• Sonuç bulunamadı

YILLIK RAPOR 1989

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YILLIK RAPOR 1989"

Copied!
179
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T Ü R K İ Y E C U M H U R İ Y E T M E R K E Z B A N K A S I

1989

YILLIK RAPOR

(2)

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

24 Nisan 1990 tarihli

HİSSEDARLAR GENEL K U R U LU ’NA sunulan

1989

ELLİSEKİZİNCİ HESAP YILI HAKKINDA BANKA MECLİSİNCE HAZIRLANAN

FAALİYET RAPORU

BİLANÇO, KÂR VE ZA RA R HESABI

DEN ETLEM E K U RU LU RAPORU

ANKARA 1990

(3)

31 Aralık 1989 TA RİHİNDE

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BANKA MECLİSİ

BAŞKAN RÜŞDÜ SARAÇOĞLU

ÜYELER FA H İR TİG REL

M UHİTTİN Y U RD U K O R U VASFİ GÜRSU

NEVZAT A LPTÜ RK NİHAT RENDA EMİN ÂLİ YOLALAN

DENETLEME KURULU ÜYELERİ HİLM İ OKÇU NECATİ GÜVEN CAHİT AYDOĞAN SABRİ CERİT

YÖNETİM KOMİTESİ

BAŞKAN RÜŞDÜ SARAÇOĞLU

BAŞKAN YARDIMCILARI

R U H İ HASESKİ BEDİZ DEM İRAY KADİR GÜNAY ERCAN KUM CU

(4)

GÜNDEM

1- B anka M eclisi ve D enetlem e K urulu’nun 1989 H esap Yılma ait raporlarının okunm ası ve görüşülm esi; Bilanço, Kâr ve Z a ra r H esabının onaylanm ası.

2- K ârın teklif gereğince dağıtılm asının k a ra ra bağlanm ası.

3- Banka M eclisi ve D enetlem e K urulu’nun ibrası.

4- B anka M eclisi’nde görev süreleri 30 N isan 1990 tarm in d e sona erecek iki üyelik için seçim yapılması.

5- D enetlem e K urulu’nda görev süreleri 30 Nisan 1990 tarihinde sona erecek iki üyelik için, (A) Sınıfı H issedarlarınca bir, (B-C) Sınıfı H issedarlarınca bir, üye seçimi.

(5)

İÇİNDEKİLER

I. DIŞ EKONOMİK GELİŞMELER ...- 1 1.1. SANAYİLEŞMİŞ Ü LK ELERD EK İ G ELİŞM ELER --- 1 1.2. GELİŞM EKTE OLAN Ü LK ELERD EK İ G ELİŞM ELER --- 2 1.3. SOVYETLER BİRLİĞİ VE D O Ğ U A VRUPA

ÜLKELERİN D EK İ G ELİŞM ELER --- 3 1.4. ULUSLARARASI PARASAL GELİŞM ELER

VE MALİ PİYASALAR ... ... 4 1.5. GELİŞM EKTE OLAN ÜLKELERİN DIŞ BORÇ S O R U N U --- 7 II. TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

VE PARA POLİTİKASI ...- 9 II. 1. G EN EL D EN G E ... ... 9

11.1.1. Ekonominin Arz Yönü: Sektörel Üretim

Gelişmeleri ve İthalat --- 14 II. 1.2. Ekonominin Talep Yönü: Yatırım,

Tüketim ve İhracat ... — ^ 6 II. 1.3. İşgücü Piyasası ...18 11.2. KAMU MÂLİYESİ VE İÇ BORÇLANMA ... 19 11.2.1. Kamu Mâliyesi ... - 1 9 11.2.2. İç Borçlanma ... - 2 1 11.3. ÖDEM ELER DENGESİ VE DIŞ BORÇLANMA ...- 2 2 11.3.1. Ödemeler Dengesi ...- 2 ^ 11.3.2. Dış Borçlar ...- 24 11.4. PARA POLİTİKASI ...- ...- 2 6 11.5. FİYATLAR ... ...33 III. MALİ PİYASALAR ... - 37 III. 1. BANKACILIK SEKTÖRÜ VE KREDİ POLİTİKASI ---3 7

111.1.1. Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası ...o 7 III. 1.2. Bankalar ... -...40 III.2. PARA PİYASALARI ...5 5 111.2.1. Devlet İç Borçlanma Senetleri İhaleleri ...^ 5 111.2.2. Açık Piyasa İşlemleri ...- 5 6 111.2.3. Bankalararası Para Piyasası ... ^

(6)

111.3. D Ö V İZ, EFEK TİF VE A LTIN PİYASALARI ... - 5 8 111.3.1. Döviz ve Efektif Piyasaları ... - 5 8 111.3.2. Altın Piyasası —... 6 O 111.4. M ENKUL KIYM ET PİYASALARI ... - 6 0 IV. YÖNETİM, PERSONEL VE İDARİ İŞLER ... - 63

IV .l. BANKA MECLİSİ ...- 6 3 IV.2. YÖNETİM KOMİTESİ --- --- - 6 3 IV.3. D EN ETLE M E K U R U LU ... 6 3 IV.4. K A D RO VE PERSO N EL D U R U M U ... - 63 IV.5. EĞ İTİM FAA LİY ETLERİ ... 6 5 IV.6. H A BERLEŞM E VE İLETİŞİM H İZ M E T L E R İ ... - 66 IV.7. D İĞ E R FAA LİY ETLER ... 6 6 V..MERKEZ BANKASI BİLANÇOSU ...- 6 9 V.I.-BİLANÇO AÇIKLAM ASI --- 6 9 V.II. 1989 YILI KÂRI VE D A Ğ IT IM I... 7 8 D EN ETLEM E K URU LU R A PO RU ... - 8 0 BİLANÇO KÂR ZARAR HESABI ... 8 1 YASAL VE İDARİ DÜZENLEMELER ... -... - 87 İSTATİSTİK TABLOLARI ... - 113 BİLANÇO KARŞILAŞTIRMALARI ...- 1 6 5

(7)

GRAFİKLER

Grafik II.4.1 : Parasal Büyüklükler ... ... - ^ G rafik II.4.2 : Merkez Bankası Parası Alt Kalemleri ...9 Grafik II.4.3 : M erkez Bankası Parası Çoğaltanı ...- 3 0 Grafik II.4.4 : M2Y Alt Kalemleri ... 3 2 Grafik II.5.1 : DÎE-Toptan Eşya ve Tüketici Fiyatları ... - 3 3 Grafik II.5.2 : DİE-Toptan Eşya ve Özel İmalat Sanayi Fiyatları ...3 ^ G rafik III. 1.1 : Merkez Bankası Kredileri ... -... - 3 ? G rafik III. 1.2 : Ticari Banka Kredileri ... 5 G rafik III.2.1 : Devlet İç Borçlanma Senetleri İhaleleri ...-5 6 Grafik III.3.1 : Döviz Kurları ...-... -5 9

(8)

İSTATİSTİK TABLOLARI

T ablo 1 : E k onom inin G enel D engesi (C a ri F iy atlarla) --- 1 1 5 Tablo 2 : E konom inin G enel D eng esi (1988 S abit F iy atlarıyla) --- 1 1 5 T ablo 3 : G ayrisafi Milli H asıla (C a ri Ü re tic i F iyatlarıyla) ---1 1 6 Tablo 4 : G ayrisafi Milli H asıla (1968 Ü re tic i F iyatlarıyla) ---1 1 6 Tablo 5 : Sabit Serm aye Y atırım ları (C a ri F iy atlarla) --- 1 1 7 T ablo 6 : Sabit S erm aye Y atırım ları (1988 F iyatlarıyla) --- 1 1 7 Tablo 7 : Seçilm iş Sınai M am ülleri Ü re tim i ---1 18 Tablo 8 : E n erji D engesi --- 1 20 Tablo 9 : Seçilm iş T arım Ü rü n leri — --- 1 2 1 Tablo 10 : B elediyelerce V erilen R u h sa tn a m e le re G ö re Y en i İn şaat --- 1 22 Tablo 11 : B elediyelerce V erilen Y ap ı K ullanm a İzin B elg elerin e G öre

Y eni İlave Veya K ısm en B iten Y apılar ... ... -1 22 Tablo 12 : U laştırm a H izm etleri —...1 23 T ablo 13 : H ab erleşm e H izm etleri --- 1 24 Tablo 14 : İş İsteyen ler ve A çık İşler --- 1 2 5 T ablo 15 : D ış Ü lk elere G ön derilen İşçiler --- 1 25 T ablo 16 : T oplu İş Sözleşm eleri --- 1 26 Tablo 17 : G revler ve Lokavtlar ... -1 26 T ablo 18 : Fiyat İndeksleri --- 1 2 7 T ablo 19 : Altın Fiyatları ... 1 2 ^ T ablo 20 : Fiyat İndeksleri (Aylık) ...-...-1 28 T ablo 21 : A ltın Fiyatları (Aylık) ---1 28 Tablo 22 : T arım sal Ü rün lerin D estek lem e K a ra rn a m e F iyatları —...-1 29 Tablo 23 : K onsolide Bütçe --- 1 30 Tablo 24 : K am u İktisadi T eşebbüslerinin F aaliyet S onuçları --- 1 31 Tablo 25 : Fonların Kaynak ve Ö d em eleri, C ari F iyatlarla --- 1 3 2 T ablo 26 : K onsolide Bütçe Ö denek leri, H a rc a m a la rı ve G elirleri —... -1 33 Tablo 27 : K am u B orçları (İç B orçlar) ---1 3 3 T ablo 28 : K am u G irişim leri H ak k ın d a Ö zet Bilgiler --- 1 34 T ablo 29 : P arasal Y etki K u ru m lan ---1 3 6 T ablo 30 : M erk ez Bankası K redileri ---1 3 7 T ablo 31 : M erk ez B ankasındaki M ev du at ---1 38

(9)

Tablo 32 : Mevduat Bankaları --- 1 3 9 Tablo 33 : Mevduat Bankalarındaki Mevduat --- 1 4 0 Tablo 34 : Mevduat Bankaları Kredileri --- 1 4 1 Tablo 35 : Kalkınma ve Yatırım Bankaları --- 1 4 2 Tablo 36 : Kalkınma ve Yatırım Bankaları Kredileri ---1 4 3 Tablo 37 : Kredi Stoku --- 1 4 3 Tablo 38 : Para Stoku --- 1 4 4 Tablo 39 : Merkez Bankası Varlık ve Yükümlülükleri --- 14 5 Tablo 40 : İhraç Edilen Menkul Değerler --- 1 4 6 Tablo 41: Uluslararası Rezervler ---14 6 Tablo 42 : Dış Ticaret --- 14 7 Tablo 43 : İhracatın Sektörel Dağılımı --- 1 4 8 Tablo 44 : İthalatın Sektörel Dağılımı --- 1 4 9 Tablo 45 : Ülkelere Göre İhracat ve İthalat ---1 5 0 Tablo 46 : Yatırım, Tüketim ve Ham m adde İthalatı ---1 5 1 Tablo 47 : Kaynakların Çeşidine G öre İthalat ---1 5 1 Tablo 48 : Ödemeler Dengesi ---1 5 2 Tablo 49 : Ödemeler Dengesindeki Bazı Kalemlerin Ayrıntıları ---1 5 3 Tablo 50 : Dış Borç Bakiyesi ---1 5 4 Tablo 51 :Dış Borç Stokunun Yıl Sonları Kurlarıyla

Döviz Cinslerine G öre Dağılımı ... - 1 5 5 Tablo 52 : Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları ---1 5 5 Tablo 53 : Döviz Tevdiat Hesapları ---1 5 5

Tablo 54 : Yabancı Banka Kredileri ---1 5 5 Tablo 55 : Proje ve Program Kredileri (Taahhüt Bazında) ---1 5 6 Tablo 56 : IMF den Kullanım ve Ö dem eler ---1 5 6 Tablo 57 : OECD Taahhütleri ve Kullanımları ---1 5 7 Tablo 58 : Dış Borç Ödemeleri Projeksiyonu ---1 5 7 Tablo 59 : Yabancı Sermayeli Şirketlerin Sektörel Dağılımı ---1 5 8 Tablo 60 : Yabancı Sermaye İzinlerinin Yıllara G öre Dağılımı ---1 5 9 Tablo 61 : 1989 Yılı Devlet İç Borçlanma Senetleri İhale Faizleri ---1 6 0 Tablo 62 : 1989 Yılı Devlet İç Borçlanma Senetleri İhalesinde

Satılan M iktarlar ---1 6 0

(10)

Tablo 63 : Bankalararası Para Piyasası İşlem leri ...1 6 1 Tablo 64 : Döviz Efektif Piyasaları İşlem leri —... -... -1 6 1 Tablo 65 : Tartılı Efektif Reel Kur --- --- - ] 6 2 Tablo 66 : Sınıflarına G öre Fiili P erso nel D u ru m u ---1 6 3 Tablo 67 : T.C.M.B. Şube, Tem silcilik ve B üroları ...1 64

(11)

1989

ELLİSEKİZİNCİ HESAP YILI BANKA MECLİSİNCE HAZIRLANAN

FAALİYET RAPORU

(12)

Saygıdeğer Ortaklar,

Bankamızın ellisekizinci hesap yılı sonuçlarını gösteren 1989 yılı Bilançosu ile Kâr ve Z arar Hesabını inceleme ve onayınıza sunar, yüksek Kurulunuzu saygı ile selamlarız.

Bankamızın işlemlerini incelemeye başlam adan önce, 1989 yılında, dünya ve ülke ekonomisindeki gelişmeleri gözden geçirmekte yarar görüyoruz. Bu nedenle, raporda uluslararası ekonomik gelişmeler ile bağlantılı olarak ülke ekonomisinin ayrıntılı bir incelemesini sunuyoruz.

(13)

BİRİNCİ BÖLÜM

DIŞ EKONOMİK GELİŞMELER

1.1. SANAYİLEŞMİŞ ÜLKELERDEKİ GELİŞMELER

Sanayileşmiş ülkelerin 1982 yılından bu yana içinde bulunduğu genişleme dönemi 1989 yılında da devam etmiştir. Geçtiğimiz yıl kesintisiz büyümenin yaşandığı yedinci yıl olmuştur. OECD tahminlerine göre yedi büyük sanayileşmiş ülkenin (ABD, Batı Almanya, Japonya, İngiltere, Fransa, Kanada ve İtalya) gayri safi milli hasılası (GSM H) 1989 yılında ortalama yüzde 3,5 oranında artmıştır. 1989 yılında özel tüketim harcamalarındaki artış genel olarak yavaşladığı için büyüme esas olarak yatırımlardaki genişlemeden kaynaklanmıştır. Yatırımlardaki genişleme genel olarak iç talebe bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, örneğin ABD ve Japonya’da ihracat artışları, yatırım artışlarına neden olan diğer önemli faktörleri oluşturmuştur. Japonya’da ayrıca teknolojik gelişme ve yeni ürünlerin geliştirilmesi yatırımların artmasına katkıda bulunmuştur.

Avrupa’da ise 1992 yılında gerçekleştirilmesi planlanan tek pazar hedefi bu bölgedeki yatırım artışlarının önemli bir nedeni olmuştur. İstihdam artışı 1989 yılında da devam etmiştir. 1982 yılından bu yana ilk defa yedi büyük sanayileşmiş ülkenin ortalama işsizlik oram yüzde 6’ııın altına düşmüştür.

Geçtiğimiz yıl sanayileşmiş ülkeler enflasyon oranı yükselmiştir. 1988 yılında yüzde 2,9 olan ortalama gayri safi yurtiçi hasıla deflatörü 1989 yılında yüzde 3,7 olmuştur.

Son üç yıldır hızlı bir büyüme süreci içinde bulunan dünya ticareti, 1989 yılında da genişlemesini sürdürmüş, hacim olarak yüzde 7,6 oranında büyümüştür.

Sanayileşmiş ülkelerin cari açıklarının toplamı 1989 yılında artmıştır.

ABD ve Japonya’nın cari işlemler dengeleri genellikle istenen yönde gelişmekle birlikte A B D ’nin cari açığı ile Japonya ve Batı Almanya’nın cari fazlalıkları büyük ölçüde devam etmiştir. A BD ’nin cari işlemler açığı 1989 yılında azalmıştır. ABD dolarındaki değişmelerin etkisiyle dış yatırım gelirlerinde ortaya çıkan azalma, dış ticaret açığındaki azalmanın cari işlemler dengesine tam olarak yansımasını önlemiştir. Japonya’nın ödemeler dengesi içinde görülen cari işlemler fazlalığı, gerek dış ticaret

(14)

fazlalığındaki gerileme, gerekse görünm eyen işlem lerde y er alan gider kalemlerindeki (özellikle turizm harcam alarındaki) artış nedeniyle azalmıştır. Batı Almanya’nın cari işlemler fazlalığı ise artm aya devam etmiştir. A rtışta, bu ülkenin dış ticaretindeki fazlalık ve diğer işlemlerindeki gelir artırıcı kalem lerinde görülen artış rol oynam ıştır. Son iki yılda Batı Almanya’nın dış ticaret fazlasındaki artış diğer Avrupa ülkelerine yönelik ticaretinden kaynaklanmıştır. 1987 yılından başlayarak 1989 yılının ilk yarısını kapsayan dönem de, Batı A lm anya’nın A BD ile dış ticaretindeki fazlalık 10 milyar A BD doları azalırken, A vrupa ülkeleri ile dış ticaretindeki fazlalık 20 milyar A BD doları artm ıştır.

O ECD ülkelerinin 1989 yılında ihraç ettiği im alat sanayii ürünlerinin fiyatı, bir önceki yıla oranla, ABD doları cinsinden yüzde 0,5 oranında azalmıştır. O EC D ülkelerinin ithal ettiği petrol dışı m alların A BD doları cinsinden fiyatları ise yüzde 0,8 oranında yükselmiştir. Bu gelişm eler sonucunda O EC D ülkelerinin diğer ülkeler ile olan ticaret had lerinde bir önceki yıla göre 4 puanlık bir azalma görülmüştür.

12

.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDEKİ GELİŞMELER

Dünya Bankası’nm tahm inlerine göre gelişmekte olan ülkelerin 1988 yılında yüzde 5 olan büyüme hızı, 1989 yılında yüzde 4’e düşm üştür. Bu düşüş esas olarak sanayileşmiş ülkelerin büyüm elerindeki yavaşlam adan etkilenmiştir.

Gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek büyüm e hızına 1989 yılında da yüzde 6 ile Asya grubu ülkeler ulaşmıştır. Bu grup ülkeler 80’li yılların tüm ünde en hızlı büyümeyi sağlamışlardır. Büyüme hızları bakımından, 1989 yılında yüzde 4 oranında bir büyüm e gerçekleştiren Avrupa, O rta Doğu ve Kuzey Afrika grubu ülkeler ikinci sırada yer almaktadır. Latin Amerika ülkeleri yüzde 1 oranındaki büyüm e hızları ile 1989 yılının en yavaş büyüyen ülkeler grubunu oluşturm uşlardır. L atin Amerika ülkelerinde milli gelir artışları 1988 yılında olduğu gibi 1989 yılında da nüfus artışlarının gerisinde kalmıştır. Bu nedenle bu ülkelerdeki kişi başına gelir azalmaya devam etmiştir.

Gelişm ekte olan ülkelerin 1988 yılında 18 m ilyar A B D doları olan konsolide cari işlemler açığının 1989 yılında yüzde 113 o ran ınd a bir artış göstererek 38 milyar ABD dolarına yükseldiği tahm in edilm ektedir. Bu ülkelerin, dış ticaret açıkları da artm aya devam etm iştir. Şöyleki, 1987

2 Türkiye C um huriyet M erkez Bankası

(15)

yılında 30 milyar ABD doları olan dış ticaret açıkları toplamı 1988 yılında 41 milyar, 1989 yılında ise 45 milyar ABD dolarına ulaşmıştır.

Yeni Sanayileşmekte Olan Ülkeler olarak adlandırılan dört Doğu Asya ülkesinin (Güney Kore, Taiwan, Singapur ve Hong-Kong) konsolide dış ticaret ve cari işlemler fazlası 1989 yılında yüzde 22 oranında azalmıştır. Bu ülkelerin toplam ihracat hacimlerindeki artış oranı 1988 yılına kıyasla yarı yarıya bir düşüş göstermiştir. D ört ülke arasm da sadece Taiwan’ın ihracat hacminin artış hızı yükselmiştir. 1988 yılında ihracat hacmi artışı yüzde 1 oranına düşen Taiwan, 1989 yılında yüzde 5 oranında bir ihracat artışı sağlamıştır. Söz konusu ülkelerin paralarının son iki yılda yüzde 20’ye varan oranlarda değer kazanması ve reel ücret artışları bu gelişmelerin temel nedenleri olmuştur.

1989 yılının ilk yarısında yükselen petrol fiyatları, OPEC ülkelerinin cari işlemler açığında hızlı bir azalmaya yol açmıştır. 1988 yılında 15 milyar ABD dolarını bulan OPEC ülkeleri konsolide cari işlemler dengesi açığının, 1989 yılında 2 milyar ABD dolarına düşmesi beklenmektedir.

Gelişmekte olan ülkelerde fiyatlar, 1989 yılında da hızlı bir biçimde artmaya devam etmiştir. Gelişmekte olan ülkelerin tümünde ortalama tüketici fiyatları endeksi 1989 yılının Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 68 oranında artış göstermiştir. Bunda en büyük etken Latin Amerika ülkelerindeki fiyat artışları olmuştur.

13. SOVYETLER BİRLİĞİ VE DOĞU AVRUPA ÜLKELERİNDEKİ GELİŞMELER

Dünya siyaseti ve ekonomisi açısından 1989 yılının en önemli gelişmesi, SSCB ile Doğu Avrupa ülkelerindeki siyasi ve ekonomik reform çabaları olmuştur. Uygulanan ekonomik sistemin yol açtığı makro ekonomik dengesizlikler, söz konusu ülkeleri 1989 yılında yoğunlaşan liberal arayışlara yöneltmiştir. 1989 yılı başında sadece Polonya ve Macaristan uzun vadeli ve kapsamlı bir reform programı öngörmekte iken, diğer Doğu Avrupa ülkelerinin bir kısmı çok sınırlı değişikliklerle yetinmekte idi. Bazı ülkeler ise değişimi tümden reddeden bir tavır içinde bulunuyordu. 1989’un sonuna gelindiğinde değişimi tümüyle reddeden ülkeler dahil bütün Doğu Avrupa ülkelerinin hem siyasi hem de ekonomik alanda reform yapma kararı aldığı görülmüştür. Bu çerçevede, Doğu ve Batı Almanya’nın da birleşmesi gündeme gelmiş ve bu konuda daha

(16)

önceden tahmin edilemeyecek bir ilerleme kaydedilmiştir. Sovyetler Birliği de, 1987 yılında uygulamaya koyduğu yeniden yapılanm a program ını, gerek diğer Doğu bloku ülkelerindeki gelişmelerin g erekse 1989 yılında ekonomik göstergelerdeki kötüye gidişin etkisiyle yeniden gözden geçirmiş ve daha liberal bir strateji benimsemiştir.

Son yıllarda bu ülkeler ekonomilerinin en belirgin özellikleri, yatırımların isabetsiz dağılımı, verimlilik artışlarındaki gerilem eler, nispi fiyat dengesizlikleri ve ürün kalitesinin düşüklüğü olm uştur. Sistem de yeterli rekabet koşullan olmamasından doğan bu özellikler, m akro ve mikro bazda arz ve talep dengesizliklerine yol açm ıştır. O rtaya çıkan toplam talep fazlası, açık veya kapalı biçimde enflasyonun yaşanm asına neden olurken dış ödemeler dengesini de olumsuz yönde etkilemiştir. Bu ülkelerin çoğu son dönem de Batılı finans kum rularından önemli miktarlarda borçlanmışlardır.

SSCB ve Doğu Avrupa ülkelerindeki yapısal değişim çabaları, diğer ülkelerle ekonomik, mali ve ticari ilişkilerin geliştirilm esini de kapsadığından önümüzdeki dönem de, hem sanayileşm iş hem de gelişmekte olan ülkeler ekonom ilerini önem li ölçüde etkileyecektir.

Türkiye, coğrafi bakımdan bu ülkelerle yakın olm asının yanısıra, söz konusu ülkelerin bir kısmı ile yoğun siyasi ve ekonom ik ilişkileri nedeniyle en fazla etkilenecek ülkeler arasında bulunm aktadır.

1.4. ULUSLARARASI PARASAL GELİŞMELER VE MALİ PİYASALAR

1989 yılı boyunca başlıca p aralar arasındaki döviz ku rları oldukça

• dalgalı bir seyir izlemiştir. 1989 yılında d o la r/y en k uru 127-144, do lar/m ark kuru ise 1,69-1,99 arasında dalgalanm ıştır.

1988 yılında efektif olarak yüzde 3,5 oranında d eğer kazanan A BD dolarının 1989 yılındaki değer artışı yüzde 1,5 o ran ın d a kalm ıştır. A B D doları, yılın birinci ve ikinci yarısında farklı gelişm eler gösterm iştir. B irinci yarıda, diğer ülkelerdeki siyasi gelişmeler ve faiz oran ların ın dolar cinsinden menkul kıymetlere olan talebi artırıcı yö nd e gelişmesi, A BD dolarının efektif olarak yüzde 12,5 oranında d eğ er kazanm asına ned en olmuştur. Yılın ikinci yarısında ise faiz oranlarının A B D dışındaki sanayileşmiş ülkelerde yükselmesi ve bu ülkelerin m erkez bankalarının piyasaya yoğun müdahalesi sonucu doların yükselm esine izin verilm eyeceği

Türkiye C um huriyet Merkez Bankası

(17)

yolundaki görüşlerin yaygınlık kazanması gibi nedenlerle, ABD doları efektif olarak yüzde 10 oranında değer kaybetmiştir.

Batı Alman markı, 1989 yılında efektif olarak yüzde 5 oranında değer kazanmıştır. Batı Alman markı da dolar gibi yılın birinci ve ikinci yarısında farklı gelişmeler göstermiştir. Yılın birinci yarısında efektif olarak yüzde 3 oranında değer kaybeden mark, ikinci yarıda yüzde 8 oranında değer kazanmıştır. Batı Alman markının yılın birinci yarısındaki değer kaybına neden olan başlıca faktörler, faiz oranlarının aleyhte gelişmesi ve Batı Almanya’daki siyasi belirsizlik olmuştur, ikinci yarıda ise Batı Almanya’daki faiz oranlarındaki yükselme ile Doğu A vrupa’daki gelişmeler, markın değer kazanmasına neden olmuştur.

Japon Yeni, 1989 yılında efektif olarak yüzde 13 oranında değer kaybetmiştir. Japon Yeni efektif olarak yılın birinci yarısında yüzde 6,6, ikinci yarısında ise yüzde 4,7 oranında değer kaybetmiştir. Japonya’daki siyasi belirsizlik, yakın ticari ve ekonomik ilişkide olduğu Çin’deki siyasi olaylar ve faiz oranlarının Japon Yeninin aleyhine gelişmesi yenin değer kaybına neden olan başlıca faktörler olmuştur.

1989 yılında uluslararası mali piyasalardaki toplam faaliyet 1988 yılındaki yüksek düzeyinin gerisinde kalmıştır. 1988 yılında 454 milyar ABD doları olan toplam işlemler tutarı 1989 yüında 431 milyar ABD dolarına düşmüştür. 1989 yüında piyasanın değişik bölümlerinde farklı gelişmeler görülmüştür. Uluslararası banka kredileri ve orta vadeli borçlanma kolaylıkları piyasalarında gerilemeler izlenirken uluslararası tahvü piyasalarının bir alt bölümünü oluşturan hisse senedine bağlantüı tahvil ihraçları hızla genişlemiştir.

Uluslararası banka kredileri 1987 ve 1988 yıllarında gösterdiği hızlı genişlemenin ardından 1989 yüında yüzde 23 oranında daralarak 97 milyar ABD doları olmuştur. Özellikle İngiltere ve A BD ’de şirketlerin yeniden yapılanmasının gerektirdiği kaynak gereksinimleri 1987 ve 1988 yıllarında uluslararası banka kredilerine hızla artan bir talebin doğmasına yol açmıştı. 1989 yılında ise şirketlerin yeniden yapüanma işlemleri devam etmesine rağmen bu tür gereksinimleri için yerel mali piyasaları tercih ettikleri görülmüştür. Bu olgu, yerel mali piyasalarda yaşanan yapısal değişimin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Yerel mali piyasalardaki kısıtlamaların kaldırılması ve bu piyasalarda da yeni mali araçların yaygınlaşması, uluslararası piyasaların yerel piyasalara tercih

(18)

edilebiJirliJiğini ortadan kaldırm ıştır. Y apısal değişim in yam sıra yeni uygulamaya konulan uluslararası serm aye yeterliliği ölçütlerinin kredi faizlerini artırıcı bir etki yaratm ası, sözkonusu piyasaya ilgiyi azaltan bir diğer faktör olmuştur.

Yerel mali piyasalarda yaşanan yapısal değişim ve yeni sermaye yeterliliği ölçütlerinin maliyet artırıcı etkileri o rta vadeli borçlanma kolaylıkları olarak adlandırılan ve en önem li bölüm ünü ticari senetlerin oluşturduğu borçlanmaların da azalm asına ned en olm uştur. 1987 yılında 102 milyar ABD dolarına kadar ulaşan o rta vadeli bo rçlanm a kolaylıkları kapsamındaki krediler, 1988 ve 1989 yıllarında sırasıyla 93 ve 72 milyar ABD dolarına düşmüştür.

Uluslararası mali piyasaların en büyük bölüm ünü oluşturan tahvil piyasasındaki işlem hacmi 1989 yılında yüzde 12 o ran ın d a arta rak 250 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Bu tu tar söz kon usu piyasada bugüne kadar ulaşılan en yüksek işlem hacm ini ifade etm ek ted ir. 1989 yılında bu piyasanın da değişik bölüm lerinde farklı gelişm eler izlenm iştir. Hisse senedine bağlantılı tahvillerin ihraçları hızlı bir artış gösterirken düz tahvil ihraçları gerilemiştir.

Hisse senedine bağlantılı tahviller, hisse sen ed in e çevrilebilir tahviller (equity convertible bonds) ile hisse senedi garantili tahvilleri (bonds with equity w arrants) kapsam aktadır. 1989 yılında özellikle hisse senedi garantili tahvil ihracında hızlı bir artış görülm üştür. Söz konusu ihraçlar bir önceki yıla kıyasla yüzde 125 oranında arta ra k 67 m ilyar A B D dolarına ulaşmıştır. Bu piyasadaki borçlanm aların tüm ü Jap o n şirketlerince gerçekleştirilmiştir. Japon şirketleri "swap" tekniklerinin de yardımıyla hisse senedi garantili tahvil piyasalarından çok düşük m aliyetli ve sabit faizli finansman temin etm işlerdir. Bu piyasaların faaliyetlerindeki artış özellikle yılın ilk yarısında m eydana gelm iştir. Yılın ikinci yarısında işlemlerin yavaşladığı görülm üştür.

U luslararası tahvil piyasasının en büyük bölüm ünü oluşturan düz tahvil ihraçları, 1988 yılına kıyasla yüzde 4 o ran ın d a azalm a göstererek 154 milyar ABD doları olm uştur. H isse sen ed in e bağlantılı tahvil ihraçlarındaki hızlı artışa da bağlı olarak düz tahvil ihraçlarının toplam tahvil ihraçları içindeki payı 1988’de yüzde 71 iken 1989’da yüzde 61 olmuştur. Düz tahvil ihraçları arasında A BD do ları cinsinden ihraçlar

6 Türkiye C um huriyet Merkez Bankası

(19)

yüzde 17 oranında bir artış göstermiştir. Bu gelişme yılın birinci yarısında faiz oranlarında ve kurlarda gözlenen gelişmelerden etkilenmiştir.

Uluslararası mali piyasalardan fon temin eden birimlerin bölgesel dağılımında daha önceki yıllara kıyasla önemli bir değişim görülmemiştir.

1989 yılında da toplam fonların yüzde 90’ı aşan kısmı OECD ülkelerine yönelmiştir. OECD ülkeleri arasında Japonya’nın piyasaya ilgisinde önemli bir artış kaydedilmiştir. Gelişmekte olan ülkelerin bu piyasalarda

1988 yılında yüzde 5 olan payı yüzde 4’e düşerken Doğu Avrupa ülkelerinin yüzde 1 olan payında bir değişme görülmemiştir.

1.5. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN DIŞ BORÇ SORUNU

Dünya Bankası’nın tahminlerine göre, gelişmekte olan ülkelerin dış borçları toplamı 1989 yılında 1.3 trilyon ABD dolarına ulaşmıştır. Bu artış

1988 yılına kıyasla yüzde 0,5 oranında bir genişlemeyi ifade etmektedir.

1989 yılında gelişmekte olan ülkelerin yüzde 4 civarında bir büyüme gerçekleştirdikleri hatırlanırsa gelişmekte olan ülkelerin dış borçlarındaki artışın GSMH artışının çok gerisinde kaldığı görülecektir. GSMH-borç oranındaki bu düşmenin yanısıra borç-servis oranı ile borç-ihracat oranları da azalma göstermiştir.

Bilindiği gibi borçlu ülkeler özel şartları birbirlerinden çok farklı kalabalık bir grup oluşturmaktadır. Dış borç sorununa sağlıklı bir yaklaşım için söz konusu ülkeleri alt gruplara ayırarak incelemek yararlı olmaktadır.

Dünya Bankası’nın sınıflandırmasına göre, borçlu ülkeleri dört gruba ayırmak mümkündür: Borcu çok-düşük gelirli ülkeler; borcu çok-orta gelirli ülkeler; borcu ılımlı-düşük gelirli ülkeler ve borcu ılımlı-orta gelirli ülkeler. Birinci grup ülkeler daha çok Afrika kıtasında yer alırken, ikinci grubu çoğunlukla Latin Amerika ülkeleri oluşturmaktadır. Türkiye dördüncü grup ülkeler arasında bulunmaktadır. Dış borç sorununun hafifletilmesi için yapılan çalışmalar daha çok ilk iki grup ülkeyi kapsamaktadır. 1989 yılında da bu iki grubun borç sorunlarının hafifletilmesi çalışmalarına devam edilmiştir.

Dünya Bankası’nın önderliğinde yürütülen ve birinci grupta yer alan 22 Afrika ülkesini kapsayan özel program, uygulamasının ikinci yılında oldukça başarılı bir biçimde sürdürülmüştür. Borcu çok-orta gelirli ülkeleri ilgilendiren en önemli gelişme 1989 yılının M art ayında ABD Hazine Bakanı Nicholas Brady’nin önerdiği yeni bir strateji olmuştur.

(20)

1985-1988 d ö n em in d e uygulanan B ak er S tratejisi p ek çok bakımdan yetersiz kalm ıştır. S tratejinin kapsadığı 15 ü lkede kişi başına milli gelir azalırken, önem li boyutlara ulaşan dış ticaret fazlaların a karşın dış borçların yurt içi ü retim e o ran ı artm ay a devam etm iştir. Bu ülkelerin büyük fed akârlıklar karşılığında dış borçlarını ö d em ey e devam etm eleri ticari b ankaları gönüllü kredi artırım ın a ikna ed em em iştir. Bilindiği gibi, Baker S tratejisinin en önem li u nsu ru b an k aların söz konusu ülkelerin yeni kaynak gerek sin im lerine cevap v erm esi idi. B rady S tratejisi ise, uygun bulunan ekonom ik refo rm ları yapm ayı ta a h h ü t ed en ülkelerin dış borçlarında indirim yapılm asını ö n g ö rm ek ted ir. U y gulam ada uluslararası mali ku ruluşlara ve resm i k re d itö rle re önem li g ö rev ler verm ekte olan Strateji, yaygın bir d estek ve kabul g ö rm ü ştü r. D ünya Bankası ve U luslararası P ara F onu d e rh a l h a re k e te g eçe rek borç indirimini destekleyecek politika p ak etin i ve uygulam a k u ralların ı tespit etmiştir. İlk etap ta K osta-R ika, M eksika ve F ilipin ler b an k alarla m üzakerelere başlam ıştır. Bu güne k ad ark i deneyim , yeni S tratejin in özellikle her ülkenin özel şartların ı d eğ erlen d irm esi açısından yararlı olduğunu gösterm iştir.

8

Türkiye C u m h u riy e t M erkez Bankası

(21)

İKİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE PARA POLİTİKASI

II.1. GENEL DENGE

1988 yılında yüzde 3,4’ü bulan GSMH artış hızı, son tahminlere göre 1989’da yüzde 1,8’e gerilemiştir. Bir önceki yıl yüzde 3,7 oranında gerçekleşen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla artış hızı, 1989 yılında yüzde 1,2’ye düşmüştür. İki büyüklük arasındaki farklılık, dış alem faktör gelirlerinin netleştirilmiş etkisindeki farklüıktan kaynaklanmaktadır. Bu etki, 1988 yüında azaltıcı yönde iken 1989 yılında özellikle işçi dövizlerindeki artış nedeniyle pozitif yönde olmuştur.

TA B LO II. 1.1

T E M E L EK O N O M İK G Ö S T E R G E L E R

_________________________ 1987_____________ 1988__________ 1989"

GSMH (Trilyon TL, Cari Fiyatlarla)

58,4 102,4 172,5

B Ü Y Ü M E H I Z l / 1) G SY İH (% )

7,4 3,7 1,2

B Ü Y Ü M E H IZ I,W G SM H

(%) 7,4

3,4 1,8

N ÜFU S (Milyon Kişi)

52,8 54,2 55,5

İSTİH DA M (Milyon Kişi)

16,6 16,6 16,7

İH RA CA T (Milyar ABD$)

10,2 11,7 11,6

İTH A LA T (M üyar ABDS)

14,3 14,4 15,8

CARİ İŞ L E M L E R D E N G E S İ (Milyar ABDS)

-1,0 1,5 1,0

DIŞ B O R Ç /G S M H (Yıl Ortalam ası Kuru ile)

0,59 0,58 0,50

İÇ B O R Ç /G S M H (A napara + Faiz;

Konsolidasyon dahil)

0,29 0,28 0,26

D İE T optan Eşya Fiyat Endeksi, (O rtalam a Yıllık % Değişme)

32,1 68,3 69,6

D İE Tüketici Fiyat Endeksi, (O rtalam a Yıllık % De&isme)

38,9 75,4 69,6

* Geçici

(1) 1968 fiyatlarıyla

(22)

1989 yılının en çarpıcı özelliği, bir ön ceki yılın ilk aylarından itibaren gözlenen önce yavaş büy üm e so n ra da d a ra lm a dö nem inin yılın ikinci yarısından itibaren yerini yeni bir bü yü m e d ev resin e bırakmasıdır.

Ekonom ideki bu gelişm eleri an lay ab ilm ek için, 1986-1989 yılları arasında yaşanan "canlılık-durgunluk-yeniden büyüm e" sü recin e daha ayrıntılı eğilmek yararlı olacaktır.

i) 1986-1988 D önem i

Bu d ö n em d e iki farklı ek o n o m ik "durum " d ik k a ti çekm ektedir. İlki, 1988 yılının ilk üç ayına k a d a r olan ve ek o n o m in in uzun dönem li büyüme eğrisinin çok üzerin e çıktığı hızlı büyüm e d ö n em id ir. İkincisi ise, 1988 yılının ikinci üç ayında büy üm e hızın d ak i yavaşlam a ile başlayan, daha sonra özellikle 1988’in ikinci y arısın da d aralm ay a dönüşen dönemdir.

Aşağıda, bu dö nem lerin özellikleri ve a rk a la rın d a k i tem el iktisadi etm en ler açıklanm aktadır.

1986 yılında iç ta lep te k i hızlı artış, p etro l fiyatlarındaki düşmenin yarattığı uygun uluslararası koşulların da katkısıyla, ekonominin hedeflenen uzun dönem büyüm e hızının ü zerin d e büyüm esine yol açmıştır.

Bu süreç 1987 yılında da devam etm iş, 1986’da yüzd e 8,1’i bulan büyüme hızı bu yılda yüzde 7,4 olm uştur.

A ncak, kam u kesim i h arcam alarıy la uyarılm ış bu hızlı büyüme ve kamu ta rafın d an ü retilen m al ve h izm etlerin fiy atlarının ayarlanmasında

1987 yılındaki önem li gecikm eler, kam u kesim inin borçlanm a gereğinin önem li ölçüde artm asın a yol açm ıştır. 1986 yılında milli gelirin yaklaşık yüzde 5 ’i olan borçlanm a oranı, 1987 yılında yaklaşık yüzde 8’e yükselm iştir.

1986 yılında fiyat artış hızı yıllık o rta la m a bazd a yaklaşık yüzde 30 iken, 1987’de yıllık yüzde 32 olm uştur. Bu iki yıldaki fiyat artış oranları, birbirine yakın olm alarına rağ m en farklı eğilim ler gösterm ektedirler.

Nitekim , bu fiyat h a re k e tle ri d ah a yak ın dan incelendiğinde, üzerinde durulm ası gereken iki önem li özellik ortay a çık m ak tad ır. Bunlardan ilki,

1986 yılı boyunca gözlenen fiyat artış hızlarının düşm esi eğiliminin, 1987 yılında ters dönm esidir. İkincisi ise, 1987 yılında kam u kesimi fiyat artışlarının özel kesim in altınd a kalm a olgusunun iyice belirgenleşmesidir.

1987’de kam u açıklarının büyüm eye, enflasyonun yükselmeye başlam ası, yılın sonlarına doğru m ali p iy asalard ak i dengesizliklerin

10 Türkiye C u m h u riyet M erkez Bankası

(23)

artmasına yol açmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, Türk parasından kaçma eğilimi güçlenmeye başlamıştır.

Ekonomideki dengesizlikleri giderebilmek üzere, 1987 yılı sonunda kamu tarafından üretilen mal ve hizmetlerin fiyatları önemli ölçüde arttırılmış, mali piyasalardaki dengesizlikleri gidermek ve Türk parasından kaçışı engellemek üzere 1988 Şubat ayında bir dizi önlem alınmıştır. Bu önlemlerin amacı, Türk lirası cinsinden tutulan tasarrufların çekiciliğini ve dolayısıyla Türk lirasına olan talebi arttırmak, ithalatı frenlemek, ihracatı tekrar canlandırmak ve kamu harcamalarını kısarak ekonomideki aşırı ısınmayı soğutmak biçiminde özetlenebilir.

Bu çerçevede alınan faizlerin yükseltilmesi kararı, finansman maliyetlerini arttırıcı ve sonuçta üretim i yavaşlatıcı etki yaratmıştır.

Üretimin yavaşlamasının yamsıra, ithalat maliyetlerinin artmasına yol açan düzenlemelerin yürürlüğe konulması da ithalatın artış hızım düşürmüştür. Buna karşılık, ihracatı teşvik edici önlemler, kısılan iç talebin de etkisiyle, ihracatın artmasını sağlamıştır. Ancak kamu fiyatlarındaki ayarlamaların büyük ölçekli ve şok biçiminde olması, ekonomide enflasyonist bekleyişler üzerinde olumsuz etki yaratmıştır.

Nitekim, 1987 sonunda kamu fiyatlarının bir ay içinde yüzde 20 gibi çok yüksek düzeyde arttırılması, özel kesimin de fiyatlama kararlarını büyük ölçüde etkilemiş ve ekonomi çok kısa süre içinde, hızlı fiyat artışları dönemine girmiştir. Bunun yanında, kamu açıklarının azaltılmasının neredeyse tümüyle kamu yatırımlarının kısılması yoluyla sağlanmaya çalışılması, özel kesimin üretim ve yatırım kararlarını da olumsuz yönde etkilemiştir. Böylece ekonomi 1988 yılının ikinci yarısından itibaren, özellikle imalat sanayiinde belirginleşen bir durgunluğa girmiş, yılın son üç ayında ise bu durgunluk daralmaya dönüşmüştür. İthalatın reel olarak düşüp, nominal olarak aynı kalması, ödem eler dengesinde görünmeyen gelirlerdeki artışla birleşince cari işlemler dengesi yılın ikinci yarısından itibaren fazla vermeğe başlamıştır. Başka bir deyişle, kısılan iç talebin etkisiyle ortaya çıkan iç tasarruf fazlası cari işlemler dengesi fazlasına dönüşmüştür.

1988 yılının sonbaharında gözlenen, enflasyondaki yükselme ve enflasyonist bekleyişlerdeki tırmanma sonucunda, mali piyasalarda tekrar dengesizlikler ortaya çıkmış ve döviz talebinin hızla artmasıyla Türk lirası baskı altına girmiştir. Bu dengesizlikleri giderebilmek üzere, yeni bazı önlemler alınmış ve mevduat faizleri serbest bırakılmıştır. Bu önlemler

(24)

mali piyasalardaki dengesizlikleri giderm ekle birlikte, faizlerde beklenenin üstündeki yükselm enin finansm an m aliyetlerini arttırm ası, 1988 yılının ikinci üç ayında başlayan yavaş büyüm e dönem inin giderek daralmaya dönüşm esine ve bu daralm anın 1989 yılına uzam asına yol açan önem li bir etken olm uştur.

ii) 1989 Y ılındaki G elişm eler

1989 yılının başında ekonom inin içinde bulunduğu durum un temel özellikleri yüksek bir fiyat artış hızı, daralan bir ü retim düzeyi, giderek dış ticarete konu olm ayacak sektörlere yönelen bir yatırım yapısı ve giderek azalan bir reel yatırım düzeyi, ılımlı bir tüketim artış hızı, düşük reel ücretler, yüksek faizler, önem li ölçüde kam u açıkları ve yüksek bir cari işlem fazlası olarak sıralanabilir. D önem başındaki bu unsurlara, bir de uzun bir süredir gözlenm eyen bir şid d ette kuraklığın olum suz etkisi eklenm iştir. D önem sonunda gelinen nok tad a en çarpıcı farklılık ise üretim düzeyindeki canlanm adır. Ö te yandan, genel fiyat hareketleri açısından dönem başı ile sonu arasınd a belirgin bir farklılık gözlenm em ekle beraber, özellikle im alat sanayi fiyatlarının artış hızlarının özel kesim kısm ında yılın ikinci yarısından itib aren bir yavaşlama gözlenm ektedir. D önem içinde gerçekleşen önem li b ir değişiklik de reel ücret düzeyinin yılın ikinci yarısından itibaren yükselm esidir. Y ine dönem boyunca yaşanan önem li bir gelişm e d e T ürk lirasının reel olarak değer kazanm asıdır.

1989 yılının başlangıcındaki m ak ro ek on om ik gelişm elerin anlaşılması ve yorum lanm ası açısından ü zerinde durulm ası g erek en ana özellik, makro düzeyde bakıldığında, mal piyasalarındaki talep yetersizliğidir. D iğer bir deyişle eksik k apasite kullanım ının ve yetersiz üretim düzeyinin arkasında, arzı sınırlayıcı u nsurlar değil, yetersiz talep düzeyi vardır. Arzda sınırlam anın o rtaya çıktığı tek önem li sektör, ta rım sektörü olm uştur.

Böyle bir ekonom ide, arzı sınırlayan başka u nsu rların olm am ası halinde üretim düzeyinin arttırılm asının talep düzeyinin uyarılm ası ile mümkün olduğu söylenebilir. Böylesine bir talep artışının doğuracağı nom inal gelir artışının m ik tar ve fiyat h arek e tleri üzerindeki etkisinin bileşimi mal piyasalarındaki dengesizliğin boyutu, ekonom ik kesim lerin bekleyişleri, talep artışının nasıl finanse edildiği gibi u nsu rlarla yakından ilgilidir.

Nitekim, 1989 yılının ikinci yarısının h em en b aşların dan itibaren yapılan büyük ücret artışları, tüketim h arcam aları yoluyla ta lep düzeyini uyarmış ve özellikle im alat sanayiinde ü retim düzeyi önem li ölçüde artm aya

1 2 Türkiye C u m h u riy e t M erkez Bankası

(25)

başlamıştır. Buna karşılık, özel sektör imalat sanayi fiyatlarının artış hızında aynı dönemde bir yavaşlama görülmüştür.

Parasal sektördeki gelişmelerin reel sektöre yansıma biçimi üzerindeki yorumların daha sağlıklı yapılabilmesi açısından da mal piyasalarında dengesizliğin olup olmadığının belirlenmesi ve varsa arkasındaki temel unsurun saptanması son derece önemlidir. Ö te yandan, parasal genişlemenin hangi kanallarla gerçekleştiği dikkate alınmalıdır.

1989 yılında merkez bankası parasındaki genişleme tamamıyla Merkez Bankasının net dış varlıklarındaki artıştan kaynaklanmıştır. Reel sektördeki durgunluk nedeniyle özellikle ilk yarıdaki düşük ithalat düzeyi ve bununla ilişkili olarak Türk lirasının reel olarak değer kazanması, özel sektörün döviz talebini azaltmış ve böylece Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini arttırm asına olanak sağlamıştır. Dolayısıyla, büyük ölçüde yetersiz talep düzeyinden kaynaklanan bir parasal genişleme söz konusudur. Ö te yandan, bankacılık sisteminin açtığı kredi miktarındaki genişleme, reel olarak daralmıştır. Buna paralel olarak, bankacılık kesiminin tahvil alımına ayırdığı kaynak miktarındaki genişleme ise, kredi miktarındaki genişlemenin önemli ölçüde üzerinde olmuştur. Yılın ilk yarısı için bu olgu daha da belirgindir. 1989 yılında gözlenen fiyat ve miktar hareketlerinin arkasındaki en önemli unsur, parasal sektördeki gelişmeler değildir.

Hava şartları gibi dışsal unsurlardan çok büyük ölçüde etkilenen tarım sektörü bir tarafa bırakılırsa, Türkiye ekonomisindeki kısa dönemli fiyat hareketleri açısından belirleyici unsurlar, iç ve dış girdi fiyatları ile döviz kuru gibi maliyet unsurları, piyasalardaki talep fazlası düzeyi ve bekleyişlerdir. İleriye yönelik bekleyişler, özellikle ileriye yönelik olarak ve nominal ölçü birimleri ile yapılan alım satım sözleşmelerini etkilemektedir. Alım ve satımlarda senetli ve vadeli anlaşmaların yaygınlığı, bu alışverişlerin gerçekleştirildiği fiyatların, senetlerin vade dönemi sonunda paraya çevrildiği değerin anlaşmanın yapıldığı tarihteki değere indirgenmesinde kullanılan ve tümüyle bekleyişlere dayanan bir oranla, büyük ölçüde ilişkili olması sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, bu tip anlaşmalar fiyatların esnekliğini sınırlamaktadır. Bu anlaşmaların farklı dönem lere yayılması ve sektörler arası girdi-çıktı yapısı dikkate alındığında bu etkinin önemi daha da belirginleşmektedir. Senetli satış yapılmıyor olsa bile, cari dönemdeki fiyatlama davranışının girdi ve talep unsurlarının karar alma dönemindeki hareketlerinden etkileneceği açıktır.

Ö te yandan bekleyişler de, özellikle iktisat politikaları uygulamalarından

(26)

ve uygulanış biçimlerinden önem li ölçüde etkilenm ektedir. Bu konulardaki bir belirsizlik, bekleyişleri olumsuz yönde etkilem ektedir.

Bu açıdan bakıldığında, yılın ilk yarısındaki durgunluğa ve Türk lirasının reel olarak değer kazanm ası gibi olgulara rağm en, im alat sanayii fiyat artış hızlarında yılın ilk yarısında neden bir yavaşlam a olm adığı daha açıklık kazanm aktadır. H em en belirtm ek gerekir ki, bu süreçte, kamu ürünlerine yapılan önemli sayılabilecek boyutlardaki fiyat ayarlam alarının da azımsanmayacak bir rolü olm uştur. Yılın ikinci yarısının başlarında Türk lirasının reel olarak değer kazanm asının tam am en piyasa şartlarından kaynaklandığının ve bunun da devam edeceğinin anlaşılması, finansman giderlerinin azalmaya başlam ası gibi u n su rla r sınırlı da olsa bekleyişleri olumlu yönde etkilem eye başlam ıştır. Ö te y an d an talep artışı ile birlikte artan üretim düzeyinin birim m aliyetleri düşürm esi, dış girdi maliyetlerinin T ürk lirası olarak artış hızındaki yavaşlam anın devam etm esi gibi unsurların da katkısıyla özel sektör im alat sanayi fiyatlarının artış hızında sınırlı bir yavaşlama eğilimi belirginleşm iştir. Y ukarıda da değinildiği gibi bu süreçte parasal büyüklüklerdeki gelişm elerin etkisi, göreli olarak önemsizdir.

11.1.1. Ekonominin Arz Yönü: Sektörel Üretim Gelişmeleri ve İthalat 11.1.1.a. Sektörel Üretim Gelişmeleri

a) Tarım:

S ektörel üretim gelişm eleri açısından 1989 yılının en çarpıcı özelliklerinden birisi de, yaşanan büyük kuraklık sonucu, tarım sal üretim in önemli ölçüde (yüzde 6,3) daralm asıdır. Bu d aralm a, özellikle tarım sal ürün ithalatının artm asına yol açmış, küçük m ik tarlard a da olsa tarım sal ürün ihracatında azalm a kaydedilm iştir. Ö te yan d an , tarım sal ürün fiyatları da kuraklıktan olum suz yönde etkilenm iştir.

b) Sanayi:

1988 yılının birinci üç ayında ulaştığı d o ru k tan , onu izleyen aylarda önce yavaş büyüm e daha so nra da d aralm a eğilim ine g iren im alat sanayi üretim i, bu eğilim ini 1989 yılının ilk yarısında d a sü rd ü rm ü ştü r. Ancak, ikinci y arıd an itibaren im alat sanayiinde b ir can lan m a eğilimi belirginleşm iştir. Yılın ilk üç ayında bir yıl öncesinin aynı dö nem ine göre yüzde 5,2, ikinci üç ayında ise yüzde 0,6 o ra n ın d a azalan üretim , yılın

14 T ürkiye C u m h u riyet M erkez Bankası

(27)

üçüncü üç ayında yüzde 7,6, dördüncü üç ayında ise yüzde 6,7 oranında artmıştır.

Yapılan çalışmalara göre, Türkiye imalat sanayiindeki firmaların yatırım ve üretim kararlarını etkileyen faktörlerin başında talep fazlası ve bekleyişler gelmektedir. Yine bu kararları etkilemede açılan kredi miktarının azımsanmayacak bir rolü vardır. Yukarıda genel denge bölümünde de açıklandığı gibi, iktisadi ortam ın ve iktisat politikalarının talep kısıcı etkisi, özellikle 1989 yılının ilk yarısında da sürmüştür. Talep yetersizliği ile karşılaşan firmaların, m iktar kısıcı davranışlarının en belirgin olduğu sektörler demir-çelik, demir-dışı metaller, makina imalat, otomotiv ve tekstil sektörleridir. İmalat sanayiinde genel bir üretim azalmasının olduğu bu dönemde, inşaat sektörüne girdi üreten sektörlerin sadece üretim artış hızlarında bir yavaşlama gözlenmiştir. Buna karşılık bu dönemde tarım, imalat, enerji, madencilik ve ulaştırma sektörleri sabit sermaye yatırımları daralırken, konut ve turizm yatırımları artmıştır. Bu olgu da, talep-yatırım-üretim ilişkisinin incelenen dönemdeki önemini vurgulamaktadır.

Yılın ikinci yarısından itibaren özellikle imalat sanayi sektöründen başlayan bir konjonktür değişikliği gerçekleşmiştir. İmalat sanayiinin durgunluğu aşıp canlanma eğilimine girmesinin en büyük nedeni, yaz aylarında yapılan yüksek oranlı maaş ve ücret ayarlamalarının iç talep ve iç talep bekleyişleri üzerinde olumlu etki yapmasıdır.

Yıl içinde gözlenen bu farklı eğilimler bir tarafa bırakıldığında, imalat sanayii üretiminin bir yıl öncesine göre yüzde 3,4 oranında arttığı belirlenmektedir. Buna karşılık, madencilik üretimi yüzde 3,8 oranında azalmış, enerji üretim i ise yüzde 7,4 oranında artmıştır.

c) Hizmetler:

Hizmetler sektörü 1989 jılın d a, reel olarak yüzde 2,7 oranında büyümüştür. Alt sektörler itibariyle incelendiğinde, en yüksek büyüme hızı yüzde 6,8 ile devlet hizmetlerinde, en düşük büyüme hızı ise yüzde 0,8 ile ticaret sektöründe gerçekleştirilmiştir. İnşaat sektörünün büyüme hızında 1987 yılından beri gözlenen yavaşlama eğilimi 1989 yılında da sürmüş ve bu hız yüzde 2,6 oranında kalmıştır.

(28)

I I . 1.1 .b. İ t h a l a t

1989 yılının ilk yarısında ekonom ideki durgunluğun devam etmesi nominal ithalat düzeyini de etkilem iş ve bir ön cek i yılın aynı dönem ine göre ithalat, nominal olarak yüzde 2,1 o ran ın d a azalm ıştır. B una karşılık, yılın ikinci yarısından itibaren nom inal ithalat düzeyinin hızla yükseldiği gözlenmektedir. İkinci yarıda ithalat artış hızı b ir yıl öncesine göre yüzde 20’dir. Bunda ithalatı kolaylaştırıcı ve ucuzlatıcı y ö n d e önlem ler alınması ile 1989’un ikinci yarısında eko no m ide başlayan canlanm anın katkısı olmuştur. A ncak alt kalem ler itibariyle in celendiğinde özellikle yatırım malları ithalatı açısından daha farklı bir tablo o rtay a çıkm aktadır.

Yıl içinde yaşanan kuraklık sonucu tarım sal ü retim in önem li ölçüde düşmesi ile, bu düşüşün kısmen ithalat ile k arşılanm ası yoluna gidilmiş ve bu ürünlerin ithalatı bir yıl öncesine göre yaklaşık iki kat artm ıştır. Buna karşılık, yatırım malları ith alatında önem li bir gelişm e olm am ış ve bu büyüklük nominal olarak geçen yılki düzeyinin biraz altında kalmıştır.

Özellikle im alat sanayii üretim inin bir türevi olan ara m allan ithalatı ise yılın ilk yarısında, nom inal olarak bir yıl öncesinin aynı dönem i düzeyinde kalmıştır. Buna karşılık üçüncü üç ayda yüzde 40 gibi çok büyük bir oranda yükselmiş ve yılın b ü tü n ü n d e bir yıl ö ncesin e göre yüzde 19 oranında artm ıştır. Ö te yandan ham p etro l ith alatı reel olarak azalmış, ancak ham petrol fiyatlarında yüzde 14’e v aran yükselm e sonucu nominal olarak yaklaşık yüzde 1 oranınd a artm ıştır. T ü k etim m alları ithalatı da yüzde 25 oranında yükselm iştir. Bu gelişm eler sonucu toplam ithalat, bir yıl öncesine oranla yüzde 10 o ran ın da a rta ra k 15,8 m ilyar A BD dolarına yükselmiştir. Aynı dönem de, O E C D ülk elerin den yapılan ithalatın payı, bir önceki yıl düzeyinde kalarak yüzde 63 olmuş, aynı büyüklük O rta Doğu ülkeleri için yüzde 19 olarak gerçekleşm iştir.

II. 1.2. Ekonominin Talep Yönü: Yatırım, Tüketim ve İhracat Il.l^ .a . İç Talep: Yatırım ve Tüketim

Toplam tüketim harcam aları ile sabit serm aye yatırım ı harcam aları biçiminde tanım lanan toplam iç talep, 1989 yılında reel olarak yüzde 1,3 oranında büyümüştür. Bu oranın, 1987 yılında yüzde 6,1, 1988 yılında ise yüzde 1,5 olduğu dikkate alındığında, iç talebin artış hızında 1988 yılından beri gözlenen önemli düşüşün, 1989 yılında da devam ettiği ortaya çıkmaktadır. Talep artış hızındaki bu yavaşlık, d a h a önceki bölüm lerde de

16 • Türkiye C um huriyet M erkez Bankası

(29)

belirtildiği gibi ekonomideki durgunluk eğiliminde başrolü oynamıştır.

Ancak, yılın ikinci yarısından itibaren özellikle maaş ve ücretlerin yüksek oranlarda arttırılması ile, üretim düzeyi üzerindeki bu sınırlama kalkmış ve iç talep özellikle tüketim kanalıyla artmaya başlamıştır.

1989 yılında yatırımlarda daha önce görülen eğilim sürmüştür. Bir yandan kamu kesimi yatırımları reel olarak azalmaya devam etmiş, öte yandan da özel sektör yatırımlarında bunu giderecek bir artış olmamıştır.

Yatırımlar konusunda vurgulanması gereken önemli bir nokta, özel yatırımların konut kesiminde yoğunlaşması eğiliminin 1989 yılında da değişmemiş olmasıdır. 1986’da toplam özel kesim sabit sermaye yatırımları içinde yaklaşık yüzde 35 olan konut yatırımlarının payı, 1989 yılında yüzde 51’e yükselmiştir. Bu gelişmeyle ilişkili olarak, imalat sanayiine yönelik özel kesim yatırımlarının toplam içindeki payı 1986’da yüzde 33 iken, 1989’da yüzde 22’ye düşmüştür. Buna paralel olarak, imalat sanayiine yönelik toplam yatırımlarda 1986 yılından itibaren gözlenen reel azalma 1989 yüında da sürmüştür. Bu olgu, Türkiye’nin uzun dönemli büyüme ve sanayi ihracatını artan oranlarda sürdürme stratejileri açısından kaygı verici olarak nitelendirilebilir.

Gayri safi milli hasılanın yaklaşık dörtte üçünü oluşturan toplam tüketim harcamalarının artış hızı, bir önceki yıldaki düzeyini korumuş ve yüzde 2,8 olarak gerçekleşmiştir. Özel tüketim harcamaları ise yüzde 3,1 oranında artmıştır.

II.1.2.b. İhracat

Toplam ihracat bir yıl öncesine göre yüzde 0,3 oranında azalarak 11,6 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşmiştir. 1988 yılında Irak’a açüan kredilerin dondurulmasının ihracat üzerindeki etkisi, 1989 yılında görülmüştür. İhracatın bir yıl önceki düzeyinde kalmasının arkasındaki temel etmenler, Irak’a yapılan ihracattaki önemli azalma ile kuraklık nedeniyle tarım ürünleri ihracatında gözlenen düşmedir. Ö te yandan, Türkiye’nin rekabetçi bir pazar oluşturan O rtak Pazar ülkelerine olan ihracatı yüzde 7 dolaylarında artmıştır. 1989 yılında, başta SSCB olmak üzere Doğu Avrupa ülkelerine olan ihracat olanaklarının önemli boyutlara varabileceği yönünde gelişmeler olmuştur. Böylelikle Türkiye açısından, görece istikrarsız kabul edilebilecek Orta Doğu pazarlarındaki hareketleri dengeleyebilecek bir pazar çeşitlendirmesi olanağı ortaya çıkmıştır.

(30)

1988. yılı hanehalkı işgücü an k eti geçici son u çların d an hesaplanan ve Devlet Planlam a T eşkilatı (D P T ) 1990 yılı p ro g ram ın d a yer alan yeni tahm inlere göre, 1988’de 18,4 milyon olan sivil işgücü arzı, 1989 yılında 18,7 milyona ulaşırken, 1988 yılında 16,6 m ilyon olan sivil istihdam 16,7 milyon olm uştur. Bu gelişm eler sonucunda, işsiz sayısı 1,8 milyondan 1,9 milyona, işsizlik oranı ise yüzde 9,8’den yüzde 10,4’e çıkm ıştır.

1989 yılında, 8,4 milyon kişinin ta rım sek tö rü n d e, 2,6 milyon kişinin sanayi sek tö rü n d e ve 5,8 m ilyon kişinin h iz m etler kesim inde istihdam edildiği tahm in edilm ektedir. D ah a önceki tah m in lerin aksine tarım sek tö rü n d e istihdam ın azalm adığı aksine az da olsa arttığı görülmektedir.

Bir önceki seneye g öre tarım s e k tö rü n d e 11 bin, sanayi sektöründe 49 bin ve hizm etler kesim inde 123 bin olm ak üzere, to p lam 183 bin kişiye yeni istihdam olanağı sağlandığı tahm in ed ilm ekted ir.

G eçtiğim iz yıllarda başlatılan istihdam ı geliştirm eye ve işgücünün niteliğini artırm aya yönelik çalışm alar 1989 yılında da sürdürülmüştür.

İşsizliğin genç nüfus kesim inde yoğunlaştığı g ö zö n ü n d e bulundurularak, özellikle genç işgüçünün istih dam ını sağlam ayı am açlayan beceri kazandırm a program ı uygulam alarına önem verilm iştir.

1989 yılında İş ve İşçi Bulm a K u ru m u ’na 500 bin kişi iş istemek için başvurm uş olup, K urum ’a bildirilen açık iş sayısı 282 bin, işe yerleştirme sayısı ise 266 bin olm uştur. 1988 yılı ile karşılaştırıldığında, açık iş sayısının yüzde 10,6, işe y erle ştirm e sayısının yüzde 6 arttığı görülm ektedir.

Y urtdışına giden işçi sayısı 1989 yılında yüzd e 5,8 oranında azalarak 49 bin 928 olm uştur. Y u rtd ışın a giden işçilerin, büyük ölçüde, m üteahhitlik hizm etleri ih racatın ın yoğunlaştığı S uudi A rabistan, Libya ve Irak’a gittikleri gözlenm ektedir. A yrıca ilk kez 1989’da 932 işçinin gittiği Sovyetler Birliği’nin, arta n iktisadi ilişkilerle o ra n tılı olarak, gelecekte yeni bir yurtdışı istihdam olanağı y aratacağ ı tahm in edilm ekted ir.

Çalışm a ve Sosyal G üvenlik B akanlığı v e rile rin e göre, 1989 yılında toplam 2725 toplu sözleşm e im zalanm ıştır.

1981 yılından itibaren h e r yıl, sanayi ve h iz m etler sektörleri ile tarım ve orm an sektörü için iki seviyede tesb it edilen asgari ücret 1989 yılında

II .1.3. İşg ü cü P iy a sa sı

18 Türkiye C u m h u riyet M erkez Bankası

(31)

btitün sektörler için tek seviyede tesbit edilmiştir. İlk kez tarım ve sanayi için aynı tutarda tesbit edilen asgari ücret, 1 Ağustos 1989 tarihinden itibaren 16 yaşından büyükler için günlük 7500 Türk lirası, 16 yaşın altındakiler için ise günlük 5175 Türk lirasıdır. 1989 yılında asgari ücretlerde sağlanan artışla, tesbit edilen asgari ücretler arasında yapılan karşılaştırmada reel artışlar görülürken, ortalama asgari ücret serileri incelendiğinde 16 yaşından büyükler için tesbit edilen asgari ücretlerin bir önceki yıla göre küçük oranlı reel gerileme, buna karşın 16 yaşından küçükler asgari ücretinin reel artış gösterdiği hesaplanmaktadır.

Ayrıca Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) imalat sanayi anketlerinden hareketle üretimde çalışanlara yapılan saat başına maaş, ücret, fazla mesai ödemeleri kamu ve özel sektör ortalama rakamı, 1989 yılı Eylül ayına kadar, bir önceki yılın aynı ayı verileriyle karşılaştırılmıştır.

T A B L O II.1.2

İM A L A T S A N A Y İİN D E Ü R E T İM A M A Ç LI SAATLİK Ö D E M E L E R

Avlar 1988 1989 A rtış O ranı

T E F Eski E ndeks

Ocak 825 T L /h 1426 T L /h % 57,8 % 70,9

M art 847 T L /h 1530 T L /h % 80,0 % 61,8

H aziran 983 T L /h 2054 T L /h % 108,9 % 70,0

Eylül 1126 T L /h 2539 T L /h % 125,4 % 75,5

(h) Saat Kaynak: D .İ.E.

1989 yılında yalnız Ocak ayı ücretleri reel düşme gösterirken, diğer bütün aylarda yüzde 125’e ulaşan nominal artışlar ve önemli oranda gerçek ücret artışları tesbit edilmektedir.

II.2. KAMU MÂLİYESİ VE İÇ BORÇLANMA

IL2.1. Kamu Mâliyesi

Kamu finansman dengesi, konsolide bütçe, KİT’ler, mahalli idareler, bütçe dışı fonlar, döner sermaye ve sosyal güvenlik kuruluşları finansman dengelerinin toplamından oluşmaktadır. 1989 yılında, kamu gelirleri toplamı içinde konsolide bütçenin payı yüzde 60, bütçe dışı fonların payı yüzde 18, mahalli idarelerin payı yüzde 12, KİT’lerin payı yüzde 9, döner sermayenin payı yüzde 0,7 ve sosyal güvenlik kuruluşlarının payı yüzde 0,2

(32)

olmuştur. 1983 yıJından bu yana azalmakla birlikte kam u finansm an dengesinde en önemli pay konsolide bütçenindir.

1989 yılında toplam kamu gelirleri yüzde 64, tü ketim harcam aları yüzde 106 yatırım harcamaları ise yüzde 48 artm ıştır. Bu gelişm elerin sonucunda kamu kesimi finansman açığı sürm üştür. D P T ’nin düzeltilm iş yıllık program verilerine göre açığın G SM H ’ya o ranı 1988’deki yüzde 6,4’lük düzeyinden yüzde 5,6’ya düşmüştür. Büyüklük sırasına göre konsolide bütçe, KIT’ler, mahalli idareler ve döner serm aye açık, bütçe dışı fonlar ve sosyal güvenlik kuruluşları ise fazla verm iştir.

Konsolide bütçe gelirleri 1989 yılında H azine ve D ış T icaret M üsteşarlığının (H D TM ) geçici verilerine göre yüzde 80 artm ış ve GSM H’ya oranı yüzde 19’a yükselmiştir. Bu 1983’den b eri ulaşılan en yüksek orandır. Aynı biçimde vergi gelirlerindeki artış oran ı da yüksektir.

Yüzde 79’luk bir artışla vergiler konsolide bütçe gelirleri içinde yüzde 8 l ’lik bir pay almıştır. 1988 sonunda ve 1989 yılında vergi oranlarının artırılması ve vergi denetim inin etkinlik kazanm ası vergi gelirlerini artırmıştır. "Dahili tevkifat"ın kaldırılarak "geçici vergi" sistem inin uygulanması ve personel ücretlerinin yükseltilm esi gelirden alm an vergilerin yaklaşık bir misli artm asına neden olm uştur. İth alatın yavaş artmasına ve bazı ithalat gümrük vergi oranlarının d üşü rülm esine rağm en dış ticaret vergi gelirleri yüzde 60 artm ıştır. Mal ve hizm et vergilerinin oranları 1988 sonunda ve 1989’da yükseltilmiş olm asına rağm en, sözkonusu vergilerden elde edilen gelir artışı yüzde 70 dolaylarm da kalmıştır. Bu tür vergi gelirlerinin umulduğu k ad ar toplanam adığı izlenimini veren bir özellik de, söz konusu vergilerdeki artışların bir kısmının bütçe dışı fonlara ve m ahalli idarelere yönlendirildiğinden, konsolide bütçe rakam larına yansım am asıdır. T ü rkiye’de vergi gelirlerindeki artışın GSM H artışına oranı düşük b ir düzeyde seyretmekteydi. Bunun nedenleri arasında vergi gelirlerindeki artışın yetersizliğinin yanı sıra, ihracatın ve yatırım ların vergi m uafiyeti ile özendirilmeye çalışılması sayılabilir.

Konsolide bütçe harcam alarındaki artış, gelirlerdeki artışı biraz aşm ış ancak, planlanan düzeyin üzerinde gerçekleşmiştir. B unun sebebi de yılın ikinci yarısında öngörülenden daha fazla yükseltilen m aaş ve ü cretlerdir.

Ancak, bu politika değişikliği, ekonom ide gözlenen durgunluğu yılın ikinci yarısında talep ve üretim artışlarına dönüştürm üştür. Ö d en ek lerd en yapılan kesintiler ve alman tasarruf tedbirleri neticesinde diğer tran sferler

20 Türkiye Cum huriyet Merkez Bankası

(33)

ve diğer cari harcamalar kalemleri, beklenen düzeyin çok üzerine çıkmamıştır. Yatırım harcamaları ise, yatırım ödeneklerinde yapılan yüzde 3,5 ve yüzde 8 oranlarındaki kesintiler sonucunda nominal olarak artmakla birlikte reel olarak gerilemiştir. Faiz oranlarındaki artış ise 1988’e göre çok daha yavaş olmuş, faiz harcamalarının G SM H ’ya oranı geçen yılki yüzde 5’lik seviyesinin biraz altına inmiştir. Konsolide bütçe açığından faiz ödemeleri düşüldüğü takdirde bütçe 1,3 trilyon Türk lirası fazla vermektedir. Harcam aların GSM H’ya oranı da yüzde 23 düzeyinde kalmıştır.

Bütçe dışı fonlar 1989 yılında da finansman fazlasını sürdürürken, KIT’ler açık vermiştir. KIT’lerin gelir ve harcamaları, mahalli idare ve fonların gerisinde kalmıştır. Ücret ve girdi fiyat artışları sonucunda, KİT’ler üretim artışını sınırlamıştır. Satış gelirleri yüzde 77, transferleri yüzde 8 artan KİT’lerin faaliyet giderleri yüzde 89 yükselirken, yatırım harcamaları yüzde 36 artmış, karlılık oranlan düşmüş ve KIT’ler durgunluk ortam ına uymuştur. Finansman ihtiyacı artan KİT’ler açıklarını iç borçlarını arttırarak kapatmaya çalışmışlar, dış borçlarını azaltmışlar ve M erkez Bankası’ndan transfer almamışlardır.

1122.

İç Borçlanma

İç borç stoku 1988’e göre yüzde 58 artarak 45 trilyon Türk lirasına ulaşmıştır. İç borç stokunun GSM H’ya oranı da geçen yılki yüzde 28’lik düzeyinden, yüzde 26’ya inmiştir. 45 trilyon liralık iç borçların 28 trilyon Türk lirası konsolide borçlar, 10,9 trilyon Türk lirası tahvil, 3,5 trilyon Türk lirası bono, 2,5 trilyon Türk lirası kısa vadeli avanstır.

1989 yılında iç borç ödemelerinin iç kaynaklardan sağlanmasına ve borçlanma vadesinin uzatılmasına çalışılmıştır. Bono’dan çok, uzun vadeli devlet tahvillerinin ihracına önem verilmiş ve değişken faizli devlet tahvilleri çıkartılmıştır. Bono stokunun G SM H ’ya oranı düşerken tahvil stokunun GSM H’ya oranı artmıştır. 1989 sonu itibariyle devlet tahvillerinde, vade dağılımının en büyük bölümünü yüzde 34 ile 1 yıllık tahviller oluştururken, onu sırasıyla 2 yıllık (yüzde 31), üç yıllık (yüzde 22), dört yıllık (yüzde 5), diğer (yüzde 5) ve bir buçuk yıllık (yüzde 3) tahviller takip etmektedir.

(34)

1989 yılında iç borç reel faizleri, reel G S M H artışın ın altında kalmıştır. 1988’de anaparanın yüzde 42’sini oluşturan faiz ödem eleri, 1989’da faiz oranlarındaki artışla yüzde 45’e yükselm iştir.

Bono ve tahvillerin alıcıları, önem sırasına gö re bankalar, resm i kuruluşlar ve özel kuruluşlardır. 1989 yılında, bo no ların yüzde 88’ini bankalar, yüzde 7’sini resmi kurum lar ve yüzde 4’ünü özel kuruluşlar, tahvillerin yüzde 91 ’ini bankalar, yüzde 6’sını resm i k u ru m lar ve yüzde 3’ünü de özel kuruluşlar almıştır. B ankalar iç bo rçlanm a senetlerini disponibilite için de tutabildiklerinden, paylarını özellikle arttırm aktadırlar. Bazı bankalar krediye dö nüştürm edikleri fonlarını bu yoldan değerlendirmişlerdir.

1989’da bono ve tahvil stokları toplam ının G S M H ’ya o ran ı yüzde 8 olmakla birlikte, M2’ye oranı yüzde 29’dur. Bu oran, borçlan m anın mali piyasalarda büyük etki yapabileceğinin göstergesidir.

Toplam menkul kıymet satışları içinde H azine b on o su n u n payı geçen yıllara oranla düşerek yüzde 52’ye inm iştir. D evlet tahvilinin payı artarak , yüzde 29’a ulaşmış, bunu büyüklük sırasına göre, dövize endeksli senet (yüzde 5), özel sektör tahvili (yüzde 4), hisse senedi (yüzde 4), gelir ortaklığı senedi (yüzde 3), finansm an bonosu (yüzde 3) ve ban k a bonosu (yüzde 0,1) izlemektedir.

113. ÖDEMELER DENGESİ VE DIŞ BORÇLANMA 113.1. Ödemeler Dengesi

1988 yılında 1,6 milyar ABD dolarını bulan cari işlem ler dengesindeki fazlalık, 1989 yılında 966 milyon A BD doları olm uştur. Ö nceki yıllarda resmi kayıtlara göre en fazla 269 milyon ABD doları olan altın ithalatı 1989 yılında, M erkez Bankası nezdinde altın piyasasının kurulm asıyla, 1 milyar ABD dolarının üzerine çıkmıştır. Bu nedenle 1989 yılı ö d em eler dengesi tablosunun önceki yıllara ilişkin tablolarla karşü aştırü m ası sırasında bu olgunun gözönüne alınması gerekm ektedir. A ltın ithalatı hariç tutulursa cari işlemler fazlalığı 2 milyar A B D dolarının üzerine çıkmaktadır. Dış ticaret açığının arttığı bir yüda cari işlem ler dengesinde kaydedilen bu müspet durum görünm eyen işlem ler gelirlerindeki hızlı artıştan kaynaklanmıştır.

2 2 Türkiye C um huriyet M erkez Bankası

Referanslar

Benzer Belgeler

Euro Alanı ekonomilerindeki büyüme oranlarının 1999 yılının son aylarında yukarı doğru revize edilmesi ve 2000 yılı içinde öngörülerin oldukça olumlu

Faiz dışı bütçe fazlasının önemli ölçüde azalmasına rağmen, cari işlemler açığının sürdürülebilir düzeyini koruması, faiz-kur marjına bağlı olarak

UNCTAD raporuna göre, gelişmekte olan ülkelerde ortalama büyüme hızının 1995 yılında yüzde 4,5 olacağı tahmin edilmektedir 0\ Asya ülkeleri, gelişmekte olan

1994 yılının ilk üç aylık döneminde mali kesimde başgösteren krizin ve alınan istikrar önlemlerinin etkileri sonucu Türk lirasının değer kaybına uğramasına

Buna göre, 1993 yılında, İşletmeci KİT’lerin faiz ödemelerinden önceki nakit finansman gereksinimi 26,8 trilyon Türk lirası olmuş, faiz ödemelerinden önceki

A B D ’nin 1991 yılında durgunluk ve savaş transferleri nedeniyle düşen cari işlemler açığı 1992 yılında artmıştır.. kayması ve ithalatın artm ası

1991 yılında da, ekonomide fiyat, ücret, faiz ve döviz kuru gibi değişkenlerin hareketlerindeki temel belirleyici, kamu kesimi açıklarıdır. Piyasaların birindeki

1989 yılının ikinci yarısının başında, nom inal ücretler yüksek oranda artırılm ıştır. Bu artış iç talebi yükseltmiş, talep bekleyişleri üzerinde olum