• Sonuç bulunamadı

Bir Bilgin Ve Mutasavvuf Olarak: Seyyid Abdülhakim Arvasi

121

tarihten sonra tekke faaliyetinde bulunmaz. Zira kanunlara riayet hususunda çok titizdir kendisi. 1930'da yaş sınırına geldiği halde, heyet-i vükelâ (bakanlar Kurulu) kararıyla vazifesi uzatılır.

Menemen hâdisesi sebebiyle hiç alâkası olmadığı halde zamanın ileri gelen din adamları ile İzmir'e götürülür. Divan-ı Harb'e çıkarılır. Orada dikkate değer bir savunmada bulunur.

Ancak bu olay ile herhangi bir irtibatının olmadığı anlaşılınca, beratına karar verilir.

Abdülhakim Arvâsî’nin mahkemede söylediği şu sözler hayli ilginçtir: “Ben şeyh değilim ve o yüce mertebeye lâyık olmaktan uzağım; yok eğer şeyhlik, devrimizde gördüklerimin hâli ise ona da tenezzül etmekten münezzehim.”

Bu sözleriyle o, bir taraftan kendisi açısından mütevazılığın en güzel örneğini sergilerken diğer taraftan da devrindeki hak yoldan sapan şeyhlerin içler acısı hâlini dile getirmiştir. Kendisinin onlarla aynı ölçüde değerlendirilmemesini istemiştir. Mahkemede berat etmesinin ardından İstanbul’a gelen Abdülhakim Arvâsî, sohbetlerine tekrar kaldığı yerden devam eder. Vaizlikten emekliye sevk edilir ise de bu vazifesini fahrî olarak sürdürür.

1934 senesinde soyadı kanunu çıkınca, Üçışık soyadını alır.

Câmi vaazlarının, birçok kimsede uyandırdığı etki sebebiyle özellikle ham yobaz kaba softa kitlesinin kıskançlığını çeker. Şikâyet üzerine Eylül 1943'te İzmir'de ikamete tâbi tutulur.

Bir müddet Meserret Oteli’nde ve sonra bir evde polis nezaretinde kalır. Yakınları, kendilerinin Bursa'ya nakli veya İstanbul'a iadesi için birkaç defa teşebbüse geçtilerse de her defasında ret cevabı alınır.

Nihayet Ankara'ya nakline müsaade çıkar. Bu karar üzerine Kasım 1943'te Ankara'da Hacı Bayram-ı Veli civarında, kardeşinin oğlu Seyyid Faruk Işık'ın evine gelir. Bu sırada hasta olduklarından Faruk Işık Bey'in evinde on sekiz gün hasta yattıktan sonra H: 28 Zilka'de 1362 (M: 27 Kasım 1943) tarihinde vefat eder. Vefat anında hafif bir zelzele meydana gelir.

Önemli Söz ve Vecizeleri

Seyyid Abdülhakîm Efendi gerek vaaz ve öğütlerinde ve gerekse özel toplantılarında söylediği birtakım sözler vardır ki, kitaplarda, konulara birer başlık olacak türdendirler. İşte bazıları:

* Meşguliyet nimettir. Meşguliyet olmasa, şeytan vesvese verir.

*Tasavvuf, ehemmi mühimme (önemliyi, daha önemliye) tercih etmektir.

1. Uluslararası Ankara Sempozyumu

*Cüzzam en sâri hastalıktır. Bununla beraber bir cüzzamlı ile kırk sene aynı odada kalan, aynı eşyaları kullanan kimseye, bu hastalığın geçmeme ihtimali vardır. Ancak kapısı ve merdivenleri ayrı bile olsa, tesadüf edilmese dahi, bir fâsık ile aynı çatı altında yaşandığı zaman zulmet geçmeme ihtimali yoktur.

*Kibirli insan burnundan halka takılan kimse gibidir. İnsan kibirlendikçe melekler o halkayı yerin dibine batırırlar. Tevazu gösterdikçe de o halkayı göklere çekerler.

*İnsanlar arasında kendisini ayıplamak ya kibirdendir ya da methedilmeyi sevmektendir.

*İslâmiyet ilim üzerine kurulmuştur. İlim olmayınca, hakikî din adamı kalmayınca, İslâmiyet bozulur. Bulut olmayınca, yağmur beklemek, mucize istemek olur. Allah u Teâlâ bunu yapabilir. Fakat âdeti böyle değildir. İslâm âlimi yetişebilmesi için, İslâm ilimleri meydana çıkıp, yayılıp, böyle yüz sene geçmesi lâzımdır.

*Edep hududa, sınırlara riayet etmek onu taşmamaktır. En büyük edep ise ilahi hududu muhafazadır, gözetmektir.

*Allah u Teâlâ’ya inanan ve güvenen kimse neden mahrumdur. Allah'tan mahrum olan ise neye maliktir.

*Kur'an-ı Kerim şifadır. Fakat şifa, suyun geldiği boruya tabidir. Pis borudan şifa gelmez.

*Gerçek keramet, kerametin gizlenmesidir. Bunun dışında görünenler, velinin irade ve ihtiyarı ile değildir. İlahi hikmet öyle gerektiriyor demektir.

*Allah u Teâlâ sırrını emin ine verir. Bilen söylemez, söyleyen bilmez.

*Ahmaklık, hatada ısrar etmektir.

*Hak'tan ve Hak yolundan başka her ne düşünülürse, hepsi ayrılık ve perişanlık yoludur.

*Din bilgileri, dünyada ve ahirette, huzuru ve saadeti kazandıran bilgilerdir.

Bütün üstünlükler, faydalı şeyler, İslamiyet’in içindedir.

*Hakk'ı sevmedikçe, Hak Teâlâ’yı hâkim bilip, ona kulluk etmedikçe, insanlar birbiri ile sevişemez.

*Her nimet; hep hakka imanın hâsıl ettiği kardeşliğin neticesi ve ihsanıdır. Her musibet ve felâket, kızgınlığın, zulüm ve haksızlığın cezasıdır.

*Beşeriyet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sevip sevilmedikçe; ıstırap ve felaketten kurtulamaz.

*Allah u Teâlâ dilediğini yapar. İster sebepli ister sebepsiz, dilediği gibi azap veya lütfeder.

Güzel ve doğru onun dilediğidir.

*Allah u Teâlâ bize fazlı, ihsanı ile tecelli etsin; fazlı ile korusun! Adliyle tecelli ederse, yanarız.

*Riya olmasın diye cemaatten kaçanlar ayrı bir riya içindedirler.

*Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür.

Bir Bilgin Ve Mutasavvuf Olarak: Seyyid Abdülhakim Arvasi

123

*İlim cehli giderir, ahmaklığı değil.

*Cemiyetteki ruh hastalıklarının sebebi, iman eksikliğidir.

KAYNAKÇA

Albayrak, Sadık, Yürüyenler ve Sürünenler, Medrese Yayınları. İstanbul, 1979.

Arvâsî, Abdülhakim, Hal Tercümesi, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul, 2019.

Cerîde-i İlmiyye Mecmuası, sayı, 48, İstanbul, 1337.

Ekinci, Ekrem Buğra, Hayatı ve Hatıralarıyla Abdülhakim Arvasi, İstanbul, 2017.

Kısakürek, Necip Fazıl, Bâbıâli, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul, 1996.

_______, Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul: 1997.

_______, Başbuğ Velîlerden 33 Altun Silsile, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul,1998 _______, Çile, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul, 2011.

_______, Kafa Kâğıdı, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul, 1995, ______, O ve Ben, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul, 1997.

______, Son Devrin Din Mazlumları, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul, 1996.

_______, Tanrı Kulundan Dinlediklerim, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul, 1997.

Kuku, Süleyman, Son Halkalar ve Seyyid Abdülhakîm Arvâsî’nin Külliyâtı I- II, Damra Yayınları, İstanbul, (tarihsiz),

- Nuran ÇETİN, https://doi.org/10.7827/7455Turkish Studies. 2014.

Tepeli, Yusuf. “Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Kaldırımlar’ Şiiri Üzerine Dil Bilimsel Bir Çözümleme”, Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 8/1 Winter 2013, p. 2923-2945.

Üçışık, Taha, “Seyyid Abdülhakim Arvâsî”, Büyük İslâm ve Tasavvuf Önderleri, Vefa Yayınları, İstanbul, 1993.

AHMET HAMDİ AKSEKİ VE İÇTİHADA İLİŞKİN