• Sonuç bulunamadı

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

TEMMUZ DERS NOTLARI

Editör

Dr. Tahir ÖZAKKAŞ

(2)

ii

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 124 Bütüncül Psikoterapi Eğitimi 10. Dönem

Temmuz 2011 Ders Notları

ISBN 978-605-5241-79-7 CopyrightPsikoterapi Enstitüsü

Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen yayımlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve

elektronik ortamlarda yayımlanamaz.

Birinci baskı: Haziran 2013

Editör: Tahir Özakkaş Yayıma hazırlayan: Sevgi Çorabatur

Katkıda bulunanlar: Çağla Kılıç-Aysun Çamkerten-Emine Yavuztürk- Serap Altu-Demet Balcı- Menekşe Arık

Baskı: İklim Ofset

Nişanca Mah. Arpacı Hayrettin Sok. No:21 Eyüp/İstanbul Tel: 0212 577 77 45

www.iklimmatbaa.com

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.

Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No285 Darıca-İZMİT

Tel : 0262 653 6699 Fax : 0262 653 6698

Merkez: Bağdat Caddesi No: 540/8 Bostancı-İSTANBUL / TÜRKİYE Tel : 0216 464 3119 Fax : 0216 464 3102

www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com

(3)

iii SUNUŞ

İnsanlık tarihi boyunca, her toplumda psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmeye yönelik girişimler olmuştur. Bu alanda yapılan giri- şimler sonucu ortaya çıkan pek çok farklı ekolün savunucuları, kendi ekollerini yüceltme ve diğer ekolleri küçümseyerek ötekileş- tirme yoluna gitmiştir. Ancak buna rağmen farklı yaklaşımlardan bilgiler edinerek kuramını zenginleştirmeye ve bu alanda çalış- malar yapmaya başlayan öncü terapistler, psikoterapide bütünleş- meyi sağlayarak alandaki bölünmeleri büyük oranda azaltmıştır.

Bütüncül psikoterapi, hastanın bilişlerinin, davranışlarının, kişili- ğinin ve duygusal süreçlerinin yeniden düzenlemesine yardımcı olmak için pek çok farklı ekolden faydalanarak daha gerçekçi, uyumlu ve esnek bir çalışma alanı sunar. Eğitimini verdiğimiz bü- tüncül psikoterapi, zamanzaman eklektik ve asimilatif, genellikle de entegratif ve ortak faktörler üzerine kurulmuş bütüncül bir yak- laşımı içerir. Bireye, teori odaklı değil danışan odaklı bakmaya çalı- şan bütüncül psikoterapiler, farklı yaklaşımların bileşenlerini bir araya getirerek terapisti geniş bir vizyona ulaştırır.

Bu amaçtan yola çıkarak, çeşitli bilimsel etkinlik, araştırma, eğitim ve yayın çalışmalarıyla, ülkemizde bütüncül psikoterapi uygulama- larının gelişimine öncülük etmekten gurur duyuyoruz. Elinizdeki bu ders notları, ruhsal bozuklukların tedavisinde tek bir psikotera- pi yaklaşımına bağlı kalmaktansa elindeki veriyi kullanarak uygu- lanabilecek en iyi tekniği ve teoriyi arayan bütüncül yaklaşımlı terapistler yetiştirme adına verilen Bütüncül Psikoterapi Teorik Eğitimi 10. Grubunun Temmuz ayı deşifrelerini sunmaktadır. Bu

(4)

iv

ders notları, eğitim deşifresinin derlemesi olma özelliğiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yayın niteliği de taşımaktadır.

Bu ders notlarında bütüncül psikoterapiye giriş, hücum tedavisi, ilk görüşme ve soy ağacı çıkarma örneği konuları ele alınmaktadır.

Bütüncül psikoterapiler de insanın ruhsal yapısının gelişiminde olduğu gibi zamanla özerkleşecek, bireyselleşecek ve ayrışarak psikoterapi ruhunu ayakta tutacaktır.

Psikoterapi uygulayıcıları için önemli olduğunu düşündüğümüz bu eğitim ders notlarını, sizlerin ilgisine sunmaktan kıvanç duymakta- yız. Keyifli okumalar dileriz…

Tahir ÖZAKKAŞ Psikoterapi Enstitüsü Başkanı

(5)

v

İ Ç İ N D E K İ L E R

TEMMUZ 2011 1. GÜN

1 PSİKOTERAPİYE GENEL BAKIŞ AÇISI...2

2 TANIŞMA ...31

3 TANIŞMA (DEVAM) ...93

4 BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİYE GİRİŞ ... 188

TEMMUZ 2011 2. GÜN

5 HÜCUM TEDAVİSİNE GİRİŞ ... 234

6 HÜCUM TEDAVİSİNDE AŞAMALAR ... 274

7 ROL PLAYİNG – İLK GÖRÜŞME... 343

8 SOY AĞACI ÇIKARMA ÖRNEĞİ ... 388

(6)
(7)

Temmuz 2011

1. GÜN

(8)

1

PSİKOTERAPİYE GENEL BAKIŞ AÇISI

ahir Özakkaş: Evet arkadaşlar, yavaş yavaş başlayalım istiyorum. Evet, hiç birbirini tanıyan çıktı mı aranızda?

Kursiyer Ç.K.: Biz...

Tahir Özakkaş: Sen 2 kişilik ekiple geldin, birbirinizi tanıyorsu- nuz zaten…

Kursiyer: Biz normalde aynı bölgede çalışıyoruz...

Tahir Özakkaş: Ama burada tanıştınız…

Kursiyer: Az önce… Daha yeni geldiğimiz için tanışma fırsatımız olmamıştı…

Tahir Özakkaş: Daha önceden birbirinizden haberiniz yoktu … Kursiyer: Kursiyer F.C.E. gelecekti…

Tahir Özakkaş: Yavaş yavaş gelirler, ilk gün biraz böyle olur. İs- tanbul dışından gelenler saati ayarlayamazlar, yolun ne kadar tut- tuğunu bilemezler, tren saat sekizde orada olur derler, tren on birde burada olur, onu bilemezler, uçak rötar yapar, tecrübeyle bunların hepsi öğrenilecek.

T

(9)

Psikoterapiye Genel Bakış Açısı 3 Ben bir yoklama yapacağım, yoklamada adını okuduğum arka- daş ayağa kalkıp kendini diğerlerine gösterirse ve sık sık da isimle- rinizi tekrarlarsanız, kısa sürede birbirimizi isimlerimizle tanıma- mız mümkün olacaktır.

Kursiyer G.B.: Kurallar bayağı sıkıymış...

(Yoklama Alınır.)

Tahir Özakkaş: Evet, Kursiyer E.Y.‘yi de tanıdık. Kursiyer F.S. de bizim eski ekipten. Kursiyer Ö.B. hocamı da tanıdık. Kursiyer B.Y..

Kursiyer E.A.. Evet…(Listeyi gözden geçirir.) Sınıfın 1/3’ü şu anda yok . İnşallah gelirler diyelim.

METOT

Artık klasikleşti arkadaşlar, çok yoğun bir eğitim programına dahil oldunuz. Hep beraber yüzümüzün akıyla, bu eğitim progra- mını bitirmeye gayret edeceğiz. Çok keyifli, ama çok yoğun bir eğitim programını birlikte bitirmeye çalışacağız. Eğitimlerden fazla sıkılacağınızı düşünmüyorum. Çünkü eğitimlerimiz interaktif bir şekilde, çok keyifli, farkında olmadan öğretme metodunu izliyor.

İsteseniz de istemesiniz de, ne kadar direnirseniz direnin öğren- meye mahkum oluyorsunuz. Bir şekilde hikayeler, fıkralar, espriler- le, çaktırmadan sol beyne bilgi atıyoruz. Sol beyne attığımız bilgile- ri, sağ beyindeki yani duygusal alandaki anılarla birleştirdiğimizde (burada yaşadığımız bir takım anılarla), bilgi otomatik olarak hatır- lanır hale geliyor.

Arkadaşlara beş yıl sonra, "Öğrettiğimden ne kaldı aklınızda?"

diye soruyorum, "Hocam ne yemekler yemiştik sizinle" diyorlar.

(Gülüşmeler.) Bizim doktorların meşhur bir esprisi var. İki tane büyük kemik var. Yukarıdaki şu kol kemiğine humerus, bacaktaki ana büyük kemiğe de femur deriz. Anatomide bütün kemikleri en ince ayrıntılarına kadar ezberleriz. Yüzlerce kemiği en ince nokta-

(10)

4 10. BPT TEMMUZ DERS NOTLARI

larına kadar... Kemik ezberleme süreci çok zor bir süreç, her biri- nin latince ismi var, her bir noktası ayrı bir isimle anılıyor. Yıllar sonra doktorlara sorarlar “Anatomiden kemiklerden aklında ne kaldı?" derler, o da “Kala kala bir femur kaldı” (koluna vurarak) der, onu da yanlış söyler. Femur bacak kemiğidir.

Bazen bilgiler böyle uçup gider. Ama bilgiler hayatın içinde kul- lanılabilir halde verilebilirse (kullanılmayacak, anlamsız ve boş bilgiler aktarılmaz ise) bizim için çok kalıcı ve öğretici bir hale dönüşür. Buradaki eğitimimizin ana içeriği de, belki de bu eğitimin ana felsefesi de bu. Psikoloji, psikiyatri veyahut da psikoterapiler genellikle soyut, anlaşılmaz, uzak, karmaşık, kaotik olarak nitelen- dirilen, insanların ürktüğü ve pek bulaşmak istemediği, ders geç- mek için de bazı kavramları ezberleyerek yazdığı bir şey olarak bilinir. Ama maalesef öyle değil, her gün yaşadığımız şey, sabah kalktığımız andan itibaren her şey psikoloji. Biz o yaşamın içindeki psikolojiyi size anlatacağız, insanlar arasındaki ilişkideki psikolojiyi anlatacağız. Daha da ötesi kendimizi anlatacağız. Söylediğim her şey içinizdeki bir şeyleri ya kanatacak, ya merhem olacak. Dolayı- sıyla söylenen her cümle, içeride bir yerlere gittikçe unutmanız mümkün olmayacak. İsteseniz de unutamayacaksınız.

PSİKOTERAPİYE GİRİŞ - EKOLLER

Konumuz insanın zihinsel yapısı; ruhsal aygıt. Varsayımlara gö- re doğumdan sonra insanın ruhsal aygıtında genetiğinin haricinde, çevreyle etkileşiminin sonucunda bir kendilik tasarımı ve ötekiyle ilişki modeli geliştiriliyor. Bir kendimizi tanımlıyoruz kendimizle ilgili bir algımız oluyor, bir de ötekiyle - tüm insanlarla ilgili bir algımız oluyor. Ötekiyle kurduğumuz bir ilişki var. Bu ilişki zihni- mizde kodlanıyor. Bu kodlanma şekli doğduktan sonra ortaya çıkı- yor. İddia odur ki (ben söyleyenlerin yalancısıyım.) orada bir ken- dilik ve kişilik diye bir şey gelişiyormuş. O kişilik ve kendiliğin

(11)

Psikoterapiye Genel Bakış Açısı 5 gelişme sürecinde matematiksel bir kurgu varmış. Bu kurgu, soyut anlamda insanın ruhsal yapısını belirliyormuş. Bu ruhsal yapıya bağlı olarak da insanlar ya sağlıklı, mutlu, huzurlu, dingin bireyler oluyormuş ya da çocukluğundan itibaren çevreyle etkileşimleri sonucu dingin olmayan, huzursuz, kaygılı, ne aradığını bilmeyen, hayattan doygunluk yaşayamayan, okullara koşturan, mesleklere koşturan, paralara - rütbelere koşturan bireyler oluyorlarmış. Ne- den bunu yaptığının farkında olmayan bireyler oluyorlarmış. Biz de

“biz hakikati biliyoruz, sizi hidayete erdireceğiz, sizi dingin ve mut- lu bir hayata göndereceğiz” diye bir iddiayla ortaya çıkıyoruz. İşte bu iddia ne kadar geçerli, ne kadar geçersiz, birlikte bunu irdeleye- ceğiz.

Dörtyüze yakın psikoterapi tekniği tanımlanmış. Bu psikoterapi ekollerine dayandığı kaynak, psikoloji bilgisi, klinik psikoloji bilgisi ve psikopatoloji bilgisi açısından baktığımızda, dört ana kümede toparlayabiliyoruz. Birinci küme , öğrenmenin davranışsal çeşitle- riyle olduğuna inanan davranışçılık ekolü. “İnsan zihni, ruhsal ay- gıt, kendim- öteki ve ötekiyle kurduğum ilişki tamamen bir öğ- renme prosesidir” diyen, davranışçı öğrenme anlamını içeren ekol- ler var. Bu öğrenmelerde kişiyi mutsuz, huzursuz, kaygılı yapan faktörler var ise biz o arkadaşlarımızı dingin, huzurlu, mutlu yap- maya söz veriyoruz. Kaynağında davranışçı bakış tarzı olan, öğ- renme ilkeleri yatan bir modelle tedavi ediyoruz diyoruz. Bunlar davranışçılar...

İkinci kümedekiler diyor ki, biz insanın bilgi işleme prosesine bakıyoruz. Beş duyumuzla dışarıdan bir algı alır, içeride birleştirir entegre ederiz, bir de onun üzerine insani bir yorum yaparız. Bu- rada yorum zaten çok tehlikeli bir şey; nasıl bir kültürel atmosfer içerisinde yetiştirilmiş iseniz yorumunuz ona bağlı ve bağımlı ol- mak zorundadır. Çünkü onun dışında bir dünyanız yok. İşte dışa-

(12)

6 10. BPT TEMMUZ DERS NOTLARI

rıdan etkilenip beş duyuyla aldığınız bu algıyı-konuyu yorumladı- ğınız zaman, bu yorumun sonucunda hissedeceğiniz duygu ya mutluluk, huzur ve keyif hali olacak ya da sıkıntı ve huzursuzluk hali olacak. Dışarıdaki olayların hiçbir suçu yok. Olaya bakış tarzı- nızla yapacağınız yorum o olayın rengini belirler. İşte bu Kognitif veya Bilişsel yaklaşımdır. Olaya nasıl bir anlam yükledin? O an- lamda seni mutlu edecek, gerçekliğe yakalaştıracak, dinginleştire- cek özellikler mi var? Yoksa mutsuz edecek, ondan uzaklaştıracak faktörler mi var? Burada da bilgi şişleme prosesini inceleyen ve ona uygun terapi yöntemleri olarak onlarca ekol gelişti.

Üçüncü olarak Dinamikçiler var.

Dördüncü olarak da Varoluşçuluk veya Hümanistik ekoller var.

Biz burada diyoruz ki bu yaklaşımların her biri insanı tanımlı- yor. “Acaba insanın bir parçasına odak yapıpta diğer alanlarını bi- raz daha az mı önemsiyor” diyerek gelişmekte olan Bütüncül Psi- koterapiler bağlamında ele alalım istiyoruz. Çünkü insan hakkında öğrenilmiş, öğretilmiş, geliştirilmiş, bulunmuş herşey mukaddestir.

Herşey inanılmaz muhteşem bir şeydir. Çünkü her biri, yapılan her bir çalışma, insanın bir tarafını açığa çıkarıyor. Ama biz insanı par- ça parça aramak istemiyoruz. Bütün insan ne? Bunun yolculuğuna çıktık.

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİLER

“Bütün insan” nedir diyerek bunun yolculuğuna çıkan bir grup araştırmacı, bundan 30 yıl önce, SEPI dediğimiz Uluslararası Entegratif Psikoterapi Birliğini kurdular. Bu birliği kuran insanların bir kısmı davranışçı bir kısmı bilişsel bir kısmı da psikanalitik ekoldendi. Amerika’da farklı alanlarla doğrular bulabilme amacıyla bir araya gelen bir avuç bilim adamı. İşte bu üç grup insan bir araya gelerek bu teşekkülü oluşturdular ve sonuçta 30 yıl süren kongreler

(13)

Psikoterapiye Genel Bakış Açısı 7 ve çalışmalarla birlikte psikoterapi ekollerinin birleştirilebildiği, bir anlam içerisinde toplanabildiği bir yapıya ulaştılar. Mevcut yapıyı incelediğimizde bu 30 yıl içerisinde dört ana ekolde entegratif psikoterapilerin geliştirildiğini görüyoruz. Eklektik Psi- koterapiler, Entegratif Psikoterapiler, Ortak Faktörler ve Asimilatif Psikoterapiler.

EKLEKTİK PSİKOTERAPİLER

Bu gruptakiler, her birinin teorik iddiası, hipotezi, varsayımı farklı geliştirilmiş olan çeşitli psikoterapi ekollerini alıyor “Ben sizin arka teorik planlarınızla ilgilenmiyorum, geliştirdiğiniz tek- nikler insanların işine yarıyor, çünkü o insanlar tedavi oluyorlar, problemleri ve sorunları ortadan kalkıyor. Sizin devşirdiğiniz, orta- ya çıkardığınız tedavi tekniklerinin hepsini alacağım, hastama ba- kacağım, tedavi tekniklerine bakacağım, hastama hangi etapta, hangi hastaya, bu tedavi tekniklerinin hangisi, daha çabuk, daha kaliteli, daha derin işe yarar ise, ben onları uygulayacağım” diyor- lar. Bunlara Eklektik Psikoterapistler deniyor.

Bunların babası ve piri Lazarus’tur. Lazarus’un birçok kitabı var, ana kitabı “Multi Modal Terapi“ kitabıdır. Yanlış hatırlamıyor isem Multi Modal Terapi’de 7 basamaklı ‘basic-id’ denen bir çalışmayla her bir hastaya uygulanacak olan 7 katmanlı bir ön inceleme yapı- lıyor. O incelemeye göre bu hastalara hangi tedavi tekniklerinin öncelikli olarak uygulanacağına karar veriliyor, uygulama yapıldık- tan sonra da hasta başarılı bir şekilde tedavi ediliyor. Teorik arka planlar uyuşuyormuş, uyuşmuyormuş, davranışçılığın yapısıyla psikanalitik psikoterapinin yapısı birbiriyle çelişkiliymiş… Hasta iyileşti mi, iyileşti. Bu grup sonuca bakıyor. Daha pragmatist, daha rasyonel, problemi çözmeye yönelik bir yaklaşım tarzıyla eklektik bütüncül psikoterapi grubunda yol alanlar. Bunların da mimarı ve lideri kimmiş?

(14)

8 10. BPT TEMMUZ DERS NOTLARI

Kursiyerler: Lazarus.

Tahir Özakkaş: Lazarus’muş. Temel kitabı da neymiş?

Kursiyerler: Multi Modal Terapi.

Tahir Özakkaş: Multi Modal Terapi. Evet.

ENTEGRATİF PSİKOTERAPİLER

İkinci gruptakilerin işi zor. Benim kafa yorduğum grup bu. Bun- lar Entegratif psikoterapistler. Entegratif psikoterapistlerin tam karşılığı bütüncül psikoterapistler. Biz insanı bir bütün olarak alı- yoruz, bütün olarak alarak aldığımız o insanı kulağını ayrı, gözünü ayrı, burnunu ayrı, akciğerini ayrı, kalbini ayrı, idrar yollarını ayrı inceleyemeyiz. İnsanın ayağına bir diken batsa, bütün vücudu sız- lar. Dolayısıyla, teorik olarak ayrı ayrı iddialarda bulunan arkadaş- larımız (davranışçılar, kognitifçiler, dinamikçiler ve hümanistik veya varoluşçu bakanlar) insanları parça olarak ele alıyorlar çünkü bütünü görmekten acizler ve bütünü görmek zor. İnsanoğlu ina- nılmaz muhteşem bir beyne sahip. Ruhsal dünyamız inanılmaz zenginliklerle dolu.

İşte bu ruhsal dünyamızın inanılmaz zenginliklerle dolu olan kısmına bütüncül bir şekilde teorik açılım getirecek bir Einstein aranıyor, bir deha aranıyor. Kimsenin göremediği üç boyutlu bir sistemde bütün teorileri bileceksiniz, bu teorilerin birbirleriyle çelişmediğini, bunun yerine birbirlerini tamamlayan modüler bir sistem olduğunu göreceksiniz. Işığın hareket ettiği gibi, dalga gibi, foton gibi insanın bir takım ruhsal özelliklerinin de yer, zaman ve bağlama göre farklı bir alt yapıdan gelebileceğini iddia eden ekol- ler. Kimmiş bunlar?

Kursiyer Ç.K.: Bütüncül …

(15)

Psikoterapiye Genel Bakış Açısı 9 Tahir Özakkaş: Entegratif bütüncül psikoterapistler. Bu psikote- rapistlerin işi zor çünkü bunlar teoriği de, pratiği de tekniği de birleştirmeye çalışıyorlar. Entegratif bütüncül psikoterapistlerin babası Paul Watchel. Paul Watchel Amerika’da SEPI’yi ilk kuran çok saygın bir bilim adamıdır. Davranışçılıkla psikanalizin iddiala- rının aynı olduğunu, bilimsel olarak kanıtlamaya çalışır. 30 yıldır bu konuda öğrenci yetiştirmektedir. İnşallah 2012 de aramızda olacak. Psikoterapi Enstitüsü olarak ‘İlişkisel Döngüsel ve Dinamik Psikoterapi’ kitabını çıkardık okumanızı tavsiye ediyorum ve buna bağlı olarak birçok entegratif psikoterapi araştırmaları, çalışmaları, teorik hipotezlerin birleştirilmesine yönelik araştırma desenleri hazırlanmaya çalışılıyor.

ORTAK FAKTÖRCÜLER

Üçüncü gruptakiler, çok ilginç, benim çok beğendiğim bütün- cülcüler. Bu üçüncü grup bütüncülcüler çok hoşuma gidiyor Kursi- yer B.G hocam. Buna ne diyorlar biliyor musun? “Bütün bu dörtyüze yakın psikoterapi ekolü diyor ki: ‘Benim yöntemim çok iyi. Gerçekten ben hastayı iyileştiriyorum.” Gerçekten tedaviden önce ve tedaviden sonra bağımsız gözlemciler tarafından araştır- maları yapıldığında, benim yöntemim iyi diyenlerin hastalarında iyileşmeler kaydediliyor. Hastanın depresyonu, anksiyetesi, fobisi geçiyor. Adamlara diyemiyoruz ki, “hikaye senin söylediğin.”, “Gel incele.” diyor. Davranışçılık, kognitifler, dinamikçiler, psikanalitik psikoterapiler, varoluşçuluk… Hepsi yararlı.

Ortak akıl diyor ki; eğer bunlar hastalara veya danışanlara ger- çekten yararlı oluyorlarsa bir başkasının yararlı olmaması lazım ama oluyor. O zaman bunların tekniğin dışında, farkında olmadan yaptıkları bir şey var, ortak bir şey var. Bunlara Common Factors deniyor. Ortak faktör arayanlar. Bunların işi gücü psikoterapilerin farkında olmadan veya farkında olarak uygulama esnasında hastayı

Referanslar

Benzer Belgeler

Bütüncül Psikoterapi 13 Bir aile içerisinde şu öğrenme metodolojisinden yetiştirildiği or- tamda koşullu, koşulsuz, sosyal ve keşif yoluyla öğrenme değil ama

Kursiyer: Şimdi hocam ben Beck olarak düşününce üç tane temel kabul olması gerekirken yani değerli hissedemeyip değersiz, çareli hissedemeyip çaresiz, yeterli

Bunu öğrenmek önemli, bu dönem normal geçerse temel güven duygusuyla oluyor, bu dönemde patolojiler olabilir ve patolojiler olduğu zamanda da daha çok psikotik

Kernberg Aktarım Odaklı Psikoterapi 11 nasıl geliştirildiğini daha net, daha büyük bir kavrayışla kavramamız sonucunda Melanie Klein’ın getirmiş olduğu

Bunlar (nesne imgesi, kendilik imgesi ve arala-.. Bütüncül Yaklaşımla Aile Danışmanlığı Uygulamaları 9 rında oluşan duygu) üçlü sistem halinde

Nesne İlişkileri Teorisinin Kaynakları 7 yapı Melanie Klein’ın nesne ilişkileri, Jacobson’ın nesne ilişkilerini ilk defa psikanalitik literatüre katması ile

Şimdi bunu biraz daha netleştirdiğimizde nesne tasarımlarını her nesne karşında onu içeri alan, onu nesne tasarımları olarak ruhu- muzda barındıran, ona karar

Yorum hastayı iyileştirmez, iyileş- tiren şey gelişimsel süreçte, kendilik nesnesi olmayan, olmayı bece- remeyen bir insanın, yani anne ve babanın çocuğun