• Sonuç bulunamadı

ÇOCUKLUK ÇAĞI RUHSAL TRAVMA YAŞANTILARININ İSTİSMARCI YÖNETİCİ ALGISI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

3. Araştırmanın Çerçeves

3.5. Araştırmanın Önemi ve Katkısı

İstismarcı yönetici algısı konusunda yapılan yerli araştırmalar incelendiğinde (Üçok ve Turgut, 2014; Özdevecioğlu, vd., 2014; Ülbeği, vd., 2014; Sakal ve Yıldız, 2015) çalışmaların daha çok istismarcı yönetici algısının, iş sonuçlarıyla ilgili ilişkileri ve etkileri konu edindiği görülmektedir. Bu çalışmada istismarcı yönetici algısının bir öncülü olarak ele alınan çocukluk çağı ruhsal travma yaşantısı aslında bir yönüyle iş örgütlerindeki kimi olumsuzlukların önüne geçilmesi açısından ebeveynlerin ve toplumun çocuk yetiştirme sürecindeki rollerinin önemini de vurgulamaktadır. Çocukluk çağı ruhsal travma yaşantıları sonrasında yaşam boyu gelişen psikiyatrik bozuklukları izleyen uzanıma yönelik çalışmalar zor ve pahalı olmaları nedeniyle oldukça sınırlıdır. Türkiye’de bu ve benzeri erken gelişimsel olayları örgütsel davranış konuları kapsamında geriye dönük olarak değerlendiren sadece iki çalışmaya (Altuntaş, 2013; Uçar, 2015) rastlanmıştır. Ayrıca çocukluk çağı ruhsal travma yaşantılarının uzun dönemli etkilerini ele alan çalışmalar genellikle de klinik örneklemler üzerinde yürütülmüştür. Bu çalışma çocukluk döneminde meydana gelen ruhsal travma

yaşantılarının, erişkin yaşam döneminde örgütlerde ne gibi sorunlara yol açtığını göstermesi bakımından önemlidir.

4. Bulgular

Araştırmanın anket formunun başında Tepper (2000: 178)’in yapmış olduğu istismarcı yönetici tanımına yer verilmiş ve daha sonra katılımcılara; Soru 1: “Şuanda bağlı olduğunuz ilk kademe yöneticiniz tarafından (fiziksel şiddet içermeyen ancak süreklilik arz edecek şekilde) istismarcı yönetici davranışına hiç maruz kaldınız mı?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre çalışanların %26.4’ü şuanda bağlı oldukları ilk kademe yöneticisi kaynaklı istismar algısına sahip olduğunu ifade etmiştir. Bir diğer soru olarak ta; Soru 2: “Tüm mesleki yaşamınız boyunca bağlı olduğunuz yöneticiniz tarafından (fiziksel şiddet içermeyen ancak süreklilik arz edecek şekilde) istismarcı yönetim davranışına hiç maruz kaldınız mı?” sorusu yöneltilmiştir. Buna göre çalışanların %54.9’u çalışma yaşamları boyunca, bağlı olduğu ilk kademe yöneticisi tarafından istismar edici davranışlara maruz kaldıklarını ifade etmiştir. Araştırma kapsamına alınan 193 katılımcının demografik özellikleri şu şekildedir: Katılımcılar cinsiyetleri bakımından değerlendirildiğinde %51.3’ü kadın, %48.7’si erkeklerden oluşmaktadır. Yaş düzeyleri bakımından, %27.5’i 20-29 yaş, %25.4’ü 30-39 yaş, %23.8’i 40- 49 yaş ve %23.3’ü 50 ve üstü yaş grubundadır. Toplam hizmet süresi açısından ise işgörenlerin %23.3’ü 6 ay-5 yıl, %24.4’ü 6-10 yıl, %22.8’i 11-15 yıl, %18.7’si 16-20 yıl ve %10.9’u 21 yıl ve üzeri çalıştığı saptanmıştır. Katılımcıların eğitim düzeyleri açısından dağılımları ise Lise %24.4, Önlisans %26.9 ve Lisans %48.7 olduğu tespit edilmiştir. Katılımcılar çalıştıkları sektör bakımından değerlendirildiğinde; %22.8’inin Kamu, %77.2’sinin ise Özel sektöre bağlı olarak çalıştıkları tespit edilmiştir.

Araştırma modelinin test edilmesine geçmeden önce ilk olarak veri setinin normal dağılıma uygunluğuna bakılmıştır. Yapılan analiz sonucunda normallik ve doğrusallık varsayımlarının ihlal edilmediği, değişkenlere ait basıklık ve çarpıklık değerlerinin +1,5 ila - 1,5 arasında yer aldıkları gözlenmiştir. Bu değerler normallik sayıltısına uygun aralıktadır (Tabachnick ve Fidell, 2013). Son olarak değişkenlere ait histogram, Q-Q ve detrended Q-Q grafikleri de kontrol edilmiş, normal dağılımı ihlal edecek herhangi bir özellikli içeriğe rastlanmamıştır. Bu bağlamda analize, parametrik testler kullanılarak devam edilmiştir. Ayrıca yapılan analizler sonucu değişkenlere ilişkin ortalamalar, standart sapma, güvenilirlik ve korelasyon değerleri Tablo 1’de verilmektedir.

Tablo 1: Değişkenlere İlişkin Ortalama, Standart Sapma, Korelâsyon ve Güvenilirlik Değerleri

Ölçülen değişkenlerin ortalamaları değerlendirildiğinde bireylerin istismarcı yönetici algılarının daha önceki çalışmalarla elde edilen bulgulara göre nispeten daha yüksek olduğu (Sakal ve Yıldız, 2015; Ülbeği vd., 2013; Ülbeği vd., 2014; Özdevecioğlu, vd., 2014; Üçok ve Turgut, 2014) görülmüştür. Ayrıca çocukluk çağı ruhsal travma yaşantılarına ait alt boyutların ortalamaları değerlendirildiğinde; cinsel istismarın diğer alt boyutlara göre en

düşük ortalamaya sahip olduğu ve duygusal ihmalinde diğer alt boyutlara nispeten en yüksek ortalamaya sahip olduğu görülmektedir. Değişkenler arası korelâsyonlar incelendiğinde ise istismarcı yönetici algısı, cinsel istismar, fiziksel istismar, fiziksel ihmal, duygusal istismar ve duygusal ihmal arasında anlamlı ilişkiler olduğu görülmektedir.

Araştırma hipotezlerinin Yapısal Eşitlik Modeli kullanılarak test edilmesine geçmeden önce, doğrulayıcı faktör analizi kullanılarak ölçüm modeli oluşturulmuş ve değişkenler ile faktörler arasında bir uyum yani yüksek bir korelâsyon olup olmadığı araştırılmıştır. Kovaryans matrisi ve Maksimum Benzerlik Tahmini (MLE) kullanılarak yapılan doğrulayıcı faktör analizi sonucunda bulunan parametre tahmin değerlerinin pozitif, 0,50 ile 0,99 değerleri arasında olması ve ayrıca teorik değerlerinin üzerinde t değerlerine sahip ve istatistiksel olarak anlamlı olması gerekmektedir. Bu durumda değişken, ait olduğu faktöre yüklenmiş demektir. Gözlenen değişkenlere ilişkin parametre tahmin değerlerinin tümü pozitif, 0,50 değerinden büyük ve istatistiksel olarak anlamlıdır. Doğrulayıcı faktör analiziyle ulaşılan değerler (Δχ²= 1038.37, df= 710, Δχ²/df= 1,46, RMSEA= 0.049, GFI=.89, IFI=.94, NFI=.92, NNFI=.93, CFI=.93, RMR=.047) alanyazında genel kabul görmüş uyum istatistik referans değerleriyle (Şimşek, 2007: 14) karşılaştırıldığında ele alınan kavramlara ilişkin en uygun faktör yapısına ulaşıldığı görülmektedir.

Bu aşamadan sonra, araştırma hipotezlerinin Yapısal Eşitlik Modeli kullanılarak test edilmesine geçilmiştir. Araştırma modelinde, çocukluk çağı ruhsal travma alt boyutlarının (cinsel istismar, fiziksel istismar, fiziksel ihmal, duygusal istismar ve duygusal ihmal), istismarcı yönetici algısı üzerindeki etkisi araştırılacaktır.

İstismarcı yönetici algısı üzerinde çocukluk çağı ruhsal travma yaşantılarının alt boyutlarının bir etkisi olup olmadığı araştırma modelinde incelenmiştir (Tablo 2). Bu sayede modelin, p< 0.01 (R2=0.60) anlamlılık düzeyinde geçerli uyum değerlerine sahip olduğu

(Δχ²/df= 1.76, GFI=.91, AGFI= .90, IFI=.92, NFI=.88, NNFI=.92, CFI=.90, RMR=.053) tespit edilmiştir. Etkiyi gösteren yollar üzerindeki değerler, standart β katsayısıdır.

Tablo 2: Çocukluk Çağı Ruhsal Travma Yaşantıları ve İstismarcı Yönetici Algısı İlişkisine Yönelik Model

Cis: Cinsel İstismar, Fis: Fiziksel İstismar, Fih: Fiziksel İhmal, Dis: Duygusal İstismar, Dih: Duygusal İhmal, Istismar: İstismarcı Yönetici Algısı

Araştırma modeline göre istismarcı yönetici algısı üzerinde cinsel istismar (t değeri= 6.03), fiziksel istismar (t değeri=2.59 ) ve duygusal istismar (t değeri= 2.85) alt boyutlarının istatistiksel açıdan anlamlı pozitif yönlü bir etkisi saptanmıştır. Bu sonuca göre H1a, H1b, H1d

hipotezleri desteklenmiş; H1c ve H1e hipotezleri reddedilmiştir.

Tablo 3: Araştırma Modeli İçin Yapısal Eşitlik

5. Sonuç

Bu çalışmada, kamu ve özel nitelikteki işletmelerdeki çalışanların, çocukluk çağı ruhsal travma yaşantılarına ait alt boyutlar ile istismarcı yönetici algıları arasındaki regresyon ilişkisi incelenmiştir. Çalışmanın teorik alt yapısı, Mağdur Kaynaklı Suç Teorisine dayanmaktadır. Bu teoriye göre mağdurlarında suçun oluşumunda etkilerinin olabileceği kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, mağdurların sahip oldukları belirli özelliklerin, belirli bir düzen içindeki davranışlarının, benliklerine ve kişiliklerine ilişkin bazı öğelerin ve özelliklerin, suça ve suçluya karşı tutumlarının, suçluyla olan ilişkilerinin ve etkileşimlerinin suçun oluşumunda önemli katkıları olabileceği değerlendirilmektedir (Seferoğlu, 2014; 55). Araştırma bulgularına ulaşmak için sırasıyla tanımlayıcı analizlerin yanı sıra keşfedici ve doğrulayıcı faktör analizleri ve yapısal eşitlik modellemesi uygulanmıştır. Çalışmada elde edilen sonuçları şu şekilde özetlemek mümkündür:

i. İnsanların yaşça olgunlaşmaları ve yetişkinlik dönemine ulaşmaları, çocukluk döneminde maruz kaldıkları ruhsal travma yaşantılarının izlerini kısmen azaltmış olsa da tamamen ortadan kaldırmamaktadır. Bu durum çalışma yaşamında da kendini çeşitli tepki biçimleriyle göstermektedir.

ii. Çocukluk çağı ruhsal travma yaşantısına sahip olanların tüm çalışma yaşamları göz önünde bulundurulduğunda karşı karşıya kaldıkları istismarcı yönetici oranının yaklaşık %55 seviyelerinde olduğu saptanmıştır. Hali hazırda bağlı oldukları ilk kademe yöneticilerine ilişkin istismarcı yönetici oranı ise %26 civarındadır. Bu oranlar ruhsal travma yaşantısı kriteri gözetilmeksizin ulaşılan örneklemlerle karşılaştırıldığında oldukça yüksektir (Tepper, vd., 2006: 119; Tepper, 2007: 262).

iii. Çocuk istismarı olarak anılan (cinsel, fiziksel ve duygusal) ruhsal travma yaşantılarının, çalışma yaşamında istismarcı yönetici algısı üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı bir etkisinin varlığı saptanmıştır.

Gençtan (2014: 46)’a göre, ruhsal travma yaşantısına sahip çocuk, sevgisizlikten kaynaklanan duygusal açlığı en acımasız haliyle yaşar. Bu durum çoğu zaman nedenini bilemediği suçluluk ve değersizlik duygularını yaşamasına ve kendisini sevgiye layık olmayan biri olarak görmesine neden olur. Böylece içinde sakladığı ve bilincinde olmadığı düşmanca dürtülerden kaynaklanan korku, suçluluk ve değersizlik gibi duygular, ileriki yaşam dönemlerinde çevresindeki tüm insanlara yönelik olarak yaşanmak üzere yerleşir. Özünde kendisini yetersiz olarak görmekten kaynaklanan bu çatışma, günlük yaşamın ve çalışma hayatının sorumluluklarını üstlenebilmek için gerekli becerilerin geliştirilememesine neden olur. Kişi, bu durumu yadsımak adına kimi zaman aşırı dost ve sevecen bir tutumla çevresindekilere yaklaşırken, kimi zaman örgüt normlarına meydan okurcasına karşıt tepki geliştirmeyi bireyleşme olarak kabul eder. Örgütlerde çalışanın, tutarsız insan ilişkileri geliştirmesine zemin hazırlayan bu türlü ruhsal travma yaşantılarının etkisi, istismarcı

yönetici eğilimleri olanlar tarafından genellikle hedef (kurban) olarak seçilmeleriyle sonuçlanmaktadır.

Çalışmada yer alan değişkenlerin ölçümü, kişisel beyan yoluyla ve algılarına dayanmaktadır. Bu bağlamda ortak yöntem varyansı eğiliminin ve sosyal beğenirlik etkisinin bulunması olasıdır. Ayrıca yapılan çalışma, kesitsel bir araştırma olduğu ve kolayda örnekleme metodu kullanılarak yapıldığı için neden-sonuç çıkarımı ve bulgularının genellenebilirliği ile ilgili kısıtları mevcuttur.

Kaynakça

Aquino, K. (2000), “Structural and Individual Determinants of Workplace Victimization: The Effects of Hierarchical Status and Conflict Management Style”, Journal of Management, 26, 171-193.

Aquino, K., & Bradfield, M. (2000), “Perceived Victimization in the Workplace: The Role of Situational Factors and Victim Characteristics”, Organization Science, 11, 525-537.

Aquino, K., Grover, S. L., Bradfield, M., & Allen, D.G. (1999), “The Effects of Negative Affectivity, Hierarchical Status, and Self-Determination on Workplace Victimization”, Academy of Management Journal, 42, 260-272.

Altuntaş, S. (2013), Lise Son Sınıf Öğrencilerinin Çocukluk Çağı Örselenme Yaşantıları ile Mesleki Olgunluk Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Atatürk Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Yükseklisans Tezi.

Aydın, B. (2005), Çocuk ve Ergen Psikolojisi, İstanbul: Atlas Yayın Dağıtım.

Bernstein D.P., Fink L, Handelsman L & Foote J. (1994), “Initial Reliability and Validity of a New Retrospective Measure of Child Abuse and Neglect”, Am J Psychiatry, 151(8): 1132-36. Bies, R. J. (2000), “Interactional (in) Justice: The Sacred and the Profane”, In J. Greenberg & R. Cropanzano (Eds.), Advances in Organizational Justice, Stanford, CA: Stanford University Press, 89-118.

Dursun, S. (2003), “Mağdurun Suça Yol Açması”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 61(1-2), 3-33.

Gençtan, E. (2014), İnsan Olmak, Metis Yayınları, İstanbul.

İman, E. D. (2015), “Ergenlerin Çocukluk Örselenme Yaşantıları ile Empatik Eğilim, Sosyal Sorun Çözme Becerileri Arasındaki İlişki”, Pegen Eğitim ve Öğretim Dergisi, 5(3), 235-256. Jakupčevic, K. K. & Ajdukovic, M. (2011), “Risk Factors of Child Physical Abuse by Parents with Mixed Anxiety-Depressive Disorder or Posttraumatic Stress Disorder”, Croatian Medical Journal, 52(1), 25-34.

Keashly, L. (1998), “Emotional Abuse in the Workplace: Conceptual and Empirical Issues”, Journal of Emotional Abuse, 1, 85-117.

Kim, T., Rosen, B. & Lee, D. (2009), “South Korean Managerial Reactions to Voicing Discontent: The Effect of Employee Attitude and Employee Comunication Styles”, Journal of Organizational Behavior, 30, 1001-1018.

Lansford, J.E.,Kenneth, A.D., Pettit, G.S., Bates, J.E., Crozier, J. & Kaplow, J. (2002), “A 12- Year Prospective Study of the Long Term Effects of Early Child Physical Maltreatment on Psychological, Behavior and Academic Problems in Adolescence”, Arch Pediatr Aolesc Med,156, 824-830.

Leventhal, M. J. (1997), “Sexual Abuse of Children”, Primary Pediatric Care. (Eds. Hoekelman R.A.; Friedman, S.B.; Nelson, N. M., Seidel, H. M.; Weitzman M. L.) Mosby, 651-656. Martinko, M. J., Harvey, P., Sikora, D., & Douglas, S. C. (2009), “Abusive Supervision: Perception or Reality?”, Academy of Management Proceedings, 1-7.

Mullen,P. E, Martin J. L., Anderson, J. C., Romans, S. F. & Herbison, G. P. (1996),” The Long‐ Term Impact of the Physical, Emotional, and Sexual Abuse of Children: A Community Study”, Child Abuse Review, 20(1), 7-21.

Norman, R.E., Byambaa, M., De, R., Butchart, A., Scott, J. & Vos, T. (2012), “The Long-Term Health Consequences of Child Physical Abuse, Emotional Abuse, and Neglect: A Systematic Review and Meta-Analysis”, PLOS Medicine, 9(11), 1-31.

Özdevecioğlu, M., Akın, M., Karaca, M. & İştahlı, B. (2014), “Kötü Niyetli Yönetim Algılamasının Çalışanların Performansları Üzerindeki Etkisinde Duygusal Zekanın Rolü”, Çankırı Karatekin Üniversitesi İİBF Dergisi, 4(1), 1-18.

Sakal, Ö. & Yıldız, S. (2015), “İstismarcı Yönetim Algısı ile Örgütsel Sessizlik Arasındaki İlişkide Güç Mesafesi ve Örgütsel Tabanlı Benlik Saygısı Değişkenlerinin Rolü”, 3. Örgütsel Davranış Kongresi (6-7 Kasım) Bildiriler Kitabı, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, 389-395.

Seferoğlu, B. (2014), Mağdurların Suç Olaylarının Oluşumunda Rolü ve Mağduriyet Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi, K.H.O. Savunma Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Yükseklisans Tezi.

Sokullu-Akıncı, F. (2008), Viktimoloji (Mağdurbilim), Beta Yayınları, İstanbul.

Şar, V., Öztürk, E. & İkikardeş, E. (2012), “Çocukluk Çağı Ruhsal Travma Ölçeğinin Türkçe Uyarlamasının Geçerlilik ve Güvenilirliği”, Turkiye Klinikleri J Med Sci, 32(4), 1054-1063. Şimşek, Ö. F. (2007), Yapısal Eşitlik Modellemesine Giriş Temel İlkeler ve Lisrel Uygulamaları, Ekinoks.

Tabachnick, B. G. & Fidell, L. S. (2013), Using Multivariate Statistics, Pearson, Boston. Taner, Y. & Gökler, B. (2004), “Çocuk İstismarı ve İhmâli: Psikiyatrik Yönleri”, Hacettepe Tıp Dergisi, 35(1), 82-86.

Tepper, B. J. (2000), “Consequences of Abusive Supervision”, Academy of Management Journal, 43(2), 178-190.

Tepper, B. J. (2007), “Abusive Supervision in Work Organizations: Review, Synthesis, and Research Agenda”, Journal of Management, 33, 261-289.

Tepper, B. J., Duffy, M. K., Henle, C. A. & Lambert, L. S. (2006), “Procedural Injustice, Victim Precipitation, and Abusive Supervision”, Personnel Psychology, 59, 101-123. Trickett, P.K. & McBride-Chang, C. (1995), “The Developmental Impact of Different Forms of Child Abuse and Neglect”, Developmental Review, 15, 311-337.

Uçar, G. (2015), İş Yerinde Psikolojik Taciz, Akran Zorbalığı ve Çocukluk Çağı Örselenme Yaşantıları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Haliç Üniv., S.B.E., Yayımlanmamış Yükseklisans Tezi.

Üçok, D. & Turgut, T. (2014), “İstismarcı Yönetici Davranışının İşyerindeki Sapkın Davranışlar Üzerindeki Rolü”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 9(3), 163-179.

Ülbeği, İ. D., Özgen, H. M. & Özgen, H. (2013), “Örgütsel Ortamda İstismarcı Yönetim ve İzlenim Yönetimi Üzerine Bir Araştırma”, Ç. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 22(2), 1-14. Ülbeği, İ. D., Özgen, H. M. & Özgen, H. (2014), “Türkiye’de İstismarcı Yönetim Ölçeğinin Uyarlaması: Güvenirlik ve Geçerlik Analizi”, Ç. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 23(1), 1- 12.

Wu, T., & Hu, C. (2009), “Abusive Supervision and Employee Emotional Exhaustion: Dispositional Antecedents and Boundaries”, Group & Organization Management, 34, 143- 169.

Zellars, K., Tepper, B. & Duffy, M. (2002), “Abusive Supervision and Subordinates' Organizational Citizenship Behavior”, Journal of Applied Psychology, 87, 1068-1076. Zurbriggen, E.L., Gobin, R.L. & Freyd, J.J. (2010), “Childhood Emotional Abuse Predicts Late Adolescent Sexual Aggression Perpetration And Victimization” Journal of Aggression, Maltreatment & Trauma, 19, 204–223.

İSTİSMARCI YÖNETİCİ ALGISININ KAYTARMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİNDE