• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıalinin içyüzü:Kürt Sait Paşanın isticvabı-Yeni meseleler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıalinin içyüzü:Kürt Sait Paşanın isticvabı-Yeni meseleler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SARAY ve BABIÂLİ'NİN İÇYÜZÜ

Yazan: SÜLEYMAN KÂNI ERTEM

— Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur —

Tefrika No. 404

;

Kürt Sait paşanın isticvabı

-Yeni meseleler

İngiltere bu meselede Mısırda Fransanın müdahalesinden ve iş­ tirakinden vareste kalabileceğini ve başlı başına hareket edebilece­ ğini filiyat ile göstermek ister gi­ bi davranmıştı.»

Konferansın 6 temmuz memo- randomu büyük devletlerce tasdik edilmesi üzerine elçiler tarafın­ dan Babıâliye tebliğ edildi.

İskenderiye hadisesi Abdülha- midi şaşırtmıştı.

Babıâlice Memoranduma cevab verilmedi. Yalnız vükelâ arasında Mahmud Nedim ve Cevdet paşa­ ların muhalefetine bakılmıyarak İstanbul konferansından hariç kalmak kararı bozuldu. 19 tem­ muzda Babıâli devleti aliyenin konferansa iştirak edeceğini bü­ yük devletlerin elçilerine tebliğ îtti.

Vükelâca Mısıra asker şevki için bir mazbata yapıldı; fakat buna mabeyinden cevab alına­ madı.

Konferans bu defa hariciye na­ zırı Said paşanın riyasetinde top­ landı. Büyük devletler devleti ali­ yenin masrafı Mısır hâzinesinden verilmek üzere Mısıra asker gön­ dermesine lüzum gösteriyorlardı; ingilizler Ârabinin asi ilânile gön­ derilecek Osmanlı askerinin İs- kenderiyedeki İngiliz askeriîe ha­

reketlerini tevhid eylemesini isti­ yorlardı.

Fakat asker şevki Abdülhami- din ve onun mizacına hizmet et­ meği muvafık gören bazı vükelâ­ nın fikirlerine uymuyordu.

Sadrıazam Said paşanın verdi­ ği malûmata göre bugünlerde ga- çib bir hareket daha oldu:

Hariciye nazırı Said paşa Ab- dülhamidin hususî kâtibi Reşid bey ile İngiltere sefaı*etine gide­ rek Mısırda Osmanlı askerî hare­ ketlerinin mahdud kalması ve gönderilecek Osmanlı askerlerinin bir, iki bin kişiye inhisarı için, başvekilin malûmatı haricinde, tebligatta bulunurlar.

Elçi bu müracaata resmî bir şe­ kil vermek için onların bu ifade­ lerini Babıâliye tebliğ eder; her işte, bahusus siyasî meselelerde başvekâletin reyi bulunmak şart olduğundan bahis ile başvekil Sa­ id paşa padişaha şikâyette bulu­ nur. Hariciye nazırı Said paşaya, kendisi tarafından böyle tebligata mezuniyet verilmediği için hari­ ciye nazırının Mısır işleri hakkın­ da vükelâ ve askerî ümeradan mü­ rekkep fevkalâde bir mecliste is­ ticvabını irade eyler; Kürt Sa­ id paşa bu mecliste isticvab olu­ nur; mesele bu isticvab ile kapa­ nır! (Abdülahimidin iradesi olma­ saydı hariciye nazırının böyle bir teşebbüste bulunmıyacağma hiç şüphe edilemez.) Konferansta bu defa da devleti aliyece Mısıra as­ ker şevkine muvafakat gösterildi. Amma bu asker şevki meselesi gene birçok tereddütlere, keşakeş- lere uğradı. Geceli, gündüzlü sa­ rayda birçok meclisler aktedildi.

Ab d ü’ıhamid Mısır ordusunun tens.ki keyfiyetinin yalnız devleti a!r -a aid olması, Osmanlı asker­ le: a varınca İngiliz askeri­

nin çekilmesi lâzım geleceğinin konferansa kabul ettirilmesi şar- tile iştirake muvafakat eylemiş ol­ duğunu irade etmişti. Bu tebliğe karşı İngiliz hariciye nazırı elçi Müzürüs paşaya:

— Olsa olsa askerî hareketlere iştirakinizi kabul edebiliriz! Fa­ kat evelce padişah iştirakin esas­ larına dair bizi tatmin edecek be­ yanatta bulunmalıdır.

Diye soğuk ve kestirme bir ce­ vab vermişti. İngiliz elçisinin kon­ feransta bu talebi reddetmesi üze­ rine Osmanlı murahhasları Said ve Asım paşalar konferansın mü- nasib gördüğü şartlar dahilinde Mısıra asker şevke d ileceğini be­ yan ettiler; konferansça böyle bir protokol da imzalandı.

İngilizler Mısırda asayişin ia­ desine Mısırın metbuile birlikte çalışıyor gibi görünmek üzere ora­ ya Osmanlı askeri gönderilmesini teklif ediyorlardı. Fakat bu tek­ liflerinin o günlerde bile ciddiyet­ ten âri olduğunda şüphe edilmek hiç te yersiz olamaz.

Abdülhamidin Mısıra asker şev­ kinden şiddetle imtinaı İstanbul m ahfillerince evveldenberi ma­ lûm bulunuyordu. Konferansın toplanmasile neticelenen müzake­ reler esnasında bu nokta Avrupa mahfellerine de tamamen akset­ mişti.

Bu halde İngiltere tarafından Mısıra bir Osmanlı askerî müda- halesine dair meydana konulan arzu ve isticaller hakikatte İngiliz müdahalesine mukaddeme hazır­ lamaktan başka bir şey sayılamaz. İstanbul konferansında Mısıra Osmanlı askeri şevki teklif edil­ meden bir hafta evvel İngiltere Mısır seferi için general WoIseleyi kumandan nasbeylemiş buliunu- yordu! Bu da İngilizlerin maksa­ dını aşikâr gösterecek bir delildir. Beri tarafta Mısıra asker şevki­ ne karar vermek hususunda A b­ dülhamidin tereddüdlerine niha­ yet olmuyordu. Bunu gören İngil­ tere de siyaset manivelesini buna göre idare ediyordu.

İngiliz elçisi Arabi paşanın asi olduğuna dair padişah tarafından Mısır ahalisine hitaben bir beyan­ name neşredilmesini, Osmanlı as­ kerinin Mısıra ihracından evvel İn­

giltere ile bir askerî mukavele ya­ pılmasını istedi.

İngiliz hükümeti İngiltereden gönderilen 15,000 kişilik kuvvetle Süveyşi ve İsmailiyeyi işgal etti.

Vaziyetin bu yeni safhası hak­ kında müzakereler gene uzun sürdü.

Nihayet Babıâli bir beyanname neşretti; bundan 30,000 nüsha tab ve tevzi olundu.

Bu beyannamede Mısır müslü- mıanlarmın padişaha sadakat gös­ tererek Arabi paşa aleyhine itti­ haz olunacak tedbirlere iştirak et­ meleri isteniliyordu. Ârabinin ha­ reketi takbih olunmak suretile pa­ dişah tarafından himaye gördü­ ğü fikri tekzib ediliyordu.

Hazırlanan türkçe metnin arap- çaya naklinde Sultan Hamid bir çok müşkülât ve taallûller, teah- hurlar çıkarmıştı. Nihayet şeyh Ebülhüda efendi ile feraset vekili Ahmed Esad efendi tarafından yapılan tercümeyi kabul etmişti!

İngiltere Ârabinin (padişah ve halife) namına asi ilânını istiyor­ du. Beyannamede Arabi (hükü­ mete) asi olarak gösterilmişti.

Bu beyannamenin sonlarında Arabi için şu ittihamlarda bulunul­ muştu :

(Şeran meşrut ve herkes nez- dinde müsellem olan istitaatin ademini düşünmiyerek birçok ki­ şinin kanını döktürdü; Mısıra ec­ nebi müdahalesini davet etti; İs- kenderiyenin topa tutulmasını mü­ teakip hidivin ikametgâhını mu­ hasara altına aldı; Derviş paşa ile Lebib ve Esad efendilerin nasi­ hatlerini dinlemedi; bunlara (Mı­ sıra ecnebi askeri gelirse velev Os- manlı askeri olsun mukavemet ederim) cevalbile mukabele eyle­ d i; kendisini iyi harekete teşvik için ihsan edilen birinci mecidî nişanının kadrini bilmedi.)

Her halde bu beyanname îngi- lizlerin elinde manevî bir silâh olacaktı. Bu istediğine de nail olan İngiltere kendisile askerî muka­ vele yapılmadıkça Mısıra Osmanlı askeri şevkine mümanaat edece­ ğini, gönderilirse düşman muame­ lesi göstereceğini Babıâliye bil­ dirdi.

((A rkası var)

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

«— Herkes, dedi, benim An­ kara radyosundan ayrıldığımı sanıyor. Halbuki ben radyodan

Ahmet SARI’ya ise (Gaziosmanpaşa Üniversitesi) “Kimya alanında, faz değişimi yoluyla enerji depolayabilen yeni ve üstün özelliklere sahip maddelerin üretimi ve

Birincisi, ulusal egemenliğin kabulü ve bu çıkış nok­ tasından cumhuriyete varış, yani siyasal devrim; İkincisi, yeni yasalarla yönetimde eski teokratik re­ jim yerine

Her ne kadar söz konusu terimler bu adlandırmalarda eş anlamlı kelimelermiş gibi birbirlerinin yerine kullanılıyor olsalar da Taşkörüzâde başta olmak üzere konu ile ilgili

Anemia of prematurity (39%, n=17), respiratory illness (24%, n=10), urinary tract (24%, n=10) infections are the most common reasons for rehospitalization in premature infants,

Değil kırk sene hayatı bir şarkıdan farzederek dördünde üçü süzinâkna melerle terennüm etmek, hatta kırk sene esnafın şiv ei biinsafına ve idare

Bir süre önce Türkiye'de “Devlet Sanatçısı” seçilen, fakat bu ödülü reddeden Yaşar Kemal, Strasbourg Üniversitesinin diplomasını,. fahri

Merhume Azize Eldem ve murhum Ismil Hakkı Eldem'in oğlu, merhume Naciye Sultan ve merhum Kâmil Killigil'in damadı, merhume Galibe Okyar, mer­.. hum Vedat Eldem ve