• Sonuç bulunamadı

PERSPEKTĐFĐNDEN ULUSAL BĐR YÖNETĐM TARZININ BOYUTLARINI BELĐRLEMEYE YÖNELĐK BĐR ÇERÇEVE ÖNERĐSĐ

2.1. Yönetim Tarzının Boyutları Đle Đlgili Olarak Literatür Özeti

2.2.1. Örgütlenme Biçimi Boyutu

Örgütlenme biçimi boyutu sahiplik, büyüklük ve profesyonelleşme parametrelerini içine almaktadır. Bir yönetim tarzı boyutu olarak örgütlenme biçimi en fazla Kore, Japonya ve Çin yönetim tarzları içinde öne çıkmaktadır. Toplumların ulusal kültürlerinin ve kültürleri etrafında şekillenen algılama tarzlarının örgütlenme biçimi üzerinde son derece önemli etkileri olduğu görülmektedir35.

Örgütlenme biçiminin bir parametresi olan profesyonelleşme yönelimleri ve tepe yönetiminin karakteri üzerinde kurumsal çevreye özgü örgüt çeşitlerinin önemli etkileri vardır. Bir başka ifadeyle, ülkenin sahip olduğu kurumsal ve teknik koşulların o ülkede farklı bir tepe yöneticisi tipi yarattığına dair önemli bulgulara rastlanmaktadır. Örneğin Norburn, Đngiliz ve Amerikalı yöneticiler arasında yaptığı karşılaştırmada bu iki yönetici grubun eğitim seviyelerinde belirgin farklar bulmuş ve bunu iki ülkenin farklı ticaret koşullarına sahip olması ile açıklamıştır. Bir başka çalışmada ise, Lane Đngiltere, Fransa ve Almanya’yı karşılaştırmıştır. O da ülkelerin farklı finansal sistemlerinin, üst düzey yöneticilerin uzmanlık alanına yansıdığını savunmuştur. Bir başka çalışmada ise çevresel koşullardaki yoğun değişimin rekabet şartlarını değiştirdiği, oluşan yeni

şartlara uyum sağlamak amacı ile işletmelerinde o şartlara uygun özelliklere sahip olduğunu düşündükleri, tepe yöneticileri istihdam ettikleri savunulmaktadır (Yamak, 1998:65–66). Bu anlatılanlara ilave olarak çevrenin profesyonellerin karakteristiklerinin

şekillenmesinde de çok önemli bir rol oynadığı yazında dile getirilmektedir. Üsdiken (1992), durağan çevresel koşullar ve belirsizliğin az olduğu durumlarda faaliyet gösteren işletmeler ile hareketli çevresel koşullarla belirsizliğin yüksek olduğu durumlarda faaliyet gösteren işletmelerin farklı üst düzey yönetici takımlarına ihtiyaç duyduklarını ifade etmiştir.

Örgütlenme biçiminin diğer parametresi olan sahiplik üzerinde ise, kültür ile toplumun kapitalizmi benimseme derecesi ve buna ilave olarak ekonomik gelişmişlik seviyesinin son derece etkili olduğu görülmektedir. Örneğin, ekonomik gelişmişlik seviyesi yüksek klan kültürünün hakim olmadığı Anglo-Sakson ülkelerde piyasa sahipliği söz konusu

35

Eski dönem Japon örgütlenme biçimi olan Zaibatsu ile günümüz Japon örgütlenme biçimi olan Keiretsu’lar da bu etkiyi görmek mümkündür. Japon ekonomisine çok büyük bir dinamizm kazandıran; çok sayıda küçük ve orta boy firmanın bağlı bulunduğu günümüz Keiretsuları Japonya’nın eski dönemdeki feodal yapısını yansıtmaktadır.

iken ekonomik kalkınmışlık seviyesinin görece düşük ve profesyonel kapitalizmin henüz yerleşmemiş olduğu Türkiye gibi ülkelerde hakim olan klan anlayışının da bir sonucu olarak aile sahipliğinin yaygın olduğu görülmektedir.

2.2.1.1. Japonya, Kore ve Çin Đşletmelerinin Örgütlenme Biçimleri

Japon örgütlenme biçimi incelendiğinde, bu işletmelerin Kaisha veya onun geniş hali olan büyük ve karmaşık bir yapıya sahip Keiretsular36 şeklinde örgütlenmiş oldukları görülmektedir (Morden ve Bowles,1998). Keiretsu gruplarının en belirgin özelliği, gruplar arasında açık ve verimli bir ilişkinin olmasıdır. Gruplar arasındaki bu ilişki işletmelerin sermaye ve bilgi alış verişi konularında karşılaştıkları birçok problemin çözümünde çok etkili olmaktadır (Hoshi ve diğ., 1991).

Bu işletmelerde tepe yöneticilerin büyük çoğunluğu profeyonel yöneticilerdir. Japon ekonomisi içinde çok önemli bir yeri olan Keiretsular, genel olarak iki şekilde kategorize edilebilir. Dikey Keiretsular ve Finansal Keiretsular. Dikey Keiretsular, büyük üretim işletmeleri içerisinde ilişkide bulunulan dağıtıcılar ve tedarikçiler ile kurulmuş olan bütünleşmelerden oluşmuşlardır. Asanuma (1985), dikey Keiretsuların tedarikçileri ve dağıtıcıları ile kurmuş oldukları bütünleşmelerin hem tedarikçiler, hem de dağıtıcılar için yararlı olduğunu ifade etmiştir. Finansal Keiretsular, bir ticari bankanın diğer finansal kurumlarla birleşmiş olmasıyla oluşmuşlardır. Finansal Keiretsular bu grubun üyesi olan işletmelere faaliyetleri ihtiyaç duydukları destekleri önemli ölçüde karşılamaktadırlar. Bu durum, Japon işletmeleri için önemli rekabet üstünlükleri oluşturmaktadır. Japonya’nın Keiretsularına karşılık Kore’de hakim örgütlenme biçimi olarak kaşımıza Chaebollar çıkmaktadır.

Chaebollar da Keiretsular gibi birbirleri ile yakın ilişkilere sahip çok sayıda işletmenin oluşturduğu büyük gruplardır. Kore prodüktivite merkezine göre en büyük on Chaebol ortalama olarak on sekiz işletmeyi kontrol etmektedir (Chang,1988:92). Chaebollar faaliyet süreleri bakımından Keiretsulara oranla daha gençtir. Chaebolların göze batan diğer önemli bir özelliği, bu işletmelerin birçoğunun hala daha kurucu olan aile üyeleri sahipliğinde olması ve bu üyeler tarafından yönetiliyor olmasıdır. Çünkü Chaebolların

36 Bir dağı andıran bu yapının zirvesinde bir banka bulunmakta, gövdesinde yatay ya da dikey yapılanmadan meydana gelmiş şirketler yer almakta, eteklerinde ise tampon görevini üstlenen alt müteahhitlik firmaları sıralanmaktadır (Arabacıoğlu,2000:28).

büyük bir çoğunluğu 1950’li yıllar ve sonrasında kurulmuştur. Chaebollar ve Keiretsular arasında var olan bu farklılıklara ek olarak bu iki örgütlenme biçimi arasında sahiplik ve profosyonelleşme konularında önemli farklılıklar olduğu görülmektedir37. Chaebollar ve Keiretsular arasında sahiplik ve profesyonelleşme konularında var olan farklılıkların açıklanmasında, iki toplum arasında aile olgusuna ilişkin farklı algılayışlar büyük önem taşımaktadır. Japonya’da aile olgusunun iki anlamı vardır: Birincisi, kan bağına dayanan akrabalık ve aile bağı ikincisi ise iae, yani kan bağı şartı gerektirmeyen klan veya kabile bağına dayanan akrabalıktır. Japonya’da aile ve iae terimleri aynı anlamda kullanılmaktadır. Ancak, yine de yetkilerin ve malların devrinde kan bağından ziyade klan ilişkileri (iae) ön plana çıkmaktadır. Aile üyeleri arasında mülkiyet konusunda kesin bir çizgi bulunmamaktadır. Japonya’dakinin tersine Kore’de ise kan bağına sıkı sıkıya bağlı bir aile kavramı söz konusudur. Kore örneğinde kan bağı ailenin oluşumu için zorunlu şarttır. Aile yetkilerinin kullanılmasında babadan sonra en büyük erkek çocuk söz sahibidir (Okur, 1998:58). Aile olgusuna ilişkin bu iki farklı bakış, Kore’de aile sahipliği ve aile üyelerinin işletmelerin önemli noktalarında görev yapmaları gibi bir sonucu ortaya çıkarmıştır.

Kore ve Japonya’nın bu örgütlenme biçimlerine karşılık Çin’de bunun tam zıttı bir durum karşımıza çıkmaktadır. Çin’de yaygın örgütlenme biçiminin küçük aile işletmeleri şeklinde olduğu görülmektedir. Diğer Asya toplumlarında olduğu gibi aileye bakış biçimi, Çin yönetim tarzı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bilindiği gibi Çin’de Konfüçyan gelenekler hüküm sürmektedir. Konfüçyan etiğe göre aile gelir ve harcamaların en temelidir. Buna bağlı olarak işletmeler aile üyelerinin özel varlığı olarak görülmektedir38. Çin’de geleneksel bir anlayışla, özelikle reform öncesi ve reformların başladığı ilk yıllarda, işletme sahipleri her hangi bir şekilde başka kişi veya kurum ile sahipliği hukuki anlamda paylaşma konusunda son derece isteksizdiler (Chen,2004:71-72). Ancak, Çin’de yaşanmakta olan dönüşüm birçok yönetim tarzı

37 Tüm dünyada olduğu gibi Güney Kore’de de işletmeler birer aile teşebbüsü şeklinde oluşmuştur. Özellikle 1960 yılından sonra başlatılan ekonomik kalkınma sürecinde de bu işletmelerin sahiplik yapısı bozulmamış, 1980 yılından sonra kısmen profesyonel yöneticilerin işletmelere girmesiyle üst yönetim seviyesindeki oran kısmen bozulmuş ise de bu yapı halen etkisini devam ettirmektedir (Okur, 1998: 54).

38 Çin işletmelerinin sahiplik yapısı ile ilgili tartışmalar yapılırken Çin’in ekonomik ideolojisinin ve son dönemlerde geçirmekte olduğu dönüşümünde göz önüne alınması gerekmektedir. Ancak, küçük aile işletmeleri şeklinde örgütlenmenin Çin toplumu için çok yaygın olduğu ve bu durumun biçimsel olarak ifade edilemeyecek nedenleri olduğu görülmektedir.

boyutunu etkilediği gibi bir yönetim tarzı boyutu olarak örgütlenme biçimi ve bu boyutun bir parametresi olan sahipliği de etkilemiş ve gittikçe de daha fazla etkileyecektir (Tang ve Ward,2003:132). Nitekim günümüzde, Çin işletmeleri arasında bazı birleşmeler yaşanmaya başlanmıştır. Bunun bir sonucu olarak Çin işletmelerinde sahiplikle ilgili yeni bir yapı oluşmaya başlamıştır. Bu yapıyı karma yapı olarak nitelendirebiliriz ( Tang ve Ward,2003:132). Sahiplikle ilgili bu yapı Çin işletmeleri içinde farklı profesyonelleşme dereceleri ortaya çıkarmıştır. Tipik bir aile işletmesi olarak kalma eğiliminde olan Çin işletmelerinde profesyonelleşme istek ve oranı düşüktür. Bu işletmelerde, yönetimdeki anahtar görevler aile üyeleri tarafından yürütülmektedir. Buna karşılık gerek birleşerek, gerekse değişik şekillerde büyüme eğilimi sergileyen Çin işletmelerinin profesyonelleşme konusunda daha istekli davrandıkları görülmektedir.

2.2.1.2. Đngiltere ve ABD Đşletmelerinin Örgütlenme biçimleri

Đngiltere’de 1980’lerle birlikte girişimci kültürde önemli değişiklikler yaşanmaya başlanmıştır. Hızlı bir şekilde gerçekleştirilen özelleştirme faaliyetleri ile birlikte sendikaların gücü azalmıştır. Bu dönemle birlikte Đngiltere’de devletin sahibi olduğu işletmelerin sayısı azalmıştır. Devlet bir girişimci olarak birçok endüstriden çekilmiştir (Lawrence ve Edwards, 2000:194).

Geçirilen bu evrimin dışında Đngiltere’de yaygın örgütlenme biçiminin küçük ve orta ölçekli işletmeler grubundan daha çok orta ölçekli işletmeler şeklinde olduğu görülmektedir. Đngiltere’de orta ölçekli işletmelerin sayısı Almanya ve Đtalya’dakiler kadar olmasa da bu işletmeler Đngiltere ekonomisi için önemli işletmelerdir. (Lauder ve diğ., 1994). Đngiltere son dönemlerde özellikle hizmet sektörüne yönelmiş durumdadır. Hizmet sektörüne yönelik bu büyüme Đngiltere’de sahiplik ve profesyonelleşme yönelimlerinin karakterine yansımıştır. Đngiltere’de artık hizmet işletmelerinin sayıları gittikçe artmaya başlamış ve buna bağlı olarak işletmeler bulundukları alanda rekabet avantajı yakalamak ve sürdürmek saikiyle profesyonellere daha fazla önem vermeye başlamışlardır. Bunun dışında Đngiltere’de, orta ölçekli işletmeler dışında kalan büyük küresel işletmeler hissedarları ile çok yakın ilişkiler kurmakta ve onların tatminine çok önem vermektedirler. Đngiltere’de finans pazarı çok iyi işlemekte ve ticarette finansal ilişkiler ön planda tutulmaktadır. Yaygın olan sahiplik yapısı ise piyasa sahipliğidir.

Đngiltere’deki yaygın orta ölçekli bağımsız örgütlenme biçimine karşılık, ABD ‘de büyük işletmelerin varlığı dikkat çekmektedir. ABD işletmeleri büyük işletmeler şekilde örgütlenmiş olsalar da bu örgütlenme biçimi Japon ve Kore örgütlenme biçiminden farklıdırlar. Japon ve Kore işletmeleri, çok farklı endüstrilerde faaliyette bulunan işletmeleri kendi bünyesinde bulunduran holdingler şeklinde iken, ABD işletmeleri çoğunlukla farklı endüstrilerde faaliyet göstermemekte, aksine birçok Amerikan işletmesi kendi temel yeteneğine odaklanarak bu temel yeteneği dışında kalan birçok faaliyetine outsource etmektedir. ABD işletmeleri de aynı Đngiltere işletmeleri gibi piyasa sahipliğinde olan işletmelerdir. Bunun bir sonucu olarak bu ülke işletmelerinin de tıpkı Đngiltere işletmeleri gibi profesyonelleşme oranı yüksektir.

2.2.1.3. Fransa, Đtalya Ve Almanya Đşletmelerinin Örgütlenme Biçimi

Bir yönetim tarzı boyutu olarak örgütlenme biçimi, Fransa yönetim tarzı içinde Asya grubu içinde yer alan ülkelerin yönetim tarzlarındaki kadar ön plana çıkmamaktadır. Fransa’da devletin önceleri en büyük girişimci durumunda olduğu görülmektedir. Ancak, son dönemlerde Fransa hızlı bir özelleştirme faaliyeti başlatmış ve bunu başarıyla gerçekleştirmiştir. Fransa özelleştirme programının başarılı bir şekilde uygulanmış olması devletin piyasalardaki etkisinin azaldığı anlamına gelmemelidir. Fransa’da çok sayıda aile şirketi de olduğu görülmektedir. Bunlar küçük aile işletmeleri olabildiği gibi yine bir ailenin en büyük hissedar konumunda olduğu büyük işletmeler de vardır. Ancak, bu işletmelerin sahiplik yapılarına rağmen oldukça yüksek bir profesyonelleşme oranına sahip oldukları görülmektedir (Lawrence ve Edwards, 2000:30-31).

Avrupa birliği üyesi diğer bir ülke olan Đtalya’daki işletmelerinin örgütlenme biçimi incelendiğinde öne çıkan en önemli özellik devletin kontrolünde farklı endüstrilerde faaliyet gösteren işletmelerden oluşan holdinglerin varlığıdır. Bu holdinglerden en önemlisi IRI (Instituto Per-la Ricastruzione)’dir. 1933 yılında kurulmuş olan bu holding çelik, gemi inşası, telekomünikasyon gibi çok farklı endüstrilerde faaliyet gösteren işletmeleri bünyesinde toplamıştır. 1990’ların ortalarına gelindiğinde IRI holdinginde çalışan toplam iş gören sayısı 350000 civarındadır (Edward, 1996). Ancak günümüzde

Đtalya’da da özelleştirme hız kazanmıştır. Fransa’daki kadar olmasa da bu ülkede devlet artık bir işveren olmaktan yavaş yavaş çıkmaktadır. Bu holdinglerin dışında Đtalya’da

özel sektör içinde Fiat, Olivetti ve Pirelli gibi bazı büyük özel işletmelerinde olduğu görülmektedir. Đtalya’da küçük ve orta ölçekli aile işletmelerinin sayısı da oldukça fazladır. Bu işletmelerin büyük bir çoğunlukla mobilya, moda ve seramik sektöründe faaliyet göstermekte oldukları görülmektedir. Bu işletmelerin sermayeleri aile birikimlerinden oluşmaktadır (Magrine, 1989; Edward ve Lawrence, 2000:56). Bu anlatılanlar ışığında, Đtalya işletmelerinin büyük çoğunlukla aile sahipliğine dayalı profesyonelleşme isteğinin ise düşük ancak, profesyonelleşmenin zorunluluğa bağlı olarak artan bir seyir izlemekte olduklarını söyleyebiliriz.

Alman işletmelerinin örgütlenme biçimi incelendiğinde ise karşımıza çıkan en önemli bulgu, Avrupa birliği ülkeleri içinde bu ülkede orta ölçekli işletmelerin sayılarının çok fazla olmasıdır. Alman ekonomisi için son derece önemli olan bu işletmelerin sahipliği genelde bir aileye aittir. Bu işletmeler, büyük çoğunlukla küçük kasaba ve köylerde faaliyette bulunmaktadırlar (Simon, 1996). Orta ölçekli bu örgütlenmenin yanında Almanya’da eski Batı Almanya kökenli profesyonelleşme eğilimlerinin oldukça yüksek olduğu uluslar arasılaşmış büyük işletmelere de rastlanmaktadır. Günümüz Alman işletmelerinin örgütlenme biçiminden bahsederken eski Doğu Almanya devletinin sahip olduğu büyük işletmeleri de unutmamak gerekir. Eski Doğu Almanya dönemlerinde bu ülke için çok önemli olan bu büyük devlet işletmeleri, doğu ve batı Almanya’nın birleşmesinden sonra Almanya için problem olmuştur. Birleşmeden sonra bu işletmelerde önemli bazı iyileştirmeler yapılarak Batı Almanya kökenli büyük işletmelere satılmışlardır (Edwards ve Lawrence, 1994).