• Sonuç bulunamadı

Azerbaycan Türkçesiyle Yazılmış İlk Ders Kitaplarının Meydana Gelmesi

XIX. yüzyılın 30’lu yıllarından başlayarak Azerbaycan’da açılan devlet okullarında Azerbaycan Türkçesinin öğretilmesi çok önemli ve aynı zamanda zor bir uğraş olmuştur. Bu zorlukların asıl sebeplerinden biri Azerbaycan Türkçesiyle yazılmış ders kitaplarının olmaması sayılmıştır (Ahmedov, 1985:31).

Ahundov, bu konuyla ilgili görüşlerini şöyle belirtmiştir:

“…Her yerde kaza okulları açıldığı zaman hükûmet başka derslerle birlikte bu okullarda Azerbaycan dilinin öğretilmesini gerekli buldu. Lakin bu dilde ders kitapları olmadığından büyük zorluklar ortaya çıktı (Ahundov, 1960:70).”

XIX. yüzyılın sonu ve XX. yüzyılın başlarında yeni açılmaya başlayan okullarda hangi ders kitaplarının kullanılması gerektiği meselesi eğitimcileri çok düşündürmüştür. Onlar yeni açılan okullarda kaliteli ders kitaplarının olmasını talep etmişlerdir. Eğitimciler hazırlanacak ders kitaplarının gençleri düzgün terbiye etmesini, onlara hayatı öğretmesini, dinî görüşlerden uzaklaştırmasını istemişlerdir. Azerbaycan eğitimcileri mollahanelerde öğretilen dinî kitapları çok ciddi şekilde eleştirmiş ve “Gülüstan”, “Büstan”, “Elif-Leyla”, “Tebir-i Hab”, “Came-i Abbas”, “Gülsüm-Nene”, “Tarih-i Nadir” gibi diğer kitapların öğrencileri olumsuz yönde etkilediğini savunmuşlardır (Tagiyev, 1993:54).

Bu konuda Mirza Fetheli Ahundov şöyle yazmıştır:

“Gülistan” ve “Zinet-ül Meğalis” dönemi çoktan geçmiştir. Böyle eserler milletin işine yaramıyor. Bugün millet için faydalı ve okuyucunun zevkine hitap eden kitaplar yazmak lazımdır….Bırakın kıyamet gününe kadar bizim nadansızlığımıza delalet eden ve Avrupalıların nazarında bizim akıldan yoksun olduğumuza şahit sayılan “Ebvab-ül Ebrar”, “Cahil Tüti” gibi kitaplar tamamen kaybolup gitsin. Bizde bazı kitaplar vardır ki onları ya kendi elimizle yakmalıyız ya da çaylara akıtmalıyız (Ahundov, 1962:200).”

Bu konuda Hasan Bey Zerdabî şunları belirtmiştir:

“Çocukların yaşlarına ve bilgi seviyelerine uygun olan ders kitabı yoktur. Çocuklar şairlerin kitaplarını okuyorlar. Bunlar ana dili öğretimi için yararsızdır. Bu sebeple yeni ders kitapları yazmak lazımdır. Bari bu ders kitaplarını başka halklarda mevcut olan ders kitaplarından tercümeler yaparak yazalım (Zerdabî, 1960:87).”

Necef Bey Vezirov, mevcut ders kitaplarının işe yaramazlığını, çocukların yaş, akıl seviyesine uymadığının belirterek yeni ders kitaplarının oluşturulmasına çalışmışlardır. O, Azerbaycan okulları için yeni, bilimsel, sağlam ders kitaplarının

yazılmasını; genç nesli uyutan, onların terbiyesini bozan mollahanelerin yeni okullarla değiştirilmesini, çocuklara âşıkane şiirler okutturmak yerine gerçek ilimleri öğretmeyi gerekli bulmuştur. Vezirov, kullanılan kitapların çocuklara uygun olmadığını şöyle yazmıştır:

“Bizim mektephanede okutulan “Leyla ve Mecnun” gibi kitaplar çocuk kitapları değil. Bu kitapları büyükler okuduğunda etkileniyor, zavallı çocuk bu kitabı okuyup da nasıl âşık olmasın? (Vezirov, 1960:17).”

Azerbaycan’da devlet okullarının meydana gelmesi ve Azerbaycan Türkçesinin bir ders olarak öğretilmesi ana dilinde gerekli ders kitaplarının yazılmasına olanak tanımıştır. Ana dilinde ilk ders kitaplarının yazılmasında Tiflis kaza okulu ve gimnaziyası öğretmenlerinin büyük emeği olmuştur (Ahmedov, 1985:31).

Ana dili ders kitaplarının yazılması taleplerini gerçekleştirmek için 1906 yılının Ağustos ayında Transkafkasya Müslümanlarının öğretmenler kurultayı düzenlenmiştir. Düzenlenen bu I. Öğretmen Kurultayı’nda eğitim alanında kabul edilen kararlardan birisi de ilkokullar için Azerbaycan Türkçesiyle ders kitapları yazmak olmuştur. Bu yıllardan itibaren Azerbaycan eğitimcileri Azerbaycan Türkçesiyle ders kitapları yazmaya başlamışlardır. Bu alanda Mahmud Bey Mahmudbeyov, Abbas Sehhet, Reşid Bey Efendiyev, Abdulla Şaik gibi eğitimciler önemli yer tutmuşlardır.

Azerbaycan Türkçesiyle yeni yöntemle ders kitabı hazırlayan ilk kişi Mirza Fetheli Ahundov olmuştur. Ahmedov, bazı araştırmacıların Mirza Fetheli Ahundov’un “Elifba” ders kitabı yazdığını ve bu ders kitabının 1868 yılında Tiflis’te yayımlandığını kanıtlamaya çalıştıklarını söylemiştir. Ahmedov, aynı zamanda yaptığı araştırmalar sonucu Mirza Fetheli Ahundov’un Tiflis kaza okulundaki görevinden ayrılması dolayısıyla bu ders kitabını yazmayı bitirmediğini ve bu kitabın yayımlanmadığını da vurgulamıştır (Ahmedov, 1985:32).

XIX. yüzyılın 30’lu, 40’lı yıllarından itibaren Azerbaycan Türklerinin yanı sıra diğer milletlerden olan öğretmenler de Azerbaycan Türkçesinin öğretimi ile meşgul olmuş, bu dilde ders kitabı ve diğer ders materyalleri yazmaya önem vermişlerdir.

Azerbaycan Rusya’yla birleştirilmeden önce burada millî dilde eser yayımlanması için matbaa olmadığından hazırlanan ders kitapları uzun süre yayımlanmadan kalmıştır.

Azerbaycan Türkçesiyle ders kitapları ve ders materyalleri yayımlamak için matbaa oluşturulmasında Arzanov kardeşlerinin bazı hizmetleri olmuştur. Tiflis gimnaziyasının başöğretmeni D. Arzanov ve kardeşi ilk defa 1837 yılında Tiflis’te Azerbaycan Türkçesiyle materyaller yayımlamak için bir matbaa açmışlardır. Arzanov kardeşlerinin matbaası Azerbaycan’da kitapçılığın gelişmesinde ciddi bir iş yapmasa da bir sıra ders materyalinin yayımlanmasına yardım etmiştir. Azerbaycan Türkçesiyle yazılan ders kitabı ve diğer ders materyalleri örnekleri bu matbaada yayımlanarak kullanılmak için okullara verilmiştir. Transkafkasya okullar müdürü olan Dementyev tarafından yazılan “Azerbaycan Dilinin Yazı Örnekleri” ve “İlk Okuma için Temsiller ve Povestler” bunlara örnek gösterilebilir (Ahmedov, 1985:33).

Dementyev, 18 Mayıs 1839 tarihinde Halk Eğitimi Şubesine gönderdiği mektupta şöyle yazmıştır:

“Ders kitabının yetersizliği ve özellikle bu alanda uzmanların çok az olduğu Transkafkasya ülkesinde, matbaa sanatının ilk tecrübesi gibi olan bu yayımlar, elbette, kendi zayıflıkları ile hiç de tarife layık değildir. Kitap kendi teknik tertibatı ile şarkiyatçıları tam olarak temin edemeyebilir fakat her hâlde Transkafkasya okullarında Tatar (Azerbaycan) dilinin öğretiminde bir ders materyali olarak önemlidir (Ahmedov, 1985:33).”

Dementyev’in yazdığı bu iki kitap Gürcistan’ın başhakemi tarafından beğenilerek Transkafkasya ülkesinin okullarında okutulmak için kabul edilmiştir. Bu ders kitapları, o zamanlar Transkafkasya ve Azerbaycan okullarında Azerbaycan Türkçesinin öğretilmesi için yayımlanmış tek materyal olmuştur. Fakat her iki kitabın da nüshası saklanmamıştır. Ahmedov’un araştırmalarına göre, bu kitaplardan olan 108 sayfalık “İlk Okuma için Temsiller ve Povestler” ders kitabının tek nüshası Erevan şehrinde Myasnikov Adına Merkezi Devlet Kütüphanesi’nde nadir kitaplar arşivinde saklanmaktadır. Bu ders kitabı, 1967 yılında Erevan’da Ermenice yayımlanmış ve “Ermeni Kitabı”nın birinci cildine dâhil edilmiştir. Ahmedov’un görüşüne göre bu kitabın bir Ermeni kitabı sayılması çok yanlıştır. Ahmedov, “Ermeni Kitabı”nı

hazırlayanın esere ilave edilen Azerbaycan-Rus-Ermeni lügatinden veya eserin Arzanovlar matbaasında yayımlanmasından dolayı bu kitabı ermeni kitabı olarak tanıttığını varsayarak bu ders kitabının amacı, içeriği, şekli ve dili itibarıyla bir Azerbaycan kitabı olduğunu da vurgulamaktadır (Ahmedov, 1985:34).

Dementyev’in “Elifba” kitabı ise R. Hüseyinzâde tarafından yine de Erevan şehrinde, edebiyat ve güzel sanatlar müzesinde Ermeni yazarı Sundukyan’ın arşivinde bulunmuştur (Ahmedov, 1985:34).

XIX. yüzyılın ortalarına doğru Azerbaycan Türkçesiyle ders kitabı yazılması işi yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu zamanlarda yazılan ders kitapları içinde Kazan Üniversitesi Profesörü Mirza Kâzım Bey’in “Türk-Tatar Dilinin Grameri”, Tiflis Gimnaziyasının Azerbaycan Türkçesi ve Farsça öğretmeni olan Budagov’un “Türk- Tatar Dilinin Alfabesi” gibi eserler önem taşımıştır. Budagov’un orijinal adı “Turessko- Tatarskiy Bukvar” olan “Türk-Tatar Dilinin Elifbası” isimli ders kitabı 1844 yılında Azerbaycan Türkçesini yeni öğrenenler için yayımlanmıştır. Bunun yanı sıra Ermeni bilim adamı ve yazar Haçatur Adovyan da Azerbaycan Türkçesinin dilbilgisi hakkında bir kitap yazmıştır. Bu eser basılmamış ve defterde el yazması şeklinde Ermenistan İlimler Akademisi’nde saklanılmıştır. Eser Rusça yazılmış ve Azerbaycan Türkçesinin öğretilmesi için hazırlanmıştır. Yazar bu eserde Azerbaycan Türkçesinin dilbilgisi kurallarını, özellikle cümle yapısını ve cümlelerin tahlili prensipleri hakkında bilgi vermiştir. Cümleler önce Azerbaycan Türkçesiyle verilmiş, daha sonra Rusçaya tercüme edilmiştir (Abdullayev, 1966:28).

Bu kitapların dışında Azerbaycan Türkçesinin öğretiminde kullanılan ders kitaplarına Mirza Şafi Vazeh ile Grigoryev’in birlikte hazırladıkları “Kitab-i Türkî” adlı ders kitabı da örnek gösterilebilir. Bu ders kitabı, Mirza Şafi’nin ölümünden sonra Hicri 1272 yılında Grigoryev’in çabaları neticesinde basılmıştır. 230 sayfadan oluşan “Kitab-i Türkî” Mirza Şafi’nin el yazısına göre taş baskıda basılmıştır.

1857 yılında Mirza Nesrullah İbn Mirza Kurban Şirvanî “Kitab-ün Nesayeh” isimli ders kitabını el yazması şeklinde baskıya hazırlamıştır (Abdullayev, 1966:80-81).

Mirza Nesrullah’ın bu kitabı iki bölüm ve bir hatimden oluşmuştur. Birinci bölümde insanlarda olan iyi sıfatlardan; ikinci bölüm ise kötü sıfatlardan bahsedilmiştir. 137 büyük hacimli ve uzun sayfalı kâğıtlara güzel yazıyla yazılmış bu kitap, kendi zamanında önemli bir ders kitabı olarak bilinmiştir.

1857 yılında Budagov, Moskova şehrinde “Praktiçeskoe Rukovodstvo Turessko- Tatarsko-Azerbaycanskogo Nareçiya” (Türk-Tatar-Azerbaycan Dilinin Pratik Öğretilmesi) isimli bir ders kitabı yayımlamıştır. Bu ders kitabı 20 üniteden oluşmuştur. Ders kitabında önce kelimelerin fonetik ve morfolojik yapısı, bunların tercümesi, Rusça verilmiş metnin tercümesi; sonra Rusçadan Azerbaycan Türkçesine ve Azerbaycan Türkçesinden Rusçaya karşılaştırmalı tercümeler verilmiştir. Bütün bunlardan sonra yazar, her dersin sonunda metinde olan kelimelerin morfolojik tahlilini ve onların sentaks özelliklerini izah etmiştir. Bu eser, Ruslara Azerbaycan Türkçesini öğretmek amacıyla yazılmıştır.

1861 yılında Mirza Ebülhasan Bey Vezirov “Uçebnik Tatarskogo- Azerbaydjanskogo Nareçiya” (“Tatar-Azerbaycan Dili Ders Kitabı”) isimli bir ders kitabı yazmıştır. Bu kitabın asıl amacı, tercümanlara Azerbaycan Türkçesini öğretmek olmuştur. Yazar ders kitabının başında sesler hakkında genel bilgi vermiş, daha sonra genellikle Profesör Mirza Kâzım Bey’in gramer kitabında olan bilgileri sadeleştirerek yazmıştır.

1866 yılında Lazarev “Türk Dilinin Mukayeseli Müntehabatı” (Osmanlı ve Azerbaycan Türkçesi) adlı ders kitabını Moskova’da yayımlatmıştır. Bu kitap, 348 sayfalık bir ders kitabıdır. Kitapta muhtelif içerikli okuma parçaları verilmiştir. Giriş bölümünden de görüldüğü üzere yazar, bu ders kitabını Ruslara Osmanlı ve Azerbaycan Türkçesini öğretmek için yazmıştır. Lazarev, kitabın ikinci sayfasında Osmanlı ve Azerbaycan Türkçesinin aynı olmadığını belirtmiştir. Ayrıca kitabın girişinde yazar, Azerbaycan Türkçesinin öneminden, bu dilin geniş bir şekilde Asya ülkelerinde ve Yakın Doğu’da yayılmasından bahsetmiştir. Yazar kitaba birkaç ilginç ve didaktik küçük metin ilave etmiştir. Mesela, “Vezirin Oğlu ve Âlim”, “Şair ve Zengin Adam”, “Fakir Adam ve Zengin Cimri”, “Zalim Padişah” vb. Lazarev’in bu ders kitabı zamanında Azerbaycan Türkçesini öğretmek için ders kitabı olarak kullanılmıştır.

1869 yılında Petersburg Üniversitesi’nin Şark Fakültesi’nin Doçenti Budagov, “Lügat-i Türkî” eserini Petersburg şehrinde yayımlatmıştır. Eserin birinci cildi, 415 sayfadan oluşmaktadır. Yazar, eserin başında bu sözlüğü yazarken yararlandığı kaynaklardan bahsetmiş, Arap harflerinin kelimenin başında, ortasında ve sonunda yazılması kurallarını izah etmiş ve onları Rus harfleri ile mukayese etmiştir. Daha sonra alfabe sırasına göre Azerbaycan Türkçesindeki sözcüklerin Rusça karşılıklarını vermiştir.

XIX. yüzyılın ikinci çeyreğinde meşhur dilbilimci ve Azerbaycan Türkçesi öğretmeni Halefi Mirza Muhammed Afşar, Gori Öğretmen Okulunun öğrencileri için “Fenn-i Sarf-i Türkî” ders kitabını yazmıştır. Bu ders kitabı, 90 el yazması sayfadan oluşmaktadır. Kitap, iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm “Fenn-i Sarf” (morfoloji) bölümüdür. İkinci bölüm ise “Fenn-i Nahiv” (sentaks) bölümüdür. Kitabın birinci bölümünde yazar, Arapçanın tesiri ile Azerbaycan Türkçesinde üç sözcük türünün olduğunu ileri sürmüş; isim, sayı ve zamirleri isimle birlikte aynı sözcük türü olarak vermiş ve bunların tamamını bir arada adlandırmıştır. Daha sonra fiilleri müstakil sözcük türü olarak göstermiş; zarf, bağlaç, edat ve ünlemleri ise “Babül Mübhemat ve Edavat” bölümünde birleştirip bir sözcük türü gibi açıklamıştır. Kitabın ikinci bölümü “Fenn-i Nahiv” (sentaks) birkaç kısımdan oluşmuştur. Bu bölümde kelimeden, cümleden, cümlenin ögelerinden ve türlerinden bahsedilmiştir (Abdullayev 1966:124- 125).

1883 yılında Seyit Ünsizâde Tiflis şehrinde nazımla yazılmış bir okuma kitabı yayımlamıştır. Yazar kitabın başında, “Mektep çocuklarımız için okumaktan ötürü sade Türk dilimizde tertip olunmuş akaid ve nesayeh risale-i manzumesidir.” diye yazmıştır. Bu ders kitabı, 98 sayfadan oluşmuştur. Kitap daha çok dinî, İslamiyet’i tebliğ etmek maksadıyla yazılsa da çocuklar için didaktik bir ders kitabı niteliği taşımıştır. Kitap dönemine göre sade ve anlaşılır bir dille yazılmıştır (Abdullayev, 1966:140).

1887 yılında Garyagin kazası (şimdiki Fuzuli ilçesi) Kargabazar köy okulunun öğretmeni A. Tahirov Ruslara Azerbaycan Türkçesini öğretmek için bir ders kitabı yazmıştır. Kitabın adı “Samouçitel Tatarskogo Yazıka ili Rukovodstvo” (“Kendi Kendine Tatarca Öğrenimi”)dır. 12 Haziran 1890 tarihinde Tiflis’in başhakemi bu kitabın yayımlanmasına izin vermiştir. Fakat buna rağmen bu eser yayımlanmamış ve el

yazması şeklinde kalmıştır. Kitap, 398 sayfalık el yazmasından ve altı bölümden oluşmaktadır. “Alfavit” (“Alfabe”) adı verilen birinci bölümde yazar “Tatarskie Zvuki” (“Tatarcanın Sesleri”) başlığında önce okuyuculara Arap alfabesi ile ilgili bilgi vermiştir. Burada o, her harfin şeklini göstermiş ve harflerin adlarını Rusça yazmıştır. İkinci sayfada Arap harflerinin kelimelerin başında, ortasında ve sonunda yazılışını gösteren bir tablo; üçüncü ve dördüncü sayfalarda harekeler hakkında bilgi; sekizinci ve dokuzuncu sayfalarda milyona kadar olan rakamların Azerbaycan Türkçesinde karşılığı verilmiştir. Kitabın on birinci sayfasından yetmiş sekizinci sayfasına dek dilbilgisiyle ilgili temel bilgiler verilmiş ve örnekler gösterilmiştir. Daha sonra mevsimlerin, ülkelerin adları vb. kelimelerin Azerbaycan Türkçesindeki ve Rusçadaki karşılıkları verilmiştir. Kitabın 79. sayfasından 173. sayfasına kadar öğrencilerin Azerbaycan Türkçesiyle konuşmalarını geliştirebilmeleri için farklı cümleler ve bu cümlelerin Rusça karşılıkları verilmiştir. Sayfa 173’ten 213’e kadar olan bölümde “Atasözleri” başlığı ile özel bir paragraf verilmiştir. Kitabın 217. sayfasından 273. sayfasına dek farklı konularda diyaloglar verilmiştir. 274. sayfadan 316. sayfaya dek Azerbaycan Türkçesiyle ve Rusça olan küçük metinler üzerinde alıştırmalar verilmiştir. 317. sayfadan itibaren dilbilgisi konularına yer verilmiştir. Kitabın dili yalın ve anlaşılırdır. Kitaptaki metinlerin çoğu gerçek yaşamdan alınmıştır (Abdullayev, 1966:141-142).

1890 yılında Şükürullah Meherremzâde Karabaği “Risale-i Hüruf ve Tehgig-i Hütut” adlı bir kitap yazımıştır. 581 sayfadan oluşan bu el yazması bir sayfalık girişten, 3 mukaddimeden, 4 bölüm ve son sözden oluşmuştur. Birinci mukaddimede, yazar, kelam ilminin açıklaması ile ilgili olarak varlık, yokluk, mahiyet, cevher vb. kavramlar hakkında bilgi vererek, harfleri ve sesleri bu felsefî kavramlarla ilişklendirmiştir. İkinci mukaddimede zat, cevher, cisim ve nefis gibi kavramların açıklaması verilmiştir. Üçüncü mukaddimede ise yazar keyfiyet, kemiyet, zaman ve mekândan bahsetmiştir. Burada Eflatun, Aristo ve Hoca Nasreddin Tusi’den örnekler verilmiştir. Kelam ilminden bahsederken yazar, 28 Arap harfinin seslerini araştırarak bu seslerin yapısından, ahenginden, seslerin ağız boşluğunda nasıl oluştuğundan, kendisinden önceki ve sonraki seslerle birleşen yahut tek hâlde yazılan harflerin içeriğinden bahsetmiştir.

İkinci bölümde kendinden önceki ve sonraki harflere birleşen harflerin içeriğinden ve şekillerinden bahsedilmiştir. Bu bölümde yazar, 28 harften hangilerinin kendinden önceki harflere, hangi harflerin hem kendinden önceki hem de sonraki harflere birleştiğini anlatmıştır.

Yazar, üçüncü bölümde Arap harflerinin özelliklerinden bahsetmiştir. Burada yazar, sesli ve sessiz harfler hakkında bilgi vererek harekelerin Arapça, Farsça ve Azerbaycan Türkçesindeki adlarını ve şekillerini göstermiştir.

Dördüncü bölümde ise seslerin nasıl oluştuğunu anlatılmıştır. Bu bölümde, boğaz, dil ve küçük dilin sesleri çıkarma noktasındaki özelliklerinden bahsedilmiştir. Böylece, 28 sesin nasıl oluştuğuna açıklık getirilmiştir.

Şükürullah Meherremzâde, kitabının son söz kısmında öğretmen ve öğrencilerin özelliklerini tasvir etmiştir.

Şükürullah Meherremzâde’nin bu eseri, zamanında mollahane ve medreselerde Azerbaycan Türkçesi, matematik vb. dersleri öğretmek için kullanılan bir ders kitabı olarak kullanılmıştır.

1891 yılında Sefereli Velibeyov Tiflis şehrinde iki ciltten oluşan “Hazine-i Ehbar” adlı eserini yazmıştır. Velibeyov’un bu eseri 240 sayfadan oluşmuştur. Kitap, Azerbaycan Türkçesiyle yazılmış geniş, açıklamalı bir sözlüktür. Yazar, eserde alfabe sırasıyla tarih, coğrafya, edebiyat ve bazı tarihî şahsiyetlerin biyografileriyle ilgili kısa bilgiler vermiştir. Ayrıca, eserde Azerbaycan, Osmanlı tarihine, Arap, Hint, İran, Yunanistan, Roma vb. devletlerin ve meşhur tarihî yerlerin tanıtımına da geniş yer verilmiştir (Abdullayev, 1966:225-226).

1893 yılında Tebriz şehrinde Mirza Sadık ibn Molla Esedulla Tebrizi “Kitabçe-i Edebiyye” adlı bir ders kitabı yazmıştır. Bu kitap taş baskısında basılmıştır ve 158 sayfadan oluşmaktadır. Bu kitap, zamanında mollahanelerde kullanılan ders kitaplarından biri olmuştur. Kitabın dili ve ifadesi kolay ve anlaşılırdır. “Kitabçe-i Edebiyye” Mirza Sadık’ın hazırladığı ve yayımladığı beş bölümden oluşan “Hamse-i

Edebiye” ders kitaplarının ikincisidir. Diğer dört kitap hakkında ise bir bilgi yoktur (Abdullayev, 1966:227).

1893 yılında Mirza Sadık Fani adlı bir öğretmen Azerbaycan Türkçesinin mollahanelerde öğretilmesi için el yazması şeklinde bir ders kitabı yazmıştır. 103 sayfalık defter yapraklarından oluşan bu eserin adı belli değildir.

Öğretmen Mirza Sadık Fani, kitabının birinci sayfasında “İbtidai Ders” başlığı ile verdiği bölümde kendi öğretmenlik tecrübelerinden bahsetmiş ve öğrencilerle yaptığı konuşmalara yer vermiştir. Kitabın diğer sayfalarında öğrencilere faydalı olacak öğretici metinler verilmiştir.

1894 yılında Gori Seminarıyasının Azerbaycan Türkçesi öğretmeni Abdülselam tarafından yazılmış “Hatt-i Talik ve Nastalig” adlı güzel yazı kitabı Tiflis şehrinde yayımlanmıştır. Bu ders kitabı altı sermeşkten (öğrencilerin öğrenmesi için verilen örnek yazı) oluşmuştur.

Güney Azerbaycan’ın öğretmeni Mirza Hasan Rüşdiyye, hayatını alfabeyi kolaylaştırmaya ve sesli yöntemle Azerbaycan Türkçesi derslerini vermeye adamıştır. Rüşdiyye, öğretmenlik yapmanın yanı sıra ders kitabı yazmış, yeni usullü okullar açmıştır. Onun açtığı yeni okullar istibdat ve din adamları tarafından dokuz kez kapatılmıştır. Ancak Rüşdiyye, kendi düşüncesinden vazgeçmemiş ve yeni okulda, yeni usulle Azerbaycan Türkçesini öğretmeye devam etmiştir. Mirza Hasan Rüşdiyye’nin sesli yöntemle yazdığı “Vatan Dili” kitabı Arap alfabesinin öğretilmesinin kolaylaştırmış ve 60 saatlik öğretim süresinde öğrencilere kendi ana dillerinde yazıp okumayı öğretmiştir. O, uzun tecrübelerden sonra 1894 yılında “Vatan Dili” ders kitabını yazmış ve Tebriz şehrinde yayımlatmayı başarmıştır. Bu kitap, Güney Azerbaycan’da Azerbaycan Türkçesiyle ve sesli yöntemle yazılmış ilk ders kitabıdır.

“Vatan Dili” kitabı 110 sayfadan ve iki bölümden oluşmuştur. Yazar, kitabın beşinci sayfasına kadar ayrı ayrı kelimelerin şekillerini ve bazı yazı alıştırmaları vermiştir. Kitabın altıncı sayfasından kırkıncı sayfasına kadar sesli yöntemle alfabe öğretimi; kırk birinci sayfada ise alfabe tablosu verilmiştir. Kitabın kırk ikinci

sayfasından itibaren okuma parçaları verilmiştir. Yazar, her metinden sonra “Manası Şudur” başlığı ile verilen hikâyeden çıkarılması gereken sonucu öğrencilere sunmuştur.

1899 yılında Şuşa şehrinde öğretmen-şair Mirza Alesker Növres, “Kitab-i Pendi- Etfal” (Çoçuklara Nasihat Kitabı) adlı el yazması şeklinde bir okuma kitabı yazmıştır. Bu ders kitabı 30 sayfadan oluşan manzum bir kitaptır. Kitapta birçok didaktik metin yer almıştır. Mirza Alesker’in bu kitabı dil ve içerik bakımından zamanı için sade ve mahalle okullarında okuyan çocukların kullanması için faydalı bir üslupla yazılmış ders kitabı olmuştur.

1900 yılından itibaren Bakü’de kent okulunda Azerbaycan Türkçesi öğretmeni olarak çalışan Lazarev Enstitüsünde okumuş İvan (Yahya Bey) Hakverdiyev, Azerbaycan, Arap, Fars ve Rus dillerinde “Arabsko-Persidsko-Turessko-Russkie Razgovorı” adlı bir sözlük yazmıştır. Eser, Azerbaycan, Rus, Fars ve Araplara konuşma dilini öğretmek ve bir birlerini anlamalarını sağlamak için düşünülmüştür.

1901 yılında Molla Abdülkadir-ül Kur’anî, el yazması şeklinde 125 sayfalık bir defterde Arapça ve Azerbaycan Türkçesiyle bir ders kitabı yazmıştır. Bu ders kitabında yazar, Arapçanın grameriyle ilgili geniş bilgi vermiştir. Kitabın 61. sayfasından itibaren ayrı ayrı dersler ve her derste Arapçanın dilbilgisi esasında Azerbaycan Türkçesiyle geniş bilgi verilmiştir.

2 Ocak 1902 yılında öğretmen Abdulla Memmedzâde, öğrenciler için okul sözlüğü yazmıştır. Bu sözlük el yazması şeklinde küçük bir deftere yazılmış ve üzerinde