• Sonuç bulunamadı

M i m ar M e h m et A ğa ve R i s a l e i - M i m a r i ye ı ıı Tahsin

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "M i m ar M e h m et A ğa ve R i s a l e i - M i m a r i ye ı ıı Tahsin"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tarih köşesi :

M i m a r M e h m e t A ğ a v e R i s a l e i - M i m a r i y e

ı ı ı

Tahsin Ö z Topkapı Sarayı Müzesi M ü d ü r ü

(geçen sayıdan devam.)

YEDİNCİ FASIL ( * ) Zira' ve parmak hesapları

(Bina ziraî ve âmme ziraî ve âmme ziraî her biri kaç parmaktır ve parmak nice itibar olunmuş-tur. V e bina ziraî yirmi dört parmak üzere vazolun-duğuna bâis nedıir. V e âmme ziraî yüz parmak olup

iki kire üzerine va zolunduğuna sebep nedir anın

be-yanındadır.

Zira' arabidir fariside endaze ve gez türkide arşın derler. İşbu arabidir fariside engüşt türkide

parmak.

İbham arabidir fariside engüşt - büzürk türkide büyük parmak, enmüle arabidir fariside seri - engüşt 'türkide parmak ucu, bürceme arabidir fariside ben-di-engüşt türkide buğun. Geldik şimdi arşın beyanına arşın iki türüdür bir türlüsü bina arşınıdır. İkincisi âmme arşınıdır yâni binadan gayri halk alemin

zira-idir. Bina zirai yirmi dört buğundur... Büyük par-mağın başına buğun derler ve her bir buğun dahi iki buçuk parmaktır. Bu parmak didüğümüz şahadet parmağını bir nesne üzerine yanın yaturdursun

tır-nak yanında ne kadar parmağın kalınlığı varsa he-sapta olkadara parmak derler ve her parmak on ip-liktir. On iplik sıra vari yanyanına döşenmiş olıcak ve ol her iplik yüz adet örümcek telinden bükülmüş olan iplik kadardır. Bu parmak hesabile bina zirai kâmil altmış parmaktır amma buğun itibarile yirmi dört buğuduı. V e her buğun iki buçuk parmakdır. Emma şıimdi bina taifesi buğun istimal etmezler

par-mak dirler.)

(Zira' kısmı dahi iki türlü olduğunun aslı budur ki amme ziraî bezirgan hesabı üzredir ve bu amme da-hi yüz parmaktır ve her parmağı dada-hi on ip-liktir. V e her ipliği büküm ile yüz örümcek teli

kadardır. V e bu yüz parmak olan zirai otuz iki kı-sım üzerine kısmet etmişlerdir. V e her bir kısmına

[*] Geçen sayımızda, tam bir tashih göımeden basılan bu bir buçuk sütunun tashih edilmiş olarak yeniden neşrediyoruz, okuyucularımızdan özürdileriz.

kire dirler. Kire farisidir. Arabide ukde türkide dü-ğüm derler. Ana kire demişler ve şöyleki benzerki evel zirada şimdiki gibi kire nişanı yok miş bel-ki her bel-kire mahallinde iplikten muhkem bir düğüm urulb anın ile kire nişanesine dahi kire ıtlak ederler. V e her bir kire dahi kâmil üç parmak ve her parma-ğın sekiz hissesinden bir hissedir, ve ol otuz iki ki-reyi mukaddema dirhemi dört üzerine kesilen ak-çenin her bir akçesi otuz iki mangıra bozulmakla

ki-relerin dahi otuz iki mangıra göre vazetmişler imiş lâkin şimdi akçe gayri vech üzere olmakla ilmî he-sap ve zira' hesabı dahi bilkülliye bozulup metrük ve battal kaldı. Nice bin yıldan beri dokuz yüz dok-san dört ve beş senesine gelince o zira' hesabı muteber

idi lâkin ol tarihten işbu bin yirmi üç senesi iptidase-na gelince kâmil yirmi yıl olur metrüktür ( 2 8 ) . V e şimdi halk içinde müstamel oan amme zirai ol bü-tün zira' değildir. Kâmil olan zirain tasnifidir ki on altı kiredir. V e bütün zra' hâlâ halk mâbeyinlerinde bez arşını didikleri ziradır. Ol kâmil otuz iki kiredir. V e bu bina zirai mesaili şer'iye üzerine vazolunmuş-tur:)

SEKİZİNCİ FASIL A Y A K , ADIM, MİL, FERSAH V. S.

(Ayak, ve adım ve atımı ve mil ve fersenk

ve berit ve karış ve dirsek ve kulaç ve mesafe ve merhale ve menzil ve rüb'u ve bunlara müteallik o -lan eşya nedir. V e her birisi ne miktardır. V e türkî ve arabî ve farisi lisanları üzere her birinin ismi be-yanmdadır.

Kadem ve ricil arabidir ve fariside pay türkî-de ayak türkî-derler. Hatve arabid-r farisitürkî-de gâm türkitürkî-de

adım derler.

(2)

r

3t fSgtt ^bjJ/^Mty^LZşsJİ ~ vji / 1j * O ' . £ ' '/ m WKM

Galve arabidir ve fariside nişan, tirii-nişan ti-rü-pertad türkid-e ok atımı ok nişanı derler.

Bu cümle dört yüz ziradır.

Mil arabidir fariside ve türkide mil derler. A -dım hesabı ile dört bin a-dımdır. V e her a-dım ayak

(3)

ay-rımı kadar yer itibar etmişlerdir. Dört bin adım da-hi bir göz ayrımı kadar yerdir nihayet mertebede dört bin adım deyu itibar edenler anlar zira, ve ayak itübar edip ölçerler ve üç ayağa bir zira' derler, Em-ma göz yarımı yerdir diyenler anlar ölçmeyip heEm-man berveçhi tahmin itibar edrler. Pes imdi anların itiba-ri üzere beraber olmaz zira bazı kimesneleitiba-rin gözü artıcak fark eder bazısı dahi aşağıca fark eder. Fersah dahi üç miSldir yâni üç göz ay-lımı kadar yerdir. Berid fariside düvanzede mil ve türfç.ide ona iki mil yer derler. Fersah itıbarile dört fersah olur. Adım itibariyle bir berid kırk sekiz bin adım olur ve ayak itibarile bir berid yüz kırk dört bin ayak olur. Şiber arabidir fariside bidest türkide karış derler. Zira' arabidir fariside varın ve arış türkide dirsek v kol derler evel zira yok iken dirsekten parmak ucuna varınca olan bilek ile ölçerler. İmiş ve ol bilek yerine zira' derler imiş ve ölçmesine dahi zer' derler imiş sonra bu bina ve âmme zirai dahi vazolundukta bunlara bile zira' imiş didüer. V e elân ölçmesine araibide zer' derler im-di bundan malûmum oldu ki bina ve amme zirai de-dikleri zira arabide dirsek ve kol mânâsına olan zıra-dan alınmıştır. V e arşın dahi arişıindeff* galattır. Fari-side ariş delifin fethi ve ranın kesri ile kol ve bilek mânâsmadir. V e in bu demektir. Türkide bilek budur

diyecekleri yerde acemde arişi-in ve arşun zeytun vezni üzere olmaktan ise aslı üzere arşın, arşun vez-ni üzere dimek belki evlâdır. Gaîatı meşhuru ihtiyar

eden emrud ve zeytun vezni üzerine arşun disun as-lını ihtiyar iden aydın ve anın vezni üzere arşın di-sun imdi arabide olan zira' kol ve dirsek mânâsı na olan zira'dan ve türkide olan arşun farisisi de kol ve bilek ve bu mânâsına olan arişi-inden alınmış oldu emma fariside olan endaze ve gez bir nesneden a-İmmayup hemen şöyle zira' için isim vazolunmuştur. Nitekim faslı evvelde mufassal beyan olundu. Ba'

arabidir fariside baz türkide kulaç derler. Mesafe arabidir durii-meyan dü menzil türkide iki konak arasına derler.)

DOKUZUNCU FASIL

(.., dönüm ve evlek \e çubuk ve nişan ve kfız (ölçek) ne dimektir. V e lügat mânâları nedir a-nın beyanmdadır.)

CERİBİN ( D Ö N Ü M ) L Ü G A T MÂNÂSI

(Cerib arabidir... türkide dönüm derler... cerib didüğümüz eğer taamdan ve eğer yerden miktarı tyin olun'muş bir nesnedir. Cerib dedikleri dört kile a-lır bir ölçektir taam ceribi dedikleri dört kile aa-lır bir ölçektir taam ceribi dedikleri işte budur. V e her yerki

bir cerib tohum ala olkadar yere dahi cerib derler yer ceribi dedikleri işte budur. Nimetullah lûgatmda

t

dönüm ki kırk adımdır demiş ve bir dahi çiftçiler beyinlerinde çifte başlayub tulen ve arzen beraber bir günde bir çift ile sürebildiği kadar yere dahi d ö -nüm derler.)

FEDDANIN MANASI

(Arabistanda feddan dedikleri dahi bu manaya-dır. Zira feddan koşulmuş bir çift öküze derler bir günde her ne kadar yer sürebiliyorsa olkadar yere dahi feddan derler.)

DÖNÜMÜN HESAP V E HENDESEDE MAHİYETİ (İlmi hesap ve ilmi hendesede bu dönüm mesa-ha tarikile itibar olunmuştur. V e ol mesamesa-ha tarikile

olan dönüm üç kısım üzerine taksim olunmuştur. Ev-velki kısım bina zirainin şatrancısı ile 1225 zira olsa gerektir. V e ikinci kısmı 2025 zira olsa gerektir. V e ikinci kısmı 2025 zira olsa gerektir. V e üçüncüsü 3600 zira olsa gerektir. Bunların tafsili onuncu fasıl-da beyan olunur.)

EVLEĞİN MANÂSI

(...Çiftçi tohum ekerken elinde tohum erişe-cek yer kadar bir çizi ider andan sonra ol çiziye göre tarlayı çizi çizi edüp tohumu saçmağa başlar. İmdi ol çizilerin arasında olan parelerin her bir paresine evlek ve karık derler acem ol her pareyi tahta ile tâbir eder. Türkide dahi bazısı ana tahta derler.)

NİŞANIN MANÂSI

(Fariside nişan türkide çente dirler şimdi bir nıesne belirsiz yâni nişansız olsa ol nesneye bir nişan vazolunmak murat olunsa şunu centeliver derler.)

K A F İ Z V E ÖLÇEĞİN MANÂSI (Kafız arabidir, sekiz mikyaldir. Kile ve Keyl ve mikyal arabidir. Türkide ölçek derler.)

ONUNCU FASIL ( 2 9 )

(İlmi hendese muktezasınca vazolunan dönü-mün v« çubuğun ve nişanın tafsili beyanmdadır. V e dönüm dahi nice üç vecih üzere itibar olunmuştur.

V e üç vecih üzere itibar olunduğuna bais nedir. V e her vechi bina ve ziraî ile kaç ziradır anın

beyanın-nındadır.)

(29) Bu fasılda cerib ve kile hakkında bazı izahat ve mi-sallerden sonra rub'u r.ıeskûnun mesahası, rUb'u meskûn ve se-,

(4)

DÖNÜMÜN BİRİNCİ ŞEKLİ

(Evvelki vecih budur ki bina zirai ile otuz beş zira' miktarı uzunluğu olan bir ipi on kat eylersin ki her katı bina zirai ile üç buçuk zira' .ola ol üç buçuk

zira' olan bir kata bir çubuk derler ol çubuk ile tu-len on çulbuk ve arzan dahi on çubuk ölçersin ve

onu on ile danb edersin ol daıbdan çubuk hesabı şatrancısı ile yüz çubuk hasıl olur ve yü zçubuğun her on çubuğuna bir nişan edersin pes imdi bu itibar üzere bir dönüm bir çubuk şatrancısı ile yüz çubuk etti ve bina zirainin şatrancısı ile bin iki yüz yirmi beş zira eder. Bu (bin iki yüz yirmi beş zira' olan dönüm arz kıymetli olduığu yerlerde itibar olunur. Bu vecih üzere olan dönüm İstanbulda ve istanbul kurbünde vaki olan yerlerde müstameldir. Ve bu dönümden olan yüz çubuğun her çubuğu bina

zira-inin şatrancısı ile on iki zira' ve rub'u zira eder.) ( 3 0 ) DÖNÜMÜN İKİNCİ ŞEKLİ

(Meselâ bina zirai ile kırk beş zira' miktarı u-zunluğu olan bir ipi on kat edersin ki her katı bina zira' ile dört buçuk zira' ola bir kata yine kelevvel bir çulbuk dersin ol dört buçuk zira' oan çubuk ile tulen on çubuk ve arzan dahi on çulbuk ölçersin an-den sonra ol on çubuğu yine on çubuğa daıîf eder-sin çubuğun şatrancısı ile yüz çubuk hasıl olur. Bunun dahi her on çubuğuna bir nişan edersin ve yüz çubuk on nişan olur ve on nişan dahi kamil bir dönüm olur.

Ve bu vecih üzerine çubuğun şatrancısı didüğümüz gibi yüz çubuk olur feemma bina zirainin şatrancısı ile iki ibin yirmi beş zira' olan dönüm Istanbudan bir miktar İrak olan bazı yrlerde müstameldir... Ru-meli ve Cezireler gibi)

DÖNÜMÜN ÜÇÜNCÜ ŞEKLİ

(Bina zirai ile altmış zira' olan tulânî bir ipi evvelkiler gibi ,on kat edersin ki her katı bina zirai ile altı zira' ola bir kata yine bir çubuk dersin ve ol altı zira' olan bir kat çubuk ile tulen on çubuk ve arzen dahi on çubuk yeri ölçersin anden sonra on çubuğu yine on çubuğa darb edersin çubuğun şat-rancısı ile yüz çulbuk hasıl olur. Bunun dahi her on çubuğuna bir nişan dersin ve zikrolunan yüz çubuk dahi on nişan olur ve on nişan dahi kâmil bir

dö-nümdür. Ve bu üçüncü vecih üzerine olan çubuğun şatrancısı ile bir dönüm yüz çubuk olur feemma bi-na zirainin şatrancısı ile üç bin altı yüz zira' eder ve bu üçüncü vecih üzerine itibar olunan dönüm Mısır

(30) Rub'u, buçuk, parmak hesapları tıakkında verilen iza-hat istinsah edilmemiştir.

ve Bağdat ve Basra ve Kufe ve Semerkant ve Bu-hara vilâyetlerinde müstameldir.)

HAZİNE.İ AMİREDE SAKLANAN MÜHÜRLÜ DÖNÜM İPİ

(Şimdi Rumelinde ve Adalarda bazı yerler mesaha olunmak için Hazinei Âmireden mahtum zik-rolunan vecihi evsat üzere dönüm ipi çıkar

mucibin-ce bir emri şerif dahi verdiklerinden ol emri şerifte şöyle kaydeder ki ol ip bina zirai ile kırk beş ziva-dır. Reaya şüphe edüp itimat etmezler ise terzi arşı-nı ile ölçsünler terzi arşıarşı-nı ile ol ip elli beş zira' ge-lirse sahih olduğuna itimat eylesünler deyu emri şe-rifte kayıt eder.)

ON BİRİNCİ FASİL (31)

BİNALARA VE TEFERRUATINA AİT TERİMLER Cami arabide türkide camii şerif derler yine

ara-bidir.

Mescit » » Nescidi şerif derler yine a-Mescit »

rabidir.

Harim » » Çevre demektir. Arabi ü-zere havlu dahi derler. Harem, heram » » Kâbe yuresi ve ve k °r l

ye-ri demektir.

Minare » » Ezan okunacak yer Şürefe » Şerefe derler

Menber » » Menber derle

Mihrap » » İmam yeri demektir Arabi üzere mihrap derler

Mahfil » » Hafızaların demeği yeri demektir.

Musalla » Namaz kılacak yer demek-tir.

Medrese » » Ders verecek yer demektir Dar » » Ev demektir. Farisi üzere

saray dahi dirler . Darüssaade » ' S Alkış evi demektir. Babüssaade » » Alkış ıevi kapısı demektir. Atebe » Eşik demektir. Kapı eşiği

olsa gerektir.

Faiz » » Kapının üst eşiği demektir. Küne » » Kapının alt eşiği demektir. Südde » » Kapı yeri demektir. Kapı

manasına da istimalolunur Ivan » » Sayeban ve sofa, çardak

demektir.

(31) Bu fasılda muhtelif binalarla, müştemilâtının arapça; farsca ve türkçe isimleri yazılmakta ve türkçe mukabili ol-mıyanlar aynen tekrar olunmakta, veya izah edilmektedir. Biz

(5)

Divan » Dava. yeri ve iyi beti yeri demektir.

Kapr » » A m m e galat edüp çardak derler ve taştan yapılmış kârgir oda demektir. Tarıma » » Çatma kubbeli ev demektir

Rivak » » Sundurmalı önü açık

çar-dak demektir.

Tak » » Çardak kemeri ve dahi mu.

laka kemer derler.

Zulle » Gölgelik, tahta örtülü sofa (tahtapuş) demektir. Gurfe »

»

Fevkani çardak demektir.

Mıihavvata » >> Şahnişin gibi.

Muhavvatai Duvarlı yerler ve avlu de-mektir.

dahiliye » » İç avlu demektir. Muhavyatai

hariciye » » Taşra avlu demektir.

Bey t » » Oda demektir. Hücre » » Küçük oda demektir. Kay tun » » Konuk odası ve

misafirha-ne ve selâmlık dahi derler. Hazine ve hi Amme galat edüp hazne

zane » » derler

Mahzen » » Mal ye meta' yeri odası demektir.

Kille » » S'vrisinek için kurulur ci-binlik tâbir olunur perde o-dası demektir.

Kilel » Peşehaneler demektir. A m -me galat edüp kiler derler. Muhba » Gizli oda demektir. Kiler

dahi derler. Mihda » » Dolap derler.

Sirdap » » Susudacık oda derler. Sereb » » libe derler

Meşrübe * » » Direk odası demektir yâ-ni üstü açık oda

Tanaf » » Kapı üzerinde olan

sundur-ma ve saçak demektir. Nefek » » İki kapılı ev demektir. Beyti fevkani

ve ülevi » » Üst oda demektir. Beyİi

tahta-ni ve süfli » » Alt oda demektir.

Matbah » Çorba pişirecek yer ve aş odası demektir.

Kânun » Ocak demektir.

Furun » Arabî üzere furun derler. Vatıs » » Farsı üzere tenür.

Sau » » Yer tenürü ve ocak ve

fu-run demektir.

Beyti sayfi * » » Yaz odası demektir. Beyti şitevî » Kış odası demektir. Beyti musattah » Tavanlı oda demektir. Beyti müsen- » V

nem Örgüçlü oda demektir.

Beyti mukay

yeb » » Kubbeli oda demektir. Kubbei

üsürü-biye » Kurşunlu kubbe

Darı kura' » » Bol ve geniş ev demektir. Darı

me'mu-niye » » iki kat sakıflı ev demektir. Darüldarb » • » Altın ve akçe kesen yer

darphane demektir. Darülmarza » » Hastalar odası demektir. Darüşşifa » » Farsı üzere tımarhane

der-ler. İlâç odası demektir. Darülamel » » İş ıevi demektir. Şimdi

Fa-risice Kârhane derler. Hiyata » » Arabi üzere hiyat derler.

Kapı önü ve saçakatlı de-mektir.

Dehliz muarebdir » İç kapı önü ve arabi üzere iç hıyat dahi derler. Sakife arabidir » Tışra hıyatı demektir.

Kuh » Baca demektir.

Revzene muarebdir » Baca demektir

Revşen » » Işıklık ve pencere ağacı de-mektir.

Manzara arabidir » Bakacak yer demektir. Pen cere ve gayrı gibi

Meddi ba- G ö zayırım kadar açık yer

sar » » demektir.

Şüıbake » Pencere parmağı, birbiri-ne girmiş demektir.

Kıfas » Kafes derler

Müşebbek » » Birmirine girmiş ve kirç ol muş demektir.

Mişkat » » Duvar penceresi ki öbür tarafa geçmeyen demektir. Ref » » sergen ve arabî üzere raf

dahi derler.

İfriz » p Musandıra demektir. Kapı ve duvarı yağmurdan hıfz için yaptıkları sundurma ve saçağa denir.

Sofa » » Sed ve seki gibi yüksekçe neşimine derleT.

(6)

[ Tefaric Arişe Arş ve şerir Erike Meclis Mahfil Me'tem Sitare Surdak Menzil Mesken Buk'a Hay m e Fustat Kubbe Harkahe Hamam Meslah Mustaham Sahırnıç Mibzel Etun Dahne Kenif Kiryas M üt eve zz a Balûa Sania Akar Anbar Istabla Metben Mezraa » » Trabzon parmaklıklarının aralıkları demektir.

» » Asma kerevet derler* » » Tahta derler.

» s> Murassa âli ve müzeyyen taht derler.

» » Dernek yeri ve oturacak yer demektir.

» » Erler derneği yeri demek-tir.

» » Avretler derneği demektir. » » Kapı perdesi demektir. * » Ev perdesi demektir. » » İnecek yer demektir. » » Duracak yer demektir. » » Bir pare yer ve olacak yer

demektir.

» » Çadır demektir. » » Büyük çadır demektir. » >> Küribet tabir eder. Avam

kubbeden galat edip uba derler.

» » Otağ demektir.

» * Arabi üzıere hamam derler ılı su demektir.

» » Keysi çıkaracak yer de-mektir. Şimdi camekân der ler.

>> Şimdi lafzı arabi olan hal-vet derler.

» » Kurna derler

* Farsı üzere lüle derler. » * Külhan derler.

* Ocak ve külhan bacasına avam galat ıedüp duhenk

derler.

* Kademgâh, abhane, ve memşa derler.

* Üst katta olan memşa, çar-dak hela demektir. » » Abdest alacak yer

demek-tir.

f Su dökecek yer demektir. * Tarla ve çiftlki makulesi

mülk ve akar demektir. » Ev ve yer ve bahçe

de-Sarbun demektir.

Arabi üzere abmar dahi derler.

» » Farsı üzere ahır derler. » » Samanlık derler. » » Galat edüp tarla derler.

Mişare » Cerib » Kerm » Han muarrebdir Ribat Arabidir Hanut » Rezdak » Mestaba » » » Talel iPJesm Rimne Fustat Sabat muarrebdir Kale Arabidir ve hisar Derb muharrebdir Burç Arabidir Sur Fasîl Merhi Tıhane Tihan Âmir Ümran Gamir Gamr Harap Nukiz İmaret Mermet » » » » » »

Ekinciler beyninde eylek karık derler.

Türkide dönüm dfirler. Farisî üZere bağ derler. Yine han derler

Avam galat edüp kervan-saray derler.

Farisî üzere dükkân derler A m m e galat edüp arasta derler.

Sed ve seki tabir olunan neşimene denir ve bazı bü-yük kapı aralığında ve kahvehane gibi mahallelerde o -lur. Arabi üzere tahtelkale derler.

Çarşı örtüsü demektir.

Arabi üzere hisar derler. Büyük sokak vıe hisar ve mahalle kapısı demektir. Hisar duvarı bedeni de-mektir.

Şehir duvarı ve barosu de-mektir.

Şehir duvarının önünde o-lan hendek demektir. Değirmen demektir. Su değirmeni demektr. At değirmeni derler. Şen demektir. Arabî üzere memur dahi derler.

Şenlik derler:

Harap dahi viran derler. Viran eylemek demektir. Viran olmak demektir. Sınık, bozuk ve yıkık de-mektir.

Şen etmek ve memur et-mek deet-mektir.

Halel bulmuş nesneyi islâh etmek ve onarmak demek-tir.

Harap veya muhterik olan ev eseri demektir.

Bir nesnenin eser ve nişa-nına ye temeli eseri de mektir.

Ev yeri asarı ve nişanı ve yurt yeri demektir.

(7)

demektir.

Mısır » » Bu dahi Mısır Kahire yâ-ni büyük şehir demektir. Medine » » Ravzai mutahhara ve

bü-yük şehir demektir. Beled » » Farisî üzere şehir derleri Kûr,e » » İl ve vilâyet ve sancak ve

şehir demektir.

Kasaba » > Küçük şehir demektir. Karye » » Farisî üzere köy demektir. Mahalle » » Arabî üzere mahalle derler Zaife » » Mahalle derler.

Z o k a k » » Sokak derler.

Murabbaa » » Dört ağızlı yol demektri. Suk - » » Ardi demektir. Şimdi

Fa-risî üzere pazar derler. Tarik » » Y o l demektir.

Şari » • » Büyük yol demektir.

On ikinci fasd ( 3 2 ) Yapı Terimleri

Arsa Arabidir Türkide Ev yeri demektir. Hıtta » » Ev yeri çizisi demektir. Hufre » ,i> Kazılmış yer ve çukur

hendek

Vetid » ,ı> Kazık derler. Mi'tede » » Tokmak demektir.

ve

[32] Bu fasılda yapı terimleri arabça, farsça ve türkçe olarak gösterilmiştir. Bunlardan faıisi olanlardan gayrisi ya-zılmıştır. Bisat » Esas » Kaide » Haoer » Kited » Lisan-ül hacerin » Müşt-ül lav. hayn » Safe » Araka » Sahre s> Sald » Celmüd » Kaddaha » Kahkara » Saıfvan » Neşefe » Safiha » Cendel » Hasaba' » Haşerm » Safa » Haşelbe » Lübne »

Temel döşemesi ve döşeme dermektir.

Temel demektir.

Yapının ve gayrinin teme-li demektir.

Taş demektir.

A m m e galat edip kened derler

Farisî üzere zivana derler. Tahta tarağı demektir.

Bir kur yâni bir saf döşe-me dedöşe-mektir.

Bir sıra kur demektir. Büyük ve pek taşı demek-tir.

Pek taşı demektir. Büyük taş demektir. Çakmak taşı derler. Ot taşı demektir. Kayagantaşı demektir. Köfeke taşı demektir. Yassı taş demktir. Değirmi taş demektir. Ufak taş ve çakıltaşı dahi derler.

Kireç taşı demektir. Yassı beyaz taş demektir. Ağaç demektir. Şimdi ke-reste derler.

Kerpiç demektir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Orhanın karısı Nilüfer Hatunun yaptığı köprüden tutunuz da bugünkü mahallât arasında yaşıyan birçok âbidelerin (Hatun) ke- limesi ile nihayetlenen isimleri bu kuvvetli

inci asırlarda Romalılar tarafından A v - rupada ve müstemleke şehirlerinde tatbik edilen plânların menşei H o ç o olduğunu Selçuklarm Ana- dolu şehirlerinde tatbik

Meşrutiyeti müteakip Evkaf nezareti inşa- at ve tamirat müdiriyet ve ser mimarlığına tayin olunan mimar Kemalettin, 1 nisan 335' tarihine kadar d e v a m eden memuriyeti

[r]

Bazı cisimler meselâ 100 kiloluk bir kuv- vet tahtı tesirinde bir santim uzrsa, kuvveti Üs i misli yani 200 kilo olduğu zaman iki santim uzarsa böyle cisimler mütenasip elâstikî

Büyük şehirlerde, bahçeli şehir, villâ yan - ları amele aileleri fazla olursa mümkün olduğu kadar bunu geniş vermek icap eder.. Şehir mer- kezine bağlamağa

Tecrit binaları mevcut sari veya salgın hastalıklar için kullanıldığı gibi sarî hastalık memul edildiği ahvalde karantine için de kul- lanılırlar.. Güzel

İğilmeğe maruz kirişlerde aksi tesirlerin ta- yini en mühim olup kirişlerin maktalarmdaki kerilmeleriıı tayininde muhakkak surette aksi tesirlerin tayin edilmesi