• Sonuç bulunamadı

1999 YILLIK RAPOR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1999 YILLIK RAPOR"

Copied!
285
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN 1300 - 4573

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

YILLIK RAPOR

1999

(2)

TÜRKİYE CUM HURİYET MERKEZ BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

25 Nisan 2000 tarihli

HİSSEDARLAR GENEL KURULU'NA sunulan

1999

ALTMIŞSEKİZİNCİ HESAP YILI HAKKINDA BANKA MECLİSİ’NCE HAZIRLANAN

FAALİYET RAPORU

BİLANÇO, KÂR VE ZARAR HESABI

DENETLEM E KURULU RAPORU

ANKARA 2000

(3)

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

ISSN 1300 - 4573 ISBN 975 - 7589 - 42 - x

(4)

31 Aralık 1999 TARİHİNDE

TÜRKİYE CUM HURİYET MERKEZ BANKASI

BA NK A M ECLİSİ

BAŞKAN GAZİ ERÇEL

ÜYELER PROF. DR. M. BİLSAY KURUÇ PROF. DR. RIZA AYHAN ZEKİ ŞENER

TUNCAY ALTAN Z. NEVBAHAR ŞAHÎN AYTEKİN TECE

DENETLEM E KURULU ÜYELERİ

YÖNETİM KOM İTESİ

HİLMİ OKÇU M. SAİM UYSAL AYDEMİR KOÇ M. AYHAN TÜMER

BAŞKAN GAZİ ERÇEL

BAŞKAN YARDIMCILARI

AYKUT EKZEN ŞÜKRÜ BİNAY AYDIN ESEN

SÜREYYA SERDENGEÇTİ

(5)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

(6)

GÜNDEM

1- Açılış, divanın teşekkülü.

2- Toplantı tutanağının imzalanması hususunda divana yetki verilmesi.

3- Banka M eclisi ve Denetleme Kurulu’nun 1999 Hesap Yılma ait raporlarının okunması ve görüşülmesi.

4- 1999 yılm a ait bilanço, kâr ve zarar hesabının onaylanması, kârın teklif gereğince dağıtılmasının kabulü veya reddi.

5- Banka M eclisi ve Denetleme Kurulu’nun ibrası.

6- 4389 sayılı Bankalar Kanunu ve 4491 sayılı Bankalar Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile 1211 sayılı Bankamız Kanunu’nda yapılan değişiklikler doğrultusunda Bankamız Esas M ukavelesi’nde; 4. maddenin III/c bendi, 40. maddenin Il/d bendi ve 44. maddede değişiklik yapılması, 4. maddenin I/j bendi, 22. maddenin 14. fıkrası ve 43. maddenin 3. ve 4.

fıkralarının yürürlükten kaldırılması, 22. maddenin 14. fıkrasının yürürlükten kaldırılması nedeniyle 15. fıkra numarasının 14. fıkra olarak değiştirilmesi şeklinde değişiklik yapılmasının, Bankamız Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca Genel K urul’un onayına arzı.

7- Banka M eclisi’nde görev süreleri 30 Nisan 2000 tarihinde sona erecek iki üyelik için seçim yapılması.

8- Denetleme K urulu’nda görev süreleri 30 Nisan 2000 tarihinde sona erecek iki üyelik için (A) Sınıfı Hissedarınca bir, (B-C) Sınıfı Hissedarlarınca bir üye seçimi.

(7)

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(8)

İÇİNDEKİLER

I. DÜNYA EKONOM İSİNDEKİ GELİŞMELER --- ]

1.1. DÜNYA EKONOMİSİ --- 1

1.1.1. Sanayileşmiş Ü lk e le r--- 5

1.1.2. Gelişmekte Olan Ülkeler --- 8

1.1.3. Eski Merkezi Planlı Avrupa Ekonomileri ve Bağımsız Devletler Topluluğu --- 12

1.1.4. Dünya Ticareti --- 13

1.2. ULUSLARARASI MALİ PİYASALAR --- 14

1.2.1. Gel i şen Piyasalar --- 17

II. TÜRKİYE EKONOM İSİNDEKİ GELİŞMELER VE PARA POLİTİKASI --- 23

GİRİŞ --- 23

II. 1. GENEL DENGE --- 26

II. 1.1. Ekonominin Arz Yönü: Sektörel Üretim Gelişmeleri ve İthalat --- 32

II.l .2. Ekonominin Talep Yönü: İç Talep ve İhracat --- 37

II. 1.3. İstihdam --- 41

II. 1.4. Ücret ve M aaşlar --- 44

11.2. KAMU MÂLİYESİ VE İÇ BORÇLANMA --- 47

11.2.1. Kamu Mâliyesi --- 47

11.2.2. Tarımsal Destekleme --- 57

11.2.3. İç Borçlanma --- 59

n.3.

ÖDEMELER DENGESİ VE DIŞ BORÇLANMA --- 66

11.3.1. Ödemeler Dengesi --- 66

11.3.2. Dış Borçlar --- 73

II.4. PARA POLİTİKASI --- 80

11.4.1. TCMB Analitik Bilançosu --- 85

11.4.2. Para-Kredi Gelişmeleri --- 90

11.4.3. Faiz Oranlan --- 96

11.4.4. Döviz Kurları --- 97

H.5. FİYATLAR --- 98

(9)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

III. M ALİ PİYASALAR --- 113

III. 1. BANKACILIK SEKTÖRÜ VE KREDİ POLİTİKASI --- 113

III. 1.1. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası --- 113

III. 1.2. Bankalar --- 116

111.2. M ERKEZ BANKASI İŞLEMLERİ --- 133

111.2.1. Açık Piyasa İşlemleri --- 136

111.2.2. Bankalararası Para Piyasası İşlemleri --- 142

111.2.3. Döviz ve Efektif İşlemleri --- 144

111.3. MENKUL KIYMET PİYASALARI --- 147

111.3.1. Birincil Piyasalar --- 147

111.3.2. İkincil Piyasalar --- 151

111.3.3. Aracı Kurumlar --- 152

111.3.4. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) --- 153

IV. YÖNETİM , PERSONEL VE İDARİ İŞLER --- 159

IV. 1. BANKA MECLİSİ --- 159

IV.2. YÖNETİM KOMİTESİ --- 159

IV.3. DENETLEME KURULU --- 159

IV.4. KADRO VE PERSONEL DURUMU --- 159

IV.5. EĞİTİM ÇALIŞMALARI --- 160

IV.6. TEKNİK DONANIM ÇALIŞMALARI --- 161

IV.7. İNŞAAT VE ONARIM ÇALIŞMALARI --- 162

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI ÖRGÜT ŞEMASI --- 163

V. MERKEZ BANKASI BİLANÇOSU --- 165

V .l. BİLANÇO AÇIKLAMASI --- 165

V.2. 1999 YILI KÂRI VE DAĞITIMI --- 175

DENETLEME KURULU RAPORU --- 176

BİLANÇO KÂR VE ZARAR HESABI --- 177

VL YASAL VE İDARİ DÜZENLEM ELER --- 183

VII. İSTATİSTİK TABLOLARI --- 203

VIII. BİLANÇO KARŞILAŞTIRM ALARI --- 261

GRAFİKLER VI

EK BİLGİLER VIII

(10)

GRAFİKLER

Grafik 11.1.1 : GSYİH’ ya Katkılar --- 28

Grafik 11.1.2 : Ücretlerde Gelişmeler --- 45

Grafik 11.2.1 : Faiz Dışı Kamu Dengesi ve Kamu Kesimi Borçlanma G ereği/G S M H --- 48

Grafik II.2.2 : Bütçe Dengeleri / GSMH --- 52

Grafik 11.2.3 : Konsolide Bütçe Finansmanı --- 55

Grafik 11.3.1 : Dış Borç Stoku ve Vade Ayırımı --- 74

Grafik 11.3.2 : Dış Borç Stoku Döviz Kompozisyonu --- 75

Grafik 11.3.3 : Brüt Rezervler ve Kısa Vadeli Borçlar Farkı --- 78

Grafik II.4.1 : Net Dış Varlıklar, Net İç Varlıklar ve Rezerv Para (X )‘deki Gelişmeler--- 82

Grafik 11.4.2 : Rezerv Para (X) ve Net Dış Varlıklardaki Yıllık Ortalama Artışlar --- 85

Grafik 11.4.3 : Rezerv Para (X )’in Yıllık Değişimi İçindeki Paylar --- 86

Grafik 11.4.4 : Merkez Bankası Brüt Rezervleri ve Net Dış Varlıklardaki Gelişmeler --- 87

Grafik II.4.5 : Kamuya Açılan Net Nakit Krediler ve Kamunun Döviz Mevduatındaki Gelişmeler --- 88

Grafik II.4.6 : Reel Para Arzları --- 94

Grafik II.4.7 : Para Çarpanı --- 95

Grafik II.4.8 : Rezerv Para Çarpanının Bileşenleri --- 96

Grafik II.4.9 : Üç Aylık Reel Faiz Oranları --- 97

Grafik II.5.1 : Toptan Eşya ve Özel Sektör İmalat Sanayi F i y a tl a r ı --- — 98

Grafik II.5.2 : Dünya Ürün Fiyatları Endeksi (Petrol hariç) --- 99

Grafik II.5.3 : Enflasyon Beklentisi ve E tk e n le r i---101

Grafik II.5.4 : Ortalama Ham Petrol Fiyatları --- 102

Grafik II.5.5 : TEFE ve Özel İmalat Sanayi Fiyatları Kullanılarak Hesaplanan Reel Kur Endeksleri --- 104

Grafik II.5.6 : Toptan Eşya ve Tüketici Fiyatları --- 105

Grafik III.1.1 : Mevduatın Vadelere Göre Dağılımı --- 123

(11)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Grafik III.1.2 : Kredilerin Banka Gruplan İçindeki Payı --- 125 Grafik III.2.1 : Faiz Oranları --- 135 Grafik III.2.2 : İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım-Satım

Pazarı Faiz Oranları --- 141 Grafik III.2.3 : Kur Sepeti ve TEFE --- 146 Grafik III.3.1 : Yıllar İtibariyle Özelleştirme İşlemleri --- 148 Grafik III.3.2 : Bileşik Endeks Birikimli Yüzde Getiriler

(4 0cak-28 Aralık 1999) --- 153 Grafik III.3.3 : Bileşik Endeks Birikimli Yüzde Getiriler

(4 Ocak-7 Nisan 1999) --- 154 Grafik III.3.4 : Bileşik Endeks Birikimli Yüzde Getiriler

(8 N is a n -ll Ekim 1999) --- 154 Grafik III.3.5 : Bileşik Endeks Birikimli Yüzde Getiriler

(12 E kim -28 Aralık 1999) --- 155 Grafik III.3.6 : Bileşik Endeks 20 Günlük Hareketli Ortalama Getiri ve

Risk (4 Ocak-28 Aralık 1999) --- 155 Grafik III.3.7 : Bileşik Endeks Ay İçi Ortalama Günlük Getiri ve

Dalgalanma --- 156 Grafik III.3.8 : Riske Maruz Değer Yüzde Beş Güven Düzeyi --- 157

(12)

EK BİLGİLER

Gelişmekte Olan Ülkelerin Krizden Çıkmalarının Dünya Ekonomisine

Etkilerileri --- 4

Petrol Fiyatlarındaki Gelişmelerin Ekonomik Etkileri --- 11

Euro’nun İlk Yılı --- 16

Küreselleşme, Ticaret ve Bölgesel Bütünleşme --- 20

M armara Depreminin Etkileri --- 35

Özel Sektör Yatırımları --- 40

Sosyal Güvenlik Sisteminde Değişiklikler ve İşsizlik Sigortası --- 53

M arm ara Depreminin Kamu Mâliyesi Üzerine Etkileri ve Ek Vergi Düzenlemeleri --- 64

A lternatif Reel Kur Göstergeleri --- 70

Türkiye’de İthalat ve İhracatı Belirleyen Faktörler --- 71

Türkiye’de Turizm Gelirlerinin Yapısı --- 79

Döviz Kuruna Dayalı İstikrar Programları ve Ülke Deneyimleri --- 83

Enflasyonu Düşürme Programı Çerçevesinde Para ve Kur Politikaları --- 91

Çekirdek Enflasyon ve Parasal Büyüklüklerle İlişkisi --- 107

Enflasyonla Mücadelede Heteredoks Önlemler --- 110

Merkez Bankacılığında Yeni Gelişmeler --- 115

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu --- 117

Para Politikası Araçları --- 138

Parasal Takvim İle Piyasaları Yönlendiren Önemli Gelişmeler --- 139

(13)

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

İSTATİSTİK TABLOLARI

Tablo 1 : Ekonominin Genel Dengesi (Cari Fiyatlarla) --- -205

Tablo 2 : Ekonominin Genel Dengesi (1994 Fiyatlarıyla) ---206

Tablo 3 : Gayrisafı Milli Hasıla (Cari Üretici Fiyatlarıyla) --- -207

Tablo 4 : Gayrisafı Milli Hasıla (1987 Üretici Fiyatlarıyla) --- -207

Tablo 5 : Sektörler İtibariyle Sabit Sermaye Yatırımları (Cari Fiyatlarla) 208 Tablo 6 : Sektörler İtibariyle Sabit Sermaye Yatırımları (1994 Fiyatlarıyla) --- -208

Tablo 7 : İmalat Sanayii Kapasite Kullanım Oranı --- -209

Tablo 8 : Sanayi Üretim Endeksi --- -209

Tablo 9 : Başlıca Sanayi Ürünleri Üretimi ---210

Tablo 10 : Enerji Dengesi (Milyon Ton Petrol Eşdeğeri Olarak “M TPE”) - 211 Tablo 11 : Seçilmiş Tarım Ürünleri Üretimi --- -212

Tablo 12 : Belediyelerce Verilen Ruhsatnamelere Göre Yeni İnşaat --- -213

Tablo 13 : Belediyelerce Verilen Yapı Kullanma İzin Belgelerine Göre Yeni İlave veya Kısmen Biten Yapılar --- -213

Tablo 14 : Ulaştırma Hizmetleri ---214

Tablo 15 : Haberleşme Hizmetleri ---215

Tablo 16 : İş İsteyenler ve Açık İşler --- -215

Tablo 17 : İmalat Sanayiinde Üretimde Çalışanlar Endeksi --- -216

Tablo 18 : İmalat Sanayiinde Üretimde Çalışılan Saat Başına Nominal Ücret Endeksi --- -216

Tablo 19 : İmalat Sanayiinde Üretimde Çalışılan Saat Başına Reel Ücret Endeksi ---216

Tablo 20 : Dış Ülkelere Gönderilen İşçiler --- -217

Tablo 21 : Toplu İş Sözleşmeleri ---217

Tablo 22 : Grevler ve Lokavtlar --- -217

Tablo 23 : Fiyat Endeksleri --- 218

Tablo 24 : Fiyat Endeksleri (Aylık) --- 219

Tablo 25 : Altın Fiyatları --- 219

Tablo 26 : Altın Fiyatları (Aylık Ortalama) --- 220

(14)

Tablo 28 : Konsolide Bütçe --- -221

Tablo 29 : İşletmeci KİT’lerin Finansman İhtiyacı (Cari Fiyatlarla) ---222

Tablo 30 : Fon Kaynak ve Harcamaları (Cari Fiyatlarla) ---223

Tablo 31 : Konsolide Bütçe Ödenekleri, Harcama ve Gelirleri ---224

Tablo 32 : İç Borç Stoku --- -224

Tablo 33.A : Parasal Yetkililer-Sektörel Hesaplar --- -226

Tablo 33.P : Parasal Yetkililer-Sektörel Hesaplar --- -227

Tablo 34 : Merkez Bankası-Krediler --- -228

Tablo 35 : Merkez Bankası-Mevduat --- -229

Tablo 36.A : M evduat Bankaları-Sektörel Hesaplar --- -230

Tablo 36.P : M evduat Bankaları-Sektörel Hesaplar --- -231

Tablo 37.A : M evduat Bankaları-Mevduat --- -232

Tablo 37.B : M evduat Bankaları-Mevduat --- -233

Tablo 38.A : Kalkınma ve Yatırım Bankaları-Sektörel Hesaplar --- -234

Tablo 38.P : Kalkınma ve Yatırım Bankaları-Sektörel Hesaplar --- -235

Tablo 39 : Kalkınma ve Yatırım Bankaları-Krediler --- -235

Tablo 40 : M evduat Bankaları-Krediler ---236

Tablo 41 : Bankacılık Sektörü-Yurtiçi Kredi Hacmi --- -236

Tablo 42 : Parasal Sektör Analitik Bilançosu --- -237

Tablo 43 : Merkez Bankası-Analitik Bilanço ---238

Tablo 44 : İhraç Edilen Menkul Değerler --- -239

Tablo 45 : Uluslararası Rezervler --- -239

Tablo 46 : Dış Ticaret --- -240

Tablo 47 : Uluslararası Standart Sanayii Sınıflamasına Göre İhracat (ISIC R3) --- -241

Tablo 48 : Uluslararası Standart Sanayii Sınıflamasına Göre İthalat (ISIC R3) --- -242

Tablo 49 : Fasıllara Göre İhracat --- -243

Tablo 50 : Fasıllara Göre İthalat --- -244

Tablo 51 : Ülkelere Göre İhracat --- -245

Tablo 52 : Ülkelere Göre İthalat --- -246

Tablo 53 : Geniş Ekonomik Kategorilere (BEC) Göre Dış Ticaret ---247

Tablo 54 : Dış Ticaret Fiyat Endeksleri --- -247

Tablo 55 : Ödemeler Dengesi ---248

(15)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Tablo 56 : Ödemeler Dengesindeki Bazı Kalemlerin Ayrıntıları --- 249

Tablo 57 : Dış Borç Stoku --- 250

Tablo 58 : Dış Borç Stokunun Dönem Sonu Kurlarıyla Döviz Cinslerine Göre Dağılımı ---251

Tablo 59 : Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları --- -251

Tablo 60 : Döviz Tevdiat Hesapları ---252

Tablo 61 : Orta ve Uzun Vadeli Dış Borç Ödemeleri Projeksiyonu (Borçlulara Göre) ---252

Tablo 62 : Yabancı Sermayeli Şirketlerin Sektörel Dağılımı --- -253

Tablo 63 : Yabancı Sermaye İzinlerinin Yıllara Göre Dağılımı ---254

Tablo 64 : 1999 Yılı Devlet İç Borçlanma Senetleri İhale Faizleri ---254

Tablo 65 : 1999 Yılı Devlet İç Borçlanma Senetleri İhalelerinde Satılan M iktarlar --- 255

Tablo 66 : Bankalararası Para Piyasası İşlemleri --- 255

Tablo 67 : Döviz ve Efektif Piyasaları İşlemleri --- 256

Tablo 68 : Tartılı Efektif Reel Kur --- 257

Tablo 69 : Sınıflarına Göre Fiili Personel Durumu --- 258

Tablo 70 : TC Merkez Bankası Şube, Temsilcilik ve Bürolar --- 259

(16)

1999

ALTMIŞSEKİZİNCİ HESAP YILI HAKKINDA BANKA MECLİSİ’NCE HAZIRLANAN

FAALİYET RAPORU

(17)

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(18)

Saygıdeğer Ortaklar,

Merkez Bankası'nın altmışsekizinci hesap yılı sonuçlarını gösteren 1999 yılı Bilançosu ile Kâr ve Zarar Hesabını inceleme ve onayınıza sunar, Yüksek Kurulunuzu saygı ile selamlarız.

Merkez Bankası işlemlerini incelemeye başlamadan önce 1999 yılındaki ekonomik gelişmeleri gözden geçirmekte yarar görüyoruz. Bu nedenle, incelemenize sunulan Raporda dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ayrıntılı bir biçimde ele alınmaktadır.

Raporun birinci bölümünde uluslararası ekonomik gelişmeler değerlendirilmektedir. Dünya ekonomisinin başlıca ülke grupları itibariyle incelendiği bu bölümde uluslararası mali piyasalardaki gelişmelere ve ekonomik bütünleşme hareketlerine yer verilmektedir.

Türkiye ekonomisinin irdelenmesine ayrılan ikinci bölümde genel denge, istihdam, kamu mâliyesi, ödemeler dengesi ve fiyatlara ilişkin gelişmeler ele alınmıştır. Ayrıca, Merkez Bankası'nca uygulanan para politikası ve 1999 yılındaki parasal gelişmelerin analizi bu bölümün bir diğer konusunu oluşturmaktadır.

Raporun üçüncü bölümünde mali piyasalardaki gelişmeler ele alınmaktadır.

Bu bölümde; Merkez Bankası kredileri yanında bankacılık sektöründeki gelişmeler ve Merkez Bankası gözetiminde faaliyet gösteren para ve döviz piyasaları ayrıntılı biçimde İncelenmektedir. Menkul kıymet piyasalarındaki gelişmeler de Raporun üçüncü bölümünde yer almaktadır.

Türkiye ve dünyadaki ekonomik gelişmelerin incelendiği bölümlerden sonra, Raporun dördüncü bölümünde Merkez Bankası’nın personel ve idari işleri hakkında bilgi verilmekte, beşinci bölümünde ise 1999 yılı Bilançosu ile Kâr ve Zarar Hesabı açıklanınaktadır. Faaliyet Raporumuzun sonunda, her zaman olduğu gibi, 1999 yılında çıkartılan ekonomik ve sosyal konularla ilgili başlıca yasal ve idari düzenlemeler ile ülke ekonomisi hakkında istatistik tabloları içeren iki bölüm yer almaktadır.

(19)

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(20)

I

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

1.1. D Ü N Y A E K O N O M İS İ

Dünya ekonomisi 1999 yılı başından itibaren, değişik bölgelerin farklı eğilimler göstermesine rağmen, olumlu bir gelişme kaydetmiştir. Rusya krizinin olumsuz etkileri ortadan kalkmaya başlamış, yılın başlarında meydana gelen Brezilya krizinin etkileri ise sadece Güney Amerika kıtası ile sınırlı kalmıştır.

Sanayileşmiş ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüme oldukça yüksek gerçekleşirken, Japonya iyileşme belirtileri gösterse de sürdürülebilir bir büyüme düzeyine henüz ulaşamamıştır. Avrupa Birliği ülkelerinde ise, özellikle

1999 yılının ikinci yarısından itibaren büyüme hız kazanmıştır (Tablo 1.1.1).

Asya ekonomilerinin tekrar istikrar kazanması, Brezilya ve Rusya’nın da geçirdikleri krizden kurtulmaya başlamaları dünya ekonomisinde yeni bir kriz olasılığını azaltmıştır. Ancak bu durum, fmansal piyasalardaki yapısal sorunlar gibi krize temel oluşturan sorunların ortadan kalktığı anlamına gelmemektedir.

Bono getirilerinin yüksek olmaya devam etmesi ve 2000 yılında gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımının iyileşmesi beklense de bunların m iktar ve getirilerinin kriz öncesi seviyeleri aşması kolay olmayacaktır.

Latin Amerika ülkelerinden Brezilya ve A rjantin’de yüksek cari işlemler açıkları sürmektedir. Bu ülkelerin açıklan, kendi hükümetleri tarafından belirlenen GSYİH’nın yüzde 4 ’ü olan kritik değerin üstündedir. Asya ve Latin Amerika ülkelerinde meydana gelecek iyileşmenin devamlılığı, ihracattaki artışlara ve sanayileşmiş ülkelerdeki büyümenin gücüne bağlı olacaktır. Yeni bir kriz olasılığını ortadan kaldıracak en önemli faktör, 2000 yılında Amerika Birleşik D evletleri’ndeki büyüme hızının ve devamlılığının sağlanmasıdır. Ancak hızlı büyüme, daraltıcı para politikalarını da beraberinde getireceğinden, gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkileyecek ve Avrupa'daki iyileşmenin tehlikeye girmesine neden olabilecektir. FED, 1999 yılı içinde üç kez faiz artırmıştır ve 2000 yılının ilk yarısında faiz oranı artışının devam etmesi beklenmektedir. FED'in faiz arttırımı

D ünya eko­

nom isi 1999 yılı başından itibaren, değişik bölgelerin fa rk lı eğilim ler göster­

mesine rağmen, olum lu bir gelişm e kaydet­

miştir.

A sya ekonom i­

lerinin tekrar istikrar kazan­

ması, Brezilya ve R usya ekonom i­

lerindeki olumlu gelişm eler dünya ekonom isinde y e n i bir kriz

olasılığını azalt­

mıştır.

(21)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

kararlarını almasının ve gerekli durumlarda faiz arttırımına gideceği mesajını vermesinin enflasyonla mücadele kadar, Amerika Birleşik Devletleri ekonomisinin uzun dönem büyüme potansiyelini etkilemeyecek bir politika izleme amacı ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. FED'in faiz arttırımı beklentilerinin devam etmesi, bir taraftan sermaye piyasalarındaki menkul kıymetlerin gereğinden fazla değer kazanmasını önlemekte, diğer taraftan da iç talebin ve ekonomideki verimlilik düzeyinin sürdürülebilirliğini sağlamaktadır.

Japonya’daki iyileşme mali kesime bağlı olmaya devam etmektedir ancak özel sektördeki yaygın fazla kapasite ve zayıf bilançolardan dolayı, kamu giderlerindeki artış güçlü ikincil harcama etkisi yaratmamaktadır. Japonya’da 1999 yılı boyunca gerçekleştirilen ekonomik canlanma paketleri beklenen etkiyi yaratmadığından, 2000 yılı için büyüme daha çok yapısal reformlara bağlı olacaktır.

Euro Alanı ekonomilerindeki büyümenin dünya büyümesine katkısının sınırlı olması beklenmektedir. 1999 yılı boyunca Euro Alanı ekonomileri tek paraya uyum konusunda bir çok içsel çelişki ile karşı karşıya kalmışlardır. Uluslararası piyasalarda dolara rakip gibi algılanan euro yıl içinde dolar karşısında yaklaşık yüzde 14 oranında değer kaybetmiştir. Bu durum Avrupa ülkelerinin rekabet güçlerini büyük ölçüde artırsa da kredibilite konusunun tartışılm asına yol açmıştır.

Euronun sorunlarının çoğu 1999 yılında Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ekonomileri arasında yaşanan farklı ekonomik gelişmelerden ve bir ölçüde de geçtiğimiz yıl petrol fiyatlarının beklenenden fazla artmasının Avrupa ekonomilerinde maliyetleri yükseltmesinden kaynaklanmıştır. Bölgede sorunların giderilmesi, Euro Alanı ülkelerinin emek piyasalarında gerekli yapısal reformları gerçekleştirmelerine ve para politikasından sonra maliye politikasında da olabildiğince uyuma gitmelerine bağlı olacaktır.

Dünya ekono­

misiyle ilgili 1999 ve 2000 yılları tahm in­

leri iyimserdir, ancak fın a n sa l piyasalarda bir takım riskler hâlâ mevcuttur.

Dünya ekonomisiyle ilgili 1999 ve 2000 yılları tahminleri iyimserdir, ancak fınansal piyasalarda bir takım riskler hala mevcuttur. Bu risklerden en önemlisi, Japon yeninin aşırı değer kazanmasının devam etmesi durumunda, Japonya’daki iyileşmenin tehlikeye girerek bölgedeki diğer ekonomileri olumsuz etkilemesi olacaktır. İkinci büyük risk, sanayileşmiş bölgeler arasındaki büyümenin dengesizliğinin cari işlemler açıklarını gerektiğinden fazla büyütecek olmasıdır.

Bir diğer risk ise Asya krizinden sonra fınansal ve özel sektörün yeniden yapılandırılması çalışmalarının henüz gerçekleştirilememiş olmasından kaynaklanmaktadır. Son olarak, Brezilya'nın kriz sonrasında ekonomik olarak iyileşmeye başlamasına rağmen Güney Am erika’da genel ekonomik durum hassastır ve özellikle Amerika’nın faiz artırımlarına çok duyarlıdır. Gelecekte faiz oranlarının daha fazla artırılması bu ekonomilerin sıkıntıya düşmelerine neden olabilecektir.

(22)

TABLO 1.1.1

DÜNYA EKONOMİK GÖSTERGELERİ (Yıllık Yüzde Değişim)

1997 1998 1999(2)

2 0 0 0(2) ÜRETİM(I>

Dünya 4,2 2,5 3,0 3,5

Sanayileşmiş Ülkeler 3,2 2 , 2 2 , 8 2,7

ABD 3,9 3,9 3,7 2 , 6

Japonya 1,4 -2 , 8 1 , 0 1,5

Avrupa Birliği 2 , 6 2,7 2 , 0 2,7

Avrupa Para Birliği 2,4 2 , 8 2 , 1 2 , 8

Gelişmekte Olan Ülkeler 5,8 3,2 3,5 4,8

Eski Merkezi Planlı Avrupa Ekonomileri

ve Bağımsız Devletler Topluluğu 2 , 2 -0 , 2 0 , 8 2 , 8

DÜNYA TİCARET HACMİ(1) 9,9 3,6 3,7 6 , 2

İthalat

Gelişmiş Ülkeler 9,2 4,8 5,9 5,9

Gelişmekte Olan Ülkeler 11,4 -1,3 1 , 1 7,2

Eski Merkezi Planlı Avrupa Ekonomiler

ve Bağımsız Devletler Topluluğu 7,0 2,9 -2,7 8 , 2

İhracat

Gelişmiş Ülkeler 10,3 3,2 3,0 6 , 2

Gelişmekte Olan Ülkeler 11,4 4,9 2,4 5,6

Eski Merkezi Planlı Avrupa Ekonomiler

ve Bağımsız Devletler Topluluğu 5,0 5,9 2,7 7,2

TÜKETİCİ FİYATLARI(1)

Gelişmiş Ülkeler 2 , 1 1,5 1,4 1 , 8

Gelişmekte Olan Ülkeler 9,2 10,3 6,7 5,8

Eski Merkezi Planlı Avrupa Ekonomiler

ve Bağımsız Devletler Topluluğu 28,2 20,9 39,3 18,1

ALTI AYLIK LIBOR FAİZLERİ (%)(3)

ABD doları 5,8 5,5 5,4 6 , 1

Japon yeni 0,7 0 , 6 0 , 2 0 , 2

Alman markı 3,5 3,7 3,0 3,5

Kaynak: IMF, World Economic Outlook, Ekim 1999.

(1) World Economic Outlook, Ekim 1999.

(2) Tahmin.

(3) Londra Bankalararası Borçlanma Oranları (LIBOR).

(23)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

GELİŞM EKTE OLAN ÜLKELERİN KRİZDEN ÇIKM ALARININ DÜNYA EKONOMİSİNE ETKİLERİ

Asya ülkelerinin paralarını devalüe etmeleri, ihraç ürünlerinin fiyatlarını düşürürken uluslararası rekabeti arttırarak diğer gelişmekte olan ülkelerin ihracat olanaklarını da kısıtlamıştır. Ayrıca Asya ülkeleri cari işlemler fazlalarını artırmak için ithalat kısıtlamalarına gitmişlerdir. Bu gelişmelerin, 1997 yılında yüzde 9,9 olarak gerçekleşen dünya ticaret hacmi büyüme hızının 1998 yılında yüzde 3,6’ya gerilemesinde etkisi olmuştur (Tablo 1.1.1). Brezilya gibi ekonomisi kısa vadeli sermaye hareketlerine duyarlı olan ülkeler Asya krizinden daha olumsuz etkilenmişlerdir. Yükselen piyasalara duyulan güvenin azalmasına bağlı olarak Brezilya’dan önemli ölçüde sermaye çıkışları olmuştur. Bu durum reel faizlerin yükselmesine yol açarak finansman olanaklarını, dolayısıyla da yatırımları ve büyüme performansını olumsuz yönde etkilemiştir. Rusya’da Ağustos 1998’de ortaya çıkan krizin etkileri eski merkezi planlı Avrupa ekonomilerinde de hissedilmiştir. 1998 yılınm da daralma yaşayan Rusya ekonomisinin ve eski merkezi planlı Avrupa ekonomilerinin 2000 yılında iyileşme sürecine girmeleri beklenmektedir. Ayrıca, 1999 yılı içinde petrol fiyatlarında gözlenen artış Rusya gibi petrol ihraç eden gelişmekte olan ülkelerin gelirlerinin önemli ölçüde artmasına yol açacaktır.

Asya krizinden gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere ve eski merkezi planlı Avrupa ekonomilerine oranla daha az etkilenmiştir. Petrol dışındaki diğer ara malları fiyatları 1998 yılında yüzde 14,8 oranında düşmüştür. Gelişmekte olan ülkelerin ihraç ettiği malların fiyatlarındaki gerileme, gelişmiş ülkeler için ucuz kaynak girişi sağlarken, sermaye hareketleri gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere yönelmiştir.

Gelişmekte olan ülkeler krizin etkisinden kurtulmaya başlasa da, kısa ve uzun dönem faizler arasındaki fark yüksek seviyesini korumaktadır. Gelişmekte olan ülkelere giren sermaye miktarının 2000 yılında artması ancak, bu miktarın kriz öncesi dönemlerin altında kalması beklenmektedir. Kriz sırasında bölgeden çıkan sermaye yeniden bölgeye geri dönmeye başlamıştır. Ancak, krize yol açan yapısal sorunların çözüldüğü söylenememektedir. Bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması ve büyük holdinglerin bilançolarının şeffaflaştırılm ası ile ilgili olarak yapılması gereken reformlar henüz tamamlanamamıştır. Asya ekonomilerinde gözlenen iyileşmenin sürekliliğinin sağlanabilmesi için söz konusu reformların tamamlanması gerekmektedir.

(24)

1.1.1. Sanayileşmiş Ülkeler

Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Japonya'da üretim 1999 yılında, birbirinden farklı eğilim göstermiştir. Japonya’da bu yıl, 1997’den itibaren gözlenen ekonomik krizin etkileri yavaş yavaş azalmış, fakat tam olarak giderilememiştir. Amerika’da ise, uzun zamandan beri gözlenen düşük enflasyon ile birlikte hızlı büyüme eğilimi devam etmiştir. Avrupa Birliği ve Para Birliği ülkelerinde ise Rusya krizi sonrasında oluşan ekonomik durgunluk büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Buna göre 1998 yılında ortalama yüzde 2,2 oranında büyüyen gelişmiş ülkelerin, 1999 yılında yüzde 2,8 oranında büyümesi tahmin edilmektedir.

Ayrıca 1998 yılında yüzde 1,5 olarak gerçekleşen ortalama tüketici fiyatları enflasyonu 1999 yılında yüzde 1,4’e gerilemiştir.

Amerika Birleşik Devletleri 1999 yılında genel olarak düşük enflasyon ile birlikte yüksek bir büyüme oranına sahip olmuştur. Tahmini olarak yüzde 3.7 oranında büyüyen gayri safı yurtiçi hasıla, genel olarak tüketim, işgücü verimliliği ve yatırımlardan kaynaklanan bir büyüme sergilemiştir. 1999 yılında gözlenen ekonomik canlılık işgücü piyasalarını olumlu etkilemiş ve işsizlik oranı 0,2 puanlık bir gerileme ile yüzde 4,3’e inmiştir. Öte yandan enflasyon daha çok hammadde fiyatlarındaki artışa bağlı olarak artmış, FED bunun karşısında uzun dönemli bir enflasyon tehlikesini dikkate alarak yıl içinde üç defa faiz artırımına gitmiştir. İç talepteki canlılığın sonucunda ithalat hacmi artmış ve 1998 yılında yüzde 2,6 oranında gerçekleşen cari işlemler açığının gayri safı yurtiçi hasılaya oranı, 1999 yılında tahmini olarak yüzde 3,5’e ulaşmıştır.

Japonya’da, 1997 yılında diğer Güney Doğu Asya ülkeleri ile birlikte ortaya çıkan ekonomik krizin etkileri 1999 yılında kısmen azalmış görünmektedir. 1998 yılında yüzde 2,8 oranında küçülen Japonya’nın 1999 yılında yüzde 1 oranında büyüdüğü tahmin edilmektedir. Japonya’da görülen bu canlanmada bölge ekonomilerinin tekrar toparlanma sürecine girmeleri, Japonya Hüküm eti’nin uyguladığı canlandırıcı tedbirler ve genişletici para politikası kısmen etkili olmuştur. Öte yandan Japonya’nın canlanması ile birlikte yenin önemli ölçüde değer kazanması sonucunda ihracat olanaklarında görülen potansiyel daralma ve iç talepteki canlanmanın hala beklenenden düşük gerçekleşmesi Japonya’nın canlanma eğiliminin sürekliliği ve hızı konusunda şüpheler uyandırmaktadır. Japon yeninin 1999 yılında diğer para birimleri karşısında değer kazanması, rekabet gücü azalan ihracatçıların uluslararası piyasalara fiyat kırarak girmesine ve buna bağlı olarak yatırım güdülerinin azalmasına yol açmaktadır. Ayrıca Japonya Merkez

A m erika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Japonya'da üretim 1999 yılında, bir­

birinden fa rk lı eğilim ler göstermiştir.

A m erika Birleşik Devletleri 1999 yılında genel olarak düşük enflasyon ile birlikte yüksek bir büyüme oranına sahip olmuştur.

Japonya ’da, 1997 yılında diğer Güney

Doğu Asya

ülkeleri ile birlikte ortaya çıkan ekonom ik krizin etkileri 1999 yılında kısmen azalmış görünmektedir.

(25)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Bankası’nın “sıfır faiz” politikası uygulaması ve Japonya Hüküm eti’nin çeşitli zamanlarda açıkladığı bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılm asına ve iç talebi arttırmaya yönelik politika paketleri ve vergi oranlarında gözlenen düşüşler, krizin atlatılması sürecinde beklenen sonuçları yaratamamıştır. Öte yandan alman bu kararlar doğrultusunda 1998 yılında yüzde 5,3 olan genel bütçe açığının G SY İH ’ya oranı 1999 yılında yüzde 7,3’e ulaşmış, gayri safı toplam borç stokunun GSYİH’ya oranı da yüzde 127’ye ulaşmıştır. Japonya’daki ekonomik krizin olumsuz etkilerinin tam olarak geçmediğinin göstergesi olarak, 1998 yılında sıfır olarak gerçekleşen enflasyon oranının 1999 yılında tahmini yüzde 0,4 oranında gerilemesi ve işsizlik oranının önemli oranda artarak yüzde 5 ’e ulaşması sayılabilir.

Euro Alanı Japonya ekonomisindeki belirsizliğin yılın sonlarına doğru azalarak devam

ekonom ilerinde . . . . . . . . .

geçen y ıl y a p ısa l etmesine rağmen, Amerika Birleşik Devletleri ekonomisindeki enflasyonsuz

değişme başla- büyüme ve Latin Amerika ile Asya ülkelerinde krizin etkilerinin yavaş yavaş

başlayışında ortadan kalkması Euro Alanı ekonomilerini de olumlu etkilemiş, özellikle yılın

temel etken ikinci yarısından itibaren ekonomik büyümede artış gözlenmiştir. Euro Alanı

bölgedeki ulusal

para pivasa- ekonomilerinde geçen yıl yapısal değişme başlamıştır. Bunun başlayışında temel

larınm tek bir etken bölgedeki ulusal para piyasalarının tek bir Euro Alanı piyasası şeklinde

Euro Alanı . .

pivasası şeklinde bütünleşmesi olmuştur. Toplam dünya GSYIH’sı içinde yüzde 15,5 civarında

bütünleşm esi katkısı bulunan Euro Alanı ekonomilerinde 1999 yılında büyüme yüzde 2,1 olarak gerçekleşmiştir. Bölgede 2000 yılı ekonomik büyüme tahminleri ise yüzde 2,8 civarında bulunmaktadır. Euro Alanı genelindeki işsizlik oranının 1999 yılında yüzde 10'un biraz üzerinde gerçekleşmesi tahmin edilmektedir. Bu rakam yüksek olduğu kadar, diğer sanayileşmiş ülkelerin işsizlik rakamlarının üstünde seyretmektedir. Euro Alanındaki ülkeler tek tek incelendiğinde ise, bu ülkeler arasında emek piyasaları açısından yapısal olarak hala büyük farklılıklar bulunduğu görülmektedir. Euronun yürürlüğe girmesinden sonraki bir yıl sonunda Euro Alanı ekonomileri emek piyasalarındaki sorunları hala yeterli ölçüde çözememiş ve gerekli reformları gerçekleştirememişlerdir. Euro Alanı'ndaki en düşük işsizlik oranı Hollanda ve Lüksemburg’a aittir. İspanya, Fransa, İtalya ve Finlandiya'da işsizlik oranı hala yüzde 10'un üstündedir.

Euro Alanında, kamu borçlarının GSYİH’ya oranı incelendiğinde, 1999 yılında bu oranın biraz düşerek ortalama yüzde 72,9 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Ancak bu oran Maastricht kriteri olan yüzde 60’m hala bir hayli üstündedir. Bunun yanında bütçe açıklarının GSYİH’ya oranında da yıl içinde çok küçük miktarda bir iyileşme gözlenmiş ve bu oran 1999 yılında yüzde 1,6 olarak

olmuştur.

(26)

açıklanmıştır. Euro Alanındaki fiyat değişmeleri incelendiğinde, 1999 yılının ikinci yarısında fiyatlarda yukarı doğru hafif bir hareket olmuş ve uyumlaştırılmış tüketici fiyatları endeksindeki (HICP) yıllık artış yüzde 1,6 olarak gerçekleşmiştir.

Bölgede fiyatların ikinci yandan itibaren, önceki yarıya oranla daha hızlı artması, M art ayında gerçekleşen OPEC toplantısından sonra petrol fiyatlarındaki hızlı artıştan kaynaklanmaktadır. Euro Alanında 2000 yılı içinde de HICP enflasyonunda bir artış olması beklenmektedir.

Euro Alanındaki parasal gelişmeler gözönünde bulundurulduğunda, yıllık M3 büyüme oranları özellikle 1999 yılı sonlarına doğru referans değer olan yüzde 4,5'in oldukça üstüne çıkmış, 1999 yılının üçüncü üç aylık döneminde yüzde 6 civarında gerçekleşmiştir. Euro Alanında hem büyümenin hem de M3 büyüme oranlarının bu kadar hızlı artması, para politikasındaki ilk hedefi fiyat istikrarı olan Avrupa Merkez Bankasının 1999 yılı içinde 50 baz puan yükselttiği faiz oranlarını 2000 yılı içinde de yükseltmesi yönünde baskı oluşturacaktır.

Euro Alanı içindeki en büyük ekonomi olan Alm anya’nın 1999 yılı itibariyle dünya GSYİH’sındaki payı yüzde 4,5 civarında bulunmaktadır. Ülkede 1999 yılı için büyüme tahminleri yüzde 1,5, 2000 yılı büyüme tahminleri ise yüzde 2,5 seviyesinde bulunmaktadır. Euro Alanında Asya krizinden en çok etkilenen Almanya ekonomisinde 1999 yılı ilk yarısında büyüme oranları düşük çıkmıştır.

Asya krizinin etkilerinin tüm dünyada yavaşlaması ve euronun zayıflığının Alm anya’nın ihracatını artırması ile birlikte yılın ikinci yansından itibaren sanayi üretimi ve büyüme hız kazanmıştır. Enflasyon tahminleri ise 1999 yılında yüzde 0,6, 2000 yılında ise yüzde 0,8 olarak açıklanmıştır. Alm anya’da üretime olan dış talebin canlı olması ve fiyat istikrarının korunması, ülkede üretilen ürünlerin fiyat konusundaki rekabet gücünü artırmaktadır. Yıllık bazda işsizlik oranının yüzde 10’un üstünde olduğu Almanya'da, emek piyasasıyla ilgili yapısal reformların hala yeterli ölçüde gerçekleştirilemediği gözlenmektedir.

İngiltere’de 1999 yılı GSYİH büyümesi yüzde 1,75 olarak tahmin edilmektedir. Ülkedeki büyümenin önemli kısmı imalat sanayii ve özellikle hizmetler sektöründeki canlanmadan kaynaklanmaktadır. Hizmet sektörü İngiltere ekonomisinde çok önemli bir yer teşkil etmekte ve ülke ekonomisinin beşte dördünü oluşturmaktadır. Ülkedeki işsizlik oranı ise 1999 yılının sonuna doğru yüzde 4,1 civarına gerilemiştir. Bu oran, ülkede son 19 yılda gerçekleşen en düşük işsizlik oranıdır. İngiltere’de hizmet sektörünün çok hızlı genişlemesi, imalat sanayiinin yılın sonlarına doğru canlanması ve sektördeki siparişlerin son iki yıldır gerçekleşen seviyelerden fazla olması, ülkede 1999 yılı içinde artırılan faiz oranlarının 2000 yılı içinde de artırılma olasılığını güçlendirmektedir.

(27)

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

1.1.2. Gelişmekte Olan Ülkeler

Asya krizinin etkisiyle, geliş­

mekte olan ülkelerde 1997 yılında ortalam a yüzde 5,8 olan büyüme oranı 1998 yılında yüzde 3 ,2 ’y e

düşmüştür.

Gelişmekte olan ülkelerde 1997'de yıllık ortalama yüzde 5,8 olarak gerçekleşen büyüme oranı 1998'de yüzde 3,2’ye düşmüştür (Tablo 1.1.2). Buna karşın, 1999 yılı içerisinde bu ülkelerde krizden çıkma belirtileri gözlenmiştir.

Petrol fiyatlarında görülen artışlar petrol ihraç eden gelişmekte olan ülkelerin gelirlerinde artışlara yol açmıştır. Sermaye akımının yeniden Asya bölgesine ve diğer gelişmekte olan ülkelere yönelmeye başladığının işaretleri görülmektedir. Bu durumun dünya ticaret hacminin ve dünya ekonomisinin büyümesi açısından hem

1999 yılı hem de 2000 yılı için olumlu etkileri olacaktır.

TABLO 1.1.2

REEL GSYİH ve ENFLASYON (Yıllık Yüzde Değişim)

GSYİH TUFE

1998 1 9 9 9 ( | ) 1998 1 9 9 9O)

Gelişmekte Olan Ülkeler 3,2 3,5 10,3 6,7

Asya 3,7 5,3 8 , 0 3,1

Orta Doğu ve Avrupa 3,2 1 ,8 23,6 18,3

Latin Amerika 2 , 2 0 , 1 1 0 , 6 9,8

Afrika 3,4 3,1 8,7 9,0

Kaynak: IMF "World Economic Outlook", Ekim 1999.

(1) Tahmin.

Yükselen p iy a ­ salara duyulan güvenin artması ile birlikte Asya ekonomilerine, yeniden sermaye

akımı başlamıştır.

Krizden etkilenen Asya ülkelerinden (Endonezya, Kore, Malezya, Filipinler ve Tayland) 1997 yılında, 19,7 milyar ABD doları sermaye çıkışı gerçekleşirken, diğer yükselen Asya piyasalarına 22,8 milyar ABD doları girmiştir. Krizden etkilenen Asya ülkelerinde sermaye çıkışları 1998'de artarak 45,3 m ilyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde yükselen piyasalara duyulan güvenin azalmasına bağlı olarak diğer yükselen Asya piyasalarından da 9,6 m ilyar ABD doları çıkmıştır. 1999 yılında yükselen piyasalara duyulan güvenin artması ile birlikte yeniden Asya ekonomilerine doğru sermaye akımı başlamıştır. Ancak krizden etkilenen Asya ülkelerine yönelik sermaye akımının 2000 yılında, kriz öncesi dönem olan 1996 yılında gerçekleşen 62,4 milyar ABD doları seviyesinin altında kalması beklenmektedir.

Güney Kore ekonomisinin 1998 yılında yüzde 5,8 oranındaki daralmadan sonra 1999 yılında yüzde 6,5 oranında büyüdüğü tahmin edilmektedir. Güney Kore ekonomisinde görülen iyileşmenin arkasındaki nedenler; para birimi won'un krizin ardından Kasım 1997 itibari ile yıllık yüzde 39 oranında değer kaybetmesi sonucunda ihracat pazarlarının genişlemesi ve 1999 yılı boyunca sanayi üretiminin hızlanarak artmasıdır. Sanayi üretiminin bir önceki yıla oranla yüzde 26,8 oranında

(28)

büyüdüğü tahmin edilmektedir. 1997 yılında GSYİH’nın yüzde 1,8’i oranında açık veren cari işlemler dengesinin 1998 yılında GSYİH'nm yüzde 13,3’ü oranında fazla verdiği tahmin edilmektedir. Bu gelişmenin temelinde yatan nedenin ise, toplam iç talebin uygulanan daraltıcı politikalar sonucunda yüzde 18,7 oranında daralması olduğu düşünülmektedir. Toplam iç talepte görülen daralma, artan sanayi üretiminin dış pazarlarda ortaya çıkan genişlemeye de bağlı olarak ihracata yönelmesine yol açmıştır.

Güney Kore'nin IMF ile yaptığı Yakın İzleme Anlaşmasına bağlı olarak uyguladığı ekonomik reform programı, 1998/1999 döneminde de yürürlükte kalmıştır. Temmuz 1998’den bu yana Güney Kore para birimi won, ABD doları karşısında değer kazanmıştır. Bu politika sonucu faiz oranları kriz öncesi dönemlerdeki seviyelerine çekilebilmiştir. Program dahilinde gerçekleştirilmesi gereken yapısal reformlar içerisinde bankacılık sektörünün güçlendirilmesi ve holdinglerin yeniden yapılandırılması yeralmaktadır. Güney Kore, 1999 yılında, Aralık 1997’de programın uygulanmaya başlanmasıyla birlikte aldığı dış borçlan ödemeye devam etmiştir. Bu olumlu gelişmelerin sonucunda tüketici fiyatlarının 1999 yılında yüzde 0,7'ye gerilediği, buna karşın işşizlik oranının, Güney Kore ekonomisi için yüksek bir oran olan, yüzde 7 olarak gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Güney Kore ekonomisinin 2000 yılında yüzde 5,5 oranında büyümesi beklenmektedir. Tüketici fiyatlarının 2000 yılında yüzde 2,8 oranında artacağı ve işsizlik oranının yüzde 6'ya gerileyeceği tahmin edilmektedir.

Brezilya ekonomisi, ilk belirtileri Ağustos 1998'da ortaya çıkan mali krizin olumsuz etkilerinden 1999 yılında da kurtulamamıştır. Brezilya ekonomisinin 1999 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1 oranında daraldığı tahmin edilmektedir.

Brezilya’nın yüksek bütçe açığı ve uyguladığı döviz kuru aralığı politikasının sürdürülebilirliği, uluslararası mali piyasalarda güvensizlik yaratmıştır. Brezilya ekonomisine duyulan güvenin azalması sonucunda ülkeden yüksek miktarlarda sermaye çıkışları gerçekleşmiştir. Sermaye çıkışları, reel faizlerin yükselmesine yol açarak yatırımları ve büyümeyi olumsuz etkilemiştir. Ağustos 1998’de 2,8 milyar ABD doları ve Eylül 1998’de de 21,5 milyar ABD doları tutarındaki rezerv kayıpları sonrasında Aralık 1998’de Brezilya faiz arttırımma gitmiştir. Ayrıca, Brezilya Kasım 1998’de IMF ile 3 yıllık Yakın İzleme Anlaşması yapmış ve bu doğrultuda faiz dışı bütçe fazlasını artırmaya yönelik adım atmıştır. Öte yandan, Aralık 1998 ve Ocak 1999’da ülke ekonomisi üzerindeki baskı tekrar ortaya çıkmış ve bu 13 Ocak 1999’da real’in dalgalanmaya bırakılması ile sonuçlanmıştır. Bu durum karşısında uygulanacak program tekrar gözden geçirilmiş ve bu doğrultuda kamu dengelerinin sağlanması yönünde ek önlemler alınmıştır. Ayrıca, gözden geçirilen anlaşma ile döviz kurunun nominal çıpa olarak kullanılmasından vazgeçilmiştir. Brezilya ekonomisindeki belirsizliklerin azalması ile birlikte,

(29)

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

e k o n o m i n i n 2 0 0 0 y ı l ı n d a \ i i z d e 4 o r a n ı n d a b ü y ü m e s i b e k l e n m e k t e d i r . T ü k e t i c i f i ya t l a r ı n ı n 1999 y ı l ı n d a y ü z d e 4, 6 o r a n ı n d a art t ı ğı v e 2 0 0 0 y ı l ı n d a d a y ü z d e 4. 8 o r a n ı n d a a r t a c a ğ ı t a h m i n e d i l m e k t e d i r .

Asya krizinden en az etkilenen ülkelerden biri olan Çin 1998 yılında 43,6 milyar ABD doları dış ticaret fazlası vermiştir. Dış ticaret fazlası 1999 yılında, ithalattaki hızlı artışa bağlı olarak 29,1 milyar ABD dolarına gerilemiştir. İhracat 1999 yılında yüzde 6,1 oranında artarak 194,6 milyar ABD doları olurken ithalat yüzde 18,2 oranında artarak 165,5 milyar ABD doları olmuştur. Gelişmekte olan ülkelerin en önemlilerinden biri olan Çin ekonomisinin 1999 yılında yüzde 6,6 oranında büyüdüğü tahmin edilmektedir. Çin ekonomisinin 2000 yılında da yüzde 6 oranında büyümesi öngörülmektedir. Krizden etkilenen Asya ülkelerinin devalüasyon yoluyla ihraç ürünlerinin fiyatlarım düşürmeleri Ç in’in ithalatını ucuzlat'cı etki yapmıştır. Bununla birlikte düşük kapasite kullanım oranları, tüketici fiyatlarının 1999 yılında yüzde 1,5 oranında gerilemesine neden olmuştur.

Buna karşın tüketici fiyatlarının 2000 yılında yüzde 1,5 oranında artacağı tahmin edilmektedir.

Asya krizinin ardından Ç in’in Uzak Doğu Asya ülkelerine yaptığı ihracatta görülen azalma, büyüme oranında son dönemde görülen yavaşlamada etkili olmuştur. Buna göre geçmişte Ç in’in toplam ihracatının yüzde 12 ’sini oluşturan Güney Kore ve Japonya’ya yapılan ihracat kriz sonrasında önemli ölçüde gerilemiştir. Kriz sonrasında Japonya’ya yapılan ihracatta yüzde 5-6 oranında, Güney Kore’ye yapılan ihracatta ise yaklaşık yüzde 30 oranında gerileme olmuştur. Krizden etkilenen Asya ülkelerinde görülen iyileşme eğiliminin Çin ekonomisini olumlu etkileyeceği düşünülmektedir.

Çin ekonomisini en çok etkileyecek olaylardan birisi de 1999 yılında ülkenin Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) katılma görüşmelerine başlamasıdır. D T Ö ’ye katılım Çin'in piyasalarını dünyaya açmasını sağlayacaktır, ancak bu açılma ülkedeki her sektörü eşit şekilde etkilemeyecektir. Özellikle, Amerika Birleşik D evletleri’nin etkin tarım sektörü rekabetiyle karşı karşıya kalacak olan Çin'in tarım sektöründe katılımdan bir hayli olumsuz etkilenmesi beklenmektedir.

Ülkedeki devlete ait sanayi firmalarının da artık yüksek gümrük engelleri ve bariyerler arkasına sığınamayacağı ve bir çok firmanın ekonomik açıdan olumsuz etkileneceği tahmin edilmektedir. DTÖ'ye katılımın Ç in’e ekonomik faydadan çok politik güç sağlayacağı düşünülmektedir.

(30)

PETROL FİYATLARINDAKİ GELİŞMELERİN EKONOM İK ETKİLERİ

1997 yılı başlarında uluslararası piyasalarda varil başına 25 dolara kadar çıkan ham petrol fiyatları 1997 yılında çıkan global krizin ardından dünyada talebin azalması ve petrol üreticisi ülkelerdeki üretim fazlası sonucunda düşmeye başlamış ve 1999 yılının ilk aylarında 11 doların altına kadar düşmüştür. Krizin etkilerinin azalması ile talebin canlanmaya başlaması ve OPEC ülkelerinin 1999 M art'ında aldığı üretim kısıtlamasının ardından dünya petrol üretiminin 1999 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 3 oranında azalması sonucunda ham petrol fiyatları hızlı bir artış göstererek 1999 yılı Aralık ayında 28 doların üzerine çıkmıştır. 1998 yılında petrol fiyatlarının düşmesi ile, üretici ülkelerde cari işlemler dengesi ve kamu dengesi bozulmuş, öte yandan ithalatçı ülkelerin enflasyon oranları düşük seviyelerde kalmıştır. 1999 yılında fiyatların artması ile üretici ülkelerde bozulan makroekonomik dengelerde iyileşme görülmüş, ithalatçı ülkelerde ise enflasyonda artış olasılığı ortaya çıkmıştır.

Petrol fiyatlarındaki artış, arz miktarı veri iken, ihracatçı ülkelerin kamu dengelerini olumlu etkilemektedir. Uluslararası Para Fonu verilerine göre petrol üreticisi Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde petrolden elde edilen gelirlerin kamu gelirleri içindeki payı yüzde 60’m üzerindedir. Global krizden olumsuz etkilenen M eksika’da bu oran yüzde 35, Venezüella’da yüzde 69,3 ve Rusya’da yüzde 4 civarındadır.

Petrol fiyatlarında yıllık yüzde 10 oranındaki artış ihracatçı ülkelerin tahmini ihraç gelirlerini bir yıllık dönemde yaklaşık 16 milyar ABD doları tutarında iyileştirirken, başta sanayileşmiş ülkeler olmak üzere petrol ithalatçısı ülkelerin enerji maliyetlerini ve ithalat giderlerini arttırmaktadır. Ayrıca, petrol fiyatlarındaki artış ithalatçı ülkelerde enflasyon ve büyümeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Uluslararası Para Fonu’nun tahminlerine göre petrol fiyatlarının yüzde 10 artması Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri'nde tüketici fiyatlarını 0,2 puan artırıp, reel GSYİH büyümesi 0,1 puan azaltmaktadır.

Gelişmekte olan petrol ithalatçısı ülkeler açısından fiyatlardaki artışın enflasyon ve büyüme üzerindeki etkilerinin daha büyük olması beklenmektedir. Nitekim, petrol fiyatlarındaki yüzde 10'luk artışın Türkiye'de TEFE'ye etkisi 0,9 puan olarak hesaplanmaktadır. Ayrıca arz kısıtlaması yolu ile petrol fiyatlarının yükseltilmesinin, petrol ihracatçısı ülkelerin GSYİH büyümesine yapacağı olumlu katkının sınırlı bir düzeyde olacağı tahmin edilmektedir.

Önümüzdeki dönemde, üretim kısıtlamasının sürdürülmesi durumunda, petrol fiyatlarının yüksek seviyesini koruması beklenmektedir. Bu durumun, ihracatçı ülkelerin makroekonomik dengelerini olumlu etkilemesi, ithalatçı ülkelerde ise enflasyon, büyüme ve dış ticaret dengesi açısından olumsuz gelişmelere yol açması beklenmektedir.

(31)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

1.1.3. Eski Merkezi Planlı Avrupa Ekonomileri ve Bağım sız Devletler Topluluğu

Rusya'da Ağustos ayında yaşanan mali krizin etkisiyle Eski Merkezi Planlı Avrupa Ekonomileri ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde 1998 yılında ekonomik daralma görülmüş ve reel GSYİH yüzde 0,2 gerilemiştir.

Rusya’da 1998 yılının Ağustos ayında ortaya çıkan mali krizin etkisi geçiş sürecindeki eski planlı ekonomilerin hemen hemen tamamında gözlenmiş, fakat krizden etkilenmeleri ülkelerin Rusya ile ekonomik bağlarının derecesine göre farklı boyutlarda gerçekleşmiştir. Rusya'nın 1999 yılında toparlanm a sürecine girmesi ile birlikte bölge ekonomilerinde de kısmen bir iyileşme gözlenmiştir.

Buna göre 1998 yılında ortalama yüzde 0,2 oranında daralan bölgenin GSYİH'sının 1999 yılında yüzde 0,8 oranında arttığı tahmin edilmektedir.

Rusya krizinin ardından bölge ekonomilerinde genel olarak enflasyon oranlarının arttığı ve kamu dengesinin bozulduğu gözlenmiştir. 1998 yılında yüzde 21 olan bölge tüketici fiyatları enflasyonu 1999 yılında yüzde 39’a yükselmiştir.

Bu artış, ülkelerin para birimlerinin kriz sonrasında hızlı bir biçimde değer kaybetmesinden kaynaklanmıştır.

Krizin ardından 1998 yılında yüzde 4,6 oranında küçülen Rusya ekonomisinin 1999 yılında yüzde 1 oranında büyüdüğü tahmin edilmektedir. Ayrıca ülkede tüketici fiyatları enflasyonu 1998 yılında yüzde 84 iken, 1999 yılında yüzde 37’ye gerilemiştir. Rusya kriz sonrasında IMF gözetiminde stabilizasyon çabasına girmiş ve bu doğrultuda kamu dengelerinin düzeltilmesi ve bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması için yeni kararlar almıştır. Buna göre 1998 yılında GSYİH'nın yüzde 2,1'i kadar açık veren faiz dışı dengenin, 1999 yılında yüzde 2,1 fazla vermesi öngörülmüştür. Öte yandan, politik istikrarsızlığın devam etmesi ülkenin gelecekteki ekonomik durumu hakkında kısmen belirsizlikler yaratmaktadır.

Rusya krizinin olumsuz etkilerinin en fazla hissedildiği ülkeler Rusya ile daha yakın ticari ilişkilere sahip ülkeler olmuştur. Bunda rublenin değerinin bölgedeki diğer ülkelerin para birimlerine karşı düşmesinin ve Rusya’nın ithalat talebinin azalmasının etkisi büyüktür. Krizden en çok etkilenen ülkelerin başında Ukrayna gelmektedir. Kriz sonrasında Ukrayna ekonomisi 1999 yılı ilk yarısında yüzde 3 oranında daralmıştır. Ukrayna’nın kamu dengelerini düzeltmek amacı ile vergi toplama etkinliğini arttırıcı önlemler aldığı göze çarpmaktadır.

(32)

Krizden olumsuz etkilenen bir başka ülke grubu da Baltık Cum huriyetleri’dir.

Rusya’da yaşanan ekonomik daralmanın ardından, Estonya ve Litvanya’nın Rusya’ya olan ihracatlarının yüzde 10’un üzerinde gerilediği tahmin edilmektedir.

Rusya’da ortaya çıkan krizin bölgedeki etkileri reel sektörle sınırlı kalmamıştır. Kriz sonrasında bölge ekonomilerinin uluslararası piyasalardan borçlanması zorlaşmış ve bu da finansal sektörlerin olumsuz etkilenmesi ile sonuçlanmıştır. Ayrıca kriz sonrasında hızlı mevduat çekilmeleri ve Rusya ile ilgili menkul kıymetlerin fiyatlarının düşmesi, Baltık Cumhuriyetleri dışında, bölgenin diğer ekonomilerinde de bankacılık sektörünün mali yapısının kötüleşmesi ile sonuçlanmıştır.

1.1.4. Dünya Ticareti

Asya krizi, küresel büyümeyi oldukça olumsuz etkilemiştir. Gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme kriz öncesinde yüzde 5,8 olarak gerçekleşirken, bu oran, 1998’de yüzde 3,2'ye gerilemiştir. Gelişmekte olan ekonomilerdeki büyümenin bu derece yavaşlamasının uluslararası ticarete önemli yansımaları olmuştur. Ticari dengesizlikler fazlalaşırken, dünya ticareti yavaşlamış ve mal fiyatlarında düşüş gözlenmiştir (Tablo 1.1.3). Ancak 1999 yılı başından itibaren, dünya ekonomisindeki genel iyileşme ticaret hacmini de kısmen olumlu etkilemiştir.

Dünya ticaret hacminin 1999 yılında yüzde 3,7'ye yükselmesi beklenirken, bu oranın 2000 yılında yüzde 6,2'ye kadar yükseleceği tahmin edilmektedir.

Asya krizi, dünya ticaret hacm ini olumsuz etkilemiştir.

Dünya ticaret hacmi, 1997 yılın d a yüzde 10

civarında artarken, 1998 yılında yüzde 3,6 ve 1999 yılında da yüzde 3,7 artmıştır.

TABLO 1.1.3

TEMEL MALLAR FİYAT ENDEKSLERİ (1990=100 ABD doları)

1996 1997 1998 1999 1999

Aralık( 1)

Enerji Dışı Mallar 116,7 112,9 96,2 89,6 94,6

Gıda 127,7 113,9 99,6 84,3 81,5

İçki 124,9 165,5 140,3 110,5 117,6

Tarım Ham Maddeleri 127,7 119,0 99,5 101,5 105,7

Metaller 8 8 , 2 90,9 76,1 76,2 83,8

Gübreler 112,7 113,9 117,1 112,4 106,9

Petrol 8 8 , 6 83,8 56,9 78,9 109,2

Kaynak: IMF.

(1) Geçici.

(33)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Dünya ticareti, genel olarak incelendiğinde, 1999 yılı içinde ihracatın genel dünya ihracatına oranı açısından Euro Alanı yüzde 19,5 civarında bir pay ile ticarete en büyük katkıyı sağlamıştır. Bu oran ABD için yüzde 15, Japonya için ise yüzde 8,5 civarında gerçekleşmiştir. Ayrıca Asya ekonomilerindeki güçlü büyüme 1999 yılı içinde ithalat taleplerini büyük oranda artırmıştır. Ancak bu talep artışı firmaların ithalat ağırlıklı planlanmış stoklarını yeniden oluşturmaya başlamalarıyla ortaya çıktığından, stokların uyum süreci tamamlandığında ithalattaki artışın tekrar eski seviyesine dönmesi beklenmektedir.

1.2. ULUSLARARASI M ALİ PİYASALAR

Güney Doğu Asya krizinin ve 1998 yılında ortaya çıkan Rusya krizinin ardından gelişmekte olan piyasalara olan güvenin azalması, bu gruptaki ülkelerden gelişmiş ülkelerin tahvil ve bono piyasalarına doğru sermaye çıkışı ile sonuçlanmıştır. Bunun etkisiyle Amerika Birleşik Devletleri’ndeki uzun vadeli getirilerde 1998 yılında gözle görülür bir düşüş gerçekleşmiştir. 1998 yılında para birliğine geçiş sürecinde Avrupa Merkez Bankası da faiz indirimine gitmiş ve bunun etkisi bono ve tahvil getirilerine de yansımıştır. Öte yandan 1998 yılında Japonya’nın krizden çıkmak için genişletici para politikası uygulaması, bono ve tahvil getirilerinin düşmesi ile sonuçlanmıştır.

TABLO 1.2.1

UZUN DÖNEM GETİRİLER 10 Yıllık Devlet Tahvilleri

(Dönem sonu, Yüzde)

ABD Almanya Japonya

1998 Aralık 4,65 3,87 2 , 2 2

1999 Ocak 4,65 3,64 2,07

1999 Şubat 5,29 4,02 1,96

1999 Mart 5,23 4,01 1,74

1999 Nisan 5,34 3,88 1,42

1999 Mayıs 5,62 4,12 1,45

1999 Haziran 5,79 4,51 1,85

1999 Temmuz 5,90 4,81 1,77

1999 Ağustos 6,04 4,89 1,92

1999 Eylül 5,94 5,08 1,71

1999 Ekim 6 , 0 2 5,16 1,80

1999 Kasım 6,19 5,13 1,82

1999 Aralık 6,37 5,34 1,67

Kaynak: Bloomberg.

Referanslar

Benzer Belgeler

ye üye ülkelerin beynelmilel turizm gelirleri duraklama göstermiştir. Son altı sene zarfında senelik ortalama gelişme indeksi % 13 iken 1967 de sadece % 3 ora- nında bir

harekete geçen Cargill, yasa sonrasında gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve ruhsatlarının yenilenmesi için Bursa il özel Idaresi'ne 26 May ıs 2009 tarihinde bir

dedi beni bulurlarsa köyün eski teşkilatçılanndan olduğum için beni hemen öldürürler dedi ve gitti.Gerisini bilmiyorum.20 Temmuz 1974 gecesini böylesine kahredici bir

Büyük kızun(>L:z:aII1an.lar daha üç, dört aylık evliydi. Onlar ayn yerde otur­ dukları için onlardan hiçl'>ithaber alamadık ve bizd& 1 biçbir eşya olmadığı

İzmit Körfezi’nde ve Marmara’da, deprem sonrası oluşan dalga ve akıntı hareketlerine ve bu hareketlere bağlı olarak kıyılarda kalan izlere bakarak denizde

Pérez-Huertas ve arkadaşları (21)’nın alojenik HKHT yapılan 29 çocuk hastada yaptığı çalışmada 6 (%20) hastada nakilden medyan 24 gün sonra BKV’yle ilişkili

Depremsellik ve mikrobdlgelendirme cahsmalarr: Kenti etkilernis tarihi depremlerin ve yaratrms oldugu hasarlann incelenmesi, senaryo depremi kaynak parametrelerinin

Tekstil sektörü üretimi ise 1999 yılında meydana gelen gerilemenin ardından 2000 yılında dış talepte gözlenen canlanmanın da etkisiyle bir önceki yıla