• Sonuç bulunamadı

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 9. DÖNEM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 9. DÖNEM"

Copied!
25
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 9. DÖNEM

OCAK DERS NOTLARI

Editör

Dr. Tahir ÖZAKKAŞ

(2)

ii

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 145 Bütüncül Psikoterapi 9. Dönem Ocak 2011 Ders Notları

ISBN 978-605-5241-74-2 Copyright Psikoterapi Enstitüsü

Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen yayımlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik ortamlarda

yayımlanamaz.

Birinci baskı: Ocak 2015

Editör: Tahir Özakkaş Yayıma hazırlayan: Sevgi Akkoyun

Katkıda Bulunanlar: Merve Burcu Akdağ, Tülay Asal, Serpil K. Günyüz

Baskı: Acar Matbaacılık Prom. ve Yayın. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Litros Yolu Fatih Sanayi Sitesi No:12/243 Zeytinburnu - İstanbul Tel: 0212 613 40 41

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.

Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Cad. No:285 Darıca-KOCAELİ

Tel : 0262 653 6699 Fax : 0262 653 5345

Merkez: Bağdat Caddesi No: 540/8 Bostancı-İSTANBUL / TÜRKİYE Tel : 0216 464 3119 Fax : 0216 464 3102

www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com

(3)

iii SUNUŞ

nsanlık tarihi boyunca, her toplumda psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmeye yönelik girişimler olmuştur. Bu alanda yapılan girişimler sonucu ortaya çıkan pek çok farklı ekolün savunucu- ları, kendi ekollerini yüceltme ve diğer ekolleri küçümseyerek öte- kileştirme yoluna gitmiştir. Ancak buna rağmen farklı yaklaşımlar- dan bilgiler edinerek kuramını zenginleştirmeye ve bu alanda çalış- malar yapmaya başlayan öncü terapistler, psikoterapide bütünleş- meyi sağlayarak alandaki bölünmeleri büyük oranda azaltmıştır.

Bütüncül psikoterapi, hastanın bilişlerinin, davranışlarının, kişi- liğinin ve duygusal süreçlerinin yeniden düzenlemesine yardımcı olmak için pek çok farklı ekolden faydalanarak daha gerçekçi, uyumlu ve esnek bir çalışma alanı sunar. Eğitimini verdiğimiz bü- tüncül psikoterapi zamanzaman eklektik ve asimilatif, genellikle de entegratif ve ortak faktörler üzerine kurulmuş bütüncül bir yak- laşımı içerir. Bireye, teori odaklı değil danışan odaklı bakmaya çalı- şan bütüncül psikoterapiler, farklı yaklaşımların bileşenlerini bir araya getirerek terapisti geniş bir vizyona ulaştırır.

Bu amaçtan yola çıkarak, çeşitli bilimsel etkinlik, araştırma, eği- tim ve yayın çalışmalarıyla, ülkemizde bütüncül psikoterapi uygu- lamalarının gelişimine öncülük etmekten gurur duyuyoruz. Eliniz- deki bu ders notları, ruhsal bozuklukların tedavisinde tek bir psi- koterapi yaklaşımına bağlı kalmaktansa elindeki veriyi kullanarak uygulanabilecek en iyi tekniği ve teoriyi arayan bütüncül yaklaşımlı terapistler yetiştirme adına verilen Bütüncül Psikoterapi Teorik

İ

(4)

iv

Eğitimi 9. Grubunun Ocak ayı deşifrelerini sunmaktadır. Bu ders notları, eğitim deşifresinin derlemesi olma özelliğiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yayın niteliği de taşımaktadır.

Bu ders notlarında Heinz Kohut, ruhsal aygıtın parçaları, kendi- liknesnesi ve işlevleri, kendiliğin çözümlenmesi ve Bay İ vakası, Kohut’a göre narsisizm ve terapisi konuları ele alınmaktadır.

Bütüncül psikoterapiler de insanın ruhsal yapısının gelişiminde olduğu gibi zamanla özerkleşecek, bireyselleşecek ve ayrışarak psikoterapi ruhunu ayakta tutacaktır.

Psikoterapi uygulayıcıları için önemli olduğunu düşündüğümüz bu eğitim ders notlarını, sizlerin ilgisine sunmaktan kıvanç duy- maktayız. Keyifli okumalar dileriz…

Tahir ÖZAKKAŞ Psikoterapi Enstitüsü Başkanı

(5)

v

İ Ç İ N D E K İ L E R

14 OCAK 2011 1. GÜN

1 HEINZ KOHUT ... 3

2 RUHSAL AYGITIN PARÇALARI ... 33

3 KENDİLİKNESNESİ VE İŞLEVLERİ ... 98

4 NARSİSİSTİK KLİNİK TABLO GÖRÜNÜMÜ ... 144

15 OCAK 2011 2. GÜN

5 KOHUT VE TERAPİSİ ... 199

6 DERİNDEN ÇALIŞMA, İÇİNDEN GEÇME VE KAPSAMA ... 249

7 KENDİLİĞİN ÇÖZÜMLENMESİ VE BAY İ VAKASI ... 308

8 KOHUT’A GÖRE NARSİSİZM NE ZAMAN OLUŞUR? ... 351

16 OCAK 2011 3. GÜN

9 NARSİSTİK YAPI NASIL TEDAVİ EDİLİR? ... 395

10 İDEALLEŞTİRME AKTARIMI KARŞISINDA ANALİSTİN TEPKİLERİ ... 447

11 AĞIR NARSİSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU VAKASININ İRDELENMESİ .. 504

12 NARSİSİSTİK İNCİNMENİN İRDELENMESİ ... 534

D İ Z İ N ... 579

(6)
(7)

14 Ocak 2011

1. GÜN

(8)
(9)

1

HEINZ KOHUT

ahir Özakkaş: Evet arkadaşlar hoş geldiniz. Muhteşem kalabalığımız toplanana kadar bu kalabalıkla idare edece- ğiz.

Kursiyer: Bizi beğenmiyor musunuz?

Tahir Özakkaş: Beğeniyorum, o yüzden başlatıyorum. Bu ayki konumuz neydi?

Kursiyer: Kohut.

Tahir Özakkaş: self psychology. Okudunuz mu peki arkadaşlar?

Kursiyer: Hocam önce sizden dinleyelim istiyoruz.

Tahir Özakkaş: Evet, eğitimin can damarlarından birisi de bu ay göreceğimiz self psychology. Ben böyle genel bir giriş yapayım resmi girişten önce, ısındıktan sonra da ceketimi çıkaracağım. İs- terseniz bu ay göreceğimiz konuların teknik kelimelerini tek tek yazalım, onun üzerine de 3 gün boyunca oyun oynayalım, olur mu?

Kohut denince akla kendilik gelir. Karşılığı da self’tir. [Hoca tahtaya yazıyor.] Self denince akla bipolar self gelir. Bu iki uçlu kendilik demektir. Demek ki self kelimesi bizim ana kelimemiz,

T

(10)

4 9. BPT OCAK DERS NOTLARI

çekirdek kelimemiz, kilit taşımız fakat self kelimesi Kohut’a geldiği zaman birdenbire bükülür, değişir. Bipolar self diye özel bir anlam kazanır. İki uçlu selften, iki uçlu kendilik anlayacağız. Hemen yazalım, bir ucunda büyüklenmeci kendilik ucu, idealize edil- miş ebeveyn imagosu ikinci ucu. Bireyin hayatında arzular, tut- kular ve istekler bir tarafta, idealler bir tarafta, ulaşmaya arzu etti- ğimiz şeyler diğer kutupta; bu ikisini birbirine bağlayan, (tension arc) gerilim kemeri, gerilim yayı ile birbirine bağlanmış. Dünya kendilik ve nesneden ibaret, ama Kohut’ta öyle değil, dünya kendi- lik ve kendiliknesnesinden ibaret; onu da yazalım o zaman, kendi- lik ve kendiliknesnesi.

Diğer bir tanım, gelişimsel duraklama, bunlar hep böyle tek- nik kelimeler ve arkasında kuramın felsefesi yatıyor. Primer nar- sisizm, sekonder narsisizim, optimal kırılma (optimal engel- lenme), diğer bir tanım birincil aynalanma, ikincil aynalanma, yeterli aynalanma, yetersiz aynalanma, ters aynalanma, bi- rincil ayna aktarımı, ikincil ayna aktarımı, kaynaşma aktarı- mı, ikizlik aktarımı, dar anlamda kendilik aktarımı. Bayağı da teknik kelime varmış öğrenmememiz gereken. Ne eksik kaldı te- rimden şöyle bir düşünelim. Dikey yarık, yatay yarık, dikey bö- lünme. Aklıma gelenler bunlar şu anda. Kendilik tasarımını da yazalım. Arkaik kendilik kavramını da ilave edelim. Olgun ken- dilik.

Hemen hemen hepsini de yazmışız yani kursiyer İ, yazdık mı hepsini?

Kursiyer: Yazdık.

Tahir Özakkaş: Teşekkürler. Savunucu içerikli ve telafi edici savunucu olanlar ve telafi edici olanlar. Yukarıya yazalım bunu;

(11)

Kohut 5 eşduyum, empati, gıyabında içebakış. Başka ne kaldı? Trans- muting internalization neydi kursiyer Y?

Kursiyerler: Dönüştürücü

Tahir Özakkaş: Kim diyor?

Kursiyer: Dönüştürücü özdeşim.

Tahir Özakkaş: Dönüştürücü içselleştirme, internalization, içsel- leştirme; identificion, özdeşim.

Kursiyer: İçinden geçirme diye bir kavram vardı?

Tahir Özakkaş: Onu da söyleyelim, içinden geçirmeyi de söyleye- lim. Şuraya dönüştürerek içselleştirmeyi yazalım, working thro- ugh derinliğine çalışma; passage through içinden geçme. Derin- liğine çalışma working through; passage through içinden geçme.

Working through, transmuting internalization, bunlar Kohut’un ana psikanalitik literatüre getirdiği yeni terimler, bunlar bir çağrı- şım yaptı mı size? Yaptı değil mi?

Tahir Özakkaş: Self object environment kendiliknesnesi ortamı demek, onu nereye yazalım?

Corrective emotional experience düzeltici duygusal deneyim de- mek. Close to the understanding of experience, duyan oldu mu bu kavramı? Deneyime yakın anlayış demek yani söz yok, duygu var;

understanding from experience deneyim uzak anlayış. Ara alan, unut- tuk, ara alanı da yazalım.

Kohut; psikanalist olarak, terapist olarak Amerika’da hayatına devam ediyor. Chicago’da psikanaliz cemiyetine mensup bir psika- nalist, yıllardır Amerikan Psikiyatrist Derneği’ne ait derginin edi- törlüğünü yürütüyor fakat sonradan babası Freud’a isyan ediyor.

Anladığımız kadarıyla “Senin kuramın geçerli değil, yerine yeni bir

(12)

6 9. BPT OCAK DERS NOTLARI

kuram ikame ediyorum.” diyor ama bu kuramı ikame ederken de 30 yıl bunun sancısını çekiyor. Aslında kuram 30 yıl öncesinde kopmuş Freud’un kuramından fakat bunu iç dünyasında kendisiyle hesaplaşmasında bitirene kadar üstü örtük tutuyor, yazdığı maka- lelerde kuramın hep ayak izleri var. Kuramın ana ekseni, dürtü çatışma kuramı biyolojiye dayanır diyor, biyoloji de maddeye da- yanır. Dürtü çatışma kuramı psikolojik değildir. Dürtü çatışma kuramı ’e dayanır. Darwin de canlıların ayakta kalması için 2 tane temel güdü olduğunu, birinin bireysel hayatı sürdürebilmek için saldırgan olma, diğerinin neslin devamlılığını sağlaması için cinsel üreme arzusu içinde olması olduğunu söyler. Bu biyolojik kaynak- tan gelir, bütün canlılarda canlılık buna göre devam eder, demek ki canlılar ayakta kalabilmek için saldırganlıkla donatılmıştır ve ken- dilerini korumak durumundadırlar, bireysel canlılıklarını ve ikinci olarak da nesillerini devam ettirmek, canlılıklarını sürdürmek için üreyebilmeleri gerekir.

Bu iki terimi Freud almış, libidinal enerji ve agresyon enerjisi, libidinal unit ve agresyon unit olarak, yaşam ve ölüm içgüdüsü olarak kuramına dâhil etmiştir. Freud’un kuramı buharlı bir maki- nenin arkadan buharını iterek, öne doğru gitmesi gibi tek yönlü, bir biyolojik, libidinal teoriye dayanır. Arkadan libidinal enerji iter, o enerji hayatın gerçekliği ile bağdaşmadığı zaman bir kısmı dur- durulur ve bastırılır, buradan ego gelişir. Ama zaman zaman alter- natif savunma düzenekleri tahliye siboplarıyla boşaltılır, bunları biliyorsunuz, belki bu zamanın fiziğinin geçerli olan kuralı Newton’dur. Zamanın fiziğine uygundur. Her şey mekanik plan- lanmıştır. Bilim adamlarının kuram oluştururken zihinleri de o dönemin bilimsel gelişmesine uygun olarak gelişir. Dolayısıyla bütün o dönemde her bilim dalındaki kuram, fiziğin ve matemati- ğin gelişmesiyle sınırlıdır. Onun ötesinde bir şey bilim adamları ve

(13)

Kohut 7 kuramcılar düşünemezler. Keza aynı şekilde Darwin’in kuramı da, Darwin’den alınan Freud’un biyolojik bir temele dayalı, mekanik bir insan anlayışı ve ruhsal anlayıştır. Elbette psikolojik yapılarımı- zın arkasında bir enerji vardır, fakat bu enerjiyi almak ve izah et- mek farklı bir şeydir, onun oturtmuş olduğu ürünleri psikolojik olarak değerlendirmek farklı bir şeydir. Ben birinci olarak Freud’un biyolojiye bulaştırdığı psikolojiyi, biyolojiden kurtarıyorum. Beyin- de ne olup bittiği, hangi elektronların geldiği, hangilerinin gittiği, hangi biyolojik akımın var olduğunu gitsin kimyagerler incelesin, nörologlar incelesin, nörobiyologlar incelesin, nörobilimciler ince- lesin, nöroanatomistler incelesin. Ben psikoloji dediğimiz saf, soyut alanlarla ilgileneceğim, orda başka bir ürün var. İşte Kohut olarak ben Freud’un biyolojiye hapsetmiş olduğu, Newton Fiziği olarak ilişkilendirilen ve Darwin’den emanet alınan yapının insanı izahta yetersiz ve geçersiz kaldığını söylüyorum, Newton sonrası Kuan- tum Fiziği’ne uygun bir açılım getiriyorum der. Ne oldu, dürtü kuramından uzaklaştı, kendine ait bir kuramın temellerini attı. Ve bu yapısal değişiklik ve yaklaşım tarzı hem bir tedavi tekniğini, hem teşhisi, hem ayırıcı tanıyı, birçok şeyi ciddi şekilde değiştire- cek.

Der ki insan doğuştan getirdiği özellikleri itibariyle etrafındaki nesnelerle iletişim içerine girer. İnsanın doğasında ve özünde ken- dini gerçekleştirme potansiyeli vardır. Aynı bir tohumun doğada, kendini gerçekleştirmesi gibi etrafında olan [kendiliknesnesi orta- mı denen alan, koyu renkle ortada] o tohumun gelişmesine izin verirse, tohumun olgunlaşmasına izin verirse o tohum büyür ve gelişir. Herhangi bir çatışma söz konusu değildir. Ama biz biliyo- ruz ki Freud’un teorisi çatışma üzerine kuruldu ve engellenme üzerine kuruludur. Kohut bunu tamamen reddeder. Çatışma değil, uzlaşma ve uyuşma vardır. Eğer bir kendiliknesnesi ortamında bir

(14)

8 9. BPT OCAK DERS NOTLARI

çocuk büyütülür ise, çocuk içindeki potansiyellerini hayata taşır, bunun için gerekli olan şey kendiliknesnesi ortamını ve daha önemlisi de çocuğun kendiliknesnesi işlevini görecek, kendiliknes- nelerinin bulunmasıdır. Şimdi tabi çokça terim var, ben biraz me- taforik, biraz da esprilerle anlatmaya çalışacağım, konuyu basitleş- tirmeye çalışacağım.

Kohut der ki, çocuk doğduğunda bir yapı ile doğar, bu yapı primer narsisistik yapıdır. Her birey kendisinin omnipotent güç ile donandığı hissi ile doğmuştur. Ve dünya onun etrafında dönüyor.

Burada dikkat ederseniz Freud ile aynı, Freud da primer narsisistik yapı oral dönemde omnipotent bir yapı var diyordu ve bunun etra- fında dönen bir dünyadan bahsediyor idi. Bu primer narsisistik yapı fiziksel olarak hayatı belirlemede ve hayatı yaşamada çok ye- tersizdir. Ama bu gerçekliği kabul etmek yerine kendi ihityaçlarını gideren bir nesnenin varlığında, o nesne sanki kendi parçasıymış gibi duyumsar onu, bu annedir. Çocuğun yeme ihtiyacı, meme alma, emme ihtiyacı, altının temizlenmesi, bakımının verilmesi o kadar doğal ve hak edilmiştir ki bebek tüm bu olan biteni kendi yapmış gibi hisseder yani etrafında kendisine hizmet veren kişile- rin yapmış olduğu işlemler, doğal ve olması gereken işlemlerdir.

Bu işte doğal olması gereken işlemleri yapan her türlü etrafın- daki nesneye ne isim veriyor: KENDİLİKNESNESİ ve bu benim bir parçam. Kendisinden ayırt edemiyor onu, o büyük bir fonksiyon görüyor. Bunun en güzel örneğini gözünüz görmez (Hoca gözlü- ğünü çıkarıyor), görmüyorum sizi, kendiliknesnesi benim adıma görür. O gözlük onun bir parçası olur ve gözlüksüz bir hayat düşü- nemem. Gözlük sanki benim uzantımmış gibi. Zaman zaman göz- lüğünüz yüzünüzde olduğunda elinizi yüzünüzü yıkıyanlar vardır.

Ben de onlardan birisiyim, o kadar benim parçam ki suyla yıkabi- lirsiniz. Gözlüğünüz gözünüzde olduğu halde ararsınız nerede

(15)

Kohut 9 benim gözlüğüm diye. İşte kendiliknesnesi işlevi bu kadar içe gir- miş, içselleştirilmiştir bir yapıdır. Gözlük olarak gözlüğün ayrı bir varlık olduğunu bilirsiniz, ama gözünüzde olduğu halde, haberiniz olmayabilir. İşte kendiliknesnesi, gözlük gibi görevini yerine getir- diği müddetçe bir müddet sonra göz, gözlüğün yaptığı işlevi yapa- bilir hale geliyor. Yani bakım veren annenin çocukla ilgili yaptığı her türlü yaklaşım tarzı duyguları kontrol etme, düşünceleri kont- rol etme, davranışları kontrol etme, eğitim ve öğretim gibi, anne tarafından geliştirilmiş tüm beceriler yavaş yavaş farkında olmadan çocuk tarafından içselleştirilir. Bu içselleştirmelerden sonra çocuk, doğal seyrinde, yan yana anne ile giderken annenin yapmış olduğu bir fonksiyonu, birtakım fonksiyonları zaman içerisinde farkında olmadan kendi yapmaya başlar. İşte çocuğun anneden almış oldu- ğu, farkında olmadan doğal seyrinde ilerleyen tüm duygu, düşünce, davranışları yönetebilme kapasitesi transmuting internalization dediğimiz dönüştürerek içselleştirme dediğimiz sürecin ürünüdür.

Bireyler primer narsisistik yapıdan sekonder narsisistik yapıya bu şekilde geçerler. Ben bunu şöyle nitelendiriyorum, hani çocuk- ların çizgi filmlerinde devasa robotlar vardır, o devasa robotların beyinlerinin içinde çocuk oturur joy stick’ler gibi, o devasa robotlar diğerleri ile savaşır. İşte bir bebeğin anne ile kurmuş olduğu ilişki böyle bir ilişkidir. Devasa robotlar annedir, bebek onun içine gir- miş olan o robotu guya yöneten ve yönlendiren kişidir. Bir müddet sonra o robotun tüm hareketlerini ve fonksiyonlarını, kapasiteleri- ni, büyüyen kimlik ve kişilik olarak kendisi yapabilme becerisine sahip olduğu zaman, kendi başına bir varlık olmuş olan bir yapı ortaya çıkıyor. Primer narsisistik tablo sekonder narsisistik tabloya dönüşüyor. Bu yapının gelişebilmesi için, uygun kendiliknesnesi ortamı olması lazım. Ne demek uygun?

(16)

10 9. BPT OCAK DERS NOTLARI

Uygun kendiliknesnesi ortamı. Çocuk bipolar self dediğimiz iki kutuplu kendiliğe sahiptir. Kendiliğin bir tarafında grandiyöz ken- dilik dediğimiz büyüklenmeci fantezilerle dolu, dünyayı yönettiği- ne inanan, coşkusu olan bebek vardır. Dünya onun emrindedir ve çocuk bebeklikten itibaren ufacık ufacık yaptığı başarılar karşısın- da dünyanın en önemli işini yapmış gibi alkış bekler; dik durmak, iki adım yürümek, kaşığı elinde tutmak, iki kelimeyi ardarda söy- lemek gibi ilk başardığı şeyler karşısında alkış almak ister, hayatı boyunca da başardıklarının başkaları tarafından onanması, destek- lenmesi, vayy abi sen neymişsin şeklinde duygusal bir desteğe ihti- yaç duyar. Masterson kuramında, hatırlar mısınız, libidinal enerjiye ihtiyaç duyuyordu, anne libidinal enerjiyi kestiğinde çocuk terk depresyonuna düşüyordu; burada da aynı şey aslında baktığımızda, anne ve çevresindekiler, kendiliknesnesi oratmında bulunan birey- ler, çocuğun başarı ve becerilerini bu şekilde destekler ve onaylarsa buna birincil aynalanma desteği diyoruz. Grandiyöz kendiliğin ebeveyn tarafından onanması.

Sen büyüksün, sen muhteşemsin, sen harikuladesin; terapi de bunun devamıdır. Sen muhteşemsin, sen harikuladesin çünkü be- bek doğal gelişim seyri esnasında, kendisini geliştirecek taleplerde bulunur. O talepler karşı taraftan karşılanırsa, yani kendiliknesnesi tarafından karşılanırsa daha olgun bir gelişme evrimselleşir. Eğer çocuk etrafında kendisini bu manada destekleyecek ve onaylayacak bir ebeveyn bulamazsa, birincil aynalanma eksikliği dediğimiz ek- siklikle kendisini tutar ve orada gelişimsel duraklama düzeyinde primer narsisistik yapı olarak kalır.

Demek ki bir çocuk ebeveynleri tarafından desteklenmezse, ço- cuğun ufacık ufacık başarıları abartılı bir şekilde ödüllendirilmez ise, onun ihtiyacı olan beni sevin ve önemseyin duygusu ebeveyn tarafından tatmin edilmezse, bu yapı ağır bir kırılmaya neden olu-

(17)

Kohut 11 yor ve çocuk gelişimsel duraklamaya uğruyor. Yani primer narsisis- tik yapıdan sekonder narsisistik olgun yapıya geçip hayatın gerçek- lerini anlayabilecek kapasiteye geliştirebilmesi için birincil narsisis- tik dönemde yeteri kadar doyuma ve desteğe ihtiyaç duyması la- zım. Eğer yeteri kadar doyuma ve desteğe ihtiyaç duyamazsa pri- mer narsisistik düzlemde saplanan yapı, ömür boyu birincil ayna- lanma eksikliği ile ilgili işlere bulaşır. Hep kendisinin aynalanması ve takdir edilmesi ile ilgili sürekli bir döngünün içindedir ve bu döngüden kurtulamaz, abartılı olarak her ortamda kendisinin onaylanmasını, takdir edilmesini bekleyerek işi kendi üretkenli- ğinden alır, diğerleri tarafından onanma basitliğine indirgenen bir hayata mahkûm olur, birincil aynalanma eksikliğinin nedeni.. Evet kursiyer?

Kursiyer: Yani kısaca aferinin faydalı yönlerinden bahsediyor.

Tahir Özakkaş: Kesinlikle.

Kursiyer: Nereye kadar, bu aferin de çok.

Tahir Özakkaş: Gelecek o.

Kursiyer: Ha pardon.

Tahir Özakkaş: Hemen onu da söyleyelim, her istediğini siz onay- lıyorsunuz, aferin diyorsunuz çocuk gecenin üçünde dondurma isterim, şimdi hemen meme isterim diyor; çocuk zihninde düşün- düğü her şeyi yaratır ve dünyayı ona göre şekillendirir ama arzular- la gerçekler arasında makas açılır. Gecenin üçünde dondurma ge- lemez. Her istediği an göğüste süt bulamaz. İşte arzularla gerçekler arasındaki bu açılan yay, bebeğin kaldırabileceği boyutta açılabilir- se sağlıklı narsisizme, sekonder narsisizme dönüşür ama bu makas çok açılır yani anne çocuğun ihtiyaçlarını hiç karşılamaz ve hiç aferin demez, onun ihtiyacı olan bakımı vermez, tam tersi kendi

(18)

12 9. BPT OCAK DERS NOTLARI

bakıma muhtaç ise o kaldırılamayacak şekilde açılma kopar ve kırılır; demek ki hayatın gerçekliği ve kendiliği çocuğun tüm ihti- yaçlarını karşılamayı zaten mümkün kılmaz, bu mümkün kılma- mak hayatın gerçekliği ve doğasından kaynaklanır. Siz ne yaparsa- nız yapın çocuğun ihtiyaçlarını ve isteklerini anında karşılayamaz- sınız, anında karşılayamamak zaten çocuğu gerçeklikle yüzyüze bırakır ve kırılmalar yaşatır, Tanrı olmadığının farkına vardırır, buradan da sekonder narsisizm gelişir. Freud’a göre dürtülerin tatmin edilememesi ve gecikmesinden ego gelişiyordu, ego gerçek- liği gelişiyordu çünkü gerçekliğe uymuyordu yapı ve yavaş yavaş arzularla gerçeklik ters düştüğü zaman dürtülerin veya idin gerçek- liğe temas eden kısmı egolaşıyordu; burada da aynı şey var fark ederseniz.

Şimdi birincil kutbu anladık mı? Ben muhteşemim, sen de be- nim bir parçamsın, gözlük gibi, yüzmeye giderken ayaktaki palet gibi. Sen benim parçamsın, günün birinde iyi yüzmeyi öğrenirsem paleti de bırakırım, bırakacağım; gözlerim iyi görmeyi becerirse gözlüğü de bırakacağım. Demek ki bir çocuk kendisi ve annesi veya bakım veren kişiler tarafından desteklenir, onaylanır, kendisine aferin denirse zaten hayatın gerçekliği nedeniyle her istediğini yerinde ve tam olarak karşılamak mümkün olmadığından çocuğun hazmedebileceği, kaldırabileceği kapasitelerde çocuk kırılmalar yaşar. Bu kırılmalar onun primer narsisistik yapısının sekonder narsisistik yapıya evrimleşmesine neden olur. Bunun olabilmesi için iyi bir bakım veren annenin olabilmesi lazım. Çocuğun ihtiyaç- larını empatik bir şekilde hissedebilen bir annenin olması lazım;

bu, çocuğun aç mı, dokunma ya da sevgi ihtiyacı mı, ağrısı mı, sızı- sı mı olduğunu anında algılayan, hisseden ve ona uygun pozisyonu alan bir annenin varlığı ile mümkün olabilecek bir şeydir. Anne kendi derdi ve ızdırabı içindeyse, kendi eşi ile olan kavgalarını

(19)

Kohut 13 çözmek durumundaysa, anne depresyondaysa, anne 8. çocuğuna hamile olup 7. çocuk ortalıkta sürünüyorsa böyle bir yapı içerisinde çocuğuna eşduyum yapıp onun ihtiyaçlarını karşılayan bir anneden bahsedemezsiniz. Bu çocuk narsisistik gelişim hattında primer narsisistik dönemde kalmak durumundadır ve ömür boyu bu ayna- lanma ihtiyacını kapatmak durumundadır. Habire patinaj yapmak- ta devam eder, evet kursiyer G?

Kursiyer: Şimdi burada annenin dinamik bir şekilde incelenmesi lazım, değil mi? Şimdi bir genel doğrular var, bir de çocuğun anne babadan gelen genel karakteri var yani her çocuğa aynı derecede aferin deyip sınırlama yapsak bile karakteri farklı olacak, kiminin narsisizmini geliştirecek şey kiminin primer narsisistik yapıdan kur- tulmasını sağlamaz mı?

Tahir Özakkaş: Çok doğru söylüyorsun, empati demek bebeğin o andaki ihtiyacının ne olduğunu o anda tespit edip o ihtiyaca uygun kaç miligram ve mikrogram duyguyu hangi düzeyde ne kadar ve- rebileceğini anında ölçen bir sistemin sizde bulunması demektir.

Akıl yoluyla değil duygusal bir şekilde otomatik olarak çalışan, her çocuk için de, her farklı çocuk için de, her çocuğun belirli zaman dilimlerindeki ihtiyaçları farklılaşır ve aferinin şiddeti farklılaşır.

Bu aferin bir bakıştır, bir gülümsemedir, bir tebessümdür, bir ku- caklamadır, bir sarılmadır, bir sözdür, bir işarettir.

Kursiyer: Yani bunu binde bir anne yapabileceğine göre psikologlar aç kalmaz diyorsunuz

Tahir Özakkaş: Anneler farkında olmadan bunun tamamını ya- parlar.

Kursiyer: Yaparlar mı?

(20)

14 9. BPT OCAK DERS NOTLARI

Tahir Özakkaş: Evet, yaparlar tabii, eğer anne sağlıklı ise; anne sağlıksız ise onu göreceğiz neden sağlıksız olduğunu, çok zordur, imkânsıza yakındır. Çünkü olmayan bir şeyi veremez anne, kendi içinde olacak ki yani empati burada o kadar önemli ki, kendi de gıyabında içebakış dediğimiz öbürünün iç dünyasında olup biteni anlayabilme, oraya merdivenlerle inip çıkabilme becerisidir; o da terapistin yeteneği olması gerekiyor. Çocuk büyük bir coşku ile yürür, halının ucuna ayağı takılır, düşer; ne oldu?

Dünya yıkıldı, koskaca dünyada Tanrı yere düştü, işte burada Kohut’a göre kendiliğin birinci kutbu çökmüştür fakat kişi kendili- ğin kutbunun çökmesini kabullenemez, hemen ikinci kutbu devre- ye sokar. İkinci kutup kendiliği adına işlev yapan orada bir avukatı, bir müşaviri vardır, o da annesidir. O, onun uzantısıdır, hemen annesine koşar uff oldu der, öp de geçsin, anne de muhteşem öpü- şüyle o anda ayağı öper ve o uff geçer, orada kendiliğin o tanrısal gücü geçici olarak kime devredilmiştir, vekâleten anneye verilmiş- tir. Anne bir şey olduğundan değil, o güç onun işte; sen muhteşem- sin bende senin bir parçan olarak bu muhteşemliği sürdürüyorum der. Ne oldu, birisinde ben muhteşemim, sen benim parçamsın, ikincisinde sen muhteşemsin ben senin bir parçanım. Eşcinsellikle ilgili bir kâğıt dağıtmıştım hatırlıyor musunuz? Eşcinsel aktif ilişki- ye girdiğinde o arkadaşımız ne yapıyordu, primer narsisistik dö- nemde takılıp kalmış bir arkadaşımızdı, ben erkeklerin vücudunu ele geçirecek kadar omnipotent güce sahibim onların enerjilerini soğuruyorum, ikincisinde pasif ilişkiye girdiğinde benim sevgilim ve partnerim muhteşem birisi, ben onun bir parçasıyım, ben olma- dan işlev göremiyor.

Anlayabiliyor musunuz şimdi birinci ve ikinci kutbun cinsel ola- rak kendini ifade etmesindeki ilişkiyi? Bunların hepsinin karşılığını terapide göreceksiniz, hastanız gelip diyecek ki Kohut bu kadar

(21)

Kohut 15 basit izah etmiş, klinikte de bu şekilde görülebiliyor, her türlü iliş- kiye yansır bu ikilem. İkinci kutup da muhteşem bir ebeveynin ihtiyacı olur, bu ebeveynin ihtiyacı gittikçe artar, baba ya sen muh- teşem birisin değil mi? Evet, sen güçlü birisin değil mi? Evet, sen her şeyi bilensin değil mi baba?

Evet, baba çocuğunun gazına gelip de çocuğun o büyüklenmeci yapısını kaldırabilecek potansiyelde ise, utanma duygusu yok ise çocuğun kendisine yüklemiş olduğu tanrısal gücü evet ben oyum diyerek kabullenecek durumda ise ikinci kutup da sağlıklı çalışıyor demektir. Ama baba bu yüceleştirmeyi kabullenemiyor, içinde utanma duyguları ile kıvaranıyor, sıkıntılanıyor, buna cevap vere- miyor ise veya çocuğun bu mükemmel aynaladığı muhteşem baba kırılıyor, inciniyor, çocuğun önünde çok mahcup duruma düşüyor ve yıkılıyor ise bu hatta da ne oluyor? Durma meydana geliyor, bir insanın anormal yapıda olabilmesi için, primer narsisistik düzlem- de kalabilmesi için bu iki hattın da bozuk olması gerekir.

Bu iki hattan birisi sağlıklı ise çocuk normalleşiyor çünkü insan ruhu normale hep yönelim içerisindedir. Birincil hatta bozukluk var yani anne birincil aynalanmayı yapamıyor, anne kendi derdin- de, anne depresyonda, anne şizofren, anne ölmüş, anne yok; çocuk nereye yöneliyor bu kez, ikincil aynaya, babaya yöneliyor; işte idea- lize edilmiş ebeveyn imagosuna yöneliyor. Burada uygun bir baba var, çocuğun ihtiyaçlarını karşılıyor. Burada problem yok ama baba kendi sıkıntı ve dertlerinden mustarip ise ikincil aynalanma hat- tında da ne oluyor, kırılma meydana geliyor. Burada da duraklama meydana geliyor. İki hatta birden bozukluk olursa ne oluyor, geli- şimsel duraklama oluyor. Primer narsisistik yapı sekonder narsisis- tik yapıya dönüşemiyor. Eğer kişi, birincil aynalanma eksikliğinin dozuna bağlı olarak anne kutbunda ciddi problemler ile karşı kar- şıya ise bu insanın yaşamında daha çok aynalanma eksikliğini, bi-

(22)

16 9. BPT OCAK DERS NOTLARI

rincil aynalanma eksikliğini telafi edici sistemler egemen. Hep kendini göstermeye çalışan grandiyöz kendilik hâkim, büyüklen- meci kendilik hâkim, her yerde ve her şeyi başaracağını iddia eden proje denen insan tipi karşımızda ve diğerlerinden hep onay ve aferin bekleyen, kendi üretkenliğini hayata taşımayan, ötekilerin kendisini onaylamasını bekleyen, muhteşemliğinin görülmesini bekleyen 1 yaşındaki çocukla karşı karşıyasınız. Adam 20, 30, 40, 50, 60, 70 yaşında, vayyy abi ne muhteşemsin dediğin zaman 1 ya- şındaki çocuk gibi sevinir. O eksikliğini tamamlıyor. İkincil türde- kiler fonksiyonel olabilirler, ihtiyacı olan aynalanmayı alabilmek için inanılmaz üretkenliklere dönüşebilirler. Sistemin içerisinde yazar, araştırmacı, bilim adamı, müteahhit, ne bileyim her bir şey olabilirler eğer zekaları yetenekleri ve eğitimleri buna müsait ise, değilse tinerci olur, elinde usturayla dolanır, antisosyale doğru gider. İkinci kutupta bozukluk var ise, baba tarafı daha ağır bir darbe almışsa, bu bir örgüte katılır, örgütün liderini kutsar, bir cemaate katılır, cemaatin liderini kutsar, bir organizasyona katılır, oraganizasyonun kendisini kutsar, kendisi o organizasyonun bir parçası olmaktan duyduğu kıvancı dile getirir. Şimdi neden birta- kım insanların ölümüne bir ömür boyu bir şeyin altında olma ihti- yacı içerisinde olduklarını anlıyor musunuz?

Sağlıklı olarak tercihlerinize yönelik bir şeye yönelme vardır, bir de ömür boyu hep bir şemsiyenin altında yaşama mecburiyeti ve mahkûmiyeti vardır. Ölümüne de onu savunma vardır. Bütün mantıksal sistem onu aklileştirme yönünde kullanılır. Yani hangi meşrebe bağlı iseniz, hangi şemsiyenin altında iseniz o şemsiyenin altında olan her şey kutsal ve mübarektir ve onun bir hikmeti var- dır. Bu anlaşılmaya ve araştırılmaya çalışılır. İkinci kutbu da anla- dık mı?

Kursiyer: Bir şey sorabilir miyim?

(23)

Kohut 17 Tahir Özakkaş: Hay hay.

Kursiyer: Birincil kutupta veya ikincil kutupta bir takılma olursa yine de sekondere geçiyor ama o ihtiyacını ömür boyu duyuyor, iki- sinde birden takılma olursa?

Tahir Özakkaş: Geçmiyor.

Yanlış anlattım o zaman, ikisinde birde durması lazım sistemin, o zaman primerde kalıyor, ağırlıklı olarak hangisindeyse klinik tablo ona uygun şeklediyor ama ikisinden bir tanesi normalse geçi- yor sekondere.

Kurisyer: Hocam birincil narsisizmde kalması grandiyöz kendilikte kalması demek değil mi?

Tahir Özakkaş: Evet. Grandiöz kendilikte kalması demek birincil aynalanma eksikliği.

Şimdi bu aynalanma çeşitlerine bakalım.

Birincil aynalanma demek çocuğun o grandiyöz kabarması kar- şısında arkadaşınız G’nin de ifade ettiği gibi aferin demek, ne gü- zel, ne muhteşemsin demek. İkincil aynalanma demek; hani bir Toyota reklamı vardı “benim babam”, o ikincil aynalanmaya çok güzel bir örnek, “benim babam Toyota gibi adam” diyor orada, şemsiyesi altına sığınılan gücün büyüklüğü ve muhteşemliğinden duyulan aynalanma ihtiyacı, baba da gelip evet oğlum ben diğer babalardan daha akıllıyım benim Toyotam da var diyorsa, ikincil aynalanma ihtiyacını gideriyordur. Ben hatırlarım da, rahmetli babamın çocukluğumdan itibaren birincil aynalanma eksikliği var- dı da, benim de hep ikincil aynalanmada babamın askerlik anılarını dinlerdim, anlatırdı hep Zonguldak’ta yapmış, Karabük’te askerlik yapmış, Safranbolu civarında 4 yıl askerlik yapmış, anlatırdı, meş- hur bir gümüş kurşunu vardı, onu anlatırdı, kurşun ne biliyor mu-

(24)

18 9. BPT OCAK DERS NOTLARI

sunuz? Askeri kurşun değil, sanayiciydi babam, sobacıydı, kurşun götürmüş askere sıkıştığında satmak için o dönemde satmış, ek- mek almış, ekmekleri bitmiş de; ben 10 yıl onu dinledim. Kurşunu satmış da ekmek almış, ama nasıl dinledim vay baba, muhteşemsin, demek aç kaldınız siz falan, birtakım askerlere okuma-yazma öğ- retmiş, 20 yıl bunu dinledim, 20 yıl 3 tane şeye şey öğretmiş muh- teşemsin baba diyorum. Nedir bu ikincil aynalanma? Babamı çok akıllı, çok zeki, inanılmaz muhteşem bir adam olarak algıladım yıllarca ben çünkü babam çarşıya girerken herkes çavuşum diye hitap ederdi çarşıda, anlatabildim mi, esnaf bir de başkanım diye hitap ederdi, çavuş ve başkan bir çocuğun ruhunda düşünebiliyor musunuz? 5 yaşındasınız, 6 yaşındasınız, çarşının içinde yürüyor- sunuz, başkanım hoş geldin, hoş geldin başkanım. Yıllar sonra anlıyorum ki babam Sobacılar Derneği Başkanlığı’nı bir ara yürüt- müş Çavuşluk hikâyesine gelince, şöyle bir hikâye var, oturuyo- rum, babamların işyerinde askerlik anıları açılıyor, bir gün bizim paşa geldi diyor, bize şöyle hitap etti diyor. Erin mareşaline çavuş denir, bağlantı şöyle: er babam ama mareşal, ötesi var mı?  Ba- bam da bunu gururla taşıyor ben çavuşum diye  Ne oldu, ikincil aynalanma ihtiyacı, babamın birincil aynalanma ihtiyacı üst üste örtüştü. Körler sağırlar birbirini ağırlar Bu şekilde mekanizmalar.

Kursiyer: Hocam yetişkinlikte annesinin babasının eksikliğini kim- seye anlatamayan mükemmele yakın kişiler bu ikincil aynalanma sürecini..

Tahir Özakkaş: Muhtemelen kafasında yüceltmiş olduğu nesne yücelttiği kadar olmadığında ikincil aynalanma eksikliği ciddi ma- nada ortaya çıkar ama bu tip yapılarda gider yüce birisinin bir şeyi olur, bağlantısı olur, bir partiye girer, bir cemaate girer, bir tarika- ta, örgüte, sosyal siyasal yapılara.. Ordan o kurumu yüceltir. Onun başında olamaktan kıvanç duyar yani ailesiyle ilgili baba yani baba

(25)

Kohut 19 yerine ikame ettiği nesnelerle ilgili kırılma optimalin üzerindeyse kişi orada donup kalır. Habire onu tamir etmeye çalışır, ömür boyu ters aynalanma, bunların daha sonra üzerinden geçeceğim, ters aynalanma çocuğun beklentilerinin yönünde değil de tersi yö- nünde cevap verme, çocuk elinde karneyi almış koştura koştura geliyor, bak 5 aldım baba, anne; bakıyor karneye, şuraya bak 2 tane 4 var diyor biz senin zamanında ekmek yok, aş yok, ışık yok, elektrik yok, ne zorluklar içerisinde naylon, lastikle okula giderdik, bizim karnemiz senden iyiydi..

Çocuk ne bekliyor, anne ne veriyor, anlatabiliyor muyum? Veya anne aynalıyor vay aferin kızım vay aslanım, diyor, burnundaki sümük ne, diyor ardından, bu çok ciddi kırıcı, inanılmaz, çocuğun iç dünyasında kontrol edici mekanizmalarını yok edici, bu ne bili- yor musunuz, hayatın her anında bir şeyi başarırken tam ortasın- dayken birisi burnunuzdaki sümük ne diyecek size Onun için hiçbir zaman ortamlarda kendini iyi hissedemez, primer narsisis- tik yapıda kalır; empati yapamayan, uygunsuz davranış şekli ortaya koyan ebeveyn veya çocuğun o duygusuna iştirak ederken coşku- nun tam ortasında dikkatini bir başka yöne çeken anne (çamaşırla- ra bakıyor, koltuğa bakıyor, misafir gelecek mi ona bakıyor, ne bileyim, televizyondaki diziye bakıyor) dolayısıyla çocuğun coşku- sal döngüsü tam anlamıyla tamamlanmadan o döngünün tak diye kesildiği bir dikkat ve ilgi, çocuğu mahveden ve perişan eden ayna- lanma çeşitlerinden bir tanesidir.

Eşduyumsal empati derken çocuğun o andaki ihtiyaçlarının hangi sürede ve ne kadar sürede biteceğini ve nerede dayanabile- cek boyuttayken onu kesebileceğini hissedebilen anne demektir;

ne kadar nazik bir şey, zor bir şey aslında, çok zor bir şey ama bu ayna nöronlar vasıtasıyla oluyor herhalde kendiliğinden, T ne dü-

Referanslar

Benzer Belgeler

Bizim biraz farklı düşüncelerimiz vardı ve iki tane temel sorumuz vardı ve bir de telafi edici stratejiler dediğimiz ve ondan sonra ortaya çıkan öğrenilmiş

Kursiyer: Şimdi hocam ben Beck olarak düşününce üç tane temel kabul olması gerekirken yani değerli hissedemeyip değersiz, çareli hissedemeyip çaresiz, yeterli

Yeniden yakınlaşma evresine gidene kadar olan, “yumurtadan çıkma” yani beden olarak ve duygu olarak ayrı bir varlık olduğunu deneyimlemesi bireyin ilk

Bunu öğrenmek önemli, bu dönem normal geçerse temel güven duygusuyla oluyor, bu dönemde patolojiler olabilir ve patolojiler olduğu zamanda da daha çok psikotik

Şimdi burada davranışsal kuramı basit bir şekilde öğrenme ilkesi olarak görüyoruz.. Öğrenmenin de taklit, modelleme, sosyal öğrenme dediğimiz farklı çeşitleri

Burada da çocuklar bu klinik tablo içerisinde derin bir depresyon duygusuna düşmemek için kendilerini korumaya yönelik olarak ergenlik krizi gibi tepkiler ortaya

Kernberg Aktarım Odaklı Psikoterapi 11 nasıl geliştirildiğini daha net, daha büyük bir kavrayışla kavramamız sonucunda Melanie Klein’ın getirmiş olduğu

Nesne İlişkileri Teorisinin Kaynakları 7 yapı Melanie Klein’ın nesne ilişkileri, Jacobson’ın nesne ilişkilerini ilk defa psikanalitik literatüre katması ile