• Sonuç bulunamadı

2.2. ESERLERE GÖRE İNŞAATIN AŞAMALARI

2.2.2. Yapım Aşaması

2.2.2.4. Ayasofya’nın Fiziki Özellikleri

2.2.2.4.1. Ayasofya’nın Kubbesi

Kilise mimarisinde çatının daha önceki kiliselerdeki gibi dizayn edilme imkânı vardı. Ancak Ayasofya’nın kubbesi önceki yapıların kubbesinden farklı olmalıydı. Bu yüzden çatı oluşturulurken ateş ve zelzeleye dayanıklı olması için ahşap

tercih edilmemiş aynı zamanda kemer ve kubbelerle desteklenmişti272.

Kubbenin büyük ve yüksek tasarlanması çökme ihtimalini düşündürmüş bu yüzden daha hafif toprak arayışı gündeme gelmiştir. Bu çerçevede yapılan ölçümlerde

Rodos toprağının hafif olduğu görülmüş273 ve mabedin çatısı buradan elde edilen

malzemeler kullanılarak yapılmıştır274. Nişancı Rodos toprağının diğerlerinden on iki

kat hafif olduğunu belirtirken275, Ali Arabî İlyas Rodos’un dokuz kiremidinin

İstanbul’un bir kiremidine denk geldiğini ileri sürer276.

Hükümdar “lûtf edip dini ihya etme yolunda Ayasofya hayrına sen dahi tabi olup cezirenizin toprağından bu ibadethaneye pişmiş kerpiç buyurunuz” şeklinde Rodos hâkimine mektup yazmış ve bir heyet Rodos’a gidip ihtiyaç duyulan kerpiçleri

hazırlamıştır277. İbrahim Efendi eserinde Rodos’a gönderilen mimarların isimlerini de

272 Arif Müfid Mansel, Ayasofya, İA, C.II, s.48

273 Ali Arabî İlyas, Abdünnasır Abdulkayyum, Nişancı, Balıkesirî, Aleksandr Kostantinidi büyük

kubbenin yapımında toprağın Rodos’tan getirilmesinde ittifak halindedirler.

274 Şemseddin Karamani, a.g.e., vr.15b, str.1-9.; Azmizade Mustafa Efendi, a.g.e., vr.21a, str.17-18.;

Hayalîzade İbrahim Efendi, a.g.e., vr.7a, Ali Arabî İlyas, Tevarih-i Kostantiniyye..., vr.56b, str.3-7.; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i İbtida-i Şehr-i İstanbul..., vr.172a, str.23-27; İbrahim Efendi, a.g.e., vr.49b, str.6- 8.;

“Kubbenin kiremidi gâyette yeyni ve hafîf gerektir ki kubbeye ağırlık getirmeye. Her vilayetin toprağından getirdiler, teraziye vezn eylediler, cümlesinden Rodos ceziresinin hâki hafif geldi, şöyleki Rodos toprağı ağırlığı kalan vilayetin toprağına geldi.” Yusuf bin Musa Balıkesirî, a.g.e.,vr.129b., str.6-9. “Cümle mühendisler ve mi‘marlar ittifak eylediler ki bu binanın kubbesine konulan tuğla gayet ile hafif olmak gerektir zirâ bu kubbenin binâsı gâyet yüksektir, eğer hafif olursa metin ve muhkem olur, her vilâyetten ve her cezireden toprak getirdiler cezire-i Rodos’un toprağı cümlesinden hafif geldiğinden Üstenobano buyurdu hedâyâ ve tuhfeler ile Rodos pâdişâhına elçiler gönderip nâme yazdılar ki siz dahi dininiz kavî olduğun isterseniz sizler dahi bu hayra yardım edip tuğla yaptırmasına iânet edesiz deyip birkaç tuğlacı üstadlar Rodos’a gönderip ve Rodos’un pâdişâhı bunlara ikram ve müsâ‘ade edip vâfir kârhaneler bünyâd edip ve ustalar mi‘mar Agnadyos’un verdiği kalıp üzere işe başladılar. Ve ba‘zı râviler rivâyet eder ki büyük kubbenin tuğlasını bir hafif taş vardır mücellidler istî‘mal ederler ândan döküp tuğla ettiler. Ammâ esah rivayet budur ki Rodos toprağındandır.” Abdünnasır Abdulkayyum, a.g.e, vr.12a-12b, str.15-19,1-11.

275 Nişancı, a.g.e., vr.40b, str.3,4.

276 Ali Arabî İlyas, Tevarih-i Kostantiniyye..., vr.57a, str.7-9.; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i İbtida-i Şehr-i İstanbul...., vr.172b, str.2-5.

zikreder. Bunlar “Kayod, Vetor, Felerpo, Vuslati, Mihal, Kosta, Di(e)miri, Banu ve Paço’dur”278.

Müellifler, kubbe yapımında ve inşaatın diğer evrelerinde kullanılan sıva malzemeleri hakkında hakkında bilgi vermiştir. Ali Arabi’ye göre lisanü’l fur ağacının kabuğunu arpa suyuyla pişirip kireçle yoğurmuşlar ortaya çıkan harcı kubbe yapımında

kullanmışlardır279. Su yerine büyük kazanlarda kaynatılan arpa suyu kullanılmış,

istiridye, kavak ağacı kabuğu ve diğer bazı bitkiler ezilirek kireçle birlikte terkib haline getirilmiştir. Bu macun harç yapımında kullanılmış taşların araları sıvanıp

sağlamlaştırılmıştır280. Karamanî kireç terkibinde çiçeksiz diş budak ağacının

kullanıldığını belirtir. Mimar İgnatios kerpiçi yapıştırmak için lisanü’l fur’un (çiçeksiz

diş budak agacı)281 yaprağının suyunu kaynatıp kirece katmış ve bu şekilde kirecin

sertleşip taşa dönüşmesini sağlamıştır. Nitekim daha önce denenip sağlam bir yapı malzemesi olduğu görülen bu karışım tutkal gibi yağmur, kar ve fırtınaya karşı

dayanıklılık sağlayacaktır282. Diğer eserler de hafif kerpiç ve dayanıklı siva

malzemesine değinirler283.

Karamanî ve diğer bazı yazmalar kubbenin sağlamlaştırılması için vefat etmiş peygamberlerin kemiklerinden birer parenin kubbenin farklı yerlerine konulduğundan bahsederler284.

278 İbrahim Efendi(Müs.), a.g.e.,vr.49b, str.10.

279 Ve içlerinde lisan’il-usfur adlı bir ma‘rûf ağacın kabuğuyla arpa suyu pişirdiler. Tutkal gibi oldu.

Andan sonra kireci anınla yoğurdular ve kubbeyi andan bünyâd ettiler. Ali Arabî İlyas, Tevarih-i İbtida-i

Şehr-i İstanbul... vr.172b.

280 Aleksandr Kostantinidi, Ayasofya da sıva işlemlerinde kullanılan malzemeyi tarif etmiştir. Arpa

kaynatılıp çamur haraçta su yerine, kireç, kavak, isterdiye ağaç kabuğunu mezc edip macun yapıp sıva yerine kullanıldığını belirtmiştir. “Ayasofya’nın hîn-i inşasında gayet cesim kazganlar ile arpa kaynadılıp çamur ve harc için su yerine isti’mal olunur idi ve kireç ve istirdiye ve kavak ağacı kabuğu ve diğer ba’zı şeyleri sahk ve mezcile bir nev‘î ma‘cun i’mal ve taşların araları bununla sıvanıp tahkim olunurdu.” Aleksandr Kostantinidi, a.g.e., s.8

281 Lisanül asafir de denir. Diş budak ağacıdır. Kökü belli değildir. Yalnız Türkiye Türkçesinde

kullanılır.İki çenekliler sınıfının zeytingiller familyasından, kışın yaprağını döken, çok uzun ömürlü, koyu gölgeli, diş diş yapraklı, boyu otuz beş metreyi bulabilen, sert, parlak sarımsı ve beyaz renkteki odunu mobilya, âlet, fıçı, kasnak vb. yapımında kullanılan, kabuklarında ve yapraklarında romatizmaya iyi gelen, ateş düşürücü, idrar söktürücü, iç sürdürücü hassalar bulunan orman ağacı. İlhan Ayverdi, Diş

budak(lisanül asafir), Kubbe Altı Lügatı, C.I, s. 722.

282 Şemseddin Karamani, a.g.e., vr.16b, str.11-15.

283 Abdünnasır Abdulkayyum, a.g.e., vr. 12b-13a, Ali Arabî İlyas, Tevarih-i. Kostantiniyye…, vr. 57a,

str.10.; Hayalîzade İbrahim Efendi, a.g.e., vr.7a, str.16-18; Azmizade Mustafa Efendi, a.g.e., vr.21b, str.9-11.; Nişancı, a.g.e., vr.31a, str.7-8.; İbrahim Efendi (Müs.), a.g.e., vr.49b, str.17.; Ali Arabi İlyas,

Tevarih-i İbtida-i Şehr-i İstanbul...., vr.172b, str.9.

284 Şemseddin Karamani, a.g.e., vr. 16b, str.5.; Azmizade Mustafa Efendi, a.g.e., vr.21b, str.17-18.;

Son dönem araştırmacılarından John Julius Norwichise kubbenin çapının otuz üç metre ve yüksekliğinin sığ bir fincan tabağı görüntüsünde olduğuna, kenarlarına kırk pencere açıldığına Norwich, kubbenin bu yüzden altın zincirle gökyüzüne asılmış gibi durduğuna değinmektedir. Kubbeyi kaplayan yıldızların üstünde duran büyük

mücevherli haç kaybolmuştur285.

Yaklaşık 31-33 metreyi bulacak şekilde örülen kubbe ve kubbeye gelecek baskıları azaltmak için batı-doğu ekseni üzerine kademeler halinde inen ve ufalan yarım

kubbeler286 zamanının imkânları dâhilinde büyük bir cesaret örneği olarak

görülmektedir287. Ayasofya’nın en çok dikkat çeken tarafı muhteşem büyük kubbe ve

diğer küçük kubbeler olacaktır.