• Sonuç bulunamadı

2. TEMEL KAVRAM VE TARTIŞMALAR

2.6. Dünyada Kentsel Dönüşüm

2.6.5. Kentsel dönüşümde kullanılan başlıca katılım teknikleri

2.6.5.2. Halka danışma teknikleri

Merkezi yönetimin, yerel yönetimlerin ve özel sektör kuruluşlarının aldıkları kararlar konusunda vatandaşın tepkisini ölçmek için başvurdukları tekniklerdir. Bu tekniklerin başlıcaları; odak gruplar, uzlaşma sağlama egzersizleri, anketler, açık oturumlar, açık davetler, danışma kurulları, toplumsal planlama, vizyon geliştirme, bildirim yapıp yorum isteme, halk oylaması ve yapılandırılmış değer oylaması şeklinde sıralanmaktadır.

 Odak Gruplar (Focus Groups): Belirli bir konunun bir kereye mahsus olarak derinlemesine ve kısıtlama olmadan tartışıldığı bir tekniktir. Toplumun belirli bir kesimini temsil ettiği varsayılan belli sayıda (genelde 6-12) kişiden oluşan bir grup vatandaş belirli bir konuda görüşlerine başvurulmak üzere görüşmeye çağırılmaktadırlar. Katılımcılar arasında bir kereye mahsus olmak üzere yüz yüze görüşmeye dayalı bir tartışma yapılmaktadır. Belirli grupların bir konuya ilişkin görüşlerinin ve ihtiyaçlarının öğrenilmesi açısından etkili bir tekniktir. Grup üyeleri seçim ile belirlendiğinden, seçim kriterleri her fikrin temsil edilmesine imkân vermeyebilir. Fazla maliyetli bir teknik olarak değerlendirilmektedir (Abelson vd., 2001).

 Uzlaşma Sağlama Egzersizleri (Consensus Building Exercises): İşbirliğine dayanan problem çözme olarak da bilinen bu teknik birden fazla tarafı olan karmaşık sorunların çözümünde kullanılmaktadır. Amerika’da 1980’lerden itibaren çevre ve kamu politikalarının belirlenmesinde bu yöntemden yararlanılmaktadır. Uzlaşma sağlama egzersizleri yerel katılım ve alınan kararlara sahip çıkma prensipleri üzerine kurulmuştur. Uzlaştırıcıların devreye girmesiyle vatandaşların bir konu üzerinde tartışarak uzlaşmalarına yardımcı olmada kullanılan bir tekniktir. Muhalif tarafın olmadığı bir yaklaşımdır. İnsanlara kendi görüşleri ile başkalarının görüşleri arasındaki farklılıkları görebilme imkânı sağlamaktadır. Benzer sorunlar yaşayan kişilerin sorunlarının çözümü konusunda alınan kararlara katılmalarına imkân sağlamaktadır. Kapsayıcı niteliği sayesinde kişilerin problem çözme yeteneklerinin geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır (Abelson vd., 2001).

 Anketler (Surveys): Vatandaşların belirli bir konu hakkındaki bilgilerini veya görüşlerini öğrenmek için başvurulan bir tekniktir. Vatandaşları temsil edici nitelikte bir örneklem belirlenerek her kişiye aynı sorular sorulmaktadır. Posta, yüzyüze görüşme ve telefon gibi çeşitli anket tipleri vardır. Büyük çaptaki insan gruplarına ulaşılmasına imkân vermektedir. Başarısı kanıtlanmış anketler, zaman içinde görüşlerde meydana gelen değişimin izlenmesi gibi boylamsal çalışmalar için de kullanılabilmektedir. Ancak, anket için belirlenen örneklem, toplumun tüm kesimlerini temsil edici veya kapsayıcı nitelikte olmayabilir. Soruların, anlaşılması için basitleştirilmesi, toplanan bilgilerin de basit ve yüzeysel olmasına neden olabilmektedir. Anket sonuçları genellikle karşılaştırılabilir

nitelikte değildir. Ankette cevap verilmeyen sorular, anketlerin etkinliğini azaltmaktadır. Temel kararlar ankete başlamadan verilmeli ve ankete başladıktan sonra değişiklik yapılmamalıdır (Abelson vd., 2001).

 Açık Oturumlar (Public Hearings): Yalnızca, belirli bir karar veya uygulamadan etkilenen vatandaşlara yönelik olarak yapılan kamuya açık toplantılardır. Konunun uzmanları ile söz konusu karar veya uygulamadan etkilenen vatandaşlar bir araya getirilmektedir. Uzmanlar tarafından vatandaşlara sunum yapılarak konu hakkında bilgilendirilmeleri sağlanmaktadır. Yasal ve yarı-yasal olmak üzere iki türü vardır. Yasal oturumlar, arazi kullanım planları ve kararnameler hakkında vatandaşların görüşlerini almak için yapılırken, yasal olmayan oturumlar bireysel mülkiyet konularıyla ilgili olarak yapılmaktadır. Uzlaşma düzeyini yükselten ve çatışmaları minimize eden bir tekniktir. (Abelson vd., 2001).

 Açık Davetler (Open Houses): Belirli bir mekânda vatandaşların bir konu hakkında bilgi toplamak ve görüşlerini paylaşmak üzere bir araya geldikleri bir tekniktir. Çok zaman almasına karşın farklı kişilere ulaşma imkânı sağlamaktadır. Belirli bir konu hakkında vatandaşların genel olarak ne düşündüklerinin belirlenmesi, topluluklarla ilk kez iletişim kurulması ve onların daha fazla katılıma teşvik edilmesi bu tekniğin başlıca kullanım alanlarıdır. Vatandaşlar istedikleri bir zamanda önceden yeri, günleri ve saatleri belirtilen bu toplantılara katılmaya davet edilirler. Çok sayıda yetişmiş personele ihtiyaç duyulan maliyetli bir tekniktir (Abelson vd., 2001).

 Danışma Kurulları (Citizen Advisory Committee): Kamu kurumları ve özel sektör tarafından oluşturulabilen, vatandaşların belirli bir konu hakkındaki düşüncelerini öğrenmek için başvurulan bir tekniktir. Danışma kurullarının halkın geniş bir bölümünü temsil etmesi istenmektedir. Ayrıca, vatandaşların bilgilendirilmesi, kurumlara güvenin artmasını ve çatışmaların azalmasını sağlayabilmektedir. Çok az sayıda kişiyi kapsadığından istatiksel açıdan anlamlı veriler sağlamaz (Abelson vd., 2001).

 Toplumsal Planlama (Community Planning): Vatandaşların toplum ve topluma sunulan hizmetler konusundaki öngörülerinin tartışıldığı, politika gündeminin belirlendiği geniş kapsamlı katılıma dayanan bir tekniktir. Öngörüler ve bir plan

üzerinde uzlaşmaktan ziyade, kim ve nasıl temsil edilecek konuları üzerinde durulmaktadır. İstişare dokümanlarının grup üyelerine önceden dağıtılması veya yazılı raporlar sunulması gibi çeşitli bilgilendirme tekniklerinden yararlanılmaktadır. Vatandaşların isteklerine ve önceliklerine göre alınan kararların aşamalı olarak uygulanmasına imkân sağlamaktadır. Ancak, beklentilerin kamu kurumlarının üstesinden gelemeyeceği şekilde artmasına neden olabilmektedir (Abelson vd., 2001).

 Vizyon Geliştirme (Visioning): Bir grup insanın bir araya gelerek kendi topluluklarının ideal bir topluluk olması için neler yapılabileceği konusunda fikir ürettikleri (vizyon geliştirdikleri) bir tekniktir. Grup vizyon üzerinde anlaştıktan sonra vizyonu gerçekleştirmek için yapılması gerekenleri kapsayan bir eylem planı oluştururlar. Yapı olarak toplumsal planlamaya benzer, ancak kamu hizmeti sunumunun tartışılmasından daha geniş bir vizyona sahiptir. Bu vizyonun nasıl gerçekleştirileceği ise daha az belirgindir. Açık ve net fikirler ortaya çıkana kadar müzakereler aşamalı olarak sürdürülmektedir. Sonuç raporu kesin bir plandan ziyade ihtimalleri ortaya koymaktadır. Resmi sonuç/çıktı bir topluluk planı olmakla birlikte esas vurgulanmak istenen şey, belirli konular üzerinde ortak bir vizyonu paylaşmanın önemidir. Yerel halkın kendi geleceklerini planlaması, bazı bölgelere eğitim ve sağlık gibi belirli hizmetlerin sunulması, insanların uzlaşarak sorunların çözümünün sağlanması bu tekniğin başlıca kullanım alanlarıdır (Abelson vd., 2001).

 Bilgilendirme ve Eleştiri İsteme (Notification, Distribution & Solicitation of

Comments): Basit bir müzakere tekniğidir. Belli bir konu hakkındaki raporlar

müzakerecilere dağıtılır ve bu konuda eleştiride bulunmaları istenir. Rapor dağıtmanın yanında diğer müzakere yöntemlerinden de yararlanılabilmektedir. Teoride bu tekniğin geniş bir temsil yeteneğinin olduğu belirtilmektedir. Rapor sunulması yoluyla saydamlık sağlanmış olmaktadır.. Geniş katılım potansiyeline karşın, halk ve kamu kurumları arasındaki iletişim çok sınırlıdır. Gerçek anlamda bir diyalog ve uzlaşma ihtimali bulunmamaktadır. Müzakerecilerden belirli bir grubu hedef alan bir konuda eleştiri yapmaları istenmesi durumunda saydamlık tehdit edici olabilmektedir. (Abelson vd., 2001).

 Halk Oylaması (Referenda): Seçilmişlerin, vatandaşın belirli bir konu hakkında ne düşündüğünü öğrenmek için başvurdukları demokratik bir danışma egzersizidir. Bir ulusun tümüne uygulanabildiği gibi onun yalnızca bir bölümüne de uygulanabilir (McKay, 2003). Popüler bir müzakere sürecidir. Kamu kurumları, diğer örgütler ve bazen de halk tarafından başlatılabilmektedir. Halk oylaması sonuçları her zaman halk oylamasına başvuranların beklediği gibi çıkmayabilir. Karar vericilerin halkın bir konu hakkında ne düşündüğünü anlamalarına yardımcı olmaktadır. Her seçmen alınan kararlar üzerinde eşit etkiye sahiptir. Yerel veya ulusal nüfusun tümünü kapsama potansiyeline sahip bir tekniktir. Hükümetlerin referandum sonuçlarını görmezden gelmeleri zordur. Ancak, oylamaya katılımın düşük olması temsil edebilirliğe zarar vermektedir. Halk oylaması sonuçlarını her grup kendi bakış açısına göre yorumladığından, sonuçları ifade etmede sorunlar yaşanabilmektedir. Süre sınırlamasının olması seçmenler üzerinde baskı yaratmaktadır. Sağlam dayanakları olan ve iyi bir kampanya yürüten örgütlerin seçim sonuçlarını aşırı etkileme potansiyeli vardır. Çok maliyetli bir halka danışma tekniğidir. Son olarak her konuda referanduma gidilmesinin vatandaşlar üzerinde bıkkınlık yaratacağı ve bu durumun referandumlara katılım oranını düşüreceği belirtilmektedir (Abelson vd., 2001).  Yapılandırılmış Değer Referandumu (Structured Value Referenda): Halkın

tercihleri konusunda bilgi sağlamada kullanılan oylama temelli bir danışma tekniğidir. Belirli alternatifler arasından seçmenlerin hangilerini tercih ettiklerini anlamaya yaramaktadır. Kolay ve anlaşılır bir teknik olup temel politikaların geliştirilmesi için uygundur. Bilgi aktarımı ve soruların anlatım biçimi geleneksel referanduma göre daha tarafsızdır. Alternatif sunulduğundan seçmenler alternatifler arasında daha kolay ve bilinçli tercih yapabilirler. Bu teknik aslında sadece tercihlerin belirlenmesi için uygundur. Referandum sonucunda bazı çatışmaların yaşanması ihtimali bulunmaktadır (Abelson vd., 2001).

Halk katılımı ve halka danışma teknikleri değerlendirildiğinde, bu tekniklerin yerel halkın karar vericiler tarafından alınan kararlara katılımlarının sağlanmasında önemli rol oynadıkları görülmektedir. Yerel halkın alınan kararlara katılımlarının sağlanması aynı zamanda demokrasi kültürünün gelişmesine katkıda bulunmaktadır.

Halk katılımı ve halka danışma teknikleri vasıtasıyla vatandaşlar yaşadıkları yörenin sorunları hakkında en yetkili kişiler tarafından bilgilendirilmektedirler.

Diğer yandan, kentsel dönüşüm projelerinin hedeflerine ulaşabilmesi için, yerel halkın yanı sıra kamu yönetiminin, özel sektörün, STK'ların ve diğer ilgili grupların da katılımına gereksinim duyulmaktadır. Projeden doğrudan ya da dolaylı etkilenen tarafların uzlaşma sürecinde yer almaları, bir yandan proje geliştirme aşamasında “gerilimi” azaltırken, diğer yandan da uygulanabilir ve yaygınlaştırılabilir projelerin geliştirilmesine imkân sağlamaktadır. Ancak, ortaklıkların kuruluş ve işleyişleri dönüşüm gündemini oluşturabilenlerin lehine çevrilme eğilimindedir. Bu durumun yerel halkı güçlendirmekten çok, bu güçlenmeyi engellemesi ve hayal kırıklığına yol açması ihtimali bulunmaktadır.

Kentsel dönüşüm sürecine dâhil olan ortaklar bu süreçte farklı roller üstlenmektedirler. Kamu yönetimi, ortaklık sürecinde yasa ve yönetmelikler çıkarma, kurumsal yapılanmayı oluşturma ve plan yapma/onama yollarıyla özellikle düzenleyici ve denetleyici rolünü üstlenmektedir. Aynı zamanda dönüşüm alanına yönelik fon tahsisleri; teşvik, muafiyet ve vergilendirmeye ilişkin düzenlemeler ile dönüşüm alanının planlamasını yaparak bu alanı özel sektörün yatırım yapması için cazip hale getirmektedir (Mccarthy, 2004).

Özel sektör açısından, kentsel dönüşüm projelerinin öncelikli yönü ticari boyutudur. Ticari boyutu olan ve proje ortaklarının beklentilerini karşılayan projelerin başarı şansı yüksek olmaktadır. Özel sektör kentsel dönüşüm projelerine; konsept/prototip oluşturma ve projelendirme, finansman temin etme, projelerin gerçekleştirilmesi ve işletilmesi konularında katkıda bulunmaktadır (Kuzu, 2004).

Yerel halkın kentsel dönüşüm sürecine katılımı, sürece meşruiyet kazandırmakta ve yerel halkın programlara sahip çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Kentsel dönüşüm alanlarında sosyal dönüşümün sağlanmasında ise, STK'ların sahip oldukları bilgi ve deneyimlerden yararlanılmaktadır.

Sonuç olarak, özel sektörün esnek ve dinamik yapısı ile kamu sektörünün liderlik ve yönlendirici yönü STK'ların katılımcı ve yenilikçi yönleri bir araya getirildiğinde insan odaklı yeni yaşam biçimlerini ortaya koyan dönüşüm projelerinin gerçekleştirilmesi mümkün olmaktadır.