• Sonuç bulunamadı

2.7. Çocuklukta Kariyer Gelişimi İle İlgili Yapılan Araştırmalar

2.7.1. Çocuklukta Kariyer Gelişimi İle İlgili Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

2.7.1. Çocuklukta Kariyer Gelişimi İle İlgili Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

Kariyer gelişimi ile ilgili yapılan araştırmaların daha çok lise ve üniversite öğrencileri örnekleminde çalışıldığı, çocukların kariyer gelişimlerini inceleyen araştırmaların yetersiz olduğu görülmektedir. Son yıllarda çocukların kariyer gelişimlerini etkileyen değişkenlerin araştırıldığı görülse de (McMahon ve Watson, 2008) bu alanda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Çocukların kariyer gelişimini açıklayan teorileri doğrulamaya çalışan araştırma desenleri mevcuttur. Ginzberg vd.(1951) daha önceki kuramları destekler nitelikte, zaman içinde çocukların mesleki arzularının daha istikrarlı hale geleceğini belirtmiştir (Trice, Huphes, Odom, Woods ve McClellan, 1995; Wahl ve Blackhurst, 2000).

64

Gillies, McMahon ve Carroll (1998) yaptıkları bir çalışmada Avusturyalı 6. Sınıf öğrencilerinin, uygulanan kariyer eğitiminin bir sonucu olarak, okul-iş ilişkisine yönelik algılarında, kariyer bilgisine yönelik ilgilerinde, mesleki bilgi kaynaklarının araştırılmasına yönelik ilgilerinde, mesleki bilgi kaynaklarının araştırılmasına yönelik ilgilerinde artış gözlendiğini belirtmişlerdir. Gillies vd. (1998) çocukların kariyer gelişimlerinde kariyer eğitimi dersleri sonucunda ilerleme olduğunu ifade etmişlerdir. Özellikle meslekleri listelemek ve favori meslekleri tanımlamak konusunda yeteneklerinin arttığı görülmüştür. Çocukların kariyer gelişiminde toplumun etkisinin olduğu da ifade edilmektedir. Örneğin, çeşitli çalışmalarda çocukların mesleki isteklerini farklı yıllarda karşılaştırmış, mesleki cinsiyet ayrımcılığa yönelik önyargıların çocukluğun son yıllarında azaldığı sonucuna varılmıştır (Bobo, Hildreth ve Durodoye, 1998; Zuckerman ve Sayre, 1982). Mesleki cinsiyet ayrımcılığındaki bu düşüş, değişen sosyal normları çocukların öğrenmesinin bir yansıması olarak görülmektedir. Diğer araştırmalar da kız ve erkeklerin mesleki isteklerindeki cinsiyet farklılıklarının, sosyal öğrenmenin bir sonucu olduğunu göstermektedir. Tremaine, Schau ve Busch (1982) çocukların okul öncesi çağındayken mesleki cinsiyet ayrımcılığına dair herhangi bir kalıpyargıları olmadığını ancak ilkokul çocuklarında bu tür önyargılar olduğunu belirtmişlerdir. Jordaan (1976) küçük çocukların toplumun beklentileri ve kültürel kalıpyargılardan daha az haberdar olduklarını ifade etmiştir.

Çocukların mesleki cinsiyet ayrımcılığına yönelik kalıpyargıları öğrenmesinde toplumun etkisini yok etmek zordur. Bailey ve Nihlen (1990) geleneksel olmayan mesleki rol modellerin, sosyal boyutta daha az mesleki cinsiyet ayrımcılığına yol açtığını ancak psikolojik boyutta çok az etkiye sahip olduğunu belirtmiştir. Örneğin, sosyal boyutta bu tür tol modele sahip çocukların, diğer kişilerin mesleklerine yönelik cinsiyet ayrımcılığı ile ilgili kalıpyargılarında azalma görülürken, çocukların kişisel mesleki tercihlerinde cinsiyet ayrımcılığına yönelik kalıpyargıların etkisinde belirgin bir azalma söz konusu değildir. Çocukların kariyer gelişimi üzerinde, yaşadıkları sosyoekonomik ortamın etkisi olduğuna dair çalışmalar mevcuttur. Brook, Whiteman, Peisach ve Deutsch (1974) sosyo-ekonomik durumun, 1. ve 5. Sınıf öğrencileri için, hem ailelerin hem de çocukların mesleki isteklerini etkilediğini belirtmiştir. Cook vd. (1996) şehirde yaşayan çocukların(kent çocuğu) mesleki idealleri ile mesleki olasılıkları arasında büyük bir boşluk olduğunu bulmuşlardır. Weinger(1998) yoksulluk içinde yaşayan çocukların mesleki arzularının ve mesleki

65

bilgilerinin sınırlı olduğu sonucuna varmıştır. Jordaan (1976) daha yüksek sosyo-ekonomik düzeyden gelen 7 yaşındaki çocukların mesleklerin çeşitli kategorileri hakkında daha fazla bilgilendirildiğini ifade etmiştir. Çocukların mesleki arzularında sosyo-ekonomik düzeyin etkisi diğer faktörlere aracılık edebilir. Bandura, Barbaranelli, Caprara ve Pastorelli (2001), sosyo ekonomik düzeyin İtalyan çocukların mesleki istekleri ve mesleki etkinlikleri üzerinde doğrudan etkili olduğunu bulmuşlardır. Bu araştırmacılar, sosyo-ekonomik düzeyin ebeveynlerin istekleri ve inançları üzerinde aracı etkiye sahip olduğunu belirtmişlerdir.

Bazı araştırmalar çocukların kariyer gelişimi üzerinde televizyon gibi medya araçlarının etkisini araştırmıştır. Bu araştırmalar çocukların erken dönem mesleki öğrenmelerinin birincil kaynağı olarak medyayı göstermektedir (Dorr ve Lesser, 1980; McMahon, Carroll ve Gillies, 2001). Wright, Huston, Truglio, Fitch, Smith ve Piemyat (1995) daha yakın zamanda yaptıkları araştırmada, ilkokul çocuklarının gerçek meslekler ve televizyonda gösterilen meslekler arasında ayrım yapmayı öğrendiklerini belirtmişlerdir. Çocukların televizyonda gördükleri meslekleri daha çekici ve basmakalıp olarak algılarken, gerçek hayattaki meslekleri “daha fazla bireysel çaba gerektiren” olarak algılamaktadır. Son bulgular, Mc Mahon vd. (2001) tarafından yapılan çalışmada medyanın çocuklar için önemli bir bilgi kaynağı olduğunu göstermektedir. Sadece çok az sayıda çocuk meslekler açısından medyadan doğru etkilenmektedir.

Çocukların kariyer gelişimde öğrenmenin etkili bir kaynağı olarak “okul” geniş kabul görse de yeterince araştırılmamıştır. Kariyer eğitiminin okul programlarına dahil edilmesiyle, çocukların gerçekçi mesleki bilgileri edinmesi, mesleklerle ilgili toplumsal cinsiyet ayrımcılığına yönelik kalıp yargıların değişmesi ve ailelerin, çocukların kariyer gelişimindeki rollerine yönelik eğitilmesi mümkün olabilir. Birçok araştırmacı, çocukların ev ortamının onların kariyer gelişimini etkilediğini kabul etmektedir (Morton vd., 1997; Wahl ve Blackhurst, 2000). Aile yapısının(tek veya çift ebeveynli aileler) çocukların mesleki isteklerini(hedeflerini) etkilediği bulunmuştur(Trice vd., 1995). Young ve Friesen (1992) nin yaptığı bir araştırmada ebeveynlerin çocukların kariyer gelişimini etkileyen son derece önemli faktörler olduğu ifade edilmiştir. Örneğin çocuklar, ebeveynlerinin beklentilerini karşılayacak mesleki hedefler belirleme eğilimindedir (Helwig, 1998). Ebeveynlerin meslekleri özellikle daha küçük yaştaki ve kırsal bölgelerde yaşayan çocuklar arasında güçlü etkiye sahiptir (Trice, 1991; Trice vd., 1995).

66

Gibson (2004) kariyer gelişiminde rol modellerin etkisini araştırdığı çalışmasına göre, boyutsal yaklaşımda bireyler rol modellerini dört boyut üzerinden anlamlandırırlar ve ilişki kurarlar. Bu yaklaşım ilgili, fakat farklı gelişimsel ilişkilerden kaynaklanan yapıyı ayırdederek rol model yaşantısının zenginliğini yakalamaya çalışır. Araştırma sonucuna göre, tipik rol model stratejisi çoklu rol modellerle özdeşleştirilebilecek bireyler içindir. Bu yaklaşım, rol model yapısını, bütün bir sistem olmaktan çok tutumların seçimi süreci olarak görülmesinin daha iyi olacağını belirtmiştir. Rol model tutumlarını aktif şekilde ayırt ederek bireyler, olmak istediklerinin bilişsel “bileşik-kompozit rol model” yaratabilirler. Rol modeller birbiriyle ilişkili üç işleve hizmet ederler. Bunlar: öğrenmeyi destekleme, motivasyon ve ilham almayı destekleme ve bireylere benlik kavramlarını tanımlayabilmelerinde yardım etmek.

Wiesner vd. (2003) nin risk altındaki Kafkasyalı gençlerden oluşan örneklem üzerinde genç yetişkinlerin kariyer yollarındaki çocukluk ve gençlik dönemine ait haberci ya da belirleyicilerin araştırılmasıdır. Araştırmada erken yetişkinlik dönem boyunca çeşitli başarı seviyelerine ve üretken bir kariyer yolculuğuna sahip dört grup belirlendi: uzun süredir işsiz gençler, kısa süreli işsiz gençler, tam zamanlı çalışan gençler, üniversite eğitimli gençler. Uzun süredir işsizler genel olarak en zayıf akademik düzeye sahiptir. Ayrıca kişisel ve kişilerarası özellikler bakımından da en düşük düzeyde yer almaktadırlar. Genç yetişkinlik kariyer yolculuğu açık şekilde çocukluk ve ergenlik boyunca akademik, kişisel ve kişilerarası özelliklerle bağlantılı bulunmuştur. Bir diğer önemli bulgu, ergenlik yılları boyuncaki akademik başarının genç yetişkinlik kariyer yolculuğu üzerinde yordayıcı bir etkisinin olduğudur. Ciddi düzeyde kendini ayarlama sorunları olan genç erkekler genel olarak daha sonraki dönemde uzun süreli işsizlik için en yüksek risk düzeyine sahiptir. Bir diğer bulgu, çocukluk ve ergenlik dönemleri göz önünde bulundurulduğunda ergenlik döneminin çocukluk dönemine göre genç yetişkinlerin kariyer yolculuğu üzerinde daha güçlü bir yordayıcı olduğudur.

Trice ve Knapp (1992) 97 beşinci sınıf öğrencisi (46 kız ve 51 erkek) ve 153 sekizinci sınıf öğrencisi (72 kız ve 81 erkek) ile yapılan çalışmada, her iki cins ve her iki yaş grubunda, çocukların arzu ve istekleri ve annelerinin meslekleri asındaki benzerlik babalarınınkiyle olandan daha yüksek bulunmuştur. Anne mesleğine benzerlik bir şekilde kırsalda yaşayan çocuklarda kentte yaşayanlara göre daha yüksektir. Bu sonuçlar çocukların meslek seçimi üzerinde annelerin etkisini göstermektedir.

67

Creed, Patton ve Prideaux (2007) 8. ve 10. sınıf öğrencilerin kariyer kararsızlıkları, kariyer karar verme yetkinlik inançları, benlik saygıları, yaş, cinsiyet, SED, okul başarısı ve iş deneyimlerinin, kariyer planlama ve araştırma davranışlarını yordayıp yordamadıklarını belirlemeyi amaçlamışlardır. Buna göre, yordayıcı değişkenlerin (kariyer kararsızlıkları, kariyer karar verme yetkinlik inançları, benlik saygıları, yaş, cinsiyet, SED, okul başarısı ve iş deneyimlerinin) hepsinin kariyer planlama ve kariyer araştırma yordanan değişkenlerini (kariyer planlama ve kariyer araştırma) anlamlı düzeyde yordadığı saptanmıştır. Sınıf düzeyi yükseldikçe bu üç değişkenin kariyer araştırma ve kariyer planlamaya yönelik tutum ve davranışlara ilişkin motivasyonu artırdığı saptanmıştır.

Schultheiss ve Stead (2010), kendi geliştirdikleri Çocuklar için Kariyer Gelişim Ölçeği sonuçlarının geçerlik çalışmasını gerçekleştirmek için 808 (404 kadın, 404 erkek) ilköğretim öğrencisi (4-7. sınıf) üzerinde uygulama yapmışlardır. Araştırmada ölçeğin alt ölçekleriyle öz benlik, kontrol odağı ve çocukların ilgileri arasındaki ilişki de incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre, okuldaki görevlerinde üst düzey içten denetimli çocukların, çalışma ve kişilerarası ilişkilerde daha başarılı, kendilerine ilişkin farkındalığı daha yüksek, araştırma ve bilgi almaya daha istekli görünen, planlamanın öneminin farkında, daha gelişmiş bir kariyer algı ve yeterliliğine sahip, bireyler oldukları saptanmıştır. Ölçeğin ve alt ölçeklerin yeterli düzeyde geçerliğe sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca ölçeğin alt ölçekleriyle cinsiyet, dil ve sınıf arasında anlamlı bir ilişki saptanamamıştır.

Creed, Patton ve Bartrum (2002) ergenlerde, kariyer olgunluğu, kariyer hedefleri, kariyer karar verme, psikolojik iyi oluş, iyimserlik ve kötümserlik değişkenlerinin revize edilmiş yaşam yönelimi testinin çok boyutlu özellikleri ile ilişkisini incelemişlerdir. Araştırma örneklemi 8. ve 12. sınıflara giden 504 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma bulgularına göre, iyimserlik düzeyleri yüksek olan öğrencilerin kariyer olgunluğu ve kariyer planlama düzeyleri daha yüksektir. Bu öğrencilerin kariyer kararları hakkında kendilerini daha rahat hissettikleri ve kariyerleri ile ilgili daha fazla hedef belirledikleri saptanmıştır. Kötümserlik düzeyi yüksek öğrencilerin ise kariyer olgunluğu, kariyer planlama, kariyer hakkında karar verme bilgi düzeylerinin düşük olduğu ve düşük okul başarısının yanı sıra kariyerleri konusunda daha kararsız oldukları belirlenmiştir. Psikolojik iyilik hali bakımından, iyimserlik düzeyi yüksek olan öğrencilerin daha yüksek öz saygı düzeyine sahip oldukları ve psikolojik sıkıntı düzeylerinin daha düşük olduğu saptanmıştır. Kötümserlik düzeyi

68

yüksek olan öğrencilerin ise öz saygı düzeylerinin daha düşük, psikolojik sıkıntı düzeylerinin daha yüksek olduğu gözlenmiştir.

Launsbury, Hutchens ve Loveland (2005) 248’i 7. sınıf, 321’i 10. sınıf ve 282’i 12. Sınıf olan toplam 851 öğrenci ile yaptıkları araştırmalarında öğrencilerin kişilik özelliklerine göre kariyer karar verme güçlük düzeyinin değişip değişmediğini araştırmışlardır. Araştırmada plan doğrultusunda hareket eden sorumlu, deneyimlere açık ve uyumlu ergenlerin mesleki kararsızlık düzeyi, duygusal dengesizlik yaşayan ve dışa dönük bireylerin mesleki kararsızlık düzeylerinden daha düşüktür.