• Sonuç bulunamadı

Gelişmeler

Belgede YILLIK RAPOR 1989 (sayfa 59-63)

Bankalar, bilançolarını aylık olarak, k â r/z a ra r tablolarını ise üçer aylık dönem lerde rap o r etm ektedirler. Banka bilançoları hakkında 1989 yılının son ayına ilişkin bilgiler henüz tamamlanmadığı için Kasım ayı konsolide bilançosu kullanılm aktadır. Dolayısıyla, Kasım 1988-Kasım 1989 dönemi İncelenm ekte fakat faizlerin serbest bırakılmasından önceki dönem için referans noktası olması amacıyla Eylül 1988 rakamları da dahil edilmektedir. 1989 yılının son üç aylık dönem ine ilişkin yıl sonu kâr/zarar tablosu henüz tam am lanm am ıştır. Bu nedenle, konsolide kâr/zarar tablosu Eylül 1988-Eylül 1989 dönem i için değerlendirilmektedir.

Bankaların konsolide bilanço toplam ları Kasım ayı sonu itibariyle geçen 12 aylık dönem de yüzde 56 oranında artm ıştır. Ele alınan dönemde kredilerdeki artış hızı bilanço toplam ındaki artış hızının üzerinde olmuş ve Tablo I I L l . l ’de görüleceği gibi, kredilerin toplam aktifler içindeki payı yüzde 38’den yüzde 40’a yükselmiştir. Faizlerin serbest bırakılmasından önce, yani Eylül 1988’de, toplam pasifler içinde yüzde 50 olan mevduat payı Kasım 1989’da yaklaşık yüzde 59’a ulaşmıştır. Ekim 1988’de bir yıllık mevduat olarak yatırılm ış olan fonların vadesinin gelmesi nedeniyle Ekim

1989’daki aylık m evduat artışı yüzde 8,5 olm uştur (TABLO III. 1.2).

İncelenen dönem de, kayda değer bir başka gelişme, Menkul Değerler Cüzdanı (N et) kalem inin toplam aktifler içindeki payının artması olmuştur. Tablo I l l . l . l ’de görüldüğü gibi, bu kalemin payı söz konusu dönem de yüzde 9,4’den yüzde 12,3’e çıkmıştır.

D ikkate değer bir başka gelişme ise, yabancı para cinsinden olan mevduat ve kredi rakam larında olmuştur. Tablo III.1.3’de görüldüğü gibi, 1989 yılı başından itibaren yabancı para cinsinden kredilerin toplam krediler içindeki payı, artış eğilimine girerken yabancı para cinsinden mevduatın toplam m evduat içindeki payı azalmaktadır. Yabancı para cinsinden m evduatın toplam m evduat içindeki payının azalması, Türk lirası cinsinden m evduatın artış hızının yüksekliği ile büyük ölçüde açıklanabilir. Diğer taraftan, söz konusu dönem de banka müşterilerinin yabancı para cinsinden kredileri daha cazip buldukları söylenebilir. Türk lirası cinsinden kredilerin maliyetinin yüksekliği ve kurlardaki görülen istikrar döviz cinsinden kredilerin çekiciliğini artırmıştır.

Tablo I l l . l . l ’de görüleceği gibi tahsili gecikm iş alacaklar, gayrinakdi krediler ve yüküm lülükler, iştirak ler ve ö zkayn ak lar gibi kalem lerin bilanço içindeki paylarında belirgin eğilim ler göze çarp m am ak tad ır. Benzer şekilde, yabancı para cinsinden aktiflerin ve pasiflerin to plam içindeki payları çok fazla değişm em iş ve yüzde 25 civarında kalm ıştır. Yabancı para cinsinden aktiflerin yabancı p ara cinsinden p a sifle re o ra n ı ise Nisan ayına kadar yükselerek 1,06 d eğ erin e u laştıktan so n ra inişe geçm ekte ve

Eylül 1989 itibariyle yabancı p a ra cinsinden a k tifle r ve pasifler

dengelenm ektedir.

Eylül 1988 ile Eylül 1989 arasın d ak i d ö n em e ait kon solide k â r/z a ra r tabloları incelendiğinde ilk göze çarp an nokta, faiz g elirlerin in yüzde 51 oranında, m evduata ödenen faizlerin ise yüzde 117 o ra n ın d a artm asıdır. 1989 M art, H aziran ve Eylül dö n em lerin e ilişkin k â r /z a r a r tablolarında mevduata ödenen faizlerin m ik tar olarak da k red ilerd en alınan faizleri aştığını görm ekteyiz. Toplam faiz gelirlerine ve g id e rle rin e bakıldığında artış hızlarındaki dengesizlik, d ah a az bir ölçüde olm akla birlikte, burada da geçerlidir. Toplam faiz gelirleri ile toplam faiz gid erlerin in artış oranları sırasıyla yüzde 74 ve yüzde 103 olm uştur. N et faiz gelirleri açısından en düşük noktaya M art 1989 dö n em in d e ulaşıldığı, H aziran ve Eylül d önem lerinde top arlanm a olduğu g örülm ekted ir.

Toplam faiz dışı gelirler ve toplam faiz dışı giderler

karşılaştırıldığında giderlerin m iktar ve artış hızı o la ra k gelirlerin

ilerisinde olduğu farkedilm ektedir. B unlara p a ra le l o la ra k banka

sistem inin kârlılık açısından zorlanm ış olduğu söylenebilir. Ekim 1988’deki faiz sıçram asından son ra pah alı m evduat girişinin artm ası ve kredinin zor pazarlanır hale gelm esinden doğan olum suz gidiş kendisini M art 1989’da belirgin bir biçim de gösterm iş, bank a sistem i bu d ö n em d e en düşük kârlılık noktasına varm ıştır. S onraki aylarda m ev d u at m aliyetinin azalması ve kredi piyasasının görece canlanm ası n edeniyle sonuçlar daha olumludur. Bu konudaki v eriler henüz m evcut o lm am akla birlikte, bankaların bu zor dönem de kred i talepleri karşısın da seçici dav ranm aları

sistemin sağlıklı gelişm esine yardım cı olm uştur. T ahsili geciken

alacaklarda belirgin bir artış olm am ası, h atta 1988’in üçüncü üç ayına göre azalması, bu gözlemi doğrular niteliktedir.

Varılm ış bulunan noktada T ü rk Bankacılık S istem i b ir grubu T ürk lirası diğeri döviz cinsinden olm ak ü zere iki tü r a ra ç la r g ru b u n a sah ip tir ve bunlar arasında ikam e m üm kündür. Ş irketler açısınd an bakıldığında,

bankaların sunduğu T ürk lirası ve döviz kredileri yanında bankaları kısmen veya tam am en dışarıda bırakan alternatifler de mevcuttur. Daha önceki paragraflarda şirketlerin yabancı para cinsinden kredilere ağırlık vermeye başladığı belirtilmişti. Şirketlerin 1988 ve 1989 yıllarında ihraç etmiş

olduğu hisse senedi, tahvil ve finansm an bonosu miktarları

karşılaştırıldığında şirketlerin doğrudan finansm an yöntemlerine daha fazla ilgi gösterm eye başladığı farkedilm ektedir. 1989 yılında ihraç edilmiş olan tahvillerin üçte birinden fazlası Ekim ayında ihraç edilmiştir. Bu gözlem, Ekim 1988’de bir yıl vade ile bankalara yatırılmış olan mevduatın vadesinin dolm akta olduğu tarihlerde şirketlerin tahvil ihracı yoluyla

doğrudan finansm an sağlam a gayreti içerisine girmeleri şeklinde

yorumlanabilir. Aynı tarihlerde bankalar m evduatı ellerinde tutm ak için faizlerini artırm a yoluna gitm em işlerdir. Ancak, bu ayda bankalar tarafından beş ad et m enkul kıymet yatırım fonu faaliyete geçirilmiştir. Görüldüğü üzere, bankalar ve şirketler klasik araçlar olan mevduat ve kredi yerine alternatif yöntem leri devreye sokma çabası içerisindedirler. Bütün bunlar doğrudan ve dolaylı yöntem lerle görece olarak daha fazla vergilendirilen araçlardan uzaklaşma çabaları olarak görülebilir. Stopaj, munzam karşılık ve disponibilite yükümlülükleri gibi doğrudan ve dolaylı vergilerin bir araya getirildiğinde mevduatın müşteriye sağladığı getiri ile kredinin m üşteriye olan maliyeti arasında büyük bir marj olması kaçınılmaz olm aktadır. Bu nedenle, bankaların tasarruf sahiplerine pozitif reel getiri sağlayacak m evduat faizlerini uygulayarak fon toplamaları ve bu şekilde toplanan fonları şirketlerin önündeki alternatif finansman araçları ile rekabet edebilir fiyatlarla pazarlam aları güçleşmektedir. Bankalar, işletme giderlerini ve idari m asraflarını kısarak söz konusu marjı bir ölçüde de olsa daraltabilirler. Ancak, birer ticari işletme olan bankaların kâr etm ek zorunda oldukları da düşünülürse, sonuçta ortaya çıkan kredi maliyetinin bir şirket için kabul edilebilir olması ancak bazı koşullarda mümkündür. Bunlardan birincisi, şirketin finansm an ihtiyacının çok ileri düzeyde olması, İkincisi ise, söz konusu şirketin alternatif finansman araçlarına erişem em esidir. Bunlar ise verilen kredinin geri dönmesi olasılığının zayıflaması anlam ına gelmektedir. D iğer bir deyişle, bankaların karşılaştığı "ters seçme" (adverse selection) problem i fon maliyetleri çok yüksek olduğunda daha da ağırlaşm aktadır. Bankacılık sistemi ve mali araçlar üzerindeki mevcut vergilem e sisteminin karşılaştığı sorunlardan bir tanesi budur. Ü zerinde durm ayı gerektiren bir başka nokta, reel getirisi negatif olan ve vadesi kısalan bir m evduat yapısının orta vadede sürdürülebilir olup olmadığıdır. Yukarıda sözü edilen ikame çabalarının

daha önem li büyüklüklere ulaşm ası m ak ro ek o n o m ik gelişmelere, beklentilere ve altern atif araçların d u ru m u n a bağlı olacaktır.

111.1.2.d. Bankacılık Kesimindeki Gelişmeler

a) Yeni Bankalar ve Faaliyeti Sona Eren Bankalar

1989 yılında üç yeni banka faaliyete geçm iştir. Söz konusu

bankalardan ikisi, Birleşik Y atırım B ankası A.Ş. v e T ek fen F inansm an ve Yatırım Bankası A.Ş., yeni kurulm uş b an k alard ır ve m evduat kabul etmeksizin yatırım bankacılığı alanında faaliyet g ö sterm ek ted irler. Birleşik Yatırım Bankası A.Ş.’nin kuruluşuna B akanlar K u ru lu ’nca izin verilm esine ilişkin duyuru 27 Ekim 1988 tarihli R esm i G a z e te ’d e yayım lanm ış ve Banka’nın faaliyeti 29 H aziran 1989 ta rih in d e başlam ıştır. T ekfen Y atırım ve Finansm an A.Ş.’nin kuruluş iznine ilişkin duyuru ise 7 E kim 1988 tarihli Resmi G azete’de yayım lanm ış ve B anka 7 A ğ ustos 1989 tarihinden itibaren faaliyete başlam ıştır. H e r iki ban kan ın da serm ay e çoğunluğunu yerli ortak lar oluşturm aktadır. Ü çüncü olarak, K ıbrıs K red i B ankası Ltd., 20 Eylül 1989 tarih ind e İstan bul’da T ürkiye M erk ez Ş ubesini açm ıştır. Bu şubenin açılışına izin verilm esine ilişkin duyuru 6 E kim 1988 tarih li Resmi G azete’de yayımlanm ıştır.

1989 yılında bir banka kuruluş izni, b ir yabancı bank a ise T ürkiye’de

şube açm a izni almıştır. B unların h er ikisi d e 1989 yılı sonu itibariyle henüz faaliyete geçm emiş bankalardır. 13 Eylül 1989 tarih li Resmi G azete’de A vrupa-Türk Y atırım B ankası A.Ş. unvanlı bankaya m evduat kabul etm em ek koşuluyla kuruluş izni verildiği d uy u ru lm ak tad ır. M erkezi F ransa’da olan Societe G en erale Societe A no ny m e unvanlı bankanın T ürkiye’de 10 milyon A BD d oları başlangıç serm ayeli b ir şube açm asına izin verildiği 24 Mayıs 1989 tarihli R esm i G a z e te ’d e yayım lanm ıştır.

Societe G en erale Societe A nonym e ve K ıbrıs K red i B ankası L td .’nin teşebbüsleri yabancı bankaların T ü rkiye’de şub e açm ası eğiliminin sürm ekte olduğunu gösterm ektedir. D iğer ta ra ftan , yeni ku ru lan veya

kuruluş izni almış olan ban kaların o rta k b ir özelliği m evduat

toplam am aları ve yatırım bankacılığı alanına yönelik olm alarıdır. 1988 TCM B Yıllık R ap o r’unda vurgulanm ış olan bu eğilim 1989 yılında da sürm üştür. Ayrıca, yeni bankaların yerli ve yabancı serm ay en in ortaklığı ile kurulm aları yönündeki eğilim de devam etm iştir. D ış tic a re t hacm inin 1989 yılında duraklam a gösterm esine ve m enkul kıym et ticaretin in önem

kazanmasına paralel olarak bankaların sermaye piyasası işlemlerine yönelik ilgilerinin artm ış olduğu söylenebilir.

Yüksek Planlama K urulu’nun 20 Ocak 1989 tarihli kararı ile T.C. Turizm Bankası A.Ş.’nin tüm aktif ve pasifleri Türkiye Kalkınma Bankası’na devredilmiştir. Çaybank A.Ş.’nin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etm e yetkisi sürekli olarak ve tüm teşkilatını kapsayacak şekilde kaldırılmıştır. Resmi G azete’de 2 Ocak 1989 tarihinde yayımlanan bu karar 12 A ralık 1988 tarihinden itibaren geçerli olmaktadır. Yukarıda belirtilmiş olan katılım lardan sonra, 1989 yılı sonu itibariyle Türkiye’de faaliyet gösterm ekte olan banka sayısı 62 olmaktadır. T.C. Turizm Bankası A.Ş. ve Çaybank A.Ş. bu toplama dahil edilmemiştir. Söz konusu 62 bankanın 8 tanesi kamu kesim ine ait ticari banka, 24 tanesi özel kesime ait ticari banka, 21 tanesi yabancı banka ve geriye kalan 9 tanesi kalkınma ve yatırım bankasıdır. İller Bankası sonuncu gruba dahil edilmiştir.

Belgede YILLIK RAPOR 1989 (sayfa 59-63)

Benzer Belgeler