• Sonuç bulunamadı

BÖLGESEL DENGESİZLİĞİ AZALTMADA SANAYİLEŞME

büyüktür. Sanayileşme süreci altyapı ( Enerji, ulaşım, hammaddeye yakınlık) ve üst yapı ( üretim ve tüketim faaliyetleri) yatırımlarından oluşmaktadır. Sermaye faktörünün oluşumu ise işletmelere bağlıdır. Bu nedenle bölgesel dengesizliği azaltmada işletmelerin rolüne deği- nilecektir.

4.1. İşletmeleri Bir Bölgeye Yatırım Yapmaya Yönelten Nedenler Özel işletmelerin en önemli amacı karını maksimize etmek oldu- ğuna göre, bu amacını sağlamak için kendine en uygun bölgede yatı- rım yapmaya karar verecektir. Bu bölgelerde tabii ki her alanda geliş- miş ve yoğun faaliyetlerin olduğu bölgeler olacaktır. Hiçbir özel iş-

letme, faaliyetlerini yürütemeyeceği geri kalmış bölgede yatırım yap- mak istemez. Bu durumda bölgeler arasındaki gelişme farklarını daha da belirgin hale getirir.

Serbest ekonomi düzeninde, müteşebbis kuruluş yeri konusuna maliyet ve kar açısından bakar. Yaptığı yatırımın kısa sürede geri dönmesini ister. Bu nedenle, özellikle imalat sanayi işletmelerinde, kuruluş yeri seçilirken topluma ve ulusal ekonomiye yarar gözden ka- çırılır. İktisadi faaliyetin yoğun olduğu bölgelerde faaliyette bulunmak istenir ve az gelişmiş bölgelerde işletme kurmaktan kaçınılır.

Buna karşılık ulusal ekonomi açısından uzun süreli iktisadi geliş- me ön plana alınır ve imalat sanayi işletmelerinin geri kalmış bölgeler doğru yönelmesi istenir, toplumun dolaylı yararları gözetilir. Tam ça- lışma sağlanarak, ulusal üretimi en üst düzeye yükseltmek, geri kalmış bölgeyi kalkındırmak amacıyla söz konusu edilen yatırım yapılacaktır. Belli bir geri kalmış bölgeye yatırımları kanalize etmek için söz konu- su bölgenin avantajlarının araştırılması gerekir. Bu avantajların bazıla- rı şöyledir.

4.1.1. Ham Maddeye Yakın Olma Ölçütü

Üretim sırasında ağırlığından önemli ölçüde kaybeden malları üre- ten işletmelerin, ulaşım giderlerinden tasarruf sağlamak için hammad- de kaynağında ya da yakınında kurulası gerekir. Bu gibi işletmelerin kullandığı hammaddeler genellikle pahada hafif, yükte ağır maddele- redir79.

Son yıllardaki hızlı teknolojik gelişmelerin taşıma endüstrisinde de kendini göstermesine paralel olarak, taşıma tarifelerinde önemli dü- şüşler görülmüştür. Çok büyük deniz tankerlerinin yapılması, özellikle İkinci Dünya Savaşından sonraki yıllarda, hammaddesi olmayan bir ülkeyi, Japonya’yı çelik üreticisi yapmıştır. ABD’den kömür ve Avustralya’dan demir cevheri ithal eden Japonya, çelik üreterek ihraç

etmektedir80. Demek ki, ulaşım teknolojisindeki hızlı gelişmeler, bir-

çok işletmeyi, kuruluş yeri bakımından hammadde kaynağına yönelik olmaktan çıkarmıştır.

Hammadde kaynağına yönelik işletme niteliği bazen hammaddele- rin taşınmasının çok güç, hatta olanaksız olmasından ileri gelmektedir. Bu gruba balık ya da sebze konservesi endüstrileriyle, termik santral- ler örnek gösterilebilir. Konserve endüstrilerinde, üretim sonunda bü- yük ölçüde ağırlık kaybetme söz konusu olmadığı halde, hammadde- nin taşımaya karşı yeterince dayanıklı olmaması, hammaddenin bu- lunduğu yörede kuruluşun gerçekleştirilmesini zorunlu kılmaktadır.

Bir bölgede hammadde kaynaklarının bol miktarda oluşu, işletme- leri o bölgeye çekecektir. Yeni iş sahalarının açılmasına işsizliğin azalmasına ve yöre halkının gelir düzeylerinin yükseltilmesine vesile olacaktır ki bu da dengesizliğin azaltılması için önemli bir unsuz sayı- labilir81.

4.1.2. Yarı İşlenmiş Maddeleri Elde Etme Ölçütü

Günümüzde üretimin giderek çeşitlenmesi üretimde uzmanlaşmayı gerekli kılmaktadır. Uzmanlaşma, belirli bir malın çeşitli parçalarının farklı işletmelerce üretilmesi anlamında yorumlanmaktadır. Böylesi bir uzmanlaşma içinde, bugün artık bir takım işletmeler tamamıyla öteki işletmelere bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bazen bu endüstriler arası karşılıklı bağlılık, montaj endüstrilerin kurulması ile sonuçlanmaktadır. Montaj endüstriler çeşitli yarı mamul parçaları birleştirerek kendi karışık (komplike) ürünlerini piyasaya sunmakta- dırlar. (motor, otomobil sanayi gibi)82.

İşletmeler yarı işlenmiş mamulleri satın alırken sağlayacakları ma- liyet avantajları en önemli dışsal ekonomileri oluşturur83.

80 A.g.e., s.44.

81 GÜNDÜZ, a.g.e., s.33. 82 A.g.e., s.33.

83 Cemal YÜKSELEN, Temel Pazarlama Bilgileri, Adım Yayıncılık, Ankara -1989,

4.1.3. Enerji Kaynağına Yakın Olma Ölçütü

Üretim giderleri içinde enerji giderlerinin önemli yer kapsadığı ve enerji girdilerinin taşınmasının oldukça pahalı ya da olanaksız olduğu durumlarda, bazı endüstriler, enerjinin bulunduğu yörede kuruluşlarını gerçekleştirmekle, oldukça önemli ekonomiler sağlarlar84.

Çeşitli enerji kaynakları (düşen su, kömür, petrol, odun, elektrik enerjisi, atom enerjisi vs.) taşınabilirlik yönünden farklılıklar göster- mektedir. Özellikle günümüzde işletmelerin en fazla başvurdukları enerji girdilerinden maden kömürü, petrol ve elektrik enerjisi arasında taşıma giderleri yönünden önemli farklar vardır. Petrolde olduğu gibi elektrik enerjisinde de bir defa hatlar kurulunca çok az masrafla ol- dukça uzaklara götürülebilmektedir; ancak petrolün taşınması, elektrik enerjisine oranla daha güç ve pahalı olmasına rağmen maden kömürü- nün taşınması ise ilk ikisine oranla oldukça daha pahalıdır. Ayrıca ba- zı bölgelerde enerji nakliyatı düşük maliyetle taşınması gerçekleştiri- lebilir. Örnek olarak maden kömürü için ırmak ve deniz taşımacılığı- nın benimsenmesine karşılık, petrol taşımacılığında ise pipe-line taşı- macılığı tercih edilmektedir85.

Yukarıda sayılan enerji kaynaklarının dışındaki enerji kaynakları için, işletmelerin enerji kaynağının bulunduğu yerlerde kurulması, o bölgelerde bir gelişme kutbunun oluşmasına neden olabilir ve bölge gelişmesinde bir itici güç unsuru olması muhtemeldir.

4.1.4. Pazara Yakın Olma Ölçütü

Ürettiği nihai mamulün taşıma giderleri çok yüksek olan işletme- ler, genellikle kuruluşlarını pazarın bulunduğu yörelere yöneltirler. Başka bir anlatımla, tüketicinin bulunduğu yörede üretimlerini yapar- lar86. Kuruluş yeri bakımından pazar alanına yönelmiş olan işletmeler,

84 DİNLER, a.g.e., s.45.

85 DİNLER, a.g.e., s.45; GÜNDÜZ, a.g.e, s.34. 86 DİNLER, a.g.e., s.46.

geniş pazar bulabilecekleri bölgelere doğru giderler. Pazar alanı kuru- luş yerinden çok uzaklara yayılan işletmeler, taşıma giderlerinin git- tikçe artması sonucu her zaman ilk kuruldukları yerlerdeki işletmele- rini genişletmezler. Pazar alanından uzakta kalan işletmeler, siparişleri zamanında yetiştiremezler, bu yüzden de müşterilerin büyük çoğunlu- ğunu kaybetmek zorunda kalırlar. Bu işletmenin hammadde ve pazara yönelik bir yerde kurulması, işletmenin ürettikleri malların maliyetle- rinin düşük bir seviyede kalmasına sebep olur. Buna bağlı olarak da satış sürümünde artış meydana gelir. İşletmelerin Ankara, İzmir ve İstanbul gibi büyük şehirlerde toplanması, yukarıda saydığımız neden- lerden ileri geldiğini söylemek mümkündür. Bu nedenle işletmelerin, az gelişmiş yöreleri tercih etmemelerinin temel nedenleri de bu sayı- lan sebeplerden dolayıdır87.

4.1.5. Kalifiyeli İş Gücünün Bulunması Ölçütü

Kuruluş yerinin belirlenmesinde göz önüne alınması gereken et- kenlerden biride bol ve kalifiyeli işgücünün bulunması unsurudur. Geniş ölçüde işgücü kullanan büyük işletmelerle emek-yoğun teknolo- ji seçen işletmeler yeterli sayıda kalifiye elemanı kolayca tedarik ede- bilecekleri bölgelere yönelirler. Köylerden şehirlere akın, işgücü arzını artırdığı gibi, burarda fabrikaların varlığı da işgücünü çeken bir etken olmaktadır88.

İşgücünün niceliği kadar niteliği de önemlidir. Maliyet ve verimli- liğin etkilenmesi, işgücünün niteliğine bağlıdır. İyi eğitim görmüş iş- gücü yüksek maliyetlidir. Fakat verimliliğin yüksekliği nedeniyle bi- rim üretim maliyeti düştüğü için işletme açısından daha avantajlı ol- maktadır. Bir bölgede işgücünün bol olması, işçi ücretlerinin düşük olmasına neden olur ki bu da işletmelerin kar paylarını artırır. Az ge- lişmiş bölgelerde doğurganlık oranının yüksek olması işletmeler için

87 GÜNDÜZ, a.g.e, s.34-35.

88 İsmet MUCUK, Modern İşletmecilik, 2. Basım, Der Yayınları, İstanbul -1985,

dezavantaj teşkil etmesine rağmen üretim için bunu söylemek müm- kün değildir. Çünkü özellikle işletmeler iyi eğitim görmüş işgücünü ararlar, nerede bulurlarsa işletmelerini de genellikle o bölgelerde kur- mayı tercih ederler89.

5. BÖLGESEL DENGESİZLİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ