “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6487.

443 1960’larda yabancı sermaye öncülüğünde kurulan ilk işletme Uniroyal Endüstri A.Ş olup lastik üretimi yapmaktadır, diğeri ise Budaklar Köyü Pipo fabrikasıdır. Pipo yapımında kullanılan ve halk arasında “piral” denilen şert ve dayanıklı çalı süpürgesi kökü kullanarak pipo üreten fabrikanın kurulmasını, Macar asıllı bir Türk vatandaşı olan R.de Pavlin sağlamış, dünyanın farklı bölgelerinde 21 pipo fabrikası işleten bir Alman girişimciye, bölgede pipo yapımı için uygun hammadde bulunduğundan bahsederek Adapazarı’nda bir fabrika açılmasını tavsiye etmiştir. “Sakarya” Maddesi, Yurt Ansiklopedisi, c. IX., s. 6487.

Tablo 30: 1940-1963 Yılları Arasında Adapazarı-Sakarya’da Sanayii ve İşyerleri Sayısı 1940 öncesi 1940/ 1944 1945/ 1949 1950/ 1954 1955/ 1959 1960/ 1963 Toplam Gıda Sanayi - 1 2 3 3 1 13 Tütün Mamulleri - - 1 1 - - 2 Dokuma Sanayii - - - - 1 - 1 Ağaç-Mantar Ürn. 1 - - 1 - 3 5 Kauçuk Mamulleri - - - - 1 - 1 Kimya Sanayii 1 - 1 - 2 - 4 Makine İmalatı - 1 - - - - 1 Taşıt Aracı-Mlz. - - 1 1 - - 2

Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), 1964 Sanayi ve İşyerleri Sayımı, Ankara: 1968, s. 321. 2.3.1. 1950’ den Önce İlde Bulunan Fabrika ve Tesisler

Demokrat Parti iktidarından önce kurulmuş olan ve ilde faaliyette bulunan fabrika ve işletmelerin bu başlık altında incelenecektir. Şehirdeki sanayi gelişimini değerlendirmek bakımından 1950 öncesi ve sonrası şeklinde ele alınmıştır.