• Sonuç bulunamadı

Okul denilen sosyal sistemin en stratejik parçalarından biri öğretmendir (Bursalıoğlu, 2005). Okul geliĢimi literatürü, değiĢimin temel vasıtaları olarak yüksek derecede öğretmen katılımını ve iĢbirliğini iĢaret ediyor (Harris ve Muijs, 2005). Ülkemizde halkla cumhuriyet yönetimi arasındaki bağın kurulması ve sağlamlaĢtırılmasında öğretmene büyük bir görev atfeden hükümetlerin öğretmenle biçtikleri bu toplumsal rol, çok partili hayata geçtikten sonra zayıflamaya baĢlamıĢtır (Özdemir ve diğerleri, 2012). Öğretmenlik mesleği kuĢkusuz günümüzde de önemli bir uzmanlık alanıdır. Türk eğitim sisteminde görev yapan öğretmenlerin yasal statüsü, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 43. Maddesi ile düzenlenmiĢtir. Bu maddeye göre öğretmenlik, “ Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir. Öğretmenler, bu görevlerini Türk Milli Eğitimin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlüdürler” biçiminde tanımlanmaktadır.

Öğretmenlik mesleği diğer mesleklere göre çok daha farklı özelliklere sahip bir meslek olarak tanımlanabilir (ġirin, 2010). Drucker’a göre, öğretmenin ve öğretinin en iyi tanımı, “Öğrencinin güçlü yanlarını bulup onları baĢarıya yönlendirmek” biçiminde verilmektedir. Kuru (2005) öğretmenlik mesleğinin bilgi ve bilgi kadar da bir ruh iĢi olduğunu ve bu ruhu kazanamayan istediği kadar bilgili olsun, öğretmenlikte baĢarılı olamayacağını söylemektedir.

Schlechty (2011) öğretmenin öğretim rolüyle ilgili olarak geleneksel ve yeni rolünü tanımlamıĢtır. Geleneksel öğretmen rolüyle ilgili üç yaygın öğretmen tipi sunmuĢtur:

Klinikçi Öğretmen: En iyi öğretme yönteminin bireyselleĢtirilmiĢ öğretim olduğu varsayımından hareket ederler. Çocukların kiĢisel ihtiyaçlarına çok fazla dikkat ederler ve sınıftaki her öğrencinin geliĢimsel ihtiyaçlarına ve kendilerine özgü öğrenme sitillerine uygun öğretim planları geliĢtirmeye çalıĢırlar.

Bilgi Aktarıcı Öğretmen: Sınıfta ve belki de öğrencinin hayatında, baĢlıca bilgi kaynağının öğretmen olduğunu varsayar. Öğretmenin bildikleri öğrencilerinde bilmesi gereken Ģeylerdir.

Oyuncu Öğretmen: Drama becerisine sahip, bilgi verici olduğu kadar eğlendirici olan öğretmenlerdir. Bu tür öğretmenler genellikle, gösteri hazırlamaya ve öğrencilerin gösteri gerçekleĢtirmelerine çok zaman harcarlar. Oyuncu öğretmenin planı ve konsantrasyonu yapacağı gösteri üzerinedir.

Schlechty (2011) öğretmenlerin yeni rolünü lider ve mucit olarak tanımlamaktadır. Bir lider olarak öğretmen dikkatini yapacağı Ģeyler üzerine yoğunlaĢtırmak yerine, onu takip edenlerden yapmalarını istediği Ģeylerin üzerine yoğunlaĢtırır.

Öğretmenin rolünde bilgiyi öğrencilere aktarmaktan öğrencilere enformasyonu bilgiye, bilgiyi de bilgeliğe dönüĢtürme konusunda yardımcı olma ve öğrencilerle birlikte öğrenme yönünde bir değiĢim gerçekleĢmesi gerekmektedir (Özdemir ve Kılınç, 2012). Schlechty (2011) öğretmenin rolünü, öğrenciler için çalıĢma icat etme ve onları bu çalıĢmaya yönlendirme olarak tanımlamıĢtır. Harris ve Muijs (2005) son yıllarda ağırlık kazanan öğretmen liderliği kavramının kesinlikle yeni bir kavram olmadığını ve öğretmenlerin, çok uzun süredir takım lideri, bölüm Ģefi, kurum lideri ve müfredat geliĢtiricisi rolünü üstlendiklerini vurgulamaktadırlar. Bununla beraber öğretmenler bu rollerinde, sıklıkla, değiĢime öncü olan ve değiĢimi tetikleyen “liderler” yerine değiĢimin “temsilcileri” olarak hizmet vermiĢlerdir (Harris ve Muijs, 2005).

Schlechty’e (2011) göre öğretmeni bir lider ve icat edici olarak düĢünmek onun düĢünme ve araĢtırma rollerini gölgelemez. Öğretmenliğe bakıĢtaki bu değiĢimin bir parçası olarak öğretmenlerin öğrencileri motive etmekten ziyade onlarda var olan motivasyonu belirleme ve onların sosyal ve psikolojik gereksinimlerine hitap edecek ve katılımlarını sağlayacak etkinlikler yaratma konusunda uzmanlığa ihtiyaçları vardır.

Öğrencileri bilgi çağında baĢarılı kılacak donanıma sahip kiĢiler olarak yetiĢtirmek temelde öğretmenin görevidir (Özden, 2008). Öğretmende motivasyon verir, yönlendirir ve cesaretlendirir. Öğretmen, bir lider ve bir kaynak olur (Drucker, 1994). Öğretmenlerin sadece birer örgüt yöneticisi değil aynı zamanda birer eğitici olmaları gerekir. Ġyi bir eğitici olabilmek içinde öğretmenin, meslek hakkında yeterince bilgilenmesi, eğiticilik yetilerini kazanmıĢ ve eğitim sistemi ve politikalarını kavrayarak

sistem içinde bulunduğu kademe ile diğer kademe arasındaki bütünlüğü sağlayabilecek yeterliliğe ulaĢmıĢ olması gerekir (Özden, 2008).

Öğretmen, öğrencilerine eğitim amaçlarına uygun davranıĢları kazandırmaktan sorumludur (BaĢaran, 2008). Öğrenme ve öğretmeye iliĢkin yeni değerler öğretmenin, takımın bütün elemanlarını kapasitesini en üst düzeye çıkarmaya uğraĢan bir antrenör gibi, daha çok yetki ve sorumluluk alması öngörmektedir (Özden, 2008).

Öğrenciler, iyi bir öğretmenin kendilerine saygı ve sevgi duyan, dostça, arkadaĢça davranan, sorunlarının çözümünde yardımcı olan, onları öğrenmeye heveslendiren, teĢvik eden, güler yüzlü, sıcak, esprili aynı zamanda sınıfta disiplini sağlayan, dikkati konu üstüne çekip, dikkatin ders boyunca sürdürülmesini sağlayan, planlı, dersine hazırlıklı gelen, dersine önem veren, hevesli, aktif, öğrenciyi de aktif kılan, öğrencilerin etkili öğrenmesini sağlamak üzere derste araç-gereç kullanan, yaĢamdan örnekler verilmesini sağlayan, adil, ağır öğrenen çocuklara daha çok zaman ayıran, tüm öğrencilerin derse aktif katılımını sağlayan, öğrenciler arasında ayırım yapmayan ve onlara baĢarısızlık duygusu yaĢatmayan, gerek ders içinde, gerekse ders dıĢında eksiklerini tamamlamalarını sağlayan, pekiĢtiren, öğrenme yollarını çocuklara öğreten, öğrenciyle bir bütün olarak ilgilenip olumlu iletiĢim kurarak istendik davranıĢlar kazandıran bir öğretmen olduğunu ifade etmektedirler (Senemoğlu, 2001).

Bursalıoğlu’na (2005) göre öğretmenin rolü, onun öğretmenlik anlayıĢına dayanır. Öğretmenin rolü çeĢitli alt rollerin bileĢimidir ve bunları çevre ve okuldaki roller olmak üzere iki grupta toplamıĢtır. Öğretmenin çevreyle ilgili rolleri olarak, öğretmenin hem çevre kalkınması eylemlerine katılması, hem sosyolojik bir yabancı gibi yaĢaması, öğretmenin çevredeki diğer bireylerden farklı yaĢaması ve tarafsız davranması gerektiğini belirtmiĢtir. Bunlardan baĢka öğretmenin sosyal bir devrimci olarak kendisini kamu hizmetine adaması ve ahlak ölçülerini koruması beklenir. Öğretmenin okuldaki rolüne gelince, bunların içinde en önemlisini bilgi yayıcılık olarak belirtmiĢtir. Ayrıca, öğretmenin okulda disiplincilik, yargıçlık ve sırdaĢlık gibi rolleri de vardır (Bursalıoğlu, 2005). Etrafındaki yetiĢkinlerle olan iliĢkilerinde ise bazen lider, bazen lideri izleyen grup üyesi rolünü oynar (Havighurst- Neugarten; Akt: Bursalıoğlu, 2005).

Erkan’ın (1996) çalıĢmasında, günümüz ve yakın gelecekte sınıf öğretmenlerine yüklenen rollerini çocuğa gerçek hayatı gösterecek bir öğretici; çocuğa belli enformasyon ve bilgi birikimi kazandıracak bir eğitici; okul, aile ve çevre ortamlarını birbirini tamamlayacak Ģekilde bir araya getiren bir kaynaĢtırıcı; katalizör ve çocuğu topluma hazırlayan bir toplumsallaĢtırıcı, yetiĢtirici olmak üzere dört baĢlık altında incelenmiĢtir.

Aytaç (1999) sanayi toplumundan, biliĢim toplumuna geçiĢte değiĢen öğretmenin rolünü alanında uzman, her Ģeyi bilen, bilgi aktarıcı öğretmenden bilgi aktarıcı ve yol gösterici öğretmene olarak farklılaĢtığını ifade etmektedir. Öğretmenlik adına sayılabilecek özelliklerin tümüne bir öğretmenin sahip olmasını beklemek oldukça iyimser bir yaklaĢım anlamına gelebilir. Ancak basit bir beklenti ile burada ifade edilen ve edilemeyen pek çok özelliğin ne kadar çoğuna sahip olunursa etkililiğin ve verimliliğin de o derece artacağı söylenebilir (ġirin, 2010).

Harris ve Muijs’e (2005) göre okul geliĢimi ve okul etkililiği araĢtırmalarının büyük çoğunluğu; sınıfa ve öğrenciye en yakın etkenlerin, öğrencinin öğrenmesini olumlu yönde etkileyenler olduğuna dair bulguları kuvvetlendiriyor. Okulun kontrolü dıĢında güçlü etkenlerin olduğu fark edilirken, sosyo-ekonomik etkenler, önceki kazanımlar ve sosyal sınıf gibi etkenler, sonraki eğitim kazanımları ve baĢarısına dair kuvvetli tahminler sağlar. Ayrıca okul seviyesindeki etkenler de öğrencinin öğrenme çıktıları üzerinde belirgin bir etkiye sahiptir. Bu etkenler, bir organizasyon olarak okulda olanlarla dolaysız bir biçimde ilintilidir ve bunların en önemlisi öğretmenlerin bireysel etkililikleridir.

Dünyada değiĢen ve geliĢen sosyal, ekonomik ve teknolojik ilerlemeler sonucunda öğretmenlik rol ve görevleri, buna bağlı olarak da statüsü, önemli oranda değiĢmiĢtir. Bu geliĢmeler göz önüne alındığında, ülkemiz açısından öğretmen ve onun niteliği konusu önemli bir sorun olarak karĢımıza çıkmaktadır (Özdemir ve diğerleri, 2012).