• Sonuç bulunamadı

YILLIK RAPOR 1990

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YILLIK RAPOR 1990"

Copied!
231
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

1990

YILLIK RAPOR

(2)

T

ü r k i y e c u m h u r i y e t m e r k e z b a n k a s i

ANONİM ŞİRKETİ

25 Nisan 1991 tarihli

H İSSED A RLA R GENEL K URULU’NA sunulan

1990

ELLİDOKUZUNCU H ESAP YILI HAKKINDA BANKA M ECLİSİNCE H AZIRLANAN

FAALİYET RAPORU

BİLA N ÇO, KÂR VE ZARAR HESABI

D EN ETLEM E KURULU RAPORU

ANKARA

1991

(3)

31 Aralık 1990 TA RİHİNDE

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BANKA MECLİSİ

BAŞKAN RÜ ŞD Ü SA RA ÇO Ğ LU

ÜYELER FA H İR TİG R EL

M UHİTTİN Y U RD U K O RU VASFİ GÜRSU

NEVZAT ALPTÜRK NİHAT RENDA EM İN ÂLİ YOLALAN

DENETLEME KURULU ÜYELERİ HİLM İ OKÇU NECATİ G Ü V EN C A H İT A Y D O Ğ A N SABRİ C ER İT

YÖNETİM KOM İTESİ

BAŞKAN RÜ ŞD Ü SARAÇOĞLU

BAŞKAN YARDIMCILARI

R U H İ HASESKİ

B ED İZ D EM İRA Y

KADİR GÜNAY

ERCA N KUM CU

(4)

GÜNDEM

1- Banka Meclisi ve D enetlem e Kurulu’nun 1990 Hesap Yılına ait raporlarının okunması ve görüşülmesi; Bilanço, Kâr ve Z arar H esabının onaylanması.

2- K ârın teklif gereğince dağıtılmasının karara bağlanması.

3- Banka Meclisi ve D enetlem e Kurulu’nun ibrası.

4- Banka Meclisi’nde görev süreleri 30 Nisan 1991 tarihinde sona erecek iki üyelik için seçim yapılması.

5- D enetlem e Kurulu’nda görev süreleri 30 Nisan 1991 tarihinde sona erecek

iki üyelik için, (B-C) Sınıfı Hissedarlarınca bir, (D) Sınıfı Hissedarlarınca

bir, üye seçimi.

(5)

İÇİNDEKİLER

I. D IŞ EKONOMİK GELİŞMELER ... .. ı 1.1. D Ü N Y A EK O N O M İSİN İ ET K İLE Y E N SİYASAL

G E L İŞ M E L E R ... ı 1.2. D Ü N Y A EK O N O M İSİ ... -

2

1.2.1. Sanayileşmiş Ü lkelerde İktisadi D urum ---

2

1.2.2. G elişm ekte Olan Ü lkeler ve Dünya Ticareti ---

4

1.2.3. Geçiş Sürecindeki Avrupa Ekonom ileri ve Sovyetler Birliği ----

6

1.2.4. İktisadi Bütünleşm e H areketleri ---

7

II. TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE PARA

POLİTİKASI -... -

10

II. 1. G E N E L D E N G E ...

10

11.1.1. Ekonom inin A rz Yönü: Sektörel Ü retim

G elişm eleri ve İthalat -... -

14

11.1.2. Ekonom inin Talep Yönü: Yatırım, Tüketim ve İhracat ... -

16

II. 1.3. İşgücü Piyasası ---

19

11.2. K A M U M ÂLİYESİ V E İÇ BO RÇLA N M A ...

2 0

11.2.1. Kamu Mâliyesi ... -

20

11.2.2. İç Borçlanma ... ...- 23 11.

3

. Ö D E M E L E R D E N G E Sİ V E DIŞ BO RÇLA NM A ... -

2 4

11.3.1. Ö dem eler D engesi --- --- -

2 4

11.3.2. D ış Borçlar ---

2 7

11.4. PA R A PO LİTİK A SI ---

2 9

11.4.1. Parasal Program ve G erçekleşm eler ... -

2 9

11.4.2. Para-K redi Stoku ...

3 3

11.4.3. Faiz O ran lan ... -

36

11.4.4. Döviz K urları ...

3 6

11.5. FİYA TLAR ---

3 7

(6)

III. MALİ PİYASALAR ... 4U

III. 1. BANKACILIK SEK TÖ RÜ VE K R E D İ PO LİTİK A SI ... 40

III. 1.1. Türkiye Cum huriyet M erkez Bankası ... -... 40

III. 1.2. B ankalar ... -... -... *...

4 2

111.2. PARA PİYASALARI ... -... 55

111.2.1. Devlet İç Borçlanma Senetleri İhaleleri ... 55

111.2.2. Açık Piyasa İşlemleri ...-... - 5 7 111.2.3. Bankalararası Para Piyasası ...-... - 59

111.3. DÖVİZ. E F E K T İF VE A LTIN PİY A SA LA R I ... - 60

111.3.1. Döviz ve Efektif Piyasaları ... - 60

111.3.2. Altın Pivasası ... -... - 62

111.4. M ENKUL K IYM ET PİYASALARI ... 63

IV. YÖNETİM. PERSONEL VE İDARİ İŞLER ...

6 8

IV.

1

. BANKA M ECLİSİ ... -

6 8

IV.2. YÖNETİM KOM İTESİ ...-... —

6 8

IV.3. D EN ETLE M E K U R U L U --- ---

6 8

IV.4. KADRO. P E R SO N E L D U R U M U ve İL G İL İ G E L İŞ M E L E R

6 8

IV.5. EĞ İTİM ETK İN LİK LERİ ... 71

IV.

6

. H A B E R LEŞM E VE İLETİŞİM H İZ M E T L E R İ ... - 72

IV.7. D İĞ ER G E L İŞM E L E R ...-... -... 72

V. MERKEZ BANKASI BİLANÇOSU ... ...-

7 3

V .l. BİLANÇO AÇIKLAM ASI --- -____ ________

7 3

V.2. 1990 YILI KARI VE D A Ğ IT IM I... 83

D EN ETLEM E K U R U L U R A PO R U ... ..

8 5

BİLANÇO KAR Z A R A R HESABI ... 87 YASAL VE İDARİ DÜZENLEMELER ...

9 3

EK : AVRU PA M E R K E Z BANKASI K AN U N TA SARISI BUNA İLİŞKİN TA N ITIM R A PO R U VE

AÇIKLAM ALARIN Ç EV İRİSİ ...

_ 1 1 7

İSTATİSTİK TABLOLARI ... ... .

1 6 5

BİLANÇO KARŞILAŞTIRMALARI ... ..

(7)

G R A F İK L E R

G rafik II.4.1 : Para Çarpanı ... -

3 4

G rafik 11.4.2 : Çarpanın Bileşenleri ... —-... -

35

G rafik II.5.1 : B İE-Toptan Eşya ve Özel İmalat Sanayi Fiyatları ... -

38

G rafik II.5.2 : D İE-Toptan Eşya ve Özel Tüketici Fiyatları ... -... -

38

G rafik III.3.1 : Döviz Kurları — -...-... - 61

(8)

İSTATİSTİK TABLOLARI

Tablo

1

: Ekonominin Genel Dengesi (Cari Fiyatlarla) --- 167

Tablo

2

: Ekonominin Genel Dengesi (1988 Sabit Fiyatlarıyla) --- 167

Tablo 3 : Gayrisafi Milli Hasıla (Cari Üretici Fiyatlarıyla) --- --- 168

Tablo

4

: Gayrisafi Milli Hasıla (1968 Üretici Fiyatlarıyla) --- 168

Tablo 5 : Sabit Sermaye Yatırımları (Cari Fiyatlarla) ---— --- 169

T a b l o 6

: Sabit Sermaye Yatırımları (1988 Fiyatlarıyla) — ... 169

Tablo 7 : Seçilmiş Sınai Mamülleri Üretimi --- 170

Tablo

8

: Enerji Dengesi --- 172

Tablo 9 : Seçilmiş Tarım Ürünleri --- 173

Tablo 10 : Belediyelerce Verilen Ruhsatnamelere Göre Yeni İnşaat --- 174

Tablo 11 : Belediyelerce Verilen Yapı Kullanma İzin Belgelerine Göre Yeni İlave veya Kısmen Biten Yapılar ... 174

Tablo 12 : Ulaştırma Hizmetleri ---

1 7 5

Tablo 13 : Haberleşme Hizmetleri --- 176

Tablo 14 : İş İsteyenler ve Açık İşler --- 177

Tablo 15 : Dış Ülkelere Gönderilen İşçiler ---

1 7 7

Tablo 16 : Toplu İş Sözleşmeleri --- 178

Tablo 17 : Grevler ve Lokavtlar ... -

1 7 8

Tablo 18 : Fiyat İndeksleri ...-

1 7 9

Tablo 19 : Altın Fiyatları ---

1 7 9

Tablo 20 : Fiyat İndeksleri (Aylık) --- 180

Tablo 21: Altın Fiyatları (Aylık) --- 180

Tablo 22 : Tarımsal Ürünlerin Destekleme Kararname Fiyatları ...- ı s ı Tablo 23 : Konsolide Bütçe -...

1 8 2

Tablo 24 : Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Finansman Dengesi --- 183

Tablo 25 : Fonların Kaynak ve Ödemeleri, (Cari Fiyatlarla) --- 184

Tablo 26 : Konsolide Bütçe Ödenekleri, Harcamaları ve Gelirleri --- 185

Tablo 27 : Kamu Borçları (İç Borçlar) ---

1 8 5

Tablo 28 : Kamu Girişimleri Hakkında Özet Bilgiler ---

1 8 6

Tablo 29 : Parasal Yetki Kurumlan ...- ı s s

Tablo 30 : Merkez Bankası Kredileri —... -

1 3 9

Tablo 31: Merkez Bankasındaki Mevduat --- 190

(9)

T ab lo 32 : M evduat B ankaları ---

1 9 1

T ab lo 33 : M evduat B ankalarındaki M evduat --- -

1 9 2

T ab lo 34 : M evduat B ankaları K redileri ---

1 9 3

T ablo 35 : Kalkınma ve Y atırım B ankaları ---

1 9 4

T ablo 36 : Kalkınma ve Y atırım Bankaları K redileri --- --- -

1 9 5

T ab lo 37 : K redi Stoku ---

1 9 5

T ablo 38 : Para Stoku ---

1 9 6

T ab lo 39 : M erkez Bankası V arlık ve Yükümlülükleri ---

1 9 7

T ab lo 40 : İhraç Edilen M enkul D eğerler ---

1 9 8

T ablo 41 : U luslararası R ezervler ---

1 9 9

T ablo 42 : Dış T icaret ... -

1 9 9

T ablo 43 : İhracatın Sektörel Dağılım ı --- --- -

2 0 0

T ab lo 44 : İthalatın Sektörel D ağılım ı ---

2 0 1

T ab lo 45 : Ü lkelere G öre İh racat ve İthalat ---

2 0 2

T ab lo 46 : Y atırım , Tüketim ve H am m adde İthalatı ---

2 0 3

T ab lo 47 : Kaynakların Ç eşidine G ö re İthalat ---

2 0 3

T ab lo 48 : Ö dem eler D engesi ---

2 0 4

T ablo 49 : Ö dem eler D engesindeki Bazı K alem lerin Ayrıntıları ---

2 0 5

T ablo 50 : Dış Borç Bakiyesi ---

2 0 6

T ablo 51 :Dış Borç Stokunun Yıl Sonları Kurlarıyla

Döviz Cinslerine G ö re Dağılımı ---

2 0 7

T ablo 52 : K redi M ektuplu Döviz Tevdiat H esap lan ---

2 0 7

T ablo 53 : Döviz Tevdiat H esapları ---

2 0 7

T ab lo 54 : Yabancı Ticari B anka K redileri ---

2 0 8

T ab lo 55 : Proje ve Program K redileri (T aahhüt Bazında) ---

2 0 8

T ab lo 56 : IM F ’den Kullanım ve Ö dem eler ... ...-

2 0 9

T ab lo 57 : Dış Borç Ö dem eleri Projeksiyonu ---

2 0 9

T ab lo 58 : Yabancı Serm ayeli Şirketlerin Sektörel Dağılımı ... -

2 1 0

Tablo 59 : Yabancı Sermaye İzinlerinin Yıllara G öre Dağılımı ---

211

T ab lo 60 : 1990 Yılı D evlet İç Borçlanm a Senetleri İhale Faizleri ---

2 1 2

T ab lo 61 : 1990 Yılı D evlet İç Borçlanm a Senetleri İhalesinde

Satılan M iktarlar ---

2 1 2

Tablo 62 : Bankalararası Para Piyasası İşlemleri ---

2 1 3

(10)

Tablo 63 : Döviz Efektif Piyasaları İşlemleri ... -

213

Tablo 64 : Tartılı Efektif Reel Kur ...-

2 1 4

Tablo 65 : Sınıflarına G öre Fiili Personel Durumu ...

2 1 5

Tablo

6 6

: T.C.M.B. Şube, Temsilcilik ve Büroları ...

2 1 6

(11)

1 9 9 0

ELLİDOKUZUNCU HESAP YILI BANKA MECLİSİNCE HAZIRLANAN

FAALİYET RAPORU

(12)

Saygıdeğer O rtaklar,

Bankam ızın ellidokuzuncu hesap yılı sonuçlarını gösteren 1990 yılı Bilançosu ile K â r ve Z a ra r H esabını incelem e ve onayınıza sunar, yüksek Kurulunuzu saygı ile selam larız.

Bankam ızın işlem lerini incelem eye başlam adan önce, 1990 yılında, dünya ve

ülke ekonom isindeki gelişm eleri gözden geçirm ekte yarar görüyoruz. Bu nedenle,

r a p o rd a uluslararası ekonom ik gelişm eler ile bağlantılı olarak ülke ekonomisinin

ayrıntılı bir incelem esini sunuyoruz.

(13)

BİRİNCİ BÖLÜM

DIŞ EKONOMİK GELİŞMELER

1.1. DÜNYA EKONOMİSİNİ ETKİLEYEN SİYASAL GELİŞMELER

1990 yılında uluslararası iktisadi ilişkilerde nitel değişikliklere yol açan önem li siyasal gelişm eler ortaya çıkmıştır. Bir yandan dünya ekonom isinde ortaya çıkan eğilimlerin daha iyi anlaşılabilmesi, öte yandan izlediği dışa açılma politikası nedeniyle giderek dünyadaki siyasal ve iktisadi değişikliklere karşı duyarlığı artan Türkiye üzerinde bu gelişm elerin etkilerinin açıklığa kavuşturulabilm esi için, yeni koşulların dikkatle ele alınm ası ve değerlendirilm esi gerekm ektedir.

Bu açıdan bakıldığında 1990 yılında uluslararası ilişkileri etkileyen iki önem li siyasal gelişme üzerinde durm ak gereklidir. Bunlardan ilki Doğu- B atı gerginliğinin azalması, İkincisi ise 2 A ğustos 1990 tarihinde Irak’ın K uveyt’i işgalidir. G eçiş Sürecindeki A vrupa Ekonom ileri’nde (Eski M erkezi Planlı A vrupa Ekonom ileri) m eydana gelen siyasal değişiklikler bir yandan dünyada siyasal gerginliği azaltıcı yönde etki yapmış, öte yandan da sözkonusu ülkelerde piyasa ekonom isine geçmeyi amaçlayan yapısal değişiklik program larının yürürlüğe konulmasına olanak sağlam ıştır. Bu ülkelerin uluslararası ekonom i ile bütünleşm e yönündeki siyasal tercihleri ve bu yönde attıkları adım lar Doğu-Batı siyasal ilişkilerinin yum uşam ası ve dünya ekonom isinin geleceği konusunda iyimser bekleyişleri güçlendirmiştir.

Buna karşılık, Irak ’ın Kuveyt’i işgaliyle başlayan siyasal kriz, savaş olasılığım gündem e getirm iş ve uluslararası ilişkilerin geleceğine ilişkin olumlu bekleyişleri zayıflatıcı etki yaratm ıştır. "Körfez Krizi" ile başlayan siyasal gerginliğin dünya ekonom isi üzerindeki olumsuz etkileri çok yönlü olm uştur. K örfez Krizi nedeniyle, bir yandan uluslararası siyasal ilişkilerin gerginleşm esi belirsizlikleri arttırm ış, ö te yandan da petrol fiyatlarının yükselm eye başlam ası dünyanın yeni bir p etrol krizi ile karşılaşması olasılığını gündem e getirm iştir. Petrol fiyatlarındaki artış, gelişmekte olan ülkelerin ödem eler dengesi sorunlarını arttırarak gelişme potansiyellerini ve dolayısıyla dış borç yüklerini azaltabilm e olanaklarını olumsuz yönde etkilerken, Geçiş Sürecindeki Avrupa Ekonom ileri’nde başlatılan yapısal değişim program ları uygulamalarına da d arb e vurm uştur. Nihayet, Körfez K rizi gelişmiş sanayi ülkelerinde de iktisadi durgunluğun artm ası

1990 Yıllık Rapor 1

(14)

endişesini gündem e getirmiştir. Bu gelişmeler dünyada yılın ilk yarısında hakim olan iyimser bekleyişleri, tümüyle olmasa bile, tersine çevirmiştir.

12. DÜNYA EKONOMİSİ

1990 yılında dünya ekonom isindeki gelişmeleri belirleyen tem el unsurlar, özellikle A BD ’de ve İngiltere’de iyice belirginleşen iktisadi durgunluk, buna bağlı olarak mali sistem lerde ortaya çıkan zayıflık ve Geçiş Sürecindeki Avrupa Ekonom ileri’nin yapısal değişim program larım uygulamada karşılaştıkları sorunlar olarak sınıflandırılabilir.

12.1. Sanayileşmiş Ülkelerde İktisadi Durum

1990 yılında gelişmiş ülke ekonom ileri farklı büyüme perform ansları göstermişlerdir. ABD ve İngiltere’de ekonom ik duraklam a belirginleşirken, Almanya ve bir dereceye kadar Japonya’da büyüm e canlılığını korumuştur.

ABD’nin reel büyüme oranı 1989 yılında yüzde 2,5’dan 1990’da yüzde l ’e inmiştir. Buna karşılık Japonya ve A lm anya’nın büyüm e hızı 1989’da sırasıyla yüzde 4,9 ve 3,9 iken 1990’da yüzde 6,1 ve yüzde 4,2’ye yükselmiştir. Bu ülkeler dışında kalan O E C D üyesi Avrupa ülkelerinin de büyüme oranı 1989 yılında yüzde 3,5’dan yüzde 2,9’a düşm üştür. Toplam reel iç talep artış hızı A B D ’de 1989’da yüzde 1,9 iken 1990’da yüzde 0,7 olarak gerçekleşmiştir. Japonya ve A lm anya’da reel iç talep 1989’a göre, sırasıyla, yüzde 6,4 ve yüzde 4,5 artm ıştır. O E C D üyesi diğer A vrupa ülkelerinde ise iç talep bir önceki yıla oranla yüzde 3,1 artm ıştır.

ABD ve İngiltere’deki durgunluk, bir derecede iktisat politikalarından kaynaklanmıştır. Uzunca bir süredir düşük fiyat artışlarıyla birlikte güçlü bir büyüme perform ansı gösteren söz konusu ülkelerde 1988’den itibaren enflasyonist baskıların ortaya çıkması üzerine alınan ted birler 1990’da büyümenin yavaşlaması yönünde etki yapm ışlardır. Yılın sonlarına doğru özellikle A BD ’de iktisadi durgunluğun iyice belirginleşm esi, dünya ölçüsünde bir iktisadi duraklam a olasılığının tartışüm asına yol açm ıştır.

Ö te yandan sanayileşmiş ülkelerin tüm ü gözönüne alındığında, enflasyona karşı alınan tedbirlere rağmen, 1990 yılında, enflasyonist baskıların tümüyle ortadan kalktığı da söylenemez. Nitekim, tüm O E C D ülkeleri için 1990 yılı enflasyon oranı, 1989 ile aynı düzeyde kalmıştır.

ABD de ise 1989’da yüzde 4,1 olan enflasyon oranı 1990’da yüzde 4,2’ye,

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(15)

A lm anya da yüzde 2,6’dan yüzde 3,4’e yükselirken, Japonya’da 1989’daki yüzd e 1,5 düzeyini korum uştur.

1990 yılında F ed eral Almanya Cum huriyeti ile D em okratik Almanya C um huriyeti siyasal açıdan bir birlik oluşturm uşlardır. Bu siyasal birliğin ekonom ik anlam ı ise F ed eral Almanya Cum huriyeti’nin ekonomik k u ru m la n ile işlem e m ekanizm asının eski D em okratik Almanya C u m hu riyeti topraklarına yaygınlaştınlm asıdır. Bu tarihsel olayın m aliyetinin ilk tahm inlerin çok üzerinde olması, Almanya’da bütçe açıklarının büyüm esine ve enflasyonist baskıların yoğunlaşmasına yol açm ıştır. A lm anya’da enflasyonun daha da artm asını engelleyen başlıca u n su rlar ise, uluslararası piyasalarda A lm an M arkı’mn değer kazanması ve B und esb ank ’m sıkı p ara politikasını sürdürm ekteki kararlılığı olmuştur.

1990 yılında O E C D ülkelerinin cari açıkları bir önceki yıla oranla yüzde 40 artarak 111 milyar A BD dolarına ulaşmıştır. A BD ’nin cari

açığının bir yıl öncesine oranla yüzde 5,8 azalmasına rağmen, bu sonucun ortay a çıkmasının tem el nedeni Almanya ve Japonya’nın cari fazlalarındaki sırasıyla yüzde 11 ve yüzde 33’e varan önemli düşüşlerdir.

1990 yılında O E C D ülkelerinde işsizlik oranı bir önceki yıla oranla yüzde 0,2 azalmıştır. A ncak ülke düzeyinde bakıldığında A BD ’de işsizlik oranının 1989’daki yüzde 5,3 düzeyinden yüzde 5,5’e yükseldiği, buna karşüık A vrupa’daki O E C D ülkelerinde ve Japonya’da düştüğü görülm ektedir.

1990 yılında toplam dünya dış ticaretinin büyüme hızı 1989’daki yüzde 7 düzeyinin oldukça altında kalarak yüzde 5,1 olmuştur. Dünya ticaretinin gelişm esindeki bu duraklam anın en önemli nedenlerinden birisi, özellikle son yıllarda önem kazanan ve "Uruguay Raund" görüşm elerinde de sonuç alınm asını engelleyen korumacılık eğilimlerinin, sanayileşmiş ülkeler grubunda, güçlenmeye başlam asıdır.

1990 yılında sanayileşmiş ülkelerin döviz kurlarında önemli dalgalanm alar olmuştur. ABD doları İkinci Dünya Savaşı sonrası en düşük değerine (

1

$ = 1.47 D M ) düşmüştür. 1989 boyunca ve 1990’ın ilk aylarında genelde zayıf bir görüntü veren Japon Yeni, Nisan-Kasım 1990 dönem inde ABD doları karşısında yüzde 23 oranında değer kazanmıştır.

A lm an M arkı da, A lm anya’nın birleşmesinin getirdiği yüke rağmen, Japon Y eni kadar olmasa da ABD doları karşısında yükselmiştir. İngiltere nin,

1990 Yıllık Rapor

3

(16)

petrol ve doğal gazda kendine yeterli olması nedeniyle Körfez Krizi’nden görece az etkilenm esi ve ülkenin Avrupa Para Sistemi’ne katılması bekleyişlerinden kaynaklanan sermaye girişleri Sterlin’in ABD doları karşısında yüzde

2 0

değer kazanmasına yol açmıştır.

1990 yılı boyunca, genelde, Almanya’da kısa dönem faiz oranları A B D ’dekinden yüksek kalmış ve Japonya’da kısa dönem faiz oranlarındaki artış faiz farklılığını ABD aleyhine çevirmiştir. Benzer şekilde ABD uzun dönem faiz oranları ile Japon ve Alman uzun dönem faiz oranları arasındaki farklar azalmıştır. Bu gelişmeler, Japonya’nın sermaye ihracının azalmasına yol açmıştır. Ö te yandan iki A lm anya’nın birleşmesinin yol açtığı yeni kaynak gereksinimi bu ülkenin sermaye ihracını da önemli ölçüde düşürmüştür.

Hisse senedi fiyatları da belli başlı piyasalarda Körfez K rizi’nden beri düşme göstermiştir. Bu düşüş kendisini en çok Japonya’da hissettirmiş, bu ülkede hisse senedi fiyat indeksi yüzde 40 düşm üştür. Borsa fiyat indekslerindeki düşm enin Körfez Krizi ile aynı zam ana gelmesi, bu olayın iktisadi faaliyetler ve bekleyişler üzerindeki olumsuz etkisine bağlanabilir.

Japonya’daki düşüşün diğer ülkelerdekinden daha yüksek o ranh olmasının bir nedeni ise, bu ülkede diğer birçok borsada 1987 Borsa K rizi’nin aşırı şişmiş fiyatları düşürm e etkisinin çok sınırlı kalmış olması gösterilmektedir.

1.2.2. Gelişmekte Olan Ülkeler ve Dünya Ticareti

1990 yılına ilişkin ilk tahm inler G elişm ekte O lan Ü lkelerin büyüme hızlarının 1983’den bu yana en düşük düzeye indiğini gösterm ektedir. Ülke grupları itibariyle bakıldığında ise G üney Doğu A sya’nın dinamik ekonom ilerinde hızlı büyüme devam ederken, Latin A m erik a’daki yeniden yapılanma program larının getirdiği deflasyonist etki, ekonom ik daralm aya yol açmıştır. Birleşmiş M illetler tarafından En Az Gelişm iş Ü lkeler başlığı altında toplanan ülkelerde ise doğal afetler, siyasal istikrarsızlıklar kalkınma gayretlerini olumsuz yönde etkilem eye devam etm iştir. Bu ülkelerdeki yetersiz büyüme ve özellikle tarım sal üretim düşüklüğü, yer yer kıtlıklara ve buna bağlı göçlere yol açmıştır. Nihayet, A ğustos 1990 tarihinde ortaya çıkan Körfez Krizi, gelişm ekte olan ülkelerin sorunlarını arttırıcı yönde etki yapmıştır.

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(17)

G elişm ekte olan ülkelerin toplam dış borçlarının 1990 yılında 1,3 trilyon A B D dolarına ulaşacağı tahm in edilm ektedir. Bu rakam, 1989 yılm a göre yüzde 2,2 oranında bir artış ifade etm ektedir. Bunu oluşturan kalem lerd en uzun vadeli borçlar yüzde 4,4 artışla 1 trilyon ABD dolarına yükselirken, kısa vadeli borçlar yüzde 8,6 azalış göstererek 127 milyar A B D dolarına, IM F kredileri kullanım ı ise yüzde 28 azalışla 23 milyar A B D dolarına düşm üştür. U zun vadeli borçlanm alarda, 1990 yılında özel kay naklardan borçlanm alar 522 milyar ABD dolarına, kamu borçlanmaları ise 517 milyar A BD dolarına ulaşmakla birlikte, 1989 yılına göre özel kaynaklardan borçlanm alarda, 1990 yılında, yüzde 1,1 oranında bir azalma söz konusudur.

1989 yılı M art ayında uygulamaya konulan Brady planı, genelde orta gelir grubuna giren borçlu ülkelerin, ticari bankalara olan borçlarının azaltılm asını önerm ekteydi. Uygulamaya konulduğu tarihten bugüne kadar M eksika, Filipinler ve Kosta Rika olmak üzere sadece üç ülke, Planın ön erdiği borç indirim inden yararlanabilm işlerdir. Venezüela ise bankalarıyla prensipte anlaşmaya vararak bu aşamaya gelmiştir. Diğer borçlu ülkelerden F as’ın bankalarla görüşm eleri devam ederken Brezilya, A rjan tin ve U ruguay’ın borç görüşm elerinin başlam asına çalışılmaktadır.

1990 yılında gelişmekte olan ülkelerin büyüm e hızlarını sınırlayan bir başka etm en de Sanayileşmiş Ü lkeler grubunda belirginleşen korumacılık eğilimi ve buna bağlı olarak dünya ticaretinde görülen daralm a olmuştur.

G ü m rü k Tarifeleri G enel Anlaşm ası (G A T T) çerçevesinde, dünya ticaretinin serbestleştirilm esi ve tarım sübvansiyonlarının kaldırılması amacıyla 1986’dan beri sürdürülen "Uruguay Raund" toplantılarının 1990 yılında bir sonuca bağlanm adan dağılması, yukarıda değinilen eğilimlerin bir sonucu olarak düşünülebilir. Ancak, 1990 yılı boyunca devam eden görüşm eler, yılın sonuna doğru tarım sübvansiyonlarının kaldırılması ve hizm etler sektörü ticaretinin serbestleştirilm esi gibi tem el konularda anlaşm aya varılam am ası nedeniyle kesilmiş ve tarihi ileride belirlenmek üzere tek rar toplanılm asına karar verilmiştir. G örüşm elerin tarım, tekstil, hizm etler ve telekominikasyon gibi 15 ayrı alanda yürütülmüş olmasına rağm en beklenilen sonucun çıkmamış olması, tarım alanında ABD ile A vrupa Topluluğu ve üçüncü dünya ülkeleri arasındaki görüş ayrılıklarının büyük olmasına bağlanabilir.

1990 Yıllık Rapor

5

(18)

1990 yılında en önemli siyasal ve iktisadi değişiklik, G eçiş Sürecindeki Avrupa Ekonom ileri ile Sovyetler Birliği’nde ortaya çıkmıştır. Geçiş Sürecindeki Avrupa Ekonom ileri m erkezi planlam aya dayalı sistemlerinden piyasa ekonomisine geçmek ve dünya ekonomisiyle bütünleşmeyi sağlamaya yönelik reform pro gram lan uygulamaya başlamışlardır. Söz konusu ülkelerin ekonom ik, toplum sal ve siyasal açıdan birbirlerinden farklı konum larda olm aları, onları kendilerine özgü geçiş program lan ya da yolları aram aya itm iştir. Nitekim , D em okratik Almanya Cumhuriyeti, geçiş sorununun F ederal Almanya ile siyasal birliğe geçerek, birleşik Almanya’nın bir iç sorunu biçim ine dönüşm esine yol açmıştır. Ö te yandan, Polonya radikal bir istikrar program ını yürürlüğe koymuş, M acaristan ve Çekoslavakya ise piyasa ekonom isinin kurallarını oluşturm ada hızlı adım lar atm ışlardır. Buna karşılık, R om anya ve Bulgaristan’da çok daha ihtiyatlı bir yaklaşım izlenmiştir.

Sovyetler Birliği 1990 yılında ciddi ekonom ik sıkıntdar ile karşılaşmış, ekonom ide daralma, fiyat artışları, işsizlik ve dağıtım kanallarındaki tıkanıklıklardan kaynaklanan kıtlıklarla karşılaşılm ıştır. B una rağm en piyasa ekonom isine geçiş konusundaki çalışm alar devam etm iş ve Ekim ayında Başkan Gorbaçov tarafından sunulan "Ekonomiyi İstikrara Kavuşturma ve Piyasa Ekonom isine Geçiş Tedbirleri" Y üksek Sovyet tarafından kabul edilmiştir. Ancak, 1990 yılı gelişm elerine bakarak Sovyetler Birliği’nin reform ların yavaş uygulandığı ülkeler grubunda yer aldığı söylenebilir.

Geçiş Sürecindeki Avrupa Ekonom ileri’nin özellikle 1990 yılının ikinci yarısında karşılaştığı sorunlar, reform ların gerçekleşm esinin beklenenden daha zor ve toplumsal maliyetinin tahm inlerin üzerinde olacağını göstermiştir. Karşılıklı Ekonomik İşbirliği K onseyi’nin (Council for M utual Economic Assistance -CM EA ) o rtadan kalkması, bu ülkelerin kendi aralarındaki ve Sovyetler Birliği ile olan ticaretlerinin serbestleşmesi, özellikle Körfez K rizi’nden sonra p etro l fiyatlarının yükselmesinin de etkisiyle, bu ülkelerin ödem eler dengelerini olumsuz yönde etkilemiştir.

Söz konusu ülkelerin iktisadi ve siyasal sorunları, reform ların gerçekleştirilebilmesi için gerekli dış kaynak tem ininde d e zorluklarla karşılaşm alarına yol açmıştır. Bu ülkelerdeki yeniden yapılanm a

1 2 3 . Geçiş Sürecindeki Avrupa Ekonomileri ve Sovyetler Birliği

6 Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(19)

program larının finansm anına katkıda bulunm ak üzere merkezi Londra’da olan A vrupa İm ar ve K alkınma Bankası (European Bank for R econstruction and D evelopm ent -EB R D ) kurulm uştur. Ancak, 1990 yılı b ir bütün olarak ele alındığında söz konusu ülkelerin ne uluslararası mali piyasalardan n e de resm i kanallardan yeterli dış kaynak temin edem edikleri görülm ektedir.

1990’ın sonlarına doğru Türkiye’nin ortaya attığı K aradeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi fikri Bulgaristan, Rom anya ve SSCB tarafından söz konusu ülkelerin uluslararası ekonom i ile bütünleşm esini sağlayacak bir yol olarak ilgiyle karşılanm ıştır.

12.4. İktisadi Bütünleşme Hareketleri

1990 yılında da A vrupa Topluluğu’nun gündem indeki tem el konu, 1992’de gerçekleştirilm esi hedeflenen Tek P azar’ın gerektirdiği kurumsal ve yapısal değişiklikler olmaya devam etm iştir.

1990’da A vrupa Topluluğu, tek pazarın oluşturulm ası açısından büyük önem taşıyan A vrupa P ara Birliği’nin gerçekleştirilm esi yönünde önemli adım atmıştır. Jacques D elors tarafından hazırlanan planın yürürlüğe konulm ası konusunda üye ülkeler arasında görüş ayrılıklarının giderilebilmesi, A vrupa’nın bir iktisadi varlık olarak bütünlüğe kavuşmasını sağlayacağı için büyük önem taşım aktadır.

D elors Planı parasal birliğin oluşturulm asının üç aşamada gerçekleştirileceğini öngörm ektedir. A ncak, üye ülkelerin bu aşamalara uyum hızındaki farklılıkları, Avrupa Topluluğu içinde farklı hız ve uyum süreçleri olasılığını gündem e getirmiştir.

1990 yılında A vrupa Topluluğu üyelerinin üzerinde en çok durdukları konuların başında, A vrupa P ara Birliği’nin (European M onetary Union) nasıl oluşturulacağı gelm ektedir. A lm anya’nın öncülük ettiği tek Avrupa parasına geçme fikrine karşı İngiltere güçlendirilmiş EC U görüşünü ortaya atmıştır. A vrupa topluluğu içindeki tartışm alar tek Avrupa parası görüşünün benim senm esiyle sonuçlanmıştır.

Rom a’da yapılan görüşm elerde, İngiltere dışında kalan Avrupa Topluluğu üyeleri 1 O cak 1994 tarihinde ikinci aşamanın başlatılmasını kararlaştırm ışlardır.

1990 Yıllık Rapor

7

(20)

Delors Planı’nın ikinci aşam asında kurulması önerilen "Avrupa Merkez Bankası" statüsü üzerinde 13 Kasım 1990 günü A vrupa ülkeleri Merkez Bankası Başkanları’nca yasa tasarısı h a z ırla n m ıştır^ . Tasarı resmen yayımlanmamış olmakla birlikte, içereceği k o nu lan şöyle sıralamak mümkündür.

- Avrupa M erkez Bankası, A lm anya’daki B undesbank gibi örgütlenecek ve Milli M erkez Bankaları bunun bir şubesi (icra organı) gibi hizmet verecektir.

- Milli Merkez Bankası G uvernörlerinden oluşturulan bir grup A vrupa Merkez Bankası Meclisi gibi hareket edecek ve parasal politika tesbitinde en yüksek düzeyde söz sahibi olacaktır.

- Bu sistemde, para politikası araçları üzerinde A vrupa M erkez Bankası’nın yetkileri tam olacak ve A vrupa Topluluğu çapında kullanılabilecektir.

- Avrupa M erkez Bankası fiyatlarda istikrar sağlamayı birinci hedef olarak seçecektir.

- Avrupa M erkez Bankası milli hüküm etlerden ve A vrupa Topluluğu Komisyonu’nun talim atlarından bağımsız olacaktır.

- Avrupa M erkez Bankası, Avrupa Topluluğu içinde herhangi bir hükümetin bütçe açığını finanse etmeyecektir.

Ekonomik bütünleşmeye doğru önem li adım lar atan Avrupa Topluluğu, zaten uzun yıllar ilişkisini devam ettirdiği ve eskiden üyesi de bulundukları Avrupa Serbest Ticaret Birliği (E uropean F re e T rade Association -EFTA) grubuyla görüşm elere A vrupa E konom i A lanı

(European Economic Space -EES) anlaşm asını gerçekleştirebilm ek için hükümetler düzeyinde devam etmişlerdir.

19 Aralık 1989 tarihinde hüküm etler düzeyinde Brüksel toplantısında, görüşmelerin başlatılması kararı alınan EES anlaşm ası ile EFTA -A vrupa Topluluğu ülkeleri arasındaki ticari engeller kaldırılmış olacaktır. EES anlaşmasının kapsamı şöylece özetlenebilir.

A vrupa M erkez B ankası K anun T asarısı, b u n a ilişkin T an ıtım R ap o ru ve A çık lam aların çevirisi E k l ’de verilm iştir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

(21)

M al, hizm et, serm aye ve işgücünün serbest dolaşımının sağlanması, sağlık, güvenlik, çevre ve tüketici hakları konusunda işbirliğinin sağlanması, çevre korunm ası, eğitim ve öğretim konularında araştırm a, geliştirme çalışm alarının işbirliği çerçevesinde yapılması, bölgelerarası ekonom ik ve sosyal farklılıkların azaltılması, EES kurallarının uygulanmasının gözetilm esi ve doğacak hukuki sorunların çözümlenmesi için bağımsız, etkili ve güvenilir bir şekilde çalışacak bir yargı sisteminin kurulması, b ü tü n bu ilişkilerin tek pazar uygulamasına paralel olarak götürülmesi ve E E S anlaşm asının Avrupa Topluluğu-Tek P azar uygulamasının başlayacağı

1 O cak 1993 tarihinde yürürlüğe girmesi kararlaştırılm ıştır.

1990 Yıllık Rapor 9

(22)

İKİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE PARA POLİTİKASI

ILI. GENEL DENGE

1989 yılında uzun dönem ortalamasının altında kalan reel GSM H artış hızı, 1990 yılında yüzde 9,2 olmuş ve son 20 yılın en yüksek büyüme oranına ulaşılmıştır. Dış ticaret açığı ise petrol fiyatlarındaki artışm da etkisiyle bir yıl önceki düzeyinin iki katını aşarak 9,6 milyar ABD dolarına çıkmıştır. Benzer bir şekilde, 1989 yılında fazla veren cari işlemler dengesi, 1990 yılında 2,6 milyar ABD doları açık vermiştir. Fiyat artış hızları ise yavaşlamıştır. Bu olgu toptan eşya fiyatlarında çok belirgin iken, tüketici fiyatlarının artış hızındaki yavaşlama çok sınırlı kalmıştır. Yıl ortalam aları ile ölçüldüğünde tüketici fiyat artış hızı yüzde 63’den yüzde 60’a, toptan eşya fiyat artış hızı yüzde 68’den yüzde 53’e düşmüştür.

Kamu açıkları bir yıl önceki düzeyinin üzerine çıkmış ve kam u borçlanm a gereğinin G SM H ’ya oranı geçici verilerle yüzde 9,1’e yükselmiştir.

T A B L O I I . l . l

T E M E L E K O N O M İK G Ö S T E R G E L E R

_________________________ 1988_____________ 1989___________1990*

G SM H

(Trilyon T L , C ari F iyatlarla)

100,6 170,4 287,3

B Ü Y Ü M E H IZ I,W G S Y İH (%) 3,9 1,1 9,2

B Ü Y Ü M E H IZ I,W G S M H (%) 3,7 1,9 9,2

N Ü F U S (M ilyon Kişi) 54,0 55,3 56,6

İS T İH D A M (M ilyon Kişi) 18,1 18,5 18,6

İH R A C A T (M ilyar A B D $) 11,9 11,8 13,0

İT H A L A T (M ilyar A BD S) 13,7 16,0 22,6

C A R İ İŞ L E M L E R D E N G E S İ (M ilyar ABD S) 1,6 1,0 -2,6 D IŞ B O R Ç /G S M H (Y ıl O rtalam ası K uru ile) 0,58 0,52 0,44

İÇ B O R Ç /G S M H 0,28 0,25 0,19

D İE T o p tan Eşya Fiyat i n d e k s i ^

(O rtalam a Yıllık % D eğişm e) 69,2 68,2 53,1

D İE T üketici Fiyat i n d e k s i ^

(O rtalam a Yıllık % De&ismel 73,7 63,3 60,3

* Geçici

(1) 1968 fiyatlarıyla

(2) 1981 = 100 yeni ağırlıklara göre (3) 1987 = 100 yeni indeks

1 0 Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(23)

T ürkiye son yıllarda dünya ekonom isiyle bütünleşm ede büyük h am leler yapm ıştır. 1990 yüında ise, uluslararası ekonom ik düzeni büyük ölçüde olum suz yönde etkÜeyen önem li değişiklikler olmuştur. Bütün b u n la ra rağm en, Türkiye’de 1990 yılındaki iktisadi gelişmeleri belirlem ede ekon om in in içsel dinam iğinden gelen etkiler ağırlıklı rol oynamıştır. Dışsal şoklar bu eğilimlerin gücünü arttırm ış ya da azaltmış, ancak yönünü değiştirm em iştir. 1990 yılındaki iktisadi gelişmeleri bu açıdan değerlendirirken, m antıken birbirine bağlı iki noktanın vurgulanması gerekir. Birincisi, Türkiye ekonom isi geçmiş yıllara oranla, daha esnek bir yapıya kavuşmuş ve dış şokların etkisini krize yol açmayacak biçimde yum uşatabilm e gücüne ulaşmıştır. Bunu sağlayan piyasa mekanizmasının kaynak dağılım ındaki rolünün göreceli artışı ve iktisadi karar birimlerinin piyasa sinyallerini daha iyi algılayıp, kendilerini yeni koşullara göre uyarlayabilm eleridir. Ö te yandan, Türkiyede gerekli ithalat olanaklarının bulunm ası, arzdan gelebilecek kısıtları azaltm ış ve ekonom inin uyum sağlam asını kolaylaştırmıştır. Ü zerinde durulm ası gereken ikinci nokta, 1990 yüında Türkiye’deki iktisadi gelişmelerin tem elinde yatan etm enlerin, dışsal unsurlarda değil, ekonom inin iç yapısal dengesizliklerinde ve büyük ölçüde bunlardan kaynaklanan içsel dinam iklerinde aranm ası gereğidir. 1990 yılındaki gelişmenin içsel dinam iklerini açıklam ada iki nokta önem kazanm aktadır. Bunlardan ilki, belirsizlikler ve bekleyişlerin rolü, İkincisi ise piyasalardaki dengesizliklerin etkileridir. İktisadi birim lerin, gelecek hatta cari dönem e ilişkin bilgilerindeki eksiklikler, alacakları yatırım, üretim ve fiyat kararlarını, bekleyişlere dayandırm alarını kaçınılmaz kılmaktadır. Yatırım kararlarının dönülmez olması, üretim ve fiyata ilişkin kararların değiştirilm esinin ise bir maliyeti olması, bu kararların alınmasında önemli bir etken olan bekleyişlerin önem ini daha da arttırm aktadır. İktisadi birim ler, bekleyişlerini kendileri açısından önem li gördükleri değişkenlere ilişkin öngörülerine dayanarak oluştururlar. Bu bağlamda, iktisadi birim lerin en önemli bilgi kaynağı piyasalardır. İktisadi birimlerin, bu bilgileri doğru algılayıp değerlendirebilm eleri ise büyük ölçüde piyasaların istikrarlı olmasına bağlıdır. İktisadi birimlerin, bu bilgileri etkin bir biçim de kullanam adıkları bir belirsizlik ortam ı içinde olmaları ise onların ufkunu daraltacaktır. Bunun olumsuz bir sonucu, iktisadi birimlerin yatırım gibi geri dönülem ez kararları alm akta çok daha çekingen

davranm alarıdır.

İktisadi birimlerin, belirsizlik ortam ında, ileriyi görebilmeleri açısm dan önem taşıyan bir başka unsur da iktisat politikası

1990 Yıllık Rapor

11

(24)

uygulamalarıdır. Bu uygulamaların sağlıklılığına ve sürekliliğine duyulan güvenin artması, iktisadi birimlerin ufuklarının genişlemesini ve geleceğe dönük planlarını daha sağlıklı yapmalarını sağlayacaktır. Bu nedenlerle, iktisadi birimlerin, iktisat politikası kararlarından, öncelikle haberdar edilmeleri ve iktisat politikaları arasında uyum sağlanmasına dikkat edilmesi, ekonomideki tüm birimlerin sağlıklı karar alabilmeleri açısından önem taşımaktadır.

Piyasalardan birindeki dengesizlik, yani arz ile talebin uyuşmaması, en azından başka bir piyasada da dengesizliğe yol açar. Bu nedenle, ekonom ide fiyat, ücret, faiz ve döviz kuru gibi değişkenlerin hareketleri açıklanmak istendiğinde, bunları oluşturan dinamik süreç ve dengesizliklerin kaynaklarının doğru saptanm ası gerekm ektedir. Başka bir deyişle, bir ekonom ide arzulanmayan fiyat hareketlerinin en aza indirilebilmesi için, bunları doğuran tem el dengesizliklerin ortadan kaldırılması gereklidir.

Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’deki iktisadi dengesizliklerin tem elinde kamu açıklarının düşürülem em esi olgusunun yattığı görülmektedir. Kamu açıklarının düşürülem em esinin etkisi, ilk bakışta sanıldığından daha olumsuz ve çok boyutludur. Kamu açıklarının M erkez Bankası kaynaklarından finanse edilmesinin enflasyonist etki yaratacağı açıktır. Kamu finansmanının mali piyasalardan borçlanılarak sağlanmasının etkileri üzerinde de titizlikle durulması gerekir. Bu yola gidilmesi, Türkiye’de faiz hadlerini yükseltmektedir. Ö te yandan, sermaye hareketlerine tanınan serbestlik, ülkeye özellikle kısa vadeli sermaye girişini özendirm ektedir. Bu giriş döviz kurları üzerinde baskı oluşturm akta, Türk lirasının reel olarak değer kazanm asına yol açm aktadır. Türk lirasının reel olarak değer kazanması ise giderek döviz kurlarına karşı duyarlığı artan ihracat üzerinde olumsuz bir etki yaratm aktadır.

1989 yılının ilk yarısında, ekonomiye, düşük üretim ve kapasite kullanımı, oldukça düşük tüketim artış hızı, daralan bir yatırım düzeyi, yüksek ama az dalgalanan fiyat artış hızı ve düşük reel ücretler hakim olmuştur. Ü retim deki durgunluk, ithalat talebini de düşük düzeylerde tutmuş, özellikle görünmeyen kalem ler gelirlerindeki büyük artışlar sonucunda, cari işlemler dengesi fazla verm eğe devam etm iştir. Kamu açıklarının yüksek olmasına rağm en toplam talep düşük kalmıştır. Başka bir deyişle, yılın ilk yarısındaki düşük kapasite kullanımının arkasm daki

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(25)

an a neden, talep yetersizliği olm uştur. Bu olgu, yılın ikinci yarısındaki gelişm elerin yönünü belirleyen etkenlerin başında yer almıştır.

1989 yılının ikinci yarısının başında, nom inal ücretler yüksek oranda artırılm ıştır. Bu artış iç talebi yükseltmiş, talep bekleyişleri üzerinde olum lu etki yapm ış ve ekonom i, sanayi kesim inden başlayan bir canlanma sü recine girm iştir. Aynı dönem de im alat sanayiinde fiyat artış hızları yavaşlam aya başlam ıştır. Ağustos ayında çıkarılan 32 sayılı K arar ile dış ticaret ö dem eleri ve serm aye harek etleri daha da serbestleştirilmiştir.

A rta n üretim düzeyinin yarattığı ek ithalat talebine, dış ticaret rejimindeki serbestleşm enin etkisi de katılm ış ve cari işlemler fazlası azalmaya başlam ıştır. Bir yandan 1988 ve özellikle 1989 yılının ilk yarısında dövize olan talebin düşüklüğü, öte yandan yüksek kamu açıklarının iç borçlanm ayla finansm anının faiz hadlerini yüksek düzeylerde tutması, T ü rk lirasının reel olarak değer kazanm ası için gerekli ortam ı hazırlam ışlardır. Bu olgu, ithalatı kolaylaştırm ış ve fiyat artış hızlarının yavaşlam a eğilimine girm esinde tem el rolü oynam ıştır. Tüm bu gelişmeler, yatırım ların da canlanm asına yol açmıştır. Dolayısıyla iktisat politikası uygulam aları, 1988 yılının başlarından itibaren gözlenen temel eğilimleri değiştirm iş ve giderek ekonom iyi farklı bir konjonktüre yerleştirmiştir.

1990 yılının hem en başında M erkez Bankası uygulayacağı para politikasını açıklamış ve kontrol etmeyi düşündüğü değişkenler için orta vadeli hedeflerini de verm iştir. M erkez B ankası’nın parasal programı, özünde hem kam u ve hem de özel kesim için bütçe kısıtının önemini gündem e getirm eyi am açlamıştır. Parasal program , bu kısıtlara uyulduğu koşullarda M erkez B ankası’nın mali piyasaların istikrarlı çalışmasını sağlam a görevini ön plana çıkarm aktadır.

Bu politikaların en önemli sonucu, ekonom ideki belirsizliği azaltarak piyasalardaki bekleyişler üzerinde olumlu etkide bulunması olmuştur.

B unun bir göstergesi döviz kurlarındaki dalgalanm aların 1989 yılına göre önem li ölçüde azalmış olmasıdır. Nitekim, döviz kurlarındaki haftalık yüzde artışlarda yıl boyu görülen dalgalanm alar 1990 da 1989 a oranla önem li ölçüde düşmüştür. Aynı yönde bir gelişme de bankalararası para piyasasındaki faiz oranlarında gözlenmiştir. Dolayısıyla 1990 yılında, mali piyasalarda fiyat istikrarının sağlanması yönünde önemli adım lar atıldığı söylenebilir.

1990 Yıllık Rapor

13

(26)

II.l.l A . Sektörel Üretim Gelişmeleri

a) Tarım:

1989 yılında, kuraklık nedeniyle düşen tarım sal üretim, 1990 yılında iklim koşullarının iyi gitmesi sonucunda, özellikle yılın ikinci yarısında, hüyük bir artış göstermiştir. Tarım katm a değeri, bitkisel üretim deki hızlı artış nedeniyle, reel olarak yüzde 11 oranında büyümüştür. Bitkisel üretim içinde ağırlıklı paya sahip olan hububatta üretim artışı yüzde 27, bakliyatta ise yüzde 32 olmuştur. Ö te yandan, tarım katm a değeri içinde daha küçük paylara sahip alt sektörlerden balıkçılık katm a değerinde yüzde 8’lik büyüme gerçekleşirken, ormancılıkta son yıllarda görülen daralm a devam etmiş ve ormancüık katma değeri yüzde 3 oranında azalmıştır.

b) Sanayi:

1989 yılının ikinci yarısında ücret artışlarıyla oluşan iç talep genişlemesinin uyardığı üretim artışı 1990 yüında da devam etmiştir. 1990 yılında sanayi katm a değeri reel olarak yüzde 9 artarken, bu katm a değer içinde en büyük paya sahip olan imalat sanayiindeki artış hızı da yüzde 10 olarak gerçekleşmiştir. Oysa, imalat sanayiinde 1988 ve 1989 yıllarında büyüme hızları sırasıyla yüzde 1,8 ve yüzde 3,1’de kalmıştı. Büyüme hızlarını alt sektörlere göre incelediğimizde, elektrik m akinaları ve taşıt araçları sektörlerinde üretim artışları genel ortalam anın çok üstünde gerçekleşirken, lastik ürünleri üreten sektörde daralm a izlenmektedir.

Lastik üreten sektörde bu dönem de uygulanan genel grevler üretim i olumsuz yönde etkilemiştir.

İmalat sanayii genelinde ortaya çıkan yüksek oranlı üretim artışının fiyat artış hızlarının büyük ölçüde düştüğü bir dönem de gerçekleşmiş olması dikkat çekicidir. Bu durum, firm aların artan talebe fiyat artışlarından ziyade, üretim artışlarıyla cevap verdiğini gösterm ektedir.

K apasite kullanım oranlarının göreli düşüklüğünün yanısıra, 1989 yılı sonunda ithalat rejim inde yapılan değişiklikler ve Türk lirasının reel olarak değer kazanmasıyla ithal girdilerin göreli olarak ucuzlaması, bu durum u mümkün kılmıştır. Ö te yandan Körfez K rizi’nin imalat sanayii üretim i üzerindeki etkisi, 1990 yılı için, belirgin değildir. D İE ’nin hazırladığı aylık üretim indeksi, im alat sanayiindeki üretim in, K örfez K riz’i başladıktan sonraki dört ayda da, yüksek bir oranda devam ettiğini gösterm ektedir. Bu

II.1.1. Ekonominin Arz Yönü: Sektörel Üretim Gelişmeleri ve İthalat

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(27)

d u ru m ekonom inin bu tü r dışsal şoklara karşı belli bir uyum kabüiyeti kazandığının göstergesidir.

İm alat sanayiinde gözlenen gelişm elere koşut olarak bu sektörün ağırlıklı girdisi olan enerji katm a değerinde de büyüme hızı yüzde 8 gibi yüksek bir orand a gerçekleşmiştir. Ö te yandan toplam sanayi katma

değerinin diğer bölüm ünü oluşturan m adencilik sektöründe yüzde 2 d aralm a olm uştur.

c) Hizmetler:

1990 yılında hizm etler sektörü yüzde 6,7 büyüme gösterm iştir. Alt sek tö rlere göre incelendiğinde, en yüksek büyüm e hızı yüzde 12,5 ile to p ta n ve p erak en de ticaret hizm etlerinde en düşük büyüme hızı ise yüzde

1,4 ile, 1987 yılından bu yana yavaşlama gösteren, inşaat sanayii katma değ erin de gerçekleşmiştir.

II.l.l.B . İthalat

D ış ticaretin serbestleştirilm esinin 1990 yılında hızlanarak devam etm esi, T ürk lirasının reel olarak değer kazanm asının sürmesi ve Körfez K rizi’nin petrol ithalatına getirdiği ek yük, ekonom inin bu yılda ulaştığı yüksek büyüme oranı ile birleşince, ithalatta hızlı bir artış ortaya çıkmıştır.

1990 yılında toplam ithalat yüzde 41 artışla 22,3 (22,6 fob) milyar ABD do ları düzeyinde gerçekleşmiştir.

İthalata uygulanan gümrük vergisi ve fonların indirilm esine 1990 yılında da devam edilmiştir. Bu amaçla yıl başında yeni bir "İthalat Rejimi K ararı" yayımlanmıştır. K ararla ithalat tem inatları kaldırılırken bir çok m aldan alman güm rük vergisi ve fon oranlarında önemli indirim lere gidilmiştir. Bu uygulama aynı dönem de T ürk lirasının reel olarak değer kazanm ası ile birleşince ithalatı göreli olarak ucuzlatmış ve artm asına n ed en olmuştur. Bu dönem de özellikle tüketim m allan ithalatındaki yüksek oranlı artış dikkat çekicidir. Tüketim m allan ithalatı yüzde 108 a rta ra k 2,9 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiş, toplam ithalat içindeki payı da yüzde 9’dan yüzde 13’e çıkmıştır.

Ö te yandan Ağustos ayında ortaya çıkan Körfez Krizi nedeniyle petrol fiyatlarının yükselmesi özellikle petrol ithalatının faturasını önemli ölçüde artırm ıştır. Tem m uz ayında alınan O PEC k a ra n ile yükselmeye başlayan petro l fiyatları, Kriz ile birlikte varil başına ortalam a 37 ABD dolarına

1990 Yıllık Rapor

15

(28)

kadar çıkmıştır. Sonuçta 1990 yılı ham petrol ithalatı yüzde 42’lik bir artışla 3,5 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşmiştir.

Bu gelişmelerin yanında ekonom ide gözlenen yüksek büyüme oranı da ithalatı artırıcı yönde etki yapmıştır. Büyümenin süreklilik kazandığı 1990 yılı başından bu yana, firmalar düşük olan stok düzeylerini hızlı büyüme koşullarına uyarlayarak ara malı ithalatlarını arttırm ışlardır. Petrol dışı ara malı ithalatı yüzde 23 artarak 10 milyar A B D dolarına ulaşmıştır.

Petrol dışı ara mallardaki artışta, kuraklık nedeniyle 1989 yılı ikinci yarısında büyüme gösteren tarım ürünleri ithalatının, bu yılın ilk yarısında aynı hızla devam etmesinin de etkisi vardır.

Ö te yandan canlanan talebin kapasite kullanımını arttırm ası, yatırımları uyarıcı etki yaratmış, bunun sonucunda yatırım malı ithalatı yüzde 54 artışla 5,9 milyar ABD doları olm uştur. Bununla beraber, yurtiçi inşaat sektöründe yaşanan duraklam adan etkilenerek, yatırım m alları ithalatı içinde inşaat sektörü ağırlıklı m alların payı azalırken m akina ve hayvancılık ithalatının paylarında artış gerçekleşm iştir.

İthalatımızın ülke gruplarına göre dağılım ında ise 1990 yılında önem li bir değişiklik olmamıştır. Buna göre ithalatın yaklaşık yüzde 64’ü O E C D ülkelerinden, yüzde 17’si İslam ülkelerinden, yüzde l l ’i G eçiş Sürecindeki Avrupa Ü lkelerinden ve yüzde 8’i de diğer ülkelerden yapılmıştır.

II.1>2. Ekonominin Talep yönü: Yatırım, Tüketim ve İhracat

II.1.2.A. İç Talep : Yatırım ve Tüketim

1986 yılından sonra düşme eğilimine giren toplam iç talep, 1990 yılında hem tüketim hem de yatırım kanalıyla, yüzde 11 oranında artarak, G SM H ’nın reel olarak yüzde 9,2 büyüm esinde en önem li etken olmuştur.

İç talebi oluşturan unsurlardan toplam tüketim harcam aları, reel olarak yüzde 11, sabit sermaye yatırım ları ise yüzde 9 oranlarında artmıştır. Tüketim harcam alarındaki bu yüksek oranlı artış, tüketim eğilimi yüksek olan tarım kesiminin ve ücretli kesimin gelirlerinin 1990 yılında arttığını gösterm ektedir. Kamu ve özel kesim sabit serm aye yatırım larındaki artış, Türk lirasının reel olarak değer kazanm ası sonucunda yatırım malları ithalatının nispeten ucuzlaması, döviz kurlarındaki dalgalanm aların giderek azalması, iç talepteki canlılık ve 1989

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(29)

yılının ikinci yarısından itib aren yatırım cılarda oluşan iyimser bekleyişlerden kaynaklanm aktadır.

1990 yılında, özel ve kam u kesim i sabit serm aye yatırım ları ve toplam tü k etim h arcam aları büyüm e o ran ı farklılıkları çok küçülm üştür. Ancak, özel ve kam u kesim i yatırım larının farklı sek tö rlerd e yoğunlaştığı gözlenm ektedir. Ö zel kesim sabit serm aye yatırım ların da en yüksek artış reel olarak yüzde 168 oranıyla eğitim sek tö rü n d e olm uştur. Bununla birlikte, sağlık, ulaştırm a-haberleşm e, tarım ve im alat sanayiinde de önem li artışlar kaydedilm iştir. Ö zel yatırım lar konusunda vurgulanması gereken önem li bir n o k ta da, özel yatırım ların konut kesiminde yoğunlaşm ası eğiliminin 1990 yılında azalması bun a karşılık im alat sanayii yatırım larının yeniden artm asıd ır. K onut yatırım larının toplam özel sabit serm aye yatırım ları içindeki payı 1989 yılındaki yüzde 50 oranından 1990 yılında yüzde 41 oran ın a gerilerken, im alat sanayii yatırım larının payı yüzde 21’den yüzde 25’e yükselm iştir. K am u kesim i sabit sermaye yatırım larında ise en yüksek artış reel olarak yüzde 103 oranıyla konut sektöründe olm uştur. B ununla birlikte, turizm, sağlık ve im alat sanayiinde de önem li artışlar kaydedilm iştir. Tarım ve enerji sek tö rü nd e ise geçen yüa göre düşm e gözlenm ektedir. K am u im alat sanayii yatırım ları 1985 yılından itibaren devam lı b ir azalm a içindedir. K am unun ekonomideki payını küçültm e ve im alat sanayiinden çekilm e politikasının bir sonucu olarak kam u yatırım larındaki reel daralm a, 1989 yılında yüzde 28 oranında gerçekleşm iştir. 1990 yılında ise M ahalli İd are yatırım larının, özellikle ulaştırm a-haberleşm e ve im alat sanayiinde yeniden canlanması, KİT yatırım larındaki azalm anın program lanandan dah a düşük gerçekleşmesi ve tüketim talebindeki yüksek oranlı artış, kam u yatırım larının tekrar reel olarak yüzde 25 oranında artm asın a yol açan başlıca faktörler olmuştur.

K am u yatırım ları içinde en ağırlıklı paya sahip olan sektörler enerji ve ulaştırm a-haberleşm e sektörleridir. Bunlardan enerji sektörünün toplam kam u yatırım ları içindeki payı 1989 yılındaki yüzde 30’luk düzeyinden 1990 yılında yüzde 21’e düşerken, ulaştırm a-haberleşm e sektörünün payı yüzde 30’dan yüzde 34’e yükselm iştir. Toplam kam u yatırım ları içinde imalat sanayiinin payı biraz arta rak yüzde 5 olmuştur.

İm alat sanayii toplam yatırım ları 1990 yılında reel olarak yüzde 27 oranında artarak toplam yatırım lar içindeki payı bir önceki yıla oranla yüzde 14’ten yüzde 15’e yükselmiştir. Ayrıca, ulaştırm a-haberleşm e yatırım larının toplam yatırım lar içindeki payı yüzde 19 dan yüzde 22 ye yükselirken, konut, tarım , enerji ve madencilik sektörlerinin toplam

1990 Yıllık Rapor

17

(30)

yatırımlar içindeki paylan azalmıştır. İmalat sanayii yatırım larının 1990 yılında yeniden artması, Türkiye’nin sanayileşme çabaları açısından olumlu bir gelişmedir.

II.1.2.B. İhracat

1990 yılında ihracat yüzde 12 artarak 13 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. 1989 yılında vergi iadeleri gibi doğrudan teşviklerin kaldırılması ve Türk lirasının reel olarak değer kazanması gibi faktörler ihracatın önceki yıllardaki gelişmesini sürdürem em esine yol açmıştır.

Ayrıca, 1990 yılının ikinci yarısından itibaren başlayan Körfez Krizi’nin, özellikle Orta Doğu ve Körfez ülkelerinde yarattığı iktisadi durgunluk da ihracatın gelişmesini engelleyen önem li bir etken olmuştur. Nitekim 1990 yılının ilk yarısında toplam ihracatımız içerisinde İslam ülkelerinin payı yüzde 23 iken, ikinci yarısında yüzde 16’ya düşmüştür. İhracatın ithalatı karşılama oranı 1990 yılında yüzde 58’e gerilemiştir. Bu oran 1982 yılından heri gerçekleşen en düşük değerdir.

1989 yılında yüzde 9 oranında gerileyen tarım ihracatının, 1990 yılında yüzde 12 arttığı görülmektedir. Tarım ihracatındaki artış esas itibariyle, yaş sebze ve meyveler, baklagiller ve su ürünleri ihracatındaki artışlardan kaynaklanmaktadır. H ububat ve canlı hayvan ihracatında ise geçen yıla göre önemli m iktarda düşüşler gerçekleşmiştir. Son yıllarda sürekli olarak artan sanayi malları ihracatı, 1990 yılında da bu eğilimini sürdürm üş ve geçen yılda yüzde 13 oranında artm ıştır. Buna karşılık madencilik ihracatı yüzde 20 oranında gerilemiştir. Sanayi mallarının toplam ihracat içindeki payı artmaya devam ederek yüzde 79’a yükselmiştir. Tarım ihracatının toplam ihracat içindeki payı geçen yıldaki seviyesini korurken, madencilik ihracatının payı yüzde 2,6 olmuştur.

1990 yılında O rta Doğu ülkeleri, D iğer İslam ülkeleri ve Geçiş Sürecindeki Avrupa ülkelerinin ihracatım ız içindeki ağırlığı azalmıştır.

Buna karşılık rekabetin çok yoğun olduğu Avrupa Topluluğu ve O E C D ülkelerinin payı çok büyük oranlara ulaşmıştır. O EC D ülkelerine yapılan ihracat 1989 yılına göre yüzde 23 oranında artarken, İslam ülkelerine yapılan ihracat yüzde 13, Geçiş Sürecindeki Avrupa ülkelerine yapılan ihracat yüzde 5 oranında gerilemiştir. Buna paralel olarak, O E C D ülkelerinin toplam ihracat içindeki payı yüzde 62’den yüzde 68’e yükselirken, İslam ülkelerinin payı yüzde 25’den yüzde 19’a, Geçiş Sürecindeki Avrupa ülkelerinin payı ise yüzde 10’dan yüzde 8’e

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(31)

gerilem iştir. İhracatım ız içinde en büyük paya sahip olan ülke Federal A lm anya dır. Bunu sırasıyla İtalya, ABD, İngiltere ve Fransa gibi sanayileşm iş ülkeler takip etm ektedirler. Bir yandan sanayi ihracatının toplam ihracat içindeki payının yükselmesi, diğer yandan daha istikrarlı p azarlara sahip olan sanayileşmiş Batı ülkelerine olan ihracatın artm ası T ürkiye ekonom isi için olumlu gelişm elerdir.

1990 yılında Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünleri olan kuru incir, kuru üzüm, fındık ve pam uklu m ensucatın yanı sıra çimento, demir-çelik ve m am ulleri ile cam ve cam dan m am ul eşya ihracatı 1989 yılma göre en yüksek artış kaydeden m allardır.

11.13. İşgücü Piyasası

D İE tarafından Nisan ayında uygulanan H anehalkı İşgücü A nketi’nin geçici sonucuna göre, 1990 yılında 15 ve daha yukarı yaşta bulunan toplam işgücü arzının 20 milyon 235 bin, iş gücü talebinin ise 18 milyon 555 bin olduğu tahm in edilm ektedir. Bu verilere göre işsizlik oranı geçen yıldaki seviyesini koruyarak yüzde 8,3 olm uştur.

Sivil istihdamın sektörel dağılımında, 1990 yılında, tarım sektöründe yüzde 4’lük, hizm etler sektöründe yüzde l ’lik artış, sanayi sektöründe ise yüzde 9’luk bir azalma m eydana gelmiştir. Buna göre 1990 yılında tarım, sanayi ve hizm etler sektöründe istihdam edilenlerin sayısının sırasıyla 9,4, 2,5 ve 6,6 milyon olduğu hesaplanm aktadır.

İş ve İşçi Bulma K urum u tarafından işe yerleştirilenlerin sayısında ise bu yıl yüzde 6’lık bir artış kaydedilmiş ve bu kurum a kayıtlı açık işsiz sayısı

1 milyondan 896 bine düşm üştür. Bunların yüzde 85’i vasıfsız işçilerdir.

Ö te yandan, İş ve İşçi Bulma K urum u aracılığıyla dış ülkelere gönderilen işçi sayısı 1990 yılında yüzde 4’lük bir azalma ile 47 bin 707 olarak gerçekleşmiştir. Bu m iktarın 33 binlik kısmını Suudi A rabistan’a gönderilen işçiler oluşturm uştur.

Geçmiş yıllarda uygulanmaya başlanan beceri kazandırma kurslarına bu yılda devam edilmiş ve yıl içinde geniş kapsamlı "Lise Mezunlarına M eslek Edindirm e"(LİM M E) projesi uygulamaya konmuştur.

1990 yılında işgücü piyasasında ortaya çıkan önemli bir gelişme de arta n grev ve lokavtlar olmuştur. 1989 yılında 171 olan grev sayısı bu yılda 458’e yükselmiş, greve giden işçi sayısı ise 39 binden 166 bine çıkmıştır.

1990 Yıllık Rapor

19

(32)

Bu gelişmeler sonucunda grevler nedeniyle yaklaşık 3,5 milyon işgünü kaybedilmiştir. A rtan grevlere koşut olarak lokavt sayısında da bir önceki yıla göre yükselme kaydedilmiş ve 58 bin işçi, alınan 41 lokavt kararından etkilenmiştir. Bu sayı 1989 yılında 11 bin idi.

1989 yılında genelde reel olarak artan ücret gelirleri 1990 yılında da bu eğilimini sürdürm üştür. Tablo I l . l . l ’den de izlendiği üzere, 1990 yılında bütün ücretlerde gerçekleşen nominal artış tüketici fiyat indeksindeki artışın üstünde olm uştur. Buna göre, en yüksek reel artış, yüzde 26,2 ile kamu kesimi işçi ücretlerinde gerçekleşirken, en düşük reel artış, yüzde 9,1 ile ünvansız m em ura ödenen ücret rakam ında ortaya çıkmıştır.

T A B L O I I .l .l Ü C R E T L E R V E F İY A T L A R

(yüzde artış)

1989 1 9 9 0 (0

A sgari Ü c r e t ^

San. ve H izm et S. (1 6+ yaş) 67 82

T arım ve O rm a n S. (16+ yaş) 77 88

K am u Kesimi İşçi Ü creti (T L /g ü n ) 141 107

Ü nvansız M e m u r ^ 98 79

Tisk Ü cret M a l i y e t i ^ 120 111

D İE T üketici İndeksi (yıllık ort.) 70 64

Kaynak: D P T 1991 Yılı Program ı

^ T ahm in

(

2

) , .

y ' G ün ile ağırlıklandırılarak alınm ış yıllık ortalam a ' N et ödenen, aile yardım ı hariç, G İH sınıfı ' ' T oplam işgücü maliyeti, T L /g ü n

II2. KAMU MÂLİYESİ VE İÇ BORÇLANMA

II.2.1. Kamu Mâliyesi

Türkiye’de kamu kesimi, K onsolide Bütçe, K am u İktisadi Teşebbüsleri (KİT), Mahalli İdareler, Sosyal Güvenlik Kuruluşları, D öner Sermayeli K uruluşlar ve Bütçe Dışı Fonlardan oluşm aktadır. 1990 yılında, D PT ’nin geçici verilerine göre, kamu gelirleri cari fiyatlarla yüzde 67 oranında artarak 80,8 trilyon Türk lirasına yükselirken, kam u harcam aları yüzde 78 oranında artarak 107,6 trilyon Türk lirasına ulaşmıştır. Bu

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(33)

gelişm elerin sonucunda, Tablo II.2.1.’den görüleceği üzere 1990 yılında kam u kesim i finansm an açığı sürm üş ve kam u kesimi borçlanma gereğinin G S M H ’ya oranı yüzde 7,9’dan yüzde 9,1’e yükselmiştir. Bu oran büyük ölçüde Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve K onsolide Bütçe açıklarından kaynaklanm aktadır.

T A B L O II.2.1

K A M U S E K T Ö R Ü B O R Ç L A N M A G E R E Ğ İN İN G S M H ’Y A O R A N I

Sosyal K onsolide

B ütçe K İT

M ahalli id a r e le r

D ö n e r Serm aye

G üvenlik

K uruluş. F o n lar

Toplar Kamu

1986 4,1 3,4 0,3 - - -2,2 5,6

1987 4,4 4,4 0,6 - - -0,7 8,7

1988 3,9 2,7 0,4 - - -0,7 6,3

1989 4,8 2,6 0,2 - - 0,3 7,9

199</*) ıw\

4,3 4,4 0,1 - - 0,3 9,1

7v t---

v ’ Geçici

K aynak: H azine ve D ış T icaret M üsteşarlığı

Konsolide bütçe gelirleri, 1990 yılında yüksek oranda artm ış ve G S M H ’ya oranı yüzde 18’den yüzde 20’ye yükselmiştir. Konsolide bütçe gelirleri içinde en büyük paya sahip olan vergi gelirleri 1989 yılına göre yüzde 78 oranında artarak program hedefinin üzerinde gerçekleşmiştir.

K onsolide bütçe gelirleri içinde yer alan vergi dışı gelirler, program hedefinin altında kalmakla birlikte yüzde 81, hibe ve katm a bütçeden oluşan gelirler toplam ı ise yüzde 135 oranlarında artm ışlardır.

1990 yılında, konsolide bütçe gelirlerine paralel olarak konsolide bütçe harcam aları da önemli m iktarda artm ış ve G SM H ’ya oranı geçen yıla göre yüzde 23’den, yüzde 24’e yükselmiştir. Konsolide bütçe harcam aları içinde en büyük paya sahip olan personel harcam aları 1989 yılına göre yüzde 112 artarken, diğer cari harcam alardaki artış yüzde 68 olmuştur. Personel ve diğer cari harcam alardaki artışın başlıca nedenleri, 1989 yılı ortalarında kam u kesiminde çalışanların ücretlerinde yapılan yüksek oranlı ayarlama, ve 1990 Ağustos ayında başlayan Körfez Krizi’dir. H arcam alar içinde önem li bir yer tutan toplam faiz ödem eleri geçen yıla göre yüzde 69 artm ıştır. Toplam faiz ödem elerindeki artış büyük ölçüde iç borç faiz

1990 Yıllık Rapor

21

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye Ekonom isinin içine girdiği gerileme sürecine bağlı olarak 2000 yılı genelinde yüzde 6,6 olarak gerçekleşen işsizlik oranı 2001 yılının son üç

Euro Alanı ekonomilerindeki büyüme oranlarının 1999 yılının son aylarında yukarı doğru revize edilmesi ve 2000 yılı içinde öngörülerin oldukça olumlu

Faiz dışı bütçe fazlasının önemli ölçüde azalmasına rağmen, cari işlemler açığının sürdürülebilir düzeyini koruması, faiz-kur marjına bağlı olarak

UNCTAD raporuna göre, gelişmekte olan ülkelerde ortalama büyüme hızının 1995 yılında yüzde 4,5 olacağı tahmin edilmektedir 0\ Asya ülkeleri, gelişmekte olan

1994 yılının ilk üç aylık döneminde mali kesimde başgösteren krizin ve alınan istikrar önlemlerinin etkileri sonucu Türk lirasının değer kaybına uğramasına

Buna göre, 1993 yılında, İşletmeci KİT’lerin faiz ödemelerinden önceki nakit finansman gereksinimi 26,8 trilyon Türk lirası olmuş, faiz ödemelerinden önceki

A B D ’nin 1991 yılında durgunluk ve savaş transferleri nedeniyle düşen cari işlemler açığı 1992 yılında artmıştır.. kayması ve ithalatın artm ası

1991 yılında da, ekonomide fiyat, ücret, faiz ve döviz kuru gibi değişkenlerin hareketlerindeki temel belirleyici, kamu kesimi açıklarıdır. Piyasaların birindeki