• Sonuç bulunamadı

2.2. ESERLERE GÖRE İNŞAATIN AŞAMALARI

2.2.1. Ayasofya İnşaati Öncesi

2.2.1.4. Ayasofya Mimarları

Ayasofya inşaatı için malzemelerin İstanbul’a gönderilmeye başlanmasıyla birlikte Ayasofya’yı yapacak mimar arayışı başlamıştır. İmparatorun zihnindeki yapı ses getirecek bir mimari yapı olacağı için mimarlarının da bu konuda ehliyet ve liyâkat sahibi olması gerekmektedir. Özellikle başmimar, imparatorluktan özenle seçilen rüşdünü isbatlamış kişi olmalıdır.

İmparator Justiniaus, zeki ve iş yapıcı mimarların Kostantinopolis’e getirilmesini istemiş bunun üzerine her biri döneminin en seçkin mimarlarından olan

İstanbul’a gönderdiler. Çünkü Ayasofya divarları ayakları ta büyük kemerlu haddine sumaki direkleri ve yeşil mermer direkleri yerlu yerine dikdiler cümle mühendisler ve bennalar büyük kubbede ittifak eylediler”. Yusuf Bin Musa Balıkesirî, a.g.e., vr.128b,129b, str.11-15,1-6.

206 A.Haluk Dursun, a.g.e., s.108.

yüz mimar getirilmiştir. Justiniaus bu yüz mimar arasından İgnatios208 adında hüner

sahibi, matematik ve geometri ilminde kâmil bir mühendisi209 baş mimar olarak tayin

tayin etmiştir210.

Aleksandr Kostantinidi eserinde üç mimardan ve onların özelliklerinden bahsetmektedir. Bunlardan birincisi “Entemiyus”tur. Kendisi matematik ilminde çok geniş bilgiye sahip ve alanında mahir bir ustadır. Ayasofya yapımında buhardan istifade

edilmesini sağlamıştır211. Müellif ikinci mimarın ismini vermemiş, mimari alanda

özelliklede caraskalde212 üstün yeteneği olduğunu belirtmiştir. Üçüncüsü ise her eserde

ismi geçen mimar İgnatios’tur213. Aleksandr Kostantinidi mimar ve işçilerin çalışması

hakkında şu bilgileri vermektedir.

“Ayasofya inşasında yüz mimar ve bunlardan her birinin refakatinde yüz amele ki toplam da on bin kişi istihdam olunmuş ve amelenin yarısı binanın sağ tarafında ve nısfı diğeri sol tarafında çalışıp aralarında rekabet hâsıl olduğundan her biri usta olduğu tarafın bitirilmesine hızlıca çalışırlardı. İmparatorda binanın iktiza eden resimlerini tanzim ve umur-u sâiresine nezaret etmek üzere meşahir-i mi’marandan üç nazır ta‘yin eylemişdir”214.

208 Ignadiyos, Agnadyos, Agnadiyos şeklindede teleffuz edilmektedir.

209 “İmparator Ustuyanoş zeki ve iş yapıcı, işi bilen mimarların gelmesini istedi. Yüz mimar geldi. Her

biri ilminde mahir ve feridüzzaman yani zamanında tekti. Onlara hediyeler takdim etti”. Şemseddin Karamani, a.g.e., vr.7b, str.13.; Bahsi geçen mimarın has mimarı olduğunu belirtiyor. “Ustanubano’nun Agnadiyos isimli bir has mimarı var idi.” Abdünnasır Abdulkayyum, a.g.e., vr.9a, str.6,7. ;İbrahim Efendi(Müs.), a.g.e.,vr.47a, str.16-17.; Hayalizade İbrahim Efendi, a.g.e. vr.3b, str.18-19.; Azmizade Mustafa Efendi, a.g.e., vr.18a, str.15.; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i İbtida-i Şehr-i İstanbul..., vr. 170a, str.27.; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i Kostantiniyye..., vr.46b, str.9-10.

210 Şemseddin Karamani, Abdünnasır Abdulkayyum, Nişancı, Hayalîzade İbrahim Efendi, Azmizade

Mustafa Efendi, Balıkesirî, Aleksandr Kostantinidi, Ali Arabî İlyas, İbrahim Efendi eserlerinde baş mimar konusunda Agnadiyos isminde mutabıktırlar.

211 “Ulumu riyaziyede yedi tula sahibi olan Entemiyus nam zattır.” Kostantinidi, a.g.e, s.6; Ulum-u

riyaziye: matematik, riyazî ilimler, Yed-i tula sahibi: Alanında çok geniş bilgi sahibi olan, hüner ve sanatında meharet sahibi olan kimse. Ferit Develioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ankara 2007, s.895,1157.

212 Ağır yükleri çekmek ve kaldırmakta kullanılan düzenektir. Kubbe Altı Lugatı, c.1, s.475. 213 Aleksandr Kostantinidi, a.g.e., s.6-7.

Balıkesirî, mimar İgnatios ve diğer mimarların işlerinde mahir olduğunu215, her

mimara yüz ustabaşı, her ustabaşının emrinde ise beş bin elli ırgad çalıştığını

aktarmıştır. Mimar başı İgnatios mühendislikte mahir biridir216. Onun emrinde yüz

üstad, herbirisinin hizmetinde yüzer dülger, ırgad ve taş kırıcı var idi217. Usta sayısının

bine yakın olduğu, bin kişi de çamur işlerinde çalıştığı, on bin kişinin de taş tıraş ettiği

toplamda otuzbin yüz kişi inşaatta çalışmıştır218.

Ali Arabî İlyas diğer eserlerden farklı olarak mimar İgnatios’un Ayasofya yapımı sırasında ansızın kaybolduğunu, bu sürede inşanın durduğunu, beş yıl bir

rivayete göre de on sekiz yıl sonra geldiğini iddia etmektedir219. Rivayete göre padişaha

özür beyan etmiş, ortadan kaybolmaması halinde inşaata devam etme mecburiyetinde kalacağını, temeller tamamen kurumadan yerleşmeyeceği için kurulacak kubbenin

çökme tehlikesi taşıyacağını anlatmış, imparator da özrünü kabul etmiştir220.

Yazma eserlerle batılı kaynaklar arasında mimarların ismi konusunda farklı ifadeler bulunmaktadır. Karamanî ve diğer Ayasofya risalesi tercümelerinde İgnatios ismi baş mimar olarak geçmektedir. Batılı kaynaklar ise mimarların Trallesli (Aydın- Sultanhisar) Antemios ve Miletli (Balat-Söke) İsidoros olduğunu belirtmişlerdir. Yazma eserlerin kaynağınında Yunan kaynakları olduğu düşünüldüğünde Antemios isminin telaffuz farklılığı ile İgnatios-Agnadyos şeklinde yazmalara geçmesi ihtimal dairesindedir. Her ne kadar Antheimos isminin yazmalara İgnatios şeklinde nasıl geçtiği bilinemese de her iki isim arasında ses benzerliği olduğu muhakkaktır. Dolayısıyla her

iki kaynak türünde verilen ismin aynı mimara ait olması kuvvetle muhtemeldir221.

215 Bu kaynakta da mimar Agnadiyos’un ilminde mahir olduğunu belirtiyor.

“Ayasofya’nın binası üzerine yüz mühendis mi‘mar var idi ki her birisi rub’u meskûnda bulunmaz idi.Ve mi‘marın başının adı Agnadiyos idi. İlm-i hendesede kâmil idi.” Yusuf bin Musa el-Balıkesirî, vr.129a, str.6-8.

216 Abdülkayyum’a göre mimarlar içinde Agnadiyos’un âlemde bir benzeri yoktur. Bknz. Abdülkayyum, a.g.e., vr.9b, str.12-13.; Azmizade Mustafa Efendi, a.g.e., vr.19a, str.14,15.

217 Ali Arabî İlyas, Tevarih-i Kostantiniyye..., vr.47a, str.1-3.; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i İbtida-i Şehr-i İstanbul..., vr.170a, str.26.

218 İbrahim Efendi(Müs.), a.g.e., vr.48a, str.9-12.

219 Ali Arabî İlyas’ın bu rivâyeti diğer kaynaklarda geçmemektedir. Özellikle batılı kaynaklarda

Ayasofya’nın yapımı beş yıl, yazmalarda ise ortalama on altı yıl olması göz önüne alındığında bu bilginin zayıf kaldığını söyleyebiliriz.

220 Ali Arabî İlyas, Tevarih-i Kostantiniyye..., vr.52b, str.1-4,10-11; Ali Arabî İlyas, Tevarih-i İbtida-i Şehr-i İstanbul..., vr.171b, str.9-11.