• Sonuç bulunamadı

Başbakan Yıldırım ın Sinop Evet Diyor Mitingi nde yaptığı konuşmanın tam metni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Başbakan Yıldırım ın Sinop Evet Diyor Mitingi nde yaptığı konuşmanın tam metni"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Başbakan Yıldırım’ın Sinop Evet Diyor

Mitingi’nde yaptığı konuşmanın tam metni

Mart 03, 2017 - 7:46:00

Türkeli, hepinizi gönülden selamlıyorum. Allah hepinizden razı olsun. Rabbim Sinop’u, Sinopluları, memleketimizi korusun. Biz sizlerle gurur duyuyoruz.

Sinoplu şehitlerimizi ve tüm vatan şehitlerini bu vesileyle hürmetle, şükranla yad ediyorum, mekânları Cennet olsun. Gazilerimize uzun hayırlı ömürler diliyorum.

Sevgili kardeşlerim, güzel Sinoplular; önceki gün Amasya’da, Tokat’taydık. Pazar günü

Kahramankazan’da Kahramankazan’ın o güzel insanlarıyla beraber olduk. Çok güzel, Allah sizden razı olsun. Hamdolsun, gittiğimiz her yerde böyle Sinop’taki gibi coşkuyla, muhabbetle, sevgiyle

karşılandık. Meydanlar evet evet evet diye bağırıyor, gümbür gümbür geliyor. Sinop, 16 Nisan’a hazır mı? Hazır mı? Evet. Hanımlar, hazır mısınız? Evet. Gençler hazır mısınız? Evet. Sinoplular, hazır mısınız?

Evet. Güçlü Türkiye için var mısınız? Evet. İstikrar için hazır mısınız? Evet. İstikbal için var mısınız?

Evet. Gücümüz millet, kararımız Evet. Maşallah, Sinop işi bitirmiş, sağ olun, var olun. Sinop kararını çoktan vermiş. Sinop hayırcılara zaten diyeceğini demiş. Sinop’lu Diyojen ne diyor? Gölge etme başka ihsan istemem. Biz de diyoruz ki; muhalefet partileri, gölge etmeyin, sizden başka ihsan istemiyoruz.

Şu Sinop Kalesinde Sebahattin Ali ne dedi: “Dışarda deli dalgalar gelip duvarları yalar. Beni bu sesler oyalar, aldırma gönül aldırma. Başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma.” Evet, biz hiçbir lafa aldırış etmeyeceğiz, işimize gücümüze bakacağız gençler. Bugüne kadar hep işimize baktık, bundan sonra da aynısını yapacağız.

Sevgili kardeşlerim, Sinop’un güzel insanları; 3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iş başına dediniz, AK Parti’yi iş başına getirdiniz. O zaman Partimizin Kurucusu Genel Başkanımızı biliyorsunuz bu hayırcılar milletvekili olmasını önlediler. Şimdi muhtar bile olamaz dedikleri Recep Tayyip Erdoğan, milletin seçtiği Cumhurbaşkanı oldu. Recep Tayyip Erdoğan’ın, milletin adamının size Sinoplulara selamını getirdim. Siz 2002’de bizi iktidara getirdiniz, emaneti verdiniz, biz de emanete sahip çıktık.

Omuzlarımızdaki sorumluluğun her zaman farkında olduk. Gece demedik, çalıştık, gündüz demedik çalıştık, uzak demedik yakın demedik, soğuk demedik, sıcak demedik, iş ürettik, hizmet ürettik.

Bugüne kadar girdiğimiz her seçimde bize daha da büyük destek verdiniz, biz de sizden aldığımız güçle sevgili Sinoplular, daha bir aşkla, daha bir şevkle çalışmaya, ülkemiz için eser üretmeye gayret ettik.

Sevgili kardeşlerim; 14 yılda Türkiye’ye çok büyük eserler kazandırdık. Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Ankara-İstanbul Hızlı Treni, Avrasya Tüneli, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli, Osman Gazi Köprüsü ve dünyanın en büyük havalimanı olmak üzere birçok bölünmüş yol. Bakın Samsun-Sinop yolunu bilirsiniz, Samsun-Sinop yolu nasıl bir yoldu? 4 saatte giderdiniz, 4 saatte, şimdi 1 saatte gidiyorsunuz. İşte hizmet bu, işte medeniyet bu. Onlar konuşur. AK Parti yapar. Onlar konuşur AK Parti yapar. Onlar konuşur AK Parti yapar. Yine konuşmaya devam ediyorlar. Bunlar istemezük tayfasından.

Bunlar nerede hayırlı bir iş varsa dilleri alışmış hayır diyorlar. Köprü yapacaksın hayır, tünel yapacaksın hayır, havalimanı yapacaksın hayır, Şehir hastanesi yapacaksın hayır, bölünmüş yol yapacaksın hayır. Ama bak size bir kopya vereyim; o köprüler yapılınca, o tüneller yapılınca bu hayırcılar herkesten önce geçer, bunu da unutmayın ha. Yapıncaya kadar hayır hayır hayır, ondan sonra bir bakmışsın hepinizin önüne geçmiş. Varsın onlar da geçsin, varsın geçsinler. Esnafı, çiftçiyi, işçiyi, memuru, bütün çalışanları, alın teriyle kazananları düşündük, hepsine hizmet getirdik.

(2)

Sevgili kardeşlerim, Sinop’un güzel insanları, sanayiciyi, işvereni, yatırımcıyı, girişimciyi de düşündük, onlar için istikrarı muhafaza ettik. Her mezhepten, her etnik gruptan, her inançtan herkese eşit mesafede durduk, özgürlükleri genişlettik. Dış politikada dik durduk. Teröre karşı asla taviz vermedik, mücadeleyi yürüttük. Ne yaptıysak milletimizle yaptık, ne yaptıysak sizin için yaptık, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği için yaptık. Sorunları torunlara havale etmedik.

Şimdi Türkiye’ye büyük bir dönüşüm, büyük bir eser kazandırmak istiyoruz. Gençlerimiz için, çocuklarımız için, sizin için yeni bir değişimi, yeni bir reformu devreye sokmak istiyoruz. O nedir?

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi. Ayancık, hazır mıyız? Evet. Sinop, hazır mıyız? Evet.

Değerli kardeşlerim; şimdi bunu niye yapıyoruz? Bakın 1950, gelmişiz 2017’ye, 67 yıl. Merhum Menderes, milletin seçtiği, milletin sevdiği, takdir ettiği bir Başbakan. 27 Mayıs’ta ne yaptılar?

Darbeyle alaşağı yaptılar. Bununla da kalmadılar, Türkiye’nin seçilmiş Başbakanını idam sehpasına seçtiler. İki tane bakanını da yine katlettiler. 27 Mayıs darbesinden sonra Türkiye’deki yönetim

sistemini değiştirdiler. Kim değiştirdi? CHP zihniyeti. Milletin yetki verdiği Meclisin yetkilerini budadılar, hükümetin yetkisini kısıtladılar. Milli iradenin sesini susturmak istediler. Menderes’ten sonra gelen bütün hükümetler bunun zorluklarını çekti.

Diyorlar ki; efendim, bu sistemi niye değiştiriyorsunuz? Bakın, kısa bir misal vereceğim, Amerika Birleşik Devletleri kurulduğundan bu tarafa 228 yıl geçmiş, 228 yılda 45 tane başkanı var, 46 değil.

228 yılda 45. Başkan şimdiki seçilen Trump.

Türkiye’ye bakalım, Türkiye’de ne olmuş? Cumhuriyeti 1923’te kurduk, bugüne kadar, yıl 2017, kaç yıl geçmiş? 94 yıl. 94 yılda, eğer 4 yılda bir hükümet olsaydı ne olurdu, şimdi ne oldu? 94’ü 4’e bölün, 26, bilemedin 27 hükümet kurulması lazım, ama şimdi 65. Hükümet. Eğer 4 yılda bir seçim olsaydı,

koalisyonlar olmasaydı, zayıf hükümetler olmasaydı, bugünkü kurduğumuz Hükümete sıra 2183 senesinde gelecekti. Şimdi seçim oluyor, bu sistemde aylarca, haftalarca hükümet kurulamıyor. Bir parti tek başına iktidara gelmediyse yandık, vay başımıza gelenler.

Sevgili gençler, bakın Türkiye’de ortalama bir hükümetin görevde kalma süresi sadece 17 ay. 17 ayda ne olur, 17 ayda hangi projeyi yapacaksın? 17 ayda şu Yakakent-Sinop yolunu yapabilir misin, o viyadükleri yapabilir misin, o tünelleri yapabilir misin? Gebze tünellerini yapabilir misin? Yapamazsın.

Gençler, hanımefendiler; 17 ayda sadece tebrikleri kabul ederseniz, brifingleri alırsınız, vedalaşmak için yola çıkarsınız. Memleketin işi ne olacak? Onu da Allah kerim. Türkiye bu sistemde enerji kaybediyor, zaman kaybediyor, Türkiye kaynaklarını birer birer yok ediyor.

Şimdi biz sizin oylarınızla 2007’de cumhurbaşkanı seçimi halkın yapması şeklinde bir halk oylaması yaptık. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Baykal diyor ki, efendim, anayasa değişikliği öyle 2 partinin

anlaşmasıyla olmaz. Ne olacakmış? Bütün partiler anlaşacakmış, öyle olacakmış. Biz de istedik, biz de dedik ki, buyurun gelin, anlaşalım. Ama nerede bunlarda böyle bir memleket sevdalısı? Her şeye olmaz, her şeye yokuş, gelmediler. Bizde dedik ki, kardeşim, o halde biz MHP’yle biraraya geliriz, bu değişikliği yaparız, Mecliste kararı alırız ve bununu Sinoplularının, 80 milyonun onayına sunarız. Şimdi söz milletin, karar milletin. Kararımız Evet. Kararımız Evet. İşte bu kadar.

Yeni kampüsünüz de yapılacak merak etmeyin. Gençler, hiç merak etmeyin, her şey olur.

Bak güzel havalimanınız yapılıyor, şimdi şuradaki cezaevini de Sinop’un en güzel müzesi haline getireceğiz; hayırlı, uğurlu olsun.

Şimdi bunlar diyor ki, ya zaten güçlüsünüz, neden sistemi değiştiriyorsunuz? Bırakın olduğu gibi kalsın.

Biz kendimiz için değil, Erdoğan için değil, her doğan için değiştiriyoruz, her doğan için. Biz gelecek nesiller için değiştiriyoruz, biz çocuklarımız için, torunlarımız için bu değişikliği istiyoruz.

(3)

Bizim dönemimizde cumhurbaşkanıyla başbakan arasında bir sorun yok, sorun bizde değil. Ama geçmişe bakın, gençler hatırlatamaz, hükümetin kendi içinde cumhurbaşkanıyla ne büyük sıkıntılar seçtiğini, daha AK Parti iktidarından önce rahmetli Ecevit’in kendi seçtiği, isteyerek getirdiği

Cumhurbaşkanıyla bir anayasa kitapçığı fırlatınca ne hale geldiğini hatırlayın Türkiye’nin; bir gecede yüzde 7500 faiz, 23 banka batmış, Türkiye yerle bir olmuş, esnaf yazarkasasını fırlatmış ve bütün Türkiye’nin ekonomisi çökmüş. Bugün sorun yok ama, geçmişten aldığımız tecrübeler var.

Bakın, Demirel’le rahmetli Özal arasında, rahmetli Demirel’le Mesut Yılmaz arasında ve daha geri gidelim 12 Eylül darbesinden önce o günün Cumhurbaşkanıyla iktidar arasında, ta 1950’ye gidelim, 1950-60 arasında rahmetli Menderes’le Celal Bayar arasında sürekli sorun çıkmış, çünkü bu sistem iki başlılığı getiriyor. İki başlı sistem yürümez, çatal kazık toprağa gitmez. Onun için burada mutlaka milletten iradesini alan tek bir irade olması lazım. Sandıkta şimdi gideceğiz, inşallah evet oylarını vereceğiz, Türkiye’nin 2023 hedeflerine giden aydınlık yolda en önemli kararı vermiş olacağız.

Değerli kardeşlerim, şimdi bir tek adam teranesi tutturmuş gidiyorlar. Efendim, tek adam olacak. Allah aşkına soruyorum, ey Sinoplular, Buzluk Mahallesi, Gökırmak Mahallesi, Altınkaya Mahallesinde 2 tane muhtar mı var? Bir tane muhtar seçiyorsunuz değil mi? Bunlar istiyor ki, bir tane yetmez, iki tane, iki de yetmez üç tane muhtar seçin. Şimdi Sinop’ta bir tane belediye başkanı var, bu yetmez diyorlar, iki tane olsun, hatta üç tane seçelim diyorlar. Bunlar bu ara HDP’yle çok sıkı fıkılar ya, eşbaşkanlığa kafayı takmışlar. Onlar da hayır grubundan, HDP de hayır grubundan, bunlardan hayır gelmez, memlekete bunlardan zerre kadar hayır gelmez.

Kardeşim, istiyorsanız eş başkan seçin. Kılıçdaroğlu madem başa çıkamıyor, 7 seçime girmiş 7’sini de kaybetmiş, yerinde durmaya devam ediyor, yorulduysa yanına bir yedek genel başkan daha seçsin;

bizim bir itirazımız olur mu? Olmaz.

Biz ne diyoruz? Vatandaş kime yetkiyi verdiyse onu tanır.

Bakın, bu sistemin kısacası ne getirdiğini söyleyeyim. Seçimde, mevcut sistem, siz hükümeti

seçemiyorsunuz, siz sadece Meclisi seçiyorsunuz. Gidiyoruz oy veriyoruz, milletvekilini seçiyoruz, ama kim başbakan olacak, kimler bakan olacak, bunlara biz karar vermiyoruz. Sonradan orada

abudik-gubidik birtakım işler oluyor, bir bakıyorsunuz hiç aklınıza gelmeyenler başbakan olmuş. Hele koalisyon dönemlerinde, hatırlayın, rahmetli Erbakan Hocamız en yüksek oyu aldı, hükümet

kurmasına izin vermediler, arkasından da 28 Şubat dayatmasını getirdiler.

Bunları bir daha yaşamamak için Sinoplular, sevgili kardeşlerim; iki tane sandık konuluyor. Birinci sandık, cumhurbaşkanı kim olacak? Oyu atıyorsunuz, kararı veriyorsunuz. İkinci sandık, milletvekilleri kim olacak? Oraya da oy atıyorsunuz, oraya da karar veriyorsunuz. Dolaysıyla artık vekiller hükümeti seçmiyor, milletin kendisi seçiyor, sizler seçiyorsunuz. İki sandık arasında yetki veriyorsunuz, hizmet bekliyorsunuz. Eğer bir dönem işlerini yaparsa, ikinci dönem bir daha seçiyorsunuz. Olmadı üçüncü dönem de istiyoruz, çok iyi görev yapıyor, yok, yeter, yoruldun, değiştiriyoruz. İşte bu, hani bunun neresinde diktatörlük? Onların kafasında var diktatörlük. Çalışarak, yorularak, terleyerek hiç iktidar olamadıkları için bu sistem onlara zor geliyor, çünkü bu sistemde çalışma var, gayret var, milletin gözüne girme var. Bunlar kenarda beklerler, aman bir fırsat doğsun da biz de iktidar arabasına binelim;

yok yağma. Sinoplu bunu yer mi? Yemez.

Bu bir rejim değişikliği değil, bunun rejim değişikliği olduğunu söyleyen, alçakça, adice bir yalan söylüyor. Bizim rejimimizin adı konmuş; ne zaman? 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiş, Türkiye’nin rejimi Cumhuriyettir denmiş. Buradan, Sinop’tan söylüyorum, kim Cumhuriyete el uzatırsa, dil uzatırsa en önce karşısında Sinop’u bulur, Sinopluları bulur ve milleti bulur.

Bu rejimi değiştirmek isteyenler, Parlamentoyu, Meclis lağvetmek isteyenler, Hükümeti alaşağı etmek

(4)

isteyenler, bu ülkenin Cumhurbaşkanını öldürmek isteyenler, 15 Temmuz gecesi derslerini aldılar. 15 Temmuz gecesi hepiniz meydanlardaydınız. Cumhurbaşkanının çağırısına kulak verdiniz, meydanlara indiniz mi? Alçaklara dersini verdiniz mi? Demokrasiyi, istiklalimizi kurtardınız mı? Tankların karşısında halkın gücü galip gelmiştir, alçaklar rezil olmuştur, zelil olmuştur.

Değerli kardeşlerim, bu süreçte memleketin menfaati için, ülkenin geleceği için, önce memleketim ve milletim diyen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı’na ve milletvekillerine teşekkür ediyorum.

Değerli kardeşlerim, asil bir duruş sergileyerek bu değişikliğin sizin önünüze getirilmesi için çok güzel bir işbirliği gösterdiler.

Cumhuriyetin karşısında olanların, Cumhuriyeti yıkmak isteyenler karşısında dimdik olduk. Kimse Cumhuriyete el atamaz, biz buna asla izin vermeyiz.

Bizim bu sistemle yaptığımız şey, sadece hükümet sistemini değiştirmektir, daha hızlı işleyen daha kaliteli bir sistemi hayata geçirmek istiyoruz. Bu yeni sistemle Türkiye’nin ekonomisi daha da fazla büyüyecek, refah daha fazla artacak, yeni fabrikalar, yeni yollar, yeni hastaneler, yeni iş alanları açılacak, soframızdaki ekmek büyüyecek. Sistemin kazancımızı her kesime, gençlere, yaşlılara, kadınlara, ihtiyarlara ve bütün toplum kesimlerine bu sistem büyük faydalar sağlayacak.

Bu sisteme kimler karşı çıkıyor bir bakın; PKK karşı çıkıyor, DEAŞ karşı çıkıyor, FETÖ karşı çıkıyor ve diyorlar ki, aman aman ha hayır verin, evet çıkarsa biz bittik diyorlar. Bunlar bitecekler bitecekler, ne yaparlarsa yapsınlar bu memleketten çekip gidecekler, bu ülkenin güvenliğini, geleceğini karartmaya güçleri yetmeyecek.

Sevgili Sinoplular, yeni sistemle en çok da bizim terörle mücadelemiz güç kazanacak, kurumlarımız arasında güçlü işbirliği olacak, askerimiz, polisimiz, korucumuz içinde daha uyumlu bir çalışma olacak.

Terörle mücadelede Allah’ın izniyle işin sonuna geldik. FETÖ’nün inine girdik, hiç müsamaha göstermeden, göz açtırmadan mücadelemiz devam edecek. Terörist başı FETÖ gelecek, hesap verecek. Bölücü örgütle de mücadelemiz aynı şekilde devam edecek.

Sevgili kardeşlerim, bu sistemle ilgili olarak muhalefet partileri zihinleri bulandırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

Ne diyorlar? Efendim, cumhurbaşkanı istediği zaman Meclisi feshedecek. Kocaman bir yalan, cumhurbaşkanının meclisi feshetme yetkisi yok. Cumhurbaşkanı veya meclis kendi kendine seçim kararı alabilir, böyle bir hakkı var, seçim yenileme hakkı var, fesih kararı yok.

Dıranas Tüneli nasıl? Tamam, geleceğim, Boyabat’a ayrıca geleceğim.

Sevgili Sinoplular, sevgili kardeşlerim; Meclisi feshetme yetkisi bu değişiklikle gelmiyor. Ne geliyor?

Sadece Meclis isterse seçimleri yenileyebiliyor, cumhurbaşkanı da isterse seçime gidebiliyor. Peki, nasıl olacak? Cumhurbaşkanı seçim kararı alırsa Meclisle beraber gidiyor, Meclis karar alırsa cumhurbaşkanı da beraber gidiyor, çünkü seçim aynı gün yapılıyor.

Peki, durup dururken niye seçim kararı alsın? Almazlar. Ne yapacaklar? Oturup anlayacaklar, mecburen uzlaşacaklar, kriz varsa krizi çözecekler. Bu sistemin en güzel yanı, krizleri ortadan kaldıracak, siyasette uzlaşmayı geri getirecek.

Bu sistemle 21. yüzyılı evvel Allah Türkiye’nin yüzyılı yapacağız. Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine ulaştıracağız ve bu güzel ülkemizi parmakla gösterilen ülkeler arasına sokacağız.

Gençler, hazır mısınız? Evet. 16 Nisan’a hazır mısınız? Evet. Türkiye’yi büyütmeye, Sinop’u büyütmeye var mısınız? Evet. Türkiye’yi şaha kaldırmaya hazır mısınız? Evet. Türkiye’yi dünyanın 10 büyük ülkesi

(5)

arasına sokmaya hazır mısınız? Evet. Öyleyse ne diyoruz? Memleket için kararımız net oyumuz evet.

Kararımız net oyumuz evet. Kararımız net oyumuz evet.

Sevgili kardeşlerim, gelelim şimdi Sinop’a ne yaptık, bunca konuşmadan sonra Sinop’un hizmetlerinden biraz bahsedelim.

Sinop’a 14 yılda –burayı iyi dinleyin gençler- 10 milyar liralık yatırım yaptık, helali hoş olsun. Eğitimde okulları yeniledik, bunun üzerine de 444 tane yeni derslik yaptık. Sinop’a üniversite kurduk mu?

Üniversitemiz, fakülte, enstitü, yüksekokul, meslek yüksekokulundan oluşan 20 yeni kurumu açtık mı?

Sinop’a doğalgazı getirdik mi? Sinop’ta 240 olan yurt kapasitesi bugün 1655’e çıktı mı? Sinoplu genç kardeşlerimize toplam 29 adet spor tesisi kazandırdık mı? Aile Sosyal Politikalar Bakanlığımız 14 yılda Sinop için ihtiyaç sahiplerine 350 milyon destek sağladı mı? 14 yılda sağlıkta bir devrimi Sinop’ta gerçekleştirdik mi? Hizmetin insanın ayağına gitmesi, vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanması için Türkeli Devlet Hastanesini yaptık mı? Gerze, Ayancık devlet hastanelerini yaptık mı? Sağlık yatırımlarımız şimdi devam ediyor, bitmedi. Şimdi Sinop Atatürk Devlet Hastanesine 250 yatak yeni kapasite ilave ediyoruz, hayırlı uğurlu olsun, büyütüyoruz hastaneyi. Ayrıca, Boyabat ve Durağan devlet hastanelerinin yapımı da devam ediyor, hayırlı uğurlu olsun. Bitmedi, Erfelek’e de yeni bir hastane yapmaya karar verdik, hayırlı uğurlu olsun.

TOKİ ile 14 yılda 90 milyar kaynak ayırarak yurdun her köşesini çok modern konutlarla donattık.

Sinop’la birlikte diğer 80 ilimizdeki her vatandaşımızın ev sahibi olmasını sağladık. Sinop, Boyabat adalet saraylarını yaptık.

Değerli kardeşlerim; 11 yılda Ulaştırma Bakanlığı olarak benim de görev yaptığım süre içerisinde ulaştırma alanında iddiamızı somut olarak her bir ilimize yaptığımız büyük eserlerle ortaya koyduk. 14 yılda ulaştırmada Sinop’ta en büyük yatırımı yaptık. Yatırımın yarıdan fazlası, 10 milyar 400 milyonu Sinop’a gitti, helali hoş olsun, Sinop bunların daha fazlasını hak ediyor. Bakın 2002 yılında gençler, hanımefendiler; Sinop’ta bölünmüş yol nedir bilen yoktu. Sinop’ta 14 yılda 113 kilometre bölünmüş yol yaptık. Yolları böldük, hayatları birleştirdik. Yolları böldük, milleti birleştirdik, yolları böldük gönülleri birleştirdik.

Karayollarındaki iddiamız, havayolunda da geçerli. 14 yılda 26 olan havalimanı sayımızı 55’e çıkardık, mevcut havalimanlarımızı büyüttük, yeniledik. Şimdi Sinop Havalimanına da… Merak etmeyin, Sinop.

Eyvallah, önce kızlara, oraya söz verdim.

Sinop Havalimanının 2008’de iniş kalkış yapan uçak sayısı 205 1 yılda, yolcu sayısı da 14 bindi. Peki, 2015 sonunda ne olmuş? 1072 uçak, 92 bin yolcuya ulaşmış. Sinop nüfusunun yarısını bulmuş.

Denizcilikte de önemli işler yaptık. Gerze, Helaldı, Demirciköy balıkçı barınaklarını Sinop’a kazandırdık.

Orman Su İşleri alanında 1.1 milyar lira yatırımla büyük eserler yaptık. Sinop’un içme suyu, kullanma suyunu karşılayan Erfelek Barajını, Saraydüzü Barajını, Dodurga, Karaca, Kurusaray Barajı sulamalarını 25 adet taşkın koruma tesislerini hizmete sunduk.

Sinoplu çiftçi kardeşlerimize toplam 139 milyon nakit tarımsal destek verdik.

Sevgili kardeşlerim; bunlar Sinop’a kazandırdığımız eserlerin, hizmetlerin sadece birkaçı. Biz durmayacağız, yavaşlamayacağız, hızımızı kesmeyeceğiz. Ülkemiz için, milletimiz için, Sinop için çalışmaya devam, tamam mı?

16 Nisan’dan sonra hızımıza hız katacak, Türkiye’yi birçok alanda yeni eserlerle buluşturacağız. Bunun için çok çalışacağız, çok çalışacağız. Sinop’ta kapı-kapı dolaşmaya var mısınız? Evet. Bize evet yetmez, bize güçlü evet lazım. Sinop güçlü bir şekilde evet demeye var mı? Evet. Sinop, Karadeniz gibi

(6)

coşacak mı? Evet. Sinop Erfelek Şelalesi gibi coşacak mı? Evet. Kapı-kapı dolaşmaya var mısınız? Evet.

Güçlü Türkiye’yi kurmaya hazır mısınız? Evet. 16 Nisan’da sandıkları doldurmaya var mısınız? Evet.

Allah razı olsun. Allah işinizi, gücümüzü rast eylesin.

Hepinizi bu duygu ve düşüncelerle selamlıyorum. Sağ olun, var olun değerli kardeşlerim.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kardeşlerim, Kütahya her zaman olduğu gibi bizim gururumuz.. Kütahya, bu aziz milletin

İnşallah şu anda konuyla ilgili etüt proje çalışmaları devam ediyor, inşallah Yozgat’ımızı da bu noktada artık yurt dışındaki akrabaların gidişi-gelişi, her şeyi

Ve değerli kardeşlerim, şu anda bakın sadece iki kalem 17 katrilyon, bunu da biz ödedik.. Bütün bunlar yolsuzlukların oldukları bir iktidarda

Sevgili kardeşlerim, Bingöl’ün saygıdeğer güzel insanları, 24 Temmuz 2010’da Bingöl’e geldim, biliyorsunuz halk oylamasını startını buradan verdik, ilk toplantıyı

Ben şimdi yeni bir şey söylüyorum, daha önce de söylemiştim, dedim ki; bakın 30 Mart’ta eğer AK Parti sandıklardan birinci olarak çıkmazsa, çünkü siyasette liderlerin

Ona şöyle bir baktığımızda şunu görüyoruz: Gıda tarımda yaklaşık 1,5 katrilyon, orman su işlerinde 1 katrilyon 300 trilyon, İller Bankası olarak 765 trilyon,

Kardeşlerim, biz gelene kadar Zonguldak’a ne kadar bölünmüş yol yapıldı biliyor musunuz..

Şimdi de Mustafa Yel kardeşimizle istiyoruz ki Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Tekirdağ’ın tüm ilçelerine, artık köy yok, mahallerine, beldeler de mahalle,