DİL BECERİLERİ VE EDEBİYAT EĞİTİMİ EDEBİYAT VE YAZMA BECERİSİ
B r anlatma becer s olarak yazma, nsanoğlunun b nlerce yıldır kullandığı en öneml ve en etk l
let ş m araçlarından b r d r.
Yazılı anlatım günlük yaşantımızda konuşmadan sonra en çok başvurduğumuz b r becer alanıdır.
Yazılı anlatımın temel amacı; okuyucuya, bell b r konuda, bel rl b r haber (mesaj) letmek, onu b lg lend rerek ger b ld r m sağlamaktır.
Yazma eylemi düşüncenin bir ürünü olması dolayısıyla daha özenli ve düzenli bir anlatım yoludur.
Düşünmeyi sağlayan hammadde kelimelerdir. İnsan beyni kelimelerle düşünür, duygu ve düşüncelerini bu kelimelerle anlamlı ve sıralı bir biçimde bir araya gelmesiyle gerek sözle gerekse yazıyla ifade eder.
Yine düşünmenin gelişmesi açısından da yazma faaliyetinin özel bir önemi mevcuttur.
En etkili düşünme yollarından biri yazarak
düşünmedir. Yazarak düşünme sayesinde düşüncenin derinliği ve etkinliği sağlanmış olacaktır.
Yazma becerisi ile edebiyat arasındaki ilişkiye gelince, birçok esere ve yazara konu olmuş bu durum aslında ilk bakışta bile doğrudan münasebet içinde bulunan iki kavram olarak dikkat çeker.
Yazma yoluyla oluşturulan ürün, dil ve üslûp özellikleri itibariyle özgünlüğe ve etkinliğe ulaştığı takdirde edebiyat sanatına ait bir metin olarak kabul görecektir.
Yazma faaliyetinde asıl amaç, edebî eser ortaya çıkarmak olmasa bile edebî esere giden yolda nitelikli adaylar yetiştirmektir
YAZMA EYLEMİ İLE EDEBİYAT ARASINDAKİ İLİŞKİ
Malzemes d l, konusu nsan olan edeb yat,
nsanoğlunun toplumsal b r varlık olarak duygu ve
düşünceler n başkalarına tes rl b r b ç mde nakletmes ç n son derece öneml d r.
Edeb yat dünyası ded ğ m zde çoğu zaman edebî d l kullanılarak oluşturulan yazılı eserler topluluğu akla gelmekted r. Her ne kadar m lletler n tar hler nde her zaman sözlü edeb yat ürünler mevcut bulunsa da asıl kültür haz nes olan, kalıcılığı dolayısıyla b r m llet n kültürünü ve tar h n taşıyan ve nes llerde büyük tes r uyandıran yazılı edeb yattır.
Fikirlerin, duyguların ve hayallerin belli bir düzen dahilinde ifade kalıbına dökülmesi olarak
tanımlanabilecek kompozisyon, her ne kadar doğrudan edebî eser üretme işi olarak
değerlendirilmese de yaratıcı gücün kullanılması ve özgünlüğün sağlanması neticesinde edebî esere giden yolda önemli bir basamaktır.
Yazma eylemi bazı yazarlar tarafından gücünden dolayı sanat olarak tarif edilmiş, yazma sanatı tabiriyle yazma ve edebiyat arasında daima bir münasebetin olduğu anlatılmak istenmiştir.
EDEBİYAT VE SÖZ VARLIĞI
Edebî eser d l n söz varlığı üzer nde nşa olur.
D ldek kel meler n değ ş k anlamları, atasözler , dey m ve kalıplaşmış sözler edebî eser çer s nde kullanılmak suret yle b r yandan d l n gel ş m ve zeng nleşmes sağlanırken d ğer yandan da nes ller arasında kültür nakl n n; sanat, estet k ve zevk b rl ğ n n tem n gerçekleşm ş olacaktır (Tavs ye k taplar, Doğan Aksan’ın Türkçen n Gücü, Türkçen n Söz Varlığı g b k taplar)
D ldek her kel men n kültürel anlamda b r değer vardır. Dolayısıyla d ldek kel meler ya da atasözü, dey m g b söz varlıklarından yola çıkarak m llet n;
tar h , meden yet , kültürü hakkında b lg sah b olab l r z.
Edebî eserler n çerd ğ söz varlığı b r d l n
zeng nl ğ n ortaya koyması bakımından öneml d r.
B r m llet n d l n n zeng nl ğ ölçülürken o m llet n kend ne a t d l kullanarak ne derece güçlü eserler meydana get r p get rmed ğ ne bakılır.
Edebî eserler sadece kültür d l nden değ l aynı
zamanda ağızlardan da çeş tl kel meler alarak kültür d l ne kazandırırlar.
Bu yüzden b r d l bütün özell kler n ve
zeng nl kler n yazıda ortaya koyar. Edebî eserler söz varlığı bakımından d l n en zeng n ürünler d r.
Edebî eserler söz varlığı bakımından d l n en zeng n ürünler d r.