• Sonuç bulunamadı

Konut sorununun çözümünde kentsel dönüşüme kullanıcı katılımının sağlanması üzerine bir yöntem araştırması: Konya örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konut sorununun çözümünde kentsel dönüşüme kullanıcı katılımının sağlanması üzerine bir yöntem araştırması: Konya örneği"

Copied!
292
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

KONUT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE KENTSEL DÖNÜŞÜME KULLANICI KATILIMININ SAĞLANMASI ÜZERİNE BİR

YÖNTEM ARAŞTIRMASI: KONYA ÖRNEĞİ Mustafa KAŞ

DOKTORA TEZİ Mimarlık Anabilim Dalı

Ekim - 2014 KONYA Her Hakkı Saklıdır.

(2)
(3)
(4)

iv

ÖZET DOKTORA TEZİ

KONUT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE KENTSEL DÖNÜŞÜME KULLANICI KATILIMININ SAĞLANMASI ÜZERİNE BİR YÖNTEM ARAŞTIRMASI:

KONYA ÖRNEĞİ Mustafa KAŞ

Selçuk Üniversitesi -Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı

Danışman Prof. Dr. Kerim ÇINAR 2014, 292 Sayfa

Jüri

Prof. Dr. Kerim ÇINAR Prof.Dr. Ahmet ALKAN

Doç.Dr. Mine ULUSOY Yrd.Doç.Dr. Nazım KOÇU Yrd.Doç.Dr. A.Kerim İLGÜN

Konut ihtiyacının eksik karşılanması ya da hiç karşılanamaması anlamana gelen konut sorunu, ülkelerin sosyo-ekonomik yapılarına ve politik sistemlerine göre değişik boyutlar kazanmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’de konut yokluğundan kaynaklanan bir konut sorunundan çok düşük nitelikli konut üretiminden kaynaklanan bir konut sorunu yaşanmaktadır. Bu nedenle, kentsel dönüşüm projeleri konut ve çevre niteliğinin artırılmasında son yıllarda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin işbirliğinde geliştirilen kentsel dönüşüm projelerinin başarısı aynı zamanda yerel halkın projelere katılım ve desteğinin sağlanmasına bağlı görülmektedir.Kentsel dönüşüm olgusunu sadece İstanbul ve Ankara’daki projeler üstünden tartışmak orta ölçekli bir çok kentte yaşanan kentsel dönüşüm süreçlerinin değerlendirilmesinde yetersiz kalmaktadır.

Bu kapsamda çalışmanın amacı Konya ili Hacı İsa Efendi ve Yenice mahallelerinde gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projelerinin konut ve çevre niteliği üzerindeki etkilerini, yerel halkın projeler hakkındaki tutum ve düşüncelerini, projelere katılım ve destek davranışlarını bilimsel olarak ortaya koymak; buna uygun değerlendirme ve analizlerde bulunularak öneriler geliştirmektir. Çalışma, Konya ilinde TOKİ ve yerel yönetimlerin işbirliğinde gerçekleştirilen tek kentsel dönüşüm projesi olması nedeniyle Hacı İsa Efendi ve Yenice mahalleleriyle sınırlandırılmıştır.

Çalışma verilerinin elde edilmesinde literatür taraması, gözlem, görüşme ve anket yöntemlerinden yararlanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde SPSS (Statistical Packages for the Social Sciences- Sosyal Bilimler için İstatistik Paketi) programı kullanılarak frekans analizi ve çapraz tablo analizi yapılmıştır.

Çalışma sonucunda, kentsel dönüşüm projelerinin uygulandıkları mahallelerde konut ve çevre kalitesini artırdığı, diğer yandan, konut ve çevre kalitesindeki olumlu gelişimin; katılımcıların kentsel dönüşüm projesi hakkındaki olumlu kanaatleri ve projelere katılımlarının sağlanmasının projeleri destekleme davranışlarını da olumlu yönde etkilediği görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Konut Sorunu, Kentsel Dönüşüm, TOKİ, Konut ve Çevre Niteliği, Halk

(5)

v

ABSTRACT Ph.D THESIS

A METHODOLOGY FOR THE MAİNTENANCE OF USER CONTRİBUTİON TO URBAN TRANSFORMATİON İN THE SOLUTİON OF DWELLİNG

PROBLEM: EXAMPLE OF KONYA Mustafa KAŞ

THE GRADUETE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELCUK UNIVERSITY

DOCTOR OF PHILOSOPHY IN ARCHITECTURE Advisor: Prof. Dr. Kerim ÇINAR

2014, 292 Pages Jury

Prof. Dr. Kerim ÇINAR Prof.Dr. Ahmet ALKAN Assoc. Prof.Dr. Mine ULUSOY

Asst. Prof.Dr. Nazım KOÇU Asst. Prof.Dr. A.Kerim İLGÜN

The dwelling problem meaning; the insufficient fulfillment or none fulfillment of dwelling requirement, has various dimension according to the socio – economical structures and political systems of countries. In this context, in Turkey, there is a dwelling problem based on low qualified dwelling production rather than the absence of dwelling. For this reason, the urban transformation projects have been widespread used in increasing the quality of dwellings and environment in recent years. However, it is seen that the success of the urban transformation projects developed in the cooperation of central government and local governments is depended on the maintenance of local people’s participation and support. It insufficient to discuss the urban transformation fact only upon the ones in İstanbul and Ankara in the evaluation of urban transformation processes in many medium sized cities.

In this context, the aim of this study is to expose scientifically the effects of the urban transformation projects applied in Konya Hacı İsa Efendi and Yenice suburbs on the quality of dwellings and environment, the attitudes and thoughts, participation and support behaviors of the local people about the projects and develop suggestions by making analyses and evaluations according to this information. The study is limited to Hacı İsa Efendi and Yenice suburbs because it is the only urban transformation project realized in the cooperation of TOKİ and local governments in Konya.

The methods of literature overview, observation, interview and public survey are used in the study to collect data. This data is analyzed by the frequency and correspondence analyses of SPSS (Statistical Packages for the Social Sciences) program.

In the result of the study, it is determined that the urban transformation projects increase the quality of dwelling and environment in the districts they were applied and on the other hand, it is seen that the positive development in the dwelling and environment quality, the maintenance of the users’ participation in the projects and their positive opinions about the urban transformation project affected their support behaviors for the projects in a positive way.

Keywords: Dwelling and environment quality, TOKİ, Dwelling problem, Public participation,

(6)

vi

ÖNSÖZ

Türkiye'de konut ve çevre kalitesinin düşük nitelikli olmasından kaynaklanan bir konut sorunu yaşanmaktadır. Konut ve çevre kalitesinin en düşük olduğu yerler ise, ruhsatsız yapılaşmış mahallelerdir. Kentsel dönüşüm projeleri uygulandıkları mahallelerde konut ve çevre kalitesinin artırılmasına, dolayısıyla da konut sorununun çözümüne katkıda bulunmaktadırlar. Kentsel dönüşüm alanlarında yaşayan hak sahiplerinin projelere katılım ve desteklerinin sağlanması ise, projelerin başarıya ulaşmasında önemli rol oynamaktadır. Bu çalışmada, Konya ili Hacı İsa Efendi ve Yenice Mahalleleri'nde gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projelerinin konut ve çevre niteliği üzerindeki etkilerinin incelenmesi, halkın tutum ve düşünceleri ile projelere katılımlarının projeleri destekleme davranışlarını nasıl etkilediğinin bilimsel olarak ortaya konulması amaçlanmıştır. Böylece, literatürde bu yöndeki boşluğun doldurulması hak sahiplerinin projelere katılım ve desteklerinin sağlanması konusunda merkezi ve yerel karar vericilere yol gösterici olabilecek bazı veriler sunulması hedeflenmiştir.

Tez çalışmamda tez konusunun seçimi tez içeriğinin şekillenmesinde ve olgunlaşması aşamalarında aradığım güven duygusunu veren değerli tez danışmanım Prof. Dr. Kerim ÇINAR'a, yeterlilik sınavı sonuna kadar danışmanım ve tez izleme komitesi üyesi olan bu süreçte yardım ve desteklerini esirgemeyen sayın Prof. Dr. Ahmet ALKAN'a bana zaman ayırıp bilgilerini benimle paylaşan tez izleme komitesi üyesi Yrd. Doç. Dr. Nazım KOÇU'ya, göstermiş oldukları ilgi, katkı ve yardımlarından dolayı sonsuz teşekkür ve şükranlarımı sunarım.

Tez verilerinin elde edilmesinde bana yardımcı olan, ihtiyaç duyduğum, bilgi ve belgeleri benimle paylaşan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı sayın Gürol KONYALIOĞLU ile Kentsel Dönüşüm Şube Müdürü sayın Mustafa BAKIR'a, Meram Belediye Başkanı sayın Dr. Serdar KALAYCI'ya, Meram Belediyesi Kamulaştırma Bürosu çalışanlarına çalışmama olan katkılarından dolayı çok teşekkür ederim.

Ayrıca araştırmanın önemli bir bölümünü teşkil eden anketlerin hazırlanması, istatistiki analiz ve testlerin değerlendirilmesi aşamasında desteklerini esirgemeyen sayın Prof. Dr. Aşır GENÇ'e araştırmanın okunması ve gerekli düzenlemelerin yapılması konusundaki katkılarından dolayı Arş.Gör.Harun YONAR'a teşekkürü bir borç bilirim.

Son olarak, bu zor ve yorucu süreçte yanımda olan, sürecin stresini en az benim kadar yaşayan Yüksek Şehir Plancısı Neslihan ELBİ'ye maddi ve manevi desteklerini benden esirgemeyen canım çocuklarım Ebru, Serhat ve Aykut'a destek ve yardımlarını eksik etmeyen tüm dostlarıma ve sevdiklerime sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım.

Mustafa KAŞ Konya, 2014

(7)

vii İÇİNDEKİLER ÖZET ...iv ABSTRACT...v ÖNSÖZ ...vi İÇİNDEKİLER ... vii SİMGELER VE KISALTMALAR...xi 1. GİRİŞ ...1 1.1. Çalışmanın Konusu...2 1.2. Çalışmanın Amacı...3 1.3. Çalışmanın Önemi ...4

1.4. Çalışmanın İçeriği ve Kapsamı...5

1.5. Çalışmanın Yöntemi...6

2. TEMEL KAVRAM VE TARTIŞMALAR ...13

2.1. Kent...14

2.2. Kentleşme ...16

2.3. Konut ...17

2.4. Gecekondu ...18

2.5. Dünyada Konut Sorununun Gelişimi...18

2.5.1. Dünyada kentleşmenin konut sorunu üzerindeki etkisi ...19

2.5.2. Konut sorununu çözmeye yönelik politikalar ...21

2.5.3. Konut politikalarında devletin rolü ...24

2.6. Dünyada Kentsel Dönüşüm ...27

2.6.1. Kentsel dönüşüm ve gerekçeleri...27

2.6.2. Kentsel dönüşümün uygulanma biçimleri ...30

2.6.3. Kentsel dönüşüm sürecinin gelişimi...32

2.6.4. Kentsel dönüşümün boyutları...33

2.6.5. Kentsel dönüşümde kullanılan başlıca katılım teknikleri ...36

2.6.5.1. Halk katılımı teknikleri ...37

(8)

viii

2.6.5.3. Kentsel dönüşümün konut ve çevre kalitesi üzerindeki etkisi...44

2.6.6. Kentsel dönüşümün başlıca uygulama alanları ...46

2.6.6.1. Kent merkezlerinin dönüşümü...47

2.6.6.2. Afet zararlarını ve kentsel riskleri azaltma amaçlı dönüşüm...47

2.6.6.3. Sanayi alanlarının kent merkezlerini terk etmesi sonucunda oluşan fonksiyonel dönüşüm...48

2.6.6.4. Gecekondu alanlarının dönüşümü...48

2.6.6.5. Kentsel dönüşüm projelerinin konut sorununun çözümündeki rolü ...50

3. TÜRKİYE'DE KENTSEL DÖNÜŞÜM OLGUSU VE KONUT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDEKİ ROLÜ ...54

3.1. Türkiye'de Konut Sorununun Gelişimi ...54

3.1.1. Türkiye'de kentleşmenin konut sorunu üzerindeki etkisi ...54

3.1.1.1. 1923-1950 dönemi ...57

3.1.1.2. 1950-1980 dönemi ...59

3.1.1.3. 1980-2000 dönemi ...60

3.1.1.4. 2000 sonrası dönem...61

3.2. Konut Sorununun Nedenleri ...62

3.3. Konut Sorununun Boyutları...68

3.4. Konut Politikalarının Geliştirilmesinden ve Uygulanmasından Sorumlu Kurum ve Kuruluşlar...75

3.5. Konut Sorununu Çözmeye Yönelik Politikalar...84

3.5.1. Planlı kalkınmanın ilk beş periyodu ...84

3.5.2. 1990 Sonrası Kalkınma Planlarında Kentleşme ve Konut Politikaları...85

3.5.2.1. VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda (1990–1994) kentleşme ve konut ...85

3.5.2.2. VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (1996–2000) kentleşme ve konut .86 3.5.2.3. VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda (2001–2005) kentleşme ve konut 88 3.5.2.4. IX. Kalkınma Planı (2007–2013)...90

3.5.2.5. X. Kalkınma Planı (2014–2018) ...92

3.6. Türkiye'de Kentsel Dönüşüm...98

3.6.1. Türkiye'de kentsel dönüşüm sürecinin gelişimi ...98

(9)

ix

3.6.1.2. 1950-1980 dönemi ...99

3.6.1.3. 1980-2000 dönemi ...100

3.6.1.4. 2000 sonrası dönem...102

3.7. Kentsel Dönüşümün Yasal Dayanakları ve TOKİ ...105

3.8. TOKİ'nin Yeniden Yapılanması ve Kentsel Dönüşüm Sürecinde TOKİ...115

3.8.1. 2985 Sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve TOKİ'nin görevleri...116

3.8.2. Gecekondu dönüşüm sürecinin işleyişi...121

3.9. Türkiye'de Kentsel Dönüşüm Projelerinin Konut Sorununun Çözümündeki Rolü...124

3.10. Kentsel Dönüşüme Yönelik Eleştiriler...127

4. ARAŞTIRMA ALANI, UYGULAMA VE ANALİZ TEKNİKLERİ...130

4.1. Araştırma Alanına İlişkin Bilgiler...130

4.1.1. Konya İli ...130

4.1.2. Konya ilinin sosyo-ekonomik gelişmişlik durumu ...134

4.1.3. Konya kentinin planlama süreci ve mekânsal gelişimi...135

4.1.3.1. İlk kent planı: Güzelkent Vizyonu (1946 Planı) ...135

4.1.3.2. İlk revizyon-ilave plan gereksinimi (1954) ...136

4.1.3.3. İlk yarışma deneyimi (1965)...138

4.1.3.4. Parçacıl planlar (1967-1983) ...139

4.1.3.5. İlk üst ölçekli plan deneyimi (1984 Çevre Düzeni Planı) ...140

4.1.3.6. İmar afları dönemi - Islah ve İlave-Revizyon İmar Planları (1990-1998) .142 4.1.3.7. 2863 KTVK Kanunu ve İlk Koruma Planları (1992–2009) ...142

4.1.3.8. İlk Anakent Planı (1999 Kon-Plan)...143

4.2. Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projeleri (2000 ve sonrası)...145

4.3. Meram İlçesi ...163

4.4. Hacı İsa Efendi ve Yenice Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi...164

4.5. Çalışma Alanında Anket Uygulaması ...171

4.5.1. Ana kütle ve örneklem seçimi...171

4.5.1. Anket sorularının hazırlanması ...172

4.5.3. Anketin uygulanması ...173

4.6. Araştırmada Kullanılan Analiz Teknikleri...174

(10)

x

4.6.2. Çapraz Tablo Analizi ve Ki-Kare Testi ...175

5. ARAŞTIRMA BULGULARI VE DEĞERLENDİRME...176

5.1. Araştırma Bulguları...176

5.1.1. Frekans analizi bulguları...176

5.1.2. Çapraz tablo analizi bulguları ...195

5.1.2.1. Konut ve çevre niteliğinin artırılması ile kentsel dönüşüm projelerini destekleme-desteklememe davranışı arasındaki ilişkilerin analizi...195

5.1.2.2. Kentsel dönüşüm projesine ilişkin kanaatler ile kentsel dönüşüm projelerini destekleme-desteklememe davranışı arasındaki ilişkinin analizi...207

5.1.2.3. Kentsel dönüşüm projelerine katılım düzeyi ile kentsel dönüşüm projelerini destekleme-desteklememe davranışı arasındaki ilişkinin analizi...224

5.2. Araştırma Bulgularının Değerlendirilmesi...229

5.2.1. Frekans analizi bulgularının değerlendirilmesi ...229

5.2.2. Çapraz tablo analizi bulgularının değerlendirilmesi...232

6. SONUÇ VE ÖNERİLER...238

KAYNAKLAR ...244

EKLER ...258

(11)

xi SİMGELER VE KISALTMALAR Simgeler m² : metrekare ha : hektar k/ha : kişi/hektar Kısaltmalar AB : Avrupa Birliği

ABD : Amerika Birleşik Devletleri

BKM : Başbakanlık Konut Müsteşarlığı

BM : Birleşmiş Milletler

Çev. : Çeviren

DASK : Doğal Afet Sigortaları Kurumu

Der. : Derleyen

DPT : Devlet Planlama Teşkilatı

IDB : Inter American Development Bank

İMO : İnşaat Mühendisleri Odası

KB : Kalkınma Bakanlığı

KENTGES : Kentsel Gelişme Stratejisi

KSİP : Katılımcı Slum İyileştirme Programları

KTO : Konya Ticaret Odası

MO : Mimarlar Odası

p : Sayfa

RG : Resmi Gazete

s. : Sayfa

ŞPO : Şehir Plancıları Odası

SPSS : Statistical Packages for the Social Sciences

STK : Sivil Toplum Kuruluşları

SUF : Slum Upgrading Facility

TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi

TMMOB : Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği

TOKİ : Toplu Konut İdaresi Başkanlığı

TÜİK : Türkye İstatistik Kurumu

UNCHS : United Nations Centre for Human Settlements

UN-HABITAT : United Nations Human Settlements Programme

UNDP : United Nations Development Programme

USAID : United States Agency for International Development

WB : World Bank

(12)

1. GİRİŞ

Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Merkezi verilerine göre, dünya üzerindeki kentler hızla büyümektedir. Dünya nüfusunun üçte biri 1950’lerde kentlerde yaşarken, bu oran elli yıl sonra üçte ikiye yükselmiştir. 2050’ye kadar da altı milyar insanın kentlerde yaşayacağı tahmin edilmektedir. Özellikle az gelişmiş ülkelerde gecekondu sakinleri toplam nüfusun yarısından fazlasını oluşturmakta ve genelde uygun olmayan koşullar altında yaşamaktadırlar. Gecekondular günümüzde, az gelişmiş ülkelerdeki yoksulluğun genel görünümü haline gelmiştir. Dünyanın çeşitli yerlerindeki kentsel bölgeleriyle özdeşleşen hastalıklar, suç ve çevre kirliliği gibi sorunların giderilerek kentsel sakinlerinin yaşam koşullarının iyileştirilmesi amacıyla UN-HABITAT öncülüğünde bazı ülkelerde slum iyileştirme projeleri yürütülmektedir (UN-HABITAT, 2003).

Bununla birlikte ülkemizde de 1950'lerden itibaren, hızlı kentleşmeye bağlı olarak ortaya çıkan, konut ve kentsel sorunları yaşanmaktadır. Geçmişte, uygulanan popülist politikalar sonucunda konut ve kentsel sorunları bugün kentlerin karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan birisi haline gelmiştir. TOKİ'nin (Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı) 1983 yılında kurulması, Türkiye'de konut sorununu çözmeye yönelik olarak atılmış en önemli adımdır. Toplu konut projelerine finansman desteği sağlamak amacıyla kurulan TOKİ, nitelikli konut gereksinimindeki artış nedeniyle de üretici olarak konut piyasasında yer almaya başlamıştır.. Bu dönemde, TOKİ'nin etkinlik alanı yalnızca konut üretimiyle sınırlı kalmamış, kentsel dönüşüm projeleri gibi farklı kentsel kullanım türlerini de içerecek şekilde genişlemiştir (Balaban, 2009).

TOKİ'nin, gecekondu mahalleleri için geliştirdiği kentsel dönüşüm projeleri uygulamalarında ortaya çıkan farklı sorunlar, bu projelere yönelik eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Kentsel dönüşüm projeleri, gecekondu mahallelerindeki yapı yoğunluğunun artırılmasına ve ortaya çıkan rantın dönüşümün aktörleri arasında paylaştırılmasına hizmet ettiği, özel sektörü baltaladığı, yerel halkın projelere katılım ve desteği sağlanmadan olup bittilerle yürütüldüğü ve yoksul gecekondu sakinlerinin şehir dışına sürülmesine yol açtığı gibi gerekçelerle eleştirilmektedir. Tüm bu eleştiriler ve uygulamalar sırasında karşılaşılan bazı sorunlar, kentsel dönüşüm projeleri aleyhine bir kamuoyunun oluşmasına da neden olabilmektedir.

(13)

Türkiye'de, nitelikli konut üretiminin yetersizliğinden kaynaklanan bir konut sorununun yaşanması konut ve çevre niteliğinin yükseltilerek, düzenli bir kentleşmenin sağlanması amacına yönelik kentsel dönüşüm projelerinden yararlanılmasını zorunlu kılmıştır. Çünkü kentsel dönüşüm projelerinin uygulandıkları mahallelerde konut ve çevre kalitesinin artırılmasına önemli derecede katkıda bulunduğu iddia edilmektedir. Bu kapsamda, konut ve çevre niteliğini artırmak üzere 1965'te yürürlüğe konulan 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu ile başlayan yap-satçı konut üretimi, çarpık kentleşme ve niteliksiz konut üretimini daha da artırmıştır. Kentleşmenin tamamen piyasa dinamiklerine bırakılamayacağının anlaşılması üzerine, 2003 yılından itibaren gerçekleştirilen yasal düzenlemelerle TOKİ'nin yetkileri artırılarak, yerel yönetimler ve özel sektörle işbirliği halinde konut üretimi ve kentsel dönüşüm faaliyetlerinin yürütmesinin önü açılmıştır.

Böylece, kentsel dönüşüm projeleri Avrupa ve Amerika'da zamanla niteliğini yitirerek köhneme sürecine girmiş olan eski sanayi ve liman kentlerinin yenilenerek kente tekrar kazandırılması, Asya, Afrika ve Latin Amerika'da ise gecekondu mahallelerinin yaşam koşullarının iyileştirilmesi amacıyla kullanılmaktadır (Andersen, 2004). Türkiye'de de başta büyükşehirlerimiz olmak üzere düzensiz kentleşmeden kaynaklanan sorunların çözümünde kentsel dönüşüm projeleri çokça tercih edilen yöntemlerden biri haline gelmiştir. Kentsel dönüşüm projeleri, uygulandıkları mahallelerde konut ve çevrenin niteliğini artırma hedefiyle konut sorununun çözümünde önemli rol oynamaktadırlar. Uzun ve zorlu bir süreç olan kentsel dönüşüm projeleri, TOKİ'nin yerel yönetimlerle, özel sektörle ve yerel halkla işbirliği yapmasını gerektirmektedir. Bu işbirliğinde merkezi yönetimi temsil eden TOKİ, bir yandan yerel yönetimlerin tek başlarına üstesinden gelemeyecekleri planlama konularında yerel yönetimlere yardımcı olurken; diğer yandan da konut üretimi konusunda belirlediği standartlarla özel sektör için yol gösterici olmaktadır. Kentsel dönüşüm projelerinin başarısı bu anlamda halkın bilgilendirilmesi ve katılımı ile projelere desteklerinin sağlanmasına bağlı olmaktadır.

1.1. Çalışmanın Konusu

Çalışmanın başlıca konusu; Türkiye'de, kentsel dönüşüm projelerinin başarısının önemli bir dayanağının da projeden etkilenen halkın projelere katılım ve desteğinin sağlanması olduğu düşüncesinden hareketle, kentsel dönüşüm projelerinin konut

(14)

sorununun çözümündeki rolünün Konya İli Hacı İsa Efendi ve Yenice Mahalleleri örneğinde incelenmesidir.

Bu kapsamda, dünyada ve ülkemizde konut sorununun gelişimi ve bu sorunun çözümüne yönelik başlıca politikalar ele alınmıştır. Konut sorununun çözümünde 1980'lerden itibaren ön plana çıkmaya başlayan kentsel dönüşüm projelerinin dünyadaki ve Türkiye'deki gelişimi ve başlıca uygulama alanları hakkında bilgi verilmiştir. Kentsel dönüşüm projelerinin konut sorununun çözümündeki rolünü araştırmak üzere Konya İli Hacı İsa Efendi ve Yenice Mahalleleri'ne yönelik bir anket çalışması yapılmıştır.

1.2. Çalışmanın Amacı

Çalışmanın amacı Konya İli Hacı İsa Efendi ve Yenice Mahalleleri'nde gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projelerinin konut ve çevre niteliği üzerindeki etkilerini incelemek; halkın tutum ve düşünceleri ile projelere katılımlarının projeleri destekleme davranışlarını nasıl etkilediğini bilimsel olarak ortaya koymak; buna uygun değerlendirme ve analizlerde bulunarak öneriler geliştirmektir.

Bu temel amaç kapsamında aşağıdaki başlıca sorulara cevap aranmıştır:

 Katılımcıların kentsel dönüşüm projelerinin konut ve çevre niteliği üzerindeki etkileri konusundaki kişisel kanıları ve tutumları nasıldır?

 Katılımcıların kentsel dönüşüm projeleri konusundaki bilgileri ve ilgileri hangi düzeydedir?

 Katılımcıların kentsel dönüşüm projelerini destekleme ya da desteklememe davranışını etkileyen tutumları nelerdir?

 Katılımcıların kentsel dönüşüm projeleri konusunda bilgi kaynaklarından yararlanma düzeyleri nasıldır?

 Katılımcıların kentsel dönüşüm projeleri konusunda ilgili kişi ve kurumlara güven düzeyleri nasıldır?

 Katılımcıların kentsel dönüşüm projeleri karar ve uygulama süreçlerine katılımı hangi düzeydedir?

(15)

 Demografik ve diğer toplumsal özelliklerin kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili davranış ve tutumlara etkisi nasıldır?

Konya İli Hacı İsa Efendi ve Yenice Mahalleleri'nde katılımcıların ilgili konulardaki tutum ve davranışlarının belirlenmesi, değerlendirilmesi ve analizinin; konut ve çevre niteliğinin artırılması katılımcıların projelere katılım ve desteklerinin sağlanması konularında merkezi ve yerel karar vericilere yol gösterici olabilecek önemli bilgi ve veriler sunması beklenmektedir.

1.3. Çalışmanın Önemi

Kentsel dönüşüm projeleri bilimsel ve teknik özelliklerinin yanı sıra sosyal yönleriyle de incelenmesi gereken bir konudur. Konunun sosyal boyutuyla ilgili olarak farklı ülkelerde çeşitli kamuoyu anketleri düzenlenmekte; akademisyenler tarafından gerçekleştirilen çalışmalarla da konu bilimsel platformlarda tartışılmaya devam edilmektedir. Tüm bu çalışmaların amacı kentsel dönüşüm projesi kararı alıp uygularken, konunun teknik yönüyle birlikte sosyal yönünü de dikkate alan, yöre halkı özelinde toplumun projelere katılım ve desteğini sağlamaya yönelik stratejileri geliştirmek; bunları ulusal konut politikasına entegre etmek; ilgili süreci de siyasal kararları da takip edip tamamlamaktır.

Türkiye'de, kentsel dönüşüm projeleri ve bu projelerin ruhsatsız yapılaşmış/gecekondu alanlarına yönelik versiyonu olan kentsel dönüşüm projelerine ilişkin yapılmış çalışmalar gözden geçirildiğinde konunun genellikle şehir plancıları ve mimarlar tarafından salt proje bazında ele alındığı tespit edilmiştir. Kentsel dönüşüm projelerinin sosyal boyutunun dikkate alınmaması nedeniyle, kentsel dönüşüm projelerinin toptan reddedilmesine yönelik bir yaklaşımın bazı akademik ve mesleki çevrelerde ön plana çıktığı görülmektedir. Ancak, ülkemizin gerek düzensiz kentleşme gerekse deprem gerçeğiyle karşı karşıya olması bununla birlikte ruhsatsız yapılaşmış/gecekondu mahallelerinden kaynaklanan suç, şiddet ve kirlilik gibi sorunların kentleri tehdit eder hale gelmesi nedenleriyle kentsel dönüşüm projelerini sosyal boyutlarıyla ele alan ampirik çalışmalara büyük gereksinim duyulmaktadır.

Bu kapsamda, kentsel dönüşüm projelerine yöre halkının katılım ve desteğinin sağlanmasına yönelik öneriler geliştirmeyi hedefleyen çalışmamız, TOKİ ve ilgili yerel yönetimler başta olmak üzere kentsel dönüşüm projelerinde rol oynayan STK'lar (Sivil

(16)

Toplum Kuruluşları) ve özel sektör gibi aktörlere yol göstererek önemli bazı veriler sunmaktadır. Çalışmamız aynı zamanda benzer yöntemlerle yapılacak ileriki çalışmalarla kentsel dönüşüm projelerinin başarısının izlenebilmesine imkan sağlamakta; diğer illerde yapılması düşünülen çalışmalar için de bilgi birikimi oluşmasına yardımcı olmaktadır.

1.4. Çalışmanın İçeriği ve Kapsamı

Bu çalışma ülkemizde kentsel dönüşüm projelerinin çokça tercih edilen türü olan ruhsatsız yapılaşmış/gecekondu dönüşüm projelerini kapsamaktadır. Kentsel dönüşüm projeleri, yalnızca belediyeler tarafından tek başına uygulanabildiği gibi büyük çaplı projelerde belediyelerin TOKİ ile işbirliği yaptıkları da görülmektedir. Bu kapsamda, Türkiye genelinde, belediyelerin tek başlarına gerçekleştirdikleri kentsel dönüşüm projeleri hakkında net veriler bulunmamakla birlikte, belediyeler ve TOKİ işbirliğinde Ekim 2014 tarihi itibariyle, 337 projede toplam 281.278 konutluk kentsel dönüşüm çalışmaları yapılarak, 229 farklı bölgede 104.896 konutluk ihale çalışmaları yapılmış olup, ihalesi tamamlanan 214 projede 94.563 konut başlatılmış ve 128 bölgede 56.354 konutun inşaatı tamamlanmıştır ( EK 7; TOKİ, 2014).

Konya ilinde belediyeler ve TOKİ işbirliğinde bugüne kadar gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projesi sayısı 1'dir. Bu projede 30 Ağustos 2013 tarihi itibariyle hak sahipleri kuraları çekilmiş ve %100 oranda tamamlandığı belirlenmiştir (TOKİ, 2014). Hacı İsa Efendi ve Yenice Mahalleleri'nin bağlı olduğu Meram Belediyesi'nden alınan hak sahibi listelerinde bu iki mahallede kentsel dönüşüm projesinden yararlanması beklenen toplam 1035 hak sahibi tespit edilmiştir.

Çalışma altı bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölüm olan girişte çalışmanın konusu, amacı, önemi, içeriği ve kapsamı ile yöntemi açıklanmıştır.

İkinci bölümde, çalışma arka planındaki kavramlar tanımlandıktan sonra; Dünyada konut sorunu, konut sorununun nedenleri, boyutları ve konut sorununu çözmeye yönelik geliştirilen politikalar kentsel dönüşüm sürecinin gelişimi, kentsel dönüşümün boyutları, kentsel dönüşümün uygulama alanları ve kentsel dönüşüm projelerinin konut sorununun çözümündeki rolü incelenmiştir.

(17)

Üçüncü bölümde, Türkiye'de konut sorunu, konut sorununun nedenleri, boyutları ve konut sorununu çözmeye yönelik geliştirilen politikalar, kentsel dönüşüm sürecinin gelişimi, kentsel dönüşümün boyutları, kentsel dönüşümün yasal dayanakları, uygulama alanları konut ve çevre niteliği üzerindeki etkisi, kentsel dönüşümde katılım teknikleri, kentsel dönüşüme yönelik başlıca eleştiriler, kentsel dönüşüm projelerinin konut sorununun çözümündeki rolü ve TOKİ alt başlıklarda değerlendirilmiştir.

Dördüncü bölümde ilk olarak, araştırma alanına ilişkin bilgiler kapsamında Konya İli ve Meram İlçesinin sosyal ve ekonomik durumları hakkında bilgiler verilmiş; ikinci olarak, Konya ilinin planlama tarihi ve kentsel gelişimi ve ildeki alan odaklı kentsel dönüşüm projeleri kısaca özetlenmiş, Hacı İsa Efendi ve Yenice Mahallesi (Konevi) Kentsel Dönüşüm Alanında yapılan analiz çalışmaları tablolar yardımı ile özetlenmiştir. Son olarak da araştırma teknikleri hakkında bilgiler verilmiştir.

Çalışmanın beşinci bölümünde araştırma verilerinin analizi sonucunda ulaşılan bulgular ortaya konulmuş ve değerlendirilmiş; araştırma hipotezlerinin elde edilen bulgularca desteklenip desteklenmediği tartışılmıştır..

Altıncı bölümde, sonuç ve öneriler başlığı altında ise, araştırma kapsamanda ulaşılan sonuçlar kısaca özetlenerek, değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, kentsel dönüşüm projelerinde rol oynayan merkezi ve yerel aktörlere yönelik hak sahiplerinin projelere katılım ve desteklerini sağlayabilmeleri noktasında önerilerde bulunularak çalışma tamamlanmıştır.

1.5. Çalışmanın Yöntemi

Bu çalışmada alan araştırmasındaki verilerin elde edilmesinde kullanılan yöntemlerden ilki literatür taramasıdır. Literatür taraması yoluyla, ulusal ve uluslararası literatür taranarak kentleşme, konut ve konut sorununa ilişkin kavramlar incelenmiş; konut ve konut politikalarının gelişimi ortaya konmuş, dünyadaki ve Türkiye’deki kentsel dönüşüm uygulamaları hakkında kaynaklar toplanmıştır. Toplanan bu kaynaklar yazıcı çıktısı ve fotokopi yoluyla çoğaltılarak derlenmiş ve değerlendirilmiştir.

Konya İlinde kentsel dönüşüm konusundaki literatür araştırması yaplarak kentsel dönüşümün hangi boyutları üzerinde durduklarını ne gibi sonuçlara ulaştıkları aşağıda kısaca özetlenmiştir. Konya İlinde kentsel dönüşüm konusunda yapılan çalışmalar

(18)

incelendiğinde bu çalışmaların şehir ve bölge planlama, mimarlık ve mühendislik alanlarında yoğunlaştıkları görülmektedir. Bunların dışında, kamu yönetimi ve sosyoloji bölümlerinde de kentsel dönüşüm konusuyla ilgili bazı çalışmalar yapılmıştır.

Şehir ve bölge planlama anabilim dalından Yenice (2011), Tarihi Kent

Merkezlerinde Sürdürülebilir Yenileme İçin Bir Model Önerisi: Konya Örneği adlı doktora tezi çalışmasında, değişime uğrayan kentsel bir bölgenin sosyal, ekonomik, fiziksel koşullarına kalıcı bir iyileştirme arayışı veya kentsel sorunlara çözüm sağlamaya çalışan kapsamlı ve bütünleşik bir vizyon ve eylemler dizisi olarak tanımlanabilen kentsel yenileme konusunun önemli deney alanlarından birini de tarihi kent merkezleri olduğu belirtilerek, araştırmada; Konya tarihi kent merkezi boyutunda kentsel yenileme alanlarının tespiti ve uygun müdahale yöntemlerini belirlemek için sürdürülebilir bir kentsel yenileme modeli tanımlanmaktadır. (Yenice 2011).

Şehir ve bölge planlama anabilim dalından Serdaroğlu Sağ (2011), Dönüşüme Bağlı Kentsel Gelişmenin Yönetilmesinde Bir Araç Olarak Akıllı Büyüme: Konya Kenti Örneği adlı doktora tezi çalışmasında, kentsel dönüşüm projelerinin sürdürülebilirlik potansiyellerinin değerlendirilebilmesinde akıllı büyüme ilkelerinin kullanılabilirliği ortaya konulmaktadır. Bu tezde, kentsel dönüşüm ve akıllı büyüme kavramlarını birlikte ele alarak, kentsel dönüşüm projelerinin, sürdürülebilir iyileşmenin sosyal, ekonomik ve fiziksel bileşenleri ile bütüncül olarak ele alınmasını sağlayabilmesi nedeniyle Türk planlama pratiği için önemi vurgulanmıştır. (Serdaroğlu Sağ, 2011).

Mimarlık anabilim dalından Meşhur (2004), Arazi ve Arsa Düzenlemesi Yaklaşımlarının Kentsel Mekan Oluşumu Üzerindeki Etkileri: Konya Kenti Örneği adlı doktora tezi çalışmasında: Kent Planlama, planlamaya ilişkin amaç ve hedeflerin belirlenmesinden, planların uygulanmasına kadar olan aşamaların tümünü içermesi bağlamında, daha çok süreç özelliği gösteren bir kavram olarak tanımlanmıştır. Bu anlamda, planlamanın başarısı, içerdiği farklı aşamaları ilişkilendirme düzeyi ile belirlenmektedir.. Sadece yapılaşmaya uygun imar parseli üretilmesinin hedeflendiği uygulamalar, nitelikli mekan oluşumuna katkı sağlamamakta; üretilen parsellerin yapılaşması sonrasında, kütleler arasında oluşan alanlar ise, yapı yaklaşma mesafelerinin tanımladığı, rastgele ve kendiliğinden ortaya çıkmış boşluklar olmaktan öteye geçememektedir. Bu anlamda tez,

(19)

Konya Kenti özelinde arazi ve arsa düzenlemelerinin kentsel mekan oluşumu üzerindeki etkilerinin sorgulanması üzerine kurgulanmıştır. (Meşhur 2004)

Şehir ve bölge planlama anabilim dalından Eren (2006), Kentsel Dönüşümlerde Kamu-Özel Ortaklıkları ve Özel Girişimin Dönüşümdeki Varlığı: Konya Örneği adlı yüksek lisans tezinde birinci bölümde, çalışmanın ana vurgusu olan "Kentsel Dönüşüm" kavramı kapsamlı bir şekilde ele alınmış, dünyada kentsel dönüşüm deneyimleri incelenerek, kentsel dönüşümün başarısı ve ekonomik süreci anlatılmıştır. İkinci bölümde, kentsel dönüşümün finansman boyutu ele alınarak, dünyada bu alanda uygulanan finans politikaları incelenmiş ve çalışmanın asıl konusuna yoğunlaşılarak, kentsel dönüşümlerde kamu-özel ortaklıkları anlatılmıştır. Üçüncü bölümde ise, kentsel dönüşümde özel girişimin varlığı sorgulanarak, projelere dahil edilmesi konusu ele alınmış, bunun yanı sıra özel girişimci davranışlarını belirleyen ve şekillendiren unsurlara yer verilmiştir.

Alan çalışması bölümünde, "Konya Büyükşehir Belediye Çevresi" ve "Konya Eski Otogar" Kentsel Dönüşümleri örneğinde saha çalışmasına geçilmiştir. Özel girişimin, süreçte kamunun liderliğine sıcak baktığı, makro ekonomik koşullardan fazlasıyla etkilendiği ve çoklu sektörel işbirliğine fazla yanaşmadığı, riski sevmediği ve pazar eğilimine göre yüksek kâr elde etme ihtimalinin olduğu projeleri tercih ettiği tespit edilmiştir (Eren, 2006).

Jeodezi ve Fotogrametri (Harita) anabilim dalından Çağla (2007), Kentsel Dönüşüm Çalışmalarının Mülkiyet Kullanımına Olan Etkisi Üzerine Bir Araştırma ve Konya Örneği adlı yüksek lisans tezi çalışmasında, yapılan incelemelerin ortaya koyduğu sonuç, farklı zamanlarda oluşturulan mevzuatlar eşliğinde, farklı ölçme yöntemi ve değerlendirme sistemlerinde, farklı ölçek, altlık ve pafta boyutlarında üretilen kadastral ürünlerin nitelik olarak günümüz kadastrosu beklentilerinden uzak olduğudur. Yasayan ve süreklilik gerektiren bir hizmet olarak kadastronun, üretilmiş tapulama ve kadastro paftalarının, teknik nedenler yanında toplumun sosyo - ekonomik yapısındaki gelişmelere paralel olarak beklentilere cevap veremez hale gelmesi, kayıtların güncel hale getirilmesi ve eskiyen kent dokusunun yenilenmesinde "kentsel dönüşüm" projelerini entelektüel bir uygulama aracı haline getirmiştir. Bu çalışmada; tesis kadastrosu grafik ve eski kadastro yöntemlerinde yapılmış ve zamanla güncelliğini korumaktan uzak kalmış kadastronun, üç ayrı mahallede kentsel dönüşüm projeleri

(20)

yapılmış, eski mülkiyet sorunlarının giderildiği ve kadastronun modern kent siluetine dönüşümün sonuçlarını elde etmede, kentsel dönüşüm projelerinin bir yöntem olarak kullanılabileceği ortaya konmuştur (Çağla, 2006).

Şehir ve bölge planlama anabilim dalından Yenice (2005), Kentsel Planlama Sürecinde Konya Kent Formunun Gelişimi Üzerine Bir Araştırma, adlı yüksek lisans tezi çalışmasında, geçtiğimiz yüzyılda yerleşmeler üzerindeki değişimin iki eş zamanlı mekansal eğilim ile karakterize edilebileceğinden bahsedilmektedir. Bunlardan birincisi kentsel alanda nüfus ve ekonomik aktivitelerin giderek yoğunlaşması, ikinci eğilim ise kent formunun ciddi bir dönüşümünü de beraberinde getiren kentsel yayılma sürecidir. Bu dönüşüm süreci; kentsel alanın kırsal alanlara doğru genişlemesi, her türlü arazi kullanımlarının yoğunluğunun nüfus yoğunluğu açısından azalma göstermesi belli noktalar arasında yüksek ilişkili ulaşım ağının sağlanması, konut alanlarının diğer arazi kullanım tiplerinden ayrılması ve ikincil alt kentlerde konut alanlarının gelişimi olarak karakterize edilebilir. Bu çalışmada kentsel planlama karalarının kentsel gelişme ve kent formu üzerindeki etkileri, Konya kenti formu örneklem alanı üzerinden incelenmiştir (Yenice, 2005).

Kamu Yönetimi anabilim dalından Kocaoğlu (2011), Yerel Yönetimlerde Katılım Kültürü (Konya Büyükşehir Belediyesi Örneği) adlı doktora tezi çalışmasına göre, yerel yönetimler, "etkinlik", "özgürlük", "özerklik", "yeniden paylaşım" ve "demokratik katılım" gibi temel değerlere dayanmaktadır. Bunların içerisinde, aynı zamanda çalışmanın çıkış noktasını da oluşturan demokratik katılımın, yerel yönetimlerin bir değeri olarak görülmesinin nedeni, yerel yönetimlerin demokratik katılımın en iyi şekilde uygulandığı yönetsel birimler olduğu yönündeki genel kabule dayanmaktadır. Bu bağlamda incelenmeye değer bir kavram olarak "katılım kültürü" öne çıkmaktadır. Katılım kültürü kuramsal olarak, "toplumsal kültür", "siyasal kültür" ve "yönetsel kültür"den oluşmakta; toplumsal kültür ile birlikte, siyasal ve yönetsel kültürün kesişiminde yer almaktadır.

Katılım kültürünün günümüzdeki durumunun daha iyi analiz edilebilmesi açısından, alan araştırması yöntemlerinden olan anket çalışması yapılması uygun görülmüştür ve bunun için, Türkiye'nin en büyük ve zengin yerel yönetim geleneğine sahip illerinden birisi olan Konya tercih edilmiştir. Bu kapsamda, Konya il merkezinde ikamet eden hemşerilere anket; Konya Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına ise hem

(21)

anket, hem de mülakat uygulaması gerçekleştirilmiştir. Böylece, katılım kültürü ana ekseni etrafında hem yönetsel katılmanın hem de yönetsel kültürün kuramsal altyapısının uygulamadaki durumuna yönelik, hem ayrı ayrı, hem de karşılaştırmalı analizler gerçekleştirilmiştir (Kocaoğlu, 2011).

Çalışma verilerinin elde edilmesinde kullanılan yöntemlerden ikincisi ise ankettir. Anket, birincil kaynaklardan bilgi toplamak üzere hazırlanan sistematik bir soru formudur. Cevaplandırıcının daha önceden belirlenmiş bir sıralamada ve yapıda oluşturulan sorulara karşılık vermesiyle veriler elde edilir. Anket yönteminde, araştırmanın problemini çözecek ve ele alınan hipotezleri test edecek bilgileri sistematik biçimde toplama ve saklama amaçlanmaktadır (İslamoğlu, 2009: Altunışık vd., 2005). Anket yöntemiyle araştırma kapsamındaki mahallelerde yaşayan yerel halkın kentsel dönüşüm projeleri konusundaki tutum ve davranışlarının, projelere katılım ve destek düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.

Bu çalışmada kentsel dönüşüm projelerinin ülkemizdeki konut sorununun çözümü üzerindeki rolünün bir değerlendirilmesi yapılmaya çalışılmıştır. Kentsel dönüşüm projelerine hak sahiplerinin katılım ve desteklerinin sağlanmasının projelerin başarısına olumlu yönde etkileyeceği varsayımından hareketle aşağıdaki hipotezler araştırma hipotezleri olarak belirlenmiştir:

HİPOTEZ 1: Katılımcıların kentsel dönüşüm sonrasında yaşadıkları

konutların ve çevrenin niteliğinin artırdığını düşünmeleri bu projeleri destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir.

 Alt hipotez 1: "Katılımcıların önceden oturdukları konutlarıyla kıyasladıklarında şu anda oturdukları konutların içsel ve dışsal niteliklerinin iyileştiğini düşünmeleri kentsel dönüşüm projelerini destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir" şeklindedir.

 Alt hipotez 2: "Katılımcıların önceden oturdukları konutlarıyla kıyasladıklarında şu anda oturdukları konutların dış özelliklerinin iyileştiğini düşünmeleri kentsel dönüşüm projelerini destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir" şeklindedir.

(22)

 Alt hipotez 3: "Katılımcıların önceden oturdukları konutlarıyla kıyasladıklarında şu anda oturdukları konutların çevre bakımı, bina, insan ve trafik yoğunluğunun iyileştiğini düşünmeleri kentsel dönüşüm projelerini destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir" şeklindedir.

 Alt hipotez 4: "Katılımcıların önceden oturdukları konutlarıyla kıyasladıklarında şu anda oturdukları konutların gezinti-dinlenme alanları, altyapı, ulaşım imkanları ve sosyal donatılarının iyileştiğini düşünmeleri kentsel dönüşüm projelerini destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir"

şeklindedir.

 Alt hipotez 5: "Katılımcıların önceden oturdukları konutlarıyla kıyasladıklarında şu anda oturdukları konutların sosyal koşullarının iyileştiğini düşünmeleri kentsel dönüşüm projelerini destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir" şeklindedir.

 Alt hipotez 6: "Katılımcıların önceden oturdukları konutlarıyla kıyasladıklarında şu anda oturdukları konutların yapısal ve çevresel güvenliği, can ve mal güvenliğinin arttığını düşünmeleri kentsel dönüşüm projelerini destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir" şeklindedir.

HİPOTEZ 2: Katılımcıların kentsel dönüşüm projesi hakkındaki kanaatlerinin

olumlu olması bu projeleri destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir.

HİPOTEZ 3: Katılımcıların kentsel dönüşüm projelerine katılımlarının

sağlanması bu projeleri destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir.

 Alt hipotez 7: "Katılımcıların kentsel dönüşüm sürecinde rol alan kişi ve/veya

kurumlar tarafından bilgilendirilmeleri kentsel dönüşüm projelerini destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir" şeklindedir

 Alt hipotez 8: "Katılımcıların kentsel dönüşüm sürecinde rol alan kişi ve/veya

kurumlara güven duymaları kentsel dönüşüm projelerini destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir" şeklindedir.

 Alt hipotez 9: "Kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili olarak katılımcıların

görüşlerine başvurulması onların kentsel dönüşüm projelerini destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir" şeklindedir.

(23)

 Alt hipotez 10: "Kentsel dönüşüm sürecine hak sahiplerinin katılımını

sağlamaya yönelik katılım tekniklerinin kullanılması katılımcıların kentsel dönüşüm projelerini destekleme davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir"

şeklindedir.

Araştırma hipotezlerinin değişkenleri arasında ilişki olup olmadığını belirlemek için çapraz tablo analizi yapılmıştır. Çapraz tablo analizinde katılımcıların kentsel dönüşüm projelerine desteklerini etkileyen değişkenlerin analizine öncelik verilmiştir. Çapraz tablolarda görülen değişkenler arasındaki ilişkilerin tesadüfi olup olmadığını belirlemek için ise Ki-kare testi yapılmıştır.

(24)

2. TEMEL KAVRAM VE TARTIŞMALAR

Geçmişten günümüze kendine sürekli olarak mekânlar inşa etmiş olan insan, ihtiyaçlarına göre farklı biçimlerde yerleşikleşmiş, süreç içinde de yerleşim modelleri değişkenlik göstermiştir. İnsanlık tarihinde Sanayi Devrimi sonrasında kentler, kentleşme ve kentli nüfus oranı gelişmişliğin ve kalkınmışlığın yansıması olarak görülmüştür. Bu doğrultuda daha çok azgelişmiş ülkelerde görülmekle birlikte, neredeyse tüm ülkelerde hızlı bir kentleşme süreci yaşanmış; hızlı kentleşmenin ortaya çıkardığı olumsuzluklar ise göz ardı edilmiştir. Kentleşme oranının yüksekliğinin ülkelerin gelişmişlik/kalkınmışlık düzeyini gösterdiği savından hareketle oluşan yanlış algı, kentlerde ortaya çıkan çarpık yapılaşma, işsizlik, yoksulluk vb sorunların büyüyerek artmasına yol açmıştır.

Günümüzde de bir yandan kentlerin sermaye açısından tercih edilen yatırım alanları olması bir yandan da küreselleşme sürecinde küresel aktörlere hitap eden kentlerin varlığının ön planda tutulması, kentleri genel anlamda gelişmişlik ölçütü haline getirmektedir. Özellikle azgelişmiş ve gelişmekte olan ülke kentlerinin sermayenin talep ve beklentilerine karşılık vermekten uzak olmaları yeni arayışları ortaya çıkarmış ve bu arayışlar günümüz kent ve kamu politikalarında karşılığını ise kentsel dönüşüm projelerinde bulmuştur. Kentlerin yeniden yapılandırılması ve kentsel alanlara yeni işlevler kazandırılmasının temel aracı olarak görülen kentsel dönüşüm projeleri ile; sermayeye yeni alanlar yaratılarak kentlerin tercih edilebilir kılınmasının ve böylelikle de küresel anlamda ülke ekonomilerine katkıda bulunmasının öngörüldüğü sıklıkla dile getirilmektedir. Bir diğer ifade ile küresel sermayeye sağladığı olanaklar ve sermayeyi çekebilme/tutabilme kapasitelerine göre konumlandırılan kentlerin ülkeler açısından da küresel anlamda yer edinme aracı olarak görülmesi günümüzde ardı ardına hayata geçirilen kentsel dönüşüm uygulamalarının tetikleyicisi olmaktadır. Bu doğrultuda merkezi ve yerel yönetimler, kentsel dönüşümü etkili bir araç olarak görmekte ve fiziksel yeniden yapılanmayı ortaya çıkaran projeleri hayata geçirmektedirler.

Günümüzde de kentsel tartışmaların temelinde yer alan gecekondu olgusuna yönelik politika ve uygulamalar kentsel dönüşüm tartışmaları ekseninde yürütülmektedir. Bu bölümde temel kavramlar tanımlanmakta, sosyo-ekonomik

(25)

dönüşümün, gecekondu kavramı ekseninde bu kavramlara yansıması ve kentsel dönüşüm olgusu ortaya konmaktadır.

2.1. Kent

Kent, sürekli toplumsal gelişme içinde bulunan ve toplumun yerleşme, barınma, gidiş-geliş, çalışma, dinlenme ve eğlenme gibi gereksinimlerinin karşılandığı, çok az sayıda kişinin tarımsal uğraşılarda bulunduğu, köylere oranla nüfus yönünden daha yoğun olan ve küçük komşuluk birimlerinden oluşan yerleşme birimi olarak tanımlanmaktadır (Keleş, 1998).

Bir başka tanımda ise kent şu şekilde ifade edilmektedir: "Sanayi, ticaret, hizmet gibi ekonomik etkinliği olan, tarımsal ürünler de dâhil olmak üzere her türlü ürünün dağıtıldığı, sınırları belirlenmiş bir alanda yoğunlaşmış nüfusun sosyal bakımdan tabakalaştığı, mesleksel rollerin artarak farklılaştığı, dikey ve yatay hareketliliğin yaygın olduğu, çeşitli sosyal grupları barındıran, sivil toplum örgütlerinin etkinliğinin gittikçe arttığı, merkezi ve yerel yönetimi temsil eden yönetsel kurumların bulunduğu, yerel, bölgesel ya da uluslararası ilişki ağlarına sahip heterojen bir toplumdur" (Bal, 2008).

Genel olarak bir kentte bulunan özellikler şu şekilde sıralanmaktadır:

 Kent heterojen bir sosyal gruptur.

 Büyük nüfusuna rağmen yerleşim alanının sınırlılığı sonucu nüfus yoğunluğu vardır.

 Kent şahsiyetin, ferdiyetin ve özgürlüğün gelişmiş olduğu bir çevredir.  Kentte insanlar arasındaki ilişkiler geleneklerin hâkim olduğu enformel

yollarla değil, formel ve rasyonel kanunlarla düzenlenir.

 Uzmanlaşmaya dayalı, farklılaşmış formel iş organizasyonları yaygınlaşmıştır.

 Yol ve ulaşım imkânları ile sosyal unsurların mekânsal hareketliliği ve sınıflar arasında sosyal hareketlilik ileri düzeydedir.

 Kent kültürü dinamik bir yapıya sahiptir. Kentler; sosyal ilişkilere açık, sosyal ve kültürel değişimin yoğun yaşandığı yerlerdir.

(26)

 Kent, ekonomik imkânlar, sağlık, eğitim, bilim, sanat vb bakımdan gelişmiştir (Yörükan, 2006; Bal, 2008).

Kent bir yerleşme türü olarak; yerel yönetime sahip yasal bir birim, çevresine bakarak bir merkez ve aynı zamanda toplama ve dağıtma merkezi, tarım dışı faaliyetler olan sanayi ve hizmet sektörünün yoğunlaştığı, tarımsal ve tarım dışı faaliyetlerin kontrol edildiği mekândır (Suher, 1995).

Kent, genellikle arazi üzerine inşa edilmiş yapılardan oluşan yerleşik bir mekân gibi anlamlandırılıyor olsa bile aslında üzerinde yaşayan nüfusla bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Kent üzerinde yaşayan nüfusun kültürel yapısını yansıtmakta ve tekrar üretmektedir. Durağan bir doğa ya da çevre olarak görünse de özünde kent mekânı tarafsız değildir. İnsanlar mekânları, insan ilişkileri de değer ve sembolleri toplumsal ve politik olarak yeniden üretmektedir (Gül vd., 2008).

Wirth'e göre kentlerin toplumsal yaşam ya da birey üzerinde oldukça önemli etkileri bulunmaktadır. Kent, yalnızca bireylere daha büyük oranda iş ve yerleşim olanakları sunan bir yer değildir. Aynı zamanda dünyanın en uzak yerlerini kendine çeken, çeşitli bölgeleri, insanları ve etkinlikleri bir düzene göre biçimlendiren, ekonomik, siyasal ve kültürel yaşamın öncüsü ve denetleyicisi konumunda olan bir merkezdir.

Kentler, insanın yaşamını sürdürdüğü ve yeryüzünden yararlandığı odak noktalardır. Kentler, çevresindeki bölgelerin bir ürünüdür ve buraları etkilerken ekonomik ve toplumsal ihtiyaçlara cevap verecek biçimde gelişmektedirler.

Kente ilişkin tanım yapma çabalarında genellikle kentten; nüfus birikiminin, uzmanlaşmanın, işbölümünün, sanayileşmenin, ikincil ilişkilerin yoğun biçimde yaşandığı mekânsal ölçek olarak söz edilmektedir. Ayrıca; "uygarlığın doğduğu ve beslendiği, her türlü toplumsal, bilimsel, siyasal ve ekonomik ilişkilerin sürdürüldüğü, bunun sonucunda insanlığın uğraşmak zorunda kaldığı sorunların ortaya çıktığı ve bu sorunlara çözüm bulmak üzere her türlü yenilik ve gelişmelerin kaynaklandığı yerler" olma nitelikleri de kentlerin tanımlarda çok da yer verilmeyen diğer özellikleri olarak ifade edilmektedir (Duru ve Alkan, 2002).

(27)

2.2. Kentleşme

Kentleşme; "mekânda bir yerleşme, bir nüfus toplanması ve nüfus yoğunluğu, yerel örgütlenme, sosyal tabakalaşma, kurumlaşma, üretimde farklılaşma, uzmanlaşma, yeni bir yerleşme biçimlenmesi ve sosyo-ekonomik ve kültürel değişime yol açan bir nüfus toplanması süreci" olarak tanımlanmaktadır (Suher, 1995).

Kentleşme, yalnızca insanları kent olarak adlandırılan yere çekme sürecini belirtmekle kalmamakta, insanların kentin yaşam biçimini benimsemesi anlamına da gelmektedir (Wirth, 2002). Bir diğer ifadeyle, nüfus hareketine bağlı bir olay gibi görünen kentleşme, toplum yapısında ve ekonomide yaşanan gelişmelerle yakından ilişkilidir. Bu nedenle kentleşmeyi tanımlarken nüfus hareketini ortaya çıkaran ekonomik ve toplumsal değişmeler de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu doğrultuda kentleşme; "sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye bağlı olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu ortaya çıkaran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, işbölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere neden olan nüfus birikimi" şeklinde ifade edilebilir.

Tekeli'ye göre kentleşme; yapısal değişmeyi de işaret eden bir iç göç hareketidir. Bu iç göçle hayatlarını kırsal alanlarda sürdüren kişilerin bu yaşam alanlarından koparak kentlerde tarım dışı sektörlerde geçimlerini sağlayarak yaşamaya başlamaları anlatılmaktadır. Kentleşme kavramı ile bu tür tek yönlü bir yer değiştirme ve aynı zamanda toplumsal anlamda yaşanan bir dönüşüme vurgu yapılmaktadır.

Türkiye'de de II. Dünya Savaşı sonrasında kentleşme olgusu ivme kazanmış ve kırsal alanlardan kentlere doğru hızlı bir nüfus akışı başlamıştır (Ciğeroğlu, 2008).

Bu dönemde özellikle tarımda makineleşme sonucu kırsal yapıda süregelen geleneksel üretim ilişkilerinin çözülmesi ile birlikte kırsal alanlardan kentlere doğru yoğun bir nüfus hareketi yaşanmıştır. Kırsal yapıdaki değişimle birlikte; kentlerin eğitim, sağlık ve istihdam olanaklarının yanı sıra daha kaliteli bir yaşam sunması da kırdan kente göçü hızlandırmıştır.

Toplumsal ve ekonomik yapıda ortaya çıkan değişmelerle yakın ilişkili olan kentleşme, ülkemizde özellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra hızlanmıştır. Kentleşme, bir yandan kentlerin sayısını arttırırken bir yandan da kentlerin nüfus ve alanca büyümesine ve bu süreçte iç yapılarında ve örgütlenmelerinde önemli değişikliklerin yaşanmasına

(28)

yol açmaktadır. Kentlerin çekici, kırsal alanların itici güçlerinin etkisi altında nüfus, sürekli bir devinim içine girmiştir. Ulaşım araç ve kolaylıklarındaki gelişmenin itici rolü de eklenince nüfusun kentlere yönelme oranı günden güne artmıştır ( Aral, 2000).

2.3. Konut

Konut, bir arada yaşayan insanların barınma, beslenme ve sağlığa ilişkin fonksiyonlarını yürüttükleri yerlerdir. Kentlerin varlığının temel simgesi olan konutlar, yalnızca bir barınak değil; aynı zamanda bireyin ve ailesinin mahremiyetinin korunduğu, bireyin kendisini güvende hissettiği, sağlıklı bir yaşam sürebilmek için enerji topladığı mekânlardır (Bayraktar, 2007).

ABD ve Kuzey Avrupa ülkelerinde 1935'ten itibaren yapılan çalışmalar konut ve çevresel niteliklerin insanların beden ve ruh sağlığı üzerinde etkili olduğunu göstermiştir. Objektif kriterlere uygun olarak inşa edilmeyen, odaları küçük, ısı, ışık ve havalandırma koşullan iyi olmayan, barınma yoğunluğunun fazla olduğu, asosyal aile fertlerinden oluşan ve yeterli mahremiyetin bulunmadığı konutlar kötü konut olarak tanımlanmaktadır (Yörükan, 2005).

İnsanın beden ve ruh sağlığı açısından büyük bir önemi olan konut, ihtiyaçlar sıralamasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bu bakımdan, konut, toplum hayatının ekonomik ve sosyal bakımdan en önemli unsurlarından biridir. Barınak olmasının yanı sıra kentlerin şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır. Ayrıca, toplumların gelişmişlik düzeyini ve bilgi birikimini yansıtmaktadır (Toprak, 2001).

Bu açıdan, bir barınak, üretilen bir meta, çalışma ve dinlenme yeri, bir tüketim malı, spekülasyona konu bir yatırım malı, gelecek güvencesi, toplumsal ilişkilerin yeniden üretiminde bir araç, kentsel çevreyi üreten kültürel bir yapı, kişiyi çevreden koruyan ve toplum içerisinde yaşaması için olanaklar sunan bir mekân olması konutun insan ve toplum yaşamındaki işlevlerinin zenginliği açısından önemlidir (Tekeli, 1996).

İnsan ve toplum hayatındaki önemi nedeniyle, 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden bugüne, konutun bir insan hakkı olduğu uluslararası düzeyde kabul görmektedir. 1996 yılında yapılan HABITAT II (Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı) kapsamında ortaya konulan temel hedeflerden biri "herkese yeterli konut" olmuştur. Yeterli konut hedefi sağlıklı bir çevrede, canlı ve

(29)

cansız varlıkların bütününü kapsayan bir ortamda gerçekleşebilir. Herkese yeterli konut ve temel hizmetlerin sunulabilmesi için kamu sektörü, özel sektör, STK'lar, kooperatifler ve bireylerin karar alma aşamalarında yer alabileceği bir sistemin oluşturulması önemli bir adım olarak gözükebilir (DPT, 2001).

2.4. Gecekondu

Gecekondu, kırdan kente göçen aileleri barındıran ve genellikle, briket, tuğla gibi araçlardan yapılan, özel mülkiyet hakkını ihlal eden bir yerleşim ve yaşam biçimidir (Türkdoğan, 2006). Gecekondu yapımında kullanılan malzemeler ve gecekondu yapım teknikleri bölgelere göre değişebilmektedir. Ülkemizde, 1966 tarih ve 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun ikinci maddesinde gecekondu "imar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, kendisine ait olmayan arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılar" şeklinde tanımlamaktadır (RG: 30/07/1966-12362).

II. Dünya Savaşı'ndan sonra, gelişmekte olan ülkelerde gecekondular, kentleşmenin temel niteliği haline gelmiştir. Kuruluşlarının yasal tarzda olmaması, eski kent sakinleri arasındaki kötü şöhretleri ve düzenli kentleşme fikrine açıkça ters düşmeleri nedeniyle gecekondular normal kentleşme ve modernleşme sürecinin kapsamı dışına düşen bir toplumsal sapma olarak görülmüştür. Ancak, gelişmekte olan ülkeler açısından gecekondular genelde modernleşme, özelde ise kentleşme sürecinin neredeyse doğal bir adımıdır. Asya, Afrika ve Latin Amerika'daki birçok ülkede kentlerin genel özelliği haline gelmiştir. Bu nedenle gecekondular, gelişmekte olan ülkelerdeki kentleşme ve modernleşme sürecinin bir parçası olarak görülmektedir.

2.5. Dünyada Konut Sorununun Gelişimi

Konut sorunu, dar anlamda kişilerin konut gereksiniminin eksik karşılanması ya da hiç karşılanamamasıdır (Ayrım, 2007). Bu anlamda sorun, konut açığı ile sınırlanmaktadır. Konut açığı, bir ülkedeki konut sayısının gerekli miktardan az olmasıdır. Ancak konut sorunu yalnızca konut sayısının yetersizliğiyle ilgili bir sorun değildir. Çünkü konut açığı bulunan bir ülkede bireyler niteliksiz de olsa barınma gereksinimlerini karşılayabilirler. Bu nedenle, geniş anlamda konut sorunu, nitelikli konut sayısındaki yetersizlikler nedeniyle, bazı ailelerin çağdaş yaşam düzeyine uygun

(30)

olmayan, sağlık koşullarından uzak, niteliksiz konutlarda yaşamaları ve nitelikli konutlarda yaşamak isteyenlerin de yüksek bedeller ödemeleri şeklinde tanımlanabilir.

Tanımlardan da anlaşılacağı üzere, konut sorununun nicel ve nitel olmak üzere iki boyutu bulunmaktadır. Herkes için yeterli sayıda konut bulunması konut sorununun nicel boyutunu oluştururken, konut ve konutun içerisinde yer aldığı çevrenin yaşanabilir ve sağlıklı olması konut sorununun nitel/kalite boyutunu oluşturmaktadır. Konut ve çevresinin nitelikli/kaliteli olması aynı zamanda yaşanabilir olduğunun bir göstergesidir. Nitelikli bir konut çevresi, insanların yaşam kalitesini sağlayacak ve/veya güçlendirecek bir çevreyi ifade etmektedir. Yaşanabilirliğin özellik ve koşulları 1996 Habitat II. İnsan Yerleşimleri Konferansı için hazırlanan Ulusal Rapor'da ortaya konmuştur. Bu bağlamda, yaşanabilirlik bireysel ve toplumsal refah ve mutluluğun yanı sıra, kişilerin bir yerleşimde yaşamaktan duyduğu doyuma doğrudan katkıda bulunan mekânın nitelikleriyle ilişkilidir. Bu kapsamda, yerleşimlerin her bireyin gereksinim ve isteklerine cevap verecek şekilde tasarlanması, geliştirilmesi, yönetilmesi, korunması ve iyileştirilmesi gereğine dikkat çekilmiştir. Gereksinimler kapsamında ele alındığında yaşanabilir bir çevre, insanların yalnızca fizyolojik gereksinimlerinin değil, aynı zamanda güvenlik, sevgi ve ait olma, saygı görme ve kendini gerçekleştirme gibi gereksinimlerinin tümünün sağlanabileceği koşullan gerektirir. Yapılı çevre bu gereksinimlerin sağlanabildiği bir ortam olabildiği ölçüde yaşanabilir ve sağlıklı bir yaşam çevresi olarak nitelendirilmektedir (Koç, 2009).

İnsan sağlığını etkileyen durumların başında, çevre koşulları ve onun en yakın çevresi olan, içinde doğup büyüdüğü, ihtiyaçlarını karşıladığı konutu gelmektedir. Bu nedenle, insan sağlığının devamı ve yükseltilmesi için konut çevresinin koşullarının iyileştirilmesi, konutların sağlık koşullarına uygun planlanması ve kötü konut koşullarının iyileştirilmesi gerekmektedir (Işık, 1994).

2.5.1. Dünyada kentleşmenin konut sorunu üzerindeki etkisi

II. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan hızlı/aşırı kentleşme eğilimi gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada konut sorunu üzerinde etkili olmuştur. Konutun kentlerde bir sorun olarak ortaya çıkması, Sanayi Devrimi ile kırdan kente göçle başlamıştır. Bu göçler sonucunda sanayi kentlerinde ortaya çıkan sefalet yuvalarında yaşayan insanların konut gereksinimlerini devletin yardımı olmaksızın

(31)

karşılayamaması Batı’da devleti konut sorununun çözümüne yönelik politikalar geliştirmeye yöneltmiştir (Temel, 1992). Ancak, I. Dünya Savaşı'na kadar, devlet halkın konut gereksinimiyle doğrudan ilgilenmemiştir. İki dünya savaşı arasında, Avrupa ülkelerinin çoğunda, konut sorununun ülke ölçüsünde önem kazanmasıyla, devlet, bu sorunun çözümünde görev almak zorunda kalmıştır (Keleş, 2008). Bu kapsamda, gelişmiş ülkeler, II. Dünya Savaşı'ndan sonra uygulanmaya koydukları sosyal konut politikalarıyla, konut sorununu önemli ölçüde çözmüşlerdir. Bu nedenle, gelişmiş ülkelerin kentlerinde gecekondu türü yapılara pek rastlanmamaktadır. Aynı zamanda, gelişmiş ülkelerin varoşları, gecekondu mahallelerinden nitelik olarak çok daha iyi konumdadırlar (Bayraktar, 2006).

Gelişmekte olan ülkelerde ise, kırdan kente göç ve hızlı kentleşme eğilimi, 1950’li yıllarda başlamıştır. Bu ülkelerin kaynakları hızlı nüfus artışı karşısında yetersiz kaldığından, gerekli konut yatırımları yapılamamıştır (Turan, 1992). BM İnsan Yerleşimleri Merkezi'nin 2008 yılı verilerine göre, dünya nüfusunun yarısı (3.3 milyar insan) günümüzde kentsel alanlarda yaşamaktadır. Avrupa, Kuzey Amerika ve Latin Amerika nüfuslarının %70’inden fazlası hâlihazırda kentlidir; Asya ve Afrika ağırlıklı olarak kırsal kalmakla birlikte sırasıyla nüfuslarının %40'ı ve %38'i kentsel alanlarda yaşamaktadır. Dünya çapındaki kentleşme düzeyinin, gelecek kırk yıl içerisinde önemli ölçüde artarak 2050'ye kadar dünya nüfusunun %70'inin kentlerde yaşayacağı tahmin edilmektedir. Gelişmekte olan dünyada hayli yüksek düzeydeki kentsel büyüme oranları kentsel değişimi karakterize ederken, ortalama büyüme ve hatta küçülme gelişmiş ülkelerdeki kentsel gelişimi karakterize etmektedir (UN-HABITAT, 2008).

Kaynaklarını sanayileşmeye yönlendiren gelişmekte olan ülkeler, bununla birlikte, kente yeni gelen nüfusa barınak sağlama konusunda önemli sıkıntılarla karşılaşmaktadırlar. Piyasada yeterli sayıda ve uygun fiyatta konut bulunamaması nedeniyle kente yeni gelenler tarafından üretilen gecekondular, bu ülkelerin yetkililerince genellikle görmezden gelinmektedir. UN HABITAT, 2009 verilerine göre, günümüzde her üç kent sakininden biri gecekondularda yaşamakta olup toplam gecekondulu nüfus bir milyarı aşmıştır.

Gelişmekte olan bölgelerde gecekondu nüfusunun kent nüfusuna oranının 1990'dan 2010'a kadar sürekli gerileyerek %32.7 seviyesine indiği görülmektedir. Sahra Altı Afrika, Güney Asya, Güney Doğu Asya ve Doğu Asya bölgeleri dünyada

(32)

gecekondu nüfusunun kent nüfusuna oranının en yüksek olduğu bölgelerdir. Buna karşın Kuzey Afrika, Latin Amerika ve Karayipler, Okyanusya ve Batı Asya gecekondu nüfusunun kent nüfusuna oranının daha düşük olduğu yerlerdir.

Gelişmiş ülkelerde Sanayi Devrimi ile başlayan ve I. ve II. Dünya Savaşları’'ndan sonra şiddetlenen konut ve gecekondu sorunları "refah devleti" döneminde geliştirilen "sosyal konut" politikaları ile önemli ölçüde çözülmüştür. Günümüz gelişmiş ülkelerinde nüfus artışı, kırdan kente göç ve kentleşme eğilimlerinin durması, hatta gerilemeye başlaması bu ülkelerde yakın gelecekte bir konut sıkıntısı yaşanmayacağını göstermektedir. Buna karşın, gelişmekte olan ülkelerdeki hızlı nüfus artışı, göç ve kentleşme eğilimleri halen devam etmektedir. Bu ülkelerde hükümetlerin, göçmenlere konut veya altyapılı arsa sağlama imkânları sınırlıdır. Bu durum, kente yeni gelenleri gecekondu yapmaya teşvik etmekte, hükümetler ise, vatandaşın devlete yük olmadan kendi kendilerine buldukları bu çözüme göz yummak durumunda kalmaktadırlar. Bu nedenle, konut sorunu ve gecekondulaşmanın gelişmekte olan ülke kentlerinde gelecekte de sorun olmaya devam edeceği söylenebilir.

2.5.2. Konut sorununu çözmeye yönelik politikalar

Konut sorununun ülkelerin sosyo-ekonomik yapılarına ve politik sistemlerine göre farklı boyutlarının olması, konut sorununu çözmeye yönelik politikaların farklılık göstermesine neden olmaktadır. Bununla birlikte, toplum hayatının ekonomik ve sosyal bakımdan en önemli unsurlarından biri olan konut sorunun çözümü, konuta ilişkin bir kısım kamu politikalarının geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Buna göre, konut politikası, konut gereksinimini karşılamak üzere devletin belirlediği önceliklere göre yapmayı ya da yapmamayı tercih ettiği yasal ve eylemsel önlemleri ifade etmektedir (Keleş, 2008).

Konut sorunu sanayi devrimi sonrası hemen hemen tüm ülkelerde farklı boyutlarda ortaya çıkmıştır. Kırsal yaşamdan kent yaşamına geçiş insanların hayatında önemli değişikliklere yol açmıştır. Kırsal düzende iş ve yaşam faaliyetleri yılın belli dönemlerine bağlıydı. Bu durum çiftçilerin devingenliklerini azaltarak onları toprağa bağımlı hale getirmekteydi. Ancak, sanayileşmeyle birlikte ev ve iş birbirinden ayrılmış, üretim fabrikaya dayalı hale gelmiştir. İşçi sınıfından erkek ve kadınlar, artık

Şekil

Çizelge 3.1. Türkiye’de kırsal ve kentsel nüfusun gelişimi ve oranları 1927-2013
Çizelge 3.2. Türkiye'de gecekondu ve imar affı yasaları  Sıra  No  Kanun No  Yayınlandığı  Resmi Gazete  Tarih-Sayı
Çizelge 3.7. Yapı kooperatiflerince yapılan ikamet amaçlı bina ve daire sayıları
Çizelge 4.1. Türkiye ve Konya İli Karşılaştırmalı Nüfus Göstergeleri
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

İngiliz elçisi Arabi paşanın asi olduğuna dair padişah tarafından Mısır ahalisine hitaben bir beyan­ name neşredilmesini, Osmanlı as­ kerinin Mısıra

kazanmaktadır. Orta ve üst gelir grubu hane halkları bir taraftan kendi sosyo-ekonomik ve yaşam özelliklerine sahip benzer bireylere yakın olma gereksinimi duyarken

lI D e stancısı adlı yazısı da, üstadın ş iirse l değil ama ki­ ş is e l yaşam ındaki savunm ası güç bazı zaaflarını dile getirm esi bakım ından aynı

• İkametgâh memnuniyeti, birey veya hane halkının, oturdukları konut ve konut çevresinden (ikametgâh demeti) bir bütün olarak memnun olma durumudur. • Bu bütünlük,

Çalışmanın birinci bölümünde Kırklareli merkez ilçe merkez bölgesi mer’i plan yapılanması incelenmiş olup, konut ve çevresi kullanım özelliklerini etkileyen

Kentsel Dönüşüm Sonrası Sosyal Dokunun Dönüşümü Genel düzey, karma düzey ve özel düzey katılımcılarının tamamına “Tozkoparan Kentsel Dönüşüm Projesi

Ülkede gerçekleştirilen toplam konut üretimi içerisinde önemli bir paya sahip kamu kurumu olarak Toplu Konut İdaresi’nin ürettiği sosyal konut çevrelerinde hayata

Seçilen projeler (Şekil 3) incelenmiş ve mevcut dokunun yapı yoğunluğu (KAKS), nüfus yoğunluğu, açık alan miktarları ile aynı alan için yapılan yeni proje