• Sonuç bulunamadı

AİLE İŞLETMESİ KAVRAMI VE AİLE İŞLETMELERİNDE TARAFLAR

Belgede 3. Aile İşletmeleri Kongresi (sayfa 121-125)

KURUMSALLAŞMASINDA GELECEK NESİLLERİN EĞİTİMİNİN ROLÜ

2. AİLE İŞLETMESİ KAVRAMI VE AİLE İŞLETMELERİNDE TARAFLAR

İşletme, bir yatırım düşüncesinin oluştuğu, bu yatırımın yapılabilirliğinin çeşitli yöntemlerle etüd edildiği, bir proje oluşturularak, bu projeyi gerçekleştirmek için üretim faktörlerini bir araya getirerek, kâr elde etmek, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve devamlılıklarını sağlamak amacıyla mal ya da hizmet üreten, pazarlayan dinamik, ekonomik ve sosyal kuruluşlardır.

Çeşitli kitaplarda pek çok aile işletmesi tanımı ile karşılaşılabilir:

“Yönetsel pozisyonlarda aile üyelerinin olması, işletme hisselerinin çoğunun aile üyelerinde bulunması, ürün veya hizmet özelliklerinin aile adı ile özdeşleşmesi, işletmelerin politika oluşturmalarında ailenin kontrolünün olduğu bir sözleşme olması ve aile isminin toplumda işletme ile bütünleşmesi şartlarına bağlı olarak kurulan birimlerdir” (Dailey, Reusling, Demong, 1977).

“Aile işletmesi tek bir ailenin üyeleri tarafından kontrol edilen ve kâr dağıtımının ailenin kontrolünde olduğu işletmelerdir.” (Akıngüç Günver, 2002).

“Ailenin servetini dağıtmamak için kurulan özel bir şirket biçimidir. “(Akıngüç Günver, 2002).

Bir ailenin genellikle en büyük bireyi tarafından kurularak zamanla ailenin diğer fertlerinin de girişime katıldıkları, kendilerine ait kültürü ve geleneği kuran, kan bağı olanların yönetimde ağırlıkta oldukları, mülkiyet kavramının egemen olduğu, aile bağlarının aile bireylerini etkilediği, genellikle mevcut varlığın dağılmasını önlemek için kurulmuş, ekonomik, sosyal, psikolojik ve dinamik yapılardır.

Kabul görmüş bir yaklaşıma göre, aile bireylerinin bir işletmenin faaliyetinde bir araya gelmesi, şirketin “Aile Şirketi” olarak adlandırılması için yeterlidir (Tagiuri, 1992).

Özalp’e (1971) göre aile şirketi; aile reisinin veya ailenin geçiminden sorumlu bir ferdin şirketin başında bulunması, o şirketin “aile şirketi” olarak değerlendirilmesi için yeterli bir unsur olarak kabul edilmektedir.

Aile şirketi, birden fazla aile üyesinin önemli miktarda yatırıma ya da işletmenin yönetim kararlarında veya faaliyetlerinde önemli bir katılıma sahip olduğu bir işletmedir. Aile; kan bağı, evlilik ya da ömür boyu bağlılık yoluyla birbirleriyle ilişkisi olan insanlar anlamında ele alınabilir (Cox,1996).

Bir aile şirketi, sahipliğin çoğunluğunun ya da kontrolün tek bir ailede olduğu ve iki ya da daha fazla aile üyesinin doğrudan girişimle ilgili olduğu bir işletmedir (Rosenblatt vd.,1990).

“Aile şirketi” kavramına aile servetinin mülkiyeti açısından bakan tanımlara da rastlanmaktadır. Aile şirketi, ailenin servetini dağıtmamak üzere kurulmuş olan özel bir şirket biçimidir (Karlof,1993). Bir başka ifade ile, daha çok zirai taşınmazların parçalanmasına engel olmak amacıyla akrabalar arasında kurulan ve terekedeki (ölen kişinin mal varlığı) miras paylarının tümünü veya bir kısmını bırakmak ya da ortaya başka mallar koymak suretiyle kurulan tüzel kişiliği bulunmayan bir ortaklık şeklidir (Feyzoğlu, 1990). Aile şirketlerine yönelik bir başka tanım, çalışan işgücünün kan bağı ile ilgisini ele almaktadır. Aile üyelerinin yönetim kademelerinde çalıştığı işletmeler, aile şirketleridir. (Potobsky, 1992). Burada belirtilmesi gereken nokta, aile üyelerinin kurucu ortağın (girişimcinin) çocukları ile sınırlı olduğu hususudur. Aile şirketlerine, yönetimdeki hakimiyet açısından bakan bir tanıma göre, yönetim kurulunda en az iki veya daha fazla aile bireyinin yer alması ve bu bireylerin şirketin en az %10 hissesine sahip olması şirketlerin aile şirketi olarak tanımlanmasını gerekli kılan unsurlardır (Bozkurt,1997).

Bir şirketin aile şirketi olması için sadece aile bireylerinin var olması yeterli değildir. Ancak üzerinde önemle durulan iki nokta vardır. Bunlar, girişimcinin ailenin geçimini sağlayan ve ailenin geleceğini güvence altına alan kişi olduğu, bir şirkette sadece girişimcinin mevcut olmasının o şirketi aile şirketi yapmaktan ziyade patron şirketi yapacağı hususudur. Bundan yola çıkarak varılan son tanım, aile reisinin veya ailenin geçimiyle sorumlu kişinin şirketin başında bulunması ve en az iki nesilin şirket yönetimiyle ilgileniyor olması koşulunu sağlayan şirkettir (Chua vd., 1999). Aileye daha iyi bir gelecek sağlama arzusu, aile şirketinin vizyonunu belirler. Bu vizyon çerçevesinde belirlenen amaçlar doğrultusunda ailenin değişimlere açık olması ve stratejilerini belirlemesi çok önemli rol oynar.

Buna göre, çalışmamızda aile şirketi, “en az iki nesilin örgütte çalıştığı, işletmenin kurulmasındaki amacın ailenin geçimini sağlamak ve/veya mirasın dağılmasını önlemek olduğu ve ailenin geçimini sağlayan en büyük aile bireyinin şirketi idare ettiği, yönetim kademelerinin önemli bir bölümünde aile üyelerinin yer aldığı veya kararların alınmasında büyük ölçüde aile üyelerinin etkili olduğu ekonomik, sosyal ve dinamik birimlerdir” tanımı temel alınmaktadır.

Aile işletmelerinde her aile bireyi aile işletmesi içinde farklı derecelerde yetki ve sorumluluk almaktadırlar. Aile bireylerinden bazıları işletmeyi kuran, mücadele eden kişiler olurken, bazıları sadece hissedar olup faal olarak çalışmayan kişiler olabilir. Bu kişiler arasında daha pek çok aile bireyi aile işletmeleri içinde dolaylı ya da doğrudan görev almaktadırlar.

Aile işletmelerinde, aile bireyi olsun ya da olmasın, işletmelerin her kademesinde yer alan kişi ya da kişilere güç odakları adı verilir. Aile işletmelerinin yapısal özellikleri gereği iş ve

aile bağlarını birlikte idare etmek gerekmektedir. Bu durumda aile işletmelerinde iki sistemden bahsedilebilir. Bunlardan birincisi aile işletmelerinde duygusal karar alma mekanizmasını kontrol eden aile sistemi, ikincisi ise mantıksal karar alma mekanizmasını kontrol eden iş sistemidir.

Aile ve işletmenin farklı iki sistem olduğunu ve aile üyelerinin işe katılım konusunda birbirlerinden farklı olabileceğini kavram olarak benimsetmek gerekir. Hatta bazı durumlarda farklı sistemler için farklı roller ve görevler tanımlanabilir. Bu iki sistemi ayırmanın bir başka yöntemi ise işletme içinde çalışan aile üyelerini fiziki mekan ve işlevsel olarak ayırmaktır. Böylece örgütsel düzenleme ile aile üyeleri farklı işlevlere göre görev alarak iki sistemin birbiri içine geçmesi kısmen engellenmiş olur (Akıngüç Günver, 2002).

Aile işletmesi kavramı sadece aile ve işletme kavramlarından oluşmaz. Aile ve işletmeyi birlikte tutan bir mülkiyet kavramının varlığı açıktır. Aile işletmelerinin sürekliliğinin sağlanması için gerekli olan mülkiyet edinme çabası, aile işletmelerini ayakta tutar. Ancak aileyi, işletmeyi ve mülkiyeti bir arada tutabilmek ve bunları bir disiplin altına alabilmek için yönetimin de gerekli olduğu açıktır.

Aile işletmelerinde aile, işletme, mülkiyet ve yönetim olmak üzere dört temel nokta vardır. Bunlar birbirlerini sürekli etkiler ve birbirlerinden etkilenirler. Davranışları karşı tarafın davranışlarından etkilenir. Bu da zaman zaman aralarında sorunların yaşanmasına neden olur. Bu dört nokta arasında iletişimi ve sağlıklı etkileşimi sağlayacak kişi ya da kişiler bulunabilir. Aile işletmelerinde bazen bir kişinin birden fazla güç odağı olması sorunları da beraberinde getirebilir.

Bu sorunların başında karar vermede güçlük, yönetimi devretmede sorunlar yaşanması, ücretlendirme politikasında yaşanan sorunlar olarak karşımıza çıkabilir. Örneğin, aile işletmesinin yönetici olarak bir babanın yönetimi bir profesyonele mi yoksa en büyük erkek evladına mı bırakacağı konusunda karar vermede güçlük yaşayacaktır. Ya da bir aile işletmesinde kardeşi çalışan yöneticinin ücretlendirme politikasını hazırlama konusunda sıkıntılar yaşayacaktır. 3. AİLE İŞLETMELERİNDE TARAFLARIN ÖNEMİ VE EĞİTİMLERİ

Aile işletmelerinde, işletmenin gerek aile tarafında gerekse işletme tarafında işletme ve aileyi ayakta ve dengede tutmaya yarayan taraflar vardır. Bu taraflar, işletme tarafında profesyonel yöneticiler ve çalışanlar iken, aile tarafında kurucu girişimci ve işletmede faal olarak çalışan, çalışmayan aile bireyleridir.

Aile işletmesinin bir üyesi iseniz ister işletmede çalışın ister çalışmayın üzerinize pek çok sorumluluk yüklenecektir. Bunun nedeni kurucu girişimcinin, işletmeyi ilk kurma amacı ailenin geçimini sağlamakken, sonraki yıllarda işletmenin devamlılığının sağlanması, piyasada seçkin bir yer edinme ve rekabet koşullarına ayak uydurabilme ve edinilen prestiji koruma çabasıdır.

Bu nedenle kurucu girişimci, gelecek nesillerin bir an önce sisteme girerek aile işletmesinde yer almalarını beklerler. Çoğu kez sisteme girecek olan bireyin hangi ilgi alanında olduğu, neyi istediği, beceri ve yeteneklerinin bu işe uygun olup olmadığı, her şeyden önemlisi bireyin kişisel özelliklerinin yöneticilik vasıfları ile paralellik gösterip göstermediğine bakılmaz. O birey bir aile işletmesi mensubudur. Sistemde yer almaktan başka da bir şansı yoktur.

Aile işletmelerinde kurucu girişimciler bu nedenle ister sektörle ilgili eğitim alsın, ister almasın gelecek neslin aile işletmesini devam ettirmesi gerektiğini düşünürler. Aile işletmelerini ister devralsınlar, isterse almasınlar ancak önemli olan aile işletmesi sahibi olan kurucu girişimcileri gelecek nesile olan yaklaşımı ve onlara olan tutumudur. İşletme ile ilgili sorumluluk daha çocuk yaşlarda verilmeli ve çocuğun işletmeyi ailenin bir parçası olarak görmesi sağlanmalıdır.

Aile işletmelerinde işletme tarafında olan kişilerin eğitimi için kurucu girişimcinin yapabileceği pek bir şey yoktur. Sisteme mevcut eğitim düzeyleri ile giren çalışan ve profesyoneller, sisteme kabul edildikten sonra sadece hizmet içi eğitimlerle işletmeye daha uyumlu hale getirilebilmektedirler. Bu konuda kontrol kurucu girişimcide değildir.

Aile işletmelerinde asıl olan ve işletmenin devamlılığını ve sağlıklı büyümesinde büyük rolü olacak kesim aile bireylerinin oluşturduğu taraftır. Bu kesimin eğitiminin ise daha doğdukları yıllardan itibaren başlaması gerekmektedir.

Aile işletmelerinin devamlılıklarının sağlanabilmesi ve ekonomik sistemde başarılı olabilmeleri için aile bireylerinin eğitilmesi oldukça önem kazanmaktadır. Kurucu girişimciler, çocuklarına sağladıkları iyi yaşam standartlarını, en iyi okulları ve imkanları sağlayabilmek için çalıştıklarını ve bu değerleri çocukları için bir lütuf olarak gösteriler. Yıllar sonra da çocuklarından sanki bu lütufun bedelini isterler.

Çocukların kişilik özelliklerini dikkate almadan, onların sadece geleceklerinin garanti altında olmasını sağlayarak, onlara iyi bir yaşam tarzı vererek yaşamlarına müdahale etmek ve bir ömür boyu onları esaret altına almak doğru bir yaklaşım olmasa gerek. İnsanın olmak istediği yerde olmaması, istediğini yapamaması da bir çeşit esarettir.

Kurucu girişimcilerin gelecekte yönetimde yer almasını beklediği aile bireylerinin eğitimleri konusunda şu konulara dikkat etmek zorundadır:

1. Aile bireyinin küçük yaşlarda işletmeye götürülerek orada yapılanlar hakkında

bilgilendirilmesi ve sisteme ısındırılması gelecek için önemlidir.

2. Çocuğun dilediği yönde eğitim alması sağlanmalı, zaman zaman istediği olmak

istediği meslekler hakkında ve çalışma koşulları hakkında bilgilendirici kaynaklar sunulmalıdır. Ailenin bu konuda söylevleri hiçbir işe yaramayacak daha konuyla ilgili merakını arttıracaktır.

3. Çocuğun mezuniyetinden sonra başka sektörlerde başka işlerde çalışmasına izin

verilmelidir. Bu durumda çocuğun ekip çalışmasını öğrenmesi, patronluktan önce çalışan olmayı anlaması açısından önemlidir.

4. Çocuğun dilediği zaman aile işletmesine gelmesi beklenmeli ancak başka sektörlerde

çalışırken aile işletmesi ile ilgili kararların alınmasında fikri sorularak işletmeyle olan bağının zayıflamasına engel olunmalıdır.

5. Çocuk aile işletmesine geldiğinde bilgi ve yeteneğinin ölçüsünde en alt kademede

6. Çocuğa sorumluluklar verilmeli, risk almasını sağlamalı ve sonuçlarını değerlendirebilmesi konusunda fırsatlar verilmelidir.

Ancak bu koşullar sağlandıktan sonra çocuğun kendine olan güveni gelir ve ne yapmak istediğine ve nasıl yapacağına karar verebilir. Çalışmalar kendi isteği ile katılmak istediği sürece çok daha başarılı olacak ve işletmeyi başarılı kılacaktır.

4. AİLE İŞLETMELERİNİN KURUMSALLAŞMASI VE EĞİTİMİN KURUMSALLAŞMA

Belgede 3. Aile İşletmeleri Kongresi (sayfa 121-125)