• Sonuç bulunamadı

YILLIK RAPOR 1995

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YILLIK RAPOR 1995"

Copied!
224
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T Ü R K İ Y E C U M H U R İ Y E T M E R K E Z B A N K A S I

1995

YILLIK RAPOR

(2)

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

25 Nisan 1996 tarihli

HİSSEDARLAR GENEL KURULUNA sunulan

1995

ALTMIŞDÖRDÜNCÜ HESAP YILI HAKKINDA BANKA MECLİSİ NCE HAZIRLANAN

FAALİYET RAPORU

BİLANÇO, KAR VE ZARAR HESABI

ALIM, SATIM VE İHALE İŞLERİ YÖNETMELİĞİ VE

MERKEZ BANKASI BÜTÇESİ KAPSAMINDA YAPILAN HARCAMALAR

DENETLEME KURULU RAPORU

ANKARA 1996

(3)

31 Aralık 1995 TARİHİNDE TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

BANKA MECLİSİ

BAŞKAN VEKİLİ O. CAVİT ERTAN

ÜYELER PROF. DR. BİLSAY KURUÇ

NACİ ÜNVER

PROF DR ERDOĞAN SORAL HÜSAMETTİN ATABEYLİ TİMUR ERKMAN

OSMAN ŞIKLAR

DENETLEME KURULU ÜYELERİ

NECATİ GÜVEN HİLMİ OKÇU

NECDET KAYA SEZER METE ÖKTE

YÖNETİM KOMİTESİ

BAŞKAN VEKİLİ O CAVİT ERTAN

BAŞKAN YARDIMCILARI

AYKUT EKZEN

PROF. DR. SELÇUK ABAÇ

(4)

İÇİNDEKİLER

I. DIŞ EKONOMİK GELİŞMELER...1

1.1. DÜNYA EKONOMİSİ... 1

1.1.1. Sanayileşmiş Ülkeler... 2

1.1.2. Gelişmekte Olan Ülkeler...4

1.1.3. Eski Merkezi Planlı Avrupa Ekonomileri ve Bağımsız Devletler Topluluğu...6

1.1.4. Dünya Ticareti... 6

1.1.5. Uluslararası Mali Piyasalar...7

I.1.6. Ekonomik Bütünleşme Hareketleri...10

II. TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE PARA POLİTİKASI...13

II..1. GENEL DENGE...13

II. 1.1. Ekonominin Arz Yönü: Sektörel Üretim Gelişmeleri ve İthalat...15

II. 1.2. Ekonominin Talep Yönü: İç Talep ve İhracat... 17

II. 1.3. İstihdam... 19

11.2. KAMU MÂLİYESİ VE İÇ BORÇLANMA... 20

11.2.1. Kamu Mâliyesi... 20

11.2.2. İç Borçlanma...27

11.2.3. Tarımsal Destekleme...30

II. 3. ÖDEMELER DENGESİ VE DIŞ BORÇLANMA... 31

II.3 1. Ödemeler Dengesi...31

II.3.2. Dış Borçlar... 36

11.4 PARA POLİTİKASI... 39

11.4.1. Merkez Bankası Analitik Bilançosu...40

11.4.2. Para-Kredi Gelişmeleri...44

11.4.3. Faiz Oranlan... 49

11.4.4. Döviz Kurları... 50

II. 5. FİYATLAR... 51

III. MALİ PİYASALAR...57

III. 1. BANKACILIK SEKTÖRÜ VE KREDİ POLİTİKASI... 57

III. 1.1. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası... 57

III. 1.2. Bankalar...60

111.2. PARA PİYASALARI...73

III. 2.1. Devlet İç Borçlanma Senetleri Satışları ve Faizleri...73

(5)

III 2 2 Açık I* ıs asa İşlemleri...75

III 2 3 Bankalararası Para Piyasası... 76

ııı ; d ö v i z, e f e k t i f v e a l t i n p î y a s a l a r i... 77

III 3 1 Döviz vc Efektif Piyasaları... 77

III.3 2 Altın Piyasası... 83

III 4 MENKUL KIYMET PİY ASALARI... 84

III 4 1 Birincil Piyasalar...84

III 4 2 İkincil Piyasalar...85

III 4 3 İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İM KB)... 86

III 4 4 Borsa Getirilerini Etkileyen Bazı Faktörler... 88

III 4 5 İMKB vc Uluslararası Borsalar...90

III 4 6 İMKB'dc Dalgalanma... 91

III.4.7. Menkul Kıymet Yatırım Fonları ve Ortaklıkları... 91

III 4 8 Diğer Gelişmeler ve Beklentiler...92

IV. Y Ö N ET İM , P E R SO N E L V E İD AR İ İŞ L E R ...95

IV 1 BAN K A M ECLİSİ... 95

IV 2 YÖNETİM KOMİTESİ... 95

IV 3 DENETLEM E KURULU... 95

IV 4 KADRO VE PERSONEL D U R U M U ...95

IV 5 T C MERKEZ BANKASI M ENSUPLARI SOSYAL GÜVENLİK VE YARDIM LAŞM A SANDIĞI VAKFI... 96

IV 6 EĞİTİM FAALİYETLERİ...97

IV 7 DİĞER FAALİYETLER... 98

IV..7.1. Bilgisayar Faaliyetleri...99

IV.7.2. Bilanço MerkezFnce Yürütülen Çalışmalar... 101

V. M E R K E Z B A N K A SI B İL A N Ç O SU ...103

V .l BİLANÇO AÇIKLAM ASI... 103

V 2 1995 YILI KARI VE DAĞITIMI...113

V 3 ALIM, SATIM VE İHALE İŞLERİ YÖNETMELİĞİ VE MERKEZ BANKASI BÜTÇESİ K A PSAM INDA YAPILAN H A R CA M ALAR ... 114

DENETLEME KURULU RAPORU... 117

BİLANÇO KAR ZARAR HESABI...119

Y A SA L V E İD A R İ D Ü Z E N L E M E L E R ... 125

İST A T İST İK T A B L O L A R I... 153

B İL A N Ç O K A R ŞIL A ŞT IR M A L A R I... 211

(6)

G R A FİK L E R

Grafik II.4.1 : Para Çarpanı... 48

Grafik II.4.2 : Rezerv Para Çarpanının Bileşenleri... 48

Grafik II.5.1 : DİE-Toptan Eşya ve Özel İmalat Sanayii Fiyatları... 53

Grafik II.5.2 : DİE-Toptan Eşya ve Tüketici Fiyatları... 54

Grafik III.3 1 : Döviz Kurları... 80

(7)

İSTATİSTİK TABLOLARI

Tablo 1 Hkonomının Genel Dengesi (Can Fiyatlarla)... 155

Tablo : Hkonomının Genel Dengesi (1993 Fiyatlarıyla)... 155

Tablo 3 Gayrısafi Milli Hasıla (Cari Üretici Fiyatlarıyla)... 156

Tablo 4 Gayrisafi Milli Hasıla (1987 Üretici Fiyatlarıyla)... 156

Tablo 5 Sektörler itibariyle Sabit Sermaye Yatırımları (Cari Fiyatlarla)...157

Tablo 6 Sektörler İtibariyle Sabit Sermaye Yatırımları (1993 Fiyatlarıyla)... 157

Tablo 7 Seçilmiş Sınai Mamüller Üretimi...158

Tablo 8 Hnerji Dengesi (Milyon Ton Petrol Eşdeğeri Olarak "MTPE")... 159

Tablo 9 Seçilmiş Tarım Ürünleri... 160

Tablo 10 Belediyelerce Verilen Ruhsatnamelere Göre Yeni İnşaat... 161

Tablo 11 : Belediyelerce Verilen Yapı Kullanma İzin Belgelerine Göre Yeni İlave veya Kısmen Biten Yapılar... 161

Tablo 12 Ulaştırma Hizmetleri...162

Tablo 13 : Haberleşme Hizmetleri...163

Tablo 14 : Iş İsteyenler ve Açık İşler...164

Tablo 15 Dış Ülkelere Gönderilen İşçiler... 164

Tablo 16 : Toplu İş Sözleşmeleri...165

Tablo 17 : Grevler ve Lokavtlar...165

Tablo 18 : Fiyat İndeksleri...166

Tablo 19 : Altın Fiyatları...166

Tablo 20 : Fiyat İndeksleri (Aylık)...167

Tablo 21 : Altın Fiyatları (Aylık)...167

Tablo 22 : Tarımsal Destekleme Fiyatları...168

Tablo 23 : Konsolide Bütçe...169

Tablo 24 : Kamu İktisadi Teşebbüsleri Finansman Dengesi... 170

Tablo 25 : Fon Kaynak ve Harcamaları (Cari Fiyatlarla)... 171

Tablo 26 : Konsolide Bütçe Ödenekleri, Harcamaları ve Gelirleri... 172

Tablo 27 ; Kamu Borçları (İç Borçlar)...172

Tablo 28 : Kamu Girişimleri Hakkında Özet Bilgiler... 174

Tablo 29/A : Parasal Yetkililer-Sektörel Hesaplar... 176

Tablo 29/P : Parasal Yetkililer-Sektörel Hesaplar... 177

Tablo 30 : Merkez Bankası-Krediler Kurumsal Sektörlere Göre... 178

Tablo 31 : Merkez Bankası-Mevduat... 179

Tablo 32/A : Mevduat Baııkalan-Sektörel Hesaplar...180

(8)

Tablo 32/P : Mevduat Bankalan-Sektörel Hesaplar...181

Tablo 33/A : Mevduat Baftkalan-Mevduat...182

Tablo 33/P : Mevduat Bankaları-Mevduat...183

Tablo 34 : Mevduat Bankatarı-Krediler...184

Tablo 35/A : Kalkınma ve Yatırim Bankalan-Sekıörel Hesaplar... 186

Tablo 35/P : Kalkınma ve Yatırım Bankalan-Sektörel Hesaplar... 187

Tablo 36 : Kalkınma ve Yatırım Bankaları-Krediler... 188

Tablo 37 : Bankacılık Sektörü-Kredi Hacmi... 189

Tablo 38 ; Parasal Sektör Analitik Bilançosu... 190

Tablo 39 : Merkez Bankası-Analitik Bilanço... 191

Tablo 40 : İhraç Edilen Menkul Değerler... 192

Tablo 41 : Uluslararası Rezervler...192

Tablo 42 : Dış Ticaret...193

Tablo 43 : İhracatın Sektörel Dağılımı... 194

Tablo 44 : İthalatın Sektörel Dağılımı... 195

Tablo 45 : Ülkelere Göre İhracat ve İthalat... 196

Tablo 46 : Yatırım, Tüketim ve Hammadde İthalatı... 197

Tablo 47 : Kaynakların Çeşidine Göre İthalat... 197

Tablo 4 8 : Ödemeler Dengesi...198

Tablo 49 : Ödemeler Dengesindeki Bazı Kalemlerin Ayrıntıları... 199

Tablo 50 : Dış Borç Bakiyesi (Dönem Sonu)... 200

Tablo 51 : Dış Borç Stokunun Yıl Sonlan Kurlarıyla Döviz Cinslerine Göre Dağıhmı... 201

Tablo 52 : Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları.,...202

Tablo 53 : Döviz Tevdiat Hesapları...202

Tablo 54 : Dış Borç Ödemeleri Projeksiyonu... 203

Tablo 55 : Yabancı Sermayeli Şirketlerin Sektörel Dağılımı... 204

Tablo 56 : Yabancı Sermaye İzinlerinin Yıllara Göre Dağılımı... 205

Tablo 57 : 1994 Yılı Devlet İç Borçlanma Senetleri İhale Faizleri... 206

Tablo 58 ; 1994 Yılı Devlet İç Borçlanma Senetleri İhalelerinde Satılan Miktarlar...206

Tablo 59 : Bankalararası Para Piyasası İşlemleri... 207

Tablo 60 : Döviz ve Efektif Piyasalan İşlemleri... 207

Tablo 61 : Tartılı Efektif Reel Kur...208

Tablo 62 : Sınıflarına Göre Fiili Personel Durumu...209

Tablo 63 : T.C.M.B Şube, Temsilcilik ve Büroları...210

(9)

GÜNDEM

1- Banka Meclisi ve Denetleme Kurulu'nun 1995 Hesap Yılına ait raporlarının okunması ve görüşülmesi; Tüm pay sahiplerimizin bilgi, inceleme ve görüşlerine sunulan 1995 Yılı Hesap Yılına ait Bilanço, Kar ve Zarar Hesabı ile alım, satım, ihale işleri de dahil olmak üzere bu faaliyet dönemine ilişkin Banka’mn bütün işlem ve faaliyetlerinin onaylanması.

2- Karın teklif gereğince dağıtılmasının karara bağlanması.

3- Banka Meclisi ve Denetleme Kurulu'nun ibrası.

4- 562 Sayılı K.H.K.’nin 21. maddesi ile 1211 Sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun 34. maddesinin 4. fıkrasında yapılan değişiklik paralelinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Esas Mukavelesi’nin 34.

maddesinin 4. fıkrasında değişiklik yapılması hususunun Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca Genel Kurul'un onayına arzı.

5- Bankamız Van Gölü Eğitim ve Dinlenme Tesisinin Genel Kurmay Başkanlığı’na devredilmesi konusunun görüşülüp karara bağlanması.

6- Banka Meclisi'ndeki görev süreleri 30 Nisan 1996 tarihinde sona erecek iki üyelik için seçim yapılması.

7- Denetleme Kurulu’nda görev süresi 30 Nisan 1996 tarihinde sona erecek iki üyelik için (A) Sınıfı Hissedarlarınca bir, (B-C) Sınıfı Hissedarlarınca bir üyelik için seçim yapılması.

(10)

1995

ALTMIŞDÖRDÜNCÜ HESAP YILI HAKKINDA BANKA M ECLÎSİ’NCE HAZIRLANAN

FAALİYET RAPORU

(11)

Saygıdeğer Ortaklar,

Bankamızın altmışdördüncü hesap yılı sonuçlarını gösteren 1995 yılı Bilançosu, Kar ve Zarar Hesabı, Alım, Satım ve İhale İşleri Yönetmeliği ve Merkez Bankası Bütçesi kapsamında yapılan ve 100 milyon Türk lirasını aşan cari ve yatırım harcamalarını inceleme ve onayınıza sunar, yüksek Kurulunuzu saygı ile selamlarız.

Bankamızın işlemlerini incelemeye başlamadan önce, 1995 yılında, dünya ve ülke ekonomisindeki gelişmeleri gözden geçirmekte yarar görüyoruz. Bu nedenle, raporda uluslararası ekonomik gelişmeler ile bağlantılı olarak ülke ekonomisinin ayrıntılı bir incelemesini sunuyoruz.

(12)

BİRİNCİ BÖLÜM

DIŞ EK O N O M İK G ELİŞM ELER I .I . DÜNYA EK O N O M İSİ

Bazı ülkelerde 1995 yılında ekonomik büyüme açısından sorunlar yaşanmışsa da, global ekonomik genişlemenin hız kazanacağına dair gelişmeler gözlenmiştir.

Sanayileşmiş ülkelerde enflasyon beklentileri giderilmiş ve 1994 yılında tahvil faiz oranlarındaki sıçramadan sonra, bir çok ülkede, uzun vadeli faiz oranlarının düştüğü gözlenmiştir. Belli başlı merkez bankalarının ortak hareketleri sonucunda çapraz kurlar arasındaki düzensizlikler önemli ölçüde giderilmiştir. 1994 yılı sonlarında yaşanan, Latin Amerika’da stabilizasyon ve yapısal reform çalışmaları ile örnek ülke konumunda olan Meksika’da artan cari işlemler açığı ve politik belirsizlikler sonucu pesonun hızla değer kaybetmesi üzerine ABD doları ile yapmayı taahhüt etttiği bono ödemelerini yapamaması ile başlayan mali krizin yarattığı olumsuz etkilerin yayılması önlenmiştir. Ayrıca gelişmekte olan ülkeler ile eski merkezi planlı ülkelerin ekonomileri sürdürülebilir büyüme hızları sağlamışlardır.

Dünya ekonomisi açısından 1995 yılında gözlenen önemli bir gelişme, 1994 sonunda hızlı büyüme sürecine giren sanayileşmiş ülkelerin, yüksek enflasyona neden olabilecek üretim artışlarını bilinçli olarak yavaşlatma uğraşı içine girmiş olmalarıdır. Özellikle sanayileşmiş ülkelerde gözlenen bu yavaşlamanın ardında sıkı para politikaları sonucu tüketim talebi ve konut yatırımlarının kısıtlanması yatmıştır. Bunun dışında, düşük ücret ve vergi artışları bazı ülkelerde özel tüketim talebini sınırlandırmıştır. Diğer nedenler arasında, Meksika krizinin başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere Meksika’nın diğer ticaret ortaklan üzerinde yarattığı olumsuz etkiler ile, İsviçre frangı, Alman markı ve Japon yeninin değer kazanmasının İsviçre, Almanya ve Japonya'nın ihracat beklentileri üzerinde yarattığı olumsuz etkiler sayılabilir. Japonya'da yenin yılın ilk yarısında aşırı değer kazanması ve Kobe depremi ekonomik sorunların artmasına neden olmuştur.

1995 Yıllık Rapor 1

(13)

T A B L O 1.1.1

D Ü N Y A EKO NO M İK G Ö ST ER G E L ER İ (Y ıllık Y to tlc A rtış)

1993 1994 1 9 9 5 Î1)

f R E T İ M

Dtinya 2 ,5 3 ,6 3,7

S an ayileşm iş Ü lk eler 1,1 3,1 2 ,5

A vrupa Birliği -0 ,6 2 ,8 2 ,9

G elişm ek te O lan Ü lk eler 6,1 6 ,2 6 ,0

Eski M erke/j Planlı E. ve B D T -9,1 -9 ,5 -2,1

T İC A R E T H A C M İ İth a la t

S an ayileşm iş Ü lk eler ı . ı 9,2 7,1

G elişm ek te O lan Ü lk eler 9,3 8 ,5 11,1

İh r a c a t

S a n a y ileşm iş Ü lk eler 2 ,5 8,1 6 ,9

Eski M erkezi Planlı E. ve B D T 7 ,3 11,3 11,0

T Ü K E T İC İ F İ Y A T İN D E K S İ

S a n a y ileşm iş Ü lk eler 2 ,9 2,3 2 ,5

G elişm ek te O lan Ü lk eler 4 3 ,1 48,1 19,5

E ski M erkezi Planlı E. ve B D T 6 7 5 ,2 3 0 1 ,3 147,7

A L T I A Y L IK L I B O R F A İZ L E R İ^ 2 )

A B D d olan 3 ,4 5,1 6 ,2

Japon yeni 3 ,0 2 ,4 1,4

A lm an markı 6 ,9 5,3 4 ,6

Kaynak: IM F, W orld E con om ic O utlook, Ekim 1995.

( 1 ) Tahm in.

( 2 ) Londra B ankalararası S a tış O ranlan (L IB O R )

Bu gelişmeler doğrultusunda, dünyada üretimin 1995 yılında yüzde 3,7 oranında artmış olması beklenmektedir.

1.1.1. Sanayileşm iş Ülkeler

Ekonomik canlanmanın en güçlü olduğu ABD, Kanada, İngiltere ve Avustralya'da 1994 yılındaki hızlı büyümenin ardından 1995 yılında büyüme hızı yavaşlamıştır. Ancak, sanayileşmiş ülkeler büyüme ortalamasının yüzde 2,5 oranına ulaşmış olduğu tahmin edilmektedir.

ABD ekonomisi 1995 yılında yüzde 2,9 oranında büyürken, enflasyon yüzde 3 oranında gerçekleşmiştir. İşgücü talebi ve kapasite kullanım oranlarının artması yönündeki baskının enflasyonu artırmasını önlemek için, ABD Merkez Bankası'nın 1994 yılında uygulamaya başladığı sıkı para politikası etkisini 1995 yılında göstermiştir. A BD ’nin toplam ihracatı içindeki payı yüzde 6 olan Meksika'ya yönelik ihracatının azalması ve 1994 yılında faiz oranlarının artması

T ürkiye C um huriyet M e r k c / B ankası

(14)

ekonomik faaliyetleri yavaşlatmıştır. 6 Temmuz 1995 tarihinde ABD Merkez Bankası'nın gecelik faiz oranını düşürmesinin dışında para politikası gevşetilmemiştir. Öte yandan 1993 yılından bu yana düşmekte olan işsizlik oranı 1995 yılında da bu eğilimini sürdürerek yüzde 5,7'ye gerilemiştir. 1995 yılının ilk yansında ABD dolan değer kaybetmiştir. Bunun önemli nedenleri, Meksika krizinin etkileri, ABD faiz oranlannda artış beklentilerinin azalması, cari işlemler açığının sürmesi ve Japon yatınmcıların tercihlerini ABD dolarına indeksli varlıklardan yana kullanmamalarıdır.

Japon ekonomisi 1991 sonunda girdiği ekonomik bunalımdan 1995 yılında da çıkamamıştır. Büyüme oranı 1994 düzeyi olan binde 5’te kalmıştır. Ekonomik faaliyetlerin zayıflığı, durgun iç talep, yüksek sermaye stoku ve Japon yeninin aşın değerli olmasından kaynaklanmıştır. Ekonomik faaliyetleri canlandırmak amacıyla genişletici maliye ve para politikaları uygulamaya konmuştur. Enflasyon binde 2 oranında düşmüş, işsizlik oranı da yüzde 3,1 olarak gerçekleşmiştir.

1995 yılında Almanya’da ekonominin yavaşlamasının temel nedenleri olarak Alman markının değer kazanması ve yüksek oranlı ücret artışları gösterilebilir.

İşsizlik 1995 yılında da Almanya’nın en önemli problemlerinden biri olmaya devam etmiştir. İşsizlik oranı 1992 yılından bu yana en yüksek oranına ulaşmıştır.

Alman markının değerlenmesine paralel olarak ithalat fiyatlarının düşmesi, Almanya’da düşük fiyat istikrarının 1995 yılında da korunmasını sağlamıştır.

Almanya’da kamu kesimi açığının tüketilebilir gelire oranı 1995 yılında yüzde 3,6’ya yükselmiştir. Alman ekonomisi 1995 yılında yüzde 2,6 oranında büyümüş ve enflasyon yüzde 1,8 oranında gerçekleşmiştir.

1995 yılında yüzde 2,9 büyüyen Fransız ekonomisinin 1996 yılında biraz yavaşlayarak yüzde 2,7 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir. 1995 yılında enflasyon oranı 1994'e göre biraz artarak yüzde 1,7'den yüzde 2,1'e yükselmiştir.

Yılın ilk yansında Fransız frangı üzerindeki baskının artması nedeniyle yükseltilen faiz oranları, yılın ikinci yarısında Fransız frangının özellikle Alman markı karşısında değer kazanması sonucu önemli ölçüde düşmüştür. Fransa'nın başlıca sorunlanndan birisi olan yüksek işsizlik oranı ise azalma eğilimini sürdürerek 1995 yılında, 1994 yılındaki yüzde 12,7'lik düzeyinden yüzde 11,7'ye düşmüştür.

İngiltere'de 1994 yılında faiz oranlarının önemli ölçüde artırılmasının da etkisiyle, 1995 yılının başında büyüme hızı yavaşlamıştır. İngiliz sterlininin değerinin altında olması ve bunun ihracatı teşvik etmesi, büyüme hızını artırmış, ithalat ve girdi fiyatlarının artması enflasyonu yükseltici etki yaratmıştır. İngiliz ekonomisi 1995 yılında yüzde 2,7 oranında büyümüş, enflasyon yüzde 2,9

1995 Yıllık Rapor 3

(15)

oranında gerçekleşmiştir. İşsizlik oranı \Tızdc S.3 ile 1991 yılından bu yana en duşuk seviyesine inmiştir

1994 yılında büyüme eğilimine giren İtalya ekonomisi, 1995 yılında yüzde 3 oranında büyümüştür. İç talep, >tıksck faiz oranları ile baskı altında tutulmuşsa da 1992-95 yılları arasında İtalyan liretinin önemli ölçüde değer kaybetmesi ülkenin dış rekabet gücünü artırmıştır. İhracatta patlama olmasına karşın artan ithal ve girdi fiyatları cnflasyonist baskıları körüklemiştir. 1995 yılında enflasyon yüzde 5,4 oranında yükselmiş, işsizlik yapısal sorun olmaya devam etmiş ve işsizlik yüzde 11,2 ile Avrupa'nın en yüksek oranlarından birisi olmuştur.

1994 yılındaki hızlı ekonomik büyümenin ardından Kanada'da büyüme hızı yavaşlamış ve 1995 yılında yüzde 2,2'ye gerilemiştir. Kanada doları 1995 yılı boyunca değer kaybetmiş vc cnflasyonist baskıların artmasına neden olmuştur.

1994'te binde 2 ile sanayileşmiş ülkeler arasında en düşük enflasyon oranına sahip Kanada'da 1995 yılında enflasyon oranı yüzde 2,1'e yükselmiştir. 1993 yılından bu yana düşme eğiliminde olan işsizlik oranı, 1995 yılında >iizde 9,7'ye çıkmıştır.

1.1.2. Gelişmekte Olan Ülkeler

1995 yılında gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunda, başarılı istikrar ve reform programları ekonomide önemli büyüme oranlarına ulaşılmasını sağlamıştır.

Meksika'daki mali krizin ardından bir çok ülkede güven ortamı yeniden sağlanırken, sermaye akımları yüksek düzeylerde gerçekleşmiştir.

UNCTAD raporuna göre, gelişmekte olan ülkelerde ortalama büyüme hızının 1995 yılında yüzde 4,5 olacağı tahmin edilmektedir

0\

Asya ülkeleri, gelişmekte olan ülkeler arasında yüzde 6 oranı ile göreli olarak en yüksek büyüme hızım gerçekleştiren grup olmuştur. Diğer gelişmekte olan ülkelerin ortalama büyüme hızında ise 1995 yılında düşme olduğu, fakat bunun 1996 yılında tersine döneceği talimin edilmektedir.

Bazı ülkelerde yüksek büyüme hızı enflasyon tehlikesini de beraberinde getirmiştir. Çin'de 1995 yılında yüzde 11,8 oranında bir büyüme hızı yaşandığı tahmin edilmektedir. İhracat artışı ve yabancı yatırımlar beklenen düzeyin üzerinde seyrederken bunun ekonomide enflasyon baskısını artıracağı kaygısını yaratmaktadır. Hindistan'da ihracat hacminin önemli artışı ve özel yatırımların canlılığı nedeniyle büyüme hızının 1995'te yüzde 5,5 oranına ulaşacağı tahmin

(l) IMF raporuna göre, 1995 yılında gelişmekte olaıı ülkelerde ortalama büyiüne hızının yüzde 6, Asya ülkelerinde yüzde 8,7, Ç in’de ise yiizde 1 1,4’e ulaşmış olduğu tahmin edilmektedir.

Türkiye Cumhuriyet M erkez liıınkusı

(16)

edilmektedir. Güney Kore'de ise ihracat ve yatırımların artmasından dolayı büyüme hızının yüzde 9,7'ye ulaşması beklenmektedir.

1995 yılı Ocak ayında, ABD öncülüğünde Meksika'ya önemli ölçüde ekonomik yardım başlatılmıştır. Meksika için 20 milyar ABD doları ABD'den,

17,8 milyar ABD doları IMF’den, 10 milyar ABD doları Uluslararası İskan Bankası ndan, 4 milyar ABD dolan da özel bankalar ve bir grup Latin Amerika ülkesinden olmak üzere toplam 51,8 milyar ABD dolan ekonomik yardım paketi hazırlanmıştır. 1995 yılında Meksika'da üretimin yüzde 5 oranında azalmış olduğu ancak 1996'dan itibaren büyümenin yeniden hızlanacağı tahmin edilmektedir.

Meksika krizinden en çok etkilenen Arjantin'de ise sermaye girişlerinin azalması ve güven sağlamaya yönelik daraltıcı politikaların izlenmesi nedeniyle 1995 ve

1996 yıllannda ekonomik büyümenin yavaşlaması beklenmektedir. Bu çerçevede 1995 yılında ancak binde 5 oranında bir büyüme hızına erişilebildiği tahmin edilmektedir.

Orta Doğu ve Avrupa'nın gelişmekte olan ülkelerinde 1995 yılında büyüme açısından genellikle olumlu bir performans sergilenmiştir. Ancak petrol fiyatlarının düşmesi Orta Doğu'nun petrol ihraç eden ülkelerini olumsuz etkilemiştir. 1995 yılı başından itibaren dünyadaki büyümeye paralel olarak petrol talebi yükselmişse de bu talebin önemli bölümü OPEC ülkeleri dışındaki üreticilerden karşılanmıştır. Mısır'da bütçe açığının kapatılması ve enflasyonun düşürülmesi yönünde bir başarı sağlanmış fakat bü>1ime hızı konusunda aynı başarı gösterilememiştir. Mısır para biriminin ABD dolarına bağlanması rekabet gücünün yitirilmesine ve büyümenin olumsuz etkilenmesine neden olmuştur.

Mısır'da Gayri Safı Yurt İçi Hasıla'nın (GSYİH) 1995'te sadece yüzde 1,5 oranında artmış olacağı tahmin edilmektedir. Suudi Arabistan'da bütçe açığının GSYİH'ya oranının yüzde 2,3'e düşürülmesi çabalan sürerken, ekonominin binde 5 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir.

Asya ve Latin Amerika ülkelerindeki eğilimlerin tersine Afrika’da ekonomik durum endişe vericidir. Afrika’nın dünya üretimi ve ticaret hacmi içerisindeki payı azalırken dünya nüfusu içindeki payı artmaktadır. Afrika'da son yıllarda birçok ülkede kalıcı makroekonomik istikrarı sağlamak ana hedef olmuştur. Afrika'da ortalama büyüme hızının 1995 yılında yüzde 3 olduğu tahmin edilmektedir. Siyasi belirsizlikler 1994 yılında Nijerya’da ekonomik ve mali durumun bozulmasına neden olurken, 1995 yılında petrol üretiminin artması ve daraltıcı mali politikalar izlenmesi sonucunda büyüme hızının yüzde 3,3 oranına ulaşacağı tahmin edilmektedir. Cezayir'de ise reform süreci devam etmekte ve bu da ekonomik faaliyetlerin güçlenmesine neden olmaktadır. 1994 yılında binde 2 oranında

1995 Yıllık Rapor 5

(17)

küçülen ekonomide 1995 yılında yüzde 3 oranında büyüme olduğu tahmin edilmektedir

Düşük ve orta gelir düzeyine sahip ülkelerin dış borçları 1995 yılında da önemini korumuştur. 1994 yılı Aralık ayında Paris Kulübü’ne üye ülkeler çok düşük gelire sahip ve aşırı borçlu ülkelerin lehine kararlar almışlardır. Belirli koşullan sağlayan ülkelerin borçlarında yüzde 50’den yüzde 67’ye kadar indirim sağlayan bu kararlar, düşük gelirli ülkelerin dış borç sorununu hafifletmeyi amaçlamaktaydı. 1995 yılının Haziran ayında düşük gelirli dokuz ülke -Bolivya, Kamboçya, Gine, Gine-Bissau, Haiti, Nikaragua, Senegal, Togo, Uganda- sözkonusu kararlar çerçevesinde dış borçlarını yeniden düzene koymuşlardır. 1995 yılında Hırvatistan ve Rusya Federasyonu, Paris Kulübü ile yaptıkları anlaşmalarla borçlarını uzun vadeye yaymışlardır.

1.1.3. Eski Merkezi Planlı Avrupa Ekonomileri ve Bağımsız Devletler Topluluğu

Merkezi planlamadan piyasa ekonomisine geçen ve mali istikrar sağlayan ülkelerde büyüme perfonnansının olumlu bir eğilim içine girdiği gözlenmiştir.

Sözkonusu ülkelerde 1995 yılında büyümenin yüzde 2,1 oranında gerilediği tahmin edilmektedir. 1995 yılında Arnavutluk, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti ve Slovenya'da ise büyüme hızının yüzde 4'ü aşmış olması beklenmektedir. Mali istikrar sağlamakla gecikmiş olmalarına karşın Ermenistan, Bulgaristan, Kırgızistan, Moldova ve Romanya'da da pozitif büyüme hızları sözkonusudur.

Yüksek enflasyonun yaşandığı Rusya'da enflasyonun kontrol altına alınmasına yönelik çabalar doğrultusunda 1994 yılında yüzde 302 olan tüketici fiyat artış hızının 1995 yılında yüzde 181 oranına inmesine rağmen Eski merkezi planlı Avrupa ekonomileri ve Bağımsız Devletler Topluluğu ortalamasının üzerinde olduğu ve üretimin ise yüzde 4 oranında düşeceği tahmin edilmektedir. Diğer taraftan, 1994 yılında 3,4 milyar ABD doları fazla veren cari işlemlerin 1995 yılında 900 milyon ABD dolan açık vermesi, 1994 yılında 119,8 milyar ABD dolan olan toplam dış borç stokunun ise 1995 yılında 130,4 milyar ABD dolarına çıkmış olduğu beklenmektedir. Rusya’da, 1994 yılında 6,9 milyar ABD dolan düzeyinde gerçekleşen dış borç geri ödemesinin 1995 yılında artarak 8,2 milyar ABD dolarına çıkacağı tahmin edilmektedir.

1.1.4. Dünya Ticareti

Dünya ticaret hacminin 1995 yılında yüzde 8 arttığı tahmin edilmekte, 1996'da ise yüzde 6,5 oranında artması beklenmektedir. Güçlü para birimlerine sahip sanayileşmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere olan kaynak aktarımı,

Türkiye Cumhuriyet Merkez. Bankası

(18)

gelişmekte olan ülkeler arasındaki ticaretin artışı ve eski merkezi planlı ekonomilerde ticaretin gelişmeye başlaması dünya ticaretinin gelişmesine katkıda bulunan unsurlardır. Ayrıca, petrol dışı ana ürünlerin fiyatlarının artması ve doların diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesi dünya ticaret hacminin dolar değerini artırıcı rol oynamaktadır.

ABD'de, cari işlemler açığı 1995 yılında GSYÎH'nın yüzde 2,5'i oranında gerçekleşmiştir. Japonya'da cari işlemler fazlasının azalarak 1995 yılında GSYÎH'nın yüzde 2,3’ü oranında gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Japonya'nın ihracat pazarlarındaki payı azalmaya devam ederken düşük düzeyde olan ithalat hacminin arttığı gözlenmiştir. Almanya'da ise 1995 yılında GSYÎH'nın binde 7'si oranında gerçekleşeceği tahmin edilen cari işlemler açığının 1996 yılında Alman markına değer kazandırmaya devam edeceği beklenmektedir.

Gelişmekte olan ülkelerin bir kısmında dış ticaret performansının bozulması beklenmektedir. Bu bozulmada özellikle ülkeler arasındaki sermaye akımlarından kaynaklanan talep baskılarının etkili olacağı sanılmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler arasında dış dengeler açısından en çarpıcı değişim Meksika'da gözlenmiştir. 1994'te GSYÎH'nın yüzde 7,8'i olan cari işlemler açığı, sermaye kaçışının başlaması ve izlenen uyum politikaları sonucunda 1995 yılında GSYÎH'nın binde 2'sine inmiştir. Arjantin'in dış ticaretinin uygulanan istikrar programlarından dolayı 1995 yılında iyileşmesi ve büyümüş olan cari açığın GSYÎH'nın yüzde 1,3'üne inmesi beklenmektedir.

Avrupa Birliği'nin (AB) dış ticaret hacmi içinde 1994 yılında en büyük ticaret ortağı yüzde 17,6’lık pay ile ABD olmuştur. AB ile ABD arasında aynı yıl gerçekleşen ticaret hacmi 244,5 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. AB, söz konusu yılda ABD'ye yaklaşık 123,6 milyar ABD doları ihracat gerçekleştirmiş ve AB'nin ticaret fazlası 2,5 milyar ABD doları düzeyinde olmuştur.

1.1.5. Uluslararası Mali Piyasalar

1995 yılının başında döviz piyasalarında oluşan baskı giderek azalmış ve döviz kuru hareketleri temel ekonomik göstergeler doğrultusunda gelişme göstermiştir. Nisan ayında Japon yeni ve Alman markı karşısında rekor düzeylerde değer kaybeden ABD doları, Haziran ayında 1,38-1,41 Alman markı, 84-85 Japon yeni aralığında işlem görmüştür. Yılın ikinci yarısında her iki para birimi karşısında değer kazanan ABD doları 1,48 Alman markı ve 104 Japon yenine kadar yükselmiş, ancak yıl sonunda 1,43 Alman markı ve 100 Japon yeni düzeyine gerilemiştir. Meksika krizi etkilerinin sürmesi, ABD faiz oranlarının yükseltilmeyeceğine ilişkin beklentilerin artması, ABD cari işlemler açığının

7

(19)

sürmesi vc Japon yatırımcıların ABD doları dışındaki para birimleri üzerinden satırını yapmayı tercih etmeleri yılın ilk yarısında ABD dolarının değer kaybına yol açan unsurlar arasında yer almıştır. Yılın ikinci yarısında ise Japon Merkez Baııkası'nın genişletici para politikası izlemesi. ABD Merkez Bankası'nın gecelik faiz oranını binde 2.5 oranında düşürmesi, ayrıca Japon ve ABD Merkez Bankalan'ııın beraber dolar satın almaları. ABD dolarının Japon yeni karşısında değer kazanmasına yol açmıştır.

1994 yılında yüzde 18,2 genişleyen uluslararası sermaye piyasalarında toplam borçlanma 1995 yılının ilk dokuz ayında 1994 yılının aynı dönemine göre yüzde 30,8 oranında artarak 923 milyar ABD dolarına yükselmiştir. 1995 yılındaki yüksek artış iki gelişme sonucunda olmuştur. Birincisi, uluslararası sendikasyon kredilerinin yılın ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 56,7 oranında artarak 264,7 milyar ABD dolarına ulaşması, İkincisi ise euro ticari senetler ile orta vadeli euro-note programlarının 1995 yılının ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 61,2 oranında artarak 288,8 milyar ABD dolarına ulaşmasıdır. Tahvil vc hisse senedi ihracı yolu ile borçlanma yılın ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yalnızca yüzde 3,6 oranında artarak 366,1 milyar ABD dolarına yükselmiştir.

Uluslararası sermaye piyasalarından borçlanan ülke gruplarının başında 1995 yılında da OECD ülkeleri gelmiştir. Yılın ilk dokuz ayında toplam borçlanmanın yüzde 89,9'luk kısmı yalnızca OECD ülkeleri tarafından gerçekleştirilmiştir.

Gelişmekte olan ülkeler yüzde 7,2'iik pay ile ikinci grup olma özelliğini korumuştur.

Uluslararası ve yabancı tahvil piyasalarına yapılan ihraçlarda 1994 yılında gerçekleşen yüzde 1 l'lik düşüşten sonra 1995 yılının ilk dokuz ayında yüzde 8 oranında bir artış olmuştur. 1995 yılında, hükümetlerin ihraç ettiği tahvillerdeki azalış, 1991 yılından bu yana en düşük düzeyine ulaşmıştır. Uluslararası ve yabancı tahvil piyasalarından en fazla borçlanmayı 115 milyar ABD dolan ile bankalar yapmıştır. ABD, 251 milyar ABD doları ile en fazla borçlanan ülke olmuş, ABD’yi 104 ve 92 milyar ABD doları ile sırasıyla Japonya ve Almanya izlemiştir. ABD, Japonya ve Almanya’nın toplam borçlanma içindeki payları sırası ile yüzde 27,2, 11,3 ve 9,9 olarak gerçekleşmiştir.

1995 yılında, uluslararası tahvil piyasasındaki gelişmeleri etkileyen çeşitli faktörlerden birincisi, bir çok ülkenin döviz kuru-faiz oranları swap aralığının daralmasıdır. Bundan en çok, Avrupa'da ABD doları cinsinden piyasaya çıkarılan tahviller (euro-dollar bonds) etkilenmiştir. İkinci olarak, tahvil piyasasının önemli alıcılarından olan küçük sermayeli Japon yatırımcılar, Japon yeni ağırlıklı

Türkiye 1'umhuriyct M erkez Hunkası

(20)

tahvillerin dışındaki tahvillere de talep yaratmışlardır. Üçüncü olarak, beş vıl vadeli Alman tahvillerinde swap anlaşmaları yapmak avantajlı hale gelmiştir.

Dördüncü olarak, bir çok önemli alıcı, arbitraj olanaklarının azalması üzerine ilgilerini başka alanlara kaydırmış ve özellikle sendikasvon kredisi üzerinde yoğunlaşmışlardır. Son olarak, OECD ülkelerinde gerçekleşen faiz indirimlerine paralel olarak yatırımcılar ilgilerini kademeli olarak yeni gelişen ve özellikle Güney Amerika'da bulunan piyasalara kaydırmışlardır.

Uluslararası tahvil piyasasında Haziran ve Temmuz aylarındaki artışlara rağmen Eylül ayından itibaren uzun vadeli faiz oranları ABD ve Japonya'da iki puan, Fransa, Almanya ve İngiltere'de 1 puan düşmüştür. 1994 yılında faiz oranlarındaki artış eğilimini tersine çeviren bu gelişmenin büyüme beklentilerinin daha düşük olduğu, enflasyon endişelerinin azaldığı ve bazı ülkelerde mali konsolidasyon çabalarının arttığı bir ortamda oluşması dikkat çekicidir.

1994 yılının ikinci yarısından itibaren birçok Avrupa ülkesinde düşmeye başlayan hisse senedi fiyatları Alman markının güçlenmesiyle 1995 yılının başında da düşüşünü sürdürmüştür. Ancak döviz piyasalarında baskıların azalması, faiz oranlarının düşmesi ve enflasyon endişelerinin silinmesi hisse senedi fiyatlarını yükseltmiştir. Nisan-Eylül arasında hisse senedi fiyatları Almanya'da yüzde 16, İngiltere'de yüzde 12, İtalya'da ise \"üzde 8 artmıştır. Bu arada, ABD ve Kanada'da hisse senedi fiyatları \ilkseline eğilimini sürdürürken, Japonya'da bir önceki yıla göre hisse senedi fiyatları yüzde 5 oranında düşmüştür.

1995 yılında, Meksika'daki krizin ardından gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları yavaşlamıştır. 1994 boyunca dengeli bir seyir izleyen yabancı sermaye yatırımları, 1995 yılında bir miktar düşüş göstermiştir. Bunun aksine

1994 yılının ikinci yarısında sanayileşmiş ülkelerdeki faiz artışları nedeniyle yavaşlayan portföy yatırımlarında 1995 yılının ilk yarısında ciddi bir yavaşlama görülmüştür. Sermaye girişleri Şili dışındaki Latin Amerika ülkelerinde düşmüştür. Asya'daki önemli alıcı konumundaki ülkelerde ise portföy yatırımlarındaki yavaşlama daha az olmuştur.

Diğer önemli bir gelişme, 1995 yılının Şubat ayında Barings Bankası'nın vadeli pozisyon işlemleri nedeniyle borçlarını ödeyemez hale gelmesi ve bunun türev piyasalardaki risk konusunu gündeme getirmesidir. Riskten korunma, spekülasyon ve arbitraj amaçlı olarak kullanılan ve bilanço dışı işlemler olan türev finansal araçların finansal piyasada sistemik riski artırmaması için ekonomide düzenleyici kurumların ortak çabaları gerekmektedir. G-7 ülkeleri, Halifax Zirvesi'nde, türev piyasalardaki olası risklere karşı mali sistemi korumak amacıyla

1995 Yıllık Rapor 9

(21)

malı denetim konusunda uluslararası işbirliğine gidilmesi yönünde çağrı yapmıştır

1.1.6. Ekonomik Bütünleşme Hareketleri

GATT'ın (Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması) devamı olan ve 1 Ocak 1995'tc faaliyete geçen Dünya Ticaret Örgütü (WTO), üyelerin daimi bir genel müdür üzerinde uzun süre karara varamamaları ve fınansal hizmetlerin serbestleştirilmesine ilişkin müzakerelere ABD'nin katılmayı reddetmesi sonucu belirsizliklerle dolu bir yıl geçirmiştir.

Türkiye açısından yılın en önemli gelişmesi ise, 6 Mart 1995 tarihinde AB Ortaklık Konseyi Toplantısı’nda, AB ile Türkiye arasında Gümrük Birliği Anlaşması karar metninin imzalanmasıdır. 13 Aralık 1995 tarihinde de Avrupa Parlamentosu söz konusu Gümrük Birliği'ni onaylayan bir siyasi karar tasarısını kabul etmiştir. Anlaşma gereğince AB ile Türkiye arasında Gümrük Birliği, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren fiilen yürürlüğe girmiştir.

15 Kasım 1995 tarihinde AB’nin Madrid Zirvesi’nde, Maliye Bakanları Maastricht Anlaşması'nda öngörülen ve başlangıç tarihi 1997 olarak belirlenen Parasal Birlik'in, bu tarihte gerçekleşemeyeceği üzerinde karara varmışlardır.

Bakanlar, Madrid Zirvesi'nde, söz konusu tarihi 1999 yılına ertelemişler ve ortak bir para birimini yürürlüğe sokmak amacıyla bir proje başlatmışlardır. AB'nin ortak para birimi "Euro" olarak adlandırılmıştır.

ABD Başkanı Bill Clinton, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jacques Santer ve AB Dönem Başkanlığı yetkisiyle İspanya Başbakanı Felipe Gonzales 3 Aralık 1995 tarihinde Madrid'te "Yeni Atlantik Ötesi Gündemi" anlaşmasını imzalamışlardır. Sözkonusu anlaşma dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde barış, istikrar ve demokrasinin geliştirilmesi ve dünya devletlerinin kalkınması için güç birliğine gidilmesi, ikinci bölümde evrensel tehditlere karşı mücadele, üçüncü bölümde, dünya ticaretinin genişletilmesi ve daha yakın ekonomik ilişkilerin kurulması, son bölümde ise, Atlas Okyanusu'nun iki yakası arasında bilim, eğitim, kültür ve iş dünyasında iletişim ve işbirliğinin sağlanması hedeflenmektedir.

1989 yılında kurulan Asya-Pasifık Ekonomik İşbirliği'ne (APEC) üye ülkeler, gelecek yüzyılın ilk çeyreğinde bölgesel serbest ticaret bloku oluşturmak üzere ilk adımı atmışlardır. Japonya'nın Osaka kentinde 19 Kasım 1995 tarihinde gerçekleştirilen zirve toplantısında, 18 ülke çeşitli ölçülerde dış ticaret engellerini kaldırarak, APEC serbest ticaret sürecini başlatmışlardır.

Türkiye Cumhuriyet Merke/: Bankası

(22)

Manila'da 1996 yılında yapılacak zirveye dek, gümrük vergisi ve bunun dışındaki engeller, fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması, rekabet, gümrükler ve standartlar, mesleki amaçlı geziler ve işadamlarının seyahatlerinde vizelerle birlikte, ticarete dahil 15 alanda 135 konu görüşülmesi planlanmaktadır.

APEC ülkeleri, 1 Ocak 1997 tarihinden başlamak üzere pazarlarını üye ülkelere açmaya başlayacaklardır. APEC'e üye gelişmiş ülkelerin 2010 yılında, kalkınmakta olan APEC üyelerinin ise 2020 yılında bölgesel ticaret ve yatırımda tam serbestiye geçmesi hedeflenmektedir. APEC'e üye ülkeler Avustralya, Brunei, Kanada, Şili, Çin, Hong Kong, Endonezya, Japonya, Malezya, Meksika, Güney Kore, Tayvan, Papua Yeni Gine, Filipinler, Singapur, Tayland, Yeni Zelanda ve ABD'den oluşmaktadır.

1995 Yıllık Rapor 1 1

(23)

Türkiye Cumhuriyet M erkez Bankası

(24)

İKİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE PARA POLİTİKASI

11.1. GENEL DENGE

1994 yılında küçülen reel GSMH 1995 yılında yüzde 8,1 oranında büyümüştür. Bu büyümeye talep yönünden özel tüketim, özel sabit sermaye yatırımları, arz yönünden ise sanayi, ticaret ve ulaştırma sektörleri katkıda bulunmuştur. Yurtiçi talebin en ağırlıklı bileşeni olan özel tüketim 1995 yılının ikinci üç aylık döneminden itibaren yüksek oranlarda artarak yılın tamamında reel olarak yüzde 7,6 oranında gerçekleşmiştir. Özel tüketimdeki hızlı gelişme, dayanıklı tüketim mallan ile yan dayanıklı ve dayanıksız tüketim malları talebinde gözlenen artışlar sonucunda meydana gelmiştir. Sabit sermaye yatırımları da 1995 yılının ikinci üç aylık döneminden itibaren beklenenin üzerinde artış göstermiş ve yılın tamamında reel olarak yüzde 8,3 olmuştur. 1995 yılında ekonomi hem tüketim hem de yatırım kanalıyla büyümüştür.

1995 yılında ihracatta 1994 yılma göre yüzde 19,5 oranında artış sağlanmakla birlikte, ekonomideki canlanmanın etkisiyle ithalat da aynı dönemde yüzde 53,5 (cif) oranında artmıştır. Bunun sonucunda ihracatın ithalatı karşılama oram yüzde 60,6'ya düşmüştür. Dış ticaret açığındaki artışa rağmen hizmet gelirleri cari işlemler dengesindeki açığın büyümesini engellemiştir. 1994 yılında yüzde 11,9 olan tüketim malları ithalatının toplam ithalat içindeki payı 1995 yılında yüzde 12,4’e yükselmiştir.

Döviz kurlarındaki artışın enflasyonun altında kalması ve reel faiz oranlarının yüksek olması, hem kısa vadeli sermaye girişini artırmış hem de iktisadi birimleri Türk lirası cinsinden tasarruf araçlarına yöneltmiştir. Bu gelişme ödemeler dengesi cari gelirlerindeki artışların da katkısıyla Merkez Bankası döviz rezervlerinin hızla artmasını sağlamıştır. Merkez Bankası döviz rezervlerindeki yükselme, emisyon hacmi ve rezerv paradaki artışa yol açmıştır. Bunun yamsıra,

1994 yılı son dönemkide yaşanan ücret artışları ve yüksek reel faizlerin yarattığı gelir etkisi, 1995 yılı içinde faizlerde sağlanan düşüş ile beraber iç talepte canlanmaya neden olmuştur. Parasal büyüklüklerin bu talep artışına olanak vermesiyle enflasyon oranı yıl başında hedeflenenin üzerinde gerçekleşmiştir. 1995 yılı sonunda Toptan Eşya Fiyat İndeksi'ndeki (TEFE) yıllık artış yüzde 64,9 ve Tüketici Fiyat İndeksi'ndeki (TÜFE) yıllık artış ise yüzde 78,9 oranında gerçekleşmiştir (Tablo II. 1.1).

1995 Yıllık Rapor 13

(25)

İç talebi kontrol altına almak ve ekonomideki likidite artışının fiyatlar üzerindeki baskısını azaltmak amacıyla zorunlu döviz devir oranlarında ve Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu'nda yeni düzenlemeler getirilmiş, kredi mektuplu döviz tevdiat hesaplan faiz oranlarında da indirim yapılmıştır. Yabancı Para Net Genel Pozisyon/Sermaye Tabanı Standart Rasyosu yürürlüğe konmuş ve bu tebliğle bankaların açık pozisyonlarının sermaye tabanına oranının yüzde 50’yi geçmeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu kararlar Merkez Bankası'nm likidite kontrolü üzerindeki etkinliğini artırmayı amaçlamış, ancak Eylül ayından itibaren oluşan seçim ortamı iç talebi denetleyebilecek politikaların etkinliğini sınırlamıştır.

TABLO H. 1.1

TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER

1993 1994 1995 H

GSMH 1 997,3 3 887,9 7 644,2

(Trilyon TL, Cari Fiy.)

BÜYÜM E HIZI, GSYİH (%) 7,5 -6,0 7,3

BÜYÜM E HIZI, GSMH (%) 7,6 -6,1 8,1

SABİT SERMAYE YATIRIMI/GSMH 0,25 0,24 0,23

NÜFUS (Milyon Kişi) 60,0 61,1 62,5

İSTİHDAM(1 )(Milyon Kişi) 19,9 20,4 20,8

İHRACAT (Milyar ABD $, CİF) 15,3 18,1 21,6

İTHALAT (Milyar A BD $, CİF) 29,4 23,3 35,7

CARİ İŞLEMLER DENGESİ (Milyar ABD $) -6,4 2,6 -2,3

DIŞ BORÇ/GSMH (Y ıl Ortalaması Kuru) 0,45 0,45 0,44

İÇ BORÇ/GSMH 0,18 0,20 0,18

DİE Toptan Eşya Fiyat İndeksi^) 60,3 149,6 64,9

(Y ıllık % Değişme)

DİE Tüketici Fiyat İndeksi^) 71,1 125,5 78,9

(Y ıllık % Değişme)

Kaynak: DİE, DPT, TCMB, HM (*) Geçici

(1) DİE, N isan ayı (2) 1987 = 100 yıl sonu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

(26)

11.1.1. Ekonominin Arz Yönü: Sektörel Üretim Gelişmeleri ve İthalat 11.1.1.A. Sektörel Üretim Gelişmeleri

a. Tarım

Tarım sektöründe 1993 yılının ikinci üç aylık döneminde başlayan üretim düşüşü 1994 yılının sonuna kadar devam etmiştir. Bu dönemden sonra ve 1995 yılı içinde ikinci ve üçüncü üç aylık dönemlerde tarımsal üretim artmıştır. 1995 yılında, önceki dönemde katma değerinde düşme gözlenen, çiftçilik-hayvancılık ve ormancılık sektörlerinde katma değer artışı gözlenmiş, balıkçılık sektörü katma değeri artmaya devam etmiştir (Tablo II. 1.2). Merkez Bankası ’nın tarım sektörüne açtığı kredilerde de 1995 yılında önemli bir gerileme göstermiştir.

Türkiye’de tarım, imalat sanayi ve toptan eşya fiyatları 1985’ten itibaren incelendiğinde 1985-1988 yıllan arasmda tanm fiyatlarının, toptan eşya ve imalat sanayi fiyatlarından daha yavaş, 1989-1993 yıllan arasmda ise daha hızlı artış gösterdiği, 1994 yılında yeniden geri kaldıktan sonra 1995 yılında tekrar hızlandığı gözlenmektedir. Kısaca 1985-1988 döneminde tarımdan sanayi sektörüne, 1989-93 döneminde ise sanayiden tanm sektörüne kaynak aktanldığı söylenebilir.

Tanm sektörünün GSYİH içindeki payı 1990 yılında yüzde 17,5’tan son yıllarda yüzde 15’ler düzeyine inmiştir. Buna karşılık tanm istihdam içindeki yüzde 45’lik payım sürdürmektedir. Uygulanan destekleme politikalan ile ne üretici gelirlerinde ne de üretim miktarında arzulanan istikrar elde edilebilmektedir. Destek harcamalarının önemli bir kısmı üreticiye yansımamıştır.

Dünya fıyatlan üzerinde desteklenen bazı ürünlerde de aşın genişleme ve üretim fazlası, yüksek stok maliyeti gibi sorunlar gözlenmektedir.

Uruguay Round sonunda Türkiye tarafından da imzalanan tarım anlaşması Dünya’da olduğu gibi Türkiye’deki tarımla ilgili iç destek ve dış ticaret politikalarım liberalleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu anlaşmanın Türkiye tanm sektürünü de giderek etkilemesi beklenmektedir.

b. Sanayi

1994 yılında meydana gelen mali kriz sonrasında alınan istikrar tedbirleri sonunda yurtiçi talep gerilemiş, faiz oranlan ve döviz kurlarında ilk başta hızlı bir artış gözlenmiş daha sonra kısa sürede her ikisinde de önemli gerilemeler olmuş ve bunlara bağlı olarak ekonomide reel daralma meydana gelmiştir. GSMH'nın

1995 Yülık Rapor 15

(27)

oncmiı bileşenlerinden sanayi sektörü üretimi özellikle iç talepteki daralmaya paralel olarak 1994 yılının ikinci üç aylık döneminden itibaren gerilemeye başlamıştır Bu gerileme 1995 yılının ikinci üç aylık dönemine kadar devam etmiştir 1995 yılının ikinci üç aylık döneminden itibaren döviz kurlarının istikrarlı bir yapı göstermesi. Hazine faizleri ile birlikte, mevduat ve kredi faizlerinin de düşme eğilimine girmesi ve fiyat artışlarının göreli olarak düşük gerçekleşmesiyle birlikte ekonomide belirsizlik azalmaya başlamıştır. Sanayi üretimi, 1995 yılırım kalan bölümünde iç talebin tekrar canlanmasıyla birlikte pozitif bir gelişme göstermiştir (Tablo 11 1.2)

Sanayi üretiminde en önemli bileşen olan özel imalat sanayii içinde en yüksek artışlar ana kimya sanayi dışındaki kimyasal ürünler, plastik ürünleri, taşıt, metal eşya, demir dışı metal ana sanayii, elektrikli ve elektriksiz makinalar ve aygıtları alt sektörlerinde görülmüştür Ancak kamu imalat sanayi üretimi 1995 yılında da gerilemeye devam etmiştir. Bunun en önemli nedeni, kamu sektörü yatırımlarının büyük ölçüde gerilemesidir. 1995 yılında özel imalat sanayi üretim artışları geçici verilerle, birinci üç ayda yüzde 0,3 gerilemiş ikinci, üçüncü ve dördüncü üç ayda yüzde 32,8, yüzde 29,9 ve yüzde 18,3 artmıştır. Kamu imalat sanayi üretimi ise ilk üç ayda yüzde 4 gerilemiş, ikinci üç ayda yüzde 0,5 artmış üçüncü ve dördüncü üç ayda ise tekrar yüzde 4 ve yüzde 4,3 daralmıştır. İmalat sanayimde toplam kapasite kullanım oranı ise 1994 yılında yüzde 73 iken 1995 yılında yüzde 80,8'e çıkmıştır. Bu gelişmelerden sanayi katma değerinin 1995 yılında, 1994 yılındaki kayıplan bir ölçüde telafi ettiği söylenebilir.

1994 yılında sanayi sektörü içinde göreli olarak artış gösteren madencilik sektörü üretimi, 1995 yılı içinde gerilemiştir. Öte yandan sanayi üretimindeki artışa bağlı olarak enerji sektöründe 1995 yılı içinde hızlı bir gelişme izlenmiştir.

TABLO n. 1.2 GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILA^1)

1993 1994 1995

Toplam I n m IV Toplam I n m TV Toplam

G SM ll 8,1 4,0 -9,7 -8,6 -6,8 -6,0 -0,3 12,6 10,7 7,7 8,1

Tarım -1,3 0,6 -0,4 -4,9 15,1 -0,3 -0,2 3,4 4,7 -3,0 2,6

Sanayi 8,2 6,4 -11,9 -8,3 -7,3 -5,7 -1,3 20,3 17,9 11,9 12,1

İmalat Sanayii 9,3 6,5 -15,4 -10,5 -9,1 -7,6 -1,4 24,0 20,8 13,1 13,9 Hizmetler 10,8 3,2 -10,2 -10,5 -10,2 -7,6 0,3 10,6 10,9 7,9 7,7 Kaynak: DİE

(1 )1 9 8 7 üretici fiyatlarıyla, bir önceki yıla göre yüzde değişim.

16 Türkiye Cumhuriyet M erkez Hankast

(28)

c. Hizmetler

Hizmetler sektöründe de 1995 yılında katma değer artışı gözlenmiştir (Tablo II. 1.2). Hizmetler içinde en büyük paya sahip olan ticaret ve ulaştırma-haberleşme alt sektörleri, sanayi üretimindeki ve iç talepteki canlanmaya paralel olarak en yüksek artışları gösteren alt gruplar olmuşlardır.

Sonuç olarak 1995 yılında GSMH'nın iç talebe bağlı olarak özel sektördeki üretim artışı ile 1994 yılındaki gerilemeyi bir ölçüde telafi ettiği söylenebilir

11.1.1.B. İthalat

1994 yılında bir önceki yıla göre yüzde 20,9 gerileyerek 23,3 milyar ABD dolan olan ithalat 1995 yılında önemli ölçüde artış göstermiştir. 1995 yılında, bir önceki yıla göre, önemli dalgalanmalar göstermeyen döviz kurlan ile Türk lirasının reel olarak değer kazanması ve ikinci üç aylık dönemden itibaren üretimin artmasına bağlı olarak büyüyen ithalat, 1994 yılma göre yüzde 53,5 artarak 35,7 milyar ABD dolarına ulaşmıştır (Tablo II. 1.1).

Toplam ithalat içinde ana mal gruplan itibariyle en yüksek paya sahip olan hammadde ithalatı, 1995 yılında 1994 yılına göre yüzde 53 artış göstermiştir.

Aynca tüketim maddeleri ve yatıran malları grubu içinden makina ve teçhizat ithalatı da yine aynı dönemde sırasıyla, yüzde 58,8 ve yüzde 50,8 yükselmiştir.

Özel sektör yatırım harcamalan ve özel sektör imalat sanayi üretimindeki artışlar, hammadde ve makina teçhizat ithalatındaki yükselmelerde önemli bir rol oynamıştır.

Ana sektörler itibariyle toplam ithalat içinde yüzde 83,4’lük paya sahip olan sanayi ürünleri ithalatı 1995 yılında bir önceki yıla göre yüzde 56,1 artmıştır.

Sanayi ürünleri ithalatının yüzde 96,8’ini oluşturan sanayi mamulleri ithalatı da aynı dönemde yüzde 55,8 genişlemiştir. Bu artışta en önemli etkiyi yatınm mallan ithalatındaki büyüme yaratmıştır. Aynca, yüzde 6,9’luk paya sahip olan tarım ürünleri ithalatı yüzde 102,1, yüzde 9,7 paya sahip olan madencilik ithalatı yüzde

16,9 artış göstermiştir.

11.1.2. Ekonominin Talep Yönü: İç Talep ve İhracat 11.1.2.A. İç Talep: Yatırım ve Tüketim

1995 yılında özel nihai tüketim harcamalan yüzde 7,6, kamu nihai tüketim harcamalan ise yüzde 6,7 artmıştır (Tablo II. 1.3). Bu programın üzerindeki hızlı

1995 Yıllık Rapor 17

(29)

gelişme, arz tarafında olduğu gibi ikinci üç aylık dönemden itibaren başlamıştır Özel nihai tüketim harcamaları içinde en önemli büyüme dayanıklı ve diğer tüketim mallarında gözlenmiştir.

TABLO D. 1.3 YA TIRIM VE TÜKETİM (Sabit Fiyatlarla, Yüzde D eğişim )

1994(*) 1994 1995(*) 1995

Tüketim Harcamaları

Kamu 5,1 -3,5 3,1 6,7

özci 3,4 -5,4 2,2 7,6

Sabit Sermaye Yatırımı -15,9 8,3

Kamu 7,0 -34,8 5,9 -16,9

Özel 4,4 -9,1 6,2 14,9

Kaynak: DtE (*) Program hedefleri

1994 yılında yüzde 15,9 oranında gerileyen sabit sermaye yatırımları 1995 yılında yüzde 8,3 artmıştır. 1995 yılındaki bu artış, özel sektör sabit sermaye yatırımlarının yüzde 14,9 oranında önemli ve program hedefini aşan düzeyde yükselmesinden kaynaklanmıştır. Kamu sektörü sabit sermaye yatırımları ise

1994 yılında yüzde 34,8 geriledikten sonra 1995 yılında yüzde 5,9’luk program hedefine karşılık yüzde 16,9 düşüş göstermektedir (Tablo II. 1.3). Yatırımlar içinde hem kamu hem de özel sektör içinde en yüksek artışlar makina ve teçhizat yatırımlarında meydana gelmiştir.

II.1.2.B. İhracat

1994 yılında üretimde meydana gelen daralmaya rağmen ihracat yüzde 18,0 artarak 18,1 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Özellikle Türk lirasının 1994 yılındaki reel değer kaybına ve teşvik politikalarına bağlı olarak artan ihracat,

1995 yılında yüzde 19,5 artarak 21,6 milyar ABD dolanna ulaşmıştır. Ancak Temmuz ayından itibaren ihracat artış hızında yavaşlama gözlenmiştir. Bu yavaşlamanın en önemli nedeni, 1995 yılında Türk lirasının reel olarak değer kazanması, iç talebin tekrar canlanması ve dış pazarlardaki göreli daralma olmaktadır (Tablo II. 1.1).

Sektörler itibariyle 1995 yılında en önemli ihracat grubu olan sanayi ürünleri ihracatı yüzde 23,1 artış göstermiştir. Buna karşılık tarım ürünleri ihracatı aynı dönemde yüzde 6,3 gerilemiştir. Madencilik sektörü içinde en çok ihracat artışı ise maden cevherlerinde gözlenmiştir.

Türkiye Cumhuriyet M erkez Üankası

(30)

11.1.3. İstihdam

DİE tarafından uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) sonuçlarına göre.

Ekim 1994'de 20,4 milyon olan toplam istihdam (toplam işgücü-işsizler) artarak.

Nisan 1995'de 20,8 milyon kişi olmuştur. Ancak bu artış kırsal yerlerdeki istihdam artışından kaynaklanmıştır. DİE verilerine göre toplam istihdamın yüzde 43'ü kentsel alanlarda, yüzde 57'si ise kırsal alanlardadır ve Türkiye genelinde işsizlik oranı yüzde 7,9'dan yüzde 7,2'ye düşmüştür. Kırsal yerlerde işsizlik oranı yüzde 4,4 iken bu oran kentsel yerlerde yüzde 10,7'dir. "İstihdamda olup da iş arayanlar ya da mevcut işinde veya ikinci bir işte daha fazla çalışmaya uygun olanlar” şeklinde tanımlanan eksik istihdam ise geçen yıla göre azalarak yüzde 7 olmuştur. Eksik istihdam, özellikle işsizlik sigortasının olmadığı, kendi hesabına ve ücretsiz aile işçisi olarak çalışanların yoğunlukta bulunduğu ülkelerde en az işsizlik kadar önem taşımaktadır. Eksik istihdam ve işsizlik oranının toplamından oluşan toplam atıl işgücü geçen yıla göre azalarak yüzde 14,2 olmuştur (Tablo II. 1.4).

TABLO II. 1.4 İş g ü c ü v e İş s i z l i k

(Bin Kişi, 12 + yaş)

1993 1994 1995' >

işgücü 21 628 22 136 22 446

Kadın(%) 31,5 29,0 30,2

İşsiz 1 722 1 740 1 613

İşsizlik Oranı 8,0 7,9 7,2

Keııt(%) 12,0 11,1 10,7

Kır(%) 4,5 5,1 4,4

Eksik İstihdam(%) 7,3 8,7 7,0

A tıl lşgücü(%) 15,3 16,6 14,2

Kaynak: DİE (* ) HİA Nisan 1995

1995 yılında tarım sektörünün toplam istihdam içindeki payı artarken sanayi ve hizmetler sektörünün payı azalmıştır. Tarım sektöründeki istihdam artışı ücretsiz aile işçilerinin sayılarının artmasından kaynaklanmıştır. Ücretli, yevmiyeli ve kendi hesabına çalışanların sayısındaki azalma sanayi ve hizmetler sektörünün toplam istihdam içindeki payım azaltmıştır. Tarım sektöründeki ücretsiz aile işçilerinin istihdamda görülmesi kırsal yerlerde işsizlik oranının Türkiye genelinin çok altmda gerçekleşmesine yol açmaktadır. Kentsel yerlerde kadın ve gençler arasındaki işsizlik oranı Türkiye genelinin çok üstündedir. Özellikle ilk kez iş arayan vasıfsızların çoğunlukta bulunması kentsel yerlerde genç ve niteliksiz işgücü için potansiyel istihdam olanaklarının çok sınırlı olduğunu göstermektedir (Tablo II. 1.5).

1995 Yıllık Rapor 19

(31)

T A B L O » 1 5

İSTİHDAMIN SEKIÖREL DAĞILIMI (Yüzde)

1993 1994 1995

Tarım Sanayi Hizmetler KaynakDIK

Kentsel yerlerde işsizlik oranının yüksek olması gibi son yıllarda ortaya çıkan bazı sosyal sorunların nedeni Türkiye’deki demografik hareketliliğe bağlanabilir.

DPT çalışmalarına göre, hızlı şehirleşme olgusu neticesinde, 1960 yılında yüzde 32 olan şehir nüfusunun toplam nüfusa oranı giderek artmış ve 1990 yılında yüzde 59'a yükselmiştir. Göçler 20-34 yaş ücretli erkekler grubunda yoğunlaşmakta ve kırdan kente göç edenleri genelde az eğitimli tarım işçileri oluşturmaktadır, tllcrarası göçlerin iktisadi faaliyet kollatma dağılımında sanayi sektöründe çalışanların payı yüzde 10’un üzerindedir ve büyük bir bölümü sanayinin bir alt sektörü olan imalat sanayiinde çalışmaktadır. Hizmetler sektörü, diğer sektörlere göre göç eden nüfusun en fazla istihdam edildiği sektördür.

II.2. KAMU MÂLİYESİ VE İÇ BORÇLANMA II.2.1. Kamu Mâliyesi

Türkiye'de kamu kesimi. Konsolide Bütçe, reel ve fınansal kesimde faaliyet gösteren Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KÎT'ler), Mahalli İdareler, Sosyal Güvenlik Kuruluşları, Döner Sermayeli Kuruluşlar ve Bütçe Dışı Fonlar'ı kapsamaktadır.

Kamu finansmanında son yıllarda karşılaşılan güçlükler, kamu kesiminde kalıcı iyileştirme sağlayacak yapısal dönüşümlerin zorunluluğunu açıkça göstermiş ve bu yönde çalışmalar başlatılmıştı. 1994 yılı başmda fınansal piyasalarda yaşanan kriz sonrasında alman 5 Nisan Kararlan ile de kamu finansman gereksinimini denetleyecek bir adım atılmıştı. 5 Nisan Kararlan ve takip eden dönemde alman önlemlerle, 1994 yılı sonunda yüzde 8,1’e gerileyen kamu kesimi toplam nakit finansman gereksiniminin GSMH içindeki payı, 1995 yılında da azalmaya devam ederek yüzde 6,5 olmuştur. (Tablo II.2.1).

43 44 47

22 22 21

35 34 32

Türkiye ( 'umhuriyet M erkez Harikası

Referanslar

Benzer Belgeler

More than half of modern television viewers may be expected to make a purchase right after being exposed to an advertisement which is considerably higher

Mezunların görev yerleri ile SDÜTF’de aldığı eğitim, almış oldukları tıp eğitiminin su anda yapmakta oldukları göreve hizmet etme durumunu ve intörnlük

Ünlü Türk şâiri Namık Kemal'in torununun kızı, Anadolu Ajansı eski Genel Müdürlerinden Muvaffak Menemencioğlu'nun kızı Nermin Streater, hayatı­ nın büyük

Öykücülüğünün ikinci evresini oluşturan gerçekçi çizgiye yöneli­ şinin ürünlerinde, taşra ve kırsal kesim insanının sorunlarını ir­ deledi. Romanlarında da

When the Turks made the fateful decision of embracing Islam as their religion, they became a marked people in the eyes of the Christian Wt,r1d, which saw that religion as a

· iyele sahip olan ülkeler ithal · ikamesine yönelmeye önem verirlerken, · küçük ülkelerin dışa açılma eğiliminde olmayan ülkelere oranla sayıları daha

Bu klinik araştırmada 1 Ocak-31 Aralık 2013 tarihleri arasında Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığına, Türkiye genelindeki hastanelerden oküler

This study investigates the dimension of protection of intellectual property rights especially after TRIPS (Trade Related Aspects of Intellectual Property Rights) agreement for