• Sonuç bulunamadı

Ayasofya’nın Yapımında Yaşanan Ekonomik Sıkıntılar

2.2. ESERLERE GÖRE İNŞAATIN AŞAMALARI

2.2.2. Yapım Aşaması

2.2.2.3. Ayasofya’nın Yapımında Yaşanan Ekonomik Sıkıntılar

Ayasofya’nın inşa çalışmaları devam ederken para sıkıntısı baş göstermiş, hükümdarın hazinesi ancak direklere ve hurde kubbelere yetebilmiştir. Ayasofya için yapılan harcamalardan anlaşıldığına göre hazineden on dört kere yüzbin kindinar

kullanılmıştır261. Harcamaların miktarı konusunda eserlerde farklı bilgiler

zikredilmektedir. Bu konuda Abdulkayyum, iki bin dörtyüz elli kere bin altın; Ali

Arabî, iki bin dörtyüz elli kindinar takriben on bin altın;262 İbrahim Efendi, ikibin

dörtyüz elli altın; Hayalîzade İbrahim Efendi, dörtbin dörtyüz elli kindinar; Azmizâde

Mustafa Efendi ise dörtyüz elli bin dinar harcandığını belirtmektedirler263. Hazinede

258 Şemseddin Karamani, a.g.e., vr.12b, str.5-14. 259 Nişancı, a.g.e., vr.27b, str.7-13.

260 Ol sevâd-i a‘zam leb-i deryâda olmağın mahall-i terâküm içre ve tesâvüm-i emvice olup mazanne-i

hudus-ı zelâzil olduğu cihetten ebniyeyi âliyyesinin altını mücevvef etmek ol diyâr mi‘mârlarının vaz‘-ı kâdîm ve tavr-ı müstedîmleri olmağın ol bünyân-ı bülend-erkânın dahi tahtını mücevvef edip esâsını sütûnlar üzere bina olunmuş tâklar üstüne vaz‘ ettiler. Ol serdâb sert âb ile memlûdur. İçine zevrak ile hareket müyesserdir. Anın gibi sert âb ile memlû bir serdâb dahi saray-ı âmire-i Sultâniyye’de bi’l-fi‘il mevcûd idi ki sikâtdan menkûldur, merhûm valide dahi şâh-ı behişt-mekân Sultan Selim Hân ibn-i Sultan Bâyezîd Hân elbesehuma’llahu hilele’r-rıdvân hizmetlerinde mukîm iken ol serdâb vasi‘ ve içinde olan zevrakları gördüğün bu hakîre nakl etmiştir. Der beyân-ı Sur-i Kostantiniyye-i Kebir 3054-003, vr.31b, str.9-14.

261 Şemseddin Karamani, a.g.e., vr.13a, str.11-15.; Kentar, kentenarya veya kendnar şeklinde de ifade

edilir. Stefanos Yerasimos,a.g.e., s.146. ‘Kendnar ….. Rumiler ıstılahında bin ledre altundur.’ derkenarda not düşülmüştür. Hayalîzade İbrahim Efendi, vr.5b.; ‘ol zamanın ıstılahinda her kentar bin bedrezerdir’. Şemseddin Karamani, a.g.e., vr.13a, str.15-16.

262 Arabî İlyas, Tevarih-i Kostantiniyye..., vr.53a, str.4-6.; Kilinder: Osmanlı Devletinde kullanılan kalay

ve tenekeden bir kürek.Yunanca “kylindros”tan geliyor.Hacim ölçüsü olarak iki okkaya= 2.5656’ya eşittir. Bknz. Walter Hinz, İslam’da Ölçü Sistemleri, Çev. Acar Sevim. İstanbul 1990.

para kalmadığını öğrenen hükümdar çok üzülmüş bizim hazinemiz bitti ise O’nun

hazinesi tükenmez diyerek Allah’a yönelmiştir264.

Ekonomik sıkıntılardan dolayı Ayasofya’nın bitirilemeyeceği endişesi hükümdarın uykularını kaçırmaktadır. Zira bu süreçte tasarruf için okullar kapatılmış,

öğretmenlere para verilememiştir265. Hükümdar böyle bir dönemde, endişeli ruh haliyle

geceyi dua ve niyazda geçiriri ve sabaha yakın daldığı uykuda yeni bir rüya görür. Eserler bu rüyayı Ayasofya’nın plan aşamasında görülen rüya ile bağlantılı ve islami motiflerle örüntü bir halde zikretmişlerdir. Hükümdar daha önce rüyada gördüğü nur yüzlü ve beyaz elbiseli adamı tekrar görmüştür. Gelen Hızır’dır ve inşaat için paranın bittiğini söyleyen hükümdara “Silivri kapısından çıktıktan sonra üç tepe aşacak, tepelerin yakınında yaş bir direk ve direğin dibinde bir hazine bulacaksın! Bu hazineyi

inşaata harca!” demiştir266.

Bu rüya ve hazinenin bulunması konsunuda eserlerde ittifak vardır. Nişancı’ya

göre rüyada tarif edilen yere giden Hükümdar Justiniaus değil, mimar Ağnadiyus’tur267.

Ali Arabî İlyas’a göreyse işçiler ve ustalar ekonomik sıkıntıdan iki gün çalışamadılar. Üçüncü gün bir kişi bina yanında durup âlât, edâvat ve binayı beklerken nurlu yüzlü bir

âdem ile olan muhaveresini aktardığı olayı rivayet etmiştir268.

264 Abdünnasır Abdulkayyum, a.g.e.,vr.11b, str.5-15; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i Kostantiniyye..., vr.53b,

str.3-4.; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i İbtida-i Şehr-i İstanbul..., vr.171b, str.15.; İbrahim Efendi(Müs.),

a.g.e., vr.49a, str.3-6.; “Padişah sordu. Hazinemde ne kaldı. Aldığı cevap padişahı hayrete düşürdü.

Dediler ki, hükümdarımız sağ olsun ancak hazinende asla nesne kalmadı hepsi harcandı. Padişah fikir deryasına dalmıştı. Büyük kubbenin çalışmalarına henüz yeni başlamışlardı. Ben bu ibadethaneyi halisan Allah için ve ehlullahe makam olmak için başladım, Hak Teâlâ yardım eder, kolaylık verir verip natamam kalmaz, bizim hazinemiz yetmezse O’nun hazinesi yeter dedi, üzüntülü ve düşünceli şekilde halvethanesine geldi. “Ustuyanoş sahib-i defterlerinden sual edip eyitti ‘kim Hazinemde ne miktar bedre mevcut buluna’ eyittiler ‘Ey padişah-ı âlem şöyle bilkilkim hazinende asla nesne kalmadı mecmu nukud harca sürüldi’. Eyle olsa padişahın gamı ziyade olup fikir deryasına gark olup sergerdan kaldı zira ol büyük kubbenin devrine henüz başlanmış idi. Pes Ustuyanoş hayrete düşüp eyitti pes bu ibadethane-i halisan Allah içun ve ehlullahe makam olmağçun binaya şurū‘ eyledim ümizdir ki Hak Teâlâ tevfik verip nâ-tamam kalmaya pes kalb-i hazinle makamına geldi ve halvethanesine girdi ol gice nısfu’l-leyle değin Hak Teâlâ dergâhına niyaz-ı cebîn-i toprağa sürüp tazarru ve zâri kıldı”. Şemseddin Karamani, a.g.e., vr.13a-13b, str.15-17,1-11.

265 Sabahattin Türkoğlu, a.g.e., s.42.

266 Şemseddin Karamani, a.g.e., vr.13b-14b, str.17,1-17,1-6.; Abdünnasır Abdulkayyum, a.g.e., vr.11b-

12a, str.15-19,1-19.; İbrahim Efendi, a.g.e., vr.6-16.; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i Kostantiniyye..., vr.55a 55b, str.1-13,1-4.; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i İbtida-i Şehr-i İstanbul..., vr.171b, str.18-19.; Azmizade Mustafa Efendi, a.g.e., vr.20b,21a, str.1-21,1-13.

267 Nişancı, a.g.e., vr.36a, str.1-13.

268 “Bir iki gün bennâlar ve dülgerler ve ırgâdlar işlemediler. Üçüncü gün yapıcı şâkirlerinden bir kişi

bina yanında durup âlât binayı beklerdi. Bir yüzü nurlu müşekkil ferişteye benzer âdem gelip binayı seyr eyledi ve ol oğlana eyitti “Niçin bunu tamam eylemezler?” Oğlan eyitti “Padişahımızın hazinesi dökündü ve memleket harâcı gelince muattal kalsa gerektir” dedi. Pir eyitti “var üstadını bana çağır ana bir yerde

Abdulkayyum’a göre hükümdarın adamları Hızır’ın tarif ettiği yerde direğe ulaşmış, dibini kazdıklarında ise bir sokağa çıkmışlar, sokakta kapısı kilitli büyük demir kapıyla karşılaşmışlardır. Hükümdara durumdan bahsedilince bizzat kendisi gelip kapıyı zorlayarak açmış ve içeride yedi adet altın dolu bakırdan küp bulmuştur. Küpler develere ve katırlara yüklenip şehre devlet erkânı ve halkın bulunduğu at meydanına

getirilmiştir269. Hükümdar bu duruma çok sevinmiş ve şükür nişanesi olarak halka izzet

ve ikramda bulunup mahkûmları azad etmiştir270. Ali Arabî İlyas ise aynı rüyayı

Ayasofya isminin belirlenmesinde zikredilen çocuk meselesiyle beraber zikretmiş, çocukla görüşen nurânî adamın hazinenin yerini söylediği ve bu paranın Ayasofya’ya harcandığını belirtilmiştir271.

mal göstereyin, çıkarsınlar ve buna sarf eylesinler ve bu kadar cüz’i nesne için şöyle mu‘attal kalmasın”. Oğlan vardı, ustasına haber eyledi. Ol dahi bir-iki adamlar ile gelip gördüler ki oğlanın dediği bir âdem durur. Hemân bunları gördüğü gibi ıraktan parmağıyla bir yere işâret eyledi ve eyitti. Bu yeri kazın ve her ne bulursanız bunun imaretine ve levazımına sarf eyleyin dedi. Bunlar ol halden te‘accüb edip acaba dediği gerçek mi ki deyip işâret eylediği yere bakıştılar durdular. Anlar bu halde iken mezkûr âdem gâib oldu. Ne bilirler ki göğe çıktı yohsa yer içine mi? Öyle olsabildiler ki Hak Teâlâ cânibinden olmuştur. Heman dediği yeri kazmaya meşgul oldular. Pâdişah dahi binefsihî zikrolunan yerin üzerine geldi, gördü ki kendinin harç eylediği maldan ez‘âf u muzâ‘af var idi Hak Teâlâya ziyade şükreyledi. Ve mezkûr malı hep zapteyledi ve Ayasofyanın imaretine sarfeyledi.” Ali Arabî İlyas, Tevarih-i İbtida-i Şehr-i İstanbul..., vr.171b, str.18-26.

269 Şemseddin Karamani, a.g.e., vr.14a-14b, str.14-17,4-7,11-17.; Hayalîzade İbrahim Efendi, a.g.e.,

vr.6a-6b, Azmizade Mustafa Efendi, a.g.e., vr.20b,21a, str.7-21,1-21.; İbrahim Efendi, a.g.e., vr.49a, str.18-23,1-3.; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i Kostantiniyye..., vr.55b-56a, str.4-11,1-10.; Ali Arabî İlyas,

Tevarih-i İbtida-i Şehr-i İstanbul…, vr.172, str.7-22.; “Nâzırlar ve defter yazanlar harcı cem’ edip hesab

eylediler, el uhde ala’r-ravi, iki bin dörtyüz elli kere bin altun harc olmuş andan sonra hazinedâr ider ki hazinede zerre ve şemmeden bir nesne kalmadı deyu cevap verdi, pâdişâh bu haberden mütegayyir ve gamnâk oldu, cevap eyledi ki bu binâ-yı azîmi hâlis muhlis Allahu Teâlâ Celle Celaluh rızâsına bina ederim ümîdim budur ki bu benim bin‘am nâ-tamam kalmaz Allahu Teâlâ gönderir deyu ol gece Üstenobano tâ be-sabâh Hüdây-ı bî-çûne arz u niyaz edip sabâha yakın bir miktar uykuya vardı gördü ki ol yere sâbıkan zikr olunmuştu, gördüm yeşil libaslar giymiş binanın üzerine gelmiş gezer, hemân vardım dedim ki “Ey Allah’ın has ve makbûl kulu sizler kimler siz” dedi cevap eyledi ki Ben “Hızır aleyhisselam Allahu Teâlâ’nın emriyle biçare kalanlara gelir yetişirim bu vakitte bana emr oldu ki bu ibâdethanenin mesalihini göreyim" deyince hemândem dedi ki “Ey sâhib-i Kudret hazretine ma‘lumdur ki harc eylemeğe bir nesne kalmadı”, dedi ki “gam yeme sabâh-ul hayırdan bir nice ukalâ ile Silivri kapısından taşra üç tepe vardır ol tepelerin kurbunda bir mâi direk vardır emr eyle ol direğin dibin kazsınlar her ne bulunursa ol ibâdethaneye harc edesiz”. Çünkim uykudan uyandım Allahu Teâlâ hazretine çok şükür eyledim bu şehirde olan ehl-i zindan mahpusları azâd eyledim. Çün sabah oldu Üstenobano emr eyledi mi‘mar Agnadyos’a, kendinin has adamların alıp Silivri kapısından çıkıp çünkü ol direk dibine vardılar, pâdişâh emr eyledi direğin dibin kazdılar bir dehliz peydah oldu ol dehlizin içerisinden bir demir kapı buldular altın kufl ile kiltlenmiş, bu kerre Üstenobano kendisi ol kiliti kırıp içeriye girdi gördü ki yedi tane bakırdan küp dizilmiş içerisi dolu cümle sikkeli altın buyurdu develer ve kâtırlar getirdiler ve yüklettiler. Pâdişâh buyurdu At Meydanı’nı tezyin eylediler emr üzere ve cümle ricâl-i devlet At Meydan’ına cem olup her taraftan simât-ı şâhi çekilip askere ziyafet olundu, ba’dehu hazineden dört bin altın fukarâya tasdik olundu.”Abdünnasır Abdulkayyum, a.g.e., vr.11b-12a, str.3-17,1-15.

270 İbrahim Efendi (Müs), a.g.e., vr.51a, str.16.; Abdünnasır Abdulkayyum, a.g.e, vr.12a, str.3-4.;

İbrahim Efendi, a.g.e., vr.49a, str.16.

271 Ali Arabî İlyas, Tevarih-i Kostantiniyye..., vr.53b,54a,54b, str.8-11,1-13,1-6. ; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i İbtida-i Şehr-i İstanbul..., vr.171b, str.22-26